Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Makale ve Köşe Yazıları (https://www.forum.medineweb.net/516-makale-ve-kose-yazilari)
-   -   AYETLERİN NÜZUL SEBEBİ NEDEN KUR'ANDA BAHSEDİLMEMİŞTİR? (https://www.forum.medineweb.net/makale-ve-kose-yazilari/17157-ayetlerin-nuzul-sebebi-neden-kuranda-bahsedilmemistir.html)

HALUK GÜMÜŞTABAK 26 Şubat 2010 21:06

Ayetlerin nüzul sebebi neden kur'anda bahsedilmemiştir?
 
Değerli arkadaşlarım günümüzde söylenilen ve inanılan bir inanç var ki, ne yazık ki buna inandığımızda kur’anın birçok ayeti neredeyse devre dışı kalmakta ve anlatılan anlamların dışına çıkartılmaktadır, buda ayetlerin nüzul sebebini bilmeden ayetin ne söylediği anlaşılmaz düşüncesi, fikri neden olmuştur.

Şimdi lütfen rabbin kur’anda onlarca ayetini hatırlayalım ve bunun üzerinde düşünelim, rabbim ben her şeyden nice örnekler verdim ve sizlere apaçık ayetlerimi anlattım diyordu. Kur’anın ipine sarılan bana ulaşır diye de birçok ayetinde bizleri kur’ana yönlendiriyordu. Elçisini hatırlayın bizlere kur’anı tebliğ etmesi gerektiği konusunda uyarıyor, bunu yapmadığı takdirde görevini yapmamış sayarım diyordu. Şimdi düşünelim birileri karşımıza çıkıyor ve diyor ki, Kuranın ayetlerinin nüzul yani iniş sebeplerini bilmediğimiz takdirde, ayetler ne anlatıyor bilemeyiz. Hani Rabbim anlaşılır gönderdim diyordu? Acaba neden Kuranda ayetlerinin iniş sebepleri konusunda bir açıklama yapmamışta, bizleri ilgilendiren kısımlarını aktarmıştır bunu hiç düşündük mü? Yoksa HÂŞÂ Rabbim ayetlerin daha iyi anlaşılması konusunda bir eksiklik mi varda birileri bunu tamamlama çabasına girmiş? (Rabbim bu sözlerimden dolayı affet) Bakın eğer ayetlerin anlaşılması için nüzul sebebini bilmemiz lazım dersek, koskoca bir silahı kafamıza dayamış oluruz bunu unutmayalım. Buna inanırsak isteyen istediği sebebi söyler ve bizleri kendi doğrultusunda yönlendirir, bizlerde gerçek anlatılmak istenenden uzakta iman etmiş, ancak kendimizi kandırmış oluruz.

Şimdi konumuz ile ilgili olan bakara suresi 189. ayeti değişik meallerde yazalım ve anlamaya çalışalım. Acaba iniş sebebini açıkladıkları konuyla bizlerin okuduğunda anladıkları arasında ne farklar var kendimiz değerlendirelim.


Diyanet vakfı meali: Sana, hilâl şeklinde yeni doğan ayları sorarlar. De ki: Onlar, insanlar ve özellikle hac için vakit ölçüleridir. İyi davranış, asla evlere arkalarından gelip girmeniz değildir. Lâkin iyi davranış, korunan (ve ölçülü giden) kimsenin davranışıdır. Evlere kapılarından girin, Allah'tan korkun, umulur ki kurtuluşa erersiniz.




Muhammet Esed meali: 189. SANA ayın evrelerini soruyorlar. De ki: “Onlar, haccın ve insanların [öteki faaliyetlerinin] vaktini gösterir.”Öte yandan erdemlilik, [zannedildiği gibi] evlere arkalarından girmeniz değildir; ama gerçek erdem sahibi, Allah'a karşı sorumluluk bilinci duyandır. O halde evlere kapılarından girin ve Allah'a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun ki gerçek mutluluğa erişebilesiniz.

Muhammet Esed in bahsedilen konuda açıklaması:( Yani, gerçek erdemlilik, imanî meselelere “arka kapıdan” yaklaşmak, yani yalnızca çeşitli dinî vecîbelerin ifası için konulmuş şekil ve sürelere uymaktan ibaret değildir. Bu şekil ve süre sınırlamaları, kendi başlarına ne kadar önemli de olsalar, her eyleme onun ruhsal “giriş Kapısı”ndan, yani Allah'a karşı sorumluluk bilinci duyarak yaklaşılmadıkça, gerçek hedeflerine ulaşmış olamazlar. Bâb (“kapı”) kelimesi, mecazî olarak “bir şeye nüfûz etmenin, yahut ona ulaşmanın yolları”nı gösterdiğinden “bir eve (ön) kapısından girme” mecazı, klasik Arapçada çoğunlukla bir probleme doğru yaklaşımı anlatmak için kullanılır (Râzî).

Yukarıda sizlere iki değişik meallerden ayeti yazdım. Bu ayetleri okuduğumuzda Sayın Muhammet Esed in açıklamasını okumasak bile, yapılması gereken şeyin yanlış yapıldığı, yani girilmesi gereken yerden girmemenin, bizleri yanlış işler yapmamıza örnek bir mecaz anlatımla anlatıldığı belli oluyor ayette. Allah a karşı sorumluluk bilinci olan, takva sahibi olan insan yaptığı işi doğru yapar işe doğru yönde başlar diyor. Şimdide Sayın Muhammet Esed in mealinde arka kapıdan sözüyle anlaşılması gereken mecazi anlatımı hatırlayın lütfen. (her eyleme onun ruhsal “giriş Kapısı”ndan, yani Allah'a karşı sorumluluk bilinci duyarak yaklaşılmadıkça, gerçek hedeflerine ulaşmış olamazlar.) Bakın ne kadar güzel, her okuyanda buna yakın anlıyor zaten.

Bizlere kur’an ayetlerini anlayabilmemiz için, nüzul sebebini bilmemiz lazım diyenler, bakın bizleri nasıl yanlışa yönlendiriyor ve ayetten bizlerin nasılda nasiplenmemizi engelliyorlar ona bakalım.

(Ayetin iniş sebebi bilinmeden evlere arkalarından girmenin ne demek olduğu bazı insanlar için anlaşılmaz görünebilir, hatta bunun mecazi bir deyim olduğu düşünebilir.

Oysa bu ayet, Kureyş dışındaki Ensar ve diğer Arap kabilelerin ihramdayken evlere kapılarından girmeyi günah saymaları, bu yüzden de evlere arkalarından açtıkları deliklerden girip çıkmaları, böyle yapmayanları da ayıplamaları üzerine nazil olmuştur.)

Yukarıdaki düşünceyi ve sözleri destekleyen hiçbir delil yoktur. Ayrıca ayeti okuyan hiç kimse bunu anlaması ya da Rabbin bunu kastettiğini söylemesi de mümkün değildir. Bunu kabul ettiğimizde Kuranın anlaşılır ve açık deliller olduğunu söyleyen tüm ayetlere de ters düşer. İşin ilginci buna inanırsak ayetin bugün hiçbir hükmü kalmamış demek anlamına gelir. Hâlbuki rabbim ayetleri tüm zamana uygun anlaşılacak ve ibret olacak bir şekilde bizlere gönderdiğini söylüyor, elbette çok özel peygamberimize ve eşlerine inen ayetler hariç. Onlarda bile bizler için büyük dersler vardır.

Sizlere bir örnek vermek istiyorum, bir arkadaşımızla tartışırken ona şu ayeti örnek göstermiştim ve bana bakın bahsettiğimiz konuda nasıl bir cevap verdi?

Ankebut 51. Karşılarında okunup duran bir kitabı sana indirmiş olmamız onlara yetmiyor mu? Bunda, inanan bir toplum için elbette ki bir rahmet ve bir öğüt vardır.

Ben bu ayeti ona hatırlatıp, bakın rabbim o günkü kuranı yeterli görmeyen ve eski geleneklerinden kopamayan topluma ne diyor?

(. Karşılarında okunup duran bir kitabı sana indirmiş olmamız onlara yetmiyor mu?)

Bunu hatırlattığımda verdiği cevap aslında çok düşündürücüydü. Bana şunu söyledi; Siz bu ayetin nüzul sebebini biliyor musunuz? Bu ayet o günkü topluma inmiştir. Bunun sebebini bilmeden günümüze uygulayamazsınız. İşte NÜZUL silahının tam kalbimizden nasıl vurduğunun açık delilidir. Bunu söylediğiniz zaman bu ayetin günümüzde hükmü artık yoktur demektir. Hani bir ayeti kabul etmediğimizde gerçek iman etmiş sayılmayız diyorduk ne oldu? Bugün Kur’anın hükümlerini yeterli görmeyip hala atalarından gelen ama Kur’anın hiç bahsetmediği hükümlere iman edenlere hitap etmiyor mu sizce bu sözler? Hani Kuran tüm cihana ve zamana hitap ediyordu ne oldu? Demek ki işimize gelmediğinde NÜZUL silahı çok işe yarıyormuş. Bu konuda devre dışı bırakılan o kadar çok ayet var ki, hangi birisini anlatayım bilmiyorum. Bu konu ile ilgili bir yazıdan bazı alıntılar nakletmek istiyorum konunun daha iyi anlaşılması için.


(En son bid’at mezheplerden birisi olan “ modernizm”in temsilcilerinin, Kur’an’ın “tarihsel” bir kitap olduğunu, yani ihtiva ettiği hükümlerin 7. yüzyıla ait olduğunu, bugün için geçerliliğinin bulunmadığını söylemesi, en başta sakat bir “Allah inancı” taşıdıklarını gösterir. (Bu inanç birçok tarikat ve inanç sisteminin içine sızmıştır.) Tarihselcilik görüşünü benimseyen modernistler, Kur’an ayetlerinin sadece indikleri dönemin meseleleriyle ilgilendiğini, dolayısıyla bugüne hitap etmediğini söylerler. Mesela Tebbet Suresi hakkında şunları duyarsınız tarihselcilerden: “Bu surede Ebu Leheb ve karısı anlatılıyor. Oysa bugün ne Ebu Leheb var, ne de onun “odun hamalı” karısı. Öyleyse Ebu Leheb’in ve karısının hayatta olduğu dönem için anlamlı olan bu sure, bugün bize hitap etmiyor demektir…”

Şu halde herhangi bir olay ( sebeb -i nüzul) üzerine vahyin inmesi hadisesini şu şekilde izah etmek gerekiyor:
Allah Telâ’nın, meydana geleceğini ezelden beri bildiği bir olay, günü-saati geldiğinde vuku buluyor, olayı yaşayan kişi Efendimiz s.a.v.’e gelerek başından geçen hadisenin hükmünü soruyor ve bunun üzerine, ezelî kelamın o olaya taalluk eden kısmı bir ayet olarak indiriliyor.

Levh-i Mahfuz’un mahiyeti
Peki vahyi indiren Cebrail a.s. onu nereden alarak Efendimiz s.a.v.’e getiriyordu? Kur’an’da şöyle buyurulur :
“Hayır, (sana vahyedilen ) o (kitap), kadri pek büyük bir Kur’an’dır . Ki Levh-i Mahfuz’dadır .” ( Bürûc , 21-22 )
“… ki bu, hakikaten çok değerli bir Kur’an’dır ; korunmuş bir Kitap’ta Levh-i Mahfuz’da) dır .” (Vâkıa, 77-78 )
“Doğrusu biz onu Arapça olarak okunacak bir Kur’an kıldık ki, akıl erdiresiniz. Şüphesiz o, katımızda bulunan Ana Kitap’tadır. Şanı yücedir, hikmetle doludur.” ( Zuhruf , 4)

Bu ayetler, Kur’an ayetlerinin Levh -i Mahfuz’da bulunduğunu ifade etmektedir. Öyleyse şunu anlıyoruz ki, Cebrail a.s , Rasul -i Ekrem s.a.v Efendimiz’e getirdiği Kur’an ayetlerini, Levh -i Mahfuz’dan almaktadır. Ve yine şunu anlıyoruz ki, Kur’an ayetleri, peyderpey nazil olurken, hatta nüzul sürecinden çok daha önceleri Levh -i Mahfuz’da bir bütün olarak mevcuttu.

Öyleyse belli bir nüzul sebebi üzerine inen ayetlerin, o nüzul sebebi meydana gelmeden önce de aynen var olduğunu söylemek durumundayız.
Zamanın başından sonuna kadar ve mekânın her boyutunda olmuş ve olacak her şeyin bilgisine sahip olan Yüce Allah’ın, insanlığa gönderdiği son vahyin 21. yüzyıl insanı hakkında “geçerliliğini yitirmiş” olduğunu ileri sürmek mümkün değildir. Böyle bir şey söyleyebilmek için, Allah Tealâ’nın ilminin -hâşâ- sınırlı olduğuna inanmak gerekir ki, böyle bir düşünce sahibinin dinden çıkmasına sebep olur.
Bir de, dünyadaki, hatta sadece dünyadaki değil, evrenin herhangi bir yerindeki herhangi bir olayın, henüz meydana gelmeden önce Levh -i Mahfuz’da kayıtlı bulunduğu gerçeğini hesaba kattığımızda, yukarıdaki düşüncenin en başta Kur’an’a aykırı olduğu daha iyi anlaşılmış olacaktır.

Bir diğer ifadeyle, belli bir nüzul sebebi üzerine indirilen ayet de, onun inişine sebep kılınan olayın meydana geleceğine dair bilgi de ezelden beri Levh -i Mahfuz’da kayıtlı olduğundan, doğru olan şöyle düşünmektir:
Zaman bizi bağlar, Cenab-ı Hakk’ı değil.
Herhangi bir olayı, meydana geldiği tarihle bağlantılı düşünmek insana mahsus bir tavırdır. Çünkü bizler, zamandan ve mekândan bağımsız düşünemiyoruz. Oysa Allah Tealâ için dün de, bugün de yarın da birdir. Zaman O’nun yarattığı bir şeydir; O’nun ilmini ihata edemez, kuşatamaz, etkileyemez. Bizler sadece geçmişe ve bugüne ait şeylerin malumatına (hatta onların da cüz’i bir kısmına) sahip iken, Allah Tealâ bütün zamanların ve bütün mekânların, hatta zaman ve mekân ötesinin ( gaybın ) bilgisine sahiptir.

Dolayısıyla bizim, “tarihin belli bir dönemine ait” olarak gördüğümüz şeyler ile bugüne ait gördüğümüz şeyler, aslında bizim sınırlı değerlendirmemize göre böyledir. Allah Tealâ nezdinde ise bunlar arasında hiçbir fark yoktur.
Mukaddes Kitabımızın tamamının veya bir kısım hükümlerinin artık geçerliliğini yitirdiği iddiasını bir de bu en temel akaid bilgisine göre değerlendirmek gerekir. Açıkça görülüyor ki, bu tarz iddia sahiplerinin asıl sorunu Allah tasavvuruyla alakalıdır. )

Yukarıda bilgilerin Semerkant dergisinden alıntı olduğu yazılıydı belirtmek isterim. Gerçektende Rabbim gönderdiği ayetlerin nüzul sebeplerini bizlere açıklama gereği duymamış ise, bunu sanki bir eksiklik gibi görüp, beşerin rivayetleri ile anlamaya çalışmak bizleri ayetin özünden anlatılmak istenen manadan uzaklaştıracaktır. Şöyle bir araştırın, birçok ayet için neredeyse o kadar çok şeyler söyleniyor ki, okuduğunuzda ayetin konusuyla ilgili olmadığını göreceksiniz.


Son olarak şunu söylemek ve hatırlatmak isterim. Rabbim Kur’anda ayetlerin Nüzul sebebini açıklamamışsa bunun çok önemli bir sebebi olduğunu unutmamalıyız. Kuran ayetleri ve açıklamaları yalnız indiği devre değil, Tüm cihana ve zamana hitap edecek şekilde indirilmiştir, öyle kelimeler ve sözcükler kullanılmış tır ki, her çağ kendisine hitap edecek bir mana çıkarabilmiştir. Eğer Rabbim ayetleri indirme sebeplerini açıklasaydı hepimiz bugün birçoğumuzun yaptığı gibi, ayetleri devre dışı bırakır, artık hükmü kalkmıştır der ve ne söylerdik bir düşünelim lütfen. Sanırım çoğumuz şunu söylerdik, bu ayet bu olay ve o devirin insanlarına indirilmiş artık bu devirde böyle konular yok, o zaman bizi bağlamaz. İşte gelecekten habersiz bağnazca buna benzer kim bilir neler söylerdik. Evet, aynen bunu yapardık eminim. Şimdide bundan farkı yok, yine yanlış inançlarını dine sokmak için başka yollar bulunmuş ve adeta bizlerin düşünme yeteneğimizi elimizden almışlar. Rabbin hiç bahsetmediği nüzul nedenini bilmek lazım diyerek, toplumun kafasında kur’an ile ilgili şüpheler yaratılmış kafalar bulandırılmıştır. Amaç toplumu kur’andan uzaklaştırmak, ektikleri zehirleri topluma daha rahat enjekte etmekti, ne yazık ki bunda başarılıda oldular. Günümüzde birçok ayetin hükmünün olmadığını ve birçok ayetinde zamanla nesh edildiğini (hükmünün kalktığını) söyleyerek, Rabbin ayetlerinden toplumu uzaklaştırmışlardır.

Herkes kendisinden sorumludur ve hesabı kendisi verecektir. Bu yazdıklarım benim düşüncelerim ve kurandan anladıklarımdır yalnız beni bağlar. Sizlere düşen kuranı anlayarak bol bol okuyup rabbin ne söylediğini anlamaya çalışmak olmalıdır. Bende bir beşerim her zaman hata yapabilirim, onun içindir ki bizlere anlatılan, öğretilen bilgileri mutlaka her Müslüman kur’ana müracaat edilip anlayıp, düşünüp ondan sonra kabul etmelidir. Yaratanda bu yolu bizlere tavsiye ediyor, okuyun, düşünün ve akledin. Rabbim yardımcımız olsun. SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Yitiksevda 26 Şubat 2010 21:28

RE: AYETLERİN NÜZUL SEBEBİ NEDEN KUR'ANDA BAHSEDİLMEMİŞTİR?
 
Kuranın vahy ediliş süreci canlı bir hayata hitap ettiğini Nuzül sebebi ile anlıyoruz.
Örneğin Nisa suresindeki şu ayetlerin Nüzul sebebine baktığımızda Abdullah b Ümmü Mektum Resulullaha özründen ötürü cihad edemeyeceğini söyleyince Allah azze ve celle tarafından bu ayet nüzul olmuştur.Yani Kuran o asırda bire bir çözülmesi gereken mevzulara çözüm sunulması Kuranın canlı bir hayatta var olan olaylar ve sorunlara çözüm üzere inmiştir..

Lakin Nuzül sebebini bilmek bizlere Kuranı daha iyi anlama mantığı ile hareket etme kolaylığı sağlar Kuranın mesajı belli bir olay üzere inmiş olsa dahi Tüm asırlara ve çağlara belli bir olay üzerinden hitap etmektedir O asırda Nüzul sebebi ile bağlı kalamaz her daim canlı hayata hitap etmektedir:

Bir mazeretleri olmaksızın mücadeleden kaçınan müminler ile Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla çaba gösterenler bir olamaz: Allah, mallarıyla ve canlarıyla üstün çaba gösterenleri mücadeleden kaçınanlardan daha üstün bir mertebeye yüceltmiştir. Allah bütün (müminler)e nihai güzellik vaat etmiş olmasına rağmen, Allah yolunda üstün çaba gösterenleri, (kendilerine) büyük bir mükafat (vaat ederek) mücadeleden kaçınanlardan üstün kılmıştır,
(Nisa 95)

(hesapsız) mertebelerle ve günahların bağışlanmasını ve rahmetini (vaat ederek); çünkü Allah çok bağışlayıcıdır, rahmet kaynağıdır.
(Nisa 96)

Medine-web 26 Şubat 2010 21:47

RE: AYETLERİN NÜZUL SEBEBİ NEDEN KUR'ANDA BAHSEDİLMEMİŞTİR?
 
sayın gümüştabak,
gene enteresan bir konu ile buluşturdun bizi.ve kullandığın dil o kadar kibar ki(Allah razı olsun),altın tepside zehiri içiriyorsun.ve bu kibar dilin ile derdini anlatmayı başarıyorsun ama arka planda uygulamak istediğini pek ala kamufle edebiliyorsun.
madem sofra kuruldu bizden de iştirak etmek düşer.ama sofranın zenginliği gözümüzü kamaştırmıyacak midemizi ifsat etmiyeceğiz.
konunuzu açalım;
diyorsun ki esbabı nuzule inanmak amel etmek kuran a eksiklik getirecek,ve gereksiz anlaşılmaz bir konudan uzak kalmak gerekir.
bakın,esbabı nuzul ayetlerin anlaşılması için bir malzemedir.tefsirin vazgeçilmez ayağıdır.bazı ayetler varki esbabı nuzulu bilinmediği zaman yorumda zemin kaygan olur.
mesela;
"Doğu da, batı da Allah'ındır. Nereye dönerseniz Allah'ın yüzü oradadır" ayetinden hareketle namazlarda Kâbe'ye yönelmenin şart olmadığı kanaatına varmak mümkündür. Ama nüzûl sebebini araştırdığımızda ayetin, yolculukta bir bineğe binmiş nâfile namaz kılan ya da kıblenin hangi tarafta olduğunu bilmeyip bir değerlendirme yaptıktan sonra bir tarafa yönelip namaz kılan, sonradan da yöneldiği tarafın kıble olmadığını gören kimse hakkında inmiş olduğunu öğrendiğimizde durum açığa kavuşmaktadır.
mesela,
"İnananlara ve yararlı iş işleyenlere tatmış olduklarından dolayı bir sorumluluk yoktur" ayetine bakarak içkinin mübah olduğunu söyleyenlerin çıkması mümkündür. Ama ayetin, içkinin yasaklanmasından önce içki içmiş ve ölmüş müslümanların durumlarının ne olacağına dair tereddütleri yok etmek için indiğine nüzûl sebebiyle ilgili rivâyetlerden öğrendiğimizde; ayetin, sadece bu kimseler hakkında olduğuna hükmediyoruz
vs.vs.vs
örnekleri çoğaltmak mümkündür.kuranı tefsir etmek için nasıl ki,lüğat sarf nahiv ilimlerine ihtiyaç var,nasıl ki fıkıh akaid blmek lazım,nasıl ki siyer ve tarih bilmek lazım,aynı şekilde sebebi nuzul da tefsirin yardımcı bir ayağıdır.ayetlerin anlaşılması,kaygan zeminden bertaraf olması için elzemdir.hiç bir müfessir sebebi nuzulu hafife almış değildir.bilakis sebebi nuzulu önemsemiş ve yorumlarında kullanmışlardır.
esbabı nuzul elzemdir ve sizin yaldızlı düşüncenize katılmam imkansızdır.
saygılar...

islamoğlu 27 Şubat 2010 12:49

RE: AYETLERİN NÜZUL SEBEBİ NEDEN KUR'ANDA BAHSEDİLMEMİŞTİR?
 
Kur'an'ın indiği ortam ve ayetlerin arka planını veren en önemli üç kaynak şüphesiz ki, sünnet, hadis ve siyerdir. Sünnet ve Hadis çoğu kimsenin birbirine karıştırdığı gibi aynı anlama gelen iki kavram değildir. Sünnet Resulün pratiğinin adı olup, hadisle anlamdaş olmadığı halde hadisi de siyeri de kuşatır. Hadis ise, peygamberden olduğu kesin olan (mütevatir) haberler için kullanıldığı gibi zanni olan haberler (ahad) için de kullanılır.

Bu esaslar ile Kur'an'ı ele aldığımızda en iyi sonuca varabiliriz Nuzül sebebi bilindiğinde ayeti kerimeyi anlamada daha doğru sonuca varabiliriz.



Örneğin Allah'ın arşını sekiz melek taşır nüzul sürecine baktığımızda Mekke müşrikleri kabeyi tavaf ederken 4 veya 6 kişi ile kendilerini taşıtarak en büyük güce sahip oldukları mesajını veriyorlardı Allah'u teala onların bu tavrına binaen Sizi 4 ve 6 taşırken benimde Arşımı 8 melek taşır mecazi söylemi ile En büyük olanın kendisi olduğunu belirtmiştir.Çoğu müfessir bu ayete Arşı taşır mesajı verirken işin özünde Allaha sınır ve mekan tayin edilemez çünkü Allah her şeyden münezzehtir....

Şimdi haluk bey size sorayım Nüzul sebebi önemli değil derseniz Allah resulünün Zeynep ile evliliği Nüzul ile sabit değilmidir Yada İfk hadisesi O zaman nedenlere bağlı değilse neden Allah resulü ve Sahabeler İfk hususunda Uyarılıyor hatta tenkit ediliyorlar o zaman nüzula bakmadan biz bu ayetleri kimin üzerine yoracağız Lütfen Akıl işletilmeli Ama Vahyi doğru şekilde anlayacak biçimde Akıl olmalı yoksa kendi nefsani isteğine uygun Akıl cehaleti giderir ama doğru yola iletmez .......

ali 27 Şubat 2010 22:05

RE: AYETLERİN NÜZUL SEBEBİ NEDEN KUR'ANDA BAHSEDİLMEMİŞTİR?
 
sayın yazarın sebebi nuzulunu bilsemmm sorun çözülür çay-kahve000

HALUK GÜMÜŞTABAK 28 Şubat 2010 13:16

Re: Ayetlerin nüzul sebebi neden kur'anda bahsedilmemiştir?
 
Yazılanlara cevap vermeden önce Sayın Abdulmelik beyin şu sözleri üzerinde gerçekten çok ama çok düşündüm.

(altın tepside zehiri içiriyorsun. Ve bu kibar dilin ile derdini anlatmayı başarıyorsun ama arka planda uygulamak istediğini pek ala kamufle edebiliyorsun.)

Sayın arkadaşım, eğer ben Rabbin kur’anda emrettiği bir şeyin tersini söylüyorsam ve kur’anda çelişki yaratmak için insanların beyinlerini bulandırıp rabbin kelamından uzaklaştırıyorsam, çok iyi biliyorum ki hem bu Dünyada hem de mahşerde cezaların en büyüğüne çarptırılacağım. Bu sözleriniz üzerine ancak şunu söyleyebilirim. Eğer amacım dine nifak sokmak, yani sizin deyiminizle altın tepside zehir aşılamak ise amacım, RABBİM HEM BU DÜNYADA HEMDE MAHŞERDE CEZALARIN EN BÜYÜĞÜ İLE BENİ CEZALANDIRSIN. Ya bu sözleriniz ile beni, düşünmediğim aklımdan bile geçirmeye korktuğum ve asla yapmadığım bir şey ile suçluyorsanız? Bunun da hükmünü Rabbim e bırakıyorum.

Ayetlerin Nüzul sebebi dediğimizde ne maksatla indiği, olayların sebep ve sonuç ilişkileri arasındaki nedenin ne olduğunu anlamak ve açığa çıkarmak anlamını taşır. Rahman zaten bazı ayetlerinde bunu gerekli gördüğünde kur’an içinde yapıyor. Örneğin peygamberimize eşi hakkında şikâyete gelen ve kendisine zihar eden kocasını anlatan, kadının sesini duydu ve ayetini indirdi diye açıklık getirir. Buna benzer çok açıklamalar vardır. Peki, neden hepsinde yoktur. Örneğin peygamberimize indirilen ve aile içinde eşlerinin hoşnutluğunu kazanmak adına bir helale haram dediği için uyarıldığı ayet vardır. Hatırlayın orada konu hakkında hiçbir açıklama yoktur, Hangi yiyeceğe haram demiştir peygamberimiz, olayın gerçekleştiği neden nedir açıklanmaz. Açıklanması gerekseydi elbette oda söylenirdi. Demek ki bazı olaylarda detay değil anlatılmak istenen ana konu önemlidir.

Allah Yunus suresinde şöyle seslenir bizlere.
( Sana vah yedilene uy ve Allah hüküm verinceye kadar sabret. O, hâkimlerin en hayırlısıdır.)
Bu sözleri düşünelim. Gerçekten Allah bizleri ilgilendiren her konuda hükmünü vermiş, zaten ayette de verdiğini söylüyor. Tam burada şunu düşünelim, acaba Rahman hükmünü (HÂŞÂ) çok açık nakletmedi mi bizlere? Eğer bazı ayetlerin nedenleri, yani oluş sebepleri hakkında detay vermediğinde kur’anda, bizler bu ayeti olayın oluş sebebini bilmediğimizden doğru anlayamayız dersek bunu söylemiş olmuyor muyuz, sizce bunu söyleyebilir miyiz? Hani Rabbim hâkimlerin, ayırt edip çözüm getirenlerin en hayırlısıydı? Bu durumda bazı ayetlerin iniş sebebi açıklanmamış olduğunda bizler tam anlayamıyor da birilerin açıklamasına ihtiyaç varsa, demek ki (HÂŞÂ) kur’anı anlamakta bir sorunla karşı karşıyayız demektir. İşte bazı müteşabih ayetlere bu yolla öyle anlamlar verilmekteki bahsedilen konuyla asla yakından bile bağlantı kuramazsınız. Örneğin hakka suresinde geçen (Allah'ın arşını sekiz melek taşır.) sözlerinden bakın aslında nüzul sebebi olarak nelerin olduğu söyleniyor diye yazılmış önce onları yazalım.

(nüzul sürecine baktığımızda Mekke müşrikleri kabeyi tavaf ederken 4 veya 6 kişi ile kendilerini taşıtarak en büyük güce sahip oldukları mesajını veriyorlardı Allah'u teala onların bu tavrına binaen Sizi 4 ve 6 taşırken benimde Arşımı 8 melek taşır mecazi söylemi ile En büyük olanın kendisi olduğunu belirtmiştir…)

Şimdide bahse konu ayetin öncesi ve sonrası ayetlere bakalım acaba bu açıklamayla yakından uzaktan benzeşme var mı?

15. işte o gün olacak olur (kıyamet kopar).
16. Gök de yarılır ve artık o gün o, çökmeye yüz tutar.
17. Melekler onun (göğün) etrafındadır. O gün Rabbinin arşını, bunların da üstünde sekiz (melek) yüklenir.
18. (Ey insanlar! ) O gün (hesap için) huzura alınırsınız; size ait hiçbir sır gizli kalmaz.
19. Kitabı sağ tarafından verilen:" Alın, kitabımı okuyun" der.

Ayetleri öncesine sonrasına baktığınızda kıyametin kopuşu anlatılıyor. Hesabın verileceği günün geldiği tasviri çiziliyor adeta beyinlerimizde. Şimdi sizlere şunu soruyorum Rabbim burada şuana kadar müteşabih bir konumda olan, yani manası daha açıklığa kavuşmayan arşı sekiz meleğin yüklenmesi örneğini, nasıl olurda kabeyi tavaf eden Mekke müşriklerini taşıyan 4 ve 6 kişinin güç gösterisi ile özdeşleştirir ve Rabbin arşı sekiz meleklere yüklendiğini sanki rahmanın bu cahillerle adeta yarışa girmiş gibi gösteririz? Yüce Rabbim asla böyle bir örnek, karşılaştırma yapmadığı halde nasıl olurda böyle bir karşılaştırmayı bizler yaparız. O müşrikler kim oluyor da Rabbim onları muhatap alsın. İşte nüzul silahı bakın nerelere götürüyor bizleri.

Allah bizlerin bilmesi gerektiği kadarını kur’anda anlatmıştır. Bunun tersini düşünmek kur’anı yeterli görmemekle aynıdır. Yalnız şunu düşünebiliriz ya da kabul edebiliriz. İndirilen ayetin mantığına ve vermek istediği anlama uygun bir olay ayet ile bağlantı kuruluyor ve anlatılıyorsa, bunda elbette hiçbir sakınca olamaz, yararlıdır da diyebiliriz. Günümüzde o kadar çok ayet nüzul silahıyla o kadar değişik anlamlara çekiliyor ki, işte bu bizleri rabbin doğru yolundan alıkoyuyor. Birçok müteşabih ayet bu yolla anlamlar veriliyor ve kendi inançları dine sokuluyor. Bu konu çok daha detaylı olduğundan buna değinmiyorum.

Son olarak şunu söylemek isterim. Bana isteyen istediği hakareti yapabilir, bu beni belki biraz üzer ama asla yıldırmaz. Lütfen şunu düşünün ben ne söylüyorum sözlerimi akılla mantıkla ve kur’an ile değerlendirin, daha açıktası beni Rabbin kelamıyla yargılayın, eğer ona zıt, ters bir şey söylüyorsam demek ki ben dine nifak sokmaya çalışan şerefsiz bir insanım demektir. Ben diyordum ki Rabbim her şeyden nice örnekleri değişik ifadelerle verdim sizlere kur’anda, bu kitaptan sorumlusunuz diyorsa, Rabbim açıklamadığı izah etmediği hiçbir konuda bizleri sorumlu tutmayacaktır. Rabbim sizlere bu kitabı rehber, güneş, gönül gözü olsun diye indirip, sizler bu kitaba sarılırsanız bana ulaşırsınız diyor da ben o rehberin çizdiği yolu bulmaya çalışıyorsam, bu yolda çaba gösteriyorsam acaba benim yaptığım yanlış mıdır? Bunun tersini söyleyen beşer, eğer bazı şeyler kur’anda açıklanmamıştır, bazı ayetlerin detaylarını yani sebeplerini bilmediğinde asla anlayamazsın ne anlama geldiğini diyor da bunu ayetle hiç ilgisi olmayan sözlere bağlantı kuruyor da hiçbir kanıt olmadan bana sunuyorsa, ben nasıl olurda Rabbin onca sözlerine ters düşen, bahsedilmeyen hüküm verilmeyen bu sözlere inanırım? Anlatılan bilgilerin doğruluğunun garantisini Rabbim mi veriyor bunu hiç düşündük mü? Doğru olduğunu nereden biliyoruz da hiç şüphelenmeden inanıyoruz? Yüce Rabbim bir ayetinde apaçık ayetleri bırakıp, müteşabih ayetlerin ardına düşen ve onlara anlamlar verenleri anlatıyor ve onlara nasıl kızıyor hatırlayınız. Benim söyleyeceklerim bundan ibarettir. Rabbim rehberinde bizlere iletilmesi gereken her şeyi ilettiği ve apaçık anlattığını söylüyor, daha açıkçası bu kitaptan soru

Medine-web 28 Şubat 2010 18:03

RE: AYETLERİN NÜZUL SEBEBİ NEDEN KUR'ANDA BAHSEDİLMEMİŞTİR?
 
sayın gümüştabak,
sanırım aynı dili konuşmuyoruz yada eleştiriyi kaldıramıyoruz.bakınız size hakaret etmedim buna ne hakkım var nede inancım izin verir.size eleştiri anlamında şunu yönelttim.;
1-Ben edilei şeriye olan KİTAP SÜNNET İCMA VE KIYAS ı şeri delil olarak görüyorum ve inanıyorum.ehli sünnet vel cemaat ekolu bunu benimsemiş ve yüzlerce alimin ortak görüşü.siz bunlrdan sadece KİTAP yeterli diyorsunuz.dolayısıyla inançlarıma aykırıdır bu.PEYGAMBERSİZ BİR KİTAP İSTEMİYORUM.
2-hadisi şeriflerin içinde mutlaka zayıf garip mevzu olabilir olacak da.bize düşen KİTAB'A AYKIRI OLANLARI AYIKLAMAK MI yoksa sünneti toptan red etmek mi ?siz red taraftarısınız çünkü tek kaynak KİTAB diyorsunuz.ilim ehli olmayan kardeşlerimizin zihinlerini bulandırmak şüpheye sokmak hoş değildir.siz kendinize göre haklı olabilirsiniz ve katıldığım noktalarınıda çoktur.sonuçta inancımızın ortak noktası KİTAB dır.öyle bir atmosferde yürüyorsunuz ki,yazıyorsunuz ki adeta hadisi şerifler askıya alınmak zorunda intibaını meydana getiriyorsunuz.
3-ŞÜPHE KURTTUR düştüğü sineyı kalbi bitirir.bu şüpheyı ortaya atıyorsunuz ve hadislerden soğutuyorsunuz.serzenişim budur size....
4-bir ilim adamı olarak sizi takdir ediyorum.çalışmalarınızı zevkle okuyorum.ve size fırsat vererek köşe tahsis ettik.aydınlanalım öğrenelim diye.size karşı menfi tavrım olsaydı bu fırsatı verirmiydim sizce?
5-unutmayın her dediğiniz doğru olmalı ama her yerde doğruyu söylemek doğru değildir.amentüyü bile bilmeyen insanlar vardır burda.üfürükçülükten meded uman insanlar vardır.gelenek ve görenekleri din olarak kabul edenler vardır.DİKKAT EDİN BUNLARI TAMAMEN BATIRIYORSUNUZ..söyledikleriniz tekniktir ilim adamlarını ilgilendirir.hafızasında beş ayet 3 hadis olmayan bir insan sizce uzaklaşırmı yaklaşırmı.nerdeyse islamı muharef hristiyanlıkla eşdeğer seviyesine getiriliyor.muharef uydurma hadislerle dopdolu bir lslam...! bunumu insanlara öğretmeye çalışıyrosunuz.?
üzüntüm budur...

kurtmehmet 28 Şubat 2010 22:31

RE: AYETLERİN NÜZUL SEBEBİ NEDEN KUR'ANDA BAHSEDİLMEMİŞTİR?
 
Sen elbette yüce bir ahlak üzeresin" (Kalem 4)
"Ant olsun, Allah 'ın resulünde sizin için… güzel bir örnek vardır" (Azhab 21)
"Nitekim biz size, ayetlerimizi okuyacak, sizi kötülükten arıtacak, size kitabı ve hikmeti ve bilmediklerinizi bildirecek, aranızdan bir peygamber gönderdik"( Bakara 151)
"Kim Resûl'e itaat ederse Allah'a itaat etmiş olur Yüz çevirene gelince, seni onların başına bekçi göndermedik! "(Nisa 80)
"De ki, Ey insanlar, şüphesiz ben göklerin ve yerin yaratıcısı ve sahibi olan ve kendisinden başka tanrı bulunmayan, hem dirilten hem öldüren Allah'ın sizin için görevlendirdiği peygamberim Sizler de Allah a ve O'nun okuyup yazması olmayan, Allah a ve sözlerine inanmış olan Peygamberlerine inanın, ona uyun ki, doğru yolu bulabilesiniz"(Araf 158)

• Hz Muhammed Güvenilir Bir İnsandı:
"…Emrolunduğun gibi dosdoğru ol!" (Şura 15)
"Onlar seni yalanlamıyorlar, fakat o zalimler Allah'ın ayetlerini inkâr ediyorlar"(Enam 33)
"Onlar emanetlerini ve sözlerini yerine getirirler"(Mümin 8)
"Bir peygambere emanete hıyanet yaraşmaz, kim emanete ihanet ederse, kıyamet günü hainlik ettiği şeyin günahı boynuna asılı olarak gelir"(Ali İmran 161)

• Hz Muhammed Merhametliydi:
"Ey Muhammed! Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik"(Enbiya 107)
"Ant olsun ki size kendinizden öyle bir peygamber gelmiştir ki sizin sıkıntıya uğramanız ona çok ağır gelir O, size çok düşkün; müminlere karşı çok şefkatlidir, merhametlidir" (Tevbe 128)
"…Onlara yumuşak davrandın! Şayet sen kaba, katı yürekli olsaydın, hiç şüphesiz etrafından dağılıp giderlerdi… Onları affet, bağışlanmaları için dua et…"(Ali İmran 159)

• Hz Muhammed Hakkı Gözetirdi:
"…Eğer hükmedecek olursan aralarında adaletle hükmet Çünkü Allah adil olanları sever"(Maide 42)

kurtmehmet 28 Şubat 2010 22:39

RE: AYETLERİN NÜZUL SEBEBİ NEDEN KUR'ANDA BAHSEDİLMEMİŞTİR?
 
Ey inananlar! And olsun ki, sizin için, Allah’a ve âhiret gününe kavuşmayı umanlara ve Allah’ı çok anan kimselere Rasûlullah (Allah’ın Elçisi) en güzel örnektir”(Ahzâb, 33/21)
İnsanlığın büyük ahlâk örneğine, binlerce salât, selâm ve rahmet olsun

kurtmehmet 28 Şubat 2010 23:02

RE: AYETLERİN NÜZUL SEBEBİ NEDEN KUR'ANDA BAHSEDİLMEMİŞTİR?
 
PEYGAMBER EFENDİMİZ (SAV) UYMANIN FARZİYETİ İLE İLGİLİ AYETLER VE HADİSLER:


°"ALLAH ve Rasulü bir işe karar verdiği zaman, gerek inanan bir erkeğin gerek inanan bir kadının kendilerine ait bir işte tercih hakları olamaz Her kim ALLAH'a ve peygamberine asi olursa açık bir sapıklık etmiş olur" Ahzâp/36


°"Hayır! Rabb'ine andolsun ki, aralarında çıkan anlaşmazlık hususunda seni hakem kılıp, sonra da verdiğin hükümden içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın (onu) tam manasıyla kabullenmedikçe iman etmiş olamazlar" Nisa/65


°" Peygamber size ne verdiyse onu alın (ne emrettiyse onu yapın) Size ne yasak ettiyse ondan da sakının (ona muhalefet etmeyin) ALLAH'tan korkun; çünkü, (Peygamber'e muhalefet edenlere karşı) ALLAH'ın azâbı çetindir " Haşr/7


° "Resule itaat eden, ALLAH'a itaat etmiş olur" Nisa/80


°"Nefsani arzuları, benim ortaya koyduğum şeylere boyun eğmeyen kimse mü'min olamaz" Hadis'i Şerif


°"Bana Kur'ân ve onunla beraber onun gibisi (sünnet) verildi Yakında karnı tok, koltuğuna yaslanmış birisi , 'Size bu Kur'ân yeter ; onda neyi helâl bulursanız , onu helâl kabul ediniz; onda neyi haram bulursanız, onu'da haram biliniz' diyecek Şunu iyi biliniz ki, Resulullah'ın haram kıldığı da ALLAH'ın haram kıldığı gibidir" Hadis'i Şerif (Ebû Davûd)
SAYGIDEĞER BEN CAHİL BİRİSİYİM YAZILARINI DEFALARCA OKUDUM BU AYETLER VE HADİSLER HAKKINDADA YORUMLARINIZI BEKLİYORUM İNŞALLAH
BEN CAHİL AKLIMLA HADİSLER OLMADAN İNSAN DOĞRU YOLU BULAMAZ YANILIYORSAM ALLAH CC AFF ETSİN İNŞALLAH (SAYGILAR) hocam ne olur yanlış anlamayın sizi eleştiriyorda değilim ne haddimize ESSALAMÜN ALEYKÜM

HALUK GÜMÜŞTABAK 01 Mart 2010 11:33

Re: Ayetlerin nüzul sebebi neden kur'anda bahsedilmemiştir?
 
Değerli kurt Mehmet kardeşim size daha detaylı cevap verebilmek için bir yazımı konu başlığı altında ekledim oradan okursanız çok daha iyi anlayacaksınız umarım.

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Sayın arkadaşım Allah elçisine kesin itaati emreder, çünkü Allah ile kulları arasında elçilik görevini yapıyorda ondan. Çünkü elçi vasitasıyla herşeyi gönderiyor ve onun gönderdiğine uyulmasını itaat edilmesini istiyor. Biliyorki elçisi gönderdiği hiç bir söze tek bir kelime bile eklemez, ekleyemez. İşte bunun içindir ki ona itaat edin diyor, etmezseniz bana itaat etmemiş sayarım diyede kesin bir sınır çiziyor. Elçi sözünü hatırlayın, tarihte bu konu çok geçer. Bir kral bir başka krala elçisini gönderdiğinde o elçi o kralı temsil ediyor anlamındadır. Eğer savaş halinde yada araları bozuk iseler, gönderilen elçiye yapılacak tek bir saygısızlık krala yapılmış sayılır ve bu sebeble birçok savaşlar çıkmıştır. O elçileri düşünün aldıkları bilgiyi iletmekten başka görevleri yoktur. Allah ta aynen bunu söylüyor yazıyı okursanız burada göreceksiniz. Saygı ve sevglerimle, Rabbim e emanet olun. Haluk GÜMÜŞTABAK

ELİF CAN 01 Mart 2010 12:25

RE: AYETLERİN NÜZUL SEBEBİ NEDEN KUR'ANDA BAHSEDİLMEMİŞTİR?
 
Allah Kuran ile hükümler koydu, Peygamber hadislerle ilave hükümler yaptı, Allah ve elçiye itaatten kasıt iki tane din oluşturucunun oluşturduklarına uymaktır; şeklinde ayetleri açıklamak, dinimizi Allah ve Peygamber ortak yapımına çevirmek olur. Bu da Allah’ın din üzerindeki tekeline tecavüzdür ki bir şirk türüdür. Allah size kitabı detaylandırılmış bir halde indirmişken Allah’ın dışında bir hüküm koyucu mu arayayım.

6 Enam Suresi 114

HALUK GÜMÜŞTABAK 01 Mart 2010 12:35

Re: Ayetlerin nüzul sebebi neden kur'anda bahsedilmemiştir?
 
Sayın Abdulmelik Bey ben eleştiriyi bırakın bana küfür edenlere bile sabrediyorum. Fakat sizden böyle bir itham beklemediğimden olsa gerek gerçekten üzüldüm. Benim düşüncelerimin yanlış olduğunu söylemeniz beni hiç üzmez. Bunu normal karşılarım. Ama benim topluma tepside zehir içirdiğimi söylemeniz gerçekten ruhumu incitti. Tekrar ediyorum bana yanlış düşünüyorsunuz diyebilirsiniz, hatalısınız diyebilirsiniz ama süslenmiş sözlerle İslam ı zehirliyorsunuz demek gerçekten bana dokundu. Belkide bu etkiyi yapmasının nedeni sizin gibi birisinden beklemediğim içinde olabilir. Belki bu kadar büyütmem normal değil di, haklı olabilirsiniz.

Sayın Arkadaşım ben sizin İslam ı anlayış şeklinize saygılıyım ve buna karışma ya da itiraz etme, yani öyle şey olur mu deme gibi düşüncemde yok zaten. Herkes kendisinden sorumlu ve tek başına hesabı verecektir. Gelelim sözlerinize bakın beni neyle itham etmişsiniz.

(bize düşen KİTAB'A AYKIRI OLANLARI AYIKLAMAK MI yoksa sünneti toptan red etmek mi? siz red taraftarısınız çünkü tek kaynak KİTAB diyorsunuz. )

Bu ithamınızı kesinlikle kabul etmiyorum. Ben kur’an dışında hiçbir bilgiyi kaynağı kabul etmiyorum asla demedim. Benim söylediğim hüküm veren, kural koyan, çözüm getiren tek kaynak Kur’andır dedim. Eğer kur’anın koymadığı bir hüküm peygamberimizin hükmü diye önümüze getiriliyorsa, o peygamberimizin değildir diyorum, çünkü kur’an hüküm veren ayırt edip çözüm getiren yalnız ALLAH TIR DİTOR. Eğer siz hayır kur’anın hüküm koymadığı konulara da peygamberimiz koymuştur, bazı haramları peygamberimiz ilave etmiştir diyorsanız, sizinle bu konuda farklı düşündüğümü söylerim. Kitaba aykırı olanları ayıklamakta böyle olur. Onun vermediği bir hükmü kabul etmemekle olur. Hiçbir bilgi toptan red edilemez, ancak yanlışlar ayıklanır. Peki, neye göre ayıklanır, eldeki doğru bilgilerle. Din adına emin olduğumuz kesin ve net tek doğru bilgi KURAN olduğuna göre, bize iletilen her dini ve iman konularını da ona danışarak kabul etmeliyiz. Benim söylediğim bunlardır. Siz benim için bunlar yanlış diyorsanız, benim size elbette söyleyecek sözüm olamaz. Hadislerin hepsi rivayetler yoluyla bizlere iletilmiştir. Rivayetler kesin kanıt olamaz. Bu bilgiler kur’an süzgecinden geçiyorsa doğrudur, geçmiyorsa doğru değildir dememiz gerekir.

Bana yazdığınız şu sözlere gelince; (ilim ehli olmayan kardeşlerimizin zihinlerini bulandırmak şüpheye sokmak hoş değildir. Siz kendinize göre haklı olabilirsiniz.) Kur’an her aklı başında insanın kendi eğitim seviyesine göre faydalanacağı yüce bir kitaptır. Onu yalnız kısıtlı insanların anlayacağını söylemek doğru değildir. Elbette herkes aynı kapasiteyle anlamayacaktır ama yöntem ve izah kur’anda basit anlatılmıştır. Onlara yol yöntem gösterildiğinde anlama kapasitesi çok daha fazla olacaktır. Bakın Allah ne diyordu ayeti okuyanlar için? (Hâlâ düşünmüyor musunuz?”, Öğüt alan yok mudur? Fakat düşünen mi var. Allah, ayetleri size işte böyle açıklar ki, derin derin düşünebilesiniz.) Eğer bizler toplumu düşünmeye yönlendirmez ise, kendi düşüncelerimizin esiri yaparız. Yaptığımız yanlışlara onları alet ederiz. Ben kur’andan anladıklarımı naklederken hiçbir zaman söylediklerimin kesin doğru olduğunu söylemem. Onları Kur’ana yönlendirir ve oradan sözlerimi karşılaştırmalarını isterim. Çünkü rabbim bu yolu öneriyor da ondan. Ben hiçbir bilgiyi hadisi askıya alalım demedim, söylediğim şey bu konuda dikkatli olalım diyorum. Daha önce örnek verdim. Hadislerin toplanmaya başlandığındaki sayıyı bir düşünün, günümüzde ise onun binlerce katı olduğunu düşündüğümüzde sizce çok ama çok dikkatli olmamız gerekmiyor mu? Ben eğer karşımdaki bir insanın kafasını karıştırmış isem onun kafasındaki bilgiler doğru bir kaynağa oturmamış demektir. Hiçbir doğru bilgiyi yanlış bilgi karıştırmaz. Hatta doğru bilgiyi almış bir insan, yanlış bilgiyi gördüğünde aldığı doğru bilginin mutluluğuyla övünür ve rahatlar. Doğru bilginin olduğu yere yanlış bilgi asla yaklaşamaz.

Değerli arkadaşım bana sitenizin köşesinde yer vermeniz bir inceliktir, sebep olanlardan Allah razı olsun, fakat eğer benim yazılarım kafa karıştırıyor ve sizin düşünce inançlarınıza göre tepside zehir sunmak gibi görünüyorsa, lütfen bir kez söylemeniz yeterlidir. Hemen yazılarıma son veririm. Hatta yazdığım yazıların tamamını silerim. Yeter ki bana tek bir kelime ile söyleyin yeter.

Son olarak söylediğiniz sözleri ben yanlış anladıysam bizleri okuyan diğer arkadaşlarımda yanlış anlayabilir.

(unutmayın her dediğiniz doğru olmalı ama her yerde doğruyu söylemek doğru değildir. amentüyü bile bilmeyen insanlar vardır burda. üfürükçülükten meded uman insanlar vardır.gelenek ve görenekleri din olarak kabul edenler vardır.DİKKAT EDİN BUNLARI TAMAMEN BATIRIYORSUNUZ. söyledikleriniz tekniktir ilim adamlarını ilgilendirir. hafızasında beş ayet 3 hadis olmayan bir insan sizce uzaklaşırmı yaklaşırmı. )

Her yerde doğruyu söylemek doğru değildir sözlerini hiçbir mantığa oturtamadım, burada sanırım bir şeyler anlatıyorsunuz ama ben dahi yanlış anladım. Ben kur’andan bahsediyorum ve onun gerçeklerinden. Bu konuda her şey çok açık ve net olmalıdır, çünkü her şeyin apaçık olduğunu söyleyen rabbim dir. Üfürükçüden meded umanlar islamı gereği gibi bilmeyenlerdir. Eğer kur’an ile onları karşı karşıya getirmiş olsak, Allah tan başka kimseden hiçbir şey istenmeyeceğini öğrenmiş olacaklardı, ne yazık ki siz anlayamazsınız diye öğrettiğimiz için, ona müracaat etme gereği bile duymuyorlar. Günümüzde ne yazık ki kur’an ışığından nurlanmayanlar, onun rehberliğine müracaat etmeyenler peygamberimiz devrinin geleneğini din zannedip uygulama yoluna gitmişlerdir. Benim apaçık konuşmamdan dolayı bana şu cümleyi söylemişsiniz (DİKKAT EDİN BUNLARI TAMAMEN BATIRIYORSUNUZ.) İnanın neyi batırdığımı bilmiyorum ama yapılan yanlışları kur’an ile su yüzüne çıkarmaya çalışıyorum o kadar. Benim söylediklerimin teknik ve ilim adamlarını ilgilendirdiğini söylemişsiniz. İnanın ben o kadar akıllı bir insan değilim ki çok ince tekniklerden bahsedeyim. Söylediklerim kur’anın apaçık sözlerinden başka şeyler değildir. Benim yaptığım Rabbimin okuyun, düşünün ve akledin dediği yoldan başka bir şey değil. Bize öğretilenlerin doğruluğunu karşılaştırmaktan başka hiçbir şey yapmıyorum. Benim yaptığım Rabbin ayetlerine uymayan sözlerin ayıklanmasından başka bir şey değildir. Bunu da biraz yavaş hareket etmekle birlikte kısmen de olsa zaten Diyanet İşleri Başkanlığı yapıyor.

Rabbim gönül gözlerimizi kur’an nuruyla nurlanan, kulakları eğriyle doğruyu ayıran, gözleri nefsiyle değil kur’an nuruyla gören, kulları arasına bizleri alması dileklerimle. SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK

HALUK GÜMÜŞTABAK 01 Mart 2010 12:54

Re: Ayetlerin nüzul sebebi neden kur'anda bahsedilmemiştir?
 
Sayın Ferdi bey önce şunu unutmayalım Yüce Rabbim görevine ve yetkisine kimseyi ortak etmez, diğer peygamberlerin görev ve sorumluluklarını anlatırkende zaten bunu görüyoruz. Peygamberimizin görev ve sorumluluğuda apaçık kur'anda yazar. Peygamberimizde bir insandı hatalarıyla sevaplarıyla allah ın güvenine mazhar olmuş bir insandı. Ona rabbin vermediği bir yetkiyi vermekle onun ne gücüne güç katarız nede yüceltiriz. O zaten en büyük makama rabbin elçisi olmakla oturmuştur. Verdiğim örnek konunun anlaşılması içindir, teşbihte hata olmaz. Benim şaşkın olduğumu söylemişsiniz belkide haklısınızdır, rabbin kelamının şaşkınıyım onun nuruyla şaşkın ve mecnunum. SAYGILARIMLA Halukgta

Hazan Mevsimi 01 Mart 2010 12:58

RE: AYETLERİN NÜZUL SEBEBİ NEDEN KUR'ANDA BAHSEDİLMEMİŞTİR?
 
Sayın Haluk Gümüştabak

siz ayetleri verirken açıklamasını kendi kafanıza göre yaparsanız eleştirilirsiniz.. size köşe verilmiş ama bunun içerisine insanlara yalnış bilgi aktarılsın diye degil!!!

makale yazarken eleştirilmeyi göze alacaksınız çünkü herkez sizinle aynı fikiri paylaşmamasından ziyade yalnış aktarım yapıyorsunuz.. size saygım var emek veriyorsunuz ama dogru kullanmazsanız siz bilirsiniz... bizim kapımız herkeze açık ...

Yitiksevda 01 Mart 2010 13:12

RE: AYETLERİN NÜZUL SEBEBİ NEDEN KUR'ANDA BAHSEDİLMEMİŞTİR?
 
Alıntı:

YitikSevda Üyemizden Alıntı
Kuranın vahy ediliş süreci canlı bir hayata hitap ettiğini Nuzül sebebi ile anlıyoruz.
Örneğin Nisa suresindeki şu ayetlerin Nüzul sebebine baktığımızda Abdullah b Ümmü Mektum Resulullaha özründen ötürü cihad edemeyeceğini söyleyince Allah azze ve celle tarafından bu ayet nüzul olmuştur.Yani Kuran o asırda bire bir çözülmesi gereken mevzulara çözüm sunulması Kuranın canlı bir hayatta var olan olaylar ve sorunlara çözüm üzere inmiştir..

Lakin Nuzül sebebini bilmek bizlere Kuranı daha iyi anlama mantığı ile hareket etme kolaylığı sağlar Kuranın mesajı belli bir olay üzere inmiş olsa dahi Tüm asırlara ve çağlara belli bir olay üzerinden hitap etmektedir O asırda Nüzul sebebi ile bağlı kalamaz her daim canlı hayata hitap etmektedir:

Bir mazeretleri olmaksızın mücadeleden kaçınan müminler ile Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla çaba gösterenler bir olamaz: Allah, mallarıyla ve canlarıyla üstün çaba gösterenleri mücadeleden kaçınanlardan daha üstün bir mertebeye yüceltmiştir. Allah bütün (müminler)e nihai güzellik vaat etmiş olmasına rağmen, Allah yolunda üstün çaba gösterenleri, (kendilerine) büyük bir mükafat (vaat ederek) mücadeleden kaçınanlardan üstün kılmıştır,
(Nisa 95)

(hesapsız) mertebelerle ve günahların bağışlanmasını ve rahmetini (vaat ederek); çünkü Allah çok bağışlayıcıdır, rahmet kaynağıdır.
(Nisa 96)

Haluk abi size verdiğim şu örneği incelermisiniz...

HALUK GÜMÜŞTABAK 01 Mart 2010 18:36

Re: Ayetlerin nüzul sebebi neden kur'anda bahsedilmemiştir?
 
Sayın Alimoğlu kardeşim Allah sizden razı olsun.

( tartışılan sünnet değil,sünnetin bize geliş orjinallığını korumuş mu değil mi dir. malum kizburaviler ortalıkta kaynıyor.)

İşte bende bunu söylüyorum. Peki doğruluğunu nasıl anlayacağız? Onu da kur’an ile elbette. Hangi aklı başında bir insan doğru bilgiyi kabul etmez? Yeter ki doğru bilgi olduğu kanıtlansın. Din ve iman konusunda hata yapmak telafisi mümkün olmayan yaralar açar.

Alınganlık konusuna gelince daha önce söylediğim gibi benim düşüncelerimi kabul etmesini hiç kimseden zaten beklemiyorum, hatta çok doğru söylüyorsun diyenlere bile açın kur’ana bakın ondan sonra inanın diyorum. Ben kimseye sözlerinin güzelce sunulmuş İslam a zehir enjekte ediyorsun demiyorum, çünkü böyle bir yetkiye sahip değilim. Burada üzüntümü dile getirmemin tek bir nedeni, karşımdakine duyduğum saygımdandır, beklemediğim bir tavırdır. Beni araştırın zehir zemberek küfür edenlere cevap bile vermem, ne demek istediğimi sanırım anlamışsınızdır. Selametle

HALUK GÜMÜŞTABAK 01 Mart 2010 18:49

Re: Ayetlerin nüzul sebebi neden kur'anda bahsedilmemiştir?
 
Sayın ferdi bey. Ashabı Kiram dan yaptıklarından hiç hoş olmayan bazı bilgiler vermişsiniz. Size sormak isterim bu olayların doğruluğu konusunda kesin deliliniz var mı? Böyle soru soran birisine evet kesin bu olaylar olmuş diyebilir misiniz? Ben cevabını vereyim asla ve asla hiç kimse söylemez. İşte uydurma hadislerde bu şekilde ve maksatlı üretilmiştir. Bu bilgilerin hiç birisine inanmam. Peygamberimizin dostları, Allah elçisinin yakınları asla böyle şeyler yapmaz. Bunlar ancak bir iftiradır. İşte verdiğiniz örneklerde olduğu gibi öyle yalan ve yanlışlar gelmiş ki gündemimize, geçmişi karalamak isteyen menfaatçi ve İslam düşmanları içimize öyle nifak tohumları sokmuş ki, bizler hala bunları doğru zannediyoruz.

Diyelim ki anlatılanlar doğru, bundan çıkaracağımız kur’andan öğrendiğim tek bir ders vardır, her insan hata yapar, onun için güvenilecek dayanılacak velimiz kur’anın söylediği gibi yalnız Rabbim olduğu çok açık anlaşılıyor diyebilirim, ama dikkat edin bunlar doğrudur diyenlere inanmıyorum, olabilir insandır her zaman hata yapabilir diyerek geçiştiriyorum. Saygılarımla Halukgta

HALUK GÜMÜŞTABAK 01 Mart 2010 19:22

Re: Ayetlerin nüzul sebebi neden kur'anda bahsedilmemiştir?
 
Değerli Yitiksevda kardeşim Rabbin gönderdiği tüm kitaplar dönemin muhataplarına indirilmiştir. Yalnız Kur’anın tek bir farkı vardır, dikkat edin Rabbin korumasına aldığını söylediği ve gerçekten değişik farklı bir kur’ana dahi rastlamadığımız, bir kitap olup en önemli özelliği indirilen ayetlerin, o devrin olaylarının sorunlarına çözüm getirirken bile, diğer zamanlara da çözüm getirmesidir. Daha açıktası Kur’an da geçen ayetlerde öyle cümleler dizilmiştir ki, aradan 1400 yıl geçmesine rağmen bizlere ve sorunlarımıza hitap etmektedir. Örneğin o devrin içkisi olan şarap tan bahsederken, tüm zamanlara seslenerek, faydası az, zararı çok her şeyden uzak durmamızı istemiştir ayette. Şimdi birisi çıkıp ayette yalnız şarap geçiyor diğerleri serbest diyebilir mi?

Örneğin o günkü olaylardan bahsederken, anlatırken, hatta diğer peygamberlerin olayları anlatılırken bizlerin kıssadan hisse almamızı ister ve derki; Bunlardan sizin için bir ders vardır, bu örnekleri sizler ibret alasınız diye anlatıyorum diye de açıklık getirir. Örneğin çok özel ayetler vardır peygamber eşlerine. Rabbim derki siz peygamber eşlerisiniz diğerlerine benzemezsiniz, onun için dikkatli olun. Yapacağınız yanlışlar yüzünden diğer kadınlara vereceğim cezanın iki katını veririm sizlere, onun için dikkat edin der. Şimdi bizlerin burada alacağı hiçbir ders yok mudur? Bana göre o kadar çok dersler var ki. Sizinde söylediğiniz gibi ayetler o devrin insanlarına inmiştir ama kullanılan kelimeler, izah ve anlatım şekli kur’anın eşi ve benzeri olmayan bir kitap olduğunu bu şekliyle göstermiştir bizlere. Nüzul sebebini bilmemiz ayeti daha iyi anlamamızı sağlardı düşüncesi ne kadar doğrudur önce onu düşünmeliyiz sanırım.

Ben diyorum ki eğer Rabbim bunu söylemediyse, açıklamadıysa bizler bunu bir eksiklik gibi görmemeliyiz. Eğer bilseydik daha iyi olurdu düşüncesi bana göre beşeri bir düşünce. Rabbim sizleri ilgilendiren her konuda açıklık getirdim diyor da ayetlerin iniş nedeni konusunda kısıtlı bilgi veriyorsa, bunun sorgulamasını yapmak bizlere düşer mi? Bunun yorumunu sizlere bırakıyorum. Kur’anda peygamberimiz ile savaşmayan, savaştan kaçanlara indirilen ayetler var, bizler bu ayetlerden hiç mi günümüze aktaracağımız dersler yoktur? Bu ayetler yalnız onlara mı hitap ediyor olabilir? Elbette hayır hepsinde çok ama çok büyük dersler var, yeter ki iyice düşünelim. Selametle Halukgta

Hazan Mevsimi 01 Mart 2010 19:52

RE: AYETLERİN NÜZUL SEBEBİ NEDEN KUR'ANDA BAHSEDİLMEMİŞTİR?
 
Allah Kendisine kulluk edenlere din olarak İslam'ı seçip beğenmiş, başvuracakları rehber olarak Kuran'ı indirmiş, Peygamber Efendimizin hayatını da örnek kılmıştır. Tek doğru ve hak yol, Allah'ın yoludur. Allah'ın Kuran'da bildirdiği yollar dışındaki tüm yollar batıldır, yanlıştır. Ve yalnızca hurafelere, bidatlara ve zanlara dayalıdır. Dolayısıyla insan ancak Kuran ayetlerini kendisine tek ölçü olarak aldığı, Allah'ın buyruklarını titizlikle yerine getirdiği, her an O'nun rızasını kazanacak salih amellerde bulunduğu ve kendisine Peygamber Efendimizi örnek aldığı takdirde Allah katından güzel bir karşılık umabilir.
Kuran'da bildirildiği gibi Allah'ın sözleri "tastamamdır" ve ancak Kuran'ı ve Peygamberimiz (sav)'in sünnetini kendisine rehber edinen bir insanın en doğru ve en gerçek bilgilere ulaşması mümkündür. Allah'tan başka bir "hakem" olmadığı Kuran'da şöyle haber verilmiştir:

Allah'tan başka bir hakem mi arayayım? Oysa O, size Kitabı açıklanmış olarak indirmiştir. Kendilerine Kitap verdiklerimiz, bunun gerçekten Rabbinden hak olarak indirilmiş olduğunu bilmektedirler. Şu halde, sakın kuşkuya kapılanlardan olma. Rabbinin sözü, doğruluk bakımından da, adalet bakımından da tastamamdır. O'nun sözlerini değiştirebilecek yoktur. O, işitendir, bilendir. (Enam Suresi, 114-115)

HALUK GÜMÜŞTABAK 01 Mart 2010 19:57

Re: Ayetlerin nüzul sebebi neden kur'anda bahsedilmemiştir?
 
Sayın Elif nekadar güzel sözler bunlar benimde söylediğim bundan farklı şeyler değil. Bakın Rabbim ayetinde ne diyor? ( Allah'tan başka bir hakem mi arayayım? Oysa O, size Kitabı açıklanmış olarak indirmiştir. ) Bu ayet ve bu sözler herşeyi apaçık anlatıyor, anlayana anlamak isteyene. Selametle. halukgta

Hazan Mevsimi 01 Mart 2010 20:03

RE: AYETLERİN NÜZUL SEBEBİ NEDEN KUR'ANDA BAHSEDİLMEMİŞTİR?
 
Sayın Haluk Gümüştabak

Tek bir fikir yürütüyorsunuz oysa ki Kuranın dışına çıkılmıyor. başka bir yol varmı bize? ?
Allah, gerçek imanın şartlarını, insanların dünyadaki ve ahiretteki yaşamlarına ilişkin pek çok konuyu, iman sahibi bir insanın nasıl bir ahlaka sahip olması gerektiğini ve bir insana hayatı boyunca yol gösterecek birçok konuyu bizlere Kuran'da detaylı olarak bildirmektedir. Allah ayrıca, Kuran vasıtasıyla bize Kendisini tanıtır, tüm kainatı yoktan var eden, alemlerden müstağni, tüm eksikliklerden münezzeh, gizlinin gizlisini gören, işiten, herşeyden haberdar olan olduğunu bize ayetlerle açıklar.Yapmayın!!! etmeyin sözlerimle ilişiginiz nedir ?

Hazan Mevsimi 01 Mart 2010 20:31

RE: AYETLERİN NÜZUL SEBEBİ NEDEN KUR'ANDA BAHSEDİLMEMİŞTİR?
 
Alıntı:

HALUK GÜMÜŞTABAK Üyemizden Alıntı
[size=large]Sayın Elif nekadar güzel sözler bunlar benimde söylediğim bundan farklı şeyler değil. Bakın Rabbim ayetinde ne diyor? ( Allah'tan başka bir hakem mi arayayım? Oysa O, size Kitabı açıklanmış olarak indirmiştir. ) Bu ayet ve bu sözler herşeyi apaçık anlatıyor, anlayana anlamak isteyene. Selametle. halukgta[/size]

Çok güzel anlıyorum Peki Peygambersiz Kuran anlayışı degilmi bu ?

HALUK GÜMÜŞTABAK 02 Mart 2010 09:52

RE: AYETLERİN NÜZUL SEBEBİ NEDEN KUR'ANDA BAHSEDİLMEMİŞTİR?
 

Allah Kendisine kulluk edenlere din olarak İslam'ı seçip beğenmiş, başvuracakları rehber olarak Kuran'ı indirmiş, Peygamber Efendimizin hayatını da örnek kılmıştır. Tek doğru ve hak yol, Allah'ın yoludur. Allah'ın Kuran'da bildirdiği yollar dışındaki tüm yollar batıldır, yanlıştır. Ve yalnızca hurafelere, bidatlara ve zanlara dayalıdır. Dolayısıyla insan ancak Kuran ayetlerini kendisine tek ölçü olarak aldığı, Allah'ın buyruklarını titizlikle yerine getirdiği, her an O'nun rızasını kazanacak salih amellerde bulunduğu ve kendisine Peygamber Efendimizi örnek aldığı takdirde Allah katından güzel bir karşılık umabilir.
Kuran'da bildirildiği gibi Allah'ın sözleri "tastamamdır" ve ancak Kuran'ı ve Peygamberimiz (sav)'in sünnetini kendisine rehber edinen bir insanın en doğru ve en gerçek bilgilere ulaşması mümkündür. Allah'tan başka bir "hakem" olmadığı Kuran'da şöyle haber verilmiştir:

Allah'tan başka bir hakem mi arayayım? Oysa O, size Kitabı açıklanmış olarak indirmiştir. Kendilerine Kitap verdiklerimiz, bunun gerçekten Rabbinden hak olarak indirilmiş olduğunu bilmektedirler. Şu halde, sakın kuşkuya kapılanlardan olma. Rabbinin sözü, doğruluk bakımından da, adalet bakımından da tastamamdır. O'nun sözlerini değiştirebilecek yoktur. O, işitendir, bilendir. (Enam Suresi, 114-115)

Sözlerim yukarıda yazdıklarınız içindi, tekrar onaylıyorum siz yazdığınızı beğenmesenizde.Orada hem peygamberimize itaat hem de Rabbim e itaat vardır. Çünkü peygamberimiz Rahmandan gelen kitabı bizlere iletmiş ve onu hayatına geçirmiştir. Kur'ana uyan elçisine uyar.

HALUK GÜMÜŞTABAK 02 Mart 2010 10:17

Re: Ayetlerin nüzul sebebi neden kur'anda bahsedilmemiştir?
 
Peygamberimizi Yüce Rabbin hükümranlığına ortak, hükümler veren olarak göstermek, kur'anın bütününe ters düşer. Rahman kimseyi kendisine ortak etmez. Lütfen bu açıdan bakın birde isterseniz.

Hazan Mevsimi 02 Mart 2010 22:35

RE: AYETLERİN NÜZUL SEBEBİ NEDEN KUR'ANDA BAHSEDİLMEMİŞTİR?
 
Sınırları zorlamayın... ben yazımı inkar etmiyorum!!!!


ben Peygambersiz Kuran anlayışını red ediyorum... söylenecek söz kalmadı... lütfen uzatıp uzatıp durmayın!!!!

Yitiksevda 02 Mart 2010 22:57

RE: AYETLERİN NÜZUL SEBEBİ NEDEN KUR'ANDA BAHSEDİLMEMİŞTİR?
 
Kuransız Bir Peygamber Peygambersiz Bir Kuran anlayışı olamaz,Kuran ilahi kelamdır Peygamber onun tebliğ eden anlatan yaşayan ve yayılmasına vesile olandır Her işin bir sanatkarı vardır Kuranı en iyi anlayan ve anlatan Allah resulüdür Bu hususta Nüzul ortamı Kuran'ın anlaşılması için elzemdir Nuzül sebebini anlamadan Kuran'a bakmak benim anlayışıma terstir. 1400 yıllık süreç içinde bizlere ulaşan tüm bilgileri Kuran penceresinden Peygamber Örnekliğinden Alimlerden almayı kendime ilke edinmişimdir.Kuran'ı edebi sanatı belağatı ve indiği asırdaki olayları Arapçasından orjinalinden öğrenmek hataya düşmekten alıkoyar.

HALUK GÜMÜŞTABAK 03 Mart 2010 09:46

Re: Ayetlerin nüzul sebebi neden kur'anda bahsedilmemiştir?
 
Bu konuda daha fazla konuşmamın doğru olmayacağını anladım.Ben hiç bir zaman peygambersiz bir dinden söz etmedim, bu konuda benim söylediğim eğer Rabbim ayetlerin iniş sebebleri konusunda bir açıklama gerekseydi bizlere iletirdi diyorum okadar. Hatta bazı ayetler için bir açıklama da var ve diyorumki ayetlerin iniş sebebi diye aktarılan bilgilerin ayetlerle hiç bir ilişkisini kuramadığımız halde, bunu kuşkulanmadan kabul etmemiz doğru değildir, bizleri yanlışa götürür ayetlerin doğru anlaşılmasına engel olur diyorum. Ama sizin düşünce ve inançlarınıza saygılıyım bu konu benim için kapanmıştır. Her insan yaptıklarından ve inançlarından bizzat sorumludur, hesabı kendisi verecektir. Dilerim cümlemiz hesap günü hesabı veren kulları arasında oluruz. SAYGILARIMLA Halukgta

Muvahhid 04 Mart 2010 13:54

RE: AYETLERİN NÜZUL SEBEBİ NEDEN KUR'ANDA BAHSEDİLMEMİŞTİR?
 
Konu başlığı dikkatimi çekti Kuranda nüzul sebebi Haluk bey o zaman Kuran Ansiklopedi ciltileri halinde olmalı sizin matığınıza göre.

Hezarfen Ahmet Çelebi belki bu zatın hikayesini bilirsiniz İlk uçmayı başaran İnsan .
ancak bu derece bilgili ve becerikli birisinin tehlikeli olabileceğini düşünüp, “Bu Adem pek havf edilecek bir ademdir, her ne murad ederse elinden gelİr, böyle kimselerin bakaası caiz değil.” diyerek onu Cezayir’e sürgün etmiştir.

Kuran bir tafsilat Kitabı değil bizzat Temel ilkeleri verendir Nüzul sebeplerinin tümünün Kuranda tek tek geçmesi diye bir mantık Kurana Ansiklopedi olmalı gözü ile bakmaktır....

HALUK GÜMÜŞTABAK 04 Mart 2010 19:01

Re: Ayetlerin nüzul sebebi neden kur'anda bahsedilmemiştir?
 
Ben düşüncelerimi söyledim, hiç kimseye söylediğimi kabul edeceksiniz demedim, böyle birşeye kimsenin de hakkı yoktur. Kur'ana ve İslama bakış pencerenize sözüm olamaz. Siz düşündüklerinizi söylediniz, diğer arkadaşlarımda söyledi, sanırım bende söyledim. Bundan sonrasını Rabbim e bırakıyorum, hesap günü tüm gerçekleri göreceğiz. O gün uzak gibi görünsede sanırım hepimiz için çok yakın. Selametle. Halukgta


SAAT: 17:35

vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321