|
Konu Kimliği: Konu Sahibi Hazan Mevsimi,Açılış Tarihi: 16 Mart 2010 (18:30), Konuya Son Cevap : 14 Ocak 2024 (13:23). Konuya 2 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
16 Mart 2010, 18:30 | Mesaj No:1 |
Sevginin Üç Dili Sevginin Üç Dili Dünyada sevilmek istemeyen kişi var mıdır?” diye başlıyor, Masumi Toyotome. “Ama sevgi nedir, nerede bulunur, biliyor muyuz?” diye devam ediyor ve anlatmaya başlıyor: Üç türlü sevgi vardır. Birincisinin adı; “Eğer” türü sevgi. Belli beklentileri karşılarsak bize verilecek sevgidir bu. Bu sevgi genellikle şu şekilde ifade edilir: “Eğer iyi olursan anne-baban seni sever; eğer başarılı ve önemli bir kişi olursan, seni severim, eğer eşim olarak beklentilerimi karşılarsan seni severim.” En çok rastlanan sevgi türü budur. Bir şarta bağlı sevgidir; karşılık bekler. Sevenin, istediği bir şeyin sağlanması karşılığı olarak vaat ettiği sevgi türüdür. Nedeni, şekli bakımından bencildir. Amacı sevgiyi silah olarak kullanıp bir şey kazanmaktır. Sevgi amaç değil araçtır. Evliliklerin büyük kısmı “Eğer” türü sevgi üzerine kurulduğu için çabuk yıkılıyor. Gençler birbirlerinin o anki gerçek hallerine değil, hayallerindeki abartılmış romantik görüntüsüne aşık oluyor ve beklentilere giriyorlar. Beklentiler gerçekleşmediğinde ise düş kırıklıkları başlıyor. Sevgi giderek nefrete dönüşüyor. En saf olması gereken anne-baba sevgisinde bile “eğer” türüne rastlanıyor. Anneler, çocuklarına sevgilerini ancak bir şey karşılığında gösterebiliyorlar. Ancak, insanlar “eğer” türü sevginin saf olmadığını hissediyor ve ondan üstün bir sevgiyi arıyorlar. Sevginin ikinci türü: “Çünkü” ile özetlenebilir. Bu tür sevgide kişi, bir şey olduğu, bir şeye sahip olduğu yada bir şey başardığı için sevilir. Başka birinin onu sevmesi, sahip olduğu bir niteliğe yada koşula bağlı hale gelir. Mesela: “Seni seviyorum, çünkü çok güzelsin/yakışıklısın. Seni seviyorum, çünkü popüler, zengin ve ünlüsün. Seni seviyorum, çünkü bana güven veriyorsun.” “Çünkü” türü sevgi, “eğer” türü sevgiye tercih edilebilir. “Eğer” türü sevgi, bir beklenti koşuluna bağlı olduğundan büyük ve ağır bir yük haline gelebiliyor. Oysa zaten sahip olduğumuz bir nitelik yüzünden sevilmemiz, hoş bir şey, benliğimizi okşar. Bu tür, olduğumuz gibi sevilmektir. İnsanlar oldukları gibi sevilmeyi tercih ederler. Bu tür sevgi onlara yük getirmediği için rahatlatıcıdır. Ama biraz düşününce, “eğer” sevgisinin de “çünkü” sevgisine oldukça benzediği ortaya çıkıyor. Güzellik her zaman insanın üzerinde duramayabiliyor. Bugün ünlü olan yarın unutulabiliyor veya zenginlik yerini fakirliğe bırakabiliyor. Dolayısıyla “çünkü” türü sevgi de insanın ruhuna ağır yükler yüklüyor. Her zaman sevilmek isteyen insan, sevgiyi ve sevilmesini sağlayan özellikleri kaybetmekten korkuyor. Sevilecek niteliklere bizden biraz daha fazla sahip biri ortaya çıktığı zaman sevenlerimizin, artık ötekini sevmeye başlayacağından korkuyoruz. Böylece yaşama, sonsuz sevgi kazanma gayretkeşliği ve rekabet giriyor. Ailenin en küçük kızı yeni doğan kardeşine düşman oluyor. Sınıfın en güzel kızı, yeni gelen daha güzel kıza içerliyor. “Eğer” sevgisi kadar “çünkü” sevgisi de güven duygusundan yoksun bırakır insanı. İkisi de gerçek ve sağlam bir sevgi taşıyamaz insanın ruhuna. Hep “Acaba onun düşündüğü kişi miyim?” diye sorarız kendi kendimize. Onun beğenisini kazanmak için olduğumuzdan farklı davranmaya başlayabiliriz. Terk edilmemek için rol yapmaya başlarız. Kuşku ve korku içinde yaşamaya mahkum ederiz kendimizi. Peki o zaman, gerçek sevgi, güvenilecek sevgi nedir? Bu sevgi ancak: “Rağmen” diye adlandırılabilecek şefkatli sevgidir. Gerçek ve en güzel sevgi yani. “Rağmen” türü sevgi, bir koşula bağlı olmadığı için ve karşılığında bir şey beklenmediği için, “Eğer” türü sevgiden farklıdır. Sevilen kişinin çekici bir niteliğine dayanıp, böyle bir şeyin varlığını temel olarak almadığından, “çünkü” türü sevgi de değildir. Bu üçüncü tür sevgide, insan “bir şey olduğu için” değil, “bir şey olmasına rağmen” sevilir. Esmeralda, Quasimodo’yu dünyanın en çirkin, en korkunç kamburu olmasına “rağmen” sever. Yakışıklı ve zengin, delikanlı da Esmeralda’ya çingene olmasına “rağmen” aşık olur. Kişi dünyanın en çirkin, en zavallı, en sefil insanı olabilir. Bunlara “rağmen” sevilebilir. İnsanın, çekici, başarılı yada zengin bir konum edinerek bu sevgiyi kazanması gerekmez. Kusurlarına, cahilliğine, kötü huylarına yada kötü geçmişine “rağmen” olduğu gibi, o haliyle sevilebilir. Çocuklarımız vazoyu kırmalarına, yaramazlık yapmalarına ve sözümüzü dinlememelerine rağmen sevilir. Yüreklerin en çok susadığı sevgi budur. Farkında olsak da olmasak da, bu şefkatli sevgi bizim için yiyecek, içecek, giysi, ev,araba veya diğer şeylerden daha önemlidir. Unutmayın! “siz öyle kimselersiniz ki onlar sizi sevmeseler de siz onları seversiniz.” (Al-i İmran 119) | |
Konu Sahibi Hazan Mevsimi 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Sevginin Üç Dili | Makale ve Köşe Yazıları | su damlası | 2 | 2262 | 16 Mart 2010 18:30 |
Akıllı anneler medyadan daha güçlüdür | Çocuk ve Aile Sağlığı | Nesli_Nur | 2 | 2095 | 16 Mart 2010 18:25 |
Kur'an Açısından Sömürü ve Sömürgeciler | Kur'ân-ı Kerim Genel | Hazan Mevsimi | 0 | 2304 | 16 Mart 2010 00:59 |
Zor İnsanlarla Diyalog Nasıl Kurulur? | Bilgi Dağarcığı | GÖKCEN_AZRA | 6 | 3791 | 06 Mart 2010 18:27 |
Tüketerek Tükenenlerden Olmamak İçin | Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler | Hazan Mevsimi | 0 | 1462 | 04 Mart 2010 18:17 |
17 Mart 2010, 09:50 | Mesaj No:2 |
Durumu: Medine No : 5710 Üyelik T.:
18 Aralık 2008 | RE: Sevginin Üç Dili
Karşılıksız sevgi kavramı bana biraz afaki görünüyor. sevdiğiniz insanın mutlaka bir yönü sizi etkilemiştirki onu sevmişsinizdir. nefret ettiğimiz insanında mutlaka nefret edilecek bir yönü vardır. neden kapkaççıları sevmeyiz, neden tecavüzcüleri sevmeyiz. Mesela babamızın kafasını kesip, sonra annemize tecavüz eden birini sevmemiz gerekirmi. Buna karşın neden iyi huylu olanı severiz, neden ahlaklı olanı severiz. Ben yazınızda hümanist duygular gördüm. hümanizm herkesi sadece insan oldukları için sevmek gerektiğini öğütler.Eğer iyi kötü herkesi seveceksek adaleti nasıl tesis edebiliriz. Yanlız burda çalışkan-tembel ikilisi ile iyi-kötü ikilisini karıştırmamamak gerekir. insan pekala tembel birini sevebilir yeterki ahlaklı olsun ve insan ahlaksız bir çalışkanıda sevmeyebilir. kısacası Allah güzeldir ve güzeli sever. |
14 Ocak 2024, 13:23 | Mesaj No:3 |
Durumu: Medine No : 13055 Üyelik T.:
18 Aralık 2010 | Unutmayın! “siz öyle kimselersiniz ki onlar sizi sevmeseler de siz onları seversiniz.” (Al-i İmran 119)
__________________ "Bir yαrım αklın kuyusundα öbür yαrım αşkın kuytusundα... Cennet ve cehennem αrαsındα.Ucu sırαttαn geçen bir uçurum kenαrındα... Â'râftα..... Ârâfın dα αrαsındα...Ar ve αf yαrαsındα..." |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Erdoğan'ın Dili Milletin Dili Değil | Mihrinaz | Gündem/ Manşetler | 1 | 08Haziran 2022 00:29 |
Sevginin Sessizliği (Bir baba)... | enderhafızım | Videolar/Slaytlar | 0 | 12 Aralık 2013 11:48 |
sevginin isbatı | akanakan | Serbest Kürsü | 0 | 14 Şubat 2013 07:49 |
Sevginin Bittiği Yerde | Hazan Mevsimi | Evlilik-Nikah Konuları | 2 | 31 Ekim 2012 14:04 |
Sevginin Değerini bilen Herkese!!! =)** | melis | Serbest Kürsü | 9 | 22 Ocak 2009 21:18 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|