|
Konu Kimliği: Konu Sahibi HALUK GÜMÜŞTABAK,Açılış Tarihi: 13 Kasım 2010 (20:40), Konuya Son Cevap : 14 Kasım 2010 (15:10). Konuya 3 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
13 Kasım 2010, 20:40 | Mesaj No:1 |
Nahıl ve ankebut 43. Ayetleri nasıl anlamalıyız? Nahıl ve ankebut 43. Ayetleri nasıl anlamalıyız? Günümüzde ne yazık ki kur’an meallerini çok daha dikkatli kelimelerle topluma nakletmenin önemini, sizlere vereceğim örnek ayetlerle sizlere sunmak ve sizleri düşünmeye davet etmek istiyorum. Bu konu hakkında bir kardeşimin sorduğu bir soru doğrultusunda bu yazımı yazdım, sizlerle de paylaşmak istedim. Ayetlerde geçen kelimelerin değişik sözcüklerle verildiğinde anlamlarının nasıl değiştiğini ve kur’anın onlarca ayetine nasıl uymadığını sizlere göstermek istiyorum. Bir kelimeye kur’anın onay vermediği bir anlam yükleyerek, kur’an da çelişkiler yaratıldığının farkına varmak, gerçek Müslüman’ın görevi olmalıdır. Önce ayetlere bakalım. Nahl 43 ve Ankebut 43. ayetler. Nahl 43. ayeti birkaç mealden alıntı yaparak örnek yazalım. Diyanet Meali: Senden önce de ancak, kendilerine vah yettiğimiz birtakım erkekleri peygamber olarak gönderdik. Eğer bilmiyorsanız ilim sahiplerine sorun.(Kitap ehline sorun.) Süleyman Ateş meali: Biz senden önce de, kendilerine vah yettiğimiz erkeklerden başkasını elçi göndermedik. Sorun, Zikir ehline; eğer bilmiyorsanız. Yaşar Nuri Öztürk: Biz senden önce de elçi olarak kendilerine vah yettiğimiz erkeklerden başkasını göndermedik. Eğer bilmiyorsanız, zikir/Kur'an ehline sorun. Ali Bulaç meali: Biz senden evvel kendilerine vah yettiğimiz erkeklerden başka (peygamberler) göndermedik. Eğer bilmiyorsanız, zikir ehline sorun. Suat Yıldırım meali: Senden önce de, gönderdiğimiz elçiler, kendilerine vah yettiğimiz bir kısım adamlardan başka bir varlık değildiler. Eğer bu konuları bilmiyorsanız ilim adamlarına sorunuz. Aynı ayeti değişik meallerden naklettik. Rabbin ne söylediğini anlamaya çalışalım şimdide. Allah peygamberimize senden öncede açıkladığımız, bildirdiğimiz izah ettiğimiz insan olan kişilerden başkasını göndermedik diyor peygamber olarak. Peki, bu izahı, açıklamaları bildiriyi nerede yapıyordu rabbim? Elbette sizlere rehber olsun, güneş ve gönül gözünüz olsun diye gönderdim dediği KURANDA bildiriyordu. Daha öncede bildirdikleri yine gönderdiği kitaplarda vardı. Demek ki buradan kitap ehli olduğu çıkıyor. Gelelim ayetin sonundaki sözlere. Önce en son yazdığım Suat Yıldırımın mealine bakalım orada bakın ne diyor? Eğer bu konuları bilmiyorsanız ilim adamlarına sorunuz. Peki diğer meallerde ne yazıyordu? Bilmiyorsanız zikir ehline yani kur’an ehline yada kitap ehline sorun. Bunun apaçık anlamı kur’ana Allahın gönderdikleri kitaplara müracaat edin, okuyun, düşünün anlayacaksınız. Zikir ehli kur’an ehli, kitap ehli demektir, buda kur’ana müracaat edip onu anlayarak okuyan Müslüman ın ta kendisidir. Eğer ilim adamlarına sorunuz dersek, kur’ana, Rabbin kitaplarına müracaat etmeyi, onu rehber alıp ona danışmayı, onun üzerinde düşünmeyi ortadan kaldırmış oluruz. Böylece kur’anı anlaşılması zor bir kitap yapıp, âlimlere, velilere müracaatı ön plana çıkarmış oluruz. Elbette âlimlerden faydalanacağız ama önce müracaat edeceğimiz kitap kur’an olacaktır. Örneğin âlimlerin yardımıyla müteşabih ayetler anlaşılacak ve açıklığa kavuşturulacak, bunu da söyleyen Rabbim, ama dikkat edin muhkem ayetler değil, müteşabih ayetler. Bu ayetlerde dinin anası olan ayetler değildir, yani hüküm veren ve bizlerin yapacağı konuları kapsamaz. Gelelim Ankebut 43. ayete, onu da yine değişik meallerden önce yazalım. Diyanet vakfı meali. Ankebut43: İşte biz, bu temsilleri insanlar için getiriyoruz; fakat onları ancak bilenler düşünüp anlayabilir. Suat Yıldırım meali: Ankebut 43: İşte bazı gerçekleri anlatmak için, Biz bu kabil temsiller getiriyoruz, ama bunları, ancak ibret almasını bilenler anlar. Yaşar Nuri Öztürk: Bunlar bizim, insanlara vermekte olduğumuz örneklerdir ki ilim sahiplerinden başkası onlara akıl erdiremez. Ali Bulaç meali: İşte bu örnekler; biz bunları insanlara vermekteyiz. Ancak âlimlerden başkası bunlara akıl erdirmez. Muhammet Esed meali: İşte Biz insanın önüne bu temsilleri koyuyoruz: ama onların gerçek anlamını ancak [Bizi] tanıyanlar kavrayabilir. Muhammet Esed ayetin daha iyi anlaşılması için bakın nasıl bir dip not yazmış. ( Allah'ın varlığından haberdar olmak, burada, Kur’ânî kıssaları (ve dolayısıyla, telmîhleri, temsîlleri de) tam anlamıyla kavramanın bir ön şartı sayıldığından, bu ayet, Kur’an'ın, “insan idrakini aşan bir hakikat[in varlığın]a inanan, Allah'a karşı sorumluluk bilincine sahip bütün insanlar için bir rehber” olduğu ifadesi ile birlikte okunmalıdır (bkz. 2:2).) Örnek gösterdiği bakılmasını istediği ayet Bakara suresi 2. ayet bakın ayet ne diyor? (Bakara2: Bu, kendisinde şüphe olmayan, muttakiler için yol gösterici bir kitaptır.) Eğer bizler Rabbin verdiği kur’an da ki örnekleri yalnız âlimler anlar dersek, ya da sözleri çekip çekiştirerek bu anlamları çıkarırsak, kur’anın onlarca ayetine ters düşmüş oluruz. En kötüsü insanları kur’ana müracaat etmekten alıkoyar, onu bizzat okumalarına engel olup, onun nurundan aydınlanmalarını engellemiş oluruz. Aşağıdaki ayet her şeyi sanırım özetliyor. Nahl 44- (Onları) Apaçık deliller ve kitaplarla (gönderdik). Sana da zikri (Kur'an'ı) indirdik ki, insanlara kendileri için indirileni açıklayasın ve onlar da iyice düşünsünler, diye. Bakar mısınız yüce Rabbim ne demek istiyor, nasıl anlaşılıyormuş zikir ehli demekle, kur’an ehli olduğu çok açık. Yani buradan şunlar çıkıyor. Allah kur’an ile meşgul olup, onu anlamak için çaba gösteren, onun ruhunu kendi ruhuna enjekte etmek ve onun güneşi ile aydınlanmaya çalışanların kur’an dan istifade edeceği sanırım çok açık anlaşılıyor.İşte buradan da anlaşılıyor ki kur’anı herkes anlayamaz, onu veli insanlar anlar demek kur’anın özüne ve anlatım şekline aykırıdır. Okulları düşünün tüm öğrenciler aynı değerde derecede mi mezun oluyorlar? Elbette hayır, çünkü her insanın aklını kullanma ölçüsü farklıdır da ondan. Okulda bazı öğrenciler vardır arkadaşlarına öğretmenlik bile yapar. Evine giderler anlayamadığı konuyu ondan öğrenirler. Bu o öğrenciyi çok özel konuma getirmez. Elbette o daha akıllı, daha iyi anlıyor daha çabuk kavrıyor diyebiliriz. Bakın Rabbim ne diyor elçisine 44. ayetinde. Sana apaçık delillerle ayetlerimizi gönderdik sana da kur’anı indirdik ki onlara iyice açıklayasın, onlarda iyice düşünsünler diyor. Demek ki anlaşılmayacak bir durum yok, yeter ki aklımızı kullanalım düşünelim yeter. Buradan yola çıkarak Ankebut suresi 43. ayeti şöyle anlamalıyız ki kur’ana ters düşmesin. Biz kur’anda sizler için verdiğimiz bütün örnekleri düşünesiniz, ibret alasınız diye sizlere iletiyoruz, naklediyoruz. Fakat bu sözlerden, örneklerden ancak kur’an dan nasiplenen, onun ilmiyle, nuruyla aydınlanan ona gerektiğinde müracaat eden, verdiğimiz örneklerin ne maksatla verdiğimizi ve onlardan nasıl dersler alınması gerektiğini ancak kur’an ehli anlar. Bakın Rabbim ayetinde ne diyor? Muhammet 24: Peki bunlar, Kur'an'ın anlamını inceden inceye düşünmüyorlar mı? Yoksa kalpler üzerinde o kalplerin kilitleri mi var? Rahman yalnız âlimlerin anlayacağı değil, inceden inceye anlayarak okuyup, düşünen elbette kalplerinde mühür olmayan, tüm iman edenlerin anlayacağı bir kitap gönderdiğini sizce daha açık nasıl söylesin. Bir ayetin anlamını düşünürken kur’anın diğer ayetleriyle mutlaka bağlantılı bir anlam çıkarmalıyız. Bakınız Ankebut suresi 35. ayet aslında bahsettiğimiz ayeti çok net açıklıyor, bakın Rabbim ne diyor bu ayette. Ankebut 35: Andolsun ki biz, aklını kullanacak bir kavim için oradan apaçık bir ibret nişanesi bırakmışızdır. Ne yazık ki günümüzde ayetleri kendi çıkarlarımıza alet etmekten, rivayetleri doğrulamak adına feda etmekten kaçınmıyoruz. Allah bizleri affetsin. Rabbin elçisi Başöğretmenimiz Hz. Muhammet ın yolundan gittiğimizi söylüyorsak, onun bizlere tebliğ etmekle yükümlü olduğu KUR’ANA var gücümüzle sarılıp, onu anlamaya çalışalım, çünkü peygamberimizde aynen bunu yapmıştı. Allah cümlemizi zikir ehli olan ve Rabbin verdiği örneklerden dersler çıkaran, aklı ile düşünüp iman eden, Beşeri değil Yüce Rabbim i VELİ edinen kulları arasına, bizleri alması dileklerimle. SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] | |
Konu Sahibi HALUK GÜMÜŞTABAK 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
İbretlik bir kıssadan hisse. | Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler | kamer34 | 6 | 2581 | 21 Nisan 2011 21:45 |
Kendi ellerimizle cehennemin kapısını açmayalım. | Makale ve Köşe Yazıları | HakikaT | 10 | 5431 | 12 Nisan 2011 12:36 |
Allah Kur'an ayetlerini elçisine, RÜYASINDA vah... | Makale ve Köşe Yazıları | yakuti | 7 | 2756 | 20 Mart 2011 19:44 |
Bakara 85. ayetten almamız gereken önemli dersler. | Makale ve Köşe Yazıları | kamer34 | 6 | 2660 | 16 Mart 2011 12:48 |
Kader konusunu kur'an ışığında nasıl anlamalıyız? | Makale ve Köşe Yazıları | talibetün | 5 | 2302 | 11 Mart 2011 21:19 |
14 Kasım 2010, 14:10 | Mesaj No:2 |
Değerli Müslümanlardan kardeşim. Önce cevabınızın en son cümlenizi hatırlatır ve size teşekkür ederim. (YANILGILARIMDAN YANLIŞLARIMDAN RABBİMİZE SIĞINIRIM.) Gerçekten hepimiz yanılgı içinde olma ihtimalimiz her zaman vardır. Yeter ki Yüce rabbimin kelamını rehber edinelim ve ona beşerin sözlerine delil aramak için değil, rabbim ne söylüyor onu anlamak adına bakmış olalım. Şimdide bu yazımda örnek verdiğim ayetleri neden yazma gereği duydum ona gelelim. Ne yazık ki bu ayetlerdeki bir cümleler öne sürülerek, beşerin koyduğu kurallara, inançlara delil aranıyor. Bahse konu ayetin öncesinde yazdıklarınızı zaten Rabbim açıklıyor, benim dikkat çekmek istediğim konu ise yine sizinde Nahl suresi 43. ayetten sonra yazdığınız ayette çok net açıklanıyor. Peki, ben bu ayeti ne için yazmıştım, neden açıklama gereği duymuştum? Bu ayette geçen cümlede bahsedilen, din ve iman adına bir konuda bilginiz yoksa onu kur’an ehline sorun, çünkü Allah her şeyi kur’an da yazdığını ve oradan öğrenmemizi emrediyor diye anlatmaya çalıştım. Bakın siz Allah razı olsun Sureyi daha geniş yazmışsınız. Bahsettiğim ayetin devamındaki ayete baktığımızda zaten her şey çok net anlaşılıyor. (Nahl 44- (Onları) Apaçık deliller ve kitaplarla (gönderdik). Sana da zikri (Kur'an'ı) indirdik ki, insanlara kendileri için indirileni açıklayasın ve onlar da iyice düşünsünler, diye. Bakar mısınız yüce Rabbim ne demek istiyor, nasıl anlaşılıyormuş zikir ehli demekle, kur’an ehli olduğu çok açık. Yani buradan şunlar çıkıyor. Allah kur’an ile meşgul olup, onu anlamak için çaba gösteren, onun ruhunu kendi ruhuna enjekte etmek ve onun güneşi ile aydınlanmaya çalışanların kur’an dan istifade edeceği sanırım çok açık anlaşılıyor.İşte buradan da anlaşılıyor ki kur’anı herkes anlayamaz, onu veli insanlar anlar demek, kur’anın özüne ve anlatım şekline aykırıdır. Bakın Rabbim ne diyor elçisine 44. ayetinde. Sana apaçık delillerle ayetlerimizi gönderdik sana da kur’anı indirdik ki onlara iyice açıklayasın, onlarda iyice düşünsünler diyor. Demek ki anlaşılmayacak bir durum yok, yeter ki aklımızı kullanalım düşünelim yeter. Cevabınızın son kısmındaki bana serzenişinizi çok iyi anladım, bakın şöyle yazmışsınız. (GÜNÜMÜZ PEYGAMBERİN HADİSLERİNİ İNKÂR EDENLERDE BÖYLEDİR YERİ GELİNCE HADİSTEN DELİL SUNARLAR AMA nedense hadisi de bir türlü kabulde etmezler...) Bu sözlerinize ben şahsen alınmadım. Çünkü bu konudaki düşüncelerimi çok net söylemiştim daha önce ve yazdığım yazılardan da açıkça anlaşılıyor. Ben kur’an dışından gelen rivayetleri hiç düşünmeden aklımı kullanmadan, kur’an süzgecinden geçirmeden asla ve asla kabul etmem. Neden biliyor musunuz? Çünkü Önce Rabbim biz kullarını bu konuda uyarıyor ve kur’an a uymayan sanının peşinden gitmeyin sorumlu tutarım sizi diyor. İkincisi de O güzel peygamberimiz ne diyordu lütfen hatırlayalım. Benim adıma birçok söz söyleyeceklerdir, benim olup olmadığını anlamanız için, KUR’AN İLE KONTROL EDİNİZ. Demek ki Kur’a na uymayan onun süzgecinden geçmeyen hiçbir söz peygamberimizin sözü değil demektir. İşte ben peygamberimizin sözüdür dedikleri tüm bilgileri, kur’an süzgecinden geçiriyor ve öyle kabul edip baş tacı yapıyorum. Bunu böyle yaptığımı KUR’AN ÜZERİNE YEMİN EDERİM, YÜCE RABBİM ŞAHİTTİR. Allah Nahl suresi 44. ayetinde ne diyordu? Sana indirdiğimi kullarıma tebliğ et ve onlarda indirdiklerim üzerinde İYİCE DÜŞÜNSÜNLER diyordu. Peki, Yüce Rabbim in indirdikleri üzerinde düşünüyorsak nasıl olurda beşerin rivayetlerinin doğru olup olmadığını hiç düşünmeden kabul ederiz bunu düşünüyor muyuz hiç? Söylediklerimden ve yaptıklarımızdan hepimiz sorumlu olacağımızın bilincinde olmalıyız. En garantili yolun Rahmanın apaçık hüküm verdiklerine iman etmek olduğunu bilmeliyiz, çünkü peygamberimizde başka bilgilere iman etmedi, yalnız Rabbin indirdiklerine iman etti ve yaşadı. Bunun bilincinde olan bir insan, kur’ana iman edip, onun hükümleri ile yaşayan bir insanın, aynı zamanda peygamberimize de harfiyen uymuş olacağını bilmelidir. Allah kendi hükümlerine kimseyi ortak etmez, hüküm veren yalnız benim diyorsa çok açık ve net, bunun dışından da hükümleri önümüze getirenlerin tuzağına düşmeyelim. Kur’an da her şey yoktur diyenler, İslam ı tam ve doğru yaşamak istiyorsan şu ya da bu kitaplara bakmanız gerekir diyenlerin, kur’anı anlayarak okumanın günah olduğunu söyleyenlerin, biliniz ki BİZLERDEN SAKLADIĞI BİRŞEYLER VAR DMEKTİR. Bizlere düşen Rabbin rehberine sıkı sıkı sarılmak olmalıdır. Onun rehberinde olmayan, onun vermediği bir hüküm bizlerden istenecek hükümler, farzlar olmadığını artık bilelim. Çünkü rabbim ne diyordu ayetinde? SİZLERİ BU KİTAPTAN HESABA ÇEKECEĞİM. Rahman bu sözü veriyorsa sizce, bu kitapta olmayan bir hükümden bizlerden hesap sorar mı ? Yorum ve karar sizlerin.SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK | |
14 Kasım 2010, 15:01 | Mesaj No:3 |
Değerli kardeşim sözlerinizin tamamına katılıyorum, düşünce yönünde bazı farklılıklarımız olsada önemli olan konuda aynı düşünmemiz çok önemli. Elbette her insan kur'andan aynı değerde anlayamaz. Bunun tersini söylemek ne akla ne mantığa uymaz. Onun içindirki Allah anlayamadığınızı kur'an ehline sorun diyor. Dikkat edin velilere yada çok özel kişilere değil. Okulları düşünün tüm öğrenciler aynı değerde derecede mi mezun oluyorlar? Elbette hayır, çünkü her insanın aklını kullanma ölçüsü farklıdır da ondan. Okulda bazı öğrenciler vardır arkadaşlarına öğretmenlik bile yapar. Evine giderler anlayamadığı konuyu ondan öğrenirler. Bu o öğrenciyi çok özel konuma getirmez. Elbette o daha akıllı, daha iyi anlıyor daha çabul kavrıyor diyebiliriz. Rehber kur'anı aldıktan sonra ona uyan her bilgi, konunun anlaşılmasına güç katacaktır bunda şüphe yok. Fakat yeterki anlam ve mana olarak Rabbin hiç bahsetmediği hükümler, anlamlar verilmesin. Allah razı olsun kardeşim esen kalın. | |
14 Kasım 2010, 15:10 | Mesaj No:4 |
Bu güzel duanız için Allah sizden razı olsun. Dilerim Rabbin doğru yolunu ararken, onun bağışlayacağı en az hata yapan kullarından oluruz. | |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Kader konusunu kur'an ışığında nasıl anlamalıyız? | HALUK GÜMÜŞTABAK | Makale ve Köşe Yazıları | 5 | 17 Şubat 2012 23:49 |
Ahzap suresi 56. Ayeti nasıl anlamalıyız? | HALUK GÜMÜŞTABAK | Makale ve Köşe Yazıları | 40 | 21 Aralık 2010 00:44 |
Zümer 36. Ayeti nasıl anlamalıyız? | NUR | Kur'ân-ı Kerim Genel | 3 | 24 Aralık 2009 23:12 |
Kur’an-i kavramları nasıl anlamalıyız? | ABDULLAH ALMAZ | Makale ve Köşe Yazıları | 1 | 02 Kasım 2009 19:53 |
“Ümmî peygamber” tabirini nasıl anlamalıyız? | _bülbül_ | Bilgi Dağarcığı | 0 | 10 Nisan 2009 12:59 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|