Bakara 85. ayetten almamız gereken önemli dersler.

[HALUK GÜMÜŞTABAK]

Bakara 85. ayetten almamız gereken önemli dersler.

Allah kur’anı bizlere, bir rehber ve bir güneş olsun diye indirdiğini, kur’an da verdiği örneklerden, kıssadan hisseler, dersler çıkarmamızı ister. Bakara suresi 85. ayetinde rabbim, geçmişte yapılan hatalardan bizlere ibret için örnekler verip, İsrail oğullarını nasıl ikaz ettiğini ayette açıklıyor. Önemli olan bugün bizler bu ayetten nasıl bir ders çıkarmalıyız, onu anlamaya çalışalım. Çünkü Allah bu örneği kur’an da bizlere verdiyse, ondan bizlerin mutlaka dersler çıkarmamızı istediği için vermiştir.


Bakara 85: Sonra (yine) siz, birbirinizi öldürüyor, bir bölümünüzü yurtlarından sürüp-çıkarıyor ve günah ve düşmanlıkla aleyhlerinde ittifaklar kuruyor ve size esir olarak geldiklerinde onlarla fidyeleşiyorsunuz. Oysa onları çıkarmanız size haram kılınmıştı. Yoksa siz, Kitabın bir bölümüne inanıp da bir bölümünü inkâr mı ediyorsunuz? Artık sizden böyle yapanların dünya hayatındaki cezası aşağılık olmaktan başka değildir; kıyamet gününde de azabın en şiddetli olanına uğratılacaklardır. Allah, yaptıklarınızdan habersiz değildir.


Allah bu ayetinde İsrail oğullarından aldığı sözü hatırlatıp, yaptığı yanlışı ikaz edip, çok önemli bir hatırlatma yapıyor ve bakın ne söylüyor?

(Yoksa siz, Kitabın bir bölümüne inanıp da, bir bölümünü inkâr mı ediyorsunuz?)

Demek ki o devrin toplumu Tevrat indirildiğinde, rabbin ayetlerinin bir kısmını göz ardı edip, kendi beşeri inançlarını, ihtiraslarını yaşıyorlar ki, Allah bu ikazı yapıyor. Peki, bizler bu sözlerden nasıl bir ders çıkarmalıyız? İşte burası bizler için önemli, yoksa Allah bu ayeti, bu örneği niçin bizlere iletsin. Günümüzde biz Müslümanlar, acaba aynı hatayı yapmıyor muyuz? Kur’an da her şey yoktur, özet bilgi vardır dersek, acaba iman eden toplumu kur’an dışına yönlendirmiş olmuyor muyuz bu durumda. Ya da kur’an da nesih edilmiş, yani hükmü kaldırılmış ayetler vardır diyerek, onlarca hatta yüzlerce ayetin hükmünün kalktığını söylediğimizde ve bunlara da iman etmediğimizde, acaba aynı hatayı ellerimizle yapmış, kur’anın bir bölümüne inanıp, bir bölümüne iman etmemiş olmuyor muyuz? Bu sözlerden yola çıkarak, bizlerin kur’anın bütününe, tamamına iman etmemiz gerektiği gibi, bunun dışından bizlere iletilen hükümlere de iman etmemeliyiz. Çünkü rabbim ne diyordu bizlere Zühruf 44. ayette?( Doğrusu Kur'an, sana ve kavmine bir öğüttür. İleride ondan sorumlu tutulacaksınız.) Allah sizleri bu kitaptan sorumlu tutuyorum diyorsa, bizlere düşen kur’anın tümüne iman etmek olmalıdır. Eğer kur’an ayetlerinin bir kısmının hükmünün kalktığını söylersek, nasıl gerçek iman etmiş olmuyorsak, onun yerine beşeri inançları, rivayetlere de iman ettiğimizde, aynı yanlışı yapmış oluruz.

Hatırlatmak isterim, Allah bunları yapanlar için, bakın ayetin sonunda ne diyordu hatırlayalım.

(Artık sizden böyle yapanların dünya hayatındaki cezası aşağılık olmaktan başka değildir; kıyamet gününde de azabın en şiddetli olanına uğratılacaklardır. Allah, yaptıklarınızdan habersiz değildir.)

Ne dersiniz bizler aynı hataları yapmıyor muyuz? Ben iman ettim demekle, namazı kılıp orucu tutmakla, bu işin bitmeyeceğini yukarıdaki ayet çok güzel anlatıyor, tabi anlayanlara, gözlerinde perde olmayıp, gönülleri taşlaşmayanlara. Allah azabın şiddetlisine uğratacak kimselerin kimler olduğunu anlatıyor, lütfen bunların kimler olduğunu çok iyi analiz edelim. Bunlar bütünüyle iman etmeyenler değiller. Hatta tam tersine, Allahın indirdiği kitaba iman eden, Rahmana söz veren bir toplumdan bahsediyor. Fakat daha sonra Allaha söz verdikleri halde, bir kısım konularda sözünden döndüklerini, böylece işlerine geldiği gibi hareket edip, kitabın bir kısmına inanıp, bir kısmının gereklerini yerine getirmediklerinden bahsediyor, böylece haram suçunu işledikleri anlatılıyor.


Acaba bizlerde çok fazla düşünmeden, hatta farkında olmadan Rabbim e, Kur’an a iman ettik diyerek söz verdiğimiz halde, büyük haram suçları işlediğimizin farkın damıyız? İşte bu soruya doğru cevap verebilmemiz için, kur’anı anlayarak bolca okumalı ve üzerinde dikkatle düşünmeliyiz. Örnek verecek çok fazla konu var, fakat sizlere daha öncede birçok kez hatırlattığım, ama çoğu kez gözden kaçan bir hatamızı, farkında olmadan işlediğimiz HARAM ların ne olduğu ayeti, hatırlatmak istiyorum.


Araf 33; De ki: Rabbim ancak açık ve gizli kötülükleri, günahı ve haksız yere sınırı aşmayı, hakkında hiçbir delil indirmediği bir şeyi, Allah'a ortak koşmanızı ve Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri söylemenizi haram kılmıştır.


Yukarıdaki ayetin üzerinde çok iyi düşündüğümüzde, günümüz İslam âleminin içinde bulunduğu HARAM BATAKLIĞINI anlamak, zor olmasa gerek. Allah bakın neleri HARAM kıldığını söylediği halde bizler, bunun tersini yaşayıp neler söylüyoruz, bir düşünün isterseniz.( hakkında hiçbir delil indirmediği bir şeyi, Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri söylemenizi haram kılmıştır.) Bizler kur’an da hiç bahsedilmeyen, açıklanmayan yüzlerce hatta binlerce konular hakkında anlatılan rivayetlere iman edip, nasıl bir yanlışın içinde olup, HARAMI tıka basa yediğimizin farkında mıyız? Kur’an da her şey yoktur diyenlere inandığımızda, nasıl bir bataklığın içine çekildiğimizi lütfen artık fark edelim. Yorum ve karar sizlerin. Çünkü bu yanlışı yapanların sonu ve gideceği yeri Rahman çok güzel işaret etmiş, anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az.

SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK

[Zemahşeri]

Yukarıdaki ayetin üzerinde çok iyi düşündüğümüzde, günümüz İslam âleminin içinde bulunduğu HARAM BATAKLIĞINI anlamak, zor olmasa gerek. Allah bakın neleri HARAM kıldığını söylediği halde bizler, bunun tersini yaşayıp neler söylüyoruz, bir düşünün isterseniz.( hakkında hiçbir delil indirmediği bir şeyi, Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri söylemenizi haram kılmıştır.) Bizler kur’an da hiç bahsedilmeyen, açıklanmayan yüzlerce hatta binlerce konular hakkında anlatılan rivayetlere iman edip, nasıl bir yanlışın içinde olup, HARAMI tıka basa yediğimizin farkında mıyız? Kur’an da her şey yoktur diyenlere inandığımızda, nasıl bir bataklığın içine çekildiğimizi lütfen artık fark edelim. Yorum ve karar sizlerin. Çünkü bu yanlışı yapanların sonu ve gideceği yeri Rahman çok güzel işaret etmiş, anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az.

Haluk bey Kuranda her şeyin ana muhtevası vardır desek daha iyi olacak Kuran'da yaradılan herşeyin isminin zikredilmesini beklemek zaten Kuranı ciltlerce kitaba dönüştürmek olur ama ana muhtevası vardır herşeyin bu verilen ana muhtevalar dahilinde tezekkerun zikir/düşünce ehli asrın getirmiş olduğu tereddütlere cevaplar çıkarmaktadırlar bu cevaplar Kuranın önüne geçmedikçe kabul ederiz.

Rivayetlere gelince nedense sizin söylemlerinizde yerlere göklere sığdıramadığınız LAİK'LİK putu doğru oluyorda Allah'a iman etmiş zatların söylemleri her zaman şüpheli oluyor kıyas yapmanızı rica edecem Allah'ın dinine karşı canla başla mücadele etmiş olan yakın tarihin kendi alanında muhteşem dehası ataputunun görüşleri sorunsuzda Şeyh said teymiye seyyid kutup hasan el benna humeyni şeriati mutahhari beheşti izzet derveze fadlullah gibi canı malı ve imanının tüm zerresi ile mücadele etmiş alimlerin rivayetleri şüpheli olmakta ???

[kamer34]

Kuranın değil bir yüzünü inkar edip bir almak Kur'an'ın bir tek ayetini görmezlikten gelmek onu inkar etmek insanın kafir olması için yeterlidir.

Mutlak manada sorgusuz sualsiz Rasule itaat edilmesini emir eden yine bu Kur'an'dır. Halbuki günümüz toplumlarım 100 yıldır ölmüş kişilerin yasaları ile idare edilmekte yeni ilke inkılaplar adı altında yeni şeriatler ortaya koyanlara verilen müsamaha ve tölerans her nedense Allah'ın Rasulune dahi verilmemektedir.

Allah'ın ve Rasulunun arasını ayırarak Kur'an'ın değil bir yüzünü bir çok yüzünü inkar edenler şüphesiz dalaletten başka hiç bir şeye davet etmemektedirler.

Madem ki şiarmız Kur'an'dır ki zaten öyledir o halde neden Kur'an'ın itaat edin dediği elçiye ısrarla isyan edilir burası hakikaten hayret verici bir durumdur.

Allah'ın bize haram dediği şeyler yine o kabul etmediğimiz peygamberin diliyle bildirilmiştir.Peygamber ölmüştür onun bu zamanda hükmü geçmez yaptıkları söyledikleri ve söylemdikleri şeyler bizim için bağlıyıcı değil demek tam olarak Kur'an'ın bir yüzüne inanıp diğer yüzünü inkar etmektedir.

Madem ki Kur'an da nasih ve mensuh yoktur o halde peygamberle ilgili ayetleri ne yapacağız bu mantıkla o ayetleri nasih etmiş olmuyormuyuz. böyle mantıklar hiç bir zaman çelişkilerden kurtulamazlar

Yap işlet devret modeli olarak Allah'ın rasulünü tanımladığımız takdirde Kur'an da ki onlarca ayeti nasıl anlşılması gerektiğini bir türlü açıklayamamız bizim Kur'anı ne kadar anladığımızın açık bir kanıtıdır.

Tamam mademki tek kaynaktan besliniyoruz laiklik yada Demokrasi fark etmez Allah'ın şeriatinin yerine konulan helal ve haramlara ne demeli haluk bey.

Bu batıl rejimler içinde bir kaç cümle yazdığınızı ölmeden görebilirsem gözüm arkada kalmaz herhalde.

Hüküm koymada Allah'ın rasulüne dahi imtiyaz hakkı tanımayan anlayışınız ki bu noktada bende öyle düşünüyorum ataputa bu hakkı tanıyor onu yere göğe sığdıramıyorsunuz.

Sizin düşüncenize göre Kur'an da hırsızlık yapmanın karşılığı elin kesilmesidir ataputun şeriatinde bunun karşılığı ceza evidir.

Yine Kur'an'a göre sarhoş edici içecekler haramdır ataputun şeriatine göre göre bu helaldir.Ki onun siroz hastalığında öldüğünüde biliyoruz.

O halde haydi bakalım Kur'an'ın tamamını uygulayım Kur'an'a göre ataput kafir oldumu olmadımı? tuğyan ettimi etmedimi? Bunun cevabını merakla bekliyorum.

[HALUK GÜMÜŞTABAK]

Bir birinden ilginç iki cevap. İkisinde de örnek verilen konu, Ülkemizin kurtarıcısı sizin deyiminizle Ataput. Halbuki ben hiç bir zaman Atatürkü din ve iman adına yazdığım hiç bir yazımda din adına örnek göstermedim. Çünkü onun din ve iman adına nasıl bir insan olduğunu bilemem. Beni ilgilendiren onun Ülkesine yaptıklarıdır. Kendisi içki içermiş yada içmezmiş, doğrusu beni hiç ilgilendirmez. Onun yaptıklarının, daha doğrusu bu hayattaki imtihanın değerlendirmesini ne sizler yapabilirsiniz, nede ben yapabilirim. Yalnız Rabbim yapar. İçki içmek eğer bir insan için en büyük, en önemli kriterse, yetimin malını fark ettirmeden yiyenler, kendi menfaatleri için ülkesini bile satanlar, anasından doğmuş ak süt gibi dir sanırım bu durumda. Birileri kadın için başını örten cennetlik ve namuslu kadındır dediğinde, acaba başı açık kadınlara yaptığımız bu saygısızlığın derecesinin farkında mıyız? Bir insan içki içiyor diye, dinsiz ilan etmek acaba bizlerin haddine düşer mi dersiniz? Tabi bunların yorumunu sizlere bırakıyorum.


İman etme konusuna gelince. Kimin gerçek iman eden olduğunu Rabbim yalnız ben bilirim der kur’an da. Onun içindir ki ben hiç kimsenin imanı hakkında ne yorum yaparım, nede saygısızlık. Benim kur’an dan aldığım bir terbiye vardır, burada iman adına çok dikkatli olmam emrediliyor, Rahman tarafından. İman adına yaşayacağım her şeyi beşerin emri ile değil, rabbin emri ile hayatıma geçiririm. Zaten peygamberimizde bu yolu öneriyor ve diyor ki; ben sizleri kur’an ile uyarma görevi aldım, onun içindir ki sakın emin olmadığınız bilgilerin ardı sıra gitmeyin, kur’an ın ipine sarılın. İşte bende bu direktifleri alan bir mümin olarak, elimden geldiğince bu yolun peşinden gitmeye çalışıyorum. Rabbim yardımcım olsun inşallah.


Gelelim sizin ata put kanunları dediğiniz kanunlara. Elbette onlarda beşeri kanunlardır, içinde hata ve yanlış yoktur hiç kimse diyemez. Önemli olan yanlışı düzeltmektir, düşman olmak değil. Birbirimize düşman olarak geçmiş tarihimizle yüzleşmeden, onları günün gerektirdiği şartlarla araştırmadan, düşmanlıkla yaklaşmamız bizim için yapıcı bir yaklaşım olmaz. Osmanlı tarihini lütfen düşünelim. Yapılan yanlışlıklar ve yine yapılan güzellikleri önümüze koyup nasıl dersler çıkartıyorsak, yakın geçmişimiz içinde aynı şekilde yaklaşmalıyız. Birileri bizimle oyun oynuyor lütfen onların oyunlarına gelmeyelim.

Saygılarımla Haluk GÜMÜŞTABAK

[kurtmehmet]

Sayın haluk hocam hem nerdeyse içkiye şifadır diyeceksin içkiyi içmekte satmakda bulundurmakta haramdır.buları siz herkesden daha iyi biliyorsunuz.
bir laf vardıryaderlerki...NAMAZ KILMAYAN KAFİR OLMAZ FAKAT KAFİRLERDE NAMAZ KILMAZ.siz bilirsiniz hocam SAYGILAR..

[kamer34]

Selamun Aleykum

Bakın sizin ülkenizin kurtarıcısı zat hakkında birşey yazmadığınızı biliyorum.Sizi en çok eleştirdiğim konulardan bir taneside buydu zaten çünkü siz düşücelerinizi üstü yuvarlak cümlerle yazdığınızdan dolayı ben şahsen ataput konusuna özellikle girdm.

İşte böyle düşüncenizi net olarak ortaya koyun bende ona göre cevap yazabileyim sonrada dileyen dilediği görüşü tercih etsin.

Bakın haluk bey yine sözlerimi yanlış yorumlamışsınız ben hiç kimseyi içki içti diye dinsiz ilan etmedim size soru sordum Allah sarhoş edici içecekleri haram kıldım diye kuran da buyurduğu halde o zat bunu helal kılmış dedim.İşin bu kısmını kaynatmalım lütfen.

Haluk bey tekrar soruyorum sizin okuduğunuz kurana göre içki harammı değilmi? Eğer içki haram olduğu halde biri çıkıp yeni bir şeriat icat edip efendim bu içkiyi kim haram etmiş bu helaldir derse sizin okuduğunuz kurana göre hükmü nedir.

Aslında bunu yapanın kuran da hükmü belli olduğu halde siz ben ataput için bişey diyemem diyorsunuz.Buda sizin kuran hususunda ne kadar samimi olduğunuzun kanıtıdır.

Haluk bey vallahi benim okuduğum kuran da kadının başını örtmesi emiri çok açık ve nettir.Ki bunu ercüment özkanda daha sonra kabul etti sanırım.Fakat size göre nur suresi ahzab suresi ve nisa surelerinin örtünmeyle ilgili emirleri nasih edilmiş ise orasını bilemem.

Haluk bey hakikaten konuştukça ne kadar kurandan beslendiğiniz o kadar gün ışığına çıkmaktadır ki.Kimin iman edip etmediğini ben bilemem demeniz kadar doğal bir şey olamaz.

Çünkü kuranı okumuş olsaydınız böyle bir cümle kurma ihtiyacı duymazdınız. İslam dinine göre kalpteki imanın dışa yansıması vardır yani iman edip salih amel işlemek.Şimdi ayetlere bakalım.

"İnanıp yararlı işler yapanlara, altlarından ırmaklar akan cennetlerin kendilerine ait olduğunu müjdele! Onlardaki herhangi bir meyveden rızıklandırıldıklarında: "Bu daha önce de rızıklandığımız şeydir" derler ve o rızık birbirinin benzeri olmak üzere, kendilerine sunulacak. Orada çok temiz zevceler de onların. Hem onlar orada ebedî kalacaklar."2/25

"Şüphe yok ki, iman edenler, yahudiler, hıristiyanlar ve sabiîler, bunlardan her kim Allah'a ve ahiret gününe gerçekten iman eder ve salih amel işlerse elbette Rabbleri katında bunların ecirleri vardır, bunlara bir korku yoktur, bunlar mahzun da olacak değillerdir."2/62

"İman edip salih ameller işleyenler, işte öyleleri de cennet ehlidirler ve orada ebedî kalıcıdırlar."2/82

Ayrıca şu ayetlere bakabilirsiniz
2:139-2:277 -3:57 --4:57 -4:122- 4:124- 4:173-5:9 -

Daha çok sayıda ayetler vardır.Belliki siz kuranı iman etmek için değil kendi yanlışlarınızı kurana doğrulatmak için okuyorsunuz o yüzden bu ayetleri maalesef görememşisiniz

ben sizleri kur’an ile uyarma görevi aldım, onun içindir ki sakın emin olmadığınız bilgilerin ardı sıra gitmeyin, kur’an ın ipine sarılın. İşte bende bu direktifleri alan bir mümin olarak, elimden geldiğince bu yolun peşinden gitmeye çalışıyorum. Rabbim yardımcım olsun inşallah.
haluk beyden alıntı.

Haluk bey siz kuranın bir yüzünü alıp öbür yüzünü görmezlikten gelme adetinizi peygamber içinde yaptığınızı görmekteyim.Peygamberin 23 yıllık hayatı içerisinde işinize gelen gibi gözüken sözlerini alıp hemende aktarıyorsunuz pes doğrusu.O saki ben size hiç bir zaman peygamberden bir rivayet zikir etmedim.

Çünkü ben işime yaradığı zaman sözlerine müracaat edeceğim bir peygambere değil Allah'ın rasulu olan bir peygambere iman etmişim.

Bir başkası bunu yapıncada beşeri kuranın önüne geçirenler diye başlık atıyorsunuz.Haluk bey siz peygamberin bir tarafına inanıp öbür tarafını inkarmı etmiş olmuyormusunuz?.

ben sizleri kur’an ile uyarma görevi aldım, onun içindir ki sakın emin olmadığınız bilgilerin ardı sıra gitmeyin, kur’an ın ipine sarılın.
haluk beyden alıntı

Peygambere bu sözü söyleten Allah şunuda buyurmuştur.Peygamber size neyi verdiyse alın neydende sakındırdıysa sakının diye buyurmuştur.

Gelelim sizin ata put kanunları dediğiniz kanunlara. Elbette onlarda beşeri kanunlardır, içinde hata ve yanlış yoktur hiç kimse diyemez. Önemli olan yanlışı düzeltmektir, düşman olmak değil.
haluk beyden alıntı

Size daha evvel de demiştim siz neden kuranın bir yüzünü alıp öbür yüzünü görmezlikten geliyorsunuz. Sizi bu konuda samimi bulamıyorum demiştim adeta beni haklı çıkarmak için maşallah elinizden geleni yapmışsınız.

Kuran kuran diyen fırkaları incelediğimizde karşımıza en belirgin fırka hariciler çıkıyor fakat hariciler kuranın mealden değil arapça şekli okudukları halde peygamberin hayatını baz almadıklarından dolayı çok sert ve tekfirci bir fırka olduklarını görmekteyiz.

Oysa siz Allah'ın helalını haram haramını helal kılmış bir beşeri sistemi tabiki hatalar yapılmıştır gibi basite alarak kurana olan saygınlığınızı ortaya koymuşsunuz.

Osmanlı ve ataputun dönemini kıyaslamışsınız bakın ben kardeş katline cevaz veren babadan oğula saltanatın verildiği adeta Allahın sanki onları ehli beyt (imtiyazlı aile) olarak kabul eden yaşları 10-13 lerde olduğu halde koskoca imparatorluğun başına getirilen çocuk yaştaki müslüman olmayan bazı anneleri tarafından idare edilen bir sistemi savunan değilim.

Osmanlı tarihini kendi çapımda okumş biri olarak şunu söylüyorum siz osmanlıya koskoca bir iftirada bulunuyorsunuz.

Osmanlı hukukunu inceleyin sizde göreceksiniz ki sizin kuran kuran dediğiniz Allahın gerçek kitabı osmanlının birçok alanında yürürlükte idi.Yani osmanlı idare biçiminde islam şeriati ile hüküm ediliyordu.Bunu nekadar pratikte uyguluyorlardı orasıda sevabıyla günahıyla onlarındır.

Fakat ataputun şeriatinde ne kadar kuran vardı onuda rabbim biliyor cümle alemde biliyor.
slemun aleykum

[kamer34]

Ehl-i Kur'an olarak bilinen kişiler atatürk ve arkadaşlarına gösterdikleri saygıyı ve övgüyü her nedense Allah'ın rasulune ve mümin alimlere tanımamaktadırlar.

İman etmeyenler Allah'a rasulune ve müminlere tarih boyunca iftira atmaktan geri durmamışlardır mealci olarak bilinen bu grupların bir iddasıda şudur.

Osmanlı dönemindeki padişahlar kendi ülkelerini satmışlar atatürk ve arkadaşları da bir kahraman gibi gelerek bu ülkeyi düşmanlardan güyya kurtamışlardır.

Tarihi bize 100 yıldır hep böyle anlatarak uyutmaya çalışan bu zihniyet artık son anlarını yaşamaktadır.

Bu sebeple şöyle bir tarihe göz atarak gerçekten tarihte mealcilerin dediği gibimi olmuş yoksa ülkesini kimin kime sattığı meselesi kimin kimlerin casusu olduğu belki birazcıkta olsa ortaya çıkar.

Benim şahsen osmanlının avukatlığını yapmak gibi bir derdim yok fakat bu mealcilerin ne kadar yalancı ne kadar Kur'an'dan uzak olduklarını birazcıkta olsa ortaya koyabilirsem ne mutlu bana.

I. Dünya Savaşı, [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] dünya çapında yapılan iki savaştan birincisidir. [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...][Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] tarihinde [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]'da başlamış ve dünyanın dört bir yanındaki ülkelerin katılması ve diğer kıtalardaki sömürgelere de yayılması nedeniyle "[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]" olarak adlandırılmıştır.

Dört yıl süren savaş, [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] yılında sona ermiştir. I. Dünya Savaşı, [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]'da dört merkezi devlete karşı, Avrupa ve diğer kıtalarda bulunan yirmi beş devletin bulunduğu, o tarihe kadar görülmemiş ilk dünya savaşıdır.

I. Dünya Savaşı Avrupa'da [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] diye adlandırılan [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...], [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...], [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] ve [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] ile [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] diye adlandırılan [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...], [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] ve [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] önderliğindeki [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...], [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] ve [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] devletleri arasında gerçekleşmiştir. Savaşa sonradan İtilaf Devletleri tarafında [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...], [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...], [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...], [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...], [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] ve [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] da katılmıştır.

Sanayi Devrimi ve Sömürgecilik hareketlerinde de bu olay etkisini göstermiş ve İngiltere,Fransa sömürgecilik alanında hızla güçlenirken Almanya'nın bu alanda geri kalmasına neden olmuştur.

1815’te yapılan [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] ile Avrupa’ya ve geniş anlamda dünyaya yeni bir statü getirilmiş ve buna göre güçler dengesi kurulmuştur.

Kırım Savaşı'nda(1853-1856) bu dengelerin Rusya lehine değişmesine engel olmak için, Haçlı Seferleri'nden sonraki en önemli ittifakla, Avrupa Devletleri, Osmanlı İmparatorluğu ile birlikte Ruslara karşı savaşmıştır.

Yenilgiye uğrayan Ruslar,etkisi 1917 Ekim Devrimi'ne kadar sürecek siyasi ve ekonomik dalgalanmaların etksine gireceklerdir. Yine bu savaşın sonunda, İtalya Birliği'ne gidecek yollar da açılmıştır.

1870 [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] ile Almanya ve İtalya’nın birliklerini kurmaları, bunların büyük devletler olarak devletler arası ilişkilerde yer almak için girişimlerde bulunmaları, Viyana Kongresi statükosunu ve güçler dengesini büyük ölçüde değiştirmişti.

Bundan sonrası ise yeniden bir dengenin kurulması girişimlerine, o da Avrupa’da yeni blokların ortaya çıkmasına ve bunların birbirleriyle çatışmasına yol açmıştır.

Bu genel çerçeve içinde I. Dünya Savaşı'nın nedenleri çeşitli ekonomik, siyasi, askeri gelişmelere dayanmaktadır. Bunlara büyük devletlerin çıkar hesaplarını da eklemek gerekir.

Osmanlı imparatorluğunun başına türlü türlü entrikalar çeviren haçlı kuvvetleri 1917 de artık osmanlı devletini karşı koyamayacak kadar zayıflatmış ve ülkenin her tarafını işgal eder hale gelmişlerdir.

Osmanlı devletinin tamamen ortadan kaldırılması fikri avrupa parlementolarında görüş beyanı için istişare edilirken ingiltere ve Fransa beklenmedik bir çıkışla Osmanlının şu an ki türkiye olarak haritalndırılmış ve bunun gerekçesi olarak Sovyetler Birliğinin batıya gelmemesi için tampon bir bölge olarak korunmasıdır.

Osmanlı devletinin kalacak olan küçük parçası (Türkiye) şu şekilde kalmak şartıyla diğer ülkeler tarafından da kabul edilmiştir.

1-) Saltanat yani padişahlık lav edilecektir.
2-) Yeni oluşacak olan ülkenin idari şekli değişecektir.
3-) Bu yeni kurulacak olan devlet dini islam olmayacak
4-) Yürürlükteki mevcut kanunlar ve yasalar tamamı değişecek bunların yerine laiklik rejimi getirilecektir.vs.vs

İşte bu sırada bütün bunları uygulayacak kadronun oluşması içinde düğmeye basılmış o dönemde atatürk ve o sırada erzurum bölgesinde komutanlık yapmakta olan fevzi çakmak bu oluşumda büyük rol oynamışlardır.

Bunun farkına varan padişah hemen bir bildiri yayınlayarak atatürkün ve arkadaşlarının osmanlı donanmasından çıkarıldıkları askerliklerinin fes olunduğuna dair bir ferman yayınlanmıştır.

Bu yeni kadroya biçilen rolün şekli değişmiş işe batıdan başlamak yerine doğudan ve kuzeyden olmak üzere harekat başlatılmıştır.Bu yeni oluşum karadeniz de Sinopta karaya çıkmaya çalışmış fakat padişahın bu fermanı halkı ayaklandırmış bu yeni kadronun karaya çıkması engellenmiştir.

1919 da bu kado ingiliz kuvvetlerinin kontrulu altında olan Samsuna ingiliz askerlerinin güvenliği altında karaya çıkmaları sağlanmıştır. Bunun resim olarak arşivlerde görüntüleri vardır.

Daha sonra ülkeyi hainlerden(Padşah vahdettin) ve işgalcilerden GÜYYA kurtarmak için bu olaylar bize adeta gözlerimizin içine baka baka yalanlarla dolanlarla farklı bir şekilde anlatılmış bazı kişilerde birer kahraman kurtarıcı olarak gösterilmiştir.

Şurasını herkes bilirki emperyal güçler ne zaman bir ülkeyi işgal etmişlerse daha sonra o ülke idaresini kendi yandaşlarını başa getirerek sömürülerini devam ettirmişlerdir.Bugün de afkanistanda Irakta kuvveytte bunu görebilmek için illaki ciltler dolusu kitaplar okumaya gerek yoktur.

Dünyanın en güçlü ülkelerini elinizde silah yok tank yok deniz kuvvetleriniz tamamen işgal edilmiş fakat siz kazmalarla küreklerle mancınıklarla tanklara silahlara savaş gemilerine karşı koyacaksınız.

Bozuk bir vapurla ta istanbuldan yola çıkarak düşman savaş gemileri arasında tır tır tırlayarak gözükmeden samsuna çıkacaksınız daha sonrada dünyayı kurtaracaksınız bu kadarıda olmaz yahu.Yalanın dolanın bu kadarınada pes doğrusu.

Siz milleti aptal geri zekalımı sandınız.Çanakkele geçilmez destanlarını bazı insanların kahramlıkları ile özdeşleştirmek tam olarak palavranın babasıdır.

İtaat terakicilerin (ergenkoncular) Allah aşkına söylermisiniz hangi savaşa katılmış ve hangi savaşı kazanmışlardır.Haluk bey bir tane örnek verirmisiniz.

Birinici dünya savaşında yapılmış olan tüm savaşlar osmanlı padişahları döneminde yapılmıştır.

Dış güçlerle tamamen kontrolü eline geçiren itaat terakiciler padişahlık (ki resmi olarak halifelik olarak geçemktedir) makamını tamamen lav ederek yeni ilke inkılaplar adı altında mecliste anayasa olarak kanunlaştırmışlardır.Buna karşı çıkan millet vekillerine meclisin ortasında kafasına silah sıkılarak öldürülmüşlerdir.Bunların tamamının belgelri vardır.

Buna halkın tepkisi de çok büyük olmuştur.İtaat terakiciler derhal istiklal mahkemeleri adı altında insanlar sorgusuz sualsiz öldürülmüşlerdir.

Türkiyenin dört bir yanında ayaklanmalar başlanış ve binlerce insan sırf ataputun devrim dediği İngiltere Fransa kanunlarına karşı canını vermişlerdir.

Erzincan da ölmüş insanın kemiklerini mezarından çıkararak bir torbaya koymak suretiyle tekrar idam etmiş olmaları onların ne kadar kitapsız imansız olduklarının açık işaretlerinden sadece bir tanesidir.(Bu anlattığım olayın bize nasıl kıydınız diye filmi yapılmıştır dileyenler o filmi izleyebilirler)

Doğuda şeyh said maraşda sütçü imamlar düzcede mersinde Türkiyenin her yerinde ayaklanan insanlara karşı bir kıyım uygulanmış olan bir zihniyete karşı ben imanlarını bilemem diyecek kadar Kur'an'dan bi haber olan bazı arkadaşlarımız hakikaten kanımca zavallı bir durumdadırlar.

Şurası çok enteresandır ki Kur'an okuyan insanlar sağ görüşlü olarak bilinirler fakat mealciler bu kaidenin tam tersi olarak sol görüşlüdürler.

Bunun örneği olarak Yaşar Nuri Öztürk chp ye oy verir Zekeriya Siyah sanırım yine öyle haluk bey muhtemelen yazdıklarına bakılırsa oda sol görüşlü.

Yine normalde muhafazakar gelenekçi kendisini Kur'ana nisbet edenler hep sağ partilere oy vermişlerdir.

Fakat mealciler demekki Kur'an'ı çok kuvvetli okuyorla ki hep sol görüşü tercih etmişlerdir.Demek ki ahiretteki kitaplarınında sol taraftan verilmesini istemektedirler