|
Konu Kimliği: Konu Sahibi HALUK GÜMÜŞTABAK,Açılış Tarihi: 20 Mart 2011 (19:44), Konuya Son Cevap : 23 Mart 2011 (16:24). Konuya 7 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
20 Mart 2011, 19:44 | Mesaj No:1 |
Allah Kur'an ayetlerini elçisine, RÜYASINDA vah yeder mi? Allah Kur'an ayetlerini elçisine, RÜYASINDA vah yeder mi? Bizler İslam ı ne yazık ki doğruluğundan emin olmadığımız, beşeri rivayetleri, hiç düşünmeden kur’an ile karşılaştırmadan, yaşamaya kabul etmeye devam ettiğimiz sürece, gerçek İslam ın güzelliğini, nurunu, güneşini de görmemiz, ondan gereği gibi istifade etmemizde, mümkün olmayacaktır. Bu yazımda sizleri düşünmeye davet etmek istediğim konu, bir yazıma cevap veren bir kardeşimiz, bana sitemkâr sözlerle, peygamberimize rüyasında tebliğ edilen, kur’an dışından kur’an ayeti hükmünde hadislerin olduğunu söyleyip, benim bunları kabul etmediğime karşılık söylediği sözleri sizlere hatırlatıp, acaba bu sözlerde, birazda olsa doğruluk payı var mı diye ben çok düşündüm, sizleri de düşünmeye davet etmek istiyorum. Tabi düşünürken elimize, güvenilir rehber kur’anı alalım, ona soralım bakalım, bu sözlere kur’an ne cevap veriyor. Bakın arkadaşımız bana neler söylemiş. (Allah'ın resulüne ilhamı olan, ayet hükmünde olan rüya hadislerini dahi kabul etmezsiniz. Sizi uyarıyorum, yolunuz yol değil.) Bu arkadaşımız bizlerin, din ve iman adına sorumlu olduğumuz, tıpkı kur’an ayetleri gibi, bazı bilgilerin, hükümlerin peygamberimize Allah tarafından rüyasında vah yedildiğini ve bizlerinde bunlardan sorumlu olduğumuzu söylüyor. Bizler bu sözleri hemen kur’an a müracaat ederek soralım, bakalım Allah elçilerine bu yolla, yani rüya yoluyla bizlerinde sorumlu olduğu, vahiy tebliğ etmiş olabilir mi? Şura 51:Allah bir insanla ancak vahiy yoluyla veya perde arkasından konuşur, yahut bir elçi gönderip izniyle ona dilediğini vah yeder. O yücedir, hakîmdir. Önce vahiy kelimesinin anlamına bakalım. Vahiy genel anlamda Allahın buyruğu, yani emirlerinin elçilere bildirildiği sözlerdir. İşte bu sözlerini bakın hangi yöntemlerle bildirdiğini söylüyor Rabbim. İlk iki cümleyi önce anlamaya çalışalım. Allah bir insanla vahiy yoluyla, ya da kendisini göstermeden sesli olarak konuştuğunu söylüyor. Gerçektende kur’an a baktığımızda, Musa peygamberimizle sesli olarak, kendisini göstermeden konuştuğu örneğini görüyoruz. Peki, burada bahsedilen Allahın bir insanla vahiy yoluyla konuşması sözünden ne anlamalıyız? Burada anlatılan yine kendisini göstermeden ama sesli değil de, başka bir yol ile de görüşebileceğini anlatmaya çalışıyor bizlere, ben bunu anladım. Peki, bu nasıl bir yöntem olabilir? Size bir ayet ile bunu anlatmak istiyorum. Nahl 68: Rabbin, balarısına şöyle vah yetti: "Dağlardan evler edin, ağaçlardan ve insanların kurdukları çardaklardan da..." Bu ayete baktığımızda Rahmanın bir başka vahye diş şeklini, daha iyi anlıyoruz. Bu yönteminde gönüllerine verdiği, İLHAM, sessizce hükümlerinin seslenişi diyebiliriz. Ayete baktığımızda Allahın bir insana vah yediliş şekli olarak da bahsediliyor, demek ki Rabbim elçisi ne ya da herhangi bir kulunun, kalbine ilham ile konuşmadan sessiz vah yedebilir diyebiliriz. Ben bunu anladım. Ayete devam ettiğimizde ise, bir başka vahyin iletiş şekli çıkıyor ortaya. Görev verdiği elçisine, melekleri aracılığıyla, dilediğini vah yetmesi. İşte kur’an a baktığımızda genellikle kur’anın vah yediliş şeklinin bu yöntemle, Allahın meleği Cebrail aracılığıyla olduğunu görüyoruz. Rabbimin verdiği bu bilgi ışığında hemen düşünelim. Arkadaşımızın bana söylediği gibi, bizlerin sorumlu olduğumuz kur’an ayetleri hükmünde, peygamberimize rüyasında vahiy gelmiş olabilir mi? Rabbimin yukarıda bizlere tebliğ ettiği vahiy yöntemlerine baktığımızda rüyada vahiy yolu, asla zikredilmiyor. O halde bunu söyleyenlere inanmamız mümkün değildir. Çünkü Allah eğer bu yöntem ile elçisine rüyasında eğer bizlere iletecek, bizleri ilgilendiren bir vahiy göndermiş olsaydı, Allah elçisi bunu kur’a na hemen geçirmez miydi? Bakın bizler peygamberimizin rüyada bizleri din ve iman adına bağlayıcı, vahiy aldığını söyleyip, buna inandığımızda nelere inanmış oluyoruz önce onu düşünelim. Allah kur’anı ben koruyorum dediği halde, kur’an a geçmesi gereken, kur’an ayeti değerindeki rüyada vah yedilen ayetlerin, bu durumda Allah tarafından korunmadığını söylemiş oluyoruz. Çünkü Rabbim ne diyordu? Sizleri bu kitaptan hesaba çekeceğim, bu kitaptan sorumlusunuz. Bu kitabı ben koruma altına aldım. Bu durumda elimizdeki kur’an da her vahyin olmadığını da söylediğimizin ve inandığımızın farkın damıyız? Bakın hâlbuki rabbim onlarca ayetinde bizleri nereye yönlendiriyor. Enbiya 10: Andolsun ki, size öyle bir kitap indirdik ki. Bütün şanınız ondadır; hala akıllanmayacak mısınız? Kehf 27: Rabbinin Kitabı'ndan sana vah yedileni oku. Onun kelimelerini değiştirebilecek yoktur. O'ndan başka bir sığınak da bulamazsın. Yasin 69. Biz ona (Peygamber'e) şiir öğretmedik. Zaten ona yaraşmazdı da. Onun söyledikleri, ancak Allah'tan gelmiş bir öğüt ve apaçık bir Kur'an'dır. Enam 19: Sor: "Tanıklık bakımından hangi şey daha büyüktür?" De ki: "Benimle sizin aranızda Allah tanıktır. Bu Kuran bana vahyolundu ki, onunla sizi ve ulaştığı herkesi uyarayım… Şimdide Allah elçilerine ve özellikle peygamberimize, rüyasında bazı ilhamlarla bilgiler vermiş midir, verdiyse bunlar hangi konuları içeriyor, şimdide ona bakalım kur’an dan. Yusuf suresi 4. ayetinde, Yusuf peygamberimiz bir rüya görüyor ve bu rüyasını babasına anlatıyor. Rüyasında on bir yıldız ile güneş ve ayı bana secde ederken gördüğünü söylediğinde, bunu kardeşlerine anlatmaması için babasından tembih aldığı ayeti düşünelim. Ayette anlatılan ve örnek verilenlerin tamamı kişisel bilgi ve gelecekte olacakları işaret eden konuları içeriyor. Yine başka bir örnek verelim rüya konusu ile ilgili peygamberimizden. Önce bir ayet hatırlatmak istiyorum. Fetih 27: Andolsun ki Allah, elçisinin rüyasını doğru çıkardı. Allah dilerse siz güven içinde başlarınızı tıraş etmiş ve kısaltmış olarak, korkmadan Mescid-i Haram'a gireceksiniz. Allah sizin bilmediğinizi bilir. İşte bundan önce size yakın bir fetih verdi. Peygamberimiz Medine de gördüğü bir rüyasında, kendisine iman edenlerle birlikte huzur içinde, Mescid-i Harama gittiklerini ve kabeyi tavaf ettiklerini görüyor. Bu rüyasını da topluma anlatıyor. İman edenler buna inanmak istemiyor, çünkü iman etmeyenlerin bu ziyarete engel oldukları ve iman edenlerin zorluklar içinde kaldığı bir ortamda görüyor bu rüyayı peygamberimiz. Allah elçisi bu rüyayı görüp topluma rüyasını anlattıktan kısa bir süre sonra, yukarıdaki ayet nazil oluyor. Bakın burası çok önemli, Allah elçisine yakın zamanda olacak bir olayı rüyasında gösterip, onu onurlandırıyor ve bu olayı da kur’an a geçirerek ayetiyle sabitlendiriyor. Tabi daha sonra bu rüya gerçek oluyor ve iman edenlerin zaferleri ile toplum Mescid-i harama huzur içinde giriyorlar. İşte alacağımız kıssadan hisse. Demek ki Allah elçisine rüyasında, bizlere hüküm bazında herhangi bir ayet bildirmiyor, ancak onu, onu re edecek, saygın lığını artıracak bir konuma getirecek bir bilgi ile onurlandırıyor. Sonunda da rüyasını gerçekleştiriyor. Demek ki verilen örneklere baktığımızda, Allah elçisine rüyasında gösterdikleri, kur’an hükmünde asla bir bilgi olmayıp, onun gücüne güç katacak, onu onurlandıracak, gelecekte olacak bir olayın ipuçlarını içeren, bilgiler olduğunu görüyoruz. Ama en önemlisi gördüğü rüyayı kur’ana geçirip bilgi vermesidir. Buda demektir ki, her söylenen sözlere değil, kur’ana bakarak tüm gerçeklerin farkına varabiliriz, yeter ki düşünelim, aklımızı çalıştıralım tabi kur’anın ışığında. Sonuç olarak, buradan da anlaşılıyor ki Allah, bizlere iletilecek ve bizlerin din ve iman adına sorumlu olacağımız vahiylerini elçisine rüyasında değil, bahsettiği diğer yöntemlerle bildirmiştir. Bildirdiği ve sorumlu olduğumuz tüm vahiylerde kur’an ile sabittir. Çünkü rabbim bizlerin kur’an a sarılmasını emredip, daha sonrada bu kitaptan sorumlu olacağımızı apaçık bildirmiştir. Kur’an dışından, tıpkı kur’an ayetleri gibi vahiylerinde olduğunu söylemek, kur’anın onlarca ayetine ters düşer, bu açıkça KUR’ANA ŞİRK KOŞMAKTIR. Bunları kabul ettiğimizde kur’anın onlarca ayetine iman etmediğimizin artık lütfen bilicine varalım. Zamanında yanlışımızdan dönmeyip, gerçekleri huzuru mahşerde farkına varırsak, iş işten geçmiş olacaktır, bunu da unutmayalım. Bizler Allahın emrettiği yolda gitmek ve hesap günü şaşkın bir halde kalmak istemiyorsak, Rabbin önerdiği gibi kur’anın ipine sarılmalıyız. Onu anlayarak okuyup, rabbin neler söylediğini anlamaya çaba göstermeliyiz. Birileri bizi Allah ile aldatmanın yarışına girmiş, belli ki bizleri hak yolundan alıkoymak isteyenler var. Bakın rabbim apaçık hesap günü hesabın görüleceği hangi kitap ortaya konacak diye bizlere hatırlatıyor. Zümer 69: Yeryüzü, Rabbinin nuruyla parıldamış, Kitap ortaya konmuş, peygamberler, tanıklar getirilip aralarında hakla hüküm verilmiştir. Onlar asla haksızlığa uğratılmazlar. Rahman çok açık söylüyor, ama ne yazık ki bizler gözlerimizi, gönlümüzü, aklımızı kur’an a kapatmış, beşerin sözleriyle iman eder olmuşuz. Çok ama çok büyük yanılgılar içinde yaşıyoruz. Lütfen artık aklımızı başımıza toplayalım, silkinip kur’anın güneşine gönlümüzü açalım. Yoksa hesap günü yüzlerimizin kapkara olmasından asla kurtulamayız. SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK Bu yazımızda sizleri üzerinde düşünmeye davet edeceğim ayet, İsra suresi 36. ayet olacaktır. Allah bu ayette dikkatimizi çekerek bakın ne söylüyor bizlere? İsra 36: Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır. Ayeti okuduğumda Rabbim kullarını ikaz ediyor ve emin olmadığın bilginin sakın arkasından gitme, seni bütünüyle sorumlu tutarım diye ikazda bulunuyor. Eğer bizler bu ikazın ne anlama geldiğini görmezden gelirsek, istediğimiz kadar ibadet edelim, sonuç alamayacağımız açıktır. İbadet doğru yapılırsa değer kazanır, eğer Rahmanın istediği doğrultuda yapılmıyorsa, ne yaparsak yapalım hiçbir sonuç alamayız Allah korusun. Madem bu kadar önemli bir ikaz da bulunuyor Allah, gelin bu sözüyle ne demek istiyor onu birlikte anlamaya çalışalım, çünkü her beşer kendi imanından sorumlu tutulacaktır. Önce günümüzde bizlere neler öğrettiler onları hatırlayalım, daha sonrada bu bilgileri yukarıdaki ayetle karşılaştırıp anlamaya çalışalım. Bizlere kur’an ın özet bilgi içerdiğini söyleyip, iman adına her şeyin kur’an da olmadığını, eğer İslam ı doğru ve eksiksiz yaşamak, anlamak istiyorsak, fıkıh kitaplarına ihtiyacımızın olduğu söylendi bu güne kadar. Fıkıh kitaplarına baktığımızda, her mezhep kendi fıkıh kitabını oluşturduğunu görüyoruz. Bu durumda acaba hangisine güvenmeliyiz? Bakın hemen koskoca bir soru işareti. Çünkü bir mezhepte anlatılan, diğer mezhepte çok daha farklı olabiliyor? Bakın İsra 36. ayette ki, Rabbin ikazını hemen düşünelim, bilgin olmayan emin olmadığın sözlerin ardına sakın düşme diyordu Allah. Peki Rabbim elçisine ne diyordu ve kullarımı nasıl uyarmasını istiyordu, hemen ona bakalım kur’an dan. Maide 67. Ey resul! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan onun verdiği peygamberlik görevini yerine getirmemiş olursun… Ahzap 2: Rabbinden sana vah yedilene uy! Allah, yapmakta olduklarınızdan en iyi biçimde haberdardır. Nisa 105. Kuşku yok ki, biz bu Kitap'ı sana, insanlar arasında Allah'ın sana gösterdiği ile hükmedesin diye hak olarak indirdik. Sakın hainlere yardakçı olma. Bu ve buna benzer onlarca ayetleri okuduğumuzda, sanırım içimiz daha rahatladı, çünkü peygamberimizde zaten o günkü toplumu yalnız kur’an ile uyarma görevi almış, bu açıkça anlaşılıyor. Yani kur’an da her şey yoktur, o özet bilgidir diyenlere inanmamız asla doğru değilmiş. Allah yoksa sana vah yedilene uy, topluma sana indirdiğimle hükmet, sana indirdiğimi tebliğ et der mi? Her şeyin olmadığı özet bilgiler, nasıl olurda topluma rehber ve güneş olur? Yazımızın konusu neydi? Emin olmadığımız bilgilerin ardına gitmeyin diye Rabbim ikaz ediyordu? Bu durumda düşünelim hiç şüphe etmeden, emin olacağımız bilgi o zaman ne olabilir, bunu bilmeliyiz ki hata yapmayalım. Allah bu kitabı koruduğunu söylüyordu bir ayetinde ve bakın bizleri hangi kitaptan sorumlu tutuyordu onu da hatırlayalım. Zühruf 44: Doğrusu Kur'an, sana ve kavmine bir öğüttür. İleride ondan sorumlu tutulacaksınız. Sizce işimiz çok daha kolaylaşmadı mı? Bu ayeti neredeyse her yazımda hatırlatıyorum ki, hareket noktamızı doğru ayarlayabilelim. Allah kur’anı ben koruyorum ve sizi bu kitaptan sorumlu tutuyorum diye apaçık söylemiş. Sizce bu söylediği sözün dışında bir şey yapar mı Rahman? Demek ki bu sözleri çok dikkatle düşünmeliyiz. Şimdide her şeyiyle bizlere örnek peygamberimiz, bakalım bu konularda bizlere neler söylemiş, rabbin uyarısıyla onlara bakalım. Enam 50: Onlara şunu söyle: "Ben size Allah'ın hazineleri yanımdadır demiyorum. Gaybı da bilmem ben! Size ben bir meleğim de demiyorum. Yalnız bana vah yedilene uyarım ben!" Sor onlara: "Körle gören bir olur mu? Hâlâ düşünmüyor musunuz?" Yukarıdaki ayette Allah elçisine, onlara şunu söyle diyerek ne söylemesini istiyor bizlere, lütfen çok dikkatle şu cümlenin üzerinde düşünelim. (Yalnız bana vah yedilene uyarım ben.) Peki, bizler bu ayetleri görmezden gelip neler neler söylüyoruz, isterseniz bir hatırlayalım. Allahın gönderdiği helal haramlara ilaveler yapmasından tutun, daha birçok konunun peygamberimiz tarafından hükümler verme yetkisine haiz olduğunu söylemiyor muyuz? Hani bizler kur’anın tüm hükümlerine iman etmeden gerçek Müslüman olamazdık ne oldu? Bu ve buna benzer yüzlerce ayeti bugün görmezden gelen, ayetlerin üstünü örtüp, Allahın söylemediği, açıklık getirmediği, hüküm vermediği onlarca hükümleri Rahmana isnat edenlerin durumu, hesap günü nice olur dersiniz? Tabi rabbim onları öyle bir ikaz ediyor ki, gözlerinde perde, gönülleri mühürlüler göremiyor elbette. Bakın ne diyor onlar için? Zümer 60: Allah'a yalan isnat edenleri, kıyamet günü yüzleri simsiyah halde görürsün. Kibirliler için cehennemde bir barınak mı yok. Rabbim söylemediği halde, emin olmayan bilginin ardına düşmeyin ikazını görmezden gelip, hurafe inançların ardına düşenlerin, Allah a iftira atanların kıyamet günü YÜZLERİ SİMSİYAH olacaktır diyor. Allahım sen bu durumdan koru ne olur bizleri. Bu ayeti de hemen hemen her yazımda, kardeşlerime hatırlatmaya çalışıyorum, çünkü gerçekten okadar büyük yanlışlar yapıyoruz ki, izahı çok zor. Demek ki din adına, emin olmadığımız bir bilgi ve hükmün ardından gitmenin tehlikesinden bahsediyor rabbim. Bizler kur’an da her şey yoktur, o özet bilgidir, onu herkes anlayamaz, veli insanlar anlar diyenlere karşı çıkıp, Rabbin ayetlerini hatırlattığımızda, günümüzde İslam âleminin çoğunluğu bunlara inanıyor, siz mi bir akıllı çıktınızda, bunları söylüyorsunuz diyorlar, fakat Rabbim onlara da cevabını veriyor ve bakın ne söylüyor? Enam 116: Yeryüzündeki insanların çoğunluğuna uyarsan, seni Allah yolundan saptırırlar. Sadece sanıya uyarlar onlar ve sadece saçmalarlar. Allah İsra 36. ayette emin olmadığınız bilginin ardına düşmeyin derken, sanı yani emin olmayan rivayet bilgi ile amel etmeyin, mutlaka kur’an dan onayını alınız diyor. Bizler aklını kullanan Müslümanlar olarak, her bilgiden faydalanmalıyız elbette. Her doğru bilginin bizlere fayda sağlayacağı aşikârdır. Fakat bizlere düşen en önemli konu, acaba aldığımız bilgiye kur’an onay veriyor mu, işte bu kontrolü yapmak bizlerin en önemli görevidir. Daha doğrusu, imtihanımızın önemli bölümünü oluşturmaktadır. Günümüz İslam yaşamımıza bir örnek vermek istiyorum. Okulda öğretmen yazılı imtihan yapıyor, bizler kitaptan dersimizi gereği gibi çalışmadığımızdan, imtihanda sağımızdan solumuzdan kopyalar çekmeye çalışıyoruz. Acaba çektiğimiz kopyalar sorulan sorunun doğru cevabımı? Bundan hiç birimiz emin olamayız. Gelin hiçbir kopyaya meyletmeden, bizler dersimizi kur’an dan önce çalışalım. Emin olmadığımız bilgilerle kendimizi oyalamak yerine, alalım rabbin rehberini, anlayarak bolca okuyalım. Onu sen anlayamazsın diyenlere de, Allah bizlerin anlayamayacağı bir kitap, bir rehber gönderip de, daha sonra bizleri asla sorumlu tutmaz diyelim, yani bizleri kur’an dan uzaklaştırmak isteyenlerin kapanına düşmeyelim. Bizler ilk önce kur’ana danıştığımızda, bizlere bunlar Allah katındandır dediklerinde konuya, anlatılanlara yabancı olmayız ve bizleri aldatmaya çalışanların farkına varırız. Allah öyle bir kitap gönderdiğini söylüyor ki bizlere, bakın ne diyor? Kamer 22: Yemin olsun ki, biz, Kuran'ı öğüt ve ibret için kolaylaştırdık. Fakat düşünen mi var? Bu sözleri birkaç kez tekrarlayan Rabbim, acaba anlaşılması zor bir din ve kitap gönderip daha sonrada bizleri sorumlu tutar mı? Bu adalet anlayışını nasıl olurda Rabbim e isnat ederiz hiç düşünüyor muyuz? Allah peygamberimiz devrinde elçisinin tebliğ ettiği kur’anı yeterli görmeyip, kendi atalarının rivayetlerinden vazgeçmeyenlere, bakın nasıl bir ayet indiriyor. Ankebut 51: Karşılarında okunup duran bir kitabı sana indirmiş olmamız onlara yetmiyor mu? Bunda, inanan bir toplum için elbette ki bir rahmet ve bir öğüt vardır. Demek ki, o devirde de eski inançlarından vazgeçmek istemeyenler, kur’anın yanında, kur’an da hiç bahsedilmeyen, hükmü olmayan, atalarının inançlarını da devam ettirmek istiyorlar ki, Allah onlara bakın ne söylüyor. ( Karşılarında okunup duran bir kitabı sana indirmiş olmamız onlara yetmiyor mu?) Demek ki yetiyor ki kur’an, rahman böyle söylüyor. Ya bugün günümüzde de aynı şeyler söylenmiyor mu? Bakın yine yazımızın ana konusu ayet çok daha iyi anlaşıldı. Emin olmadığımız hiçbir bilginin ardı sıra gitmemeliyiz. Gideceğimiz bilgiye kur’an mutlaka onay vermelidir. Tabi işi garantiye almak istiyorsak. Doğru olan, emin olduğumuz yani HAK olan bilginin hangisi olduğunu bakın rabbim nasıl açıklıyor. Rad 19: Rabbinden sana indirilenin hak olduğunu bilen kişi, kör olan biriyle aynı mıdır? Sadece aklı ve gönlü işleyenler düşünüp ibret alır. Araf 3; Rabbinizden size indirilene uyun; O'nun berisinden bir takım velilerin ardına düşmeyin! Siz ne kadar da az öğüt alıyorsunuz. İbrahim 52: İşte bu, onunla uyarılsınlar, Allah'ın tek ilah olduğunu bilsinler, aklı ve gönlü işleyenler de ibret alsınlar diye, insanlara yöneltilmiş bir tebliğdir. Muhammet 2: İman edip yararlı işler yapanların, Rableri tarafından hak olarak Muhammed'e indirilene inananların günahlarını Allah örtmüş ve hallerini düzeltmiştir.3. Bunun sebebi, inkâr edenlerin batıla uymaları, inananların da Rablerinden gelen hakka uymuş olmalarıdır. İşte böylece Allah, insanlara kendilerinden misallerini anlatır. Yukarıdaki ayetlere baktığımızda hakkın, doğru bilginin Allahtan indirilen kur’an bilgileri olduğunu görüyoruz. Çünkü Allah bizleri uyarıyor ve ne diyor? Rabbinizden size indirilene uyun. Muhammet suresi 2. ve 3. ayet aslında çok önemli bir konuya son noktayı koyuyor ve bakın ne diyor? (Rableri tarafından hak olarak Muhammed'e indirilene inananların günahlarını Allah örtmüş ve hallerini düzeltmiştir.) Şu sözlere bakar mısınız, şükürler olsun Rabbime. Muhammed e indirilene, yani KUR’ANA inananların günahlarını Allah affetmiştir diyor. Ya devamındaki cümleyi okurken acaba dikkatle düşündük mü? Bakın kur’an iki zümreden bahsediyor. Birincisi Allahın indirdiğine uyanlar, ikincisi batıla uyanlar. İkinci toplum Allah ı inkâr edenler değil bunu iyi düşünelim. Bakın Muhammet 1. ayette bu tip insanların kim olduğu anlatılıyor ve ne diyor Rabbim? (Küfre saplanıp Allah'ın yolundan alıkoyanların yapıp ettiklerini O, boşa çıkarmıştır.) Allah kur’an dan bahsederken, ilim diye söz ediyor. Eğer ilim Rabbimden gelmişse orada her soruya cevap vardır, yeter ki onu anlamaya çalışalım. Bakın Rabbim ne diyor? Aliimran 19: Doğrusu Allah katında din, İslam'dır. O kitap verilenlerin ayrılığa düşmesi ise sırf kendilerine ilim geldikten sonra, aralarındaki ihtirastandır. Her kim de Allah'ın ayetlerini inkâr ederse, şüphe yok ki Allah, hesabı çabuk görendir. Allah bizlere ilim gönderdiğini söylüyor. Bizler beşer olarak bugün ayrılığa düşmüş isek, kendi ihtiraslarımızdan, çekişmelerimizden olduğunu apaçık söylüyor Rabbim bizlere. Hatırlayınız mezheplerin doğuşu insanların yeniden halife seçemeyip, kendi ihtiraslarından İslam ı bölmekten bile çekinmediler mi? Hakkın yolundan gitmek isteyen, Rabbin İLMİNE SARILIR. Allah sizlere indirdiğim rehbere, ilme, gönül gözüne, güneşe sakın batıl karıştırmayın diye bizleri bakın nasıl uyarıyor. Bakara 42: Bilerek hakkı batıl ile karıştırmayın, hakkı gizlemeyin. Beşerin batıl rivayetlerini öne çıkarıp, kur’an da her şey yoktur diyerek, kur’anın vermediği hükümlere iman edip, rabbin ilminin bir kısmının artık hükmü yoktur, nesih edilmiştir, bazı ayetler geçmiş toplumları ilgilendiriyor diyerek, hakka batıl karıştıranın hesap günü yüzleri kapkara olacağının, Rabbim ayetinde söylediğini tekrar hatırlatırım. Allah ın kolaylaştırdığı güzelim dini, bizler zorlaştırıp, peygamberimizin emanetine hıyanet etmeyelim. Peygamberimizin yolunu izlediğini söyleyen, kur’anın ipine sarılır. Onun ümmeti olduğunu söyleyen, hurafelerden uzak durur, Rabbin hüküm vermediği hiçbir konunun, hiçbir sözün ardı sıra gitmez. Allah sizleri kur’an dan hesaba çekeceğim diyorsa, o vaadinde durandır. Kur’anın ilk emri OKU diye başlıyorsa, böyle bir kitap asla anlaşılması zor olamaz, bunu lütfen çok iyi düşünelim. Peygamberimiz bizler için kur’an da gösterilen örnek bir insandır. Onun hayatı, felsefesi yaşam biçimi kur’anın hayata geçirilmiş şeklidir. Onu ne bıraktığı sakalında, nede giydiği yöresel kıyafette aramak yerine, onun kur’anı yaşamına nasıl geçirdiğini, adalet anlayışını, toplumdaki davranış biçimini örnek alıp, onun ardı sıra gitmeliyiz. Şekilci değil, akılcı olursak, onu gerçekten doğru anlamış oluruz. Ben sizlere Rabbin sözlerini hatırlattım ve düşünmeniz için vesile olmaya çalıştım. Rabbim bizlere verdiği ibret ayetleri, beşerin etkisinde olmadan anlamaya çalışırsak, en az hatayla anlamanın kapısını aralamış oluruz kendimize. Hiç kimse peygamberimizi devre dışı bırakamaz, onu yok da sayamaz. Ama Rabbin vermediği hiçbir yetkiyi, sorumluluğu da elçisine veremez. Bugün varsak yarın yokuz. Birbirimizi kırmak yerine karşılıklı dinleyelim. Aklımızın, mantığımızın ışığında kur’anı anlamaya çalışalım. Daha sonrada tüm bilgileri beşeri bilgilerle değil, KUR’AN İLE KARŞILAŞTIRALIM. Eğer bir beşer, kur’anın onay vermediği bir bilgi veriyorsa bizlere, o mutlaka dine nifak sokmaya çalışan, hurafenin peşinden koşuyor demektir. Allah İsra suresi 36. ayette Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme diyorsa, KUR’ANIN ONAY VERMEDİĞİ bilgilerin ardına düşmeyelim, yoksa hesap günü yüzlerimizin kapkara olmasından kurtulamayız, bunu da unutmayalım. Rabbim cümlemizi hakkın peşi sıra gidip, batıldan uzak kalan kullarından eylesin. SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK | |
Konu Sahibi HALUK GÜMÜŞTABAK 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
İbretlik bir kıssadan hisse. | Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler | kamer34 | 6 | 2581 | 21 Nisan 2011 21:45 |
Kendi ellerimizle cehennemin kapısını açmayalım. | Makale ve Köşe Yazıları | HakikaT | 10 | 5431 | 12 Nisan 2011 12:36 |
Allah Kur'an ayetlerini elçisine, RÜYASINDA vah... | Makale ve Köşe Yazıları | yakuti | 7 | 2757 | 20 Mart 2011 19:44 |
Bakara 85. ayetten almamız gereken önemli dersler. | Makale ve Köşe Yazıları | kamer34 | 6 | 2660 | 16 Mart 2011 12:48 |
Kader konusunu kur'an ışığında nasıl anlamalıyız? | Makale ve Köşe Yazıları | talibetün | 5 | 2303 | 11 Mart 2011 21:19 |
20 Mart 2011, 20:47 | Mesaj No:2 |
Durumu: Medine No : 13301 Üyelik T.:
04 Şubat 2011 | Cevap: Allah Kur'an ayetlerini elçisine, RÜYASINDA vah yeder mi? Çünkü Allah eğer bu yöntem ile elçisine rüyasında eğer bizlere iletecek, bizleri ilgilendiren bir vahiy göndermiş olsaydı, Allah elçisi bunu kur’a na hemen geçirmez miydi? ilk olarak burdan başlamak istiyorum...son cümlenize dikkar çekin lütfen Peygamber efendimiz Kur' an a hiçbi ayeti kendiliğinden geçirmemiştir..ve kaldıki Kur'an Peygamber efendimizin vefatından sonra mushaf haline getirildi..bu cümlenizde sanki ayetleri Peygamber efendimiz seçerek yazmış gibi bi ifade oluyo... bir diğeri necm suresi 4.ayete bi bakın ''O, kendi arzusu ile söylemez, o (söylediği), kendisine vahyedilen bir vahiyden başka bir şey değildir" kendi arzusuyla söylemiyo Allah söylettiriyo..kalbine ilham vererek melekler vasıtası v.s...yani rüyada gördüğü bişey ayet olarak geçmemişse bile bu müslümanlar için hüküm derecesindedir..hadis dir.. yine bir hadisde şöyle buyurulmaktadır : Bana Kur'ân ve onunla beraber O'nun gibisi verildi. Şunu iyi biliniz ki, Allah Rasûlü'nün haram kıldığı da Allah'ın haram kıldığı gibidir..." (el-Hadis ve'l Muhaddisûn,12; Kurtubî, Tefsîr, 75) şu an aramızda bi uyarıcı bir peygamber olmadığı için yapılacak şey son peygamberin getirdiklerine uymaktır dimi..o zaman Kur'an ve hadisler ayrı tutulmamalıdır...Allah Resulü nün söyledikleri Kur'an da yok diyilerek yok sayılmamalıdır..bir fetva arnırken önce ayate sonra hadise bakılır ikisi birbirinden ayrı olmaz |
20 Mart 2011, 20:59 | Mesaj No:3 |
Durumu: Medine No : 13038 Üyelik T.:
14 Aralık 2010 | Cevap: Allah Kur'an ayetlerini elçisine, RÜYASINDA vah yeder mi? Haluk bey Öncelikle Medineweb forum paylaşım sitemizde aldığımız bir kararı açıklayayım.Aynı konu içerikli mevzularda yeni konu başlığı altında yayınlamayalım. Sizn konularınız hep aynı mesle eksenli olduğundan dolayı söyleyeceklerinizi açmış olduğumuz "Allah ve rasulunun arasına ayıranlar" bölümü yada daha evvel kendinizin açmış olduğu konu başlıklı yazılarınızın altına yazınız teşekkür edelim. Şimdi Allah'ın peygamberlerine nasıl vahy gönderdiği bizi neden bu kadar alakadar ediyor onu anlamadım.Allah peygamberlerine mutlak manada itaat edilmesini şart koşuyormu koşmuyormu? önemli olan burası. Siz peygambere itaati farz olarak görmüyorsanız bu sizi bağlar.Siz örnek olarak vermiş olduğunuz ayetlerin karşısına peygambere itaatin farz olduğu ile ilgili ayetleri koyacak olursam Allah korusun ayetleri çakıştırmış olurum ki buda ahirette yüzümün kapkara kesileceği anlamına gelir. Bunu ben yapmam yapanlar şüphesiz Allah'tan korkmayanlardır. Siz bana şunu söyleyin Allah'ın helalını haram haramını helal kılanlar kafirmi değilmi? Allah'ın tüm ayetlerini bir kenara bırakarak kendi hevasından laiklik ve demokrasi safsatasını yürürlüğe koyanların durumu o sizin okuyupta anlamadığınız Kur'an'daki hükmü nedir buna cevabınız varmıdır? sanırım yok çünkü geçen hafta cevap vermemiştiniz. Allah'ın kitabının ve rasulunun dışında din adına bir takım vehimler ortaya koyanlar şüphesiz helak olanlardan olacaklardır burası kesin. Fakat gel görki Allah'ın kitabının tamamını yapmış olduğu anayasasına dahi koymaya ihtiyaç duymayanlar her nedense ülke kurtarıcısı olarak lanse edilmekte şunuda anlayabilmiş değilim ülkeyi kimden hangi savaşları kazanarak bunu gerçekleştirmişitir oda işin ayrı bir erngi.Buna geçenlerde cevap verelememişti.merak ediyorum itaat terakiciler hangi savaşları kazanarak ülkeyi kurtarmışlardır bir tane örnek verirmisiniz. Verilen din anlayışı yanlış ve bozouk olduğu gibi kurtarıcı olarak verilenlerin tarihide aynı şekilde yalan yanlış şeylerle doludur. İşte böyle bir düşüncenin sahibi nasıl oluyorda insanların Allah'ın kitabına davet etmektedirler orasıda hayeret verici bir durum. Şimdi size vermiş olduğunuz ayetlerin karşılığı değil sizin yanlış fikirlerinizin kuran ile ne kadar pekiştiğini yine kurandaki ayetlerle yanıt vereyim. 4:61 - Onlara: "Allah'ın indirdiğine ve Peygambere gelin!" denince, münafıkların senden büsbütün uzaklaştıklarını görürsün. 4:64 - Biz hangi peygamberi gönderdikse, sırf Allah'ın izni ile itaat edilmek üzere gönderdik. Eğer onlar kendilerine zulmettikleri zaman sana gelseler de Allah'tan günahlarının bağışlanmasını dileselerdi ve Resul de onların bağışlanmasını dileseydi, elbette Allah'ı affedici, merhametli bulurlardı. 2:8 -İnsanlardan öyleleri de vardır ki, inanmadıkları halde, "Allah'a ve ahiret gününe inandık." derler. 2:9 -Allah'ı ve müminleri aldatmaya çalışırlar. Halbuki sırf kendilerini aldatırlar da farkına varmazlar. 2:10 -Kalplerinde hastalık vardır. Allah da onların hastalığını arttırmıştır. Yalan söylemelerine karşılık onlara elem verici bir azab vardır. 2:11 - Hem onlara: "Yeryüzünde fesat çıkarmayın." denildiğinde: "Biz ancak ıslah edicileriz." derler. 2:12 - İyi bilin ki, onlar ortalığı bozanların ta kendileridir, fakat anlamazlar 2:13 - Onlara: "İnsanların (müslümanların) inandığı gibi inanın." denilince, "Biz de o beyinsizlerin inandığı gibi mi inanacağız?" derler. İyi bilin ki, asıl beyinsiz kendileridir fakat bilmezler. 2:15 - (Asıl) Allah onlarla alay eder ve taşkınlıkları içinde serserice dolaşmalarına mühlet verir. 2:16 - İşte onlar o kimselerdir ki, hidayet karşılığında sapıklığı satın aldılar da, ticaretleri kâr etmedi, doğru yolu da bulamadılar. 2:18 - (Onlar) sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Artık (hakka) dönmezler. 2:204 - İnsanlardan kimi de vardır ki, dünya hayatı hakkındaki sözleri senin hoşuna gider ve o kalbindekine Allah'ı şahit tutar. Halbuki O, İslâm düşmanlarının en yamanıdır.
__________________ Kimin Ne Dediği Değil / Allah'ın Ne Dediği Önemli. |
20 Mart 2011, 21:25 | Mesaj No:4 | |
Durumu: Medine No : 13038 Üyelik T.:
14 Aralık 2010 | Cevap: Allah Kur'an ayetlerini elçisine, RÜYASINDA vah yeder mi? Alıntı:
Birincisi Allah'ın ilah sıfatı vardır haluk bey Allah'ın ilah sıfataını atatürke vermektedir sizin bu anlayışınıza göre sizde peygambere bu sıfatı vermektesiniz. Bu iki görüşün birbirlerinden hiç bir farkı yok helal haram yetkisi tek ilah olan Allah'ındır.Bu noktada peygamber onun ortağı değildir hele ataput hiç değildir. Mecnın arkadaşım yukarıda hadis diye zikir ettiğiniz rivayet Allah'ın kitabına aykırıdır.Bir müslüman olaya şu şekilde bakabilir peygamber 23 yıllık hayatı içerisinde tamamı Allah'ın kontrolü altında geçmiştir.Maide/3 yüce Allah sizin üzerinize olan nimetimi tamamladım diye buyurarak peygamberin ahlakından yaptıklarından ve yapmadıklarından tamamından razı olduğunu beyendiğini bize kuranda bildirilmektedir. Bunun gerisi boş ve anlamsızdır.Allah Muhammed (sav)e Hz.ibrahimi örnek göstermiş bizede Hz.Muhammed (sav) i örnek göstermiştir olay bu.Allahın rasulunun din adına söylemiş olduğu her söz müslümanın şeksiz şüphesiz itaat etmesi farzdır. "Allah ve Resulü, bir işte hüküm verdiği zaman, artık inanmış bir erkek ve kadına, o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Kim Allah'a ve Resulüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur."Ahzap/36
__________________ Kimin Ne Dediği Değil / Allah'ın Ne Dediği Önemli. | |
20 Mart 2011, 21:36 | Mesaj No:5 | |
Durumu: Medine No : 13301 Üyelik T.:
04 Şubat 2011 | Cevap: Allah Kur'an ayetlerini elçisine, RÜYASINDA vah yeder mi? Alıntı:
hadis Allah ın kitabına neden aykırı? ordaki hadisde Kur'an gibisi denerek rüya ayet sayılmaz deniyo ya ona bi yakınlık var..dikkat edin bi.haşa sizin demiş olduğunuz şeyden Allah a sığınırım..İLAHLIK YALNIZ ALLAH a mahsustur.. benim demeye çalıştığım şey Peygamber kendiliğinden söylemiyo yada hareket etmiyo.. O yapmışsa sünnet oluyo bazı tarafların hadisleri yalan çıkarma girişimi var nedense yani hadisle hareket edilmemeli görüşü var..ben buna karşıyım..bakın gösterdiğiniz ayette de Allah ve Resulü diyo..elhemdulillah inandık ve şüphemiz yok..aslında varmak istediğimiz sonuç aynı ya ben yanlış cümle kurdum yada siz yanlış anladınız..benim dememde Allah Resulü nü örnek almaktır | |
20 Mart 2011, 21:50 | Mesaj No:6 |
Durumu: Medine No : 13038 Üyelik T.:
14 Aralık 2010 | Cevap: Allah Kur'an ayetlerini elçisine, RÜYASINDA vah yeder mi? Güzel abim ben onu demiyorum. Bana Kur'ân ve onunla beraber O'nun gibisi verildi. Şunu iyi biliniz ki, Allah Rasûlü'nün haram kıldığı da Allah'ın haram kıldığı gibidir..." (el-Hadis ve'l Muhaddisûn,12; Kurtubî, Tefsîr, 75) Bu rivayeti söylüyorum.Şimdi rivayete göre helal haram koyma yetkisi varmış gibi anlaşılıyor.Bakın "Allah ve rasulunun arasını ayıranlar" başlıklı yazımı okursanız ne demek istediğimi daha anlamış olursunuz inşallah. Bizler peygamber ne Allah'ın ortağı olarak görebiliriz nede ptt memuru olarak.Yahudi ve Hıristiyanlar kendi peygamberlerini gereği gibi tanımlayamadıklarından DOLAYI helak oldular. Allah korusun bizde aynı hataya düşmeyelim diye abimi uyardım saygılarımla
__________________ Kimin Ne Dediği Değil / Allah'ın Ne Dediği Önemli. |
20 Mart 2011, 22:01 | Mesaj No:7 | |
Durumu: Medine No : 13301 Üyelik T.:
04 Şubat 2011 | Cevap: Allah Kur'an ayetlerini elçisine, RÜYASINDA vah yeder mi? Alıntı:
| |
23 Mart 2011, 16:24 | Mesaj No:8 |
Cevap: Allah Kur'an ayetlerini elçisine, RÜYASINDA vah yeder mi? Efendim burada çok eksik bilgilendirme yapıldığından VAHİY konusunda aşağıdaki bilgileri verme lüzumunu hissettim. Bilmiş olalım ki, VAHYİN tam dört tarikkı vardır. 1- Rüyâ-yı Salihâ tarikıdır ki, Hak Tealâ Hz.leri bazı hakikatları peygamberlerine sâdık bir rüyâ ile bildirir. Hz. İbrahinm Alehyhisselâm'ın oğlu İsmail Aleyhiselâmı kurban etmeğe götürmesi böyle bir vahiy ile emrolunmuştu. Peygamber Efendimiz de Nübüvvet ve Risâletinin bidâyetinde rüyâ-yı sâliha sûretiyle birçok vahiylere nâil olmuştu. 2-İlhâm tarikıdır. Allah-u Azimüş-şan dilediği şeyleri peygamberlerinin kalplerin eyakaza hâlinde bilâ-vasıta=vasıtasız ilhâm ve ilkaa buyurur. Hadis-i Şerifler ve Kutsi hadisler böyle bir ilhâm eseridir. 3- Kitab Tarikıdır. Hak Tealâ Hz.leri dilediği Kelâm-ı Ezelisini peygamberlerine melek vasıtasıyla olmaksızın ifham buyurur. Musa Aleyhissel3am'ın Tur dağında mazhar olduğu vahiy bu kabildendir. 4- Melek göndermek tarikıdır. Hâllâk-ı Kerim Hz.leri dilediği şeyleri melek vasıtasıyla peygmberlerine tebliğ buyurur.Nitekim, Paygmaber Efendimize Kuran-ı Kerim ayetlerini Cibrîl-i Emin vakit vakit gelip şifahen tebliği etmiştir. (Sualli-Cevaplı Dini Bilgiler - Ö.Nasuhi Bilmen) | |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Allah'ım, kanadı kırık kuşlar gibiyiz! Bizi sensiz bırakma Allah'ım! | enderhafızım | Videolar/Slaytlar | 0 | 25 Aralık 2013 14:42 |
Allah ve Elçisine Karşı Savaş Açanlar /Mevlüt Hönül | Mevlüt HÖNÜL | Makale ve Köşe Yazıları | 0 | 20 Mayıs 2012 22:55 |
Allah Yarattıklarından Aşkındır, Yücedir, Allah’ın el-Müteâlî İsmi/Muhsin İyi | muhsin iyi | Makale ve Köşe Yazıları | 0 | 10 Kasım 2011 19:15 |
Allah'ın Ayetlerini Göremeyenler Yada Görüpte Akledemiyenler! | Yitiksevda | Kur'ân-ı Kerim Genel | 3 | 20 Mart 2010 14:12 |
Vaaz:Allah'a İman ve Allah'ın Sıfatları | Emekdar Üye | Tebliğ-İrşad-Vaaz-Hutbe-Nasihat | 0 | 25 Nisan 2008 02:38 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|