hiçlik makamı

[Esma_Nur]

hiçlik makamı

Nasreddin Hoca’ya sormuşlar: “Kimsin? ”
“Hiç” demiş Hoca “hiç kimseyim.”
Dudak büküp önemsemediklerini görünce sormuş: “Sen kimsin? ”
“Mutasarrıf” demiş adam kabara kabara.
“Sonra ne olacaksın? ” diye sormuş Nasreddin Hoca.
“Herhalde vali olurum” diye cevaplamış adam...
“Daha sonra? ..” diye üstelemiş Hoca.
“Vezir” demiş adam.
“Daha daha sonra ne olacaksın? ”
“Bir ihtimal sadrazam olabilirim.”
“Peki ondan sonra? ”
Artık makam kalmadığı için adam boynunu büküp son makamını söylemiş: “Hiç.”
“Daha niye kabarıyorsun be adam ben şimdiden senin yıllar sonra gelebileceğin makamdayım: ‘hiçlik makamı’ında! ”
“Hiçlik makamı” aslında varlık makamıdır. Ama onun takdiri sadece Cenab-ı Hakka aittir. Zaten de bu yüzden kıymetlidir.
“Hiç” olmak bilin ki zaman zaman “biri” olmaktan daha iyidir. Çünkü “hiç kimse” olmak “herkes” olmak demeye de gelir.
İsterse insan “herkes” yahut “hiç kimse” olabilir. “Her şey” ya da “hiç bir şey! ” arasında gel-git yapabilir!
Zaten “ben”liğin ne önemi var? ..
Ne kadar kendi kimliğimizin ve benliğimizin üstüne titrersek titreyelim genelde insanlar bir birine benzerler.
Aynı zaaflar aynı beklentiler aynı ihtiraslar iştiyaklar inatlar baskılar dalkavukluklar ve kimbilir daha neler neler?
Çoğumuz dürüst değiliz: İçimizde çok sayıda insan var. Bir insanımız (tarafımız) doğru bir insanımız yanlış; bir insanımız sevap bir insanımız günah; bir insanımız cesur bir insanımız korkak; bir insanımız atılgan bir insanımız ürkek; bir insanımız güçlü bir insanımız zayıf; bir insanımız bonkör bir insanımız nankör. Yerine göre demokrat yerine göre diktatör...
Çoğumuz dünyaya karşı zayıfız: Yiyebileceğimizden giyebileceğimizden daha fazlasını isteriz. Daha iyi yemekler yemek daha gösterişli elbiseler giymek daha görkemli evlerde oturmak daha lüks otomobillere binmek...
Sonuçta hemen hepimiz korkarız: Ama korkularımıza ne kadar teslim olmazsak o kadar insansınız.
Hepimiz hayattan bir şeyler bekleriz: Daha iyi yemekler yemek daha iyi evlerde oturmak daha iyi otomobillere binmek daha çok başarmak daha çok kazanmak daha çok harcamak...
Pek itiraf etmeyiz ama çoğumuz “şöhret+servet= kudret” formülünü hayatımızın en üstün değeri olarak görürüz. Bu uğurda kimimiz kişiliğimizi kimimiz kimliğimizi hatta bazılarımız namus ve haysiyetimizi ayaklar altına alırız.
İnsanın bu yönü bilginleri hep düşündürmüştür. Bazıları “yaşama güdüsü” deyip normal bulmuş ama bazıları “insanlıktan çıkış” addedip dünyevi beklentileri aşmayı “gerçek insanlığa ulaşmanın şartı” saymıştır.
Bunlara göre “gerçek insan” dünyayı aşıp dünyadan taşan insandır.
“Gerçek” anlamda tüm dünyada kaç “insan” kaldığı sorusu da tabii sorulmaya değer.
Dünyada kaç “gerçek insan” kaldığını size söyleyemem fakat her insanın dünya gerçeklerinden biri olduğunu rahat rahat söyleyebilirim.
Zaten “dünya gerçeği” nedir ki? ..
Gerçek herkese göre değişir. Herkes kendi gerçeğini yaşar: Biraz masal biraz rüya biraz hayal biraz kuruntu...
Herkesin hayalleri rüyaları hülyaları masalları var...
Bazen kral olursunuz bazen hamal. Zaman zaman dünyaca ünlü bir sanatçı zaman zaman her sözü dinlenen bir filozof ya da kimsenin ciddiye almadığı silik biri...
Bazen ruh bazen melek bazen sıradan biri: Herkes...
İnsan istikrarsızdır: Diktatörlükten sıkılınca demokrat takılır zenginlikten bıktı mı yoksullukta neşe arar...
Bazen her şeydir insan bazen hiç bir şey.
Bazen herkestir bazen hiç kimse.
Gerçek herkese göre değişir. İnsan tek tek kendi gerçeğini yaşar: Biraz masal biraz rüya biraz hayal...
Çok şükür benim de hayallerim rüyalarım hülyalarım masallarım var...
Bazen kendi dünyama kral olurum bazen çobanlaşır koyun güderim. Zaman zaman dünyaca ünlü bir sanatçı zaman zaman ciddiye alınmayan bir filozof...
Bazen her şey bazen hiç bir şey.
Her zaman hiç kimse...
Dünyayı fazla ciddiye aldığımızı fark ettiğimden beri böyle oldum.

Yavuz Bahadıroğlu .

[Ene Garip]

Allah razı olsun emeğine sağlık

[bilinmez]

Bu tür felsefik yazılar Allahın kullarınında ,kulluklarıyla var olmasının önüne engeldir,yani Allah bize kulluğumuzla var olmayı dilerken,hiç olmak ,sonrada Allahta bir olmak olarak başını alıp gider...

[Esadullah]

Dünyayı Kalbinden çıkartıp cebine koymaya benzer

Güzel paylaşım için Teşekkürler , vesselam

[bilinmez]

Esadullah Üyemizden Alıntı

Dünyayı Kalbinden çıkartıp cebine koymaya benzer

Güzel paylaşım için Teşekkürler , vesselam

Bakın işte esedullah arkadaşım,birimiz islamın penceresinden,diğerimiz tasavvuf penceresinden bakınca,nasılda farklılaşabiliyoruz..

islamda kulluğunla var olmaya çağrı vardır..

tasavvufta hiç olmak vardır ve bunu savunan şeyhlerde hep kandilerini var,müridlerini yok etmişlerdir,kendilerine kul etmek için çok güzel bi aldatmaca işidir...

[Ene Garip]

bilinmez Üyemizden Alıntı

Bakın işte esedullah arkadaşım,birimiz islamın penceresinden,diğerimiz tasavvuf penceresinden bakınca,nasılda farklılaşabiliyoruz..

islamda kulluğunla var olmaya çağrı vardır..

tasavvufta hiç olmak vardır ve bunu savunan şeyhlerde hep kandilerini var,müridlerini yok etmişlerdir,kendilerine kul etmek için çok güzel bi aldatmaca işidir...

bilinmez kardeş ne demek ben islam penceresinden bakıyorum o tasavvuf penceresinden tamam senin fikirlerini az çok biliyorum ama bu tarz da konuşmayı bırak ne olur Allah rızası için bırak tasavvufla ilgilen insanları islamın dışında tutuyorsun.tasavvufu felan bırakta karşında ki insan islamı kabul etmiş bu yolda hizmet etmeye çalışan biri esadullah kardeşimiz olsun esmanur olsun düşüncelerini kendin üzerinden ortaya koy başkalarına sen şöylesin sen böylesin diye değil, kalbini kırmak değil niyetim seni islamın dışından da saymıyorum Rabbim kimin ne olduğunu daha iyi bilir cevap yazmıycaktım ama daha fazla dayanamadım Hakkını helal et ben fikrimi söyledim selametle...

[bilinmez]

Sayın zilzal benim eleştirim,fikredir ve kişinin fikri neyse zikride odur,

Ayrıca siz nasıl kendi fikrim dşyorsanız,buda benim fikrim,tasavvuf islamdan ayrı bi yaşama biçimidir.İÇİNDE İSLAM İLE AYNI OLAN BAZI İBADETLER OLMASINA RAĞMEN TEVHİDDE AYRI DIR TASAVVUF VE İSLAM,ve kendini kurandaki tevhidden almayan hiçbir metod ,nebevide değildir..

Tasavvufun bilgi kaynağı bütün tasavvufçulara göre,marifet ve keşf dir.

islamın bilgi kaynağıda sadece vahiydir..müslümanım deyip nasıl ki kuranı anlamayan milyonlarca insan varsa[ki bu milyonların içinde gayet iyi niyetiyle ibadetlerine devam edenler varsa ama TEVHİDDEN UZAK Bİ YAŞANTIYLA,İÇİÇEYSE]

Tasavvufu savunanların çoğunluğu tasavvufun nasıl bi şirk bataklığı olduğunun farkında olmayıp,tasavvufun bilgi kaynağının bile ne olduğunu bilmekten acizler..

örneğin siz farklı bi başlıkta TASAVVUFUN BİLGİ KAYNAĞININ NE OLDUĞUNU, bize açıklarmısız..sonrada kimin haklı olduğunu görürüz..

Siz nasılki BENİM FİKRİM deyip,açıklama ihtiyacı duyuyorsanız...

BUDA BENİM FİKRİM VE BEN BUNU HER ZAMANDA DİLE GETİRENLERDENİM...

[Esadullah]

bilinmez Üyemizden Alıntı

Bakın işte esedullah arkadaşım,birimiz islamın penceresinden,diğerimiz tasavvuf penceresinden bakınca,nasılda farklılaşabiliyoruz..

islamda kulluğunla var olmaya çağrı vardır..

tasavvufta hiç olmak vardır ve bunu savunan şeyhlerde hep kandilerini var,müridlerini yok etmişlerdir,kendilerine kul etmek için çok güzel bi aldatmaca işidir...

İslamın penceresinden baktığınız kesinde, lakin herkes panceresi kadar alana bakabilir, bazı kişilerin penceresi o kadar dardırki İslamın içinde olan Tasavvufu dahi göremezlerde onu ayrı bir dinmiş gibi algılarlar....

vesselam

[bilinmez]

ESADULLAH SİZLERİNDE DEDİĞİ GİBİ TASAVVUF Bİ HİÇTİR,...Onun için o pencereden bakmaya gerek yok...