|
Konu Kimliği: Konu Sahibi su damlası,Açılış Tarihi: 19 Şubat 2013 (13:47), Konuya Son Cevap : 19 Şubat 2013 (13:47). Konuya 0 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
19 Şubat 2013, 13:47 | Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 13055 Üyelik T.:
18 Aralık 2010 | Çok Özel Bir Hikâye.... Çok Özel Bir Hikâye.... Kendini bildi bileli mor menekşeyi çok severdi. Çocukluğunun geçtiği iki katlı evin bahçesinde bahar geldiğinde mor mor açar, mis gibi kokarlardı. Annesi, mor menekşeleri hep duvar kenarına dikerdi. “-Menekşeler, gölgeyi sever kızım!..” derdi. Oysa öğretmeni, bitkilerin güneş ışınları ile fotosentez yaptığını anlatmıştı ona... Bitkiler güneş ışığına muhtaçtı. Mor menekşeler ne tuhaf bitkilerdi; “Her bitki güneşi severken, onlar neden gölgeyi tercih ediyorlar?” diye düşündü durdu Hande... Küçük, ufacık aklı ile aslında menekşelerin diğer çiçeklerden farklı olduğunu keşfetmişti. İşte belki de menekşeler, bu yüzden bu kadar güzeldi. Herkesten farklı olursan, bu hayatta değerli olursun kanaatine varmıştı. Daha o yıllarda farklı olmak için gayret etmeye başladı. İlk olarak, okulda kimsenin yanına oturmak istemediği Hacer’in yanına oturmak istediğini öğretmenine söylemesiyle başladı farklılıklarla süren hayatı… Hacer bile şaşırmış, şaşkın şaşkın bakıyordu onun yüzüne. Hacer çok dağınık, biraz anlama zorlukları olan, problemli bir âilenin kızı idi. Hande ise mühendis Kemal Bey’in biricik kızı… Ögretmen, daha sonra bir tatsızlık çıkmasın diye pek oturtmak istemedi, Hacer’in yanına Hande’yi… Bu yüzden kendisiyle konuşmak için Hande’nin annesini okula dâvet etti. Annesi eve geldiklerinde Hande’ye sordu: “-Hacer’in yanına neden oturmak istiyorsun, yavrum?” Hande cevap verdi: “-Geçen baharda menekşeler ekiyorduk hani anne, o gün sen bana menekşeler güneşi sevmez demiştin, oysa her bitki güneşi sever. Menekşeler farklı, belki de bu yüzden bu kadar güzeller… Hacer’in yanına kimse oturmak istemiyor. Ben farklı olmak istiyorum. Belki Hacer de güzeldir, onu fark etmek istiyorum!..” dedi. Annesinin ağzı açık kalmıştı. İlkokul dördüncü sınıf öğrencisi kızının bu olgunluğuna hayran kalarak: “-Peki kızım, kimin yanında istersen oturabilirsin!..” diyebildi sadece… Pazartesi günü Hande, Hacer’in yanında oturmaya başladı. Hem Hande tedirgindi, hem Hacer… Birbirleri ile hiç konuşmuyorlardı. Diğer kızlar da soğumuştu Hande’den. Nasıl Hacer gibi dağınık, bir şeyi, iki kere anlatmadan anlamayan, fakir bir kızın yanına oturmayı istemişti, hâlâ kabullenemiyorlardı. En çok alınan Doktor Cemal Bey’in kızı Esin’di. Anne-babaları her hafta sonu görüşüyorlar, Hande ve Esin birlikte oynuyorlardı. Hande, nasıl olur da kendi yerine Hacer’i seçerdi. Gururu çok kırılmıştı Esin’in. Hande ile konuşmuyordu. Birgün Hande ve âilesi, Esin’lerle dağ köylerinden birinde gerçekleştirilecek bir panayıra katılmak için sözleştiler. Hande gene Esin’in somurtacağını bildiği için gitmek istemiyordu. İçin için de Hacer’e kızmaya başlamıştı arkadaşları ile arasının bozulmasına sebep olduğu için… Neden bu kadar dağınıktı, neden her şeyi iki kerede anlıyordu? Yoksa aptal mıydı? Sonra menekşeleri hatırladı, hemen düşüncelerinden utandı. Hacer farklı diye yargılamaması gerekiyordu. Hacer’in, kimsenin bilmediği güzelliklerini keşfedecekti. Buna tüm gücü ile inandı. Panayıra gittiklerinde Esin somurtarak karşısında oturuyordu, Hande ile konuşmuyordu. Hande canı sıkıldığından biraz dolaşmak için annesinden izin aldı. Köy yolunda yürümeye başladı. Hava iyice soğumuş ve ayaz iyice artmıştı, kar atıştırmaya başlamıştı. Hande karı çok seviyordu, yürüdü, yürüdü. Köye gelmişti. Bir evin önünde durdu. Evin penceresindeki saksıya gözü ilişti. Gözlerine inanamıyordu, bunlar mor menekşelerdi. Ama kıştı ve menekşeler soğuğu hiç sevmezlerdi. Eve doğru bir adım attı. Kapıda beliren gölgeyi çok sonra fark etti, bu Hacer’di. Hande’ye gülümsüyordu. “-Hoşgeldin Hande, buyurmaz mısın?” diye mırıldandı Hacer… Hande, biraz ürkek, şaşkınlıkla kapıya doğru ilerledi ve içeri girdi. Oda sıcacıktı odun sobası her yeri ısıtmıştı. “-Menekşeler…” diyebildi sadece Hande... “Bu soğukta?” Hacer gülümsedi: “-Onlar annem için, annem onları çok sever.” Sonra yatakta yatan kadını fark etti Hande. “-Annen hasta mı?” diye sordu. “-Evet, iki sene önce felç oldu, ona ben bakıyorum. Bizim kimsemiz yok, bir tek ineğimiz var, onunla geçiniyoruz. Ama tüm işler bana baktığı için derslere çalışacak pek vaktim olmuyor!..” dedi Hacer utanarak… “Bir de bizim köyden şehre araç yok. Bu yolu her gün yürüyorum, o yüzden de çok yorgun okula geliyorum. Dersleri anlamakta güçlük çekiyorum.” Hande’nin gözleri dolmuştu. Dışarıdan gelen ses ile kendine geldi. Annesi onu arıyordu. Çok merak etmiş olmalıydı. Dışarıya koştu ve annesine sarıldı, ağlıyordu. Bir müddet sonra: “-Anne, bu Hacer!..” diye tanıştırdı sıra arkadaşını… Hacer’in yaptığı sıcak çorbadan içtiler birlikte. Hande annesine anlattı Hacer’in hayatını, ağlayarak: “-Bir şeyler yapalım anne!” dedi Hacer’e duyurmamaya çalışarak… O hafta annesi ve Hande, Hacerlere gidip annesi ve Hacer’i kendi evlerine taşıdılar. Hacer, artık Handelerden okula gidip geliyordu, ne dağınıktı, ne de aptal. Sınıfın en iyi öğrencisi olmuştu. Seneler geçti Hacer ve Hande bir arkadaş değil, iki kız kardeştiler artık… Mor menekşeler, Hande’ye Hacer’i armağan etmişti. Hacer’e ise hem Hande’yi, hem hayatı... Seneler sonra ikisi de evlendi. Hacer şimdi bir doktor… Hande’den vicdanın ne kadar önemli olduğunu öğrendi, hastalarına vicdanıyla birlikte şifâ dağıtıyor. Hande ise bir öğretmen… Çocuklara farklı olan şeyleri sevmeyi de öğretiyor. Bir kızı var. Adı, Hacer Menekşe. Hayatta en çok sevdiği iki şeye, birini daha ekledi Hande. * * * Lütfen sevginize önyargı koymayın. Her şey sevinceye kadar farklıdır, sevdikten sonra ise, sevginin dili aynıdır. M. Balkan
__________________ "Bir yαrım αklın kuyusundα öbür yαrım αşkın kuytusundα... Cennet ve cehennem αrαsındα.Ucu sırαttαn geçen bir uçurum kenαrındα... Â'râftα..... Ârâfın dα αrαsındα...Ar ve αf yαrαsındα..." |
Konu Sahibi su damlası 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
TUZSUZ NAFiYE | Kurabiyeler | Esma_Nur | 4 | 35 | 01 Kasım 2024 20:21 |
< Hangi şık > | Forum Oyunları | su damlası | 26 | 2140 | 16 Nisan 2024 23:11 |
Patates Mantısı Nasıl Yapılır? | Salatalar | su damlası | 0 | 160 | 17 Mart 2024 18:01 |
Yalancı Tarhana Çorbası | Çorbalar | Kara Kartal | 3 | 198 | 17 Mart 2024 17:56 |
Fırında Patates Püreli Soslu Köfte Tarifi | Et Yemekleri | su damlası | 0 | 199 | 16 Mart 2024 15:39 |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Müthiş bir Hikaye | Nebevi Sevda | Nebevi Sevda/Kişisel | 0 | 12 Mayıs 2024 01:56 |
Bir g(a)rip hikaye | EyMeN&TaLhA | Makale ve Köşe Yazıları | 0 | 17 Ekim 2014 00:23 |
Şöhret (Hikâye) | EyMeN&TaLhA | Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler | 1 | 12 Kasım 2013 18:38 |
muhteşem bir hikaye | seyamu | Evlilik-Nikah Konuları | 2 | 19Haziran 2013 01:20 |
Küçük Bir Hikaye :) | Ravza'm | Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler | 1 | 21 Mart 2012 22:58 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|