|
Konu Kimliği: Konu Sahibi ilahiyatçı 1,Açılış Tarihi: 22 Mart 2013 (23:10), Konuya Son Cevap : 24 Mart 2013 (17:18). Konuya 1 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
22 Mart 2013, 23:10 | Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 24663 Üyelik T.:
07 Ocak 2013 | Mutluluğun Yolu Empatiden Geçiyor Mutluluğun Yolu Empatiden Geçiyor Daha fazla mutlu olmak istiyorsanız işe kendinizi değil başkalarını anlayarak başlayın. Uzmanlara göre başkalarına karşı empati duygunuz ne kadar gelişirse kendinizi o kadar mutlu hissedersiniz. İşte empati hakkında bilmeniz gerekenler.. NASIL DAHA MUTLU OLUNUR? Empati kurarak. Uzmanlar, “Başkalarına karşı empati duygunuz ne kadar gelişirse kendinizi o kadar mutlu hissedersiniz” diyorlar. Peki empati duygumuz nasıl oluşur? Herkesin empati yeteneğinin çok gelişmiş olmadığını empati duygularımızın birbirinden farklı olduğunu biliriz. Düşünsenize bir yakınınızı kaybetmişsinizdir ve iş yerinde karşınızda oturan arkadaşınız telefon konuşmasında gümbür gümbür kahkahasını patlatmaktan geri durmuyordur. Ya da akşam çocuğunuzun o çok önem verdiğiniz yılsonu gösterisi varken, müdürünüz bunun sizin için önemli olduğunu bildiği halde akşam geç saatlere kadar çalışmanızı istiyor ve önünüze iş yığıyordur. Biz buna “taş kalplilik” deriz. Ama aslında burada kalbi işin içine karıştırmak doğru olmaz. Çünkü burada devrede olan kalp değil, beyindir aslında. Başkalarına empati duygusuyla yaklaşabilmek, önemli bir biyolojik fonksiyonumuzdur. Bir beyin fonksiyonu olan empati, diğer insanlara karşı ne kadar bağlı hissettiğimizle, ne kadar şefkatli ve fedakar olduğumuzla ilgili özelliğimizdir. Ayna nöronlar ne işe yarar? Biyolojimizin bir kısmı ayna nöronlarından oluşur. Bu nöronlar sayesinde başka insanların esneme, kollarını kavuşturma gibi hareketlerini refleks olarak taklit ederiz. Ayna nöronlar, (minik nörolojik kameralar gibi) her şeyi olduğu gibi kaydeder. Bu, çocukların nasıl öğrendiği ya da yetişkinlerin uzun süre yaşadıkları yerin aksanını kullanmaya başlaması gibi durumları açıklar. Ayna nöronlar ve empati arasındaki bağlantı Ayna nöronlar, beynin çeşitli alanlarında bulunur ve insanların tepkilerini harekete geçirir. Bir insanı bir eylem anında gördüğümüzde otomatikman taklit etmek isteriz. Ancak ayna nöronlar sadece esneme ve diğer önemsiz vücut hareketlerini harekete geçirmekle kalmaz, duyguları ve empatiyi de üretir. Birini acı içinde kıvranır vaziyette gördüğümüzde bizim de “acı” bölgemiz aktive olur. Örneğin, birinin bacağında bir örümceğin gezindiğini gördüğümüzde, o sürünme anındaki duyguyu biz de hissederiz, çünkü ayna nöronlarımız devreye girmiştir. Suçluluk, utanma ve mahcubiyet duyguları da beynimizin bir kısmında bulunan, “insula (adacık)” denilen ayna nöron sistemine dayanır. Bu, bir trajediyle karşılaştığında üzülen insanlara karşı neden empati geliştirdiğimizi, yani onların duygularını anlayıp paylaştığımızı gösterir. Yani diğer insanlarla ilgilenmemize ve onlarla bağ kurmamıza izin veren şeydir. Beynimizdeki ayna nöron sistemi, kendimizden başkalarının niyetini, davranışlarının sosyal manasını ve duygularını anlamakta ustadır. Hepimiz birer sosyal varlıklar olduğumuza göre var olmaya devam edebilmemiz başkalarının niyetini, duygularını ve davranışlarını anlamamıza bağlıdır. İşte ayna nöronlar da başkalarının zihinlerini mantıkla değil simülasyonla yakalamamıza izin verir. Yan, düşünerek değil de hissederek yapmamıza neden olur. Kim daha çok empati kurabiliyor? Araştırmalar, kadınların beyinlerindeki bu bölümü özellikle doğurganlık çağında erkeklere oranla daha fazla kullandıklarını ortaya koydu. Ayrıca yapılan çalışmalar, başarılı insanların iyi empati kurabildiklerini ve bu kişilerde ayna nöron aktivitesinin yüksek olduğunu da gösterdi. Empatik insanların özellikleri İnsanların üzerinde etki bırakabilenler empati yeteneklerini geliştirebilen insanlardır. Maine Üniversitesi’nde bir araştırmacı olan Dr. Marisue Pickering’e göre empatik dinleyenlerin dört özelliği vardır: 1. Kendi duygularını ve fikirlerini diğerine yansıtmaya değil diğerine yönelmeye eğilimlidirler. 2. Kendilerini korumaya ve defansif davranmaya çalışmazlar. Bu şekilde karşıdaki kişiye odaklanmak güçtür. 3. Karşıdaki kişinin rollerini, bakış açılarını ve deneyimlerini hayal etmeye çalışırlar, kendi yaşantıları ile benzerlik kurmaya çalışmazlar. 4. Bir eleştirmen gibi değil, bir alıcı gibi dinlerler. Bir uzlaşma ve anlaşma sağlamaya uğraşmazlar (alıntı)
__________________ Başkalarının başarılarını küçümseyenler,hayatta hiçbirşey başaramayanlardır. |
Konu Sahibi ilahiyatçı 1 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Mutfak Alışveriş Listesi Nasıl... | Diğer Tarifler/ Bilgiler | Mihrinaz | 3 | 2616 | 10 Mart 2014 18:25 |
peygamber efendimizin ismi terliğin altında | İslami Haberler | Tuba_ | 1 | 3072 | 26 Şubat 2014 22:53 |
DoStLuk Adına ßir Yazı / CaN DundaR | Güzel Sözler-Deyımler-Nükteler | ilahiyatçı 1 | 0 | 1649 | 20 Şubat 2014 10:12 |
Evlilikte kucucuk bir sabir, birazcik anlayis | Evlilik-Nikah Konuları | ilahiyatçı 1 | 0 | 1534 | 07 Temmuz 2013 00:17 |
Çok Güzel Rengarek Bir Park | Resim/Karikatür | ilahiyatçı 1 | 5 | 2987 | 10Haziran 2013 14:31 |
24 Mart 2013, 17:18 | Mesaj No:2 |
Durumu: Medine No : 4458 Üyelik T.:
19 Ekim 2008 | Cevap: Mutluluğun Yolu Empatiden Geçiyor
Biz, paranoid gibi hastalıkların sürekli bencillik ruhuyla yaşamalarından kaynaklandığına inanıyoruz. Ben-eşittir yine ben-Toplam hep ben, diyen insanlar zorla kendilerini paranoid yaparlar. Allah Şanı Yüceyi dinleyenlerden belki binde bir paranoid çıkar fakat kaidede asla. Paranoidler empati kuramazlar. Karşısındakinin yerine kendisini koyamazlar. Neden? Nedeni bencillik, o öyle zahmetli işlere gelemez… Herkes hep onu dinlemeli… Onlar kendilerini onun yerine koymalılar… O kimseyi anlamaya emek veremez vb. (Klinik vaka paranoidler farklı katagoride ele alınmalı.) Biliyorsunuz, insanların düşünceleri değişmeden, davranışları değişemez. Kişi düşünceler değişmeden iyiye de gidemez kötüye de gidemez. Düşüncelerinin öyle devam edeceğine karar vermeden, duygular gelişmez ve değişmez. Karardan sonra, duygular değişince artık sıra davranışa gelir. Mutlaka, bu tabloda davranışlar, kılıktan kıyafete her şeyde değişime uğrar. Bu değişim, bazen geriye dönüş olduğu gibi gelişim de olabilir. Şemamız; Düşünceyi oluşturmak emek ister. Düşünce oluşunca kesin bir kararla o düşünceyi bilincimize onaylatmalıyız. Karardan sonra duygular da değişir. Değişen duygular tavırlara yansır. Unutmayalım! Duygular değişmeden davranış değişmez. alıntı
__________________ Birbirimize Fikirlerimiz uyuşmasa bile İNSAN olduğumuz için SAYGI duymamız lazım... Ne MUTLU MÜSLÜMANIM DİYENE.... |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Kuantum Belirsizlik (Heisenberg) İlkesi Kuranda Geçiyor mu? | Esadullah | Esadullah | 0 | 08 Ekim 2024 16:38 |
Kimi zaman s/andıklarımız ile geçiyor hayat | Sükutu-Ezber | Sükutu-Ezber | 1 | 08 Nisan 2024 05:28 |
Büyük gemi geçiyor | EyMeN&TaLhA | Çocuk ve Aile Sağlığı | 2 | 03 Ocak 2014 18:39 |
Yaşın geçiyor, Artık Evlensene! | enderhafızım | Makale ve Köşe Yazıları | 0 | 25Haziran 2013 17:49 |
Evlilikte mutluluğun yolu bulundu! | Esma_Nur | Evlilik-Nikah Konuları | 5 | 10 Mayıs 2012 14:13 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|