|
Konu Kimliği: Konu Sahibi Bedia Özdemir Tokel,Açılış Tarihi: 15 Şubat 2014 (03:43), Konuya Son Cevap : 18 Şubat 2014 (18:21). Konuya 17 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
16 Şubat 2014, 17:16 | Mesaj No:11 |
Durumu: Medine No : 13966 Üyelik T.:
27Haziran 2011 | Cevap: Kamil Mürşid Kimdir?/Bedia Özdemir Tokel
''Bütün müminler Allahın dostlarıdır.Eğer öyle değil se ,bazıları dostları ise diğerleri düşman mı ''sözü demagojidir. o halde size şöyle sorarım ..sizin bütün tanıdıklarınız dostunuz mu.? Dostunuz değilse düşmanınız mıdır? BEDİA ÖZDEMİR TOKELDEN ALINTI Bütün müminlerin Allah ın dostu olduğu ve Allah ın dostlarının dışındakilerde konum ve durumlarına göre Allah ın düşmanlarıdır ve bu söz size göre demogoji gelebilir ve bunuda anlayabiliyorum. Çünkü aşırı tasavvufçulara göre müslümanın dost ve düşman ilişkisi ve buna göre hareket ve bağları Kuran ve sünnet eksenli olmasına rağmen bunu anlayamamaları ve Kuran ve sünnette yönelmemeleri ,aşırı tasavvufçuların marifet ve keşften beslenen kesim olmalarındandır. Aşırı tasavvufçulara göre şu ilke esastır,yaratılan her şey sevilmeli,Yaradandan ötürü,halbuki Kuran ve sünnete göre SEVMEK VE BUĞZ ETMEK TEMEL KRİTERDİR,VE ALLAH İÇİN SEVMEK OLDUĞU GİBİ,ALLAH İÇİN BUGZ ETMEKTE MÜMİNİN VASIFLARINDANDIR.. Benim için bütün müslümanlar benim dostumdur bu dostluğumunda farazi keşf ve marifetlerle değil, Allah ve Rasul merkezlidir,yani vahiye dayalı bi rasul örnekliğindedir.. Ayrıca bütün müslümanların Allah ın dostları olduğu,ve bu dostlukları kendi takvalarına göre tabikide farklı mertebe ve değerlere tabi ve ahirettede farklı muameleye tabi olacak ve buda Allah ın adil olma sıfatının gereğidir. sizler,yani aşırı tasavvufçular, verdiğiniz kıyametteki hesap ile İLGİLİ AYETLERİN TABİKİDE kişinin takvasına göre önde olmak kadar Allah ın adil sıfatına yaraşır olamasıyla alakalı iken,sizin kendi bakışınıza delil olarak vermenizle hiç bir alakasıda yokken ve vakıa süresinde anlatılan olay ve muamele bizzat ALLAH TARAFINDAN KIYAMETLE TEN SONRA AHİRETTE YAPILIRKEN,SİZLER BU PAYLAŞTIRMAYI DÜNYADA YAPMAYA VE BU İŞE BURDA SİZLER KARAR VERİP,KİMİNE ALLAH DOSTU DERKEN ÖLÇÜNÜZÜN NE KADARDA FARAZİ HEVANIZLA OLDUĞU AŞİKARDIR, Kİ ALLAHIN MALİKLİĞİNDE YAPILACAK BU VAKIA SÜRESİNDEKİ KARAR İLE İLGİLİ AYETLERİ KENDİNİZE DELİL VERİYORSUNUZ..
__________________ önce yazdığım katılım yaptığım beğeni yaptığım paylaşımların arasında azda olsa kuran ve sünnete uygun olmayan düşünceler olabilir.Bunların bana sorulmadan dikkate alınmasından mesul değilim... ... |
16 Şubat 2014, 17:23 | Mesaj No:12 | |
Durumu: Medine No : 15316 Üyelik T.:
18 Aralık 2011 | Cevap: Kamil Mürşid Kimdir?/Bedia Özdemir Tokel Alıntı:
Bakalım şimdi kemalat lügat anlamı ile nasıldır ...? Ne demektir ? kemalat
Evet yukarda kemalatın anlamı gayet sade bir şekilde verilmiş ve bu özelliklere sahip olanlarada Kamil İnsan denmiştir. Mana itibarı ile hangisinin Kuran ve Sünnete ters olduğunu söyleyebiliriz ....? Kelimelerin ayette yada hadiste geçip geçmediğine takılmakyerine manalarının Kuran ve Sünnete ters olduğunu yada uygun olduğunu bilmek zannımızca sorunlarında giderilmesinde faydalıdır..... Ayriyeten konu içinde kardeşimizde Allah razı olsun ilminizi ve müdrikenizi artırsın demek isteriz ... vesselam veddua | |
17 Şubat 2014, 10:12 | Mesaj No:13 | |
Durumu: Medine No : 6340 Üyelik T.:
19 Ocak 2009 | Cevap: Kamil Mürşid Kimdir?/Bedia Özdemir Tokel Alıntı:
Kamil kelimesi hangi dilin kelimesi: El cevap: Arapça İnsan Kelimesi hangi dilin kelimesi: El cevap: Arapça Mürşid kelimesi hangi dilin kelimesi:El cevap: Arapça Kökeni Arapça olan bir kelimenin delilini ya da kullanılıp kullanılmadığını gidip Türkçe kitaplarda ya da Farsça kitaplarda arayacak değiliz herhalde. Elbette Kur'an ve Hadislerde arayacağız. Kamil mümin-insan-mürşit gibi kelimelere yüklenen ütopik görüşlerinin kaynağını Kur'an ve Sünnetten bulmanızı istemem garipsenecek/tuhaf karşılanacak/eleştirilecek bir durum değildir.Kamil insan-mürşit-mümin kavramlarını kullanmayıp da "salih mümin, müttaki mümin,muhsin, muhlis mümin " gibi kavramları kullansanız daha güzel olmaz mı? Bu kavramların her birinin Kur'an ve Sünnette kullanılırlığı vardır. Ama Ne Kur'an'da ne Sünnette geçmeyen "kamil mümin" gibi kelimeleri kullanılıyor ve buna çok büyük önem atfediliyor. "Kamil olma, kemaliyet" ile ayetleri tek tek inceledim ve bunların hiçbirinde insana kemaliyet verilmiyor. Aksine insanın kemaliyetin zıddına, insanın acziyeti, nankörlüğü,unutkanlığı vs gibi bir çok özellikler ayrıntı ve örnekleriyle ayetlerde anlatılıyor. Amacım tartışmak değil, İslami kavram olarak lanse edilen kavramlarımızın dayanağının Kur'an ve Sünnet olması gerektiğinin altını çizmektir. Geçen senelerde bu "kamil insan" kavramı aklıma takıldı, araştırmaya başladım. Türkçe tercümelerde "kamil mümin" ifadesi geçiyor mesela; "“Kendiniz için istediğinizi mümin kardeşiniz için de istemedikçe kâmil mümin olamazsınız…” (Buhari, İman, 13) Bu hadisin arapça metnini inceliyorum, orada "kamil" kelimesinden eser yok. Kur'an ayetlerinde ise hiç yok. Araştırmalarımdan gözden kaçırdığım yerler var ise diye sizden Kur'an ve Sünnetten delil istedim. Çok şey mi istedim uzgn
__________________ Selam Hidayete Tabi Olanlara Kur'an Senin Lehinde ve Aleyhinde Hüccettir(Müslim) | |
17 Şubat 2014, 13:47 | Mesaj No:14 |
Durumu: Medine No : 15316 Üyelik T.:
18 Aralık 2011 | Cevap: Kamil Mürşid Kimdir?/Bedia Özdemir Tokel Sayın hocam saygısızlık gibi algılamayın kırılmayında inşaallah bizi üzen neden bu kadar takıldığınız bu kelimeye sonuçta bu kelime insanda bulunan özellikleri içinde toplayan ve bu şekilde aktarılan bir kelime....Elbette zikrettiğiniz kelimelerle insanları vasıflandırmakta güzel doğru olan bir yaklaşım eğer hoşnut olacaksanız kamil insan yerine "Faziletli, iyi, ahlaklı, huyu güzel, edepli, terbiyeli insan" da deriz hatta burda ki kelimelrde Kuran ve Sünnette geçmeyen varsa gecenleri ile hitap ederiz yeterki siz darılmayın üzülmeyin hocam .... Lakin Maide 3 Ayetinde Allah c.c. "el yevme ekmeltü leküm " buyurmakta müfessirlere baktığımızda burda dini ikmal etme , kemale erdirme var bu konuda düşünceniz nedir ...? |
17 Şubat 2014, 13:54 | Mesaj No:15 | |
Durumu: Medine No : 6340 Üyelik T.:
19 Ocak 2009 | Cevap: Kamil Mürşid Kimdir?/Bedia Özdemir Tokel
Esadullah kardeşim Herhalde ilk yazımı gözden kaçırdınız. Maide 3.ayette ilgili yazmıştım Alıntı:
__________________ Selam Hidayete Tabi Olanlara Kur'an Senin Lehinde ve Aleyhinde Hüccettir(Müslim) | |
17 Şubat 2014, 14:48 | Mesaj No:16 | |
Durumu: Medine No : 15316 Üyelik T.:
18 Aralık 2011 | Cevap: Kamil Mürşid Kimdir?/Bedia Özdemir Tokel Alıntı:
Çok üzülerek belirtmek gerek ben haddi aşıp sizin benden belkide kat kat daha bilgili olduğunuz bir konuda size akıl verecek değilim hocam lakin keşke manaya yoğunluk vererek ve bu şekilde bir tefekkürle niyet ederek okusanız birde kuranı buna çok sevinirim , Allah c.c. yar ve yardımcınız olsun ilminizi ve müdrikenizi artırsın .... | |
17 Şubat 2014, 18:10 | Mesaj No:17 | |||||
Durumu: Medine No : 6340 Üyelik T.:
19 Ocak 2009 | Cevap: Kamil Mürşid Kimdir?/Bedia Özdemir Tokel Alıntı:
Evet, artık din tamamlanmıştır ve adına İSLAM adı verilmiş olup ekleme ve çıkarmalar yapılamaz anlamındadır. Kemaliyet noktasına din ulaşmıştır. Daha önceleri din kemal değil miydi? Hz.İsa ve Musa a.s veya diğer peygamberlerin dini de İslam idi. Ama daha kemale ermemişti. Yahudi ve Hristiyanlara yasaklanan bazı yemeklerin İslam ile ortadan kaldırıldığını biliyoruz. Artık İslam kemale erdikten sonra geriye dönüş yoktur. Din artık şahikasına, zirvesine çıkmıştır. Buradan geri dönüş yoktur. Alıntı:
Ayetlerde insanın acizyeti ile ifadeler çoktur. İnsanoğlunun hata işlediğini belirten hadisler de çoktur. Hatasız insan yoktur. Hatasız insan aramak ütopyadan ibarettir. "Her insan hata eder. Hata işleyenlerin en hayırlıları tövbe edenlerdir.” (Tirmizî, Kıyâme, 49; İbn Mâce, Zühd, 30) Alıntı:
Alıntı:
Alıntı:
Son kısımdaki dualarınız için amin diyorum, bil mukabele duayla karşılık veriyim
__________________ Selam Hidayete Tabi Olanlara Kur'an Senin Lehinde ve Aleyhinde Hüccettir(Müslim) | |||||
18 Şubat 2014, 18:21 | Mesaj No:18 |
Cevap: Kamil Mürşid Kimdir?/Bedia Özdemir Tokel Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla; -Konu mevzu belli ve insaflı yazılmış bir yazıya yorum olarak taa nerdeyse hz. ademin yaratılışına kadar sormak ta insafsızlık değil mi.? İlim mü'minin yitik malıdır,o yitik malı görünce eğilip almak gerekir,bunun için de lazım olan tevazudur..- Alıntı Asıl insafızlık nedir biliyormusunuz sayın yazar.Bilerek yada bilmeyerek Hakkı batılla karıştırmaktır. Allah Teâl’â şöyle buyurmaktadır. “Hakkı batılla karıştırıp da bile bile hakkı gizlemeyin.” (Bakara/ 42) Diyorsunuz ki İlim mü'minin yitik malıdır; Peki sayın yazar o halde ilim nedir onuda tarif etseydiniz ya. Yoksa ilim dediğiniz şey Cengizhanın gece gördüğü rüyaları sabahleyin kanun haline yani din haline getirmesimidir? Yoksa sizinde ilim dediğiniz şey bumu? Eğer bu değilse ki Tasavvuf dinine göre ilim, mürşitlerin rüyalarından ibarettir.Zira varsayalım ki siz böyle düşünmüyorsunuz.O halde Kur’an ve sünnetin beyan ettiği yani açıkladığı ilim nedir? İlim adı altında türetilen ilmi leddün nedir? Yukarıda vermiş olduğunuz ayetlerin ehli-sünnet kaynaklarına göre sizin kast ettiğiniz bu rüya aleminde ki sarhoşluğun verdiği bilgilermidir ilim? Buna dair deliliniz var mı? Dinde eksiklik mi vardı ki Haşa Allah Teâl’â sizin mürşitlerinize Kur’an ve sünnetin dışında da vahiy indirdi? Buna dair deliliniz var mı? Maide/Suresi/3.ayette Allah Teâl’â “Sizin üzerinize olan nimetimi tamamladım sizin için İslam dini seçtim buyurmaktadır.”O halde kim hangi batıl bilgiye veya rüyalara dayanarak dinin kaynaklarından belirtilmeyen nerdeyse tamamı şirk küfür olan bilgileri ilmi ledün adı altında ilim diye sunabilir? Sürekli arkasına sığınılan ayetlerden biride Yunus/Suresi/62.ayettir Allah Teâl’â şöyle buyurmaktadır. “Bilesiniz ki ,Allahın dostlarına korku yoktur,onlar üzülmeyeceklerdir de” İlim için sorduk Allah’ın dostları kavramı içinde soralım. Allah Teâl’â Allah’ın dostları diye buyurmaktadır.Peki şuna inanıyormusunuz ki Allah, Allah’ın dostları tabirini kullanırken bu dostlarının sıfatlarınıda vermiş olmasın? O halde sorumuz şu. “Allah’ın dostları kimlerdir, özellikleri nelerdir? Kendisine Allah’ın dostu diyen her insan acaba Allah’ın dostumudur? Bunun bir ölçüsü yok mu sayın yazar? Bu ölçüyü Kur’an ve sünnete göre açıklayın lütfen? Size gaybten haber mi geldi ki hakkında hiçbir bilgi olmadığı halde hiçbir İslami kritere dayanmadığınız halde neyi düyü belirsiz güyya ilim ehli olarak vasıfandırdığınız zatları Allah’ın dostları olarak sunuyorsunuz? Allah’ın dostları olarak vasıflandırdığınız zatların kitaplarına bir bakın, bakın da ibret alın İşte Celalettini Rumi İşte Said-i Nursi işte İbni-Arabi ve diğerleri evet bunların hepsinin kaynaklarında Kur’an ve sünnet dışında ne ararsan vardır. Yahudilik Hıristiyanlık Budistlik yunan mitolojosinden tutunda, budizme kadar her dinden nasiplenmişledir.İnsanlar nazarında itibar görmeyincede hadlerini aşarak bunlar bize Allah tarafından yazdırıldı diyerek birde Allah’a iftira atmışlardır. “Vay, Kitabı elleriyle yazıp, sonra da onu az bir değere satmak için, "Bu Allah katındandır" diyenlere! Vay ellerinin yazdıklarına! Vay kazandıklarına!”Bakara/79 *Kamil insan;Allahın razı olduğu insan demektir.Mutmainne ile ilgili ayetleri iyi anlarsak kamil insanı anlamış oluruz.Kuranda ve hadislerde kamil insan kavramı yoktur sözü doğru değildir.” Yazardan-alıntı Yine size sorularımız var sayın yazar Allah’ın razı oldukları kimlerdir? Bunların Kur’an da vasıfları yok mudur? Her insan Allah’ın razı olduğu insan mıdır? Bu konuda ehli-sünnet uleması ne demiştir? Gördüğünüz gibi sayın yazar böyle delilsiz mesnetsiz yazılar yazarsanız o oranda da sorular gelir. Mutmainne kavramına gelince: Kur'an'daki kullanılışının da etkisiyle Emeviler döneminden itibaren nefs kelimesi yaygın biçimde ruh anlamında kullanılmaya başlandı. Ama ashab, tabiun ve bunların izleyicisi olan selef bilginleri nefsin mahiyeti, nitelikleri gibi konularda Kur'an ve sünnette verilenle yetinerek susmayı yeğliyorlardı. Kur'an ve sünnette geçtiği kadarına inanmayı ilke edinen selefe göre nefsin mahiyetinin kavranması imkansızdı ve bu konuda tartışmaya girmek gereksizdi. Hicri ikinci yüzyıldan itibaren bilgin ve düşünürler, özellikle Yunan felsefe metinlerinin Arapçaya çevrilmesinden sonra nefs konusunda tartışmaya ve çeşitli düşünceler ileri sürmeye başladılar. Aristo felsefesinin Yeni Eflatuncular tarafından yorumlanan biçiminin ağır etkisini taşıyan bu tartışmalar sırasında nefsin mahiyeti, nitelikleri, kadim olup olmadığı, ölümden sonraki durumu gibi konularda çok sayıda düşünce ve nazariyeler ortaya atıldı. Bu ortaya atılan farazi bilgilerin mutasavvıflar tarafından dinle harmanlaranarak yep yeni sıfır kilometre bir din olarak ortaya çıktı.Bu yeni dinin inanç ve yaşam biçimi ehli-sünnet yolundan çok farklı bir şekilde cereyan etmesi Tevbe/Suresi/31.ayetin beyan ettiği üzere insanların insanları Rab edinme noktasına kadar getirmiştir.Günümüzdeki versiyonunda durumu bundan farklı değildir. Biz müslümanlar bize ana kaynaklarda verilen bilgilerin dışında yorum yapmak ve Allah adına bilmeden konuşmak yakışmaz. Sayın yazar son olarak sizin cümlerinizin delilini istiyorum; “Bu ayeti kerime varken velilik makamını reddedenlere denilecek bir şey yoktur.(Zaten mutezile ve Vehhabiler reddediyor.Ehli Sünnet vel Cemaatten reddeden yoktur.)alıntı Vehabbiler dediğiniz Muhammed bin Abdulvehhab çocukları ve torunları idi.Şimdi size sorum şu Velilik makamını bu sözü edilen alimlerin hangi kaynaklarında hangi satırlarından red edilmektedir? Bunu delillendirin lütfen. Bu alimlerin bazı sapıkları tekfir ettikleri doğrudur.Evliya enbiyadan üstündür,çünkü evliyada ilmi-ledün vardır,evliye belirli zamanlarda enbiyalara huzur namazı adı altında imamlık ederek namaz kıldırırlar gibi ipe sapa gelmeyen batıl ve müşrikçe inançları ve bu inanç sahiplerini tekfir etmişlerdir. Ancak gerçek manada ehli-sünnet alimlerine ve ilimde derinleşmiş fakihlerimize hangi kitaplarında saygısızlık içeren tek bir cümle kullanmışlardır? Bunu ispatlayın ve Allah’tan korkun da müslüman alimlere iftira atmayın.Ömrümüz sizin bu batıl din adına ortaya attıklarınıza cevap vermekle geçiyor nerdeyse. Allah Rasulu (s.a.s) şöyle buyurmaktadır“İnsanlar eşittirler.Ancak birbirlerinden üstünlükleri takva iledir.”Takva ise Kur’an ve sünneti en iyi şekilde düşünce ve yaşam biçimine yansıtmak demektir.Bunu en iyi yapanlarda alimlerdir.Alimlerde nebilerin varisleridirler.Onların görevi dini insanların heva ve hevesine göre yorumlamak değil hakkı gerçek manasıyla ortaya koymaktır. Yoksa kendi hastalığına bile çare bulamayan zavallı insan kalkıp da bir kitap yazacak, sonrada insanlar buna itibar etsin diye bu Allah katındandır diyerek kutsiyet atf edecek, sonrada sarhoşluk hali içerisinde rüyalar görecek, sonrada buna ilim diyecek ve kendisine de alim diyecek, Allah'ın velisi diyecek, birileride bunlara Kur’andan deliller bulmaya çalışacak öyle mi? Allah Teâl’â şöyle buyurmaktadır; “Suçlu-mücrimlerin yolu apaçık ortaya çıksın diye, ayetlerimizi işte böyle birer birer açıklıyoruz.”Enam/55 | |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
MÜRŞİDİN LÜZUMU/Bedia Özdemir Tokel | Bedia Özdemir Tokel | Makale ve Köşe Yazıları | 3 | 15 Nisan 2019 23:19 |
Cemaat ve Devlet/Bedia Özdemir Tokel | Bedia Özdemir Tokel | Makale ve Köşe Yazıları | 19 | 05 Şubat 2014 20:06 |
Tasavvuf Ve Tarikat-3-/Bedia Özdemir Tokel | Bedia Özdemir Tokel | Makale ve Köşe Yazıları | 9 | 20 Ocak 2014 07:55 |
Tasavvuf Ve Tarikat-2-/Bedia Özdemir Tokel | Bedia Özdemir Tokel | Makale ve Köşe Yazıları | 0 | 17 Ocak 2014 03:47 |
Yaz Kur'an Kursları /Bedia Özdemir Tokel | Bedia Özdemir Tokel | Makale ve Köşe Yazıları | 8 | 14Haziran 2013 00:47 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|