Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.MEDİNEWEB FORUM GENEL.::. > Edebiyat > Makale ve Köşe Yazıları

Konu Kimliği: Konu Sahibi EyMeN&TaLhA,Açılış Tarihi:  08 Ağustos 2014 (11:10), Konuya Son Cevap : 08 Ağustos 2014 (11:10). Konuya 0 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 08 Ağustos 2014, 11:10   Mesaj No:1
Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:EyMeN&TaLhA isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 21422
Üyelik T.: 08 Kasım 2012
Arkadaşları:35
Cinsiyet:
Mesaj: 3.298
Konular: 784
Beğenildi:132
Beğendi:34
Takdirleri:141
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Tezkiye ve Medih kim içindir?

Tezkiye ve Medih kim içindir?

Tezkiye ve Medih kim içindir?



"Nefislerinizi temize çıkarmayın." (Necm Sûresi)

İnsan fabrikasında, kişinin cennetini elde edebilmesi için tüm alet edevat yerleştirilmemiş miydi? Neyi, nasıl, hangi duygumuzu nerede veya neye, azalarımızı nasıl, kimin istediği gibi kullanmalıydık?

Tüm bunlar bildirilmemiş miydi kitabımızda? Her müşkülümüzün cevabını bulabileceğimiz bir rehberimiz vardı bizim... Cevap anahtarımızdı o... Sınavda çıkacak tüm soruların cevapları elimize altın tepsiyle sunulmamış mıydı?

Birisi beni evirip çevirmiş, şekilden şekile, halden hale sokmuş, pek güzel, pek tatlı olarak yaratmamış mıydı? Öyleyse ben, bana verilenlerle ne yapmalıydım acaba? Nasıl kullanmalıydım bunları? Tüm bu aletlerin, azaların, hassaların kullanma talimatı neredeydi?

Bu yazımda medih ve tezkiye hislerimizden bahsetmek istiyorum. Zira beni en çok hayrete düşüren hasselerimizdendir bunlar. Su-i istimalinden intac olan haller cihetiyle oldukça dehşet vericidir. Zaten bu yönüyle etkileyicidir.

Neydi tezkiye? Temize çıkarmak değil miydi? Her türlü hata ve ayıplardan beri tutmak, tenzih etmek değil miydi?

Madem yapan bilir, öyleyse bırakalım bilen konuşsun. Yapan ne demiş, kulak verelim. Kur’an-ı Kerim’de Yüce Yaradan "Nefislerinizi temize çıkarmayın." buyurmuştur.

İyi ama, bizim fıtratımızda vardı bu. Birisi bir ayıbımızı deyiversin bakalım, nasıl da bir ateş parçası olur kendimizi temize çıkarırız her defasında. Bıkmadan, usanmadan, dakikalarca, saatlerce, günlerce, bazen yıllarca savunmasını yaparız koynumuzda beslediğimiz düşmanımızın. Zira tüm hata ve ayıplardan müstesnayızdır. Öyle ki, evlatlarımıza bile bu yönde telkinlerde bulunuruz.

“Sakın kendini ezdirme yavrum. Birisi seni üzecek birşey söylediği zaman altta kalmamalısın! Mutlaka hakkını aramalı ve kendini korumalısın!” diye diye sularız yavrucakların enaniyetlerini. Adeta yıllar boyunca emek emek, itina ile besleyip büyütürüz çocuklarımızın benlik duygularını.

Halbuki karıştırıyoruzdur bazı şeyleri. Bunca zaman akıl almaz bir hatamızın neticesidir bu camdan çocuklar. Öte git desen kıyameti koparan, neden yan baktın diye kılıç kalkan kuşanan bu gençler bizim kör gözümüzün karasıdır aslında. Karakterli çocuklar yetiştiriyoruz, yere sağlam basan, kendini ezdirmeyen çocuklarımız var bizim diye iftihar ediyoruzdur bir yandan da...

Şimdi diyeceğiz ki madem öyle, bu hasselerimiz niçin verilmiştir bize? Ne içindir nefsimizin tepesinde taht kurup oturmuş, kendini göstermek için fırsat kollayan bu duygular?

İşte tam da bu noktada Üstadımız yine aydınlatmıştır tüm akılları. Nurdan katreler sulamaktadır susuz kalmış aklımızı.

âyeti işaret ettiği gibi, tezkiye-i nefs etmemek. Zîrâ, insan, cibilliyeti ve fıtratı hasebiyle nefsini sever. Belki, evvelâ ve bizzat yalnız zâtını sever; başka her şeyi nefsine fedâ eder. Mabuda lâyık bir tarzda nefsini metheder; mabuda lâyık bir tenzih ile nefsini meâyibden tenzih ve tebrie eder. Elden geldiği kadar kusurları kendine lâyık görmez ve kabul etmez; nefsine perestiş eder tarzında, şiddetle müdâfaa eder. Hattâ fıtratında tevdî edilen ve Ma'bud-u Hakikinin hamd ve tesbihi için ona verilen cihazât ve istidadı kendi nefsine sarf ederek, sırrına mazhar olur. Kendini görür, kendine güvenir, kendini beğenir. İşte şu mertebede, şu hatvede tezkiyesi, tathîri, onu tezkiye etmemek, tebrie etmemektir.”

Demek insanın tezkiyesi, nefsini temize çıkarması onu (nefsini) müdafa etmemek ile mümkündür ancak.

Nefis emmaredir. Heva ve heves peşinde koşan şımarık bir çocuk gibidir. Durdan, oturdan anlamayan asidir. Öyleyse, niçin bunca zaman onu temize çıkarmaya çalışıyorduk? Ne kadar temize çıkarmaya çalışırsak çalışalım, onu tezkiye etmemiz zaten aksinin isbatıdır. Kendisini tezkiye ettiren de yine nefistir.

Zannettiği gibi temiz ve pak, hatadan hali, ayıplardan müberra olsaydı büyük küçük her davada ilk işi kendisini müdafaa ettirmek olmazdı zaten. Edebiyle susar, köşesinden izlerdi olup biteni.

Evet insan Mabuda layık bir tarzda nefsini hata ve ayıplardan uzak görüp, gösterip, her daim temize çıkarmaya meyletmektedir. Oysa ki bu tezkiye hissimizi tam aksi yönde kullanmak manasına gelmektedir. Her fıratta nefisimizi temize çıkarmaya çalışıyorsak Yüce Allah’ın kendisine yöneltmemiz için fıtratımıza dercettiği bir hissimizi gaflet içinde yasak bölgede kullanmış ve ayıpların en büyüğünü etmişizdir. Ayette emredildiğinin tam aksine, minicik, basit konularda bile tüm kuvvetimizle nefsimizi temize çıkarmak çabasına girip kimi zaman kendimizi küçük düşürmüş, kimi zaman haklılığımızı ispat edip Hakkın bizi korumasına fırsat vermemişizdir.

İnsan ne cahil, ne kör, ne çiğ bir mahluktur! Mabuduna layık bir tezkiyeyi nefsi hesabına çalıştırmak da neyin nesidir! O nefis değil midir ki Firavuna “Ben Rabbinizim!” dedirten? O nefis değil midir ki Karun’a “tüm bu malı, mülkü ben kendi ilmimle kazandım” dedirtip yerin dibine malıyla birlikte gömdüren. Bundan daha büyük düşman mı olabilir? Daha dehşetli tehdit mi vardır? Bu hatarlı saflıklarımızdan sıyrılıp ancak Cenab-ı Hakk’ı hatadan hali, meayipten müberra tutup O’nu medih ve sena etmeliyiz. Güzelden ancak güzel sudur eder. Öyleyse tüm hayır ve hasenatın mercii Rabbimdir. Tüm ayıp ve kusurlar ise bendendir demektir haddini bilmektir.
Kendini bilmek, haddini bilmektir. En büyük ilim, haddini bilmektir.

Karun girer miydi yoksa yerin dibine. Haddini bildirseydi nefsine.

Sonsuz medih ve sena ancak O’nadır. Tüm güzelliklerin yagâne mercii olan Cemil-i Zülcelal!

Şüphesiz ki sen tüm çirkinliklerden ve kusurlardan ve ayıplardan ve noksanlıklardan müberrasın. Senden ancak güzellikler sudur edebilir. Öyleyse tüm bu ayıplar ve hatalar benim nefsimdendir. Habibinin hürmetine, bizi O’nun güzel edebiyle edeplendir. Bizi Kur’an ahlakıyla ahlaklandır Ya Rabbi! Amin.



alıntıdır

Ayşenur KAHVECİ

risale haber
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi EyMeN&TaLhA 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
ATAUZEM 4.sınıf 2014 bahar dönemi bütünleme... Erzurum Atatürk İlitam EyMeN&TaLhA 0 6328 14 Temmuz 2015 13:14
ATAUZEM 4.sınıf 2014 bahar dönemi bütünleme... Erzurum Atatürk İlitam EyMeN&TaLhA 0 4203 14 Temmuz 2015 13:06
ATAUZEM 4.sınıf 2014 bahar dönemi bütünleme DİN... Erzurum Atatürk İlitam EyMeN&TaLhA 0 5080 14 Temmuz 2015 13:00
Ramazan-oruç ve çocuğa kazandırdıkları Çocuk ve Aile Sağlığı Mihrinaz 2 2828 14 Temmuz 2015 12:23
çocuk eğitiminde ceza hiç mi olmamalı? Çocuk ve Aile Sağlığı EyMeN&TaLhA 0 2517 14 Temmuz 2015 12:03

Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
10.07.2015-kadir gecesi, kadir bilenler içindir alperkara Tebliğ-İrşad-Vaaz-Hutbe-Nasihat 0 10 Temmuz 2015 03:40
Cennet Ve Cehennem, Dünyaya Inanmak Içindir CaferTayar Makale ve Köşe Yazıları 0 27 Eylül 2007 16:08

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.