|
Konu Kimliği: Konu Sahibi Ali Parlak,Açılış Tarihi: 16 Aralık 2013 (22:59), Konuya Son Cevap : 01 Nisan 2019 (11:40). Konuya 90 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
11 Şubat 2014, 23:12 | Mesaj No:21 |
Durumu: Medine No : 6969 Üyelik T.:
10 Şubat 2009 | Cevap: Allah Aşkına Talip Olanlara/Ali Parlak
Şunu demek istiyorum: Aşka talipseniz eğer, Ameliyata hazır olun... Doktor(cc) sizi en güzel şekilde ameliyat edecektir. Size belalarla olgunlaştıracaktır. Çünkü Gül’e(cc) olan sevgi, Dikenler(belalar) ile olmazsa bilinemez… Hakkı ile sevilemez… Hakkı ile zaten sevemezsin de… Yazı içten ve samimi hissedilerek yazılmış Allah c.c. razı olsun hem okudum hem düşündüm aylardır çevremdeki insanların teselli sözlerine takıldım düşündüm üzüldüm kendimle iç hesaplaşma yaşadım yeri geldi göz yaşlarıma hakim olamadım en yakınımla hatta annemle dahi paylaşamadım onu üzmemek adına..Sınava tabi tutulmaya başladığında insanların yaptığı yorumlar düşüncelerimi dahada derinleştirdi..Hocam bu sözlerin mantığını ben çözemedim hazır bu yazı yazılmış bende tevafuk okumuşken sınavlar yada sizin tabirinizle amaliyatlar üst üstte geldiğinde insanların yorumu "dikkat ettiğim hususları kişileri Allahtan çok sevdiğimi ve Allah onlarla beni sınava tabi tuttuğunu dile getirenler oldu hatta daha ileri gidip geride kalan oğlum üzerinden acımasızca tahminlerini yürütenler oldu kendimi dinlemeye başladım geçmişte dikkat ettiğim hususları defalarca sıradan geçirdim beynimde, inanan insan tedbir alır tevekkül eder benim aldığım tedbirler başımıza gelen musibetlerle içselleştirildi yeri geldi sorumlusu bile tutuldum kendimi sorgulamaya başladım benmi yanlış düşünüyorum yoksa çevremdeki insanların haksız sui zanları çarpık düşünceleri mi farklı ..Allah c.c. merhametine kalben ruhen inanıyorum laf olsun diye değil musibetlerle gelen rahmeti canım yansada sanki yüreğimizin yanan kısmına tedavi uygular gibi ama insanların mantığını çözemedim ben mi yanlış düşünüyorum teselli edeyim derken sanki haşa Allah c.c. benden intikam alıyormuş gibi defalarca dile getirenler oldu ve halada oluyor bugünde bir örneğini yaşadım..MUsibet ve sınavlar hakkında derin ukalaca yorum yapanlara nasıl bir yaklaşım olabilir ?
__________________ Doğru zamanda yapılan yanlış ,yanlış zamanda yapılan doğrudan evladır.. |
12 Şubat 2014, 11:53 | Mesaj No:22 | |
Durumu: Medine No : 14876 Üyelik T.:
01 Aralık 2011 | Cevap: Allah Aşkına Talip Olanlara/Ali Parlak Alıntı:
Münafıkça tavır çoktur insanımızda yani.. O yüzden insanın kendine yapacağı en büyük iyilik ,bir iki dost edinip diğerlerine kapıyı kapatmaktır. Herkesin sözünü lafını ciddiye alıp ,hepsini düşünürsek işin içinden çıkamayız. Hatta bu sözleri sana söyleme ortamların dahi oluşmasından kaçınmak gerekir. (Büyük ihtimalle akrabadırlar.)Yarının kime ne sakladığını bilemeyiz . Rabbim bela ve musibetleri bazen bir hatamızdan dolayı ,bazen o kulun mertebesini yükseltmek için verir. Yani belaya uğramış kişiler hep günahkar ve hatalı. Rahat ve afiyet içinde olanlar Allah katında masum ve günahsızlar mı ? elbette değil. Şu gayri Müslimlerin keyfine diyecek yok..Müslümanlar da kan ağlıyor....O halde bu mantığa göre ne yapalım şimdi ?... Önemli olan diğer çocuğunla ilgilenip geçmişte hata yaptım dediğin şeylere daha çok dikkat etmek gerek.. ''teselli edeyim derken sanki haşa Allah c.c. benden intikam alıyormuş gibi defalarca dile getirenler oldu ve halada oluyor bugünde bir örneğini yaşadım..MUsibet ve sınavlar hakkında derin ukalaca yorum yapanlara nasıl bir yaklaşım olabilir ?'' Bunları söyleyenleri dinlememek, gerekirse cevabını vermek gerekir. Allah yardımcımız olsun.
__________________ | |
12 Şubat 2014, 15:37 | Mesaj No:24 |
Durumu: Medine No : 6340 Üyelik T.:
19 Ocak 2009 | Cevap: Allah Aşkına Talip Olanlara/Ali Parlak
Yazarlığınız hayırlı olsun Ali Kardeş
__________________ Selam Hidayete Tabi Olanlara Kur'an Senin Lehinde ve Aleyhinde Hüccettir(Müslim) |
12 Şubat 2014, 19:31 | Mesaj No:25 | |||||||||
Durumu: Medine No : 38986 Üyelik T.:
10 Şubat 2014 | Cevap: Allah Aşkına Talip Olanlara/Ali Parlak Alıntı:
Dua dilencisi kardeşim… Çok samimi duygularla yazılmış bir yazıyı, samimi duygularla okumuş ve samimi bir soru sormuşsunuz. Yalnız sizin sorunuz o kadar derin ki, yüzeysel olarak anlatmak pek açıklayıcı olmayabilir. Samimiyetinizden dolayı samimi bir cevap yazmak istedim. Onun için kepçeyi biraz derin daldırayım dedim. Dilim ne kadar dönerse artık. Lütfen okurken şunu aklınızdan hiç çıkarmayın. ‘’En iyisini Allah bilir.’’ Derler ki; peygamberlerden birisi yıllarca tebliğ yapmış ama hiç kimseyi inandıramamış. Hatta yalancı deyip küfür etmişler. En sonunda dayanamayıp ellerini havaya kaldırmış: ‘’Allahım, ne yaptıysam inanmıyorlar. İşleri güçleri hakaret ve küfür etmek.’’ Hemen Cebrail ile mesaj gelmiş: ‘’Kulum sen sadece anlat. Onlar bana da küfür ediyorlar.’’ İnsanları az çok tanımışsınızdır. Kendilerini yaratana bile küfür ediyorlar. Peygamberlere bile küfretmişler, aşağılamışlar. Düşünün bir kere: Bu dünyada küfürü her insan hak etse bile, peygamber ler de hak ediyor muydu? Peki Allahu Teala küfürü hak ediyor mu? Her durumda nimetinin hangisini kesiyor? Nefes alma nimetini bile, ciğerleri hasta olana sorun. Saymakla biter mi nimet? İnsanların yaptığı yorumları boş verin, kimseyi memnun edemezsiniz. Nasreddin Hoca eşeğe binmiş, eşeğe yazık demişler. Eşekten inmiş, siz manyak mısınız niye binmiyorsunuz demişler. Çocuğunu bindirmiş. Yaşlı başlı adamı yürütüyor demişler. Kendisi binmiş, çocuğu yürütüyor demişler. Yani insanların sözleriyle hareket etmeyin, her işinize bir kulp takarlar. Bir cenazedeyim… Ev sahibinin acısı tüm benliğini sarmışken, bir de yemek vermiş. Adam cenaze evinde olduğunu unutmuş, ev sahibine bağırıyor oturduğu yerden. Bunun tuzu yok, salatası nerede, ayranım bitti. Yemek hiç güzel değil diye bağırıyor… Yazık ev sahibi de acısına mı yansın yoksa… Neyse… Anladınız… Memnun edemezsiniz. Siz Kuran ve sünnet ışığında doğru bildiğinizi yapın. İnsanlar ne derse desin, boşverin. Gelelim yazının mantığına: Çevrenize şöyle bir bakın. Allah’ın yaratmadığı bir şey görüyor musunuz? Hayır. Allah Teala Saffat Suresi 96. Ayette şöyle buyuruyor: ‘’ Ve sizi de, yaptığınız şeyleri(fiillerinizi) de Allah yarattı.’’ Her şey Allah’tan. Hayrihi ve şerrihi… Sorumluluk sahibi olmayan kullardan gelen zararlara hep eyvallah deriz. Allahın bir bildiği vardır deriz. Sabretmesi kolay olur. Ama sorumluluk sahibi olan kullardan(insanlar ve cinler) gelenlere sabretmek zordur. Çünkü onlardan gelenleri Allah’tan bilmeyiz. Kuldan biliriz. Şöyle düşünmek lazım. Kul ister. İstek dua olarak kabul edilir. Ve Allah tarafından yaratılır. Eğer bize kul eliyle bir zarar geliyorsa, bunu da Allah’tan bilmeliyiz. Çünkü fiili yaratan O. Ama kul kendi isteğinden sorumlu olduğundan, cehennemdeki kendi ateşini körüklemekten başka bir şey yapmaz. Yalnız hep şunu unuturuz. Allah dilemedikçe bütün bir kainat da bir araya gelse, bir yaprak dahi kımıldatamaz. Yaprak kımıldıyorsa demek ki Allah öyle istiyor. Peki Allah bizim başımıza niye şer getiriyor. Sebeplerini en iyi Allah bilir. Ama O’nun merhametini bildiğimiz için kendimizce tahminde bulunabiliriz. Mesela: 1. Kendi ellerimizle yaptıklarımız yüzünden olabilir. Yaptığımız kötülüklerden veya günahlardan dolayı, Rabbimiz bizi temizlemek istiyordur. Maide Suresi 6 ‘’ Allah size güçlük çıkarmak istemez, ama sizi temizlemek ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak ister. Umulur ki şükredersiniz.’’ Engel olamadığımız şer sandığımız şeyler, üzerimizdeki günah kirlerinin temizlenmesi için olabilir. 2. Rabbimiz bize cihad için imkan sunuyordur. Cihad için yola çıkanın, dönünceye kadar Allah yolunda olduğunu ve ölünce şehit olacağını söylemeye gerek var mı bilmiyorum. Elimizle, olmadı dilimizle, olmadı kalbimizle… Sonuçta hepsi cihad. 3. Veya bizim bilmediğimiz bir sebebi vardır. Beni çok etkileyen ve kör bir kız ile annesi arasında geçen bir konuşma var. Paylaşmak isterim. Küçük kız sorar: ‘’Neden ben?’’ Annesi göz yaşlarını gizlemeye çalışarak cevap verir: ‘’Belki Allahın senin için özel bir planı vardır.’’ 4. Her başa gelen bela da, cennetteki derecen birer birer artıyor olabilir. Çünkü hep dualarımızda demiyor muyuz, Allahım beni peygamberimize komşu yap. Allahu Teala bakıyor halimize, amellerimize, işlerimize. O mevkilere gelecek kadar çalışmıyoruz. Ama duaları da kabul etmek istiyor. O zaman senin bela diye nitelediğin her şey başına geldikçe, peygamberimize yaklaşıyorsun… 5. Ben ne kadar ağır imtihan olursam olayım, hiçbir peygamberin imtihanı kadar ağır olamaz. Ya hu Allahu Teala SEVGİLİM dediği peygamberini bile ağır imtihanlardan geçirmiş, beni mi imtihan etmeyecek. 6. Bakara Suresi 214 – ‘’ Yoksa siz, kendinizden önce yaşayanların başına gelenlerin, sizin de başınıza gelmedikçe, cennete gireceğinizi mi zannettiniz? Onlara (öyle) şiddetli belâ ve sıkıntılar (felâketler) dokundu ki, resûl ve onun yanındaki âmenû olanlar: “Allah'ın yardımı ne zaman?” diyecek kadar sarsıldılar. Allah'ın yardımı gerçekten yakın değil mi?’’ Bu sözü açıklamaya gerek var mı bilmiyorum… 7. Bizim bilmediğimiz, Allahın bildiği başka sebepler de olabilir… Belki de hepsi… İçiniz rahat olsun. Üzerinizde bela varsa ve siz hala Allah’ı seviyorsanız, belaya aldırmayın. Çünkü Allah sizi seviyor. Şunu hiç unutmayın: Allah, şükredenleri pek yakında ödüllendirecektir. (Ali İmran Suresi, 144) Alıntı:
İçinizi ferah tutun. Allahtan başka mevcut yok. Kimi severseniz sevin, ancak Allah’ı seversiniz. Fakat şu püf noktasını unutmayalım hiçbir zaman. Sevdiğimiz kişi Allah’tan gayrı, başka bir alemin yaratığı veya başka bir tanrının kulu değil. Allah da biliyor bizim zayıf karakterli olduğumuzu, dayanamayacağımızı. Birini sevdiğiniz zaman aklınıza Yakup as gelsin. Ne kadar severseniz sevin, onun Yusuf as ı sevdiği kadar sevemezsiniz. Biliyorsunuz kaybettiğinde ağlamaktan gözleri kör olmuştu. Allah imtihan eder. Ama kuluna (tövbe estağfirullah) gıcıklık olsun diye de zulmetmez. Bir şeyi çok sevebilirsiniz. Sadece yüzünüzü Allah’a dönün, hepsi bu. Allahu Teala size demek istiyor ki, kulum beni unutma. Alıntı:
Özür dilerim oğlunuz hakkındaki durumu tam anlamadım. Ama acımasızca tahminler yürütenleri siz cahillikleriyle baş başa bırakın. Size ne söyleyeceğinizi Allah söylüyor bakın: ‘’Ve Rahmân'ın kulları yeryüzünde tevazuyla yürür. Ve onlara cahiller hitap ettiği (lâf attığı) zaman “selâm” derler.’’ (Furkan 63) Alıntı:
Kendinizi yıpratmayın. Müslüman geçmişe yönelik yaptıkları için ‘’keşke’’ demez. Zaten geçmişe dönse de farklı bir şey yapmaz. Çünkü o kaderdir. Yine aynısını yaparız. Keşke ile uğraşmayın. Ama geleceğe dönük ‘’keşke’’ye izin verilmiştir. Çünkü ‘’keşke’’ geleceğe dönükse, bu bir duadır… Alıntı:
Tedbir haktır. Tevekkül haktır. Başa gelen musibetler kaderle alakalıdır. İsteseniz de kaçamazsınız. İsyan yok. Rıza var. Tedbir, tevekkül, sonrası Rıza… Rıza lokmasını yemek zordur. Herkes yiyemez, boğazına durur. Bu lokmayı yiyemeyenler de hep sorumlu arar. Sorumlu aramak Hakikatta Allaha şirk koşmaktır. Sizi sorumlu tutanlar bilseler ki Allaha şirk koşuyorlar, böyle bir şey yapmazlardı. Kendinizi asla sorumlu tutmayın. Olay sizden çıkmış. Allah’tan geldiğini bilin ve Rıza lokmasını zor da olsa yemeye bakın. Allah dostu olmak kolay değil. Sevgilinin tokatına dayanamıyorsak, aşktan bahsetmek niye. Dikenler elinize batacaktır. Kanatacaktır. Canınız yanacaktır. Her acıyı asla yalnız çekmeyin. O acılarınız Allah ile paylaşın. O her acınızı aslında sizin ile beraber tadıyor. Sıkıntıları sizin ile beraber çekiyor. Çünkü yaratan O. Siz sadece acılarınızı O’nunla paylaşın. Eee güzel insan. Canınız her acıdığında dua vakti gelmiş demektir. Duanın tam kabul edileceği zaman o zamandır. Yakınmak yerine niye isteyebildiğiniz kadar istemiyorsunuz ki… Fırsatı değerlendirin, isteyin isteyebildiğiniz kadar… Bir damla göz yaşıyla da mühürü vurdunuz mu… Tamamdır ya hu… Alıntı:
Hikaye bu ya, zamanın birinde bir ülkeye yağmur yağmış. Ama ne yağmur... Yalnız bu yağmur sularının bir özelliği varmış. Çok değişikmiş. İçen deliriyormuş. Yağmur suları içme sularına karışınca olayın vehameti iyice anlaşılmış. İçen delirmiş, içen delirmiş. Kısa zaman içinde ülkedeki tüm halk kafayı yemiş. Herkes deli... Sadece o sulardan içmeyen bir tek saray halkı kalmış. Ama gel gör ki sarayın suyu da azalınca, saray halkı da çaresiz, yağmur suyundan içmek mecburiyetinde kalmış. Artık onlar da deli... Sadece bir tek kral o sudan içmemiş. Koskoca ülkede tek akıllı kral kalmış. Ama ne var ki bu seferde halk başlamış bağırmaya... ''Kralımız deliiii, kralımız deliiii, kralımız deliiiiii....'' Kral bakmış olmayacak, bu durum böyle gitmeyecek... ''Getirin'' demiş... ''Getirin o sudan ben de içeceğim.'' Getirmişler... İçmiş... Kral, kafaya tencere kapağını geçirip sokağa çıkmış... Halk sevinç çığlıkları içinde bağırmaya başlamış... ''Kralmız akıllandııııııı, kralımız akıllandııııı, kralımız akıllandııııı...''' Sadede gelelim: Bu hikayede sizin konumunuz ne? Bırakın insanları ya hu… Alıntı:
Eyvallah Kimse çözemez zaten… Çünkü ne kadar kafa varsa o kadar da mantık var. Hiç biri birbirine benzemez. Sizin göreviniz onların mantığını çözmek değil. Siz HAKKIN ŞAHİDİ olarak geldiniz bu dünyaya… Biz La ilahe İllah, Muhammedun Resulullah Demek ve yaşamak ve şahit olmak için geldik. Alıntı:
Allah kullarından intikam almaz. Şanına yakışmaz. Allahın kafir kulları, yaptıklarından ötürü, nimeti inkar ettiklerinden, elestü bi Rabbiküm hitabından kaçtıklarından dolayı, Kahhar isminin tecellisini üstlerine çekerler. Yine de onlara ahirete kadar mühlet tanınır. Allah intikamını alır derler. Ama bu kulların kendi elleriyle yaptıklarından dolayı kendilerini ateşe atmalarından kaynaklanır. Yoksa Allah kullarına niye azap etmek istesin ki. O kadar nasihata rağmen sen kendini ateşe atarsan, tercihini öyle yaparsan, kim ne yapsın? Alıntı:
Öncelikle SELAMETLE deyin. Sonra mümkünse o kişilerden uzak durmaya çalışın. Peygamber efendimiz bizden daha merhametli olduğu halde Vahşi’ye ne demişti: ‘’Mümkünse gözüme görünmemeye çalış. Çünkü bana amcamı hatırlatıyorsun.’’ Bu durum bize bir yol gösteriştir. Zarar gördüğümüz kişilerden uzak durmaya çalışmak bir yoldur. Uzak duramıyorsanız, ileri geri konuşanlara Allah’ı hatırlatın. Onlar sizi eleştirdikçe siz onlara nasihat edin. Belki de size, onlara islamı anlatmak için bir fırsat sunuluyor… Biraz uzun oldu ama umarım sorunuzun cevabını bu yazının içinde bulursunuz. Saygılar efendim…
__________________ O'nunla var ol var olacaksan, Kurtul O'nsuz tüm var oluşlardan... | |||||||||
13 Şubat 2014, 01:20 | Mesaj No:26 |
Durumu: Medine No : 6969 Üyelik T.:
10 Şubat 2009 | Cevap: Allah Aşkına Talip Olanlara/Ali Parlak
muallime ablam Allah c.c. razı olsun yazdıklarınız için ..Hata yaptım değil dikkat ettiğim mevzular,kişiler kendi bakış açıları ile farklı yorumlar yapınca düşüncelerim çığrından çıkıyor dediğin gibi akraba bunu dile getiren kişiler restte çekemiyorsun ..Sınava tabiyiz sınavdan geçtiğimi biliyorum ama şöyle bir mantık olabilir mi ben olsaydım yerinde çalı dikeniyle döver yinede onu evden çıkarmazdım diyen yakın akraba daha neler neler sınavı kabullendik ama susmayan çamurlu diller hazmı zor.. Hocam Allah c.c. razı olsun yazınız çok güzel hastaya ilaç gibi kaleminize sağlık ..Allah c.c. her insanı şuurlu eli dili merhametli ilaç gibi gelen şahsiyetlerden eylesin...Yazdıklarıma ayrı ayrı cvp vermişsiniz...En çok kızdığım söylenmemesi gereken şeyler, Allah c.c. sevgisi hiç bir sevginin önüne geçemez ..Yazsam sabaha kadar yazarım dün baya gergindim bugün kimseyi yormayacam inşallah ...
__________________ Doğru zamanda yapılan yanlış ,yanlış zamanda yapılan doğrudan evladır.. |
13 Şubat 2014, 13:25 | Mesaj No:27 | |||
Durumu: Medine No : 38986 Üyelik T.:
10 Şubat 2014 | Cevap: Allah Aşkına Talip Olanlara/Ali Parlak Alıntı:
Başına gelmedikçe ölmezsin derler. Allah, o şekilde söyleyenleri aynı duruma düşürür de, kalakalırlar. Hazım zor. Ama çare yok, sindireceğiz... Alıntı:
Alıntı:
Benim yemek yeme tarzım da bu... Sohbet tarzında... Eyvallah... Ama vardır onda da bir hayır... Eyvallah
__________________ O'nunla var ol var olacaksan, Kurtul O'nsuz tüm var oluşlardan... | |||
09 Mart 2014, 15:50 | Mesaj No:28 |
Durumu: Medine No : 38986 Üyelik T.:
10 Şubat 2014 | Gök gürültüsü ve yağmur altında / ali parlak GÖK GÜRÜLTÜSÜ VE YAĞMUR ALTINDA FENADA Yalnızdı yine her zaman olduğu gibi, Kalabalık koşuşturuyordu sağa sola, Sanki hiç kimse fark etmiyor gibiydi onu, Birden gök bütün ihtişamıyla gürledi, Allahu Ekber der gibiydi sanki… Bu ne dehşetli zikirdi, iştirak etmek istedi, Allahu Ekber… Allahu Ekber… Durdu… Düşündü… Allah büyüktü elbette, Ama kime karşı büyüktü, kimden büyüktü… Yoktu ki O’nun bir eşi veya bir benzeri. O’nu kiminle kıyaslamalıydı… Kendisine baktı, pek çok insandan büyüktü, Kendinden büyük insanlar da vardı, Ama anlamak için hep birileriyle kıyaslıyordu. Tavuk karıncadan daha büyüktü, Ama karıncanın da büyük olduğu pek çok canlı vardı… Ya güneş… Dünyadan daha büyük değil miydi. Tüm evren ise her şeyi içine alan Devasa bir büyüklük değil miydi… Allah ise hepsinden daha büyüktü. Ama evren ile Allah yan yana durur muydu hiç… Ne kadar büyüktü? Düşündü… Ama ama… Evren Allah ile kıyaslanamazdı ki, Çünkü evren de mahlûktu, o da yaratılmıştı… Bir daha düşündü… Allah kullarından daha büyüktü gibi bir cümle olamazdı ki… Çünkü her şeyi ama her şeyi O yaratmıştı. Yarattıklarından daha büyük olduğu düşüncesi ile kıyaslanması, Ne kadar saçma bir düşünceydi bu… Kullarıyla kıyaslanamazdı ki... Hayır hayır… O’nun büyüklüğü, Yarattıkları ile kıyaslanamazdı. O tüm yarattıklarının tek sahibiydi. O bütün büyüklüklerin sahibiydi. O bizim sahibimizdi. Birden şimşek çaktı. Nur gözlerini aldı, ürperdi. Sonra büyük bir gürültü… Raaad… Elif Laaam Miiim… İşte bunlar sana o kitabın ayetleridir, Ve sana Rabbinden indirilen haktır, Lakin insanların çoğu amel etmezler… Yağmur başlamıştı… Gözlerinden yaş boşaldı… Ama kimse görmedi, kimse bilmedi… Yağmurda yürüyenin gözyaşı belli olmazdı ki… Sadece O bildi… Çünkü O’nunla ağlıyordu… O’nda ağlıyordu… Açık açık ağlıyordu… Ama gözyaşlarını O gizliyordu… Yağmurla gizliyordu… Çünkü O Settar’dı… Çünkü o gözyaşları kendisi için akıyordu… Hiç bozuntuya vermedi… Sevgilisi bilsindi yeterdi, elalem bilmese de olurdu. Ama gözyaşları sanki taaa yüreğine damlıyordu. Hıçkırıklar düğümlendi boğazına… Yağmur ve gökgürültüsü arasında, Bir aşk yaşanıyordu… Fenada… Ali PARLAK [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]
__________________ O'nunla var ol var olacaksan, Kurtul O'nsuz tüm var oluşlardan... |
08 Nisan 2014, 13:31 | Mesaj No:30 |
Durumu: Medine No : 13301 Üyelik T.:
04 Şubat 2011 | Cevap: AŞK İLE... / Ali Parlak
Kardeşim, Müminler ancak kardeştir. Kardeşliğimiz sadece burada değil ebediyettedir. Rabbim utandırma, boyunumuzu bükme Ya Settar... Sen ki yalnızlığın ve sonsuzluğun tek sahibi... Sen ki varlığından başka mevcut olmayan... Sen ki, Galu Belada secdeye vardıran... Sözümüz söz, Seni Rabbimiz olarak bir bildik, Kalbimiz Sen'in ellerinde ne olur çevirme başka yöne. amin inş. |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
HAY’DAN HU’YA/Ali Parlak | Ali Parlak | Makale ve Köşe Yazıları | 1 | 06 Nisan 2019 13:09 |
Gelirim/Ali Parlak | Ali Parlak | Makale ve Köşe Yazıları | 5 | 02 Nisan 2019 15:12 |
Söz Söyleyen.../Ali Parlak | Ali Parlak | Makale ve Köşe Yazıları | 4 | 01 Nisan 2019 18:26 |
Istiridyeler/Ali Parlak | Ali Parlak | Makale ve Köşe Yazıları | 2 | 01 Nisan 2019 18:13 |
Mevsimler/Ali Parlak | Ali Parlak | Makale ve Köşe Yazıları | 3 | 01 Nisan 2019 11:38 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|