|
Konu Kimliği: Konu Sahibi Mevlüt HÖNÜL,Açılış Tarihi: 10 Kasım 2014 (17:29), Konuya Son Cevap : 19 Kasım 2015 (19:23). Konuya 44 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme: |
10 Kasım 2014, 17:29 | Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 18779 Üyelik T.:
20 Mayıs 2012 | Yeşil Saray’dan Ak Saray’a…/Mevlüt Hönül Yeşil Saray’dan Ak Saray’a…/Mevlüt Hönül Bilindiği üzere son günlerde gündemde ilk sırayı Ak Saray alıyor. Her zaman olduğu gibi bu konuda da yine hakkaniyet çerçevesinde dile getirilecek eleştirilere ihtiyaç var. Ülkemizde milyonlarca işsiz ve yoksul bulunuyor. Buna karşın dinî anlayışlarını Emevî ölçütlerine göre belirleyenler, Muaviye’den daha ileri bir anlayışla var olan sosyal ve ekonomik adaletsizliği görmezden geliyorlar. İktidara geldikleri ilk dönemde milletvekili lojmanlarını ve araçlarını devlet hazinesine kazandırma gayesi güdenler, bugün tarihte Yeşil Saray -bazı rivayetlerde ise Kasr-ı Beyza/Beyaz Saray- olarak anılan Kayservari -veya Kisravari- yönetim merkezine taş çıkartacak Ak Saray’ı inşa etmekten gurur duyuyorlar. Elbette bu bir ihtiyaç(!) onlara göre. Şimdi tarihte kısa bir yolculuk yaparak, günümüzde iktidarın büyüsüne kapılmış bazı Müslümanların “romantik örnekler”, “uç misaller” veya “hayatın gerçekleriyle örtüşmeyen ütopik yaklaşımlar” olarak gördüğü, bazılarının ise te’vil etmeye çalıştığı benzer yaşanmışlıklara bakalım. I Muaviye büyük bir hata yaparak, dönemin sermayedarlarını, zenginlerini ve yöneticileri diline dolayan Ebu Zer’e sorar: “Sarayımı nasıl buldun?” Ebu Zer cevap verir: “Eğer Beytu’l-Mal’den yaptırdıysan haramdır, yok kendi servetin ile yaptırdıysan nerden buldun, vallahi israftır, infak ihtiyaç fazlasını kardeşine dağıtmaktır.” Ardından Tevbe Suresi’nin 34. Ayetini okur: “Siz ey imana erişenler! Bilin ki, hahamların ve rahiplerin çoğu, insanların mallarını haksızca yiyip yutuyor ve (onları) Allah’ın yolundan alıkoyuyorlar. Fakat bütün o altın ve gümüşü toplayıp Allah yolunda harcamayanlar var ya, (işte) onlara (sonraki hayat için) çok çetin azabı müjdele.” Ali Şeriati’nin ifadesiyle “İslam tarihinin en kötü yorumcusu” olan Muaviye, kendince işin içinden sıyrılmaya çalışır: “Burada hahamlardan ve rahiplerden bahsediliyor, bu ayet beni kapsamaz.” Ebu Zer cevabı yapıştırır: “Her kim altın ve gümüşü biriktirip de muhtaçlar için harcamazsa, rahip de, haham da odur. Dolayısıyla bu ümmetin rahibi de, hahamı da sensin!” Bu eleştiriler Muaviye’nin Ebu Zer’e karşı duyduğu kin ve nefreti daha da artırmış, onun Rebeze’ye sürgün edilmesini hızlandırmıştır. İktidar hırsı, mala-mülke tamah etmek, insanı insanlıktan çıkarmaya yeter de artar bile. Komşu ülkelerde süren emperyalist savaş, milyonlarca insanı mülteci durumuna düşürdü, ailelerin dağılmasına sebebiyet verdi. Hem işsiz ve yoksul insanlarımız hem de ülkemize sığınan mültecilere daha iyi şartlar sağlanması gerekirken şaşaalı saraylar inşa edenlerin ebedileşme arzusu içinde olduklarını söylersek yanlış yapmış olmayız. Kur’an sorar: “Ebedi kalacakmışsınız gibi birtakım muhteşem yapılar mı ediniyorsunuz?” (Şuara: 129) II Hiç şüphesiz İslam tarihi ebedileşme arzusuyla nereden gelip nereye gittiklerini unutarak Karunlaşanlarla milletin hizmetkârları arasındaki farkı ortaya koyan sayısız örneklerle doludur. Milleti merkeze alan söylemler, kendilerini müstağni görenlerin kullandıkları bir maskedir çoğu zaman. Bir yanda saraycılar, diğer yanda ise kendilerini halka bir parça kumaşın hesabını dahi vermek zorunda hissedenler vardır. İran seferi, Ömer’in hilâfeti zamanında yapılmış ve bol miktarda ganimet elde edilmişti. Ganimetler arasında kıymetli kumaşlar da vardı. Harpten dönüldükten sonra kumaş vs. gibi ganimetler ashab arasında dağıtılmış ve herkes hissesine düşeni almıştı. Ömer, kendi hissesine düşen kumaş ile oğlu Abdullah’ın hissesine düşen kumaşı birleştirerek kendisine bir hırka diktirir. Bir Cuma günü üzerindeki yeni hırkasıyla hutbe irad eder: “Ey Mü’minler! Beni dinleyin ve bana itaat edin! …” Ashabtan biri halifenin sözünü keserek konuşmaya başlar: “Üzerindeki elbisenin hesabını vermedikçe seni dinlemiyor ve sana itaat etmiyoruz. Çünkü ganimetten bize düşenle bir elbise yapmak imkânsızdı. Nasıl oluyor da sen kendine elbise diktirebilecek miktarda kumaş alabiliyorsun!” Ömer adamın konuşmasını dinledikten sonra oğlu Abdullah’a seslenir: “Ey Ömer’in oğlu, kalk cevap ver! Abdullah b. Ömer ayağa kalkıp konuşur: “Allah’a yemin ederim ki, babamın üzerindeki kumaşın yarısı benim hisseme düşen kumaştır. Babam ikimizinkini birleştirdikten sonra elbise yaptı.” Ömer’in oğlunu dinleyen sahabe tekrar ayağa kalkar: “Ya Ömer, şimdi konuş; hem seni dinliyor hem de sana itaat ediyoruz.” Ömer, ancak bu hesap sorma-hesap verme işinden sonra hutbesini okumaya devam eder. Masal değil, tarihi gerçekler bunlar. Asıl mesele, Müslümanların bu yaşanmışlıklardan ders almaya niyetlerinin olup olmadığı. Ülkemizin yöneticileri, haktan, adaletten, eşitlikten bahsetmeden önce halkın alın teriyle, halkın malıyla kendilerine sağladıkları konforun hesabını Allah’a nasıl vereceklerini düşünmeliler. Mevlüt Hönül [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]
__________________ “...Kendinizi satmayınız. Hür, özgür insanlar olunuz, kendini satan satıcılardan olmayınız” İmam HÜSEYİN (a.s) |
Konu Sahibi Mevlüt HÖNÜL 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Seküler Cemaat-Tarikatlar ve Modern Kölelik | Makale ve Köşe Yazıları | AlimOğlu | 47 | 20463 | 16 Eylül 2016 00:11 |
Akletmez misiniz? Mevlüt HÖNÜL | Makale ve Köşe Yazıları | Mevlüt HÖNÜL | 0 | 2603 | 18Haziran 2016 02:59 |
İRTİCA’YA KARŞI İSLAM / Mevlüt HÖNÜL | Makale ve Köşe Yazıları | Yitiksevda | 4 | 2215 | 22 Şubat 2016 23:34 |
Mü’min Kime Derler? /Mevlüt HÖNÜL | Makale ve Köşe Yazıları | Mevlüt HÖNÜL | 0 | 1851 | 26 Ocak 2016 23:38 |
Allah’ın Hükmüne Meydan Okuyanlar/ Mevlüt Hönül | Makale ve Köşe Yazıları | 3 | 2277 | 10 Mayıs 2015 23:35 |
10 Kasım 2014, 17:56 | Mesaj No:2 |
Durumu: Medine No : 40187 Üyelik T.:
20 Mart 2014 | Cevap: Yeşil Saray’dan Ak Saray’a…
eywallah... Ey Muaviye, eğer bu sarayı kendi paranla yapıyorsan, israftır ve eğer halkın parasıyla yapıyorsan ihanettir!”
__________________ Ben sizi Allah’ın kitabına ve Resulü’nün sünnetine çağırıyorum: Gerçekten sünnet öldürülmüş ve bidat diriltilmiştir.Hz.Huseyin |
25 Kasım 2014, 14:24 | Mesaj No:3 |
Medineweb Baş Editörü Durumu: Medine No : 14593 Üyelik T.:
15 Kasım 2011 | Cevap: Yeşil Saray’dan Ak Saray’a…
“Burada hahamlardan ve rahiplerden bahsediliyor, bu ayet beni kapsamaz.” Ebu Zer cevabı yapıştırır: “Her kim altın ve gümüşü biriktirip de muhtaçlar için harcamazsa, rahip de, haham da odur. Dolayısıyla bu ümmetin rahibi de, hahamı da sensin!” Bir yanda saraycılar, diğer yanda ise kendilerini halka bir parça kumaşın hesabını dahi vermek zorunda hissedenler vardır. ellerinize sağlık hocam..çok güzel bir makale
__________________ ~~~ Bilmediklerimi Ayaklarımın Altına Alsam Başım Göğe Ererdi ✒~ |
26 Kasım 2014, 00:32 | Mesaj No:4 |
Durumu: Medine No : 45760 Üyelik T.:
27 Ekim 2014 | Cevap: Yeşil Saray’dan Ak Saray’a…
“Eğer Beytu’l-Mal’den yaptırdıysan haramdır, yok kendi servetin ile yaptırdıysan nerden buldun, vallahi israftır, infak ihtiyaç fazlasını kardeşine dağıtmaktır.” İSRAFTIR.
__________________ HAKKA İNAN,SA'YE SARIL ,HİKMETE RAM OL! |
26 Kasım 2014, 12:29 | Mesaj No:5 |
Durumu: Medine No : 15208 Üyelik T.:
10 Aralık 2011 | Cevap: Yeşil Saray’dan Ak Saray’a…
Allah razı olsun. Halkın yöneticiye hesap sorması????? olması gereken bu ama ????? “Üzerindeki elbisenin hesabını vermedikçe seni dinlemiyor ve sana itaat etmiyoruz. Çünkü ganimetten bize düşenle bir elbise yapmak imkânsızdı. Nasıl oluyor da sen kendine elbise diktirebilecek miktarda kumaş alabiliyorsun!” |
24 Şubat 2015, 15:09 | Mesaj No:6 |
Durumu: Medine No : 46909 Üyelik T.:
08 Aralık 2014 | Cevap: Yeşil Saray’dan Ak Saray’a… Sayın müellif, öncelikle hissiyatımıza terceman olan bu yazınızdan dolayı teşekkür ederim. Saniyen, ölçü ne olmalı, bunu da belirtirseniz sevinirim. Zira kamuya ait birçok bina vs. yapılmış ve yapılmakta. Bunlar da toplanan vergilerle yapılıyor elbette. Buna sosyal tesis, lojman vs. gibi sınırlı sayıda kullanıcıya hitab eden yapıları da dahil edelim. Netice itibariyle İslam'da kamu harcamalarında müsaade sınırı nedir. Gerekçesi nedir? Bir Müslüman bu konuya nasıl yaklaşmalı? Şimdiden teşekkür ederim.
__________________ Allah'a davet eden, sâlih amel işleyen ve: 'Gerçekten ben de Müslümanlardanım' diyenden daha güzel sözlü kim olabilir? (Fussilet-33) |
24 Şubat 2015, 23:48 | Mesaj No:7 | |
Durumu: Medine No : 2 Üyelik T.:
10 Nisan 2008 | Cevap: Yeşil Saray’dan Ak Saray’a… Alıntı:
İslam'da kamu harcamalarında esas israf anlayışı ile hareketlerden sakınma İTİDAL'dir. İsraftan daha ileri bir anlam taşıyan (Tebriz) Döküp/Saçıp savurma gereksiz harcama anlamında kullanılan bir kavramdır. Akrabalarına, yoksula ve yarı yolda kalan yolcuya hakkını ver. Fakat savurganca davranma.- Çünkü savurganlar; harcamalarında ölçü gözetmeyenler, şeytanın kardeşleridir ve şeytan da Rabbine karşı son derece nankördür. (İsra 26-27) Ayeti Kerime'de TEBRİZ Kavramı ve ölçü emri mevcuttur. Hayır, işlerinde hakkı ile verilme haricinde kalan harcamalar savurganlıktır ölçüyü kaçırmaktır. İslam tarihinden bir örnek Devlet harcamalarında insanların emeklerinden elde edilen kazançlarda bir nevi ne demek istediğimi izah edecektir. İmam Ali'nin (a.s) Kardeşi Akil'in Beytül maldan haksız mal talebi İmamın bunu herkesin hakkını yeme görmesi mevzuu. Halife Ömer'in Devlet işleri ile kendi şahsi işlerinde hakkaniyete riayet etmesi. Beytül Maldan dağıtılan elbiselik kumaşın Halife Ömer’e bir elbiselik çıkarmayacak kadar olması Sahabenin itirazı Oğlu Abdurrahmanın olayı izahı ve itaat kültürü. İslam’da kamu harcamalarında esas Hayır üzere dahi olsa İTİDAL’dir dengedir. Bugünkü iktidar sahipleri mazlumları yoksulları yetimleri düşünmeleri bir yana daha ne kadar sömürebiliriz zulmü ile hareket etmektedirler. Kurani bir kavram olan İTAAT Edilmesi gerekenler ile İTAAT Edilmemesi gerekenler bir birinden ayrılmıştır. Yakın bir zamandan örnek verelim: Ölüler üzerinden kendilerine pay çıkarma hastalığına müptela olmuş bir ülkede yaşıyoruz Süleyman Şah’ın kemiklerini getirmek adına gereksiz yapılan harcama ölüyü kurtaralım derken Bir cana mal oldu . İşte ölçüsüz Adaletsiz ilkeler ile hareketin sonucu bu. Allah Resulü Muhammed’in (a.s) vefatından sonra ilk dört Halife'den sonra KİSRA Anlayışı İslam adına hükmettiklerini zanneden iktidar sahiplerini esir almıştır. Günümüz iktidarları zalim ataları Muaviye’nin yoldaşları ve devamıdırlar. Diyanet denen kurum Hutbelerde İsrafı anlatır iken Milyonlar ile ifade edilen araca binmekten geri durmamaktadır. Al birini vur ötekine. Ebu Zer’in davası bugünkü kisra anlayışın oluşmaması adına idi.
__________________ Sakın başkasının kölesi olma; çünkü ALLAH seni hür yaratmıştır . -İmam Ali- (a.s) | |
25 Şubat 2015, 11:48 | Mesaj No:8 |
Durumu: Medine No : 46909 Üyelik T.:
08 Aralık 2014 | Cevap: Yeşil Saray’dan Ak Saray’a… Kıymetli Yitiksevda; Prensipler bağlamında anlattıklarınıza aynen katılıyorum. Sadece Süleymanşah Türbesi konusunda bir itirazım var oda şöyle ki; Burası uluslararası anlaşmalarla tescillenmiş vatan toprağıdır. Dolayısıyla vatan toprağını savunmanın, mümkünatı yoksa savunulabilir bir yere konuşlandırmanın dinde bir yeri olsa gerek. Üzerindeki türbe meselesi ise apayrı bir konu. Ve kesinlikle haklısınız o konuda. Ancak daha somut örnekler üzerinden gidelim. (Çünkü ben de kamu çalışanıyım ve hep kafamda bir soru işareti) Mesela mevcut valilik binası, ya da belediye binası veya adalet sarayı israf kapsamında mıdır? Bina konusunda ölçü nedir? Kat mıdır? Ebat mıdır? Hangi güçteki bir devletin hangi ebatta ya da maliyette kamu binası kurma hakkı vardır? Kamuya hizmet eden yol, kavşak, tren, tünel vs. bunların ihtiyacı karşılayacak düzeyde olması şartıyla hizmet olduğu ve israf olmayacağı aşikar. Ancak bu işleri görecek kamu görevlileri için yapılan binalar, tahsis edilen araçlar, verilen cep telefonları ve hatları.. lojmanlar.. sosyal tesisler.. ki bunlardan sadece o kurumda olanlar ya da akrabaları faydalanmakta.. Burada ölçü nedir? Asrı saadet dönemi ile şimdiki zamanlar arasında kıyaslanacak ve kıyaslanamayacak sosyal ve kurumsal yapılar var. Mesela o dönemde toplumda yaşayan her fert savaş zamanı sefere giden asker, barış zamanı çiftçi, tüccar, zenaatkar vs. idi. Okullar, hastaneler vs gibi devlet eliyle yapılan kurumlar yoktu. Ama şimdilerde askerlik bir iş, öğretmenlik, sağlık, hukuk, mühendislik vs.. ve bunların kurumları var. Bunların işletme, sürdürülebilirlik maliyetleri var. Ve bunlar ya vergiyle, ya da borçlanmayla karşılanıyor -ki borçlar da nihayetinde vergi ile kapatılmaya çalışılıyor- Bu konudaki görüşlerinizi de yazarsanız faideli olur kanaatindeyim. Bilgisi olan herkesin de paylaşmasını isterim. Selam ve dua ile.
__________________ Allah'a davet eden, sâlih amel işleyen ve: 'Gerçekten ben de Müslümanlardanım' diyenden daha güzel sözlü kim olabilir? (Fussilet-33) |
25 Şubat 2015, 15:46 | Mesaj No:9 |
Durumu: Medine No : 2 Üyelik T.:
10 Nisan 2008 | Cevap: Yeşil Saray’dan Ak Saray’a… Prensipler bağlamında anlattıklarınıza aynen katılıyorum. Sadece Süleymanşah Türbesi konusunda bir itirazım var oda şöyle ki; Burası uluslararası anlaşmalarla tescillenmiş vatan toprağıdır. Dolayısıyla vatan toprağını savunmanın, mümkünatı yoksa savunulabilir bir yere konuşlandırmanın dinde bir yeri olsa gerek. Elbette savunulması gereklidir. Üzerindeki türbe meselesi ise apayrı bir konu. Ve kesinlikle haklısınız o konuda. Ancak daha somut örnekler üzerinden gidelim. (Çünkü ben de kamu çalışanıyım ve hep kafamda bir soru işareti) Mesela mevcut valilik binası, ya da belediye binası veya adalet sarayı israf kapsamında mıdır? Bina konusunda ölçü nedir? Kat mıdır? Ebat mıdır? Hangi güçteki bir devletin hangi ebatta ya da maliyette kamu binası kurma hakkı vardır? Kamuya hizmet eden yol, kavşak, tren, tünel vs. bunların ihtiyacı karşılayacak düzeyde olması şartıyla hizmet olduğu ve israf olmayacağı aşikar. Ancak bu işleri görecek kamu görevlileri için yapılan binalar, tahsis edilen araçlar, verilen cep telefonları ve hatları.. lojmanlar.. sosyal tesisler.. ki bunlardan sadece o kurumda olanlar ya da akrabaları faydalanmakta.. Burada ölçü nedir? İslam Beytül Malda toplanan zekatın Sekiz sınıfa kullanımı Kuranla emreder Devlet işlerinde kullanmaya müsade etmez. Cimrilerin zekatı 40/1 dir İslamda zekat sınırı infak ile belirlenmiştir. Devlet harcamalarında günümüz şaşaalı yapıları araçları ve benzeri İslami ölçüler ile değildir İsraftır/Haramdır. Elbette devlete ait kurumlar olacak ama gereğinden fazla gösteriş imaret İnsanların hakkına tecavüzdür. Ülkemizde milyonlarca aç,yoksul,borçlu, banka köleleri azat edilmesi gerekir iken bu gücü farklı alanlarda kullanmak yanlıştır. Sosyal düzeni oluşturması gereken bir devlet anlayışı günümüzde insanları daha ne kadar sömürebilirim anlayışı ile hareket etmektedir. Sözde Milletin vekili gözüken özde hırsızlığı meslek edinenler çalmasınlar bizede yeter devlete de.
__________________ Sakın başkasının kölesi olma; çünkü ALLAH seni hür yaratmıştır . -İmam Ali- (a.s) |
25 Şubat 2015, 22:58 | Mesaj No:10 |
Durumu: Medine No : 2 Üyelik T.:
10 Nisan 2008 | Cevap: Yeşil Saray’dan Ak Saray’a…
Ali Hocam sizinde bu konuda fikrinizi öğrenmek istiyorum rica etsem.
__________________ Sakın başkasının kölesi olma; çünkü ALLAH seni hür yaratmıştır . -İmam Ali- (a.s) |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
İRTİCA’YA KARŞI İSLAM / Mevlüt HÖNÜL | Mevlüt HÖNÜL | Makale ve Köşe Yazıları | 4 | 24 Şubat 2016 00:08 |
Allah’ın Hükmüne Meydan Okuyanlar/ Mevlüt Hönül | Mevlüt HÖNÜL | Makale ve Köşe Yazıları | 3 | 20 Kasım 2015 21:46 |
Hakk’ın Siyaseti – Çıkarların Politikası/Mevlüt HÖNÜL | Mevlüt HÖNÜL | Makale ve Köşe Yazıları | 0 | 12 Nisan 2015 00:35 |
AMERİKA’YI ’’TEKÂSÜR’’ KRİZİ HELAKE SÜRÜKLEYECEK Mustafa İslamoğlu | sevginin_bedeli | Serbest Kürsü | 1 | 19 Nisan 2014 01:34 |
İlk Kur’an Müfessiri Allah Resulü Hz. Muhammed (s.a.a)/Mevlüt Hönül | Mevlüt HÖNÜL | Makale ve Köşe Yazıları | 5 | 07 Ağustos 2010 10:44 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|