|
Konu Kimliği: Konu Sahibi Emekdar Üye,Açılış Tarihi: 07 Ağustos 2007 (21:34), Konuya Son Cevap : 07Haziran 2008 (02:34). Konuya 4 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
07 Ağustos 2007, 21:34 | Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 16627 Üyelik T.:
11 Şubat 2012 | Osmanlı Padişahları neden Hacca gitmemişlerdir ? Osmanli Padişahlari Neden Hacca Gitmedi?? İŞTE BENİM FATİHİM.MÜCAHİDİM... Önce şu hususu hatırlayalım: Osmanlı padişahları da bizler gibi birer insandılar. Birçok üstün hizmetlerinin yanında, bir kısım şahıslarını, bir kısmı da umumu ilgilendiren birtakım hata ve kusurları olmuştur. Fakat hizmetleri bütün bir İslâm âlemini, Müslümanları ilgilendirdiğinden o kadar büyüktür ki, hata olarak görülen bazı haleri bunun yanında çok mühim bir yer işgal etmez. Bu umumi bir bakış açısından sonra meseleye gelelim: Hac ibadetini, namaz oruç gibi diğer bazı ibadetlerden ayıran birtakım şartları vardır. Mâlî imkân, yol emniyeti, hürriyet, sıhhî durum gibi hususlar bunlardan önemli olanlarıdır. Bunlarla birlikte, diğer bir şart da, üzerine hac farz olan kimse, bu vazifeyi rahatlıkla yapabilecek yeterli bir vakte sahip olmalıdır. Ömer Nasuhi merhum bu şartı şöyle ifade eder: “Hac vazifesini meşakkatsiz bir sûrette gidip îfa edebilmeye kâfi bir vakit bulunmalıdır. Binâenaleyh, bir kimse hac farîzası için sâir şartları tamamen hâiz olduğu tarihten itibaren bu vazifeyi îfaya müsait bir vakit bulamadan vefat etse, bu farîza ile mükellef olmuş olmaz.”1 Çoğu hayatları fetih hareketlerinde ve cihad meydanlarında geçen Osmanlı sultanlarının bu dinî vazifelerini yapacak yeterli zamanı ve vakti bulmaları pek mümkün değildi. Bir kere İkinci Selim’e kadar gelen on bir padişahın hemen hemen hepsinin hayatı cihad meydanında geçmişti. O devirlerin nakil vasıtaları ve ulaşım imkânları da hesaba katılırsa mesele biraz daha aydınlanmış olacaktır. Çünkü o zamanlar İstanbul’dan kalkıp Hicaz’a ulaşmak için en azından üç dört aylık bir zamana ihtiyaç vardı. Bununla beraber bir padişahın tek başına veya birkaç kişiyle yolculuğa çıkması da mümkün değildi. Sefere çıkılacağı veya bir tarafa “azimet” edileceği zaman üç beş ay öncesinden hazırlıklar yapılırdı. Bir padişahın o zaman zarfında aylar sürecek bir sefere çıkarken ordusunun mutlak sûrette beraberinde bulunması gerekirdi. Ordunun sadece savaş maksadıyla yola çıkabileceği de unutulmamalıdır. Diğer taraftan, sadece padişahın şahsî bir hac farîzasını eda etmesi maksadıyla koca bir Osmanlı ordusunu beraberinde götürmesi, maddi-mânevî birçok mahzurları doğururdu. Hac mevsiminin kış aylarına geldiği ve senelerce devam ettiği de düşünülürse, bunun ne kadar imkânsız olduğu kendiliğinden anlaşılır. Meselenin diğer bir ciheti de, mânevî hayattan yapılan şahsî bir fedakârlık olarak düşünülebilir. Şöyle ki: Hac ibadetinin her ne kadar umumi ve geniş pekçok hikmet ve faydaları varsa da, Müslümanın bizzat ferd olarak kendisine farzdır. Bunun için ferd birtakım makul maslahatları düşünerek manevî mes’uliyetin getireceği yükleri kabul ederse, hac gibi bir ibadette yaptığı bir eksiklik sadece şahsına ait bir kusur olarak kalır. İşte padişahlar kendi şahsî rahat ve huzurlarından çok, koca bir İslâm âleminin, bütün Müslümanların emniyet ve selâmetini ön plâna alıyorlardı. Kendi maddi-mânevî hayatlarını Müslümanların rahatı uğruna feda ediyorlardı. Burada şüphesiz, şahsî mükellefiyetleri bakımından birtakım eksiklikleri olacaktı. Bunun mes’uliyetini de zaten peşinen kabullenmiş oluyorlardı. Buna bağlı olarak meselenin siyasi ve idarî cihetine baktığımız zaman farklı bir manzara ortaya çıkmaktadır. Osmanlı idaresi merkezî bir yapıya sahipti. Millet padişahı hep başında görmek isterdi. Çünkü padişahın başında bulunduğu bulunmadığı seferlerin ekserisi hezimetle neticelenmişti. Osmanlı idaresinde her ne kadar vezir, vüzera, divan ve daha bir kısım idarî makamlar bulunsa da, her şey padişaha bağlı, son söz padişaha aitti. Yavuz Sultan Selim’den sonra halifelik de derühte edilince, padişah sadece Osmanlı tebeasının değil, yeryüzünde bulunan bütün Müslümanların manevî reisi durumundaydı. Halkta padişaha bağlılık o kadar mühim bir yer işgal ediyordu ki, henüz çocuk nedecek yaşta bulunsa dahi, tahtta bir padişahın bulunmasına alışmıştı. I. Ahmed, II. Osman ve IV. Murad çocuk yaşta tahta oturmuş padişahlardı. Buna rağmen halk onları padişah olarak tanımış, bağlılık göstermişlerdir. Padişahın uzun bir müddet —savaşların dışında— başta bulunmayışı dahilî karışıklık ve huzursuzluklara sebep olurdu. Hatta Genç Osman iyi bir niyet taşıyarak hacca gitmek giçin İstanbul’dan yola çıktığı halde, daha İstanbul-Maltepe’ye varmadan çeşitli dedi-kodular çıkarılarak huzursuzluklar başgöstermiş, sonunda padişah bu teşebbüsünden vaz geçmiştir. Bu ve bunlara benzer haklı gerekçe ve engelleyici sebepler olmasaydı, Resulullahın (a.s.m.) müjdesine mazhar olan bir Fatih Sultan Mehmed’in, oğlu Veli Bayezıd’ın ve İslâm birliği için hayatını cihad meydanlarında geçiren Yavuz Sultan Selim’in hac farîzasını ihmal etmesine bir mânâ veremeyecektik. Ayrıca Yavuz devrinde Osmanlı sınırları içine giren Mekke ve Medine, Cumhuriyet devrine kadar devamlı gözbebeği gibi korunmuş, imar faaliyetleri sürdürülmüştür. Sadece Sultan Abdülhamid bu mukaddes topraklara verdiği ehemmiyetten dolayıdır ki, Bağdat’tan Medine’ye kadar demiryolunu ağını kurmuştur. Bu kadar Kâbe ve Resulullah âşıkı olan ve kuvvetli bir dinî tahsil ve terbiye görmüş bulunan Osmanlı padişahları, fırsat ve imkân bulsalardı, hacca gitmezler miydi? |
Konu Sahibi Emekdar Üye 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Hz. Ali ile Fatıma'nın Aç Kalmaları | İslam/Dinler/Mezhepler | Emekdar Üye | 0 | 2442 | 31 Temmuz 2008 02:53 |
Seleme bin el-Ekvâ'nın Hz Peygambere Ölüm Üzerine... | Ölüm-Ahiret-Sırat-Mizan-Kader | Emekdar Üye | 0 | 2295 | 31 Temmuz 2008 02:52 |
Mekke, Savaşılmadan Nasıl Fethedildi? | İslam/Dinler/Mezhepler | Emekdar Üye | 0 | 2713 | 31 Temmuz 2008 02:51 |
Hz. Peygamber'in Hac Esnasındaki Hutbeleri | Hacc-Umre-Kurban | GÖKCEN_AZRA | 1 | 3052 | 31 Temmuz 2008 02:49 |
Bu Mübarek Zat kimdir ?? | Hz.Muhammed(s.a.v) | Mihrinaz | 4 | 2866 | 31 Temmuz 2008 00:27 |
08 Ağustos 2007, 18:04 | Mesaj No:2 |
Medineweb Site Yöneticisi Durumu: Medine No : 1 Üyelik T.:
14Haziran 2007 | RE: Osmanlı Padişahları neden Hacca gitmemişlerdir ?
emanetim bu yorum bana biraz zoraki gibi geldi iyiniyetle düşünmeye çalışan,sevdiğine toz kondurtmamaya çalışan,hayıflanır ama keşke gitseydiler gibi bir yaklaşım,gitmediklerine göre bunu onarmaya çalışan bir yürek sesi bu makale elbetteki hizmetleri tartışılmaz..ama her şeyin yeri ayrıdır.halife islamın başı ve örnek teşkil eder.. hizmetleri çok kaliteli bile olsa hacc dan muaf edilemez.belki haccın şartlarını sayıldığı gibi muaf görünüyorsa da,islam devlet başkanı için bu muafiyet olmasa gerek tabii ki şahsi görüşüm bu.. kardeşlerine kıyanlar,haremlerini genişletenler(!)... konularına hiç girmiyeyim. makalenin tadı kaçmasın |
06 Kasım 2007, 15:45 | Mesaj No:3 |
Cvp: Osmanlı Padişahları neden Hacca gitmemişlerdir ?
tabiyki de gitmemişler ancak yerlerine vekiller tayin ederek bu farziyetlerini yerine getirmişlerdir. neden mi? çünkü cancağızım 1- o zamanlar şimdiki gibi 3 saatte oraya varılamıyor, en az 6 ayı buluyordu bu ibadeti yerine getirmek, yaniçok zaman alıyordu. ee doğal olarak da bu kadar bir süre bir padişah yurttan uzakta kalırsa ne olur fitne fesat isyan ayaklanma vs.... gerisini sen düşün..... hhheeeeeeeemmmmmm unutmamalı ki çoğu osmanlı padişahı aynı zamanda birer Allah dostu idi. ve ne yapıp yapmamaları gerektiğini kemali ile görürlerdi. | |
06 Kasım 2007, 20:36 | Mesaj No:4 |
Cvp: Osmanlı Padişahları neden Hacca gitmemişlerdir ?
doğru abdul melik kardeşim kardeşe kıyma yahut evlat katli mevcuttur. tad kaçıran mevzuatlardır. ancak unutmamalı ki bu eylemler asla ve kat a nefsi yahut keyfi değildir. ve bence bu konular hakkında sadece kulaktan dolma bilgiler ile yahut osmanlı arşivlerinden bi haber kendini bilmez densizlerin yaptığı bildirimler doğrultusunda yorum yapmak , onlara yapılmış çok büyük bir haksızlık, kul hakkı ve vebaldir. bu sebeple söz konusu şahıslar cevap veremiycekleri için çok dikkatle konuşmak gereklidir. öncede belirttiğim gibi onların bu şekilde karar almaları asla keyfi ve nefsi olamaz. zaten bildiğimiz gibi belli bilgilerin açıklaması fatih kararnamesi vb. kararnameler, yahut şeyhul islam fetvası neticesidir. | |
07Haziran 2008, 02:34 | Mesaj No:5 |
Durumu: Medine No : 9 Üyelik T.:
14Haziran 2007 | Osmanli Padişahlari Neden Hacca Gitmedi?? Osmanlı padişahları bütün icraatlarını şeyhülislamın fetvasına dayandırmak zorundaydılar. Bu hükümden biraz olsun ayrılan padişahlar karşılarında şeyhülislamı buluyor, şiddetli tepki görüyorlardı. O kadar ki Kanuni Sultan Süleyman her icraatını şeyh’in fetvasına uygun yaptığını göstermek için fetva dolu sandığın mezarına konmasını istemiş. İslam inancında buna yer olmadığını söyleyerek merak içinde sandığı açtıran şeyhülislam kendi fetvalarını görünce başını ellerinin arasına alıp şöyle mırıldanmış:" sen kendini kurtardın süleyman ya biz kendimizi nasıl kurtaracağız?" Böyle bir dünyada dinin hükmüne aykırı icraat yapmanın imkansızlığı ortadadır. Demek oluyor ki padişahların hacca gitmemesi 623 yıl osmanlıyı islam çizgisinde tutmak için kılı kırk yaran islam alimlerinin fetvasıyla gerçekleşmiştir. Peki ama neden böyle bir fetva verdiler? 1-Osmanlı devleti "i’la-yı kelimetullah" (Allah inancını yayma) gibi bir misyon üstlendiğinden hep savaşın içindeydi. Savaş içindeki bir ülkenin padişahı uzun süre başkentten ayrılamazdı. Hac o günlerin şartlarında aylar sürüyordu.Bu zaman içinde devlette fitne çıkabilirdi. Sultan 2. Murad’ın Manisaya çekilmesini fırsat bilen avrupanın macaristan öncülüğünde birleşip osmanlı üstüne haçlı seferi açtığını unutmayalım. 2-Padişahlar sıradan vatandaşlar gibi tek başlarına haccedemezlerdi. Kara ve deniz yoluyla giderken uğrayabilecekleri saldırılardan korunabilmek için yanlarına bir ordu almaları gerekiyrdu. Ayrıca aşçıları, özel muhafızları, danışmanları, vezirleri ve komutanlarıda yanlarında olmalıydı. Devlet boşluk kabul etmez. Bu yüzden padişahlar hacca giderken de devleti idare etmek zorundadırlar. Elçiler gönderecekler, gelen elçileri kabul edecekler, geçtikleri bölgelerin fukarasına sadaka dağıtacaklardı. İstanbulla aralarındaki iletişimin devamı içinde ulakların devamlı gelip gitmeleri gerekiyordu. Yani hacca savaşa gider gibi gidecekler bunun içinde çok büyük masraflara katlanacaklardı. Hiçbir padişah şahi servetinden bunu karşılayamazdı. Çünkü günümüz siyasetçileri gibi o kadar zengin değillerdi, çünkü haramzade olmadıklarından helale hassasiyet gösteriyorlardı. Masrafları devlete yüklemeleriyse adil olmazdı. Neden derseniz; hac devletin üzerine değil, kişinin üzerine farzdır. Fetva işte bütün bu değerlendirmeler sonucu verilmiş padişahlar bu yüzden hacca gitmemişlerdir. Ama her yıl sürre ayı ile mekke ve medine halkını altına boğar bölgede tek bir fukara bırakmazlardı. Peygamber mirasına da ölümüne sahip çıkarlardı. |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Osmanli PadİŞahlari | KuM TaNeSi | İslam/Dinler/Mezhepler | 41 | 05 Kasım 2018 20:59 |
** OSMANLI'dan SÖZLER /OSMANLI'ya SÖZLER ** | Aysima | Güzel Sözler-Deyımler-Nükteler | 7 | 05 Kasım 2018 13:17 |
Bir Zamanlar Osmanli | KardelenGül | Serbest Kürsü | 4 | 09Haziran 2015 18:40 |
Osmanli Mûsikîsi | KuM TaNeSi | İslam/Dinler/Mezhepler | 47 | 22 Nisan 2009 14:36 |
Hacca Neler Götürmeliyiz? | MERVE DEMİR | Hacc-Umre-Kurban | 0 | 06 Eylül 2008 02:08 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|