|
Konu Kimliği: Konu Sahibi CaferTayar,Açılış Tarihi: 01 Ekim 2007 (11:39), Konuya Son Cevap : 28 Nisan 2021 (02:05). Konuya 65 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
06 Kasım 2007, 23:09 | Mesaj No:11 |
Medineweb Site Yöneticisi Durumu: Medine No : 1 Üyelik T.:
14Haziran 2007 | Cvp: Konuşmada Nefes Tekniklerinin Önemi
lisede üniversitede hitabet dersinde ne kılıklara girdik sıryani hocam çok elzem bir başlık. |
07 Kasım 2007, 01:25 | Mesaj No:12 |
Cvp: Konuşmada Nefes Tekniklerinin Önemi
evet doslarımızın ihtiyacına binaen ifadelendirdik aslında on üç yıllık radyoculuğumuzda her gün bi şekilde bu halleri yaşayan biri olarak bu konuda bilgi sunmak sanırım faydalı olmuştur rabbim hakiki kulluğunda muafık olanlardan eylesin gerisi boş be dostlar | |
16 Kasım 2007, 09:40 | Mesaj No:13 |
Bunu da aşacağız!
Saate bakmaksızın kapısını çalabileceği bir dostu olmalı insanın... 'Nereden çıktın bu vakitte' dememeli, bir gece yarısı telaşla yataktan fırladığında; gözünün dilini bilmeli; dinlemeli sormadan, söylemeden anlamalı... Arka bahçede varlığını sezdirmeden, mütemadiyen dikilen vefalı bir ağaç gibi köklenmeli hayatında; sen, her daim onun orada durduğunu hissetmelisin. İhtiyaç duyduğunda gidip müşfik gövdesine yaslanabilmeli, kovuklarına saklanabilmelisin. Kucaklamalı seni güvenli kolları, dalları bitkin başına omuz, yaprakları kanayan ruhuna merhem olmalı... En mahrem sırlarını verebilmeli, en derin yaralarını açıp gösterebilmelisin; gölgesinde serinlemelisin sorgusuz sualsiz... Onca dalkavuk arasında bir tek o, sözünü eğip bükmeden söylemeli, yanlış anlaşılmayacağını bilmeli. Alkışlandığın da değil sadece, asıl yuhalandığında yanında durup koluna girebilmeli. Övmeli alem içinde, baş başayken sövmeli ve sen öyle güvenmelisin ki ona, övdüğünde de sövdüğünde de bunun iyilikten olduğunu bilmelisin. Teklifsiz kefili olmalı hatalarının; günahlarının yegane şahidi... Seni senden iyi bilen, sana senden çok güvenen bir sırdaş.. Gözbebekleri bulutlandığında, yaklaşan fırtınayı sezebilmelisin. Ve sen ağladığında onun gözlerinden gelmeli yaş... Yıllarca aynı ip üstünde çalışmış, cesaretle ihanet arasında gidip gelen bir salıncağın sınavında birbiriyle kaynaşmış iki trapezci gibi güvenle kenetlenmeli elleri... 'Parkurun bütün zorluklarına rağmen dostluğumuzu koruyabildik, acıları birlikte göğüsleyebildik ya; yenildik sayılmayız' diyebilmeli... Issızlığın, yalnızlığın en koyulaştığı anda, küçücük bir kağıda yazdığımız kısa ama ümit var bir yazıyı yüreğe benzer bir taşa bağlayıp birbirimizin camından içeri atabilmeliyiz: 'Bunu da aşacağız! İmza: Bir dost!...' | |
16 Kasım 2007, 09:48 | Mesaj No:14 |
Bir Canan ki Cevabı Hak Eder
Ben; Yola yağmurlu, fırtınalı bir günde çıktım. Seni tanrının uzak tuttuğu bir sığınakta beklemiyordum. Hayatımı anlatmamışmıydım. Hata etmişim. Çevremdekiler bulunduğum konuma heyecan yüklü macera dolu bir yoldan geçerek geldiğimi söylerlerdi de ben aldırmazdım. İçimdeki fırtınayı bu güne kadar hiç kimse durduramadı ki sen durdurabilesin. Barış heyecanını kaybedenlerin sığındığı bir kalkan olduğunu bu güne kadar anlayamadıysan, bundan sonra hiç anlayamazsın. Büyük bir savaşın içine girmeden evvel içindeki küçük savaşı kazanman gerekirdi görünen o ki senkendinle yapmış olduğun savaşı kazanamamışsın daha. Ağaç gövdelerinin her zaman koruyucu bir sığınak olmadığını yağmurlu bir havada hemen anlayabilirsin. Düşebilecek olası bir yıldırımın ilk hedefi sığındığın ağaç gövdesi olacaktır. Senin arayıpta bulamadığın ülkenin tozlu yollarından geçeli o kadar çok oldu ki kimse aradığını bulamadı. Ama sen aramaya devam et. Bir gün yolun benim ülkeme düşerse kollarım seni kucaklamak için daima açık olacak. Ben haykırarak bir şey yapamamaktansa sessiz kalıp dağları yerinden oynatmayı tercih ederim. sen sadece haykırdığını sanıyorsun sanmakla kalmayıp etrafını yıkıyorsunaslında bunlara hiç gerek olmadığınıda biliyorsun büyük iskenderin düğümü nasıl çözdüğünü biliyorsun değilmi kılıcı eline alıyor ve düğümün ortasına vuruyor bir anda düğüm çözülüyor şu anda bizde o düğüm gibiyiz hadi göster yiğitliğini kükre haykır ve düğümü çöz kopar aramızdaki bağı bitir bu dosluğu sanada bu yakışır sana bu güne kadar sana söylemiş olduğum o kadar kötü sözlerin altındaki şeyin senin yapmış olduğun tahrik olduğunu bilmiyor değilim. bir dosluk yok oluyor da farkında değilsin. bu yazı bir elbisedir kime yakışırsa o giyebilir | |
16 Kasım 2007, 10:37 | Mesaj No:15 |
Cvp: Bir Canan ki Cevabı Hak Eder
Büyük bir savaşın içine girmeden evvel içindeki küçük savaşı kazanman gerekirdi .. gazamız mübarek ola hayırlı cumalar..hepimize yakışır bu elbise.. | |
16 Kasım 2007, 20:13 | Mesaj No:17 |
Durumu: Medine No : 16627 Üyelik T.:
11 Şubat 2012 | Cvp: Bunu da aşacağız! Dostluk,anlaşma ve birleşme makamıdır. Dost dediğin kişi ile muhabbeti doğru kullanmak ve doğru kimselerle dostluk kurmak, en az sevgi kadar önemli bir mevzudur... Buna ilaveten dünyada kurulan dostlukların insanlar arasında nefsi olmaması gerekir. Şayet dostluk nefsânî ise bunlar âhirette düşmanlığa dönüşecektir. Bununla ilgili Kuranda şöyle denilmektedir.... O gün Allâh'a karşı gelmekten sakınanlar dışında, dost olanlar (bile) birbirlerine düşman kesilirler." (Zuhruf, 67) |
16 Kasım 2007, 20:34 | Mesaj No:18 |
Cvp: Bunu da aşacağız!
evet haklısınız aslında dosluk makamı haliliyettirki bu yakınlık makamıdır ve ibrahim aleyhisselamın allah cc hudan bir ihsan olarak ona sunulmuştur ve çok özeldir birde bu makamın nefsin mertebelerinde gönül hallenirken gerçeklerin samimiyetini bir arif gibi algılamasında hissedilen bir makamdır erenlere selamolsun amin bu aynı zamanda kulun muhabbetinde allah ile halveti yani kurbiyeti ile hasıl olan dosluğunda adıdır gel görki böylesi bir dosluğun karşılığı ise acıdır ızdıraptır hasrettir hastalıktır çiledir kulun takati pek kaldıramaz | |
16 Kasım 2007, 20:40 | Mesaj No:19 |
Cvp: Bunu da aşacağız!
birde ikincil dostluklar vardırki işte bu günümüz insanlarının ancak ahde vefalıları tarafından yaşanabilir dostu tarafından hadi dendiği zaman nereye bile demeden kalkıp yürünen veya en güvendiğini bile hiç bir ön yargı olmadan emanet edip gidilebilinen böylesi doslukların na ehillikle heder edildiği bir ahir zaman deminde nelerden bahsediyoruz değilmi aslında kim ne derse desin bizde muhammed as mın ümmeti olarak ne pahasına olursa olsun bu ve falılığı devam ettirmeliyiz sanırım rabbim gerçek dostlukların haza saf ve samimiliğindeki mümin ve müminelerden olmamız dileğiyle | |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Cafer Tayar'ın şeçtiği şiirler | CaferTayar | Şiirler ve Şairler | 37 | 28 Nisan 2021 01:49 |
BU KAÇINCI VEDA!!-Medineweb Makaleler | NİLGÜN YAZAR | Makale ve Köşe Yazıları | 8 | 14 Ocak 2018 19:04 |
İmam Cafer-i Sadık(a.s) | 9Esra | Ashab-Kiram(r.a) | 0 | 03 Ağustos 2015 12:12 |
Gülümseme ile ilgili makaleler. | TufeyL | Makale ve Köşe Yazıları | 5 | 03 Ekim 2009 23:11 |
Cafer tayyar kendir üstadımız ile; haluk nurbaki üstadımız hakkında bir röportaj.. | AŞK'ÜL İSLAM | Anket'ler-Röportaj'lar | 1 | 05 Eylül 2007 00:46 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|