Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.MEDİNEWEB FORUM DİNİ KONULAR.::. > Muhtelif Dini Konular > Muhtelif Konular

Konu Kimliği: Konu Sahibi YaŞuHa,Açılış Tarihi:  06Haziran 2011 (23:15), Konuya Son Cevap : 06Haziran 2011 (23:15). Konuya 0 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 06Haziran 2011, 23:15   Mesaj No:1
Medineweb Emekdarı
YaŞuHa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:YaŞuHa isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13867
Üyelik T.: 24 Mayıs 2011
Arkadaşları:6
Cinsiyet:
Yaş:31
Mesaj: 1.005
Konular: 399
Beğenildi:30
Beğendi:5
Takdirleri:53
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Tarihe Şahidlik Yapacak Örnek Nesli Yeniden Kurabilir miyiz?

Tarihe Şahidlik Yapacak Örnek Nesli Yeniden Kurabilir miyiz?

Tarihe Şahidlik Yapacak Örnek Nesli Yeniden Kurabilir miyiz?
HUCURAT SURESİNDE RESULULLA'ın TERBİYE ETTİĞİ KİŞİLİĞİN ÖZELLİKLERİ

(I)
'Muhammed() Allah'ın Resulu”dur Elçisidir. Onunla beraber olanlar, hakikatı örten ve Allah'a karşı teşekkür etmeyen kafirlere karşı onurlu ve şiddetlidirler. Sen onları ruku ederken secde ederek Allahın faziletini ve rızasını aradıklarını görürsün. Onların örnekliliği Tevratta ve incilde de görürsün. Aynı şu tarifteki ekinler gibidirler. filizini çıkarmış, derken onu kuvvetlendirmiş, derken semizlenmiş-kalınlaşmış, sonra sapları üzerinde doğrulup boyatmış, bu ekincilerin de hoşuna gitmiş. Hakıkatı örten kafirler için ise kalplerini kin içinde bırakmak içindir. Allah(cc) kendisine güvenip iman edip salih amel işleyenler bağışlama ve büyük ecir vadetmiştir.' [1]


I-GİRİŞ

Şüphesiz hertürlü övgü, sena ve hamt alemlerin Rabbı Allah'a aittir. O'na hamdediyoruz, O'nda yardım diliyoruz. Arzu ve isteklerimizin şerrinden, yaptığımız kötülüklerden O'na sığınıyoruz. Salat ve selam O'nun elçisi, önderimiz ve güzel örneğimiz Hz.Muhammed'e, Ehli beytine ve Ashab-ı kiramına olsun. Rabbım onların yolunda gidenlerden razı olsu. Bizi de onlardan eylesin.
'Ey iman edenler! Allah'a karşı saygılı olun O'nda gerçek manada ittika edin ve ancak müslümanlar olarak ölün....'[2]
'Şurayı unutmayın ki, endoğru söz Allah'ın kelamıdır. En güzel yol Hz. Muhammed'in rehberliğidir.'[3]
Sevgili kardeşler!
Sizleri ve tüm müslümanları Allah'ın selamıyla selamlıyorum. Rabbım sizlerin ve mazlumların yar ve yardımcısı olsun. Yıllardır okuduğum ve halen tüm heyecanımla okumaya devam ettiğim surelerden birisi Hucurat suresidir. İslam ve hatta insan tarihini incelerken, insanın dolaysıyla bizim su ve ekmek kadar ihtiyaç duyduğumuz hayat kurallarını görüyorum bu surede. En kurtulmaz hastalığın kurtarıcı reçetesi. Sureyi okurken insanın aklına şu soru geliyor. Bu sürede anlatılan bir toplum oldu mu? Yoksa bunlar haşa sadece utopya mıdır? Böyle bir toplum kurulanabilir mi? Aslında bu soruları iman edenler olarak sormaya hakkımız yoktur. Ancak Kur'an bize öyle hür bir irade hürriyeti vermiş ki sormamızı adeta istiyor. Hayatın bu güzel kuralları pratiğe geçirecek özlemim var. Sadece benim değil hepimizin özlemi bu. Acaba bugün böyle bir toplum kurabilirmiyiz? Bu benim ve tüm müslümanların özlemi? Onun için bir hutbe serisi başlatmayı düşündüm. Yalnız bu seride beni dinleyen ve okuyan kardeşlere bir çağırım olacak. Gelin bir sözleşme yapalım. Bugünden itibaren kendimize ve Rabbımıza bir söz verelim. Hucurat suresinde geçen ilkeleri şu andan itibaren hayatımıza geçireceğimize dair. Suredeki ve ondan önceki surenin son ayetinde anlatılan neslin vasıflarını adım adım hayatıma geçireceğimize dair. Gelin kardeşler bir topluluk oluşturalım ama bu topluluk ilk hutbemden itibaren anlatılan vasıfları yaşasın. Yahut yaşayalım. Gücümüzü ortaya koyalım. Hastalığımız gidecektir inanıyorum. Şimdi kendimi ve sizleri bu davetime katılmaya çağırıyorum dostlar. İlk hutbemin sonunda sözleşmeizi bozmamamız için Rabbımızın bize yardımı esirgememsi için dua vereceğim. Sözümüze sadık kalarak salih amel işleyelim ve kendimizi duayla destekleyelim. Bu seri hutbelerimi kısa tutacağım. İlk hutbe giriş olduğu için biraz uzun olcak. Diğerlerini mümkün oldukça iki veya üç sayfayı geçirmeyecem inşaallah. Onun için sizden bir ricam dahada olacak. Hutbeleri başka kardeşelerimize ulaştırın ve 48/29 da anlatılan bir topluluk kuralım. Bu topluluğun ilk örneği biz ve ailemiz olalım. Rabbım bize bu yarışamyı kazananlardan eylesin.

II-HUCURAT SURESİNİ YAŞAYAN BİR TOPLULUK OLDUMU?

Bu sorunu cevabı; evet tarihte sözkonusu topluluk veya nesil yetişmitir. Delili yukarda mealini verdiğim Fetih suresinin son ayetidir. Şimdi bu ayeti anlamaya çalışalım. Ayette üç nesil, bu nesillerin vasıfları anlatılıyor. Kur'an'ın uslubu gerği bir de canlı benzetme yapılıyor. Ekinlere benzetiliyor anlatılan örnek nesiller.

a)-Ayette anlatıaln nesiller

Ayette üç nesil anlatılıyor dedik. Bunlardan ikisi tarihte yaşamış, İncilden ve Tevratta anlatılan nesil. Birisi de ayetlerin yetiştirdiği son Resul(ass) ve yetiştiridiği ashabıdır. Yani üç resulun yetiştiridği üç nesil. Üç kitap. Hz. İsa(ass), Hz. Musa(ass) ve Hz.Muhammed(ass). Tevrat, İncil ve Kur'an'i Kerim. Üç kaynağında sahibi surenin başında anlatılan fethi kulu Muhammed'e nasip eden Allah'tır(cc). O Muhammed ki Mekkeden tek başına hicrete zorlandı. Ama on yıl sonra, onbin kişiyle geri döndü. O'nun Rabbı. Yeni doğmuş Musa'yı çocukluğundan koruyarak Fira'vn'dan kurtarıp o müstekbirin sonunu getiren Allah(cc). Meryem'i çocukluğundan koruyup, İsa'ya ana yapan Allah(cc). Ayetin arka planında öyle bir tarih var ki dünyanın şu an yüzde doksanının inkar edemeyeceği bir tarih. Müslümanların, Hırıstıyanların ve Yahudilerin üzerinde ittifak ettiği tarih. Kur'an'ın muhatapları için zaten bunda şüphe yoktur. Ancak ayetler okuduğunda ister istemez insan zihnen tarihin derinliklerine gidiyor ve olayı tasdık ediyor. Sadakallaulazım: Allah(cc) dogru söyledi. Demek geliyor içinden insanın. Böylece okuyucu evrensel bir enerji kazanıyor. İlahi azim güç bu işe başlayanı sonsuz okyanusuna alıyor. Adeta Yunus'a(ass) uçsuz ve bucaksız deniz seyatgah kılındığı gibi. Tüm korkuları atıyor, ayet okuyucusu. Kuracağı geleceğe ait neslin bir iştçisi, diriliş eri ve öncüsü oluveriyor. Meryem ananın adayışının öncülüğü. Oğlu İsa'nın insanın diriltici ruhu oluveriyor. Musa oluyor. Adalet öncüsü ve eri. Turda aldığı ışık onunda ışığı oluyor, işte KUR'AN. Şehre iniveriyor ve beytler kuruveriyor, İmam oluveriyor. Fira'vn'nın karşısında korkusuz tebliğci ve davet eri oluveriyor. Ve son Resul Muhammed canlanıyor dünyasında. Elinde Kura'n geçmiş kitapların temsilcisi. Kısa bir zamanda hicazı asrı saadet-mutlu çağa- dönüştürüyor. Yirmiüç yıl gibi kısa bir zamanda, onbinlere sesleniyor. Size ilahi mesajları ulaştırabildim mi? Sesinin verdiği müthiş enerji ruhunda infialler oluşturuyor. Onu yerinde duramaz hale getiriyor. Bir nur yumağı haline getiriyor. O artık etrafını ışıklandıran bir mumdur. Aydınlık için vardır. Eridikçe aydınlatıyor. Yani erimiyor. aydınlatıyor. Evrensel semfoninin uçan kelebeği oluveriyor. Hedefindeki cennet bu dünyadan başlıyor. Her yaptığından zevk alıyor. Oysaki erimek işkencedir. Ama o zevk alıyor ve tamamen erimek için tüm enerjisini harcıyor. Çünkü artık o aydınlatıcı bir diriliş eridir. Davasında erimiş ve erenler kervanına katılmış. '....Kendisine nimet verdiklerini yolunu....'[4] Artık şüphe kalmadı hadi kalk diriliş eri. Kalk ve Rabbını yücelt. Kalk ve uyar. Kalk ve namaz kıl.

b)-Ayetin iniş ortamı ve nuzul sebebi

Surenin başına baktığımızda ayet Medine döneminde, Mekken'nin fethinden sonra inmiş. Fetih suresi. Mekkenin fethi veya Hüdeybiye'de kazanılan fetih. Her iki halde de risaletin onaltıncı yılından sonra ki dönemle ilgili. Ayette özellikle 'Muhammed Allah'ın Resuludur.....' ifadesi için, Hüdeybiye barışında, Mekkelilerin elçisi olan Suheyl b. Amr'ın itirazına cevap olduğunu rivayet etmişler. O, barışın birinci maddesinde ki '-Allah'ın Ressulu Muhammed'den' kısmına itiraz etmişti. Resulullah'ta yine rivayete göre sildirmişti. Anlaşılan bazı sahabilerin endişesinin gidirelimesi gerekiyordu. Ayet terddütleri gideriyor.

c)-Ayette geçen bazı kavramları ve kelimelerin sözlük anlamı

Ayette geçen kelimeler İslami kişiliğin temel vasıflarını taşıyan kavramlardır. Bu kavramları üzerinde daha önceleri durduğumuz için tekarar etmeyeceyim. Muhammed, Resul, Ruhema, Ruku', Sucud... Bu kav ramların her biri tarihe şahitlik yapmış neslin özellikleri açısından büyük anlamlar taşımaktadır. Diikkatinize sunmak istiyorum. Muhammed, sadece bir isim değil. O aynı zamanda bir semboldir. Bir ümmettir. Bir davadır. Bir erlikitir.

EŞİDDA: Bu kelimenin kökü, 'Şedde' filidir. Güçlü oldu, metin oldu, ağır oldu, düşman oldu, yükseldi, savaş saldırılarını arttırdı, kalbini mühürledi, güvenilir kıldı,kuvvetlendirdi, yardımcı oldu, mühkem yaptı, sağlam yaptı, gayret gösterdi, çaba harcadı, cezbetti, destekledi.' Ayette geçen formu; 'Şedid' kelimesinin çoğuludur. İsim şeklidir. 'Kuvvetli, sert, güçlü.'Mu'cem el-Vasit 1.cild Kur'an'da birkaç örnek verelim. 'Onun mülkünü güçlendirdik, ona hikmeti ve güzel gücünü verdik...'[5] '...Dedidi ki senin pazunu kardeşinle güçlendirceyiz.... İkinize yaptırım gücünü vereceyiz...'[6]

KUFFAR: Bu kelime daha önce anlamını verdiğim 'KÜFÜR' kelimesinin mubalağa sığası olarak, özne isim formudur. 'KAFİR' kelimesinin mubalağası. Ayette iki yerde kullanılıyor. Bir yerde 'Kafir' kelimesinin mublağası. Yani hakkıkatı çokça gizleyen,örten, çok nankör, çokça inkar eden, hiç şükür etmeyen' anlamlarında. Ayette birde yeri örten çiftçiler anlamında kullanılıyor. Böylece hem kavram anlamı ve hem de sözlük anlamında geçiyor. Bazı mütercimler ikisine de kavram anlamını vermişler.

YEBTEĞUN: Bir şeyi istme talep etme, anlamına gelen fiilin geniş anlamlı çekimidir.
SİMA:Alamet, nişan. Kur'an'da Birkaç yerde geçer. Yüz sima anlamıda gelir. '.....Sen onları simalarından tanırsın, utançlarından insanlardan istemezler...'[7]

III-AYETLERDE ANLATILAN NESLİN ÖZELLİKLERİ

1-Allah'ın elçisi muhammed'le beraber olmak

Muhammed(ass) son elçin adıdır. Kur'an'da beş kez geçer. Geçen bir misyonerin hatıralarını okudum. İslam diniyle uğrıraşmak ve tenkit edip müslümanların kafasını karıştırmak ve hırıstıyanlığı yaymakla görevlendirilmiş. Kendi kendisine şöyle bir karar almış. Şu müslümanların kitabını okuyayımda onların kaynaklarından onları tenkit edeyim. Hikmeti ilahiye bakın ki, bu iddiası müslüman olmasına vesile olmuş. Çünkü Kur'an onu büyülemiş. O da Allah'ın izniyle müslüman olmuş. Kur'an yaptığına aslında büyü dememk gerekiyor. Burada kelimeyi etkileme anlamında kullnıyorum. Hz.Musa'nın(ass) asası anlamında. Hakıkatın büyüsü. Hakıkata götüren asa. Sayın misyoner Kur'an'dan kendisi hayran bırakan ayetleri sıralamış. Bunlardan birisi de hutbemin başına aldığım ayet tte ki Muhammed ismidir. Nasıl olur biz iddia ediyoruzki bu kitap Muhammed tarafından yazılmış? Ama O'nun isimi sadece beş yerde geçiyor. İsa'nın otuziki yerde geçiyor. Musa'nın daha fazla geçiyor. Kendisini yüceltmek isteyen birisi bunu yapmaz. Bu Muhammed'in(ass) kitabı olamaz. Evet aramıza katılma şerefine kavuşan yeni kardeşimiz emin ol Kur'an Allah'ın kelamıdır. Ve Muhammd'in hedefide kulluktur. Şan ve şöhret değildir. Zaten ayette de bunu görüyoruz. Dil olarak bu kelimenin kullanılışı nekiredir. Belirlilik takısı olmadan kullanılmış. İlk inen surede ki gibi. 'Bir kulu namaz kılarken alıkoyanı gördün mü....'[8] O(ass) hep kul olmanın mücadelesini verdi. Onunla beraber olanlarda aynı hedefe yöneldiler. Ayet onları bize analtıyor. Muhammed ve beraberinde olanları, anlatıyor. Kur'an nesli. Yürüyen Kur'anlar. Okudukları ayetler boğazlarından inip kalplerine yerleşip salih amel olarak hayat geçiyordu. O nesilin annesi Hadice(ra) idi. Kızı fatima(ra) idi. Aişe(ra) idi. Babası, Ebubekr(ra) idi. Ömer(ra) idi. Bilal, Selaman, Ebu Zerr idiler. Ali(ra) deryası idi. Osman mahyası, Hasan ve Hüseyn sevdasıydı.Mescidde beraber, oruçta beraber, açlıkta beraber, susulukta beraber. Seferde beraber. Cihadda beraber. Acıda ve sevinçte beraber. Adeta havariler gibi. Allah'a giderken seninle beraberiz sözünü verenler idiler.

2-Küffara karşı direnişli ve onurlu olmak

Ayette 'Eşidda' şiddetlidirler kelimesi geçiyor. Biraz sonra gelecek 'Ruhema' kelimesinin zıddı olarak kullanılıyor. Şiddetli kelimesi iki şekilde yorumlanmış. İniş ortamını ve sebebini gözönüne alarak İbni Abbastan şu anlam rivayet etdilmiş. 'Resulullah'ın ashabının sıfatı anlatılmaktadır. Onlar Hüdeybiye'de Mekke küffarına karşı korkusuz, sert ve şiddetlidiler. Adeta aslanlar gibi.' [9] Ancak ayet genel olarak tüm müminleri kast ediyor. Özelde Hüdeybiyye . Çünkü ayet o günü bize anlatıyor. Sayıları binbeşyüz olan sahabi. Resulullah'ın yanında yer alacaklardı. Silahları olmadığı halde Resulullah'la biatlaşacaklardı. Karşılarında tüm müşrikler ve çoğuda akrabaları. Onlara rağmen korkmayacaklardı. Eziklik ve onursuzluk göstermeyeceklerdi. Onun burdaki 'Eşidda' kelimesine direnişli anlamını verdim. Başlarına gelen ve gelebilecek hertürlü zorluklara karşı izzetli olacaklardı. Allah'ı tasdik edeceklerdi. '....Şüphesiz izzet, onur Allah'a, Resuluna ve müminlere aittir. Ancak munafıklar bunu bilmezler.'[10] '....Dikkat edin! şüphesiz Allah'ın velileri için korku ve üzüntü yoktur....'[11] Onlarca ayet bize bu sesi hakırmakta. Burada anlatılan şiddetli olma, gördüğü yerde öldürme gibi bir kin dolu insan anlatılmıyor. Onurlu, korkmayan, her halukarda hakkın yanında bulunan bir kişilik anlatılıyor. '.....Onlar ki kendilerine; insanlar sizi yok etmek için size karşı güç birliği yaptı, bir arada toplandı. Onlardan korkun. Buna rağmen imanları artanlar....'[12] İşte onlar bunlardı. Ve onların düşmana karşı şiddetli oluşlarının anlamı buydu. Niteki başka bir ayette 'Eşidde' kelimesi yerine 'Ei'zze:Onurlu ve İzzetli' olma kelimesi kullanılır. '.....Onlar müminlere karşı zelil, mütevazi, alçak gönüllü ve kafirlere karşı ise izzetlidirler...'[13] Onurlu bir nesil. Nitekim Mekkenin elçisi onlarla ilgili şunu hayretle ifade etmiş. Birçok krala gittim. Ünlü kişilere elçigittim. Ama Muhammed'in adamları kadar kendisini seven bir kişi görmedim. Onlar korkmuyorlardı. Resulullha adera yapışmışlardı. Bu ititrafi müşriklerin elçisi yapmakta.

3-Kendi aralarında ruhema olmak

Kardeşlerine karşı ise içleri merhamet doludur. Boyunları kıldan incedir. Hz.Bilale siyahinin oğlu diyen Ebuzer misali. Aslında şakayla söylemişti. Ama Resulullah(ass) sende cahiliye özellikleri var diye uyarmıştı. Yani kardeşinin kalbinin kırdın. Buna karşılık Ebuzerr başını yere kor ve gel ayağınla bas. Allah'a yemin ederimki şaka yapmıştım. Resulullah(ass) onları şöyle anlatır. 'Müminlerin biribirine karşı, sevgide, merhamet etmede, acımada, karşılıklı yardımlaşmada ki durumları bir vucudun cesedi gibidir. Vucudun bir parçası rahastız olursa veya acı duyarsa bütün vucut acı duyar. Sabaha kadar acı çeker. '[14] Ne canlı bir örnek. Bu Kur'an'ın metodudur. Aytte nasılki Allah(cc) canlı olarak örnekle izah ediyorsa onun eğittiği Resul'de aynı yöntemle canlı örnek vererek olayı somutlaştırıyor.
Doğrusu bu ayetleri okuduğumda tarihimizde ki olayların çok yanlış aktarıldığını düşünüyorum. Ciddi bir araştırmanın gerektiğini düşünüyorum. Allahresulunun kurduğu o vahi topluluğu nasıl olur böyle izahı çok zor olan olayları yaşarlar? Bu bir sıfattır. Bu sıfatı taşıyan güzide insanlar nasıl olabilir tarihimiz olarak yazılan kara sayfaları yazabilirler? Bir anlamıyla; hakk bildikleri görüşte ısrarlı olma veya bir tarafı kafir ilan edip bir tarafı da yüzdeyüz hakklı çıkarma da kolaydır. Ama benim kanaatımca yanlış yazılmış bir tarihtir bu. Tarihimiz yeniden yazmalıyız.
Hasan Basri ayetin tefsirinde şunları veriyor. '.....Müslümanlar biribirlerini öyle severler ki, birbirini bir kaçgün göremediler mi karşılaştıklarında tokalaşırlar, kucaklaşırlar. Musafaha-tokalaşma- ittifakla caizdir. Kucaklaşma ve öpüşmeyi Ebu Hanife caiz görmemiş. Eli öpmede olsa. Ancak bu tür dostluk ifade eden davranışlar müminlerin biribirine karşı hakkları, birer sünnettirler. Buna sürekli riayet edilmeli ki ilişkileri şiddetin zıddı ve ehli dine karşı merhamet üzere olsu.' [15] Bu güzel müameleye ne kadar hasretiz dostlar? Adeta şu cahiliye özellikleri tekrar gelivermiş. '.....hani siz biribirinize düşman idiniz ve ateşten bir kuyunun kenarında idiniz.....'[16] Allah'ın şu nimetine yeniden muhtacız. '.....Allah'ın o nimetini hatırlayınki..........düşmanlıktan ve ateş kuyusuna düşmekten kurtardı, kalplaerinizi biribirine ısındırdı ve sizleri kardeş kıldı...'[17] Bunlar yaşanmış gerçeklerdir. Allah(cc) Kur'an'dan önce ki hali anlatıyor. Kur'an'ın taşıyıcısı Hz. Muhammed(ass) ve O'nun yetiştirdiği nesil bu hasret duyduğumuz neslin ta kendisidir. Allah onlardan, onlar Allah'ta razı yaşadılar. Rabbım bize de nasip etsin.

4-Ruku edenler olmak

Ruku, namazın bir bölümü bilinir bizde. Doğrudur. Ama rukuun tarihsel bir misyonu da var. Namazda ki hali o tarihsel mesajın günün bölümlerine girişidir. Demekki önce ruku bilinci yakalmak gerkiyor. Anlamı, beli bükmek, kamburlaştırmak, eli dize koyarak olsun olmasın, Yaşlılıktan dolayı kamburlaşan için kullanılır. Ayrıca tevazudan eyilen için kullanılır. Huzurunda eğilmek, belini tevazudan dümdüz eğdi.'[18] Sözlük anlamına bakarsak iki kişi ve bir ilişki görüyoruz. Ruku eden ve kendisine ruku edilen. Ve ikisinin arasında ki ilişki. Heyecan dolu. Korku dolu, saygı dolu ve sevgi dolu bir ilişki. Aşkla eğilirim önünde. O halde rukuun ibadi, sevgi ve siyasi yönü vardır. Günümüzde gerek törenlerde ve buluşmalarda, basında veya canlı takip ettiğimiz zaman rukuu anlarız. Allah'a ruku etmek, onun dışında ki ilahlara başkaldırmaktır. Mutlak, korku, saygı ve sevgiği Allah'a has kılmaktır. O da bir devrimdir. Hz. Meryem bu devrimin somut nişanesidir. İlahi kitabın anlattığı ve istediği rukuuda tahrif eden kitabi düşünceği düzeltecekti. '...Ey Meryem ruku edenle ruku et...'[19] Ayetin başında, kalk ey Meryem deniyor. Demekki rukuuda tevhit kelimesinde olduğu gibi bir reddediş ve bir kabul vardır. Ruku bilincide bugün kayıp edilmiş. İslam dünyasında, hükkama, heykellere ve efendilere yapılanlar rukuua adeta şirk karıştırılmış. Onun için rukular ses vermiyor. Meryemin rukuu o günün siyasi ve dini otoritelerini sarsmıştı. Onun için devrim dedim. Allah'ın(cc) Hz. İbrahimden beyti kendilerine hazırlatmak istdiği neslin rukuu. Mutahharların rukuu. '...Biz İbrahim ve İsmailden söz aldık, evimi onu tavaf edenlere, ibadet edenler, rukuu ve secde edenler için temizleyin....'[20] Resulullah(ass) böyle bir nesil yetiştirdi. Rukuu şuurunu bu anlamıyla yakalayan nesil. Camide Allah'a, siyasi meydanlarda rejimlere ve kurucularıa, başka yerlerde efendilere ruku değil. Sadece ve sadece Allah ruku edecek bir nesil. Hz. Muhammed'in davasına leke gelmesin diye binlerce kellesini kurban edcek ruku.

5-Sucud edenler olmak

Secde, apayrı bir davranış ve etkileşim şekli. O da namazın bir rüknü olarak zihinlerde yaşıyor. Ancak, varlık dünyasının ilk imtihani olmuştur. İblisin dışında her varlığın kazandığı imtihan. Ayette anlatılan secde salatın bir anlamıdır. Allah rızasının aranan bir şekli. Secde olayını oldukça geniş olarak bir hutbemde işlemiştim. Burada şunu söyleyeyim müminin müracıdır secde. Sevgiliyle en sıcak buluşma şekli, anı ve yoludur. Resulullah'ın yetiştirdiği neslin enbelirgin vasfı.

6-Allah'ın Rızasını talp etmek

Tüm yaptıklarını ilahi rıza için yaparlar.İnsanın bir şeyi yapması için kendisini motive edcek bir enerjiiye ihtiyaç duyar. Müminin enerji kaynağı Allah rızasıdır. Onun hedefinde Allah'ın hoşnutluğuna kazanmak vardır. Tarladaki ekinler gibi. Rabbını tesbih eden ekinler. Sahbini sevindiren ekinler. Canlı ekinler. Onlar için kavuşulması gerekn Leyla ilahi rıza idi. Onlarda mecnun olmalı idiler. Onları görenler onların fedakarlıklarına anlam veremiyorlardı. Mecnunlar diyorlardı onlara. Onlaer o enerjiyi, rukuda, secdede ve kunut bulurlar.
Onların tek hedefi kıyamet günü ilahi mahkemede mutluluğa kavuşmaktı. Sadece namazları değil, tüm davranışları için aynı hedefi seçmişlerdi. Allah'ı arıyorlardı her amellerinde. Allah için sever, Allah için buğzederlerdi. Onun için gösteriş şirketen kabul eilmişti. Gurur, kibir gibi davranışlar Allah'la kul arasına girebilecek perler olarak tanıtılmıştı. Kahraman olmak, kabilesinin şanını veya şöhretini yükseltmek için yapılan mücadeler şirkin çeşitleri olarak öğretilmişti olnlara.

7-Hz. Musa ve Hz.İsa'nın yakın dostları gibi olmak

Resulullah'ın kardeşleri Musa ve İsa aynı nesli yetiştirmişt. Havariler bu nesildendi. Harun ve dostları bu nesildendir. Allah yolunda giderken İsa'nın ensarı havariler. Musanın ensari harun ve beraberindekiler. Resulullah zaman zaman ashabı için kullanmıştır. Meryemoğlu İSA'nın havarsi olduğu gibi benimde havarim falandır. Onlar onun ensari idi. Üç canlı nesil bize ne güzel örnektir.

IV-BU NESLİN ALAMETİ VE BİZİM SORUMLULUĞUMUZ

İnsanın aynası yüzüdür. Aynaya baktığında kim olduğunu anlar. Sorar aynaya ben kimim? Ayette anlatılanda budur. Onları alameti yüzlerinde ki secdenin aydınlığıdır. Bunun işaretide yüzlerinde görülür. Alameti yüzlerindedir. Yüz aynadır. İnsan kendisini tanımak için aynaya bakar ve kendisini görür. Çünkü yüzünde kalbini görür. Kalp, yüz ve davranışlar aynı hedef odaklandığı zaman insanda vahdet oluşur. İbni Arabi'nin anlaşılmayan vahdeti. Kainatta ki tüm varlıklar gibi insanın tüm azalrınında Allah'ı tesbih etmesi. Yoksa vucudun ilahlaşması değil. Bir insan bu kadar aptalca bir iddia yapamaz. Üstelik Allah'ın kitabında açık bir konu olduğu halde. Vadeti vucut olmaz. Vahdeti sucud, ruku, tesbih olur. '.....Onlara Allah'ın ayetleri okunduğunda kalpleri ilahi saygıdan ve korkudan tirimtirim titrer.....'[21] Kul olduğuna iman eden birisi nasıl ben hakkım der. Allahım der. O Latif, Rauf ve Vedud olan Rabbe adamış kendisini. Sezai karakoç 'Diriliş eri ödevi için var. Onun varlğı ödevine bağlıdır. Ödevi varsa o da vardır....' derken. İbni Arabiden, Cüeydidi Bağdadiden farklı şeyler söylemiyor. Müminin namazı bunun somut örneğidir. 'Ancak sana kulluk yapar ve ancak senden yardım dileriz.'[22] Resulullah(ass) böyle bir nesil yetiştirdi. Kendilerine kötü teklif yapıldığında hüngür hüngür ağlarladı. Gece gündüz Rabblerini ararlardı.
Onların içdünyası ve dış dünyası islah edilmiş. Hz. Ömer'in ifadesiyle; 'İç dünyasını rabbı için islah edenin dış dünyasını da Allah islah eder.'[23] Kulluğunu güzel yapanın hem ruhu hem fiziğinde alametlerini görür. Bir rivayette; ' Gece namazı artanın yüzü gündüz güzelleşir.'[24] Ata el-Horasanı, ' Beş vakit namazını koruyan bu tanımın içine girer.' Kurtubi age.
Şimdi sıra bizde, kardeşler. Bu rolü biz yüklenmeliyiz. Her Kur'an okuduğumda ve bu ayeti her okuduğumda kendi kendine sorma ihtiyacını duyuyor ve kendimi sorguluyorum. Bu nesil gibi oldum mu? Onun sorumluluk anlayışını kavrayabildim mi? Namazımda, rukumda, secdemde ve tüm davranışlarımda sadece ve sadece Allah rızası netleşti mi? Bugün ölsem onlarla karşılaşırsam sizin emanetinize sahip çıkabildim diyebilecek miyim?
Resulullahın bu nesli yetiştirmek için gösterdiği fedakarlığı gösterebildi mi? Çalıştım mı? Çabaladım mı? Bu yolda yürürken yaşadığım, riya,gurur, şan, şöhret gibi hastalıklardan ne kadar kurtuldum? Bu okulun öğrencisi veya öğretmeni olabildim mi? Babası, annsei, bekçisi, eri dirilişçisi olabildim mi?
Gelin kardeşler hepmiz bu soruları kendi kendimize soralım ve sorululuğumuzu yerine getirip getirmemenin mühasebesini yapalım. Utopya olayan bu neslin çağımız örnekliliğini göstermek için kendimizi otokritiğe tabii tutalım. Bir çaba başlatalım ve bu çabanın diriliş eri olalım.
Allahım bizi bu çığırın erleri eyle. İşçileri eyle. Davetçileri eyle. Allahım resulullahı yetiştirdiği neslin duasını kabul buyuduğun gibi bizim de duamızı kabul buyur. Ayaklarımızı sabit kıl. Günahlarımızı bağışla. Hayatımızda yaptığımız israfımızı bağışla. Allahım bizi ihtiraslarımızdan kurtar. Bize katından bir rahmet ve bir veli kıl.
Allah'a emanet olun.

Yalçın iÇYER ..
--------------------
[1]-K.K. 48.Fetih suresi29
[2]-K.K. 3.Ali İmran suresi100
[3]-Resulullah'ın hutbe girişinden
[4]- K.K. 1.Fatiha suresi7
[5]-K.K.38. Saff suresi 20
[6]-K.K. 28.Kassas sures35
[7]-K.K. 2.Bakara suresi273
[8]-K.K.96.Alak Suresi10
[9]-Kurtubi Cami El-Ahkam adı geçen ayetin tefsir arapça 16. cild
[10]-K.K. 63.Munafıkın suresi8
[11]-K.K. 10.Yunus suresi62
[12]-K.K.3.Ali İmran 173
[13]-K.K. 5.Maide suresi45
[14]-Tefsir El-Munir Prof.Dr. V. Zuheyli 48/29.ayetin tefsiri Arapça
[15]-age V.Zuheyli
[16]-K.K.3. Ali İmran 103
[17]-ag ayet
[18]-Mu'cem El-Vasit 1.cild
[19]-K.K. 3.Ali İmran 48
[20]-K.K.2.Bakara suresi125
[21]-K.K. 6.Ena'm suresi3
[22]-K.K. 1.Fatiha suresi3
[23]-Tefsir El-Munir age
[24]-Kurtubi age
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi YaŞuHa 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Aile Edep demekti Şiirler ve Şairler YaŞuHa 2 2286 04 Mayıs 2014 21:47
Kardeşimize dua lütfen Dua Bölümü MusabBinumeyr 4 2562 04 Aralık 2013 19:38
Kilonuz mu Var? Sorun Değil Artık/Medineweb Diyet gün ışığı 4 2997 27 Kasım 2013 21:45
Üzüm çekirdeği mucizesi Tıbb-ı Nebevi ve Alternatif Tıp Bilgileri YaŞuHa 2 2490 27 Kasım 2013 21:34
Peki Anne senin yüregini kim sogutacak? Makale ve Köşe Yazıları Mihrinaz 7 3350 26 Kasım 2013 20:23

Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
Tarihe Adını Kazıyanlar:)) Seleme Komik Paylaşımlar 9 11 Şubat 2022 06:26
SIRATIL MUSTAKiMDE ŞAHiDLiK..[deneme yazıları] bilinmez Makale ve Köşe Yazıları 5 17Haziran 2013 09:03
İSLAM'MIYIZ-MÜSLÜMAN'MIYIZ YADA NEYİZ !! Yitiksevda Makale ve Köşe Yazıları 6 28 Nisan 2010 14:35
Ölen kimse dünyayla irtibat kurabilir mi? Mezarına gelenleri görebilir mi? Berzah (ka MERVE DEMİR Soru Cevap Arşivi 0 08 Nisan 2009 12:45
Dikkat !.. örnek nesli nasıl anlamalı ? AŞK'ÜL İSLAM Makale ve Köşe Yazıları 3 14 Mart 2009 23:06

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.