|
Konu Kimliği: Konu Sahibi KuM TaNeSi,Açılış Tarihi: 09 Nisan 2009 (16:27), Konuya Son Cevap : 21 Mart 2014 (03:22). Konuya 5 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
09 Nisan 2009, 16:27 | Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 5998 Üyelik T.:
02 Ocak 2009 | Nereden İtibaren Namazlar Kasredilmeye Başlanır? Namazı Kasretmenin Hükmü Nedir? Nereden İtibaren Namazlar Kasredilmeye Başlanır? Sefere niyet eden ve yola çıkan kimse, oturduğu beldenin binalarını geçtikten itibaren namazlarını kasra başlar Bulunduğu şehir veya kasabadan çıkarken gittiği istikametteki meskûn yerleri geçmiş olması lâzımdır Şehre bağlı olup da birbirinden ayrı olan mahallelerin hepsini de geçmiş olmak gerekir Ancak şehrin dışında olup da eskiden şehre bağlı olan ve hâlen harâbe hâlinde bulunan yerler şehre bağlı sayılmazlar Kasr için bunları da geçmek şart değildir Şehre bitişik köy varsa, kasr yapılabilmek için bunların da geçilmesi şarttır Mehmet Dikmen
__________________ Söz işlemez yüreklere sükûtum dağlar gibi... |
Konu Sahibi KuM TaNeSi 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
41.Haftanın Misafiri Belgin | Hafta'nın Misafiri | Belgin | 37 | 15228 | 04 Ekim 2009 16:49 |
Neden Su içmeliyiz(46 sebep) | Tıbb-ı Nebevi ve Alternatif Tıp Bilgileri | su damlası | 6 | 3691 | 04 Ekim 2009 12:50 |
Yokluğuna Alıştırma... | Şiirler ve Şairler | KARAKÖSE | 1 | 3027 | 04 Ekim 2009 12:45 |
Kırgınım Sana /medineweb | Şiirler ve Şairler | su damlası | 8 | 3308 | 02 Ekim 2009 19:49 |
google amcam düzeltir işi bilir herşeyi =) | Resim/Karikatür | Esma_Nur | 2 | 2776 | 02 Ekim 2009 11:25 |
09 Nisan 2009, 16:35 | Mesaj No:2 |
Durumu: Medine No : 5998 Üyelik T.:
02 Ocak 2009 | Namazda Kasr Niçin Yapılır?
Namazda Kasr Niçin Yapılır? Namazı kasretmenin illeti seferdir Hikmeti ise meşakkattir Binaenaleyh hikmet olmasa da illet olsa, namaz kasredilir Yani sefere çıkmış bir kimse yolculuğu ve misafirliği boyunca hiçbir meşakkat ve zahmete mâruz kalmasa bile, namazı kasreder Çünkü kasrın sebebi ve illeti olan seferîlik hâli mevcuttur Sefer dışında ise, bir kimse pek çok zahmet ve meşakkat çekse de namazı kasr edemez Çünkü kasrın sebeb ve illeti olan seferîlik durumu yoktur Mehmet Dikmen
__________________ Söz işlemez yüreklere sükûtum dağlar gibi... |
09 Nisan 2009, 16:36 | Mesaj No:3 |
Durumu: Medine No : 5998 Üyelik T.:
02 Ocak 2009 | Namazı Kasretmenin Hükmü Nedir?
Namazı Kasretmenin Hükmü Nedir? Hanefî mezhebinde namazı kasretmek vâcibtir Bu durumda namazı kasır, mecazî bir ruhsat olmaktadır Çünkü sair ruhsatlarda yapıp yapmamakta kişi serbesttir Halbuki namazın kasrında icbar vardır Binaenaleyh seferî bir kimse namazı kasretmeden tam kılarsa mekruh işlemiş olur Kılınan ilk iki rek'atla farz tamamlanmış olur Son iki rek'at ise, nafile yerine geçer Ne var ki ikinci rek'atın sonunda selâmı terkettiğinden vâcibi terketmiş, dolayısıyla mekruh işlemiş, namaz kerahetle sahih olmuş olur Bu şekilde mekruh işliyerek kılınan namazdan bir sevab beklenmemelidir Seferî olan kimse, ikinci rek'at sonunda oturmadan 3 rek'ata kalksa, namazı fâsid de olur Çünkü seferî kimse namazı iki rek'at olarak kıldığı için ikinci rek'at sonunda oturması farzdır Bu durumda farz terkedilmiş olmakta, dolayısıyla namaz da bozulmuş bulunmaktadır Şâfiîlere göre seferî kimse namazı kasredip kasretmemekte muhayyerdir Yani, isterse iki kılar, isterse dört Namazı kasretmek, hicrî 4 senede meşrû kılınmıştır Meşrûiyeti Kitab, Sünnet ve İcmâ’-i Ümmet ile sâbittir Kasrın meşrûiyetine Kitabdan delil, Nisâ sûresinin 101 âyetidir Sünnetten delil ise, şu rivâyetlerdir: İbn-i Abbas şöyle demiştir: "Sizin Peygamberinizin lisanı üzere Allah namazı hazarda 4 rek'at, seferde ise iki rek'at farz kıldı" Hz Âişe validemiz ise şöyle buyurmuştur: "Namaz seferde ve hazarda ikişer rek'at ikişer rek'at olarak farz kılındı Sonra yolculukta iki rek'at olarak kaldı Hazardaki namazlara ise ziyade yapıldı" Mehmet Dikmen
__________________ Söz işlemez yüreklere sükûtum dağlar gibi... |
21 Mart 2014, 03:14 | Mesaj No:4 |
Durumu: Medine No : 20781 Üyelik T.:
10 Ekim 2012 | Cevap: Namazda Kasr Niçin Yapılır?
SEFERİ NAMAZI 1. Dört Rekâtlı Namazların Kısaltılarak Kılınması:* Namazları Kısaltmanın Meşruluğu: Meşruluğu:*Dört rekâtlı namazların kısaltılarak kılınması Kur'an, Sünnet ve îcma' ile caizdir.*(el-Muğnî; II, 254; Keşşâfu'l-Kınâ'; 593 vd.; Muğni'l-Muhtâc, I, 262 vd.) Kur'andan delil şu, ayet-i kerimedir:* "Eğer kâfirlerin size fitne vermesinden korkarsanız yeryüzünde sefere çıktığınız zaman namazları kısaltarak kılmanızda bir beis yoktur."* 'İster korku durumunda olsun ister güven durumunda olsun namazların kısaltılarak kılınması caizdir. Ancak, ayette kısaltmanın korku şartına bağlanması, o gün bulunan olayı tespit etmsk içindir. Çünkü Peygamber(a.s.)*'in çoğu seferleri korkudan hâlî değildi.* Yala b. Umeyye, Ömer b. el-Hattab'a şöyle demiştir: "Biz neden namazları kısaltarak kılıyoruz, halbuki güven içindeyiz*.* Ömer de buna cevap olmak üzere şöyle buyurdu:* Ben de aynı durumu Peygamber*(a.s.)'e sormuştum, bana şöyle buyurmuştu:* Allah'ın size verdiği bi bağıştır. Allah'ın sadakasını kabul edin.*(Muslim rivayet etmiştir) Sünnetten delil:* Peygamber*(a.s.)'in hac umre ve savaş için yaptığı seferlerinde namazları kısaltarak kıldığı ile ilgili haberler tevatur derecesindedir.* İbni Ömer şöyle diyor: "Peygambere arkadaşlık ettim. O seferlerinde iki rekâttan fazla kılmazdı. Ebu Bekir, Ömer ve Osman da böyle yaparlardı."*(Buharî ve Muslim rivayet etmişlerdir. Bunun bir benzeri Buharî ile Muslim'de İbni Mes'ud ile Enes'ten rivayet edilmiştir.) |
21 Mart 2014, 03:18 | Mesaj No:5 |
Durumu: Medine No : 20781 Üyelik T.:
10 Ekim 2012 | Cevap: Namazı Kasretmenin Hükmü Nedir?
Namazları Kısaltmanın Ruhsat mı Yoksa Vacib bir Azimet mi olduğu: Başka bir ifade ile, seferî(yolcu)*şerhan namazlarını kısaltmaya mecbur mudur, yoksa kısaltmakla tam kılmak arasında serbest midir? Hangisi daha faziletlidir? Kısaltmak mı, tam kılmak mı? Fakihlerin mutemet olan görüşleri, namazlann kısaltılması konusunda farz, sünnet ve ruhsattır yolcu bunda serbesttir diye üçe ayrılmaktadır.*(ed-Durru'l-Muhtâr, 1,735; Meraki'lt-Felâh, 72; el-Kitab ma'a'l-Lubâb, 1,107 Bidâyetu'l-Muctehid, 1, 161; el-Kavâıûnu'l-Fıkhiyye, 84; eş-Şerhu'l-Kebir, I, 358; Muğni'I-Muhtâc, I, 271; el-Muhezzeh, I, 101; Keşşâfu'l-Kınâ'; I, 601; el-Muğnî, II, 267-270.) Hanefilere göre:* Seferî kimsenin namazlannı kısaltarak kılması vaciptir ve aynı zamanda azimettir. Dört rekâtlı her namazdan seferiye farz olanı iki rekâttır. Seferinin bilerek iki rekâttan fazla kılması caiz değildir. Eğer seferi yanılarak iki rekâttan fazla kılarsa sehiv secdesi yapmalıdır. Eğer iki rekâtı dörde tamamlarsa, ikinci rekatta teşehhud miktarı oturmuşsa, ilk iki rekâtı dörde tamamlarsa, ikinci rekatta teşehhud miktarı oturmuşsa, ilk iki rekâtı farz yerini tutar. Son ki rekât ise kendisi için nafile olur, ve bundan ötürü hata yapmış olur. Eğer ikinci rekâtta teşehhut miktarı oturmamışsa, namazı batıl olur. Çünkü bu namaz tamamlanmadan ona nafile karışmıştır.* Hanefllerin bu meselede dayandıkları delil sabit olan bazı hadislerdir.* Bunlardan biri Aişe*(r.anha)hadisidir: "Namaz ikişer rekât olarak farz kılınmıştır. Seferde iki olarak ikrar edilmiş, hazarda ise namaza ilâve yapılmıştır (Hadisi Buharî ile Muslim Sahihlerinde rivayet etmişlerdir. Bîr lafzı şöyledir: "Allah tealâ namazı farz kılınca iki rekât olarak farz kılmış, bilahere hazarda (ikâmet hâlinde) dörde tamamlamış, sefer hâlinde ise ilk sekliyle bırakmıştır." Nasbu'r-Râye, II, 188)* Delillerinden bir diğeri de îbni Abbas'tan rivayet edilen şu hadistir:* "Allah tealâ, namazı Peygamberinizin dili ile hazarda dört rekât seferde iki rekât, korku hâlinde bir rekât olarak farz kılmıştır"* (Bu hadisi Muslim rivayet etmiştir. Taberanî şu lâfızla rivayet etmektedir: "Peygamber (a.s.) namazı hazarda dört rekât, olarak farz kıldığı gibi seferde İki rekat olarak farz kılmıştır. Nasbu'r-Râye. H, 189) Malikîlerce meşhur ve tercih edilen görüşe göre:* Seferde namazları kısaltarak kılmak sünnet-i muekkededir. Çünkü Peygamber*(a.s.)*öyle yapmıştır.* Peygamberin seferlerinde namazlarını tam olarak kıldığı ile ilgili asla sahih bir rivayet gelmemiştir. Nitekim Îbni Ömer ile diğer ravilerden de bu konuda rivayet gelmiştir. Şafiî ve Hanbelilere göre:* Seferde namazları kısaltarak kılmak, muhayyer olmak üzere ruhsattır. Seferi kişi namazlarını kısaltarak da kılabilir, tam olarak da kılabilir. Hanbelîlere göre, kısaltmak mutlak olarak tam kılmaktan daha faziletlidir. Çünkü Peygamber*(a.s.)*ile ondan sonra gelen dört halife böyle yapmaya devam etmişlerdir.* Seferde namazları kısaltarak kılmak, Şafiîlerde meşhur olan görüşe göre, kişi içinde bunu yapmayı hoş bulmama gibi birşey hissederse daha faziletlidir.* Hanefi'lere göre ise, yolculuk üç konağa ulaşınca kısaltarak kılmak tam kılmaktan daha faziletlidir. Üç konak 96 km'lik bir mesafedir. Bu görüşün dayanağı Sünnete uymak ve bir diğer sebebi de Ebu Hanife gibi kısaltmanın vacip olduğunu kabul edenlere muhalif duruma düşmekten kurtulmaktır.*Fakat seferde oruç tutmak, kişiye bir zarar vermiyorsa, oruç bozmaktan daha faziletlidir.* Çünkü Allah tealâ: "Oruç tutmanız sizin için çok daha hayırlıdır." (Bakara, 184) buyuruyor. 1 - Daha önce geçen ayet-i kerime:* "Sizin için namazları kısaltmakta bir beis yoktur," (Nisa, 101)* Bu ayet namazları seferde kısaltmanın ruhsat olduğuna, diğer ruhsatlardaki gibi, kişinin bu ruhsatı yapmakla yapmamak arasında serbest olduğuna delâlet eder. 2 - Daha önce geçen Hz. Ömer hadisi: "Bu Allah'ın size verdiği bir bağıştır. Allah'ın bağışını kabul edin." ile Peygamber(a.s.)'in: "Allah tealâ azimetleri ile amel edilmesini istediği gibi, ruhsatları ile de amel edilmesini ister."* (Bu hadisi Ahmed ve Beyhakî İbni Ömer'den, Taberanî Ibni Abbas'tan merfu, İbni Mesud'dan esah olan görüşe göre mevkuf olarak rivayet etmiştir.* Ahmed bu hadisi İbni Mesud'dan şu lafızla rivayet etmiştir: "Allah kendisine isyan edilmesini istemediği gibi, ruhsatları ile amel edilmesini sever." Bu rivayet zayıftır.) 3 - Sahih-i Muslim ve diğer kaynaklarda, sahabenin Rasulullah*(a.s.)*ile beraber sefere çıktıkları, bunlardan bir kısmının namazlarım kısaltarak kıldıkları, bir kısmının ise tam kıldıkları, bir kısmının Ramazanda oruç tuttukları, bir kısmının tutmadıkları ve bundan ötürü birbirlerini ayıplamadıkları sabit olmuştur.* (Nevevî Muslim. Şerhinde böyle söylemiştir. Fakat Sahih-i Muslim'de "Bir kısmı namazı kısaltıyor, bir kısmı tamamlıyordu" ifadesi yoktur.) 4 - Aişe*(r.anha)*şöyle buyurmuştur. "Peygamber*(a.s.)*ile beraber Ramadan'da umreye çıktım. Peygamber*(a.s.)*iftar etti, ben ise oruç tuttam, O namazlarını kısaltarak kıldı, ben ise tamam kıldım ve dedim ki:* Anam babam sana feda olsun! Sen iftar ettin, ben oruç tuttum, sen kısalttın, ben ise tam kıldım. Buyurdular ki:*Güzel yaptın Ey Aişe!"* (Bu hadisi Darekutnî rivayet etmiş ve isnadı hasendir, demiştir. Neylu'l-Evtâr; IH, 202.) Bu delillerden anlaşıldığına göre, seferde namazları kısaltarak kılmak ruhsattır. Racih olan ve ilk akla gelen de budur. |
21 Mart 2014, 03:22 | Mesaj No:6 |
Durumu: Medine No : 20781 Üyelik T.:
10 Ekim 2012 | Cevap: Nereden İtibaren Namazlar Kasredilmeye Başlanır?
Seferi*(Yolcu)'nin Namazı Kısaltmaya Başlayacağı Yer: Sefere başlayıp şehrin sınırlarını geçmeden önce namazı kısaltmak için sefere niyet kâfi değildir. Kasr ve iftara başlamak için mutlaka sefere çıkmış olmak gerekir. Fakihlerin ittifakına göre (el-Kitab ma'a'l-Lubâb, 1,107; Meraki'l-Felâh, 71; Fethu'l-Kadir, 1,396; Bidayetu'l-Muctehid, I 163; eş-Şerhu's-Sağîr, 1,476, vd.; Muğni'l-Muhtâc, I, 263 vd; el-Muhezzeb, I,102; el-Muğn E 259-261.) kendisi sebebiyle namazların kısaltılacağı, iftar ve benzeri ruhsatların kullanılacağı seferin başlangıç noktası, bulunduğu şehrin evlerinden dışarı çıkmak ve şehri tam olarak arkasına almak yahut çıktığı taraftaki binaları geçmiş olmakla başlar.* Şehri başka bir yönü itibariyle geride bırakıp geçmiş olmasa da bulunduğu taraftan geçmiş olmak yeterlidir. Çünkü şehrin bir tarafına girmekle ikamet hasıl olur. Dolayısıyla bir yönünden dışarı çıkmakla da sefer başlar.* Çünkü Allah tealâ: "Yeryüzünde yolculuk yapağınız zaman, namazı kısaltmanızda sizin için bir beis yoktur." buyuruyor. Bir kimse bulunduğu şehrin sınırlarından dışarı çıkmadıkça yeryüzünde yolculuk yapmış olmaz. Bu konuda mezheblerin görüşlerinin açıklaması aşağıda gelecektir. Seferi kişi ikamete niyet ettiği beldenin ilk evlerine girinceye kadar namazım tam olarak kılmaz. |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Büyü Nedir? Nasıl Başlamıştır? Büyünün İslâmî Hükmü Nedir? | Belgin | Soru Cevap Arşivi | 3 | 03 Ocak 2022 18:43 |
Abher Namazı ve Dinde Hükmü | Esadullah | Namaz-Abdest-Teyemmüm | 3 | 26 Kasım 2018 14:16 |
Haccın Hükmü Nedir? | İmamHüseyin | Hacc-Umre-Kurban | 0 | 11 Nisan 2009 15:32 |
Namazı Kasretmenin Şartı Nedir? | KuM TaNeSi | Namaz-Abdest-Teyemmüm | 0 | 09 Nisan 2009 16:34 |
Namazı Cemaatle Kılmanın Hükmü Nedir | MERVE DEMİR | Soru Cevap Arşivi | 0 | 07 Kasım 2008 12:53 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|