Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.İBADETLER.::. > İbadetler > Namaz-Abdest-Teyemmüm

Konu Kimliği: Konu Sahibi KuM TaNeSi,Açılış Tarihi:  09 Nisan 2009 (23:50), Konuya Son Cevap : 10 Nisan 2009 (10:16). Konuya 2 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 09 Nisan 2009, 23:50   Mesaj No:1
Medineweb Emekdarı
KuM TaNeSi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:KuM TaNeSi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 5998
Üyelik T.: 02 Ocak 2009
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Yaş:40
Mesaj: 1.956
Konular: 885
Beğenildi:21
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Namaz ile ilgili sorular ve cevapları

Namaz ile ilgili sorular ve cevapları

Soru:
--Bir insan İslam'ı biliyor, kendisi müslüman ama, namazlarında ihmalde bulunuyor Ne dersiniz?

--Namaz, oruç, hac, zekât veya diğer ibadetlerden bir tanesi yapılmadığı zaman, farz yerine getirilmediği zaman, Allah onu cezalandırır, günah yazar Ama ne kadar ceza verecek, ne yapacak, kendisi bilir Bazen bir küçük terbiyesizlikten dolayı, çatır çatır cehennemde yakar Bazen de kulun gönlünün paklığından, temizliğinden dolayı affedebilir
Yalnız, fıkıh kitaplarında, itikad kitaplarında yazılan şudur ki: Bir insan ibadetleri yapmasa, inancı itikadı olsa, İslam'dan çıkmaz Müslümandır ama, günahkâr, kusurlu, eksikli, suçlu müslümandır İşi Allah'a kalmıştır Sonradan tövbe edip doğru yola geldiği zaman, eğer Allah affederse, affeder Affetmezse; o ihmali kadar cehennemde yanar, azabını görür Ondan sonra, imanı dolayısıyla kurtulur amma, Peygamber Efendimiz SAS'in bir hadis-i şerifini bu sözümün arkasından hatırlatıvereyim; diyor ki:
"Cenenneme düşmemeğe çalışın!" Çünkü, cehenneme insan bir kere düştü mü, sonunda çıkacak bile olsa, --öyle bir şeyler söylüyor ki Peygamber Efendimiz, hesaplıyoruz-- milyonlarca sene kalıyor En aşağı ikiyüzelli sene sene kalıyor
Sonra, cehennemdeki azabları küçük görmemek lâzım! Cehennemde meselâ, cehennem ehlinin zakkum yiyeceği söyleniyor Zakkumun dünyada bile zehir olduğunu artık gazetelerden anladınız "Cehennemin zakkumundan bir damla dünya denizlerine damlasaydı, bütün dünya denizlerini zehir gibi acı yapardı" diye bildiriyor Peygamber Efendimiz Cehennemde onu böyle, sabah akşam yiyen bir insanın ne ızdırab çekeceğini, ne azaplar göreceğini tahmin edebilirsiniz
O bakımdan cehenneme düşmeyecek şekilde tedbir almak, akıllı insanların yapması gereken doğru iştir Cenneti kazanmak için çalışmak çabalamak, akıllı insanların işidir Günaha ancak cahiller cesaret eder Yoksa, "Günahın büyüğü küçüğü olmaz!" diyor bazı büyüklerimiz Çünkü, günahı kime karşı yapıyorsun? Kime asi geliyorsun? Allah'a
Asi geldikten sonra, bakarsın Allah bir sille tokat indirtir ki, helâk olursun! İnsanın malına geliyor, arabasına geliyor, evine geliyor Vücuduna amansız hastalık geliyor O zaman diyar diyar şifa arıyor, çare arıyor "Bunun çaresi nedir?" diye gözyaşları içinde arıyor Sen ilkönce edepsizlik yaptın, bu ceza ondan geldi
Onun için dünyada da çeker, ahirette de çeker Bu hususlarda hiç bir kimse gevşek olmasın!

Soru:

--Kıldığım namazdan feyz alamıyorum; ne tavsiye edersiniz?

--Feyz almak için çok şeyler lâzım; başta, lokmanın helâl olması lâzım! Haram lokma ile feyizli ibadet yapılmaz Lokma haram Midesinde duruyor Allah sevmez ki!
Sevilmeyen bir kimse senin kapına gelmiş, kapıyı çalmış, içeri girmek istiyor Nasıl bakarsın? Düşün, ordan anla!
Lokma helâl olacak; bir Abdesti tamam olacak; iki Yüznumaraya gidiyorlar, doğru düzgün istibrâ, istincâ olmuyor Üstleri, başları temiz olmuyor Paçalı pantolonların paçaları yerleri süpürüyor Şimdi bizim pantolonlarımızın hepsi, --moda dolayısıyla-- paçaları arkadan yerleri süpürür Temiz şeyler gelir, pis şeyler gelir Elbisesi temiz olmayınca, namaza tesir eder
Bilgisi az, söylediği söz hakkında bilgisi yok, tekbir hakkında bilgisi yok Tabii ordan huzur alamaz
Onun için bir kere helâl lokma yesin! Ondan sonra, abdestini düzgün alsın! Ordan başlıyor iş Dualarını yapa yapa güzel abdest alsın! Temiz olsun; hem kalbi temiz olsun, hem elbisesi temiz olsun! Ondan sonra, biraz dinî bilgi sahibi olsun, dinî kitapları okusun! "Allahu ekber" ne demek, "Sübhânallah" ne demek? Fâtihâ'nın mânâsı ne, İhlâs'ın mânâsı ne? Namazda rükû ne oluyor, secde ne oluyor; bunları düşünsün tefekkür eylesin! O zaman inşaallah feyzini çok alacak, Allah'ın lütfuyla
Soru:

--İbadet ettiğimde bile içimde bir boşluk var; bunu neyle doldurayım?

--Bu içindeki boşluğun muhtelif sebepleri olabilir Bir kere lokmanın helâl olmasına dikkat etmek lâzım! Ondan sonra, abdestin güzel alınmasına dikkat etmek lâzım! İbadeti tadını çıkarta çıkarta, duya duya, aceleye getirmeden yapmak lâzım! O zaman, Allah insanın içine ibadetin tadını verir
O ibadetin tadını Allah'ın insana vermesi için hadis-i şerifte buyuruluyor ki: "Allah'ı ve Rasûlüllah'ı her şeyden daha çok sevecek ve günaha dönmemek azminde olacak! Günaha, tekrar eski haline dönmektense, ateşe atılmaya razı olacak bir halde olacak!" Bu duyguları taşıdığı zaman, ibadetin tadını duyar diye hadis-i şeriflerde bildiriliyor
Soru:

--Namazda aklımıza olmadık şeyler geliyor; bunun sebebi nedir, çaresi nedir?

--Abdesti güzel almaktır Olmadık şeyler şeytandandır Namazda huzuru bozmağa çalışıyor, ibadetten sevap kazanmamasını sağlamağa çalışıyor
İradesine hakim olup kendisini söylediği söze, yaptığı ibadete verecek ve güzel şeylerle meşgul edecek "Allah'ın huzurundayım!" diyecek, "Kâbe'nin karşısındayım!" diyecek "Elhamdü lillâhi rabbil âlemîn" derken mânâsını düşünecek, kendisini okuduğu şeylerle meşgul edecek
Soru:

--Namazda vesvese gelince tekbiri tazeleyelim mi?

--Hayır! Öyle yaparsanız, işin sonunu alamazsınız Vesvese gelir tekbir alırsınız, bir daha tekbir alırsınız, bir daha alırsınız, bir daha Çünkü şeytan insanı ordan yakalar Kat'iyyen vesveseye hiç yüz vermeyeceksiniz Aldın tamam, yürüyeceksin
Vesveseye bir kere itibar ettin mi: "Namaz pek iyi olmadı Oldu galiba ama? Yok, yok olmadı Haydi bir daha kılayım!" Bir daha kılarsan, bir daha bir vesvese gelir Onu kılarken bir daha bir vesvese gelir, batağa saplanırsın
Sakın vesveseye hiç yüz vermeyin! Doğru olduğuna kanaat ettiğiniz şeye göre devam ettirin işi, olsun bitsin
Soru:

--İmsaktan 15 dakika sonra, ezan okunmadan sabah namazın kılabilir miyiz?

--Kılınabilir Şimdiki takvimlerin tertibi, imsak bittiği andan itibaren sabah namazının vaktidir Hattâ, orucu oraya kadar bırakmamak bile lâzım, daha önceden yemeği kesmek lâzım! O tam sabahın girdiği saattir Arada boşluk bırakmamışlardır, ihtiyatı kaldırmışlardır Ondan sonra 15 dakika geçince, haydi haydi kılınır
Soru:

--Öğle namazı, ikindi okunduktan sonra 45 dakika geçinceye kadar kılınabilir mi?

--Aslında ikindi ezanı okundu mu, ikindinin vakti girmiş olur ama; bir asrı evvel var, bir asr-ı sâni var İmamlarımızın rivayetine göre: Dik bir çubuğun öğle üzeri bir gölgesi var, diyelim 30 cm Bu 30 cm üzerine, çubuğun boyu kadar daha gölge uzadığı zaman ikindinin vakti girer diyenler var; gölge çubuğun boyunun iki katı kadar daha uzadığı zaman ikindinin vakti girer diyenler var Bu ikisinin arasında yarım saat -kırkbeş dakika bir zaman olduğundan, "Bu ihtilâftan faydalanarak acaba kılabilir miyiz?" demek istiyor E kaçırmışsa, kılıversin; olur
Aslında ikindi vaktine kadar tehir etmesi doğru değil "En faziletli amel nedir?" diye soruyorlar Peygamber Efendimize
(Essalâtü lievveli vaktihâ) "Evvel vaktinde kılınan namazdır" buyuruyor Namazı evvel vaktinde kılmak sevaptır Tâ o vakte kadar tehir, zaten kusurdur, kabahattir Ama baktı, öyle bir durum oluverdi; yine kılsın!
Soru:

--Namaza yeni başlayıp da kaza namazları çok olan bir kimse, vakit namazlarındaki sünnetleri terkedip kaza namazı kılabilir mi?

--Câiz değildir Vakit sünnetlerini kılacak Ayrıca bizim tarif ettiğimiz işrak namazı, duha namazı, evvâbin namazı, teheccüd namazı ve sâireyi de kılacak, onları da bırakmayacak Ötekisini de ödemeye geçecek Bizim mezhebimiz --Hanefî mezhebi-- böyledir
Bazı başka kaviller var Şafiî mezhebinde, "Önce farzları ödesin!" demişler ama, bizim mezhebimizde büyüklerimiz diyorlar ki: "Bu namazları vaktinde kılmadın, bir edepsizlik yaptın, bir günaha girdin, bulaştın Şimdi o günahı telâfi edeceğim derken, bu sefer Peygamber Efendimizin sünnetlerini kılmayıp, oradan bir başka kusur yapıyorsun; uygun olmuyor
Sen onları kıl; ötekilerini de belirli bir plan dairesinde, yavaş yavaş ödemeğe giriş Allah nasıl olsa, rûz-i mahşerde kulların namaz ibadetlerini hesaplarken, farzlarını hesaplayacak; farzlarda eksik varsa, sünnetlerle tamamlayacak Ondan sonra nafilelerle tamamlayacak Hesabı Allah'a ait Sen Allah'a güzel kulluk et; o hesabı doğrultur Yoksa, kimse ameliyle cennete girecek değil
Büyüklerimiz bu kanatte, bizim mezhebimiz bu Başka mezheplerde, başka türlü düşünceler olabilir
Soru:

--"Kazası olan kimse, akşamdan sonra evvabin namazını ve diğer nafile namazları kılamaz; kılsa bile Allah kabul etmez!" diyorlar Lütfen bunun hakkında açıklama yapar mısınız?

--Muhterem kardeşlerim! Akılla mantıkla gelin bu meseleyi çözelim "Kılsa bile Allah kabul etmez!" diyormuş Yâhû sen Allah'ın vekili misin? Bir kul namaz kılıyor, "Kılsa bile Allah kabul etmez!" diyor Kimsin sen yâhu, Allah'tan mesaj mı aldın? Bu ne biçim laf?
Bizim ulemamız, "Kılsa kabul olur" diyor, niye kabul olmayacakmış? Kabul olur kardeşlerim Peygamber Efendimiz'in hadis-i şerifte, "Kılın! Denizlerin köpüğü kadar günahınız olsa bile affeder" diye teşvik ettiği bir namazı, "Rasûlüllah emretmiş, tavsiye etmiş; ben de kılayım!" diye kılsam, niye kabul etmesin Allah? Bu nerden çıkıyor, bu ne biçim laf?
Bizim Hanefî mezhebimizde böyle bir mesele yok Kılınan nafile namazlar sevaptır, kılınır
--Kaza borcu varsa hocam?
--Kaza borcu varsa, kaza borcunu ödesin!
Zaten namazı vaktinde kılmamış, kazaya bırakmış, bir günah işlemiş; şimdi onu ödeyeceğim diye bu sefer burdaki sevaplı işleri bırakıyor Olur mu? Bir kabahat işlemiş, o kabahati temizlemek için, bir çok iyi şeyi yapmıyor Olur mu? Olmaz!
Onun için, kardeşlerimiz duha namazını kılacak, işrak namazını kılacak, evvâbin namazını kılacak, gece namazını kılacak, teheccüd namazını kılacak Ondan sonra Allah'tan öteki borçlarını da ödemesi için yardım isteyerek, fırsat buldukça ötekileri de kılmağa girişecek Mâdem zamanında kılmamış, bir edepsizlik etmiş; onu yavaş yavaş ödemeğe gayret edecek Hadis-i şeriflerde kılın diye Efendimiz'in tavsiye ettiği namazları kılmamak sûretiyle, ikinci bir edepsizlik yapmayacak İkinci bir fırsat kaçmış oluyor bu sefer elinden
O bakımdan bu mantık mantık değildir Bizim mezhebimizde böyle şey yok Onları kılacak! Hem, kabul olmaz sözü bayağı ayıp
--Allah bunu kabul etmez!
--Nerden bildin? Sen Allah'ın vekili misin? Allahın gönderdiği selâhiyetli şahıs Peygamber Efendimiz, "Şu namazları kılın!" diyor Sen de dikilmişsin kılacak insanın karşısına: "Sen kılma, kabul etmez Allah!" diyorsun
Tövbe estağfirullah İnsanların aklı karıştı mı, nasıl karışıyor Sen bizi akıl nimetinden mahrum etme yâ Rabbi!

Soru:

--Kaza namazına nasıl niyet edilir?

--Kaza namazına niyet edilirken, "Yâ Rabbi, kılmam gereken, üzerime borç olan, kazaya kalmış olan en son öğle namazını ödemeye En son ikindi namazını ödemeye" diye sondan da başlayabilir; "En evvelki borcumu ödemeye" diye baştan ödemeye de başlayabilir

Soru:

--Nafile namazlarda, sağlıklı ve sağlam olduğu halde oturarak kılınması efdal olan var mı; varsa, hangileridir?

--"Ayakta kılınacak bir namaz, oturarak kılındı mı, fazileti %50 azalır, yarı yarıya iner" diye hadis-i şerif var Yalnız Pakistanlı kardeşlerimizde gördüm, burda da bir iki defa söyledim; bizim Rahmetullahi Aleyh Hocamız da gece yatma namazında bazan yapardı Yatsıdan sonra abdest alıyor, yatacak O yatmadan evvel kılınan namazı, oturarak kılıveriyorlar
Peygamber Efendimiz'den öyle bir rivayet var da, ondan yapıyorlarsa, o rivayete uygun olsun diye yapıyorlarsa; o zaman uygun olur Peygamber Efendimiz'e uyma aşkıyla yapmış oluyorlar

Soru:

--Namazda otururken, Ettahiyyatü'yü okurken şehadet parmağını kaldırmak nasıl olacak?

--"Eşhedü en lâ ilâhe" derken parmak kalkacak, ondan sonra inecek Hadis-i şerifte bildirilmiştir Peygamber Efendimiz de böyle parmağını kaldırırdı

Soru:

--Sehiv secdesini Tahiyyat'tan sonra mı yapacağız, yoksa Allahümme Salli ve Barik'ten sonra mı; bilgi verir misiniz?

--Sehiv secdesine varmak için, Allahümme Salli'yi, Bariği okuyup, ondan sonra selâm verip secde etmesi gerekiyor

Soru:

--Memleketimiz Konya Okulumuz Ankara'da İstanbul'a üç ay için çalışmağa geldik Ankara'ya birkaç günlüğüne gittiğimizde namazlarımızı seferî olarak mı kılacağız mukim olarak mı kılacağız?

--Bir insanın asıl vatanı, doğduğu, evinin olduğu yerdir Onbeş günden fazla durmak niyetiyle gittiği ve ikamet ettiği yer de vatan-ı ikamettir Yâni, ikametten dolayı vatan olmuş oluyor; ordan ikameti kalkarsa vatan değildir Bir insan vatan-ı ikametten ayrıldığı zaman, vatan-ı ikamet bozulur; onun vatan-ı ikametliği kalmaz
Onun için, şimdi İstanbul'a gelmiş, üç aylığına burada mukim olmuş Kendisi Konyalı olduğu için, iki-üç günlüğüne Ankara'ya gittiği zaman seferî olur

Soru:

--Namaz kılmayan bir kadının yaptığı yemekler yenir mi? Namaz kılan bir kimse, namaz kılmayan eşiyle bir arada yatabilir mi?

--Bir kimse namaz kılmıyorsa, mü'minse, imanı varsa inkâr etmiyorsa "Namaz da ne imiş?" derse kâfir olur "Namazın rükûsu da ne imiş? Kıraat de ne imiş?" derse yine kâfir olur Neden? Farz olduğunu biliyoruz çünkü Bir farzını inkâr etse bile yine kâfir olur, dinden çıkar Çünkü Allah'ın belli olan bir emrini, belli olduğu halde reddetmiş ve inkâr etmiş oluyor; kâfir olur Ama red ve inkâr etmiyor da, alışmamış, tembel, haylaz, şeytana uyuyor, nefse uyuyor, kılamıyor; günahkâr olur O zaman kâfir olmaz Aradaki farkı iyi bilmek lâzım!
Günah-ı kebâir, yâni büyük günahlar insanı imandan çıkartır mı? Çıkartmaz İşlediği günahlardan dolayı boyundan büyük veballer yüklenir, çok günah yüklenir ama; imandan çıkmaz Kâfir diyemeyiz, müşrik diyemeyiz, günahkâr müslümandır deriz Tevbe edebilir Allah affederse affeder veya cezâlandırır; onu Rabbimiz bilir
Binâenaleyh, bir kadın namaz kılmıyorsa Mü'min ama kılmıyor Keşke, küçükten anası babası öğretseydi Alışkanlık haline gelmeyince, sonra nasıl zor oluyor Küçükten öğretmek lâzım! Büyüyünce şimdi, kocası zorlasa kılmaz, babası zorlasa kılmaz Evlendim der, sana ne der İş işten geçmiş oluyor Bu bir ayrı facia Çocuklarımızı namazı seven, Rasûlüllah'ı seven, sünneti seven insanlar olarak yetiştirmek gayretinde olmalıyız
Ama, bir kadın sırf tembelliğinden, şeytana uymasından namaz kılmıyorsa, bundan dolayı kâfir olmaz Yaptığı yemek yenir Namaz kılan eşiyle bir arada yatabilir

Soru:
--Müslümanım deyip namaz kılmayan kimseyi, namaz kılması için zorlamak var mıdır?

--Vardır Çocuğu ise, döğecek bile İlkönce ikaz edecek, biraz korkutup alıştıracak Büyük insanda, mezheplere göre târikus salâtın, namazı terkedenin hükmü nedir diye çeşitli görüşler olmakla beraber, kılmamakta ısrar ederse hapis bile edilir; sen niye kılmıyorsun diye Hattâ bazı sert mezhepler vardır; "Kılmamakta ısrar eden öldürülür!" diye hükmedilmiştir İmâm-ı Ca'fer-i Sâdık'ın mezhebinde, Ca'ferî fıkhında öyle yazar

Soru:

--Kısa kollu elbise ile namaz câiz mi?

--Kısa kollu elbise ile namaz câizdir (erkekler için) Hem de kerahatsiz caizdir Ama şu şartla: "Bir insanın üzerindeki elbisenin kolu uzun olup da, kolunu kıvırır da namaza öyle durursa; mekruh olur Çünkü uzun koldu, kıvırdı, kısa yaptı; bu, saygısızlık alâmeti Ama, elbisenin biçilişi kısa kolsa; kısa kollu olduğu için, onda kerahat yoktur" diyor Ömer Nasûhî Bilmen kitabında böyle yazmış
Fakat, genel bir kaide olarak kardeşlerimiz şunu bilsinler: Cami ibadet yeri olduğundan, Allah'ın huzuru olduğundan;
(Yâ benî âdeme huzû zîneteküm inde külli mescidin) Her mescide giderken, insanın en güzel, en temiz, en alımlı şekilde giyinmeğe çalışması, ibadete saygısının gereğidir O bakımdan, camiye mümkün olduğu kadar ciddî kıyafetle gelmeye çalışmak da tavsiye edilir
Benim temennim, arkadaşlara tavsiyem --kendi de öyle yapıyorum, görüyorsunuz-- uzun kollu giyinmeleridir Hem çocuklarınıza, hem kendinize, hem bebelere, kim olursa olsun mümkünse uzun kollu giydirmeğe çalışın!
Uzun kollu yazlık elbise arıyoruz çarşıda pazarda; bulmakta bayağı zorluk çekiyoruz Suudî Arabistan'a gidiyorsun; etekler uzun, kollar kısa Biz uzun yapalım!
Ama bir insanın gömleği kısaysa, onunla camiye gelmişse, namaz kılmışsa; namazı caizdir Bunu da peşin olarak söylüyoruz Yâni, alacağınız zaman uzun kollu almanızı tavsiye ederim, fakat bunun da mahzuru yok

Soru:

--Sarık sardığımız ve secdeye gittiğimiz zaman, alnımız ve burnumuz yere değmiyor; namaz kabul olur mu?

--Peygamber Efendimiz'in, sarık üzerine secde ettiğine dair hadis-i şerif geçen derslerde okuduk Sarık alınla yer arasına girmişse, bir mahzuru yoktur Ama, tamamen sarığa dayalı olarak secde yapılıyorsa, o zaman olmaz Alnın, burnun yere değmesini sağlamak lâzım Arkaya ittirirsiniz, sağlarsınız

Soru:

--Sandalyede namaz kılınır mı? Bugün bazı camilerde ön safa sandalye konulması doğru mu?

--Bir insan namazı ayakta tam kılabilirse ayakta kılar Kılamazsa, oturarak kılması caizdir Kılamazsa, başıyla imâ ederek kılması olur Mazereti ağırlaştıkça, namazı da hafifler, rahatlaşır
Onun için, insan oturarak namaz kılabilir Fakat, sandalyeyi camiye getirmek ve camide sandalyeyle namaz kılmak doğru değildir Adam sandalyesini yükleniyor sırtına, camiye getiriyor, kenara koyuyor, orda kılıyor Arkada kılıver, ayağını uzatarak otur Yâni, sandalye olmadığı yerde, eğilemeyen insan başka türlü oturabilir
Camilerin tertibini bozmayalım, bid'atlar çıkarmayalım!

Soru:

--Yatsı namazından sonraki tesbihler bid'at mıdır?

--Hayır! Namazlardan sonraki bütün tesbihler sünnet-i seniyyedir Peygamber Efendimiz'den tavsiyedir Bizim sabah ve yatsı namazından sonra bu camide yaptığımız özel zikir de hatm-i hâcegândır Hatm-i hacegân da Hızır AS'ın öğrettiği bir sevaplı zikirdir

Soru:

--Namazlardan önce camide ihlâs okumanın bir mahzuru var mıdır? Bazıları mekruh diyorlar, bazıları da okumayınca karşı çıkıyorlar

--Yoktur, çünkü Kur'an suresidir, sevaptır Bu bizim camilerde daha önceleri böyle aşikâre okunuyordu Bunun faydası şu oluyor: "Bak artık sünnet kılma zamanı azaldı, biraz sonra kamet getirilecek!" gibi bir mânası, işareti oluyordu O bakımdan faydalı Ama, Kur'an okumak sevap olduğundan, aynı zamanda da sevaplı

Soru:

--Uyumadan seher vakti kılınan namaz da teheccüd namazı olur mu?

--Tabii, teheccüd namazı uykuyu bölüp, uykudan kalkıp kılınan namazdır ama; işin oldu, uyuyamadın, geç geldin vs O vakitte kılınınca yine teheccüd namazı olur

Soru:

--Bir arkadaş hem namaz kılıyor, hem içki içiyor "Bu kötü alışkanlığını bırak!" dediğimizde, "Onun yeri ayrı, onun yeri ayrı" diye cevap veriyor İkisinin bir arada yapılması hakkında bilgi verir misiniz?

--Aziz ve muhterem kardeşlerim, bu çok büyük bir hastalıktır Bizim Türkiye'de müslümanlar, fikrî bakımdan çok çeşitli hastalıklara tutulmuşlardır Kimisi veremden beterdir, kimisi kanserden beterdir, kimisi AIDS'ten beterdir Bir büyük meşhur fikir hastalıklarından bir tanesi budur "Onun yeri ayrı, onun yeri ayrı" Öyle saçma şey mi olur? Bu kadar saçma şey olamaz yâni İnsan Allah'ın emrini tutacak, Allah'a teslim olacak Müslüman ne demek, müslim ne demek? Kendisini Allah'a teslim eden kul demek
Hani geliyor askerlik şubesine, 19 yaşında - 20 yaşında delikanlı Diyor ki: "Tamam, ben geldim; filâncanın oğlu falancayım, askerlik yapmağa geldim!" diyor ya Müslim ne demek? Kendini Allah'a teslim eden Onun emrini tutacak; onun emrine razı, buyruğuna razı Haramlarını haram belleyecek, haramlardan sakınacak Helâlleri helâl belleyecek, emirleri emir belleyecek, yapacak Müslüman bu demek "Yâ Rabbi ben senin buyruğunu tutmağa razı oldum Tevbe ettim, yanlış yolu bıraktım, doğru yola geldim" demek
Şimdi böyle söyleyen insanların hali ne olur, biliyor musunuz? Sonunda imansız gider Çünkü oyuna gelmez bu iş, oyuncak değil; alaya gelmez! İnsan elinden geldiğince Allah'ın yolunda gitmeğe çalışacak, her günahtan kaçınmağa çalışacak!
Hattâ büyüklerimiz demişlerdir ki: "Günahın küçüğü bile olmaz"
--Canım küçük günah aldırma!
--Hayır! Küçük günahlar bile yapıla yapıla büyür, ejderha gibi olur Solucan gibiyken ayağınla def edebilecekken, ejderha gibi olur, yedi başlı olur Ondan sonra, padişahın oğlu gelse kesemez kafasını
O bakımdan bu kötü huyları atmak lâzım! Bu çok fena bir hastalıktır
--Onu da yaparım, onu da yaparım Onun yeri başka, onun yeri başka
--Haa, böyle yaparsan cehenneme gidersin Çünkü bu, Allah'ın diniyle alay etmek gibidir İnsan elinden geldiğince Allah'ın yolunda gitmeğe çalışacak da, nefse uyarsa, şeytana uyarsa, ayağı kayarsa kayacak; o ayrı Kayarsa, yine tevbe edecek, yine yola gelecek Ama "Onun yeri başka, onun yeri başka" diye haramı helâl sayarsa, o zaman kâfir olur insan Bu, küfür kokan bir duygudur, çok tehlikeli bir hastalıktır
Bir de "Zaman sana uymazsa, sen zamana uy!" diyorlar Bu da "Bu zaman küfür zamanıdır, gel kâfir ol!" demenin bir başka ifadesidir Öyle şey yok! İslam'ın emirleri 1400 yıldır hep aynıdır Kâinat var olduğu müddetçe, kıyamet kopuncaya kadar hep aynı olacaktır, hiç değişmeyecektir İçki haramsa, haramdır Namaz farzsa, farzdır
--Üç vakte indiremez miyiz?
--Hayır! Dörde de indiremezsin, üçe de indiremezsin, bire de indiremezsin
--Pazar günleri kılsak olmaz mı?
--Hıristiyanlar öyle yapıyor Onlar dinlerini kestiler, kestiler, kestiler Onların dinleri artık işe yaramaz hale geldiğinden, Allah İslam'ı gönderdi Bozdukları için gönderdi Bozmasalardı devam edecekti Kâfirler gibi, hristiyanlar gibi olmayalım! Allah'ın emirlerini ciddiyetle uygulamağa çalışalım
Eğer ciddiyetle uygulamazsa insan, bir edepsizlikten, bir böyle şapşal konuşmaktan, bir böyle edepsizce düşünceden dolayı --Allah saklasın-- öyle bir felâkete uğrar ki, belini doğrultamaz Sülâlesinin beli doğrulmaz Onun için bu gibi hallere düşmeyin!
Müslüman nasıl olacak? İmana geldikten sonra tekrar günah işlemekten, tekrar o eski hale gelmekten, ateşe atılmaktan korkar gibi korkacak!
Bunlar züğürt tesellisidir, beynamaz özrüdür Günaha devam etmek için şeytanın uydurduğu bahanelerdir Şeytan insana çok bahaneler bulur, insanları çok aldatır Zâlimi zulüm yönünden aldatır, âbidi ibadet yönünden aldatır; ille bir kusura, günaha sokar Bu kardeşimizi de demek ki öyle aldatıyor "Onun yeri ayrı, onun yeri ayrı" O zaman insan mahvolur Allah saklasın
Kur'an-ı Kerim'de buyuruyor ki Allah-u Teâlâ Hazretleri:
(Efetü'minûne biba'dıl kitâbi ve tekfurûne biba'd) "Allah'ın bazı ayetlerine, kitabının bazı cümlelerine inanıyorsunuz da, ba'zılarına kâfir mi oluyorsunuz? Bunun cezâsı ne kadar büyüktür, biliyor musunuz?" diye Allah-u Teâlâ Hazretleri, böyle ikili, kaypak, oynak olanların cezâsının büyüklüğünü bildiriyor bu ayet-i kerimede Sakın ha, böyle cahilliklere düşmeyin!




1 Soru:
--Kur'an-ı Kerim'de: (İnnes salâte tenhâ anil fahşâi vel münker) "Namaz insanı kötülüklerden alıkoyar" buyruluyor Namazın hikmetini izah eder misiniz?

--Namaz Allah tarafından emredilmiş bir ibadettir Her ibadetin sebebi, hikmeti, faydası vardır Namaz insanı, günün beş vaktinde çekip çekip Allah'ın çizgisine getirme ibadetidir Günün beş vaktinde ayarlama ibadetidir Dünyanın yaş-----, meşgalesine, hay huyuna dalan insanın, günde beş defa akordunu düzeltme ibadetidir
İnsan bu ibadeti yaptıkça; abdest almasıyla stresi gider, sinirleri gevşer, vücudu rahatlar Şöyle olur, böyle olur, bir rahatlık olur Yatıp kalkmasıyla, secdesiyle rükûsuyla, kıyamıyla kuuduyla, beyninin kanla yıkanıp, yeni kanın gelip yorgunluk malzemelerinin gitmesiyle kafası dinlenir Kalbi de mânevî bakımdan temizlenir, kötü duygular silinir Bir önceki namazla bu namaz arasındaki yaptığı kusurlar bağışlanır ve temizlenir Namazların böyle günahları da affettirme faydası vardır
Sıhhî faydası vardır Eklemler hareket eder, adaleler çalışır, bir bakıma jimnastik olur, egsersiz olur Vücudu faydası vardır, kafaya faydası vardır Yorgunluğu izâle edicidir Ruha faydası vardır, dünyaya faydası vardır, ahirete faydası vardır
İnsan bir namaza gelince insafa da gelir Bir kötülüğe niyet etmişse bile, o kötülükten vaz geçer Kötülüğü yapmayı bırakır Böylece namazın, bir de kötülükten uzaklaştırma özelliği vardır Ayet-i kerime böyle

2 Soru:
--Zihni devamlı olarak günlük işlerle meşgul olmaktan kurtarmak için ne yapmalıdır?

--İbadet etmeli, namaz kılmalıdır Neden namaz günde beş defa farz olmuştur? Öğleyin namaza gitsin, abdest alsın, huzurlu bir namaz kılsın; dünya işlerinden sıyrılsın diye İkindi vakti gitsin, abdest alsın; usûlüne uygun, aceleye getirmeden namaz kılısın, dünya işlerinden kurtulsun diye
Şimdi millet namazları öyle kılıyor ki Meselâ ticarethanede, kendisini yoran bir işte çalışıyor, çalışıyor, çalışıyor, çalışıyor Gidiyor seccadeye Takır tukur, takır tukur namaz kılıyor Hop geliyor Bunun bir faydası olmaz Öbür tarafın harareti soğumuyor bile Bir duraklıyor, ondan sonra tekrar işine, gücüne
Öyle olmayacak! Şöyle bir gidecek, namazı bir kılacak Suudlular çok hoşuma gidiyor, herkes tenkid eder ama Namaza ezan okunmadan önce gidiyorlar Güzel abdest alıyorlar Kur'an-ı Kerim okuyorlar Bekliyorlar Namazı kılıyorlar Namazdan sonra dua etmeden kalkarlar diyorlardı, hiç de doğru değil Herkesten fazla dua ediyorlar Duayı yapıyor ama, tek başına yapıyor; sen onun ne yaptığını görmüyorsun Gayet güzel de dua yapıyorlar
İbadetler insanı kurtarır Günde beş vakit namaz insanı günlük meşgaleleirn sıkıntısından çekip sıyırmak içindir

3 Soru:
--Namaz kılan insan neyi düşünmeli?

--Namaz kılarken insan Kâbe'yi düşünecek karşısında Evliyâullahtan bir zât diyor ki: "Namaza durduğum zaman abdesti güzel alıyorum bir kere Kâbe'yi karşımda düşünüyorum Ayağımın altında sıratı düşünüyorum, kayarsam cehenneme gideceğimi düşünüyorum Arkamda Azrâil'in beklediğini düşünürüm Kıldığım namazın son namaz olduğunu, bundan sonra bir daha namaz kılamayacağımı düşünürüm Korku ile, zârilik ile namaz kılarım" diyor Namazı böyle kılmağa çalışmak lâzım!

4 Soru:
--Bir insan ibadetten feyz alamıyorsa, bunun sebebi nedir, ne yapması gerekir?

--Feyz alamamak, insanın kazancında haram olmasından olabilir Kazancında haramlık varsa, ibadetten feyz almamağa başlar, zikirden feyz almamağa başlar Soğur, gittikçe yanlış yollara sapar Onun için, lokmanın helâl olmasına çok dikkat etmek lâzım!
Bunun dışında, abdesti sağlam olmadığı zaman feyz almaz Abdesti eksik almışsa veya yüznumaraya giriyorlar Hani, İslam'da ayıp yoktur, söylemek lâzım! Küçük abdest yapmanın, büyük abdest yapmanın İslam'a göre ölçüsü vardır Müslüman deve gibi ayakta küçük abdest yapmaz! Salıvermez, şaldır şuldur etrafa sıçratmaz Kabir azabına uğrar sonra Dikkat edecek, çömelecek, korunacak, sakınacak İstibrâ edecek, arkası kalmayacak idrarın Güzelce temizlenecek Bunları yapmadan, bakıyorsun adam yüznumaraya giriyor; şar şar ses duyuyorsun Dışarıya çıkıyor, şadırvandan abdest alıyor, camiye geliyor Donu ıslak Her adım attıkça bir damla çıkıyor dışarıya O zaman, o namazdan feyz alamaz ki! Abdest yok ki, namazdan feyz alsın
Onun için bir camide gördüm, şadırvana yazmışlar: "Birçok kimseler namazın burdan başladığının farkında değildir" diye Aferin, çok güzel yazmışlar Namaz nerden başlıyor? Güzel abdest almaktan Şaldır şuldur abdest alıyor; kollarını tam yıkamıyor, yüzünü tam yıkamıyor, sakalına tam gitmiyor, ayaklarını tam yıkamıyor Geliyor, "Feyz alamıyorum!" diyor Bundan oluyor Yâni, abdestteki kusurlarından oluyor
Bazen de insanların kötü alışkanlıkları oluyor; gıybet ediyor, dedi kodu ediyor, günahlar işliyor Bunlar da insanın feyzini kaçırıyor, ağzının tadı kalmıyor Allah'ın rızâsına uygun, takvâya uygun bir iş yaptı mı; Allah ibadetin tadını verir gönlüne Bir neşe gelir, bir zevk gelir, bir şevk gelir Günahlı bir şey yaptığı zaman da, ibadetten tad almamağa başlar
Demek ki, ibadetten tad almanın şartı, günahlardan sakınmaktır Haramdan dilini korumaktır, gönlünü korumaktır, elini korumaktır Midesini haram lokma yemekten korumaktır Güzelce abdest almaktır Takvâlı olmaktır
Binâen aleyh, dönüp dolaşıp her şey takvâya bağlanıyor Takvâlı olursa bir insan, feyiz de alır

5 Soru:
--"Namaz kılmayan müslüman değildir" denilebilir mi?

--Namaz kılmayan ihmalkârdır, günahkârdır "Lâ ilâhe illallah, Muhammeder rasûlüllah" diyorsa, müslüman değildir denemez İmanı da var, kusuru da var

6 Soru:
--Bir muhasebecide çalışıyorum, odaların birisinde namazımı kılıyorum Patronum, namaz kılarsam işlerin aksayacağını söylüyor Şayet böyle namaz kılmaya devam edersem, benimle çalışmayacağını ve işten atacağını söylüyor Ben de tuvalete diye gidiyorum, vakit kaybolmasın diye sadece farzlarını kılıyorum İşimden de atılmak istemiyorum Ne yapmamı tavsiye edersiniz?

--O işyerinde çalışmak farz mı, ilmihal kitabında mı yazıyor? Başka işyerine gidersin! Öyle bir herif-i nâşerifle iş yapacağına, güzel bir iş ararsın
Ama o adam râzı olmasa bile, "Sen namaz kılamazsın!" dese bile, namazını kılar Çünkü, namaz Allah'ın emridir, ötekisinin bunu yasaklamağa hakkı yoktur
Gücü yeterse, başka yerde bir iş bulsun! Gücü yetmezse, şu anda başka yerde iş bulamıyorsa, orda çalışsın, namaz kılmağa devam etsin! Sünnetleri de kılmağa çalışsın!
Öğle tatilinde kimse bir şey diyemez Kalıyor bir ikindi İkindinin sadece farzını kılabilir; çünkü, sünneti gayr-i müekked sünnettir Sabah namazını camide kılacak Akşamla yatsıyı da evde kılacak Bu kadar basit! Çok büyük bir dert değil yâni

7 Soru:
--Çalıştığımız yerde namaz kılmaya müsaade etmiyorlar Bu durumda kılamadığımız namazları eve gittikten sonra kaza etsek olur mu?

--Olmaz! Namazın farzlarından birisi de vakittir Vaktinde edâ edilmesi farzdır Bir farz yerine gelmemiş oluyor Dünya üzerinde sadece o işyeri olmadığına göre, daha binlerce, milyonlarca işyeri olduğuna göre, ya o işyerinde namaz kılmayı sağlayacak, rica ederek, anlatarak; ya da kendisine daha iyi bir iş arayacak!
Bir kere öğle tatilinde öğle namazını kılabilir Sabah namazını da evde kılar Geriye bir ikindi namazı kalıyor Yâni, dediği kadar değil bu iş, işin doğrusuna bakılırsa İkindi namazında da; ötekiler süt molası, çay molası, sigara molası yaparken, o da abdestini hazır tutar O hazır tuttuğu abdestiyle kısa tarafından namazı kılıverir Yanında seccâde bulundurur
Biz askere gittiğimiz zaman bir arkadaşımız, bir muşambayı katlamış katlamış, sokmuştu beline Çamurda, toprakta, tarlada, bayırda, nerde olursa; namaz vakti geldi mi çıkarırdı onu, sererdi, namazını kılardı
İlk gün bir bocalıyor insan Eğitim alanında abdest alacak yer yok, abdest bozacak yer yok, su yok Ne yapalım? Haa, abdestli gezmem lâzım demek ki Öğleyin yemek yedikten sonra alel acele abdest alıyor, abdestli oluyor insan ikindiye kadar İkindide zâten on dakika bir mola oluyor Mola düdüğü çaldığı zaman kimisi sigara içiyor, kimisi yatıyor, kimisi kitap okuyor Kimisi güreşiyor birbiriyle Bizimkiler de namaz kılıyor

8 Soru:
--Haram para ile inşa edilen bir camide namaz kılınabilir mi?

--Kılarsın Onsuz cami zor bulursun Vebali yapanlarındır Hepsini kurcalayacak, karıştıracak olursan, adımını basacak yer bulamazsın, halin harap olur O kadarını karıştırmadan namazını kılarsın, vebal onların boynuna

9 Soru:

--Seferilik mesafesi 90 km midir yoksa 18 saatlik yol mudur?

--Seferilik mesafesi üç günlük yoldur Bu da, "Günde altı saat yaya yolculuk yapacak, ondan sonra dinlenecek İnsanın bir tâkati var, normal şekilde böyle seyahat ediliyor" diye hesaplanır İnsan ortalama olarak saatte 5-6 km yürür Günde ortalama 30-35 km'dir Bu da üç günde 90 km civarında bir mesafe eder
Mesafe önemlidir, saat önemli değildir Meselâ uçağa biniyor, İstanbul'dan Ankara'ya 45 dakikada gidiyor ama, 450 km'lik mesafeye gittiği için Ankara'da seferidir
Seferilik saat hesabı değildir Yaya bir yolcunun üç günde gittiği mesafe kadar gittiği zaman seferi olur

10 Soru:

--Seferi halde iken dört rekâtlı bir namazın son rekâtına yetişen kişi namazını nasıl tamamlar?

--Seferî haldeki bir insan mukim bir imama uydu mu, seferîlik bahis konusu değildir Normal insanın yetişemediği rekâtları nasıl tamamlaması gerekiyorsa, öyle tamamlar

11 Soru:

--Cuma namazının esasen 10 rekât olduğunu, 16 rekât olmadığını, şek şüpheye düşmemek için 6 rekâtın kılındığını, halbuki namazda şek şüphe olamayacağını söylüyorlar; ne dersiniz?

--Ezan okunduktan sonra, dört rekât cumanın ilk sünnetini kılıyoruz Ondan sonra imam minbere çıkıyor, hutbesini irad ediyor İniyor, mihrabda farzı iki rekât kıldırıyor Ondan sonra dört rekât cumanın son sünnetini kılıyoruz Cuma tamam oluyor
Onun arkasından, eğer cumanın şartları yerine gelmemiş ise, zuhr-u ahîr'i kılmış olalım diye, en sonuncu öğle namazının farzını kılıyoruz İki rekât de vaktin sünnetini kılıyoruz
Bunu fukahâmız asırlardır, seneler senesi böyle yapmışlar, tavsiye etmişler; ben bunu değiştirmeğe, bunun üzerinde konuşmağa lüzum görmüyorum Öyle büyük meselelerimiz var ki, konuşulmuş bir meseleyi tekrar münakaşa etmeğe lüzum görmüyorum Bunun münakaşası fıkıh mesleğine ait bir münakaşadır Ulemâmız münakaşa etmiş
Ben şahsen Ömer Nasuhi Bilmen Hocamız'a (RhA) çok itimad ediyorum İlmi, fazlı, kemâli müsellem olan bir zât-ı muhterem O bize ne demişse öyle yaparım, geçer giderim Büyük alim Ben onun kadar fıkıhta alim olamayacağıma göre, bu işi ona bırakırım Filânca doktor kadar tıpta ileri gidemeyeceğime göre, tedaviyi onda olurum Filânca avukat kadar hukuku iyi bilemeyeceğime göre, işimi o avukata havale ederim; biter
Bu mübarek insanların konuşup da kendi aralarında vardıkları kararlarda, ihtilaflar olabilir İmam Şâfiî başka demiş, İmam Ebû Hanife başka demiş, İmam Mâlik başka demiş, Ahmed ibn-i Hanbel başka demiş olabilir Şimdi ben fakih değilken, fıkıh mesleğini meslek edinmiş bir insan değilken, tekrar o işlerin üzerine eğilip, bir beşinci mezhep de ben mi çıkartacağım? Hayır!
İmam-ı Azam Hazretleri'nin yolunda gidiyoruz Memnunuz Allah razı olsun, şefaatine erdirsin Gayet güzel bir mezheptir Yedi asır Türkiye'de pâyidar olmuş, koca bir imparatorluk bununla idare olunmuştur Asırlar boyu Hint kıtasında milyonlarca insan ondan istifade etmiştir Çok gelişmiş, olgun bir hukuk sistemi teşekkül etmiştir Çok teferruatlı bir hukuk külliyatına sahip olmuşlardır Cümle alem istifade ediyor Son derece ince fikirli insanlardır, hassas insanlardır Ben onlara karışmam Bir tanesinin eteğinden tutarım, yapışır giderim
Benim mesleğim başka Senin mesleğin de başka, sen de karışma! Kıl gitsin Öyle uygun görmüşler, ona pek itiraz etme!

12 Soru:

--Beş vakit namaz üzerimize farz olduğuna göre Kuzey Kutbu'nda durum ne olacak?

--Namaz vakitleri teşekkül etmiş olan en yakın merkeze uygun olarak, takdir ederek orda namazları kılması gerekiyor
İsveç'e, Norveç'e gittiğiniz zaman bir noktadan sonra, altı ay gece altı ay gündüz olan yerler başlıyor Güneş altı ay hiç batmıyor, şöyle bir çıkıyor, bir iniyor Altı ay da hiç görünmüyor Ne yapacak orda? Beş vakit namaz vakitlerinin teşekkül ettiği en yakın yerde vakitler nasılsa, ona göre vakitleri takdir edecek, kılacak Başka kaviller de var ama, ulemanın genellikle görüşü budur

13 Soru:

--Tahiyyat okurken şehadet parmağını kaldırmak sünnet midir?

--Peygamber Efendimiz "Eşhedü en lâ ilâhe" derken şehâdet parmağını kaldırırdı, "illallah" derken indirirdi Sünnettir

14 Soru:

--Farz namazlarından sonraki istiğfar, sadece ikindi ve sabah namazlarına ait bir şey mi; yoksa, diğer farzlardan sonra da istiğfar etmek gerekir mi?

--Her namazın farzından selâm verdikten sonra üç defa estağfirullah denilmesini burda okuduk, Râmûzül Ehâdis'te geçti Yâni her namazda, "Esselâmü aleyküm ve rahmetullah Esselâmü aleyküm ve rahmetullah" dedikten sonra istiğfar edilir

15 Soru:

--Namazda abdesti bozulan bir kimse ne yapmalı? Sonra tekrar kılmak niyetiyle namaza devam etse, olur mu?

--Olmaz! Abdest bozuldu mu, namaz bozulur Namaza abdestsizken devam edilmez! O zaman bozacak namazı Çıkabiliyorsa, çıkar; çıkamıyorsa, oturduğu yerde oturur

16 Soru:

--Seccade örtüsünde Kâbe resmi var Bunun üzerinde namaz kılınır mı?

--Kılınır Kâbe resmi mahzurlu bir resim değildir İnsan resmi olsa olmaz, hayvan resmi olsa olmaz! Tabii, sade olsa daha iyi olur; çünkü, insanın zihni her hangi bir şeye takılmaz Düz olsa, dümdüz olsa daha güzel Ama hiç olmazsa, Kâbe'yi hatırlatıyor

17 Soru:

--Teheccüd namazlarına gece kalkamıyorum Yatmadan önce 12 ile 1230 civarında kılsam olur mu?

--Olur Kalmayacağını anlayan bir insan böyle yatmadan önce kılsa, olur Ama teheccüd namazına kalkmak için kolaylıklar vardır Akşam yemeğini erken yersiniz, biraz da az yersiniz Kalkarsınız o zaman Çünkü çok yemek insanı uyutuyor
Erken yatarsınız, kalkarsınız teheccüd namazına Çünkü, geç yatmak insanı teheccüde kaldırtmıyor Basit tedbirlerle çözümleyebilirsiniz Duası vardır, duasını edersiniz, Allah'a sığınırsınız; Allah kaldırır

18 Soru:

--Daha önceleri gece namazına kalkabildiğim halde, son iki aydır kalkamıyorum Halbuki, kış geldi, kalkmak daha kolay Gece yatarken tok karnına yatmamağa çalışıyorum Abdestsiz de yatmıyorum Başka ne yapmamı tavsiye edersiniz?

--Abdestsiz yatmaması güzel Çok tok bir halde yatmaması, o da güzel Buna rağmen kalkamamak; belki yediği lokmalara haram karışıyordur da ondan Allah nasib etmiyor Öyle bir durum olmasın diye lokmanın helâl olmasına dikkat etsin!
Bir de, her zaman söylüyorum, şöyle küçük bir saat aldım ben Tek bir kalem pille çalışıyor Kuruyorsun, "Dıt dıt Dıt dıt" diye uyandırıncaya kadar çalıyor, sinirini bozuyor insanın Çok güzel Biraz da yataktan uzağa koyarsanız, "Dıt dıt Dıt dıt" ille kaldırıyor
Herkes rüya anlatıyor burda, kâğıt gönderiyor; bir rüyamı da ben anlatayım: Yaz tatilinde çoluk çocuk burda Hocamız'ın yanında Ben Ankara'ya gittim Yoruldum, yattım öğleyin Ama, yine fakülteye gitmem lâzım Bu marifetli saati kurdum, yattım Çok yorgunum, çok uykusuzum, yolculuk da yaptım; derin bir uykuya dalmışım Rüya görüyorum:
Rüyamda şöyle 25 cm kadar küb şeklinde bir kutu "Dıt dıt Dıt dıt" diye sinyal veriyor Sağına bakıyorum, soluna bakıyorum, altına bakıyorum, üstüne bakıyorum, eviriyorum, çeviriyorum Başka arkadaşlar geliyor, inceliyoruz "Yâhu bunun düğmesi yok, iğnesi yok! Nereden ses geliyor?" diyoruz Sonra, rüyanın içinde: "Yâhu, bu benim uyanmak için kurduğum saat olmasın?" diyorum Uyanıyorum, hakîkaten o saatmiş Çeşitli senaryolar, rüyalar göstertiyor ama, sonunda böyle uyandırtıyor bizi


Kaynak: M Esad Coşan - Güncel Meseleler 2
__________________
Söz işlemez yüreklere sükûtum dağlar gibi...
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi KuM TaNeSi 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
41.Haftanın Misafiri Belgin Hafta'nın Misafiri Belgin 37 14840 04 Ekim 2009 16:49
Neden Su içmeliyiz(46 sebep) Tıbbı Nebevi ve Alternatif Tıp su damlası 6 3612 04 Ekim 2009 12:50
Yokluğuna Alıştırma... Şiirler ve Şairler KARAKÖSE 1 2994 04 Ekim 2009 12:45
Kırgınım Sana /medineweb Şiirler ve Şairler su damlası 8 3261 02 Ekim 2009 19:49
google amcam düzeltir işi bilir herşeyi =) Resim/Karikatür Esma_Nur 2 2740 02 Ekim 2009 11:25

Alt 10 Nisan 2009, 10:04   Mesaj No:2
Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:MERVE DEMİR isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 5587
Üyelik T.: 05 Aralık 2008
Arkadaşları:14
Cinsiyet:
Memleket:İstanbul
Yaş:35
Mesaj: 2.537
Konular: 2038
Beğenildi:116
Beğendi:0
Takdirleri:270
Takdir Et:
Standart Namaz ile ilgili soru ve cevaplar

Namazın önemi
Namazın dindeki yeri nedir?
CEVAP
Namazın önemi çok büyüktür Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Namazın dindeki yeri, başın vücuttaki yeri gibidir) [Taberani]
(Kıyamette kulun ilk sorguya çekileceği ibadet, namazdır Namazı düzgün ise, diğer amelleri kabul edilir Namazı düzgün değilse, hiçbir ameli kabul edilmez) [Taberani]
(Namazı doğru kılanın, ağaçtan yaprakların döküldüğü gibi günahları dökülür) [İAhmed]
(Allah buyuruyor ki, "söz veriyorum ki, namazlarını vaktinde, doğru olarak kılana azap etmem, onu sorgu-suale çekmeden Cennete koyarım") [Hakim]
(Her peygamberin ümmetine son nefeste vasiyeti namazdır) [Gunye]

Namaz kılmak böyle büyük bir ibadet olduğu için terk edilmesi de çok büyük günahtır Hanbelide namazı terk eden küfre düştüğü için, Şafii ve Malikide büyük günah işlediği için ceza olarak katli gerektiği fıkıh kitaplarında yazılıdır Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Namaz dinin direğidir, terk eden dinini yıkmış olur) [Beyheki]
(Namaz kılan, Kıyamette kurtulacak, kılmayan perişan olur) [Taberani]
(Namaz kılmayan, Kıyamette, Allahü teâlâyı kızgın olarak bulur) [Bezzar]
(Namazı kasten bırakanın ibadetleri kabul olmaz ve namaza başlayana kadar Allahü teâlânın himayesinden uzak kalır) [Ebu Nuaym]

Namaz, çok önemli bir ibadet olduğu için, namaz kılmayanın imanla ölmesi çok zayıf bir ihtimaldir Namaz kılmayanın kalbi kararır, diğer günahları işlemekten çekinmez
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
(Namaz kılmak ve diğer ibadetleri yapmak ancak müminlere kolay gelir Kur'an-ı kerimde, (İman ve ibadet etmek, müşriklere güç gelir) ve (Namaz kılmak müminlere kolay gelir) buyurulmaktadır Namaz kılmamak, iman zayıflığından ileri gelir İmanın kuvvetli olmasının alameti, dinimizin emirlerine severek kolaylıkla uymaktır) [C1m191, 289]

Namaz kılmamanın ne kadar büyük günah olduğunu bilen, ayakta duramayacak kadar hasta olsa bile, mutlaka namaz kılar Ateşin yaktığını bilen kimse, kendini nasıl ateşe atar? Cehennemden kaçan, Cenneti isteyen namaz kılmaz mı? Hadis-i şerifte, (Cenneti isteyip de, Allahın yasakladıklarından kaçınmayan, isteğinde yalancıdır) ve (Cenneti isteyen, hayırlı işlere koşar, Cehennemden korkan, haramlardan kaçar) buyuruluyor (Beyheki)
Tadil-i erkana riayet etmek vaciptir Namazın vaciplerinden biri bilerek terk edilirse, o namazı tekrar kılmak vacip olur Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Hırsızların en büyüğü, namazından çalandır Yani namazın erkanına riayet etmez, rüku ve secdelerini hakkiyle yerine getirmez) [Vesilet-ün Necat]
(Herkesin namazında, kalbin hazır olduğu kısımlar yazılır Kalbin hazır olmadığı namaza, Allahü teâlâ nazar etmez) [Vesilet-ün Necat]

Cemaatle namaz kılmak erkeklere Sünnet-i hüdadır Yani dinimizin şiarı, alameti olan sünnettir Özürsüz terk etmek asla caiz değildir Bilhassa yatsı ve sabah namazını cemaatle kılmak çok önemlidir Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Yatsı namazını cemaatle kılan, gecenin yarısını, sabahı da cemaatle kılan, gecenin tamamını ibadetle geçirmiş sayılır) [Müslim]
(Münafıklara en ağır gelen namaz, yatsı ile sabah namazını cemaatle kılmaktır Bunlardaki ecri bilen, sürünerek de olsa, cemaate gelir) [Buhari]

Bir vaazda, müslümanlığın sadece yatıp kalkmak olmadığı, namazdan başka yapılacak çok işler de olduğu bildirildi Namaz için böyle demek uygun mu?
CEVAP
Kelam, mantık ve matematiğe dair eserleri de olan Sarı Lütfi veya Deli Lütfi denilen Tokatlı Molla Lütfi, şer’i ilimleri Hızır Çelebininoğlu Sinan Paşadan tahsil etmiştir Bir dersinde (Bizim kıldığımız namaz, faydasız eğilip doğrulmaktır) demiş Namazı önemsiz gördüğü için Hatibzade Muhyiddin efendinin verdiği fetvaya istinaden muhakeme olunup Sultanahmed meydanında idam olunmuştur (1495)
Kur'an-ı kerimde mealen (Namaz, münker ve fahşadan [edepsizlikten, akla ve dine uymayan her türlü kötülükten] alıkor) buyuruldu (Ankebut 45)
Bir genç, namaz kılar ve her türlü kötülüğü de yapardı Bu gencin durumunu Resulullaha bildirdiler Peygamber efendimiz, (Bir gün gelir namaz, onu diğer günahları işlemekten alıkor) buyurdu Aradan çok zaman geçmedi O genç günahlarına tevbe etti, iyi hâl sahibi oldu Bu bakımdan namazı doğru kılmalıdır!
Demek ki, namaz kılan bütün kötülüklerden uzak kalıyor Yani insan namazı doğru kılarsa, dine tam uymuş olur Dine tam uyan da, hiç bir kötülüğü işlemez, ayrıca dinimizin emrettiği iyi işleri yapmaya çalışır Namaz gibi çok önemli bir ibadet için yatıp kalkmak tabiri kullanılmamalıdır!

En faziletli ibadet
İbadetler içinde en faziletlisi hangisidir?
CEVAP
İbadetler içinde en faziletlisi namazdır Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Namaz, Allahü teâlânın hoşnut olduğu bütün amellerin en faziletlisidir Rızkın bereketi, duanın kabulüdür Kabirde ışıktır Sıratı yıldırım gibi geçiricidir Cennette başa taçtır İmanın başı, gözün nuru ve Cehennemden kurtarıcıdır) [Miftâh-ul-Cennet]
(Cennetin anahtarı namazdır) [Darimi]



(En faziletli amel, vaktinde kılınan namazdır) [Ebu Davud]
(İman, namaz demektir Namaz için kalbini hazırlar ve namazı itina ile, vaktine, sünnetine ve diğer şartlarına riayet ederek kılan, mümindir) [İbni Neccar]
(Namazın farz olduğuna inanıp, eksiksiz kılan, Cennete gider) [Hakim]



(Kıyamette kulun ilk sorguya çekileceği ibadet, namazdır Namaz düzgünse, diğer amelleri kabul edilir Namaz düzgün değilse, hiçbiri kabul edilmez) [Taberani]



(Kıyamette, namaz kılan kurtulur, kılmayan perişan olur) [Taberani]
(Allah, 5 vakit namazı farz kıldı, eksiksiz edâ edeni Cennete koyacağına söz verdi Namaz kılmayana verilmiş bir sözü yoktur, buna dilerse azap eder, dilerse Cennete koyar) [EDavud]
(Ümmetimin fesâdı zamanında sünnetime yapışan, [yani Ehl-i sünnet olan] ve beş vakit namazı cemaatle kılanın amel defterine her gün yüz şehid sevabı yazılır) [İNâsiruddin]



(Müslüman, namaz kılarken günahları başı üzerine konur Her secde ettiğinde başından dökülür Namazı bitirince hiç bir günahı kalmaz) [Taberani]
(Mümin, Allah rızâsı için namaz kılınca, ağaçtan yaprakların döküldüğü gibi, günahları dökülür) [İAhmed]
(Her namaz vakti gelince, melekler, "Ey insanlar, günahlarınız sebebiyle hâsıl olan ateşi namaz kılarak söndürün" derler) [Taberani]

Namaz kılmak böyle büyük bir ibadet olduğu için terk edilmesi de çok büyük günahtır Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Kasden [mazeretsiz] namaz kılmayanın diğer amellerini Allahü teâlâ kabul etmez Tevbe edinceye kadar da Allahın himâyesinden uzak olur) [İsfehani]
(Namaz kılmayan, kıyamette Allahü teâlâyı kızgın olarak bulur) [Bezzar]
(Kim namazı bile bile bırakırsa Allahü teâlâ onun ibadetlerini faydasız kılar ve namaza başlayıncaya kadar, himâyesinden uzak tutar) [Ebu Nuaym]
(Beş vakit namazı terk eden, Allahın hıfz ve emânından mahrum olur) [İbni Mâce]



(Namaz dinin direğidir, terk eden dinini yıkmış olur) [Beyheki]
(Namaz kılmayanın Müslümanlığı, abdest almayanın namazı yoktur) [Bezzar]
(İmân ile küfür arasındaki fark, namazı kılıp kılmamaktır) [Tirmizi]



Bu hadis-i şerifleri, Ehl-i sünnet âlimleri şöyle açıklamışlardır:
Dinimizde en büyük günahı işleyen kâfir olmaz Bunun için, tembellikle namaz kılmayana kâfir denmez Fakat namaz, çok önemli bir ibadet olduğu için, namaz kılmayanın imanla ölmesi çok zayıf bir ihtimaldir Namaz kılmayanın kalbi kararır, diğer günahları işlemekten çekinmez Bazı âlimler, namaz kılmayanın kâfir olacağını bildirmiştir Bu bakımdan her ne şart altında olursa olsun, muhakkak namazı kılmalıdır!




Vazife elbette mukaddestir
Bir arkadaş,(Ben namaz kılmam ama, fakirlere yardım ederim, hayvanlara acırım Bunlar da ibadettir Sadece namaz kılmakla olmaz Vazife mukaddestir Önce iş, sonra namaz) diyor Namaz kılmayanın yaptığı iyi işler kabul olur mu?
CEVAP
(Sadece namazla olmaz) demek, namazı hafife almak olur Namaz sanki iman gibidir Nasıl ki, imanı olmayanın hiçbir ibadetine, iyiliğine sevap verilmiyorsa, namaz kılmayanın da hiçbir ibadetine sevap verilmez
Peygamber efendimiz buyuruyor ki:
(Kıyamet günü kulun ilk sorguya çekileceği ibadet namazdır Namaz düzgün ise, diğer amelleri kabul edilir Namaz düzgün değilse, hiçbir ameli kabul edilmez) [Taberani]
(Namaz kılmayanın ibadetleri kabul olmaz) [Ebu Nuaym]
(Namazın dindeki yeri, başın vücuttaki yeri gibidir) [Taberani]
(Namaz dinin direğidir, namazı terk eden dinini yıkmış olur) [Beyheki]
(Vazife mukaddestir Önce iş, sonra namaz) diyerek namaz kıldırmamak doğru değildir Namaz kılmakla işverenin hakkı geçmiş olmaz Yani işverenin namaza mani olma hakkı olmaz Vazife ne demektir? Vazife, âmir tarafından emredileni yapmak, yasak edileni yapmamak demektir Birkaç âmirin verdiği emir, birbirine benzemiyorsa, daha üstün olan âmirin emri yapılır Memuriyette ve askerlikte de, birinci vazife büyük âmirin emrini yapmaktır En büyük âmir kimdir? Vazife elbette mukaddestir Çünkü hadis-i şerifte, (İnsanların en iyisi, insanlara faydalı olandır) buyuruldu (Kudai)

İnsanlara ne yapılırsa faydalı olacağını da, en büyük âmir olan Allahü teâlâ bildirmiştir Birinci vazife, en büyük âmirin emrini yapmak olduğuna göre, en büyük âmir ne diyor? (İmandan sonra en büyük vazife namaz kılmaktır) buyuruyor Namaz kılmayanın ibadetleri, iyi işleri kabul olmadığı gibi, kazancı da bereketsiz olur

Namaz kılmak, işi aksatmaz Hatta namaz kılan, işini daha canla başla yapmaya gayret eder Namaz kılan, kul hakkından, haramdan korkar, vazifesini ihmal etmez (Namaz kılmaya vaktim yok) demek veya başka bahâne uydurmak, beynamaz mazeretidir, namazın önemini bilmemektir Hadis-i şerifte, (Bir kimse, namazını kasten, mazeretsiz kılmazsa, Allahü teâlâ onun diğer ibadetlerini faydasız kılar) buyuruldu (İGazâli)
Allahü teâlâ, namaz kılmayanın iyiliklerine sevap vermez (Sefer-i âhiret)


Kasıtlı ve kasıtsız yapmak aynı şey mi?

Bazı cahiller; bir namazı, uyuyarak, unutarak veya meşru bir mazeretle kazaya bırakmakla, tembellikle veya kasten terk etmeyi aynı kefeye koyuyorlar Kasıtlı ve kasıtsız yapmak hakkında bilgi verir misiniz?
CEVAP
Namazı kasten terk etmekle, meşru bir özürle terk etmenin cezası ve kazası aynı değildir Sadece namaz değil, her işi, kasıtlı veya kasıtsız yapmak arasında çok fark vardır Kasıtlı ve kasıtsız yapmak konusunda Kur’an-ı kerimden ve hadis-i şeriflerden örnekler verelim:

Bir işi kasten yapmak, taammüden, planlayarak, isteyerek yapmak demektir Dinimizde adam öldürmek en büyük günahlardandır Bunu taammüden, yani planlayarak öldürmek daha şiddetlidir Bekara suresinin 178 âyet-i kerimesinde, kasten adam öldürenin, mahkemece, aynı cezaya çarptırılması bildirilmektedir Bir mümini öldürmek büyük günah olduğu gibi, mümini mümin olduğu için öldürmek daha büyük günahtır Bu konuda Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki: (Bir mümini [mümin olduğu için] kasten öldürenin cezası, cehennemde sonsuz kalmaktır) [Nisa 93]

Fakat bir mümini kasten değil de, yanlışlıkla, kasıtsız öldürürse, cezası hafiftir Varsa bir köle azat eder ve diyet verir Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Bir mümini yanlışlıkla öldürenin, bir mümin köleyi azat etmesi ve öldürülenin ailesi bağışlamadıkça, diyet ödemesi gerekir) [Nisa 92]

Bir insan doğru zannederek yalan yere yemin edebilir Bunu kasıtlı yapmadığı için günah olmaz Fakat bir şeyi yapmayacağım diye yemin edip de, yaparsa yemin kefareti ödemesi gerekir Bu konuda Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki: (Allah, kasıtsız yeminlerinizden dolayı sizi sorumlu tutmaz Ama kasıtlı yeminlerinizden dolayı sizi sorumlu tutar) [Bekara 225]

Hadis-i şeriflerden de birkaç örnek verelim Besmelesiz kesilen hayvan yenmez Ama besmele unutulmuşsa yenir Bir hadis-i şerifte buyuruluyor ki: (Besmele unutularak kesilen hayvan helaldir, Besmeleyi kasten terk etmedikçe tutulan av da yenir) [Abd bin Hamid]
Ramazan orucunu kasten bozmanın cezası, kefareti ağırdır Ama unutarak yiyip içmenin cezası yoktur Bir hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
(Oruçlu, unutarak bir şey yiyip içerse, kaza gerekmez) [Dâre Kutni]

Kasten hadis uydurmanın cezası da büyüktür Bir hadis-i şerifte buyuruluyor ki: (Kasten bana izafeten yalan söyleyen [hadis uyduran] cehennemdeki yerine hazırlansın) [Buhari]

Kasıtlı ve kasıtsız yapmakla ilgili fıkıhta çok konu vardır Mesela İbni Âbidin hazretleri diyor ki, (Özürsüz, çocuk almak haramdır Ananın veya süt emen diğer çocuğun ölümüne sebep olan bir özür varsa, uzuvları teşekkül etmeden almak caiz olur)
Namazı kasten kılmamak çok büyük günahtır Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Namazı kasten terk eden, Allahın zimmetinden [korumasından] çıkar) [İ Ahmed]
(Namazı kasten kılmayanın diğer amellerini Allahü teâlâ kabul etmez) [İsfehani]
(Namazı kasten terk eden kâfir olur) [Taberani]

Bu kadar önemli bir ibadeti kasten terk etmekle, uyuyarak, unutarak kılmamak arasında çok fark vardır, mukayese bile kabul etmez, ikisi aynı kefeye konamaz Uyumak, unutmak veya başka meşru bir mazeretle kazaya kalan namaz varken, sünnet veya nafile namaz kılmakta mahzur yoktur Ama kasten terk edilmiş namazları varken, bunları kaza etmeden nafile kılamaz

Namaz kılmamanın zararı
Namaz kılmamanın zararı nedir?
CEVAP
SeyyidAbdülhakim Arvâsi hazretleri, Sefer-i Âhiret risâlesinde buyuruyor ki:
Namaz kılmayan, namaz kılmamakla bütün müminlere zulmetmiş bulunuyor Zira her namazda (Esselamü aleynâ ve alâ ibâdillâhissâlihin) demekle bütün müminlere dua ediliyor Her gün beş vakit namazda yirmi defa tekrar olunan bu duadan müslümanları mahrum bırakıyor Yani hakları olan bu duayı terk ediyor Kıyamet gününde bütün müminler bu haklarını namaz kılmayanlardan alacaktır Namaza gevşeklik gösterenler, namazı önemsemeyip hafif tutanlar birçok cezaya uğrarlar:



Ömründen hayır ve menfaat görmez Çeşitli hastalıklar, çeşit çeşit aşağılıklar, hakaretler ve zilletler içerisinde hayat sürer Kimseden saygı görmediği gibi, çeşitli mahrumiyet ve zaruretlere mübtelâ olur Sıhhatinden hayır ve menfaat görmez Genel olarak kötü yerlerde bulunan kimseler, namazına devam etmeyenler veya namazında gevşeklik gösterenlerdir Bu gibi yerlerde, ekseriya namazı terk edenler, namaza gevşeklik gösterenler görülür Bunun gibi, zahmetli, yorucu ve ağır işlerde çalışanlar da çoğunlukla yine namaz kılmayanlardır Namazı doğru kılanlar, salihlerin yanında hürmet ve haysiyet ve itibar sahibidir Bu gibiler, arkadaşları ve akrabaları arasında seçilmiş ve saygılıdır Aşağı, çirkin, süfli ve ezici işlerde çalışanlar genellikle namaz kılmayan veya namaza gevşeklik gösterenlerdir



Cenâb-ı Hakkın hizmetinde bulunmaya yarar kimselerin simâlarında, kendi yaradılışlarındaki, güzellik ve cemâlden ayrı olarak bir başka güzellik ve cemâl vardır ki, namaza gevşek davrananlar her ne kadar güzellenme ve süslenme sebeplerine başvursalar da, her gün defalarca hamama girip çıksalar da, türlü türlü, çeşit çeşit ve yeni elbiseler giyseler de, yine bu güzellik ve cemâle kavuşamaz ve bu simaya bürünemezler Her çeşit güzel kokular sürünseler de, kendilerinde hasıl olan yahudi kokusuna benzer kokuyu hissedebilenlerden gizleyemezler Bu kokuyu duyanlar vardır Nitekim yahudiler, yahudiliğe mahsus olan kokudan, İslama gelip İslam dininde karar kılmadıkça kurtulamayacakları gibi, namazı terk edenler de, namaza devam ve şartlarına riayet etmedikçe kurtulamazlar



Simâ-i sâlihin ancak namaza devam edenlerde bulunur Bunu anlayanlar vardır Hattâ bu işin ehli olanlar, geçirilen namazın hangi vaktin namazı olduğunu da bilebilirler
Namaza devam edenler, uzun zaman hamama gitmeseler de, yıkanmasalar da, bunun gibi hayli zaman çamaşır değiştirmeseler de, vücutları, elbise ve çamaşırları pis kokmaz Namazı terk edenler, aksine sık sık hamama gitseler de ve çamaşır değiştirseler de, o nezafet, o tarâvet ve o zarafete sahip olamazlar



Günde defalarca sadaka verse, birçok yetim sevindirse, yedirse, giydirse, günlerce Kur’ân-ı kerim hatmetse, birçok kere hacca gitse, buna benzer ibadet, tâat ve iyilikler yapsa, Cenâb-ı Hak ona zerre kadar bir sevap vermez Bütün amelleri boştur



Allahü teâlâ, o vakitleri namaza mahsus kıldığından bu vakitleri namazda geçirmeleri elbette lazımdır Bu vakitleri Allahü teâlânın tayin ettiği şekilden düzenden çıkarmak zulmünde bulundukları için namazı terk edenlerin her işinden, dünyevi ve uhrevi yaptıklarından iyilik, hayır ve bereket kalkar



Yâ Rabbi diyen kuluna, Allahü teâlâ, (Lebbeyk = söyle yapılsın) buyuruyor Namaz kılmayan kimseye, böyle söylemez Onun duası kabul olunacak makama getirilmez Yani bir engel çıkar da geri bırakılır Kabul olunacak yere ulaşamaz Tıpkı dünya işinde, dilekçe yazanın, dilekçesinin bir yerde takılıp yerine ulaşamaması gibi



Sâlihler, Allahü teâlâya yâr olanlar namaz kılanlardır Ancak bunlar hayır ve berekete ve rahmete vesile olurlar Namazda, Âdem aleyhisselamın yaratılmasından yeryüzünde bir tek mümin kalıncaya kadar, bütün müminlerin ve dolayısiyle bütün mahlukatın da hakları vardır Namaz terk edilince, Hakkın rahmeti, örtülü kalır Rahmetin gelmesine değil kesilmesine sebep olduğundan bütün mahlukat namazı terk edene buğz ve düşmanlık eder



Müslümanların dualarının bereketinden mahrum kalır Yani hisse, pay alamaz Ölse, mezarı yanından geçen bir müslümanın okuduğu Fatihadan gerektiği kadar faydalanamaz Allahü teâlâ böylelerini, uluhiyet makamında özel hizmet sayılan namaza almadığından, Hakka hizmetten kovulmuş ve bu hizmet için verilecek olan faydalardan mahrum kalmıştır
Namaz kılmayan, görünüşü bozuk bir surette ve rahatsız olarak yatağa düşer Üstünü başını, yorganını, karyolasını ve diğer şeylerini pisleterek berbat eder Öyle olur ki, en yakınları olan çocukları ve hanımı, anası ve babası da ölümünden nefret eder Beklenilen hürmet ve riâyeti gösteremezler Dünyalık olarak çok büyük mesela padişah da olsa, yine ölüm zamanında şu veya bu şekilde ikrah olunur bir suret ve şekilde vefat eder ki, bütün etrafı ve yakınları ondan nefret ederler



Namaz kılmayanın ölümünde; gözlerinde korku alâmetleri, telaş ve hüzün eserleri, gözünü göğe dikme işaretleri görünür Gözlerinin rengi değişir Yukarıya veya aşağıya doğru dikilir ki, bakmak mümkün değildir Burun delikleri kurur Kuş tüyü yataklarda, muhteşem karyolalarda, süslü odalarda ve saraylarda binbir ihtişam ve çeşitli debdebe içerisinde bulunsa da, yine zelil ve aşağı olur Gittikçe zillete, alçalmaya doğru yol alır Çünkü izzet, ancak Allahü teâlâya, Muhammed aleyhisselama ve müminlere mahsustur HzÖmer bunun için: “Biz zelil bir kavim idik Allahü teâlâ bizi İslam dini ile aziz eyledi Eğer izzet ve şerefi, Allahü teâlânın bizi aziz ettiğinden başka yerde ararsak, eskisinden daha zelil ve aşağı oluruz” buyurdu



Namaz kılmamakla iman zayıflar Namazı kılmayanların imanları zayıf olduğundan, ne melekler, ne ruhlar, ne ölüler, ne diriler, ne de diğer mahlukat onu aziz tutmaz, ona hürmet ve riâyet göstermezler Namaz kılmayan ölürken saçları ve sakalları sarkar Sarkık, düşük, karışık bir manzara alır Kısaca, hayatındaki şeklinde bulunmaz Müminler ise ölümünde de hayattaki durumu bozulmaz, aynen canlı gibi kalır Onun ölümünü gören, ölümünden haberdar değilse, uyuduğunu zanneder



Ne kadar çok yemek yese de, yine açlık ızdırabı dinmez Gittikçe şiddetlenir Dayanılmaz, tahammül edilmez bir hâl alır Ne kadar fazla, ne kadar kuvvetli ve iyi yemekler yedirilse, bu acı, bu ağrı, bu sızı dindirilemez Bu ızdırap teskin olunamaz Bu hasta yedirilmekle doyurulamaz Boğazı, barsakları açlıkla acı çeker Açlık bir orantı halinde yükselir, artar Nihayet kıvrana kıvrana can verir Çünkü namazı terk etmek büyük günahtır Cezası da o nispette büyük olur Açlık da mühim bir hastalıktır Neticesi mutlaka ölümdür Diğer hastalıklar gibi değildir İşte namaz kılmayanlar açlık hastalığı ile kıvranıp öyle giderler Her namaz kılmayan mutlaka aç olarak ölür



Namaz kılan, güler yüzlü mütebessim, parlak ve nurani yüzlü olur Sevinç ve neşe alâmetleri yüzünde ve gözlerinde âşikâr olur Hak teâlâdan ve meleklerinden hayâ eder Kendi kusurlarını ve Hak teâlânın lütuf ve ihsanını görür de, alnından terler dökülür, burnunun delikleri sulanır Kulak altları ve burun delikleri hafif bir şekilde terler Güzel bir şekilde kokar Renginde lâtif bir güzellik olur Etrafa güzel kokular yayılır En lezzetli ve en nefis yemekler yemiş gibi tok ve kanmış olarak vefat ederler
Namazın tamam olması ve kemâl üzere bulunması, fıkıh kitaplarında genişçe anlatıldığı şekilde namazın farzlarını, vaciplerini, sünnet ve müstehaplarını yapmaya, yerine getirmeye bağlıdır Namazda huşu bu dört şeyde toplanmış ve kalbin hudu’u da bunlara bağlanmıştır Müminle kâfir arasındaki fark namazdır Mümin namaz kılar, kâfir kılmaz Münâfık ise bazen kılar, bazen kılmaz



Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(İman, namaz demektir Namaz için kalbini hazırlar ve namazı itinâ ile, vaktine, sünnetine ve diğer şartlarına riâyet ederek kılan, mümindir) [İbni Neccâr]
(Kıyamette kulun ilk sorguya çekileceği ibadet namazdır Namaz düzgün ise, diğer amelleri kabul edilir, düzgün değilse, hiçbir ameli kabul edilmez) [Taberani]
(Namaz kılmayan, Kıyamette, Allahı kızgın olarak bulacaktır) [Bezzar]
(Namazı kılmayanın ibadetleri kabul olmaz ve namaza başlayana kadar Allahın himâyesinden uzak kalır) [Ebu Nuaym]
(Namaz dinin direğidir, terk eden dinini yıkmış olur) [Beyheki]
(Namaz kılan kıyamette kurtulacaktır, kılmayan perişan olacaktır) [Taberani]



Hanbeli’de bir namazı özürsüz terk eden kâfir olduğundan öldürülür Yıkanmaz kefene sarılmaz, namazı kılınmaz ve müslümanların kabristanına konulmaz Ayağına ip bağlanır, murdar bir it gibi, bir çukur kazıp içine konur Üzerine toprak atılır Üzerine kabir alâmeti de yapılmaz Şâfii ve Mâliki’de büyük günah işlediği için ceza olarak öldürülür Hanefi’de namaza başlayıncaya kadar dövülüp hapse atılır Namaz kılmamak imânsız ölmeye, namaz kılmak ise iki cihan saadetine sebep olur

Sen kalbe bak

Bazı kimseler hiç ibadet etmediği ve her çeşit günahı işlediği halde, "benim kalbim temizdir, sen kalbe bak" diyorlar Kalp nasıl kirlenir, nasıl temizlenir?
CEVAP
Önce kalp ile yüreğin tarifini yapalım! Kalp, göğsümüzün sol tarafındaki et parçası değildir Buna, yürek denir Yürek, hayvanlarda da bulunur Kalp, yürekte bulunan bir kuvvettir Görülmez Ampulde bulunan elektrik cereyanı gibidir Buna, kalp veya gönül diyoruz Gönül, insanlarda bulunur Hayvanlarda bulunmaz

Bedendeki bütün a'za, kalbin emrindedir His uzuvlarımızın duydukları bütün bilgiler kalpte toplanır İnsanın, inanmak, sevmek, korkmak, kalbindedir İtikad eden, yani iman eden ve kâfir olan, kalptir Güzel, iyi ahlâkın ve kötü huyların yeri kalptir Kalbi temizlemek için riyâzet ve mücâhede lazımdır Riyâzet, nefsin arzularını yapmamaktır Nefsimiz, harâmları, mekruhları arzu eder Bunlardan kaçmak lazımdır Mücâhede, nefsin istemediği şeyleri yapmak demektir Nefsimiz, iyilik ve ibadet yapmak istemez İyilik ve ibadet ederek kalbi temizlemelidir! Allahü teâlâ, dinleri, Peygamberleri, kalbi temizlemek için gönderdi Kalbi temiz olan, dinimizin emirlerine uyar, yasak ettiklerinden kaçar Kalbi kötü olan kimse, İslamiyetten kaçar Dinimizin emirlerini gericilik, tutuculuk olarak kabul eder Dine uymamayı da ilericilik, uygarlık, özgürlük olarak bilir

"Sen kalbe bak" demek
Namaz kılmayan ve kendisine farz olan diğer ibadetleri yapmayan kimsenin kalbi temiz olmaz Günah işleyenlerin kalbi temiz olmaz Günah kalbi karartır Zaten namaz kılmamak en büyük günahlardan biridir Hatta namaz kılmayana kâfir diyen âlimler bile olmuştur Namaz kılmayanın, içki içenin kalbi çok kararmış demektir Her türlü rezaleti işleyip de, "sen kalbe bak" demek, dinsizlerin veya din cahillerinin sözüdür Bir yazar, kitabında, bir fâsıkı överken, "Çok içki içerdi Şarabı hamamın kurnasına koyar, oradan içerdi; fakat tertemiz, pırıl pırıl bir kalbi vardı" diyor Allahü teâlâ ve Peygamber efendimiz, namaz kılmayanın ve içki içenin kalbi temiz olmaz buyururken, cahil yazar, böyle söylemekle Allahı ve Resulullahı yalancı çıkarmaya çalışıyor

Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Bir kimse, günah işlediği zaman kalbinde siyah bir nokta hâsıl olur Eğer tevbe ederse, o leke silinir Tevbe etmeyip tekrar günah işlerse, o leke büyür ve kalbin tamamını kaplar, kalp, kapkara olur) [Harâiti]

İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Allahü teâlânın emirlerini yapmamak kalbin bozuk olmasındandır Kalbin bozuk olması, dine tam inanmamaktır İmanın alâmeti, dinin emirlerini seve seve yapmaktır [Namaz kılmayıp günah işleyenin, (benim kalbim temiz, sen kalbe bak) demesinin ne kadar cahilce bir söz olduğu buradan da anlaşılır] Kalp, sevgi yeridir Sevgi bulunmayan kalp ölmüş demektir Kalpte, ya dünya sevgisi veya Allah sevgisi bulunur Allahı anarak, ibadet yaparak, kalpten dünya sevgisi çıkarılınca, kalp temiz olur Bu temiz kalbe, Allah sevgisi, kendiliğinden dolar Günah işleyince, kalp kararır, hastalanır, dünya sevgisi yerleşir ve Allah sevgisi gider Kalbin bu hâli, bir şişeye benzer Su doldurunca, havası çıkar Suyu boşaltınca, hava kendiliğinden dolar Bir bardaktaki hava çıkmadıkça içine su girmez İçine su koyunca da, bu suyu çıkarmadan başka şey koyulmaz Kalp de bardak gibidir Kalbi Allah sevgisiyle doldurmak için, başka her şeyi temizlemek lazımdır Bir kalpte iki veya daha fazla sevgi bulunamaz Kur'an-ı kerimde, (Allah, insanın içinde iki kalp yaratmamıştır) buyuruluyor (Ahzâb 4)
Nefs-i emmâre, dine inanmaz Bunun için, nefsi, tezkiye etmek, kötülüklerden temizlemek ve faziletlerle doldurmak lâzımdır Şems suresinde meâlen, (Nefsini tezkiye eden kurtuldu Nefsini, günahta, cehalette, dalâlette bırakan zarar etti) buyuruldu

Hadika'da buyuruluyor ki:
Haram işleyenlerin, sen kalbime bak, kalbim temiz demeleri yanlıştır Kendini ve müslümanları aldatmaktır Ancak dinin emir ve yasaklarına uyanın kalbi temiz olur Peygamber efendimiz, (Günaha devam edenlerin zamanla kalbi mühürlenir O, artık sevap işleyemez olur) buyuruyor (Bezzar)
(Lâ ilâhe illallah) kelimesini çok söylemek, kalbi temizlemekte çok tesirlidir Her gün, belli miktar okumak iyi olur Abdestli ve abdestsiz söylenebilir (c1, m14)

Rabbimizin gazabını söndürmek için (Lâ ilâhe illallah) güzel kelimesinden daha faydalı bir şey yoktur Bu güzel kelime, Cehenneme götüren gazabı söndürünce, daha küçük olan başka gazaplarını elbette söndürür Bu güzel kelime, Kıyamet için ayrılmış olan 99 rahmet hazinesinin anahtarıdır Küfür karanlıklarını, şirk pisliklerini temizlemek için, bu güzel kelimeden daha kuvvetli, hiçbir yardımcı yoktur Bir kimse, bu kelimeye inanınca, imanın zerresi hasıl olur (c2, m37)

Allahı anmanın, Lâ ilâhe illallah demenin faydalı olabilmesi için dinimize uymak şarttır Farzları ve sünnetleri yapmak ve haramlardan ve şüphelilerden sakınmak lazımdır (m190) Kalbin Allahü teâlâdan başka şeyleri sevmesi onu karartır, paslandırır Bu pası temizlemek lazımdır Temizleyicilerin en iyisi sünnet-i seniyyeye uymaktır Sünnet-i seniyyeye uymak, nefsin kalbi karartan isteklerini yok eder

Bir adam, “Önyargılı davranmamalı” diyerek şöyle konuşuyordu: “İçki içmeyenleri hatasız, içki içenleri hatalı sanmak çok ama çok yanlış bir düşüncedir Kumar oynamayanları hatasız, kumar oynayanları hatalı sanmak çok ama çok yanlış bir düşüncedir Namaz kılanları hatasız, namaz kılmayanları hatalı sanmak çok ama çok yanlış bir düşüncedir Dine uygun tesettürlü bir bayan hatasız, tesettürsüzler hata içerisinde gibi bir duyguya kapılmak çok ama çok yanlış bir düşünce Dürüstlük giyim kuşamla değil yetişme tarzı ve karakterle ilgilidir İnsanları giyim kuşamıyla yargılamak çok ama çok yanlıştır Büyük hatadır Böyle yanlış duygu ve düşünceye kapılanlar bu yanlışlarından vazgeçmelidir” Bu adam din cahili değil mi?
CEVAP
O adamı çok yakından tanıyorum Din cahili değil, düzenin adamıdır, düzenbazlara yaranmak için öyle söylüyor
Bir insanın iyi veya kötü olduğu, konuşmalarından, hareketlerinden, yaptığı işlerden anlaşılır Bir hadis-i şerifte, (Her kaptan içindeki sızar) buyuruluyor İmam-ı Rabbani hazretleri de, “Görünüşümüz, bâtınımızın [içimizin] alâmetidir”buyuruyor Yunus Emre de diyor ki:
Kim ki edepsiz gezer, ergeç yolundan azar
Dış yüzüne o sızar, içinde ne var ise
İstisnalar hariç, bir adamın işine bak, giyinişine bak, ne mal olduğu belli olur İstisna olanları hüküm gibi ortaya atmak yanlıştır, hem de çok yanlıştır Birkaç örnek verelim:

Minare olan yerde cami var demektir Sünnet olmak Müslümanlık alameti sayılır Sünnetsiz birini görsek buna gayri müslim demek yanlış olur Türk bayrakları dalgalan yerin Türkiye, polis elbisesi giyenlerin de polis olduğu anlaşılır Ancak başka ülkede de Türk bayrağı dalgalanabilir, polis olmayan biri de, polis elbisesi giyebilir Ama bunlar istisnadır İstisnalara bakıp da genel bir hüküm verilemez
Allah korkusunun alameti, haramlardan kaçmaktır Her günahı çok tehlikeli görmelidir! Müminin alametlerinden biri de günahını çok tehlikeli görür Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Mümin günahını başucunda, hemen üstüne yıkılacak bir dağ gibi görür Münafık ise burnuna konmuş hemen uçacak sinek gibi görür) [Buhari]

Bedenin bozuk olması, yani günah işlemek, kalbin bozuk olmasının alametidir Açık saçık gezenlerin veya başka günah işleyenlerin, (sen, kalbe bak, kalbim temizdir) demelerinin bir kıymeti, bir doğruluğu yoktur, yanlıştır Hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
(Kalp bozuk olunca, bedenin işleri de hep bozuk olur) [Beyheki]
İçki içen, kumar oynayan, namaz kılmayan, açık saçık gezen, ne kadar iyi birisi olursa olsun, bir kere açıktan işlediği bir günahı vardır O peşinen salih birisi olmayı kaybetmiş, fâsık sınıfına girmiştir Allahın emrine isyan ediyor Tesettürlü olan, çok kötü olsa bile, açıkça bir günahı görülmemektedir Fahişelerin hemen hepsi açık saçık giyinir Tesettürlü kadından da fahişe olabilir, ama bu oran çok azdır Onun için kıyafetlerin önemi inkâr edilemez “Dürüstlük giyim kuşamla değil” diyen cahillere itibar etmemelidir Bir hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
(Din cahillerinin çoğalması, kıyamet alâmetlerindendir) [Buhari]



“Namaza dikkat edin”

Vaizler, hatipler, hep islamın sosyal strüktüründen, sosyo-ekonomik, sosyo-politik yönlerinden bahsediyorlar da neden, namazın öneminden, sünnet ve mekruhlarından, secde-i sehvden bahsetmiyorlar? Kabirde, ahirette neler sorulacak, iyi müslüman olmak için neler yapmak gerekir? Dini gazete denilen bazı yayın organları da böyle Acaba namazdan bahsetmeyi aşağılık mı kabul ediyorlar?
CEVAP
Böyle sualleri sahiplerine sormak gerekir Zan üzerine yazmak doğru olmaz Fakat namazın önemi söz konusu olduğu için, (Namaz kılmaz ama dayımın oğlunun imanı çok kuvvetlidir Teyzem de açık saçık gezer ama imanı çok sağlam) diyen bir okuyucumuza bu vesile ile cevap vermek istiyorum Namaz kılmayanın, pervasızca günah işleyenin imanı kuvvetli olmaz Bir kimse, namazı ne kadar doğru kılıyorsa, imanı o ölçüde kuvvetlidir, parlaktır Namaz kılmayanın ve kılmadığı için üzülmeyenin imanı çok sönüktür, belki de çoğunun imanı yoktur Peygamber efendimiz, (İman namaz demektir Namaz dinin direğidir) buyuruyor Direksiz din olur mu?
Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Namaz dinin direğidir, terk eden dinini yıkmış olur) [Beyheki]
(Namazın dindeki yeri, başın vücuttaki yeri gibidir) [Taberani]
(Kıyamette kulun ilk sorguya çekileceği ibadet, namazdır Namaz düzgünse, diğer amelleri kabul edilir Namaz düzgün değilse, hiçbir ameli kabul edilmez) [Taberani]
(Namaz kılmayanın diğer amellerini Allahü teâlâ kabul etmez) [İsfehani]
(Namaz kılan kıyamette kurtulacaktır, kılmayan perişan olacaktır) [Taberani]
(İman, namaz demektir Namaz için kalbini hazırlar ve namazı itina ile, vaktine ve diğer şartlarına riayet ederek kılan, mümindir) [İbni Neccar]
Peygamberimizin son sözlerinden biri, Namaza dikkat edin idi (İMace)
Namazın önemi böyle iken, kendilerine mücahid diyen bazı yazarların namaz kılmadığını, karısının, kızının tesettüre riayet etmediklerini gördüm Bir insanın sözü, yazısı kendine tesir etmiyorsa, başkalarına nasıl eder? Herkes, önce kendini ıslah etmelidir!

Namaz her iyiliğin anahtarıdır
Ben namaz kılmıyorum Fakat hiç günah işlemiyorum İçki içmem, kumar oynamam, hırsızlık etmem ve başka günahları da işlemem Bunlar yetmez mi?
CEVAP
Namaz kılmamak çok büyük günahtır Hırsızlık etmekten, kumar oynamaktan, içki içmekten daha büyük günahtır Birçok hadis-i şerifte, kasten namaz kılmamanın küfür olduğu bildirilmiştir Amel imandan parça olmadığı halde, namaz konusunda ittifak hasıl olmamıştır Namazın imandan olduğunu bildiren âlimler de olmuştur Bu bakımdan namaz kılmamak, çok büyük tehlikedir
Bir insan her türlü kötülüğü işlese, namaz kılmaya devam etse, namazı doğru olarak kılsa, kötülüklerin çoğunu, hatta tamamını terk eder Çünkü Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki: (Namaz, münker ve fahşâdan [edepsizlikten, akla ve dine uymayan her türlü kötülükten, her türlü günahtan] alıkor) [Ankebut 45]
Namaz kılmanın fazileti çok büyüktür Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Namazın dindeki yeri, başın vücuttaki yeri gibidir) [Taberani]
(Namaz dinin direğidir, terk eden dinini yıkmış olur) [Beyheki]
(Namaz, her hayrın, her iyiliğin anahtarıdır) [Taberani]
(Namaz kılan kıyamette kurtulacak, kılmayan perişan olacaktır) [Taberani]
(Kıyamette kulun ilk sorguya çekileceği ibadet namazdır Namaz düzgün ise, diğer amelleri kabul edilir Namaz düzgün değilse, hiçbir ameli kabul edilmez) [Taberani]
Bu hadis-i şerifleri okuduktan sonra, namaz kılmayan müslümana hayret etmemek imkansızdır

Her kötülüğün tek ilacı

Avrupa’da günah işlemek için ortam hazırdır Büyük günahlardan kurtulmanın çaresi nedir?
CEVAP
Her türlü günahın tek ilacı vardır Bu ilaç Kur'an-ı kerimde açıkça bildiriliyor Bu ilacı kullanan her müslüman, alışkanlık haline gelen büyük günahlardan mutlaka kurtulur Ankebut suresi 45 ayet-i kerimesinde (Namaz, münker ve fahşadan [edepsizlikten, akla ve dine uymayan, esrar, içki, zina, livata gibi her türlü kötülükten] alıkor) buyuruldu
Bir genç, namaz kılar ve her türlü kötülüğü de yapardı Bu gencin durumunu Resulullaha bildirdiler Peygamber efendimiz, (Bir gün gelir namaz, onu diğer günahları işlemekten alıkor) buyurdu (Haram işliyorsa, namaz kılmasın) demedi, (Namaza devam etsin) buyurdu Aradan çok zaman geçmedi O genç günahlarına tevbe etti, iyi hâl sahibi oldu Bu bakımdan mutlaka namaz kılmalıdır!

Namaz kılmanın fazileti çok büyüktür Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Cennetin anahtarı namazdır) [Darimi]
(Namazın dindeki yeri, başın vücuttaki yeri gibidir) [Taberani]
(Namaz kılan, Kıyamette kurtulur, kılmayan perişan olur) [Taberani]

(Namaz, Allahın hoşnut olduğu amellerin en faziletlisidir Sıratı yıldırım gibi geçiricidir İmanın başı ve Cehennemden kurtarıcıdır) [Miftah-ul-Cenne]
(En faziletli amel, vaktinde kılınan namazdır) [Ebu Dâvud]

(Allah beş vakit namazı farz kıldı Eksiksiz eda edeni Cennete koyacağına söz verdi Namaz kılmayana verilmiş bir sözü yoktur, böyle kimseye dilerse azap eder, dilerse Cennete koyar) [Ebu Dâvud]
(Müslüman, namaz kılarken günahları başı üzerine konur Her secde ettiğinde başından dökülür Namazı bitirince hiçbir günahı kalmaz) [Taberani]

(Mümin, Allah rızası için namaz kılınca, ağaçtan yaprakların döküldüğü gibi, günahları dökülür) [İAhmed]
(Her namaz vakti gelince, melekler, "Ey insanlar, günahlarınız sebebiyle hasıl olan ateşi namaz kılarak söndürün!" derler) [Taberani]
Bir kimse, (İman eder, namaz kılar, zekât verir, oruç tutar ve diğer ibadetleri yaparsam, kimlerden olurum?) diye sual edince, Peygamber efendimiz, (Sıddık ve şehidlerden olursun) buyurdu (Bezzar)


Namazı terkin cezası

Namaz kılmak böyle büyük bir ibadet olduğu için terk edilmesi de çok büyük günahtır Hanbelide namazı terk eden küfre düştüğü için, Şafii ve Malikide büyük günah işlediği için ceza olarak öldürülür Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Kıyamette kulun ilk sorguya çekileceği ibadet namazdır Namaz düzgün ise, diğer amelleri kabul edilir Namaz düzgün değilse, hiçbir ameli kabul edilmez) [Taberani]
(Namaz kılmayan, Kıyamette, Allahı kızgın olarak bulacaktır) [Bezzar]
(Namazı kasten bırakanın ibadetleri kabul olmaz ve namaza başlayana kadar Allahü teâlânın himayesinden uzak kalır) [Ebu Nuaym]
(Beş vakit namazı kasden, mazeretsiz terk eden, Allahın hıfz ve emanından mahrum olur) [İbni Mace]
(Namaz dinin direğidir, terk eden dinini yıkmış olur) [Beyheki]
(Namaz kılmayanın dini yoktur) [İbni Nasr]
(Bizimle kâfir arasındaki fark namazdır Namazı terk eden kâfir olur) [Nesâi]

Yukarıdaki hadis-i şerifleri, Ehl-i sünnet âlimleri şöyle açıklamışlardır:
Dinimizde en büyük günahı işleyen kâfir olmaz Bunun için namaz kılmayana kâfir denmez Fakat namaz, çok önemli bir ibadet olduğu için, namaz kılmayanın imanla ölmesi çok zayıf bir ihtimaldir Namaz kılmayanın kalbi kararır, diğer günahları işlemekten çekinmez Bazı âlimler, namaz kılmayanın kâfir olacağını bildirmişlerdir Bu bakımdan her ne şart altında olursa olsun muhakkak namazı kılmalı!

Bir arkadaş namaz kıldığı halde içki ve diğer kötülükleri bırakmıyor Bu nasıl oluyor?
CEVAP
Doğru kılınan namaz her türlü kötülükten alıkoyar (Ankebut 45) Namaz, kötülükten alıkoymuyorsa, namaz doğru kılınmıyor demektir Hadis-i şerifte buyuruluyor ki: (Bir kişinin namazı, kendini fahşa ve münkerden [Her türlü kötülükten] alıkoyamıyorsa, Allahtan uzaklığı artar) [Taberani]
O halde yapılacak iş, namazı doğru kılmaya çalışmaktır Namazı doğru kılabilmek için önce itikadın düzgün olması şarttır Daha sonra diğer şartlar gelir Guslün ve abdestin doğru olması lazımdır Bu şartlara riayet eden, mutlaka her türlü kötülüğü bırakır
Kötülerle gezmek bile çok zararlıdır Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Kötü arkadaş, demirci körüğü gibidir Üflenince, ateş kıvılcımları seni yakmazsa da, kokusu seni rahatsız eder) [Buhari]
(İyi arkadaş, güzel koku satan gibidir Sana koku sürmese de, yanında bulunduğun müddetçe güzel kokusundan faydalanırsın) [Müslim]


Müslüman olana ibadetler güç gelmez
Müslüman olmak isteyen gayrı müslimler, (Müslüman oluruz ama, günde beş kere namaz kılmak, yılda bir ay oruç tutarak aç kalmak ve daha başka emirler bize güç geldiği için müslüman olmuyoruz) diyorlar İbadet etmek niçin güç gelir?
CEVAP
Müslüman olana ibadetler güç gelmez Müslüman olsalar böyle şeyler söylemezler İmam-ı Rabbani hazretleri, (Mektubat)ında buyuruyor ki:
(Allahü teâlâ, kullarına yapabilecekleri şeyleri emretmiştir Güç yetiremeyeceği işleri emretmemiştir İnsanları zayıf yarattığı için, kolaylık göstermiştir Kur’an-ı kerimde mealen buyuruyor ki: (Allah, size hafif, kolay emretmek istedi, çünkü insan, zayıf yaratılmıştır) [Nisa 28] Namaz, oruç kolaydır Zekat için de malın tamamının değil, kırkta birinin verilmesini emretmiştir Dinin diğer emirlerine dikkatle ve insafla bakılırsa, bu kolaylıklar görülür Bununla beraber ibadet etmenin güç geldiği kimseler yok değildir İbadetlerin zor gelmesi, Allahü teâlânın düşmanı olan nefstendir Namaz kılmak ve diğer ibadetleri yapmak, ancak müminlere kolay gelir Kalbi kararmışlara zor gelir Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Bu din [inanıp ibadet etmek] müşriklere güç gelir) [Şura 13]



([Her çeşit günahtan çekinmek, oruç tutmak ve diğer ibadetleri yapmak için] Sabrederek ve namaz kılarak Allahtan yardım isteyiniz Sabır ve namaz, yalnız Allahtan korkan müminlerden başkalarına zor gelir) [Bekara 45]



Namaz kılmamak, imansızlıktan veya iman zayıflığından ileri gelir İmanın kuvvetli olmasının alameti, dinimizin emirlerine severek, kolaylıkla uymaktır Bedeni hasta olana bazı işleri yapmak güç geldiği gibi, kalbi ve ruhu hasta olana da ibadet etmek güç gelir) [m191, 289]



(Kalbi temizlemek için, iman edip, Allahü teâlânın nimetlerine şükretmek gerekir Kur’an-ı kerimde buyuruluyor ki: (Allaha iman edip, nimetlerine şükrederseniz, size niçin azap etsin?) [Nisa 147] Allaha şükretmek, Ona inanıp, emir ve yasaklarına riayet etmekle olur) [c3, m41]
kaynak:alıntı
Alıntı ile Cevapla
Alt 10 Nisan 2009, 10:16   Mesaj No:3
Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:MERVE DEMİR isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 5587
Üyelik T.: 05 Aralık 2008
Arkadaşları:14
Cinsiyet:
Memleket:İstanbul
Yaş:35
Mesaj: 2.537
Konular: 2038
Beğenildi:116
Beğendi:0
Takdirleri:270
Takdir Et:
Standart Kamet namaz ezan ile ilgili sorular

Soru
Namaz kılarken sureleri sesli okumak zorunda mıyız? Ezan okunurken müezzinle beraber ezanı aynı anda mı önce mi sonra mı söylemeliyiz? Camide namaz kılarken müezzinin söylediği bitin tesbihatları onunla beraber söylememiz gerekir mi? Evde namaz kılarken farz namazdan önce kamet getirmeli miyiz?

Cevabımız

Değerli Kardeşimiz;

Cevap 1:

Öğle ve ikindi namazları tek başına da kılınsa, cemaatle de kılınsa kıraatin gizli yapılması vaciptir Tek başına kılan kimse veya imam kendi işiteceği kadar bir ses çıkararak Fatiha ve sûreyi okur Gündüz kılınan nafile namazlarda da gizli okumak aynı şekilde vaciptir

Cemaatle kılınan sabah, Cuma, bayram, teravih ve vitir namazlarının bütün rekâtlarında, akşam ve yatsı namazlarının ilk iki rekâtında kıraatı cehrî yapmak, yani sesli okumak vaciptir Akşam namazının üçüncü rekâtında, yatsı namazının da son iki rekâtında gizli okumak vaciptir Ancak, tek başına sabah, akşam ve yatsı namazını kılan kimse, isterse kıraati sesli yapar, dilerse gizli olarak okur

Bu kıraat şekillerinin gündüz namazlarında gizli, gece namazlarında, Cuma ve bayram namazlarında açıktan okunmasının hikmeti de tefsirlerimizde şöyle anlatılmaktadır:
Resul-i Ekrem Efendimiz (asm) İslâma dâvetin ilk yıllarında tebliğ vazifesini gizli olarak yapıyordu Sahabîlere namaz kıldırdığı zaman da kıraatte sesini yükseltir, namazları cehri kıldırırdı

Müşrikler Peygamberimizin sesli kıraatini duyunca şiirlerle ve uydurdukları sözlerle karıştırmaya başladılar Peygamberimize de hakaret ederek işi alay etmeye kadar vardırdılar Müşriklerin bu çirkin hareketine meydan verilmemesi ve Müslümanların eziyetlere maruz kalmamaları için bir âyet-i kerime nazil oldu: “Namazında sesini ne çok yükselt, ne de fazlaca kıs; ikisi ortasında bir yol tut”1 Âyette, müşriklerin duymalarına mâni olmak için Peygamberimizin sesini yükseltmemesi isteniyordu2

Bundan sonra Peygamberimiz, öğle ve ikindi namazlarında, müşriklerin eziyetiyle muhatap olamamak için kıraatı gizli yaptı Akşam namazı vakit ise onların yemek saati, yatsı ve sabah da uyku saatleri olduğundan bu namazlardaki kıraati açıktan yaptı

Cuma ve bayram namazları da zaten Hicretten sonra farz ve vacip kılındığından, müşriklerin de bir zararı olmayacağından kıraatler cehrî oldu

1 İsrâ Sûresi, 110
2 İmam ez-Zemahşerî Tefsîrü’l-Keşşâf (Kahire: Dârü’l-Mushaf, 1397-1977), 3:196

Cevap 2:

Efendimiz buyuruyor ki:

“Ezanı işittiğiniz zaman siz de müezzinin dediğini deyin”1

Resûlü Ekremin bu konudaki uygulamasını, Ümmü Habîbe validemiz şu şekilde anlatmaktadır: “Peygamber (sas), benim yanımda bulunduğu zaman, müezzinin ezan okuduğunu duydum Müezzin sustuğu anda, onun söylediğini tekrar ederdi

Hz Ömer’den rivayet edilen bir hadis-i şerifte de bunun karşılığında cennet vaad edilmektedir:

“Resûlüllah (sas) buyurdular ki: Müezzin, ‘Allahu ekber Allahu ekber’ deyince sizden kim samimiyetle, ‘Allahu ekber, Allahu ekber’ derse, sonra müezzin: ‘Eşhedu en lâ ilâhe illâllah’ deyince, ‘Eşhedu en lâ ilâhe illâllah’ derse; sonra müezzin: ‘Eşhedü enne Muhammeden Resûlüllah’ deyince, ‘Eşhedü enne Muhammeden Resûlüllah’ derse; sonra müezzin: ‘Hayye ale’s-salâh’ deyince ‘Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh’ derse; sonra müezzin: ‘Hayye ale’l-felâh’ deyince, ‘Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh’ derse; sonra müezzin: ‘Allahu ekber Allahu ekber’ deyince, ‘Allahu ekber Allahu ekber’ derse; sonra müezzin: ‘Lailâhe illâllah’ deyince ‘Lâilahe illâllah’ derse cennete girer”2

1- Buhârî, Ezân 7; Müslim, Salât 10; Tirmizî, Salât 154; İbn Mâce, Ezân 4
2- Müslim, Salât 12; Ebu Dâvud, Salât 36

Cevap 3:

Namazı gerek cemaatle kılalım, gerekse tek başımıza kılalım fark etmez; namazdan sonra tesbîhat yapmak Sünnet-i Seniyyedir Tesbîhât cemaatle birlikte yapılabileceği gibi, ferdî olarak da yapılabilir

Cenâb-ı Hakkı zikretmek, noksanlıklardan yüce tutmak ve şükretmek namazın özüdür Tesbîhâtta otuz üçer defa tekrar edilen “Sübhanallah”, “Elhamdülillah”, “Allâhu ekber” ve “Lâ ilâhe illâllah” mübârek kelimeleri namazın çekirdekleri hükmündedir Bu kudsî çekirdeklerin namazın içinde de yer alışı, tesbîhât kelimelerinin ibâdete ne kadar münâsip olduğunu ve mânevî hayatımız için ne büyük önemi bulunduğunu anlatır1

Muâviye bin Hakem es-Selemî (ra) anlatır: Resûlullah (asm), “Bizim namazımız tesbîh, tekbîr ve Kur’ân tilâvetinden ibârettir; onda dünya kelâmı konuşulmaz!” buyurdu2

Muhâcirlerden bazı fakîr Sahabîler bir gün Allah Resûlüne (asm) şöyle dediler:

“Ya Resûlallah! Mal sahipleri yüksek derecelere eriştiler Bizimle beraber namaz kılıyorlar, oruç tutuyorlar! Bizden ayrı bir de mallarıyla haccediyorlar, umre yapıyorlar, köle âzât ediyorlar, sadaka veriyorlar!”

Allah’ın Resûlü (asm): “Ben size bir şey öğreteyim mi? Onun sayesinde sizi geçenlere yetişir, sizden sonrakileri de geçersiniz Hem böylece, sizin yaptığınızı yapanların dışında hiç kimse sizden daha fazîletli olmaz!” buyurdu
Büyük bir müjdeydi Ashab-ı Kirâm (ra): “Buyurunuz yâ Resûlallah; öğretiniz!” dedi

Resûl-ü Ekrem Efendimiz (asm): “Her namazın ardından otuz üçer defa Sübhânallah, Elhamdülillâh ve Allahu ekber dersiniz Sonra da “Lâ ilâhe illallahü vahdehû lâ şerîke leh Lehü’l-Mülkü ve lehü’l-Hamdü ve hüve alâ külli şey’in kadîr” dersiniz; deniz köpüğü kadar bile olsa günahlarınız bağışlanır!” buyurdu3

Bedîüzzaman Hazretleri, namazdan sonra okunması sünnet olan tesbih, tazim, tehlil, zikir ve salavât ifâdelerinin, her türlü şerlerden Allah’a sığınma ve Allah’ın isimlerini zikretme duâlarının “velâyet-i Ahmediyenin evradı” olduğunu, yani Hazret-i Peygamberin (asm) yolu ve Sünneti bulunduğunu kaydeder4

Kamet ile farz namaz arasında “vesîle duâsı” yapmak sünnettir Vesîle duâsını ezanı okuyanın ve dinleyenin hemen; kameti okuyanın ve dinleyenin de yine hemen namazdan önce ellerini kaldırarak yapmaları sünnettir

Sabah ve akşam namazlarından sonra kabir azabından, şeytan, nefis, dünya ve deccal şerrinden ve fitnesinden, Cehennem azabından ve sâir fitne ve kötülüklerden Allah’a sığınmak için okunan “istiâze” duâsı sünnettir Buna ilâveten okunan zikir, salâvat ve duâlar sünnettir Cenâb-ı Hak’tan mağfiret ve merhamet istemek; bunu yalnızca nefsimiz için değil, üzerimizde hakkı bulunan hoca ve üstadlarımız için, anne ve babamız için, talebe arkadaşlarımız için ve tüm ehl-i îman için istemek sünnettir Peygamberimiz Hz Muhammed (asm) için milyon kere salât u selâmda bulunmak; âl ve ashabına (ra) selam ve tebrik göndermek; ve bütün bunları yaparken sınırlı sayıları aşmak, sınırsızlık ve sonsuzluk belirten “ağaçların yaprakları kadar, denizlerin dalgaları adedince, yağmurların damlaları sayısınca” ifâdeleri ile salât, selâm ve bereket duâmızı çoğaltmak Sünnet-i Seniyye’dendir Cennete girmeyi istemek Sünnet-i Seniyye’dendir

Tesbih ve zikirlerle ilgili Peygamber Efendimiz’in (asm) müjde dolu haberlerinden bir kaçı şöyledir:

*Abdullah bin Amr (ra) demiştir ki: “Resûlullah (asm) şöyle buyurdu: “Dünyada hiç kimse yoktur ki, ‘Lâ ilâhe illallahü vallahü ekber Velâ havle velâ kuvvete illâ billâh’ desin de, denizin köpüğü kadar da olsa günahları kendisinden kaldırılmasın”5

*Ebû Mûsâ el-Eş’ârî (ra) anlatmıştır: Peygamber Efendimiz’le (asm) birlikte bir gazada idik Döndüğümüz vakit Medîne’yi gördüğümüzde Müslümanlar seslerini yükselterek tekbir getirmeye başladılar Bunun üzerine Resûlullah (asm): “Sizin Rabb’iniz sağır değil! Hazır olmayan biri de değil! O sizin aranızda, develerinizin başları arasındadır Yâ Abdullah bin Kays! Cennet hazinelerinden bir hazineyi sana öğreteyim mi? ‘Lâ havle velâ kuvvete illâ billah!’tır”6

*İbn-i Mes’ût (ra) haber vermiştir ki: Resûl-i Ekrem Efendimiz (asm) şöyle buyurdu: “Mîrâca çıkarıldığım gece İbrâhim’le (as) karşılaştım Bana, “Yâ Muhammed!” dedi “Benden ümmetine selam söyle ve onlara bildir ki, Cennetin toprağı güzeldir, suyu tatlıdır! Cennette ağaçlarla dolu ovalar vardır Bunların dikili ağaçları ‘Sübhânallahi velhamdülillâhi velâ ilâhe illallahü vallâhü ekber’dir”7

*Ebû Zerr (ra) anlatır ki: Resûlullah Efendimiz (asm) buyurdu ki: “Her kim, sabah namazından sonra diz çökmüş olarak, konuşmadan önce on defa “Lâ ilâhe illallahü vahdehû lâ şerîke lehü Lehü’l-mülkü ve lehû’l-hamdü yuhyî ve yümîtü ve hüve alâ külli şey’in kadîr” derse kendisine onlarca sevap yazılır, on günahı silinir, on derece yükseltilir, o günün tamamında her şerden emin ve emniyette olur, Şeytan’dan korunur ve o gün hiçbir günah ona ulaşarak amelini iptal etmez!”8

*Ma’kıl bin Yesâr (ra) der ki: Resûlullah (asm) şöyle buyurdu: “Kim sabah kalktığında (namazdan sonra) üç defa ‘Eûzü billâhi’s-Semî’ıl-Alîmi mineşşeytânirracîm” der ve Haşir sûresinin sonundan üç âyet okursa, Allah o kimseye, o gün akşama kadar duâ ve istiğfâr etsinler diye yetmiş bin melek vazîfelendirir, o gün ölürse şehîd olarak ölür Kim geceye girerken okursa aynı dereceye ulaşır”9

Cenab-ı Rabb-i Rahîm, ehl-i îmân üzerinden feyiz ve bereketini eksik etmesin Âmin

Dipnot:
1- Bedîüzzaman, Sözler, S45;
2- Nesâî, Kitab’us-Sehiv, 20;
3- Müslim, Mesâcid, 142;
4- Kastamonu Lâhikası, S72-73;
5- Tirmizî, Daavât, 58;
6- Tirmizî, Daavât, 58;
7- Tirmizî, Daavât, 59;
8- Tirmizî, Daavât, 63;
9- Taç, 4/44

Cevap 4:

Evde veya kırda tek başına kılınacak farz namazlar için, hem ezan, hem de ikâmet getirilmesi daha faziletlidir Fakat ezan terk edilebilir, sadece ikamet de yeterlidir İkâmetin terkiyle sadece ezan okunması ise mekruhtur

Bu konuda Hz Selmandan şu hadisi şerif rivayet edilmiştir “Bir kimse boş bir yerde bulunup da namaz vakti girse, abdest alsın Eğer yalnız ikamet alırsa, kendisiyle birlikte iki melek namaz kılar Eğer hem ezan okur, hem ikamet alırsa, kendisiyle beraber cünudu ilahiyyeden iki ucu görünmez bir cemaat namaz kılar”
Selam ve dua ile
Sorularla İslamiyet Editör
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
Mbsts Hac,Fıkıh dersi serbest sorular ve cevapları küskün Fıkıh 2 10 Ekim 2018 20:44
oruc ile ilgili sorular Allahın kulu_ Soru Cevap Arşivi 7 17Haziran 2015 17:21
Efendimizin hayatı ile ilgili sorular _bülbül_ Bilgi Dağarcığı 1 10 Nisan 2009 10:49
Gusül ile ilgili sorular ve cevaplar MERVE DEMİR Namaz-Abdest-Teyemmüm 0 10 Nisan 2009 09:01
Sorular ! Hac ile ilgili KuM TaNeSi Diyanet Hacc Görevlileri Sınavı 2 09 Nisan 2009 13:05

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.