|
Konu Kimliği: Konu Sahibi Seleme,Açılış Tarihi: 19 Nisan 2009 (04:22), Konuya Son Cevap : 19 Nisan 2009 (04:22). Konuya 0 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
19 Nisan 2009, 04:22 | Mesaj No:1 |
Hanefi Mezhebi: Seferi Olmanın Hükümleri Hanefi Mezhebi: Seferi Olmanın Hükümleri Yolcular hakkında bir takım kolaylıklar ve ruhsatlar gösterilmiştir Şu uygulamalar bu kolaylıklardandır: Ramazan ayında yolculuk halinde bulunan kimse için, orucu sonraya bırakmak mubahtır Misafirler (yolcular) için mestler üzerine mesih üç gün üç gecedir Misafir dört rekat farz namazlarını iki rekat olarak kılar Buna: "Kasr-ı Salat" denir Biz Hanefilerce, misafirin böyle namazını kısaltması gerekir Buna aykırı olarak bu farzların dört rekat olarak kılınması mekruhtur Bununla beraber iki rekat kılıp da teşehhüdde bulunduktan sonra iki rekat daha kılacak olsa, farzı yerine getirmiş olur Bu son iki rekat nafile sayılır Ancak selamı geciktirmiş olmasından dolayı hata işlemiş olur Fakat birinci teşehhüdü terk etse veya önceki iki rekatta kıraatta bulunmamış olsa, farzı yerine getirmiş olmaz Sabah ve cuma namazlarında da hüküm böyledir "Kasr-ı Salat=Namazı kısaltmak", Peygamber Efendimizin hicretlerinin dördüncü yılında meşru kılınmıştır Meşru oluşu, kitab, sünnet ve ümmetin icmai ile sabittir (İmam Şafiî'ye göre misafir (yolcu) olan kimse serbesttir Dilerse dört rekatlı farzları dört rekat olarak kılar) Misafir kimse, vatanına dönünce yolculuk hükmünden çıkar Vatanında beklemeyi niyet etmesi şart değildir Fakat kendi asıl vatanından başka bir yere gidip orada niyetsiz olarak beklemekle misafir olmaktan çıkmaz Ancak en az onbeş gün bu beldede oturmaya niyet ederse, o zaman sefer hükmünden çıkar Onbeş günden az ikamete (oturmaya) niyet etse veya ayrı ayrı iki beldede onbeş gün ikamete niyet edip bunlardan yalnız birinde onbeş gün durmasa, misafirlik hükmü son bulmaz Bir misafir, bulunduğu yerde onbeş gün durmayı niyet etmeyip bugün, yarın çıkacağım diye uzun zaman orada kalacak olsa, yine misafirlik hükmünden çıkmaz Öyle ki, bir beldeye gidip belli bir işini gördükten sonra dönmek kararında olan bir kimse, o işin onbeş günden az bir zamanda yapılamayacağını bilmedikçe yine sefer hükmünden çıkmaz, mukim sayılmaz Eğer onbeş günden önce bitmeyeceğini biliyorsa, niyet etmese bile mukim sayılır Sahrada ikamete niyet sahih değildir Ancak göçebe halinde olup çadırlarda oturanlar, kendilerine ve hayvanlarına onbeş gün yetecek yiyecek ve içecekleri bulunduğu takdirde, sahralarda onbeş gün oturmaya niyet ederlerse, mukim sayılırlar Bu durumda onlar, bu yerden kalkıp onsekiz saatlik bir yere gitmeyi niyet etmedikçe, mukim olmaktan çıkmazlar Sefer ve ikamet hallerinde, kendisine uyulan kimsenin niyeti geçerlidir Ona uyanın niyetine itibar yoktur Onun için asker, kumandanının, köle efendisinin, işçi iş verenin, öğrenci hocasının, peşin olan nikah bedelini almış bulunan kadın, kocasının niyetine göre mukim veya misafir olur Sefer hususunda henüz buluğ çağına ermemiş çocuğun niyeti geçerli değildir Bunun için böyle bir çocuk hakkında sefer hükümleri uygulanmaz Çünkü sefer hususunda, sefer müddeti olan bir mesafeye gitmeyi niyet etmek şart olduğu gibi, fikrinde özgür olmak ve buluğ çağına da ermiş bulunmak şarttır (Şafiî'lere göre, mümeyyiz olan (kâr ve zararını seçen) çocuğun sefere niyeti geçerlidir, namazını kısaltabilir) Sefer halinde bulunan bir kimse, tabi bulunduğu şahsın niyetini, nereye kadar gideceğini bilmediği ve sorusuna da cevab alamadığı takdirde, üç günlük mesafeye gidinceye kadar namazlarını tam kılar; ondan sonra kısaltmaya (kasra) başlar Düşman eline esir düşen bir müslüman hakkında da hüküm böyledir Herhangi bir sebebden dolayı soru sorulamaması da soruya cevab alınamaması gibidir Dar-ı harbde (düşman yurdu içinde) askerin ikamete niyeti sahih değildir Fakat güvenlik teminatı ile böyle bir bölgede bulunan müslümanların orada ikamete (onbeş günden fazla durmaya) niyet etmeleri sahihdir En büyük idareci de, sefer konusunda diğer insanlar gibidir Buna göre bir idareci, sefer müddeti olan bir yolculuğa niyet etmeksizin memleketi dahilinde dolaşıp dursa, namazlarını tam kılar Fakat sefer müddeti olan bir yere gitmeyi niyet edip dolaşırsa, namazlarını kısaltır Sahih olan budur Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) ve onun dört halifesi, Medine'den Mekke'ye gidince dört rekatlı farz namazları ikişer rekat olarak kılarlardı Namaz vakti devam ettikçe, misafirlik ve ikamet bakımından, namazın vasfı değişebilir; vakit çıkınca da, vasıf kararlaşmış olur Bunlarda vaktin sonu, yani "Allahü Ekber" diyebilecek bir zamanın kalmamış olması muteberdir Buna göre bir misafirin namazı, vakit henüz tamamen çıkmadan vatanına dönmesi ile veya bir yerde onbeş gün ikamete niyet etmesi ile namazı iki rekattan dört rekata döner Fakat namazını henüz kılmadan vakit çıkıp da, ondan sonra vatanına dönse veya bir yerde onbeş gün ikamete niyet edecek olsa, artık bu namazı iki rekat olarak kaza eder, dört rekat olarak kaza etmez Çünkü vaktin çıkması ile, namazın vasfı (misafir namazı olması) kararlaşmış olur Yolculuk halinde bulunan bir kadın haiz iken, gideceği yere üç günden az bir mesafe kaldığı esnada temizlenecek olursa, namazlarını tam olarak kılar Mukimin kazaya kalan namazları sefere çıkması ile, misafirin de kazaya kalan namazları ikamete niyet etmesi ile değişmez Onun için ikamet halinde olan bir kimse, sefer halinde kazaya kalmış olan namazlarını ikişer rekat kılacağı gibi, sefer halinde bulunan kimse de, ikamet zamanında kazaya kalmış namazlarını dörder rekat olarak kılar Mukim misafire, misafir de vakit içinde mukime uyabilir Şöyle ki: Bir mukimin vakit içinde olsun olmasın, misafire uyması sahihdir Misafir iki rekati kıldıktan sonra selam verince, mukim kalkar ve kıraat yapmaksızın namazını tamamlar Yanılsa da, bundan dolayı sehiv secdesi yapmaz Çünkü bu mukim bir lâhık demektir Lâhık bahsine bakılsın! İmam olan misafirin, namazdan önce veya namazdan sonra cemaata dönerek: "siz namazınızı tamamlayın, ben misafirim," demesi müstahabdır: Misafire gelince: Bu da ancak vakit içinde mukime uyabilir Bu halde dört rekatlı bir farz namazını mukim gibi tam olarak kılar, İmama vakit içinde uymakla farz namazı iki rekattan dört rekata dönmüş olur Fakat vaktin dışında, yani kendisi misafir iken kazaya kalmış dört rekatlı bir namazında mukime uyması sahih olmaz Çünkü böyle kazaya kalmış namazı, evvelki iki rekat olarak kararlaşmıştır Misafir ile mukim, dört rekatlı bir namazı kazaya bırakmış olsalar, bu namazda misafir mukime uyamaz Çünkü bu namaz, misafir için iki rekat olarak kararlaşmıştır Onun için birinci oturuş misafir için farz olduğu halde, mukim için farz değildir, vacibdir O halde farz namaz kılan, nafile namaz kılana uymuş olur ki, bu caiz değildir Misafir vakit içinde mukime uymuş iken namazı bozulsa bunu yine iki rekat olarak kılar Çünkü onun imama uyması bozulmuştur Yolculuk veya yağmur sebebi ile iki vakit namazı bir vakitte kılmak caiz değildir Yalnız hac mevsiminde Arafat'da öğle ile ikindi namazlarını öğle vaktinde ve akşam ile yatsı namazlarını Müzdelife'de yatsı vaktinde bir arada cemaatla kılmak caizdir (Hac bahsine bakılsın!) (Üç imama göre, bir özür sebebi ile, öğle ile ikindi veya akşam ile yatsı namazlarını öne almak veya geciktirmek suretiyle bir vakitte toplamak caizdir Öğle namazı ile ikindi namazı öğle vaktinde kılınabileceği gibi, ikindi vaktinde de kılınabilir) Sefer hükümlerinin uygulanması hususunda, yolculuğun meşru olup olmaması arasında fark yoktur Bunun için efendisinden kaçmış bir köle veya haksız yere kocasından kaçmış bir kadın sefer müddeti yola çıkınca namazını iki rekat kılar ve isterse orucunu da sonraya bırakabilir (Üç İmama göre, böyle yolcular, misafirler hakkındaki kolaylıklardan yararlanamazlar Onlar bu ihsana ehil değillerdir) Büyük İslam İlmihali Müellifi : Ömer Nasuhi Bilmen
__________________ Dünyayı Güzellik Kurtaracak. Bir İnsanı sevmekle başlayacak herşey... | |
Konu Sahibi Seleme 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Üniversiteli Bayanla Geçinme Sanatı | İslamda Kadın ve Erkek | mehmet akif2 | 20 | 9728 | 20 Mayıs 2009 19:42 |
Üniversiteli Erkekle Geçinme Sanatı | İslamda Kadın ve Erkek | mehmet akif2 | 1 | 2437 | 20 Mayıs 2009 19:35 |
A.Hakan'dan Döneklik Konferansı | Serbest Kürsü | kurtmehmet | 4 | 2364 | 10 Mayıs 2009 20:54 |
Hanefi Mezhebi: İslamda Kazanç | Zekat-İnfak | Seleme | 0 | 2318 | 19 Nisan 2009 04:52 |
Hanefi Mezhebi: Alışveriş | İlmihal Bölümü | Seleme | 0 | 2401 | 19 Nisan 2009 04:51 |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Hanefi mezhebi | Medineweb | Dinler ve Mezhepler Tarihi | 0 | 11 Kasım 2014 20:05 |
Hanefi Mezhebi: Seferi Olmak Ne demektir? | Seleme | Namaz-Abdest-Teyemmüm | 0 | 19 Nisan 2009 04:23 |
Hanefi mezhebinde seferi namaz hakkında genel bilgi | MERVE DEMİR | Namaz-Abdest-Teyemmüm | 0 | 10 Nisan 2009 11:45 |
Seferi olmanın şartları nelerdir? Seferi olduğumuz halde farz namazları aynen olduğu | KuM TaNeSi | Namaz-Abdest-Teyemmüm | 0 | 09 Nisan 2009 17:31 |
Hanefi Mezhebi | Seleme | İslam/Dinler/Mezhepler | 2 | 23 Ağustos 2008 12:47 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|