|
Konu Kimliği: Konu Sahibi neslihan,Açılış Tarihi: 16Haziran 2007 (17:50), Konuya Son Cevap : 28 Mayıs 2012 (13:44). Konuya 40 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
16Haziran 2007, 17:50 | Mesaj No:1 |
sabır imtihanı Sabır ve Namaz Hayat bir fırsat ve ganimettir. Harcandığında bir daha ele geçmez. Boşa gitmemesi, pişmanlıkla bitmemesi için sabır gerekir. Kurtulmanın tek çaresi sabretmektir. Kişi, ilk olarak gayeye ermek ve ibadet edebilmek için tahammül göstermelidir. İbadet nefs için büyük bir zahmet ve ağırlıktır. Kişi, nefsinin karşı çıkışına ve ibadet lezzetine varamamış olanların hallerine uymayıp, kötü emsali örnek almayıp sabretmesi lazım gelir. Zira sabır kulluğun birinci basamağıdır. İkinci olarak, fedakârlık isteyen taat ve ibadete riya ve gösterişin katılmamaya da sabretmek gerekir. Riya gibi, gösteriş gibi, ihlâssızlık gibi ibadeti bâtıl eden hallerden kurtulmak için yine sabır gereklidir. Üçüncü olarak, sıkıntı, güçlük ve musibetlerle dolu dünya hayatına sabır lazımdır. Dünyanın kendisi beladır. Allah için olmayan bir dünya hayatı musibettir. Seni Allah’a götürmeyen dünya, nimet değil musibettir. İnsan hayatı boyunca türlü meşakkatlere katlanır. Afetler, hırsızlıklar, uğradığı hakaret ve haksızlıklar... Çocukların, akrabaların ölümü, işlerin bozulması, iflâslar vs, vs... Türlü türlü musibetler yani. Fakat bütün bunlar üzücü olmakla beraber, Allah yolunda perde değildir. Kulluk için bir imtihandır ve bunlara sabretmek lazım gelir. Allah Tealâ’nın sevgili kulları, en çok da peygamberleri sıkıntı çekmiştir. Daha sonra veliler, daha sonra da alimler bundan nasibini almıştır. Sıkıntı çekmek ahiret için olunca müminin sermayesidir, olgunluğuna sebeptir. Dünyanın kadr ü kıymete değmediğini anlamaya vesiledir. | |
Konu Sahibi neslihan 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
HADİSLERLE İSLAMDA HOŞGÖRÜ VE KOLAYLIK | Hadis-i Şerif | Mihrinaz | 17 | 8286 | 04 Ağustos 2007 17:22 |
Konuşma Adabı | Adap-Edep-Ahlak | Mihrinaz | 19 | 9798 | 01 Ağustos 2007 19:05 |
Islâm Dininin Özellikleri Nelerdir? | Soru Cevap Arşivi | Medine-web | 10 | 5701 | 26 Temmuz 2007 21:49 |
...::: İHLAS :::... | Muhtelif Konular | EyMeN&TaLhA | 6 | 3957 | 14 Temmuz 2007 13:08 |
sünnet neden gereklidir(bir bakış açısı) | Hadis-i Şerif | neslihan | 5 | 3468 | 23Haziran 2007 23:10 |
16Haziran 2007, 17:50 | Mesaj No:2 |
RE: sabır imtihanı
Rabb-i Zülcelâl bir ayet-i kerimede buyuruyor: “And olsun ki, mallarınız ve canlarınız hususunda imtihana çekileceksiniz.” (Âl-i İmran, 186). İmtihanının içine çeşit çeşit belalar, musibetler, dünya hayatının gidişatı... Kısaca acı tatlı bütün haller girer. Bütün bunlar ibadetten geri kalmak için değil, aksine yüzü Allah’a çevirmek için, onunla irtibatlı olmak birer vesiledir. Sen yüzünü Allah’a çevirir, kulluk etmek istersin. Ama arkadaşların seni kötü alışkanlıklara, nefsin lezzetlerine çevirmeye çalışır. Dünya sana musallat olur. Bir bakarsın işlerin yolunda, dünyanın zevki sefası seni çağırır. Bir bakarsın hayat taş taşımaktan ağır hale gelmiş, içinden çıkılmaz işler olmuş... Ne olursa olsun, dünyanın da, hayatın da, bizim de sahibimiz Allah. Öyleyse dünyanın zevkine de ezasına da sabredip, kulluk etmeye devam edeceğiz. | |
16Haziran 2007, 17:50 | Mesaj No:3 |
RE: sabır imtihanı
Kıyamette yaptıklarımız ortaya çıkar. Gençken ölen bir kimse, yaptığı hatalara karşılık: “Henüz çok gençtim, hayatın tadına varamamıştım..” der. Ama kendisine denilir ki: “Yusuf Aleyhisselam kadar genç ve güzel mi idin, insanların nefsî ve şehevî duygularına onun kadar muhatap mı oldun?” Öyle değil tabii ki... Bazıları da: “Öyle fakirdim ki, geçim sıkıntısından ibadet edemedim. Eğer rızkım bol olsaydı, daha iyi kulluk ederdim.” der. Ona da denilir ki: “İsa Aleyhisselam kadar fakir miydin? O bir gün barınmak için mağaraya girdi, oradaki ceylan dile gelerek: ‘Ey Allah’ın Nebisi, Allah bu mağarayı bana mesken kıldı. Sizin mekânınız evlerinizdir.’ deyince oradan da ayrıldı. Taşı yastık yaptı, toprağı yatak, semayı yorgan yaptı, yattı. Lanetli şeytan gelip ‘Ya İsa sende mi dünyaya meylettin, yastık olarak taşı kullanıyorsun!’ deyince, o taşı da kaldırıp şeytana fırlattı ve bir daha yastık da kullanmadı. Dünyadan ayrıldığında ondan geriye kalan bir iğne ve bir ibrik idi. Sen bu kadar fakir miydin?” Zenginler huzura getirilir ve onlar da der ki: “Yarabbi sen bize o kadar çok dünya malı verdin ki, biz bunlarla uğraşmaktan ibadet ve taate zaman bulamadık.” Onlara da şöyle denir: “Siz Süleyman Aleyhisselam kadar zengin miydiniz? Ne kadar zengin olursa olsun, sabah namazını kıldıktan sonra düşkünlerin yanına gider, onlarla otururdu. Dünya malı ne kadar arttıysa da o bununla meşgul olmadı.” ALLAH NE BÜYÜK İNSANLAR GETİRMİŞ DÜNYAYA BİZE ÖRNEK, ŞÜKÜR SANA YA RABBİ | |
16Haziran 2007, 17:51 | Mesaj No:4 |
RE: sabır imtihanı
Mal-mülk, zenginlik-fakirlik, güzellik-gençlik insanı eğriltmez. Eğrilik kişinin içindedir. Bu yüzden insan bir an önce içini doğrultmaya çalışmalıdır. Bunun için de Mevlâna Hazretleri’nin söylediği gibi: Güzel ve kalıcı bir dövmeyle süslenmek isteyen kişinin, dövmecinin iğnesine sabretmesi gerekir. Kalplerimize nurun, güzelliğin nakşedilmesi de sabırladır.
| |
16Haziran 2007, 17:52 | Mesaj No:5 |
Medineweb Site Yöneticisi Durumu: Medine No : 1 Üyelik T.:
14Haziran 2007 | RE: sabır imtihanı
konuları bu kadar derinden irdelemeniz yüreğimizi ferahlatıyor kardeşim...boğulmak üzere olan bir insanın aniden atmosfere kavuşması gibi..sizden öğreneceğimiz çok şey var inşaallah konuyu okuduğumda bana ASR süresini hatırlattınız.; orada tüm insanların husranda olduğu,istisna olanların İMAN EDEN,SALİH AMEL İŞLEYEN,HAKKI TAVSİYE EDEN,SABRI TAVSİYE EDEN... Allah cümlemizi asr süresindeki istisnalardan eylesin. |
16Haziran 2007, 17:54 | Mesaj No:6 |
RE: sabır imtihanı
Cehennem ehli* büyük bir çaresizlik içindedir. Başlarına gelen azap* hem korkunç derecede acı verici hem de sonsuzdur. Tek çare olarak sızlanmayı* yalvarmayı seçerler. Gördükleri herkese yalvarırlar. Cennet ehlini görürler* onlardan bir parça olsun su ve yemek isterler. Allah'a yalvarmaya* merhamet dilemeye çalışırlar. Ama hepsi boşunadır. Yalvarmalarının bir kısmı* cehennemin bekçileri olan zebanileredir. Kendilerine en görülmedik işkenceleri yapan bu azap meleklerine bile yalvarır ve onlardan kendileri adına Allah'a seslenmelerini isterler. İçinde bulundukları azap o kadar yoğun bir azaptır ki* onun bir gün için olsun hafifletilmesi için yalvarırlar. Ama yanıt alamazlar: Ateşin içinde olanlar* cehennem bekçilerine dediler ki: "Rabbinize dua edin; azabtan bir günü (olsun) bize hafifletsin." (Bekçiler"Size kendi Resulleriniz açık belgelerle gelmez miydi?" dediler. Onlar: "Evet" dediler. (Bekçiler "Şu halde siz dua edin" dediler. Oysa kafirlerin duası çıkmazda olmaktan başkası değildir. (Mümin Suresi* 49-50) Bunun yanında Allah'tan merhamet dilemeye de çalışırlar. Ancak yine boşunadır: Dediler ki: "Rabbimiz* mutsuzluğumuz bize karşı üstün geldi* biz sapan bir topluluk imişiz. Rabbimiz* bizi (ateşin) içinden çıkar* eğer yine (inkara) dönersek* artık gerçekten zalim kimseler oluruz." Der ki: "O'nun içine sinin ve benimle söyleşmeyin. Çünkü gerçekten benim kullarımdan bir grup: "Rabbimiz* iman ettik* sen artık bizi bağışla ve bize merhamet et* sen merhamet edenlerin en hayırlısısın* derlerdi de* siz onları alay konusu edinmiştiniz; öyle ki* size benim zikrimi unutturdular ve siz onlara gülüp duruyordunuz. Bugün ben* gerçekten onların sabretmelerinin karşılığını verdim. Şüphesiz onlar* 'kurtuluşa ve mutluluğa' erenlerdir." (Müminun Suresi* 106-111) | |
16Haziran 2007, 17:55 | Mesaj No:7 |
RE: sabır imtihanı
“Allah hiç kimseye taşıyabileceğinden daha fazlasını yüklemez. Kişinin yaptığı her iyilik kendi yararına, her kötülük de kendi zararınadır. Ey Rabbimiz! Unutur veya hata yaparsak bizi sorgulama. Ey Rabbimiz ! bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır yük yükleme. Ey Rabbimiz! Güç yetiremeyeceğimiz yükleri bize taşıtma ve günahlarımızı affet, bizi bağışla ve bize acı. Bizim sahibimiz ve efendimiz sensin. Senden gelen gerçekleri örtbas eden kafirlere karşı bize yardım eyle. (2 Bakara 286) Allah’ta evet öylece yaptım, buyurdu. | |
04 Eylül 2007, 12:19 | Mesaj No:8 |
Durumu: Medine No : 16627 Üyelik T.:
11 Şubat 2012 | Sabır Direniştir...
[B]Düşünsenize bir, hastalık olmasaydı sıhhatin, ölüm olmasaydı hayatın, yaşlılık olmasaydı gençliğin, yokluk olmasaydı varlığın, kötü olmasaydı iyinin, küfür olmasaydı imanın, cehennem olmasaydı cennetin, karanlık olmasaydı aydınlığın, çirkin olmasaydı güzelin kıymeti bilinir miydi? Hayat yolu dümdüz ve pürüssüz olsaydı, yürümek bu kadar cazip olur muydu? Her şey birbirinin aynı olsaydı, öğrenmenin merak taşı olan merak tahrik olur muydu? Tüm insanlar aynı planyadan çıkmış gibi birbirinin tıpkısı olsaydı, tanımak için küçük parmağımızı oynatmaya gerek kalır mıydı? Eğer her zorluğun bir kolaylığı, her derdin bir dermanı, her ıstırabın bir bilgeliği, her çekilen acının bir hasılatı, her musibetin bir nasihati, her kederin bir bedeli olmasaydı hayat yaşamaya değer miydi? Hepsinden öte sabır bu kadar değerli olur muydu? Sabır. Birçok kavram gibi kirlettiğimiz, kargaşaya kurban ettiğimiz, içeriğini darmadağın ettiğimiz, sonra da dönüp haksızlık ettiğimiz muhteşem bir kavram. “Sabreden derviş, muradına ermiş” gibi gibi harika bir deyim, nasıl oldu da “Sabreden derviş sabrede ede gebermiş” gibi soysuz ve haysız bir lafa dönüştü? Nasıl olacak, sabır kavramının zihnimizde uğradığı tahrif sonucu elbette. Sabır, herkesin her istediğini “Hemen, şimdi!”sloganıyla elde etmeye çalıştığı acele ve ecele giden kendini bilmezler çağında, “Asla vazgeçmem, zamanı gelinceye kadar beklerim” diyebilme kararlılığıdır. Şeyh Bedrettin Varidat’ında diyordu ki “İvme (acele etme)! Unutma ki her yemişin bir mevsimi vardır: Sen de mevsimini bekle!” Yakıcı gaz güneşinin altında sabırla zamanını beklemeyi bilmeseydi, çağla şekerpare, koruk üzüm, kelek kavun olur muydu? Sabır, omuzladığın mukaddes yükü götürürken rüzgar tersinden esmeye başladığında geri dönmemek, yükü atmamak, yolu satmamak, yola yatmamaktır. Sırtını yüke verip göğsünü rüzgara siper etmektir. Her rüzgarın bir ömrü, her Nemrud’un bir İbrahim’i her Firavun’un bir Musa’sı, her kışın bir yazı, her gecenin bir sabahı, her derdin bir dermanı olduğu unutulmamalıdır. Sözün özü, sabır direniştir. Kur’an, “ALLAH sabredenleri sever” derken işte bunu demiş olur: ALLAH direnenleri sever. Yine Kur’an, “Ey iman edenler! Sabredin” derken bunu demiş olur. Yani: Ey iman edenler! Direnin! Hepsinden öte Asr Suresi, işe bu nedenle “sabır” suresidir: “Asra yemin olsun ki insanlık hüsrandadır! Ancak iman edenler, Salih amel işleyenler, hakkı tavsiye edenler ve sabrı tavsiye edenler müstesna!” Son ayetin açılımı şudur: Hakkı tavsiye etmenin bir bedeli vardır. Çünkü siz hakikate talip olup onu tavsiye ettiğinizde, varlığını yalana adayanlar ister istemez bundan rahatsız olurlar. Hakikat güneşinin doğuşundan rahatsız olan yarasalar, ülkeyi mağaraya çevirmenin yolunu ararlar. Bu durumda hakikati savunmanın bir faturası vardır ve size bunu pahalıya ödetmeye çalışırlar. Ayetin son kısmı işte bunu söyler: Hakikati savunmanın bedelini ödemek gerektiğinde ise, sabrı tavsiye edin. Hakikat üzerinde direnin ve asla geri adım atmayın. Öyle ya, hem hakkı savunacaksınız hem de başınız sıkışınca savunduğunuz hak siperi terk edip kaçacaksınız. Bu yakışır mı? Günah işlemenin bile bir bedeli olsun da sevap işlemenin bir bedeli olmasın mı? Kumarbazlar bile risk alırken hakikati savunanlar hiçbir risk almasınlar mı? Hakikate olan sadakatiniz, onun uğruna nereye kadar ne bedel göze aldığınızla orantılıdır. Ne diyordu Kur’an: “İnanıyorsanız, üstün gelecek olan sizsiniz!” Mustafa İslamoğlu-Ayetler Işığında sh. 33-34 |
04 Eylül 2007, 12:52 | Mesaj No:9 |
RE: Sabır Direniştir...
“Sabreden derviş, muradına ermiş” gibi gibi harika bir deyim, nasıl oldu da “Sabreden derviş sabrede ede gebermiş” gibi soysuz ve haysız bir lafa dönüştü? :-) “Asra yemin olsun ki insanlık hüsrandadır! Ancak iman edenler, Salih amel işleyenler, hakkı tavsiye edenler ve sabrı tavsiye edenler müstesna!” muhakkak ki Allah doğru söylemiştir.. sabırlarımızıda tüketiyoruz..olmadık ve aslında hiç bir değeri olmayan şeylere öylesi sabırlar harcayıp duygusal bir yıpranmanın içine girisyoruz ki benliğimizde ve ruhumuzda mevcut olan sabır hazinesini boş yere zayi etmiş oluyoruz..sonrasında öylesi anlarla karşı karşı karşıya kalıyoruz ki sabrı gösterememenin çaresizliğiyle yakınmalarla zarar veriyoruz kendimizi.. sabrı tüketmeyiniz diye bir alıntı okumuştuk..sabrında mertebeleri vardır..sabrında hakkı hakikati vardır.. aslına uygun sabradenlerden ve sabır ile zafere ulaşanlardan olmak duasıyla.. sabır kime?ve neye karşı?.. düşündürücü bir konu aslında.. saygı ve muhabbetle.. | |
04 Eylül 2007, 15:26 | Mesaj No:10 |
Cvp: Sabır Direniştir...
[COLOR=#4f6128]Haklısın güzel insan sabır biz insanlara bahşedilmiş çok üstün bir nimet. Biz insanlar ancak “ sabrederek ve namazı vesile kılarak Allah’tan yardım dileyin” hitabı mucibince ancak sabırla yardım dileyebiliriz ve umduklarımıza kavuşuruz.. iyiliğe de kötülüğe de sabır. “Sakın yılmayın,Üzüntüye kapılmayın,Eğer iman ediyorsanız..Mutlaka üstün gelirsiniz.” Sabır yarışında yılmamalıyız. “ bilin ki dünya mutluluğu da ahiret saadeti de Allahın yanındadır.” İki mutluluğu da sabredersek yakalayacağız. Güzel insan imkanım olsa da senin paylaştığın bu yazılarının hepsini okuyabilsem. İbret ve ayetlerle dolu bu dünya hayatını Rabbimizin hoşnut olacağı şekilde iyiliğe ve kötülüğe sabrederek geçirip iki dünyada da saadet dolu günler yaşamamız ümidiyle. Selam ve dua ile… | |
Konuyu Toplam 5 Kişi okuyor. (0 Üye ve 5 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Musibetlere Sabır | nurşen35 | Serbest Kürsü | 1 | 05 Ekim 2020 20:53 |
Sabır,,,,, | Sükutu-Ezber | Sükutu-Ezber | 9 | 26 Temmuz 2019 20:17 |
Hak'sız sabır olur mu? | EyMeN&TaLhA | Makale ve Köşe Yazıları | 0 | 02 Ekim 2014 10:19 |
Boşanmak mı, sabır mı? | Belgin | Evlilik-Nikah Konuları | 14 | 21 Temmuz 2014 13:47 |
Sabır, Hoş Bir Buluttur.. | İslaminesil | Serbest Kürsü | 1 | 28 Nisan 2014 18:44 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|