|
Konu Kimliği: Konu Sahibi MERVE DEMİR,Açılış Tarihi: 20 Ağustos 2008 (22:14), Konuya Son Cevap : 08 Temmuz 2014 (17:45). Konuya 3 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
20 Ağustos 2008, 22:14 | Mesaj No:1 |
Orucun Vakti-Hayrettin Karaman Orucun Vakti-Hayrettin Karaman Ramazan Özel Yazıları Orucun vakti Oruç ibadetinin güneşin batmasıyla sona ereceği konusunda ihtilâf yoktur. Ne zaman başlayacağı ve güneşin normal sürelerde doğup batmadığı yerlerde orucun nasıl tutulacağı konusunda ise farklı anlayışlar ve yorumlar vardır: a) Orucun başlama zamanını da belirlemek üzere gönderilmiş bulunan bu âyette mesele -bize göre- açıklığa kavuşmuştur. Şöyle ki âyette gece (leyl) kelimesi iki defa geçmektedir. Baştaki gece -daha sonra gelen açıklamalarla birlikte- orucun başlangıcını göstermekte, sondaki yani "Sonra orucu geceye kadar tamamlayın" cümlesinde geçen gece ise ibadetin bitiş vaktini işaretlemektedir. "Fecirden siyah ip beyaz ipten sizin için ayırt edilir hale gelinceye kadar" ifadesi, "tan yerinin beyazlığı gecenin siyahlığından ayrılıncaya kadar" yani "fecir söküp tan yeri ağarmaya başlayıncaya kadar" anlamına gelmektedir. Bu konuda rivayet edilen hadisler içinde (Buhârî, "Savm",16, 17; Müslim, "Sıyâm", 33, 39 vd.; Ebû Dâvûd, "Sıyâm", 17) geceyi güneşin doğmasına kadar götüreni yoktur. Hadislere göre gecenin sonu tan yerinin ağarmaya başlamasıdır. Bu sebeplerden dolayı imsakin (orucun başlangıcı) güneşin doğmasıyla başlayacağını söyleyen hiçbir müctehid ve müfessir yoktur. Bazı zaman, mekân ve durumlarda ağarmanın tesbiti güç olduğundan, emin oluncaya kadar yeme içme serbestliğinden faydalanılmasına izin verilmiştir. Günümüzde olduğu gibi tan yerinin ağarmaya başladığı -birçok araçla ve kolaylıkla- tesbit edilince oruç başlar ve artık orucu bozan fiiller yasak hale gelir. b) Ekvator'dan kuzeye ve güneye doğru ilerledikçe güneşin doğma ve batma vakitleri değişir, uzar ve kısalır, nihayet günlerce ve aylarca doğmadığı veya batmadığı enlem derecelerine ulaşılır. Bu bölgelerde yaşayan Müslümanlar namaz ve oruç vakitlerini nasıl ayarlayacaklardır? Bazı fıkıhçıların ileri sürdüğü "Normal vaktin olmadığı yerlerde, normal mıntıkalara mahsus oruç ve namaz ibadeti de olmaz" düşüncesi isabetli değildir. Allah Teâlâ Mekke ve Medine gibi yerlerde yaşayan Müslümanlara hitap ederek yirmi dört saatlik bir zaman dilimi içinde beş kere namaz kılmalarını ve yılda bir ay da oruç tutmalarını istemiştir. İbadetin sebep ve hikmeti bir yandan insanın ibadetle eğitilmesi, Allah'a yakınlık elde etmesi, diğer yandan âhirette geçer akçe olan ecir ve sevabın elde edilmesidir. Güneşin aylarca doğmadığı veya batmadığı yerlerde yaşayan müminler de -çalışma, dinlenme, yeme ve içme gibi hususlarda- hayatlarını yirmi dört saate göre düzenlemekte yani normal mıntıkalarda yaşayan insanlar gibi yaşamaktadırlar. Bu müminlerin de dinî eğitime ve sevaba ihtiyaçları vardır. Bu sebeple ibadetlerini de aya ve güneşe göre değil, farazî ve itibarî (sanal) olarak ayarladıkları günlerine göre yapacaklardır. Bu şartlarda yaşayan müminlerin uygulayacakları vakit cetveli bakımından âlimlerce iki yol gösterilmiştir: 1. Mekke takvimini uygulamak. 2. Kendilerine en yakın normal bölgenin takvimini uygulamak. Kıyamet yaklaştığında ve Deccâl çıktığında günün çok uzun olacağını bildirmesi üzerine Hz. Peygamber'e, bu "bir yıl kadar uzun günde" namazları nasıl kılacaklarını soran sahâbîler, "Daha önceki normal günlere göre kılarsınız" cevabını almışlardı. Bu hadis de yukarıdaki çözüme ışık tutmaktadır (Müslim, "Fiten", 110; geniş bilgi için bk. Hayreddin Karaman, İslâm'ın Işığında Günün Meseleleri). 2 Ekim 2006 Pazartesi | |
Konu Sahibi MERVE DEMİR 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN ülke tv Canlı... | Videolar/Slaytlar | Medine-web | 1 | 2872 | 23 Ağustos 2013 00:41 |
İran Emperyalizmi | Makale ve Köşe Yazıları | Medine-web | 6 | 3613 | 26 Ocak 2013 22:53 |
gerekli gereksiz bir şiir.. | Makale ve Köşe Yazıları | MERVE DEMİR | 0 | 3259 | 06 Aralık 2012 10:48 |
olmamış kayınbiradere mektup :) | Komik Paylaşımlar | Allahın kulu_ | 10 | 7667 | 03 Kasım 2012 23:19 |
İslamın kurtuluşu bilinçlenme ile mümkündür | Makale ve Köşe Yazıları | Esadullah | 11 | 7164 | 02 Ekim 2012 21:16 |
20 Ağustos 2008, 22:15 | Mesaj No:2 |
Durumu: Medine No : 16627 Üyelik T.:
11 Şubat 2012 | Cvp: Orucun Vakti-Hayrettin Karaman
Sehl b. Saad (r.a.) şöyle der: ( Beyaz ipliği, siyah ipliğinden ayırt edilinceye kadar yiyin, için )[10], âyeti indiğinde, kişi oruç tutmak isterse ,bacağına beyaz ve siyah iplik bağlardı her ikisinin görülmesi açığa çıkıncaya kadar, yeme içmeye devam ederdi. Bunun üzerine Allâh, daha sonra (fecre kadar) ayetini indirir. Böylece bunun, gece ve gündüz manasına geldiğini bildiler.)[11] Fecr iki tanedir: Allâh Resûlü (s.a.s.) şöyle buyurur: ( Fecr iki tanedir: İlki; yemeği yasaklamaz, namazı helâl kılmaz.[12] İkincisi; yemeği yasaklar, namazı helâl kılar. Başka bir hadiste: ( Yiyin, için, yüksek ışık uzun fecr sizi huzursuz etmesin, (sahûrdan geri durmayın), kızıllık size gözükünceye kadar yiyin ve için.) Diğer bir hadiste: ( Peygamber (s.a.s.) parmaklarını topladıktan sonra onları yere doğru dikerek ) «fecr, şöyle zâhir olan aydınlık değildir. ( Şahâdet parmağını orta parmağı üzerine koyup iki elini uzatarak ) lâkin şöyle görünen aydınlık fecirdir» buyurmuştur.) [16] Sonra da orucu geceye tamamlar: Allâh Resûlü (s.a.s.) şöyle buyurur: ( Gece bu taraftan gelir, gündüz de bu taraftan gelip güneş batarsa; oruçlu iftar etmiş olur ) Bu durum güneş dairesinin hemen batması akabinde gerçekleşir. Velevki ışığı belirgin olsa bile. Allâh Resûlü (s.a.s.)’in durumu oruçlu olduğunda böyleydi; Bir kişiye emreder, o da yüksek bir yere çıkar, güneş battı dediğinde; İftar ederdi |
20 Ağustos 2008, 22:16 | Mesaj No:3 |
Durumu: Medine No : 16627 Üyelik T.:
11 Şubat 2012 | Cvp: Orucun Vakti-Hayrettin Karaman
Orucun Vakti Farz olan orucun vakti, Ramazan ayinin günleridir. Oruç ay takvimine göre tutulur.Bilindigi gibi kameri aylar günes takvimindeki aylara göre on gün önce gelir. Böylece Ramazan orucuna her yil on gün erken bas-landigindan Ramazan ayi yaklasik 33 yilda sira ile yilin bütün mevsimlerini dolasmis ve oruç tutacagimiz za-manlar da degismis olur .Bu durum. müslümanin deg;isik mevsimlerde oruç tutmasini ve dolayisiyla her mevsimin zorluklarina kendini alistirmasini ve yoksullarin çesitli mevsim sartlarinda çektikleri sikintilari anlamasini saglar. Bilindigi gibi dünya üzerinde bölgeler arasinda önemli farklar vardir o Mesela; Kuzey yarim kürede kis iken güney yarim kürede yaz hüküm sürmektedir o Eger oruç. günes tak\7Imine göre belirli bir mevsimde liitulsaydi. bazi bölgelerdeki müslümanlar ömür boyu soguk mev-simde oruç tutarken bazilari daima sicak günlerde tu-tacak. ayni sekilde müslümanlarin bir kismi daima 1..iz1..in giinlerde oruç tutarken. bir kismi da kisa günlerde tut-m1..is olacaktio Böylece bazi müslümanlar orucu her zaman kolaylikla tuttug1..i halde bazilari da daima güçlük içinde liitmak zorunda kalacaktio Orucun. yilin bütün mevsimlerini sira ile dolasan ka-meri bir ayda (Ramazanda) tu tulmasi ile bu sakincalar ortadan kalkmistir o Ramazan Orucu Kaç Gündür Ramazan ayi. bazi yillarda 30 gün. bazi yillarda da 29 gün olur o Peygamber Efendimiz bir kere iki elinin on parmagini açarak: -Bir ay: ‘’söyledir, söyledir” buyurmus ve üçüncüsünde serçe parmagini kisarak: ‘’söyledir” demistir ki bu. 29 oluyor o Sonra: -Bazi ay da: ‘’söyle, söyle, söyledir” demis ve on parmagini üç defa açip kapayarak bazi ayin otuz olduguna isaret etmistir o (36) Ramazan ayinin 30 gün çektigi yillarda tutulan oruç tam oldugu gibi. 29 giin oldugu yillarda da yine tamdir . Çünkü farz olan ayin tamamini oruç tutmaktir .Bu sebeple Ramazan ayinin 29 gün oldugu yillarda orucun eksik olmasi sözkonusu degildir. Nitekim Peygamber Efendimiz dokuz Ramazan orucu tutmustur .Bu Ramazanlarin dördü 29 gün, besi de 30 gün olmustur . Ramazan ayi girmeden önce, onu karsilamak maksadiyla bir veya iki gün oruç tutmak dogru degildir. Böyle bir oruç, farz olan ve kaç gün oldugu kesinlikle bilinen Ramazan orucuna ilave endisesi tasidigi için mekruh görülmüstür.Peygamber Efendimiz söyle buyurmustur: ‘Sizden biriniz Ramazani bir gün veya iki gün oruçla karsilamasm. Ancak mu ‘tadi olan bir orucu tutuyorsa onu tutsun. ,, (37) Ancak, ayin ve haftanin belirli günlerinde oruç tutmayi aliskanlik haline getiren kimsenin oruç tuttugu günler Ramazan öncesindeki iki güne rastlarsa bu oruçlari tutmak mekruh olmadigi gibi, Ramazandan önce iki günden fazla oruç tutmak da (Ramazana ilave endisesi ortadan kalktigindan) mekruh degildir. (36) Müslim, Siyam, 2 Orucu Kimler Tutar Bir kimseye orucun farz olmasi için kendisinde su üç sartin bulunmasi gerekir: 1. Müslüman olmak, 2. Akilli olmak, 3. Erginlik çagina gelmis bulunmak. Bu sartlari tasimayanlara oruç tutmak farz degildir. Ancak erginlik çagina gelmeyen çocuklari. bünyelerine zarar vermeyecek sekilde oruç tutmaya alistirmak uygun olur. Orucun Edasinin Sartlari Orucun farz olmasi için gerekli olan sartlardan baska oruç ibadetinin yerine getirilebilmesi için de bazi sartlarin bulunmasi lazimdir. Bunlar: 1 .Saglikli olmak. 2. Mukim olmak (yani misafir olmamak). Oruç tutamayacak kadar hasta olanlarla, dini ölçülere göre yolcu olanlar oruçlarini erteleyebilirler. Hastalar iyilesince, yolcular da ikamet ettikleri yere dönünce tutamadiklari günler sayisinca oruçlarini tutarlar. |
08 Temmuz 2014, 17:45 | Mesaj No:4 |
Durumu: Medine No : 27691 Üyelik T.:
26 Nisan 2013 | Cevap: Orucun Vakti-Hayrettin Karaman Kur'an-ı Kerim'de "Oruç (günlerinin) gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helâl kılındı. Onlar sizin için, siz de onlar için birer libbassınız. Allah nefislerinize karşı zayıf göstermekte olduğunuzu bildi de, tevbenizi kabul etti, sizi bağışladı. Artık (bundan sonra geceleri) onlara yaklaşın ve Allah'dan hakkınızda yazdığını isteyin. (Bütün gece) fecr(i sadık) olarak ak iplik, kara iplikten seçilinceye kadar yeyin, için!. Sonra geceye kadar orucunuzu tamamlayın " (el-Bakara, 2/187) hükmü beyan buyurulmuştur. İmam-ı Serahsî, bu ayet-i kerime'de zikredilen "siyah ve beyaz iplik" kelimelerinin renk manasına kullanıldığını, ufuktaki yaygın beyazlığın zahir olması ile oruca başlamak gerektiğini kaydetmektedir (Serahsî, el-Mebsut, III, 54). Esasen İslâm bilginleri "Orucun vaktinin fecr-i sadıkla başlayacağı ve güneş batıncaya kadar devam edeceği" hususunda müttefiktirler. |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Hayrettin Karamanın Sahur vakti ile ilgili açıklaması | MERVE DEMİR | Oruç-Ramazan | 1 | 12 Temmuz 2014 14:34 |
Hayrettin Karaman’a cevap | Yitiksevda | Makale ve Köşe Yazıları | 0 | 04 Kasım 2010 19:47 |
Kızların okuma ve çalışmaları (Hayrettin Karaman) | MERVE DEMİR | Soru Cevap Arşivi | 5 | 14Haziran 2009 00:56 |
Orucun Vakti Niyeti | İmamHüseyin | Oruç-Ramazan | 0 | 10 Nisan 2009 22:55 |
Fıkhi Mezhepler - Hayrettin Karaman | Emekdar Üye | İslam/Dinler/Mezhepler | 0 | 10 Temmuz 2008 23:44 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|