|
Konu Kimliği: Konu Sahibi NUR,Açılış Tarihi: 30 Ağustos 2008 (12:01), Konuya Son Cevap : 20 Nisan 2023 (12:27). Konuya 5 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
30 Ağustos 2008, 12:01 | Mesaj No:1 |
Ramazan Hakkında... Ramazan Hakkında... Allah Resulünden(ASM) ; -Ey insanlar, büyük ve mübarek bir ay yaklaştı, gölgesi başınıza geldi.Bu öyle bir aydır ki, içinde bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi vardır. Allah o mübarek ayın gündüzlerinde orucu farz, gecelerinde nafile namazları meşru kıldı. Bu ayda küçük büyük bir hayır yapan insan başka aylarda bir farz eda etmiş gibi sevap alır. Bu ayda bir farzı yapmak, başka aylarda yetmiş farz yerine geçer. Bu ay Allah için açlık ve susuzluğun, taat ve ibadetin meşakkatlerine sabır ve tahammül ayıdır. Sabrın karşılığı da Cennettir. Bu ay yardımlaşma ayıdır, bu ay mü'minlerin rızkını arttıracak aydır. Bu ayda her kim oruçlu bir mü'mine iftar edecek bir şey verirse, yaptığı bu iş günahlarının bağışlanmasına ve Cehennemden azat olmasına sebep olur. Oruçlunun sevabından da hiçbir şey eksilmeden onun kadar sevaba kavuşur. Ashab-ı Kiramdan bazıları, -Ya Resulallah, hepimiz oruçluya iftar edecek bir şey bulup verecek durumda değiliz, dediler. Bunun üzerine Resul-i Ekrem Efendimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellem, -Allah bu sevabı bir tek hurma ile, bir içim su ile, bir yudum süt ile oruçlu mü'mine iftar ettirene de verir, buyurdular ve hutbelerine şöyle devam ettiler: Bu ayın başı rahmet, ortası mağfiret, sonu da Cehennemden kurtuluştur. Bu ayda her kim kölesinin (işçi ve hizmetçisinin) işini hafifletirse Allah onu affeder ve Cehennemden uzak tutar. Bunun için bu ayda şu söyleyeceğim dört hasletten ikisi ile Rabbinizi razı kılarsınız, diğer ikisinden ise hiçbir vakitte ayrı kalamazsınız. Rabbinizin rızasına sebep olan hasletlerin birisi, Kelime i Şehadete devam etmeniz, diğeri de Allah'tan mağfiret dilemenizdir. Vazgeçemeyeceğ iniz iki hasletin biri Allah'tan Cenneti istemek, diğeri Cehennemden Allah'a sığınmaktır. Her kim oruçluya bir yudum su verirse, Allah da ona benim mahşerdeki havuzumdan öyle bir su içirecektir ki, Cennete girinceye kadar bir daha susuzluk çekmeyecektir. (et-Tergib ve't-Terhib, 2:94-95) Ubade ibni Samit Radiyallâhu Anh anlatıyor: Ramazan ayının başladığı bir günde Resul-i Ekrem Efendimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu: -İşte bereket ayı olan Ramazan geldi. Artık Allah´ın rahmeti sizi kuşatır. O ayda yeryüzüne bol bol rahmet iner. Günahlar affedilir, dualar kabul olunur. Allah sizin iyilik ve ibadette yarışmanıza bakar da, bununla meleklerine karşı iftihar eder. Öyleyse kulluğunuzla kendinizi Allah´a sevdirin. Bu ayda asıl şaki olan, Allah´ın rahmetinden nasibini alamayan kimsedir. (et-Tergib ve´t-Terhib, 2:99) Ebu Hüreyre Radiyallâhu Anh, Resul-i Ekrem Efendimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellemin şöyle buyurduğunu rivayet ediyor: -Ramazan ayının ilk gecesi girince şeytanlar ve cinlerin azgınları zincire vurularak bağlanır. Cehennemin kapıları kapatılır, hiçbir kapısı açılmaz. Cennet kapıları ise sonuna kadar açılır, hiçbirisi kapalı tutulmaz. Her Müslümanın kalbinde hissettiği bir ses yükselir: Ey iyiliklere istekli olanlar, hayra yönelin! Ey kötülüğe arzu duyanlar, kendinizi tutun! Allah´ın bu gece Cehennemden kurtardığı pek çok kimseler olacaktır. Bu hal Ramazan´ın bütün gecelerinde tekrarlanır. (Buhari, Savm: 5; Bed´ü´l-Halk: 11; Müslim, Sıyâm: 2; Nesâi, Sıyam: 5) --- Ebu Said el-Hudrî Radiyallâhu Anhın rivayetine göre, Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur: -Şüphesiz ki, Ramazan ayı ümmetimin ayıdır. İçlerinden hastalananlar olur, onu ziyaret ederler. Bir Müslüman yalan söylemeden ve gıybet yapmadan oruç tutar, iftarını helal rızıkla yapar, farzları gözetip karanlıkta yatsı ve sabah namazına (camilere) giderse, yılanın derisini değiştirip çıkardığı gibi günahlarından kurtulup çıkar. (et-Tergîb ve´t-Terhîb, 2:442) --- Ebu Said el-Hudri Radiyallâhu Anhtan rivayetle Resul-i Ekrem Efendimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur: -Kim Ramazan ayında oruç tutar, Allah´ın emirlerine uyup yasaklarından sakınarak orucun hakkını verirse, korunması gerekenlerden de korunursa önceki günahlarından arınmış olur. (Beyhaki, 4:304)
__________________ EN GÜZEL AŞK: ALLAH! | |
Konu Sahibi NUR 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Hadîsi anlamak için nelere dikkat etmeli | Hadis-i Şerif | NUR | 0 | 2568 | 10 Ağustos 2009 21:09 |
Allah Rızası İçin Hadis Uyduranlar/Medineweb | Hadis-i Şerif | Mihrinaz | 1 | 2978 | 10 Ağustos 2009 21:07 |
18.HAFTANIN KONUSU:Çocuklar Dünya Hayatının Süsü... | Hafta'nın Konusu | NUR | 1 | 2972 | 10 Ağustos 2009 00:05 |
35.Haftanın Misafiri Elifzişan | Hafta'nın Misafiri | kurtmehmet | 11 | 6742 | 09 Ağustos 2009 23:35 |
Çocuklar Ümmetin Geleceğidir! | Çocuk ve Aile Sağlığı | NUR | 0 | 2582 | 07 Ağustos 2009 23:03 |
30 Ağustos 2008, 12:02 | Mesaj No:2 |
Cvp: Ramazan Hakkında... Sehl ibni Sa´d Radiyallâhu Anh, Resul-i Ekrem Efendimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellemin şöyle buyurduğunu rivayet ediyor: -Cennette Reyyan denilen bir kapı vardır. Kıyamet Gününde o kapıdan ancak oruç tutmuş olanlar girer, onlarla birlikte o kapıdan başka hiç kimse giremez. O vakit, -Dünyada iken oruç tutmuş olanlar nerededir?- diye bir ses yükselir. Onlar gelir, Cennete o kapıdan girerler. Oruçluların en son kalanı da girince kapı kapatılır, artık başka hiç kimsenin girmesine müsaade edilmez. O kapıdan kim Cennete girerse ebedi olarak susuzluk çekmez. (Buhari, Savm: 4, Bed´ü´l-Halk: 9; Müslim, Sıyâm: 166; Tirmizî, Savm: 55) Bir başka hadiste de her mü´minin işlediği amele ve ibadete göre Cennetin değişik kapılarından çağrılacağı bildirilir: Ebu Hüreyre Radiyallâhu Anhın rivayetine göre Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur: -Kim ki Allah rızası için (malından iki sığır, iki koyun, iki dirhem) çift sadaka verirse, Cennet kapılarından, -Ey Allah"ın (sevgili) kulu (buraya gel)! Bu kapıda büyük hayır ve bereket vardır- diye çağrılır. Çok namaz kılan da (Cennetin) namaz kapısından çağrılır. Mücahitler cihat kapısından çağrılır. Oruçlular da -Reyyan- kapısından çağrılır. Sadaka sahipleri de sadaka kapısından davet edilirler. Ebu Bekir Radiyallâhu Anh: -Babam, anam sana feda olsun ya Resulallah! Bir mü´minin bu kapıların hepsinden davet olunması müşkül müdür, bir kişi bu kapıların hepsinden davet olunur mu? diye sordu. Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem cevaben, -Evet, hepsinden davet olunur. Ey Ebu Bekir, umarım ki, sen de o bahtiyarlardan olasın, buyurdu. (Sahih-i Buhari Muhtasarı Tecrîd-i Sarih Tercemesi, Hadis no: 895.) İbni Abbas Radiyallâhu Anhüma, Hz. Peygamber Sallallâhu Aleyhi Vesellemden şöyle işittiğini rivayet ediyor: -Şüphesiz ki, Cennet, bir sene boyunca Ramazan ayının girmesi için süslenir. Ramazan´ın ilk gecesi olunca -Müsire- denilen bir rüzgar, Arş´ın altından eser. Cennet ağaçlarının yaprağı ve kapılarının halkaları şiddetle sallanır ve bundan dolayı tatlı bir ses işitilir ki, dinleyiciler bundan daha güzelini hiç işitmemişlerdir. Böylece Cennet hurileri meydana çıkıp Cennetin en yüksek yerinde dururlar ve şöyle seslenirler: -Evlenmek isteyen yok mu?- Allah onu evlendirir. Sonra huriler derler ki: -Ey Cennetin bekçisi! Bu gece nedir? Bekçi saygıyla cevap verir: -Bu gece, Ramazan ayının ilk gecesidir. Muhammed´in Sallallâhu Aleyhi Vesellem ümmetinden oruç tutanlar için Cennetin kapıları açıldı. Sonra Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem buyurdu ki: Allah (Azze ve Celle) şöyle buyurur: -Ey Rıdvan (Cennetin bekçisi)! Cennetlerin kapılarını aç ve ey Malik (Cehennemin bekçisi)! Cehennemin kapılarını Muhammed Sallallâhu Aleyhi Vesellemin ümmetinden oruç tutanlara kapat! -Ey Cebrail! Yeryüzüne in, şeytanların azgınlarına kelepçe vurup zincirlerle bağla, sonra onları denize at ki, Sevgili Habibim Muhammed´in (Sallallâhu Aleyhi Vesellem) ümmetinin oruçlarını ifsat etmesinler. Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem daha sonra şöyle buyurdu: Allah (Azze ve Celle) Ramazan ayının her gecesinde, bir münâdiye (çağrıcıya) üç defa şöyle nidâ etmesini (seslenmesini) söyler: Bir şey isteyen yok mu, isteğini vereyim. Hiç tövbe eden yok mu, tövbesini kabul edeyim. Mağfiret dileyen yok mu, bağışlayayım. Kim fakire değil, zengine; zalime değil, vefakâra borç verecek? Resul-i Ekrem Sallallâhu Aleyhi Vesellem devamla şöyle buyurdu: Ramazan ayının her gününde iftar anında Allah (Azze ve Celle) hepsi de Cehennemi hak etmiş olan bir milyon kişiyi Cehennemden kurtarır. Ramazan ayının son günü olunca Allah Teâlâ ayın başından sonuna kadar Cehennemden kurtardığı kimselerin toplamı kadarını daha kurtarır. Kadir Gecesi olunca Allah (Azze ve Celle) Cebrail'e (Aleyhisselâm) emreder. Cebrail Aleyhisselâm meleklerle beraber yanlarında yeşil bir sancakla yeryüzüne inerler. Sancağı Kâbe´nin üzerine dikerler. Bu sancağın yüz kanadı vardır. Bunlardan ikisi bu gecenin dışında açılmaz. Cebrail Aleyhisselâm o iki kanadı bu gece açar ki, bunlar doğudan batıya ulaşır. Cebrail Aleyhisselâm bu gece melekleri teşvik eder. Onlar da her ayakta durana, oturana, namaz kılana ve zikredene selâm verirler ve onlarla musafaha ederler, tokalaşırlar. Yaptıkları dualara "Âmin" derler. Bu iş, tan yeri ağarıncaya kadar devam eder. Tan yeri ağarınca Cebrail Aleyhissalâm: -Ey melekler topluluğu! Gitmeye hazırlanınız, der. Melekler: -Ya Cebrail, Allah Teâlâ Muhammed´in (Sallallâhu Aleyhi Vesellem) ümmetinden olan mü´minlerin ihtiyaçlarını ne yaptı?, derler. Cebrail Aleyhisselâm şöyle cevap verir: -Allah Teâlâ, bu gece onlara rahmet nazarıyla baktı ve onları affedip bağışladı. Ancak dört grup hariç. Râvi der ki: -Ya Resulallah! Onlar kim?" dediğimizde, buyurdu ki: -İçki içmeye devam eden, anababasına âsi olan, akrabalık bağlarını gözetmeyen ve müşahin. -Ya Resulullah! 'Müşahin´ nedir?, dedik: -İnsanlar arasındaki dostluk bağlarını kesen, fitne ve fesat çıkartan kimsedir, buyurdu. Bayram gecesi olunca, bu geceye mükâfat gecesi ismi verilir. Bayram sabahı olunca Allah (Azze ve Celle) melekleri her memlekete gönderir. Yeryüzüne inerler, sokak başlarını tutup insanların ve cinlerin dışındaki bütün yaratıklara işittirecek bir sesle bağırıp: -Ey Muhammed ümmeti! Çok ihsan eden ve büyük günahlarınızı bağışlayan Rabbinizin huzuruna çıkınız, derler. Onlar namazgâhlarına çıkınca Allah (Azze ve Celle) meleklere: -İşini yapan işçinin mükâfatı nedir?, diye sorar. Melekler: -Ey yüce Allah´ımız ve Mevlâmız! Onun mükâfatı ve ücretini tam olarak vermendir, derler. Bunun üzerine Allah Teâlâ: -Ey meleklerim! Sizi şahit tutuyorum ki, Ben onlara Ramazan ayındaki oruçlarının ve namazlarının sevabı olarak rızamı ve mağfiretimi verdim, dedi ve sonra şöyle buyurdu: -Ey kullarım! Benden isteyiniz. İzzetim ve Celalim hakkı için bugün Benden âhiretiniz için biriktirmek üzere ne isterseniz mutlaka veririm. Dünyanız için istediğiniz şeyde de size bakarım. İzzetim hakkı için siz Benim rızamı gözettiğiniz müddetçe, Ben de sizin hatalarınızı örterim. İzzetim ve Celalim hakkı için hak sahipleri ve idareciler önünde sizi rezil ve rüsvay etmem. Siz Beni razı ettiniz, Ben de sizden razı olduğum halde bağışlanmış olarak dönünüz.. Bu sebeple melekler sevinir ve Ramazan sonunda iftar ettiklerinde Allah´ın (Azze ve Celle) bu ümmete vereceği mükâfatı müjdelerler. (et-Tergîb ve´t-Terhîb, 2:439) Ramazan'ın Cennet Sevabı Ebû Said el-Hudri Radiyallâhu Anhın rivayetine göre Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur: -Ramazan´ın ilk gecesi olunca, semânın kapıları açılır, Ramazan´ın son gecesi oluncaya kadar hiçbir kapısı kapanmaz. -Ramazan ayı içerisinde bir gecede, herhangi bir kul namaz kılarsa, şüphesiz ki, Allah onun her secdesine bin beş yüz sevap yazar ve onun için Cennette kırmızı yakuttan bir köşk yapar. Bu köşkün altmış bin kapısı vardır. Her kapısında kırmızı yakutla süslenmiş altından bir köşk vardır. -Ramazan´ın ilk orucunu tutunca, o güne kadar olan geçmiş günahları bağışlanır ve her gün sabah namazından akşama kadar yetmiş bin melek ona istiğfar ederler. Ramazan ayı içerisinde gece veya gündüz yapmış olduğu her secde için ona, gölgesinde atlı bir yolcunun beş yüz sene gidebileceği büyüklükte bir ağaç verilir.
__________________ EN GÜZEL AŞK: ALLAH! | |
30 Ağustos 2008, 12:04 | Mesaj No:3 |
Cvp: Ramazan Hakkında... Peygamber efendimiz (s.a.v.), Ramazan-ı şerifin fazileti hakkında buyuruyor ki: (Ramazan ayı mübarek bir aydır. Allahü teâlâ, size Ramazan orucunu farz kıldı. O ayda rahmet kapıları açılır, Cehennem kapıları kapanır, şeytanlar bağlanır. O ayda bir gece vardır ki, bin aydan daha kıymetlidir. O gecenin [Kadir gecesinin] hayrından mahrum kalan, her hayırdan mahrum kalmış sayılır.) [Nesai] (Ramazan ayı gelince, “Hayır ehli, hayra koş, şer ehli, kötülüklerden el çek” denir.) [Nesai] (Ramazan bereket ayıdır. Allah bu ayda, günahları bağışlar, duaları kabul eder.) [Taberani] (Ramazan gelince, Allahü teâlâ meleklere, müminlere istiğfar etmelerini emreder.) [Deylemi] (Farz namaz, sonraki namaza kadar; Cuma, sonraki Cumaya kadar; Ramazan ayı, sonraki Ramazana kadar olan günahlara kefaret olur.) [Taberani] (Peş peşe üç gün oruç tutabilenin, Ramazan orucunu tutması gerekir.) [Ebu Nuaym] (Bu aya Ramazan denmesinin sebebi, günahları yakıp erittiği içindir.) [İ.Mansur] (Ramazanın başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ise, Cehennemden kurtuluştur.) [İ.Ebiddünya] (İslam, kelime-i şahadet getirmek, namaz kılmak, zekat vermek, Ramazan orucunu tutmak ve haccetmektir.) [Müslim] (Allahü teâlânın, gözlerin görmediği, kulakların işitmediği ve hiç kimsenin hayaline bile gelmeyen nimet dolu sofrası, ancak oruçlular içindir.) [Taberani] İmam-ı Rabbani hazretleri de buyuruyor ki: Mübarek Ramazan ayı, çok şereflidir. Bu ayda yapılan, nafile namaz, zikir, sadaka ve bütün nafile ibadetlere verilen sevap, başka aylarda yapılan farzlar gibidir. Bu ayda yapılan bir farz, başka aylarda yapılan yetmiş farz gibidir. Bu ayda bir oruçluya iftar verenin günahları affolur. Cehennemden azat olur. O oruçlunun sevabı kadar, ayrıca buna da sevap verilir. O oruçlunun sevabı hiç azalmaz. Bu ayda, emri altında bulunanların, işlerini hafifleten, onların ibadet etmelerine kolaylık gösteren âmirler de affolur, Cehennemden azat olur. Ramazan-ı şerif ayında, Resulullah, esirleri azat eder, her istenilen şeyi verirdi. Bu ayda ibadet ve iyi iş yapabilenlere, bütün sene bu işleri yapmak nasip olur. Bu aya saygısızlık edenin, günah işleyenin bütün senesi, günah işlemekle geçer. Bu ayı fırsat bilmeli, elden geldiği kadar ibadet etmelidir. Allahü teâlânın razı olduğu işleri yapmalıdır. Bu ayı, ahireti kazanmak için fırsat bilmelidir. Kur’an-ı kerim Ramazanda indi. Kadir gecesi bu aydadır. Ramazan-ı şerifte iftarı erken yapmak, sahuru geç yapmak sünnettir. Resulullah bu iki sünneti yapmaya çok önem verirdi. İftarda acele etmek ve sahuru geciktirmek, belki insanın aczini, yiyip içmeye ve dolayısıyla her şeye muhtaç olduğunu göstermektedir. İbadet etmek de zaten bu demektir. Hurma ile iftar etmek sünnettir. İftar edince, (Zehebez-zama’ vebtellet-il uruk ve sebet-el-ecr inşaallahü teâlâ) duasını okumak, teravih kılmak ve hatim okumak önemli sünnettir. Bu ayda, her gece, Cehenneme girmesi gereken, binlerce Müslüman affolur, azat olur. Bu ayda, Cennet kapıları açılır. Cehennem kapıları kapanır. Şeytanlar, zincirlere bağlanır. Rahmet kapıları açılır. Allahü teâlâ, bu mübarek ayda Onun şanına yakışacak, kulluk yapmayı ve Rabbimizin razı olduğu, beğendiği yolda bulunmayı, hepimize nasip eylesin! Açıktan oruç yiyen, bu aya hürmet etmemiş olur. Namaz kılmayanın da, oruç tutması ve haramlardan kaçınması gerekir. Bunların orucu kabul olur ve imanları olduğu anlaşılır. Ramazanda oruç tutmak hakkındaki hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki: (Ramazan orucu farz, teravih namazı ise sünnettir. Bu ayda oruç tutup, gecelerini de ibadetle geçirenin günahları affolur.) [Nesai] (Ramazan orucunu farz bilip, sevap bekleyerek oruç tutanın günahları affolur.) [Buhari] (Ramazan orucunu tutup ölen mümin, Cennete girer.) [Deylemi] (Ramazan bereket ayıdır. Allah bu ayda, günahları bağışlar, duaları kabul eder. Bu ayın hakkını gözetin! Ancak Cehenneme gidecek olan, bu ayda rahmetten mahrum kalır.) [Taberani] (Ramazan ayında ailenizin nafakasını geniş tutun! Bu ayda yapılan harcama, Allah yolunda yapılan harcama gibi sevaptır.) [İbni Ebiddünya] (Oruçlunun susması tesbih, uykusu ibadet, duası makbul, ameli de çok sevaptır.) [Deylemi] (Oruçlu iken çirkin konuşmayın! Birisi size sataşırsa, “Ben oruçluyum” deyin!) [Buhari] Ramazan-ı şerifte, oruç tutmak çok sevaptır. Özürsüz oruç tutmamak büyük günahtır. Hadis-i şerifte, (Özürsüz, Ramazanda bir gün oruç tutmayan, bunun yerine bütün yıl boyu oruç tutsa, Ramazandaki o bir günkü sevaba kavuşamaz) buyuruldu. (Tirmizi) Ama dini bir mazeret varsa oruç tutmamak günah olmaz.
__________________ EN GÜZEL AŞK: ALLAH! | |
11 Mayıs 2019, 15:41 | Mesaj No:4 |
Durumu: Medine No : 38944 Üyelik T.:
09 Şubat 2014 |
Kim farz olduğuna inanarak ve sevabını Allah'tan ümit ederek Ramazan orucunu tutarsa geçmiş (küçük) günahları bağışlanır.. Rabbim doğru yoldan ayırmasın.
__________________ O (cc)’NA SIĞINMAK AYRICALIKTIR |
11 Mayıs 2020, 04:38 | Mesaj No:5 |
Durumu: Medine No : 38944 Üyelik T.:
09 Şubat 2014 |
İtikâf nedir, nasıl yapılır? Dinî bir terim olarak itikâf akıl sağlığı yerinde ve ergenlik çağına gelmiş bir müslümanın beş vakit namaz kılınan bir mescitte ibadet/Allah’a yakınlık elde etme niyetiyle bir süre durması demektir. İtikâfa giren kimse, camide yer, içer, uyur ve ihtiyacı olan şeyleri mümkün olduğu takdirde camide tedarik eder. Tuvalete gitmek, abdest almak ve gerekli olduğunda gusletmek gibi tabiî ihtiyaçları için ise camiden dışarı çıkabilir. Bulunduğu camide cuma namazı kılınmıyorsa, cuma namazını kılmak üzere başka bir camiye gidebilir. Cenaze namazı için ise dışarı çıkamaz. Kendisine veya malına bir zarar geleceği korkusuna kapılması ya da zorla çıkarılması hâlinde başka bir camiye gitmek üzere içerisinde bulunduğu cami veya mescidden çıkabilir. Bu zorunlu hâllerin dışında camiden çıkarsa itikâfı bozulur (Merğînânî, el-Hidâye, II, 291-293). Hz. Peygamberin (s.a.s.) Ramazan’da ve özellikle bu ayın son on gününde itikâfta bulunduğunu bildiren birçok hadis-i şerif vardır (Buhârî, İtikâf, 1; Müslim, İtikâf, 1-5; Ebû Dâvûd, Ramazân, 3; Savm, 77). Nafile olan itikâfın en azı bir gündür. Ebû Yusuf en az süreyi, bir günün yarıdan fazlası olarak belirlerken İmam Muhammed itikâf için bir saati de yeterli bulur (Merğînânî, el-Hidâye, II, 290). Yukarıda izah edildiği şekli ile camide itikâf erkeklere mahsustur. Kadınlar ise evlerinin namaz kılmak üzere belirledikleri bir yerinde itikâfta bulunabilirler (Merğînânî, el-Hidâye, II, 291). Şâfiî mezhebine göre ise, mescid dışında itikâf caiz değildir. Kadın, kocasından izin alarak mescitte itikâf yapar. Zira Hz. Peygamberin (s.a.s.) eşlerinin mescidde itikâfa girdikleri rivayet edilmiştir (Müslim, İtikâf, 6). Bu mezhebe göre itikâf sırasında oruçlu bulunmak da şart değildir (Şîrâzî, el-Mühezzeb, I, 350; Şirbînî, Muğni’l-muhtâc, I, 658-662).
__________________ O (cc)’NA SIĞINMAK AYRICALIKTIR |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Ramazan Ayı ve Önemi | nurşen35 | Oruç-Ramazan | 2 | 19 Mart 2024 22:35 |
KUR'AN VE RAMAZAN | Yitiksevda | Oruç-Ramazan | 1 | 08 Nisan 2023 05:34 |
bu ay ramazan ayı | MescidiAksa | Şiirler ve Şairler | 8 | 19Haziran 2015 00:41 |
Ramazan ve Belediyeler... | enderhafızım | Oruç-Ramazan | 0 | 03 Temmuz 2013 11:19 |
ramazan ayı | MescidiAksa | Şiirler ve Şairler | 4 | 01 Eylül 2008 13:17 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|