|
Konu Kimliği: Konu Sahibi EyMeN&TaLhA,Açılış Tarihi: 02 Nisan 2013 (12:15), Konuya Son Cevap : 15Haziran 2014 (15:13). Konuya 1 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
02 Nisan 2013, 12:15 | Mesaj No:1 |
Bediüzzaman’ı nasıl bir ana-baba yetiştirmiş? Bediüzzaman’ı nasıl bir ana-baba yetiştirmiş? Bu sene vefatının 53. yılı münasebetiyle Bediüzzaman Hazretleri’nin ülkemizin hemen her köşesinde büyük bir sevgi saygı içinde derin bir ilgiyle anıldığını görüyoruz. Aslında Hazreti Bediüzzaman, sadece Türkiye’de, hatta yalnızca İslam âleminde anılmakla iktifa edilecek dar çerçeveli bir ilim adamı değildir. Gerçek olan odur ki, okuduğunu anlayan ilim adamlarını hayrete düşüren eserlerin müellifi Bediüzzaman, milletler arası toplantılarda gündemde tutulacak, hatta Müslüman olan ve olmayan tüm ilim adamları onun külliyatını inceleyerek değerlendirmelerini tüm dünyaya duyuracaklardır. Bu ifademizde mübalağa var sanılmasın. İsteyen Risale-i Nur Külliyatı’nı büyük bir tecessüsle incelesin. Sonunda kararını kendi vicdanına danışarak kendisi versin. Görecektir ki, Risale-i Nur Külliyatı, belli bir kesimin dünyasını değil, tüm insanlığın dünyasını imar edecek zenginlikte ve güçte olan Kur’an güneşinin nurunu tutmaktadır insanlığın vicdanına. Külliyatın tüm insanlığı aydınlatıcı bu özelliğini görünce diyoruz ki, böyle farklı eser ve hizmetlerin sahibi ilim ve irşad adamlarını yetiştiren ana babaların da farklı bir dinî hassasiyet ve takva titizliğinde oldukları görülmektedir tarih boyunca. Acaba Bediüzzaman’ı yetiştiren ana baba nasıl bir dindarlık ve takva titizliğindeydiler, çocuklarını nasıl bir sevap-günah hassasiyeti içinde yetiştirip büyütmüşlerdir? Ne dersiniz, bu iki bahtiyar insanın yaşadıkları hayatın sadece bir dönemine bir göz atalım mı? Evet, diyorsanız birlikte okuyoruz Çağın Mürşidi’ni yetiştiren ana babanın hayatından kısa bir dönemi. **** Bir okuduğunu bir daha okuma ihtiyacı duymadan ezberleme kabiliyetine sahip olan öğrenci Said’in zekât, fitre gibi yardımları kabul etmeyişi, çocuk halinde bile asla yalana tenezzül etmeyişi, çocuksu münakaşalarda bile mertlikten ayrılmayışı.. gibi çok farklı halleri hocasının dikkatini çeker. Bu fevkaladeliklere tatmin edici bir izah bulamayan Müderris Nur Mehmed Efendi, nihayet küçük öğrencisine bir teklifte bulunmaya kendini mecbur hissederek: -Said der, seni yetiştiren aileyi iyice merak etmeye başladım. Bir gün sizin aileyi ziyaret etmek istiyorum, ne dersin? Küçük Said buna sevinçle cevap verir. Ve bir gün Hizan yaylasındaki medreseden çıkan hocalar ikindiye doğru Nurs’a gelirler, ancak Sofi Mirza Efendi’nin evde bulunmayışı yüzünden kapıdaki ağacın gölgesinde beklemeye başlarlar. Az sonra önünde iki öküz ve bir inekle çıkagelen Sofi Mirza Efendi’yi tecessüsle takip eden Müderris Mehmed Efendi, inek ve öküzlerin ağızlarında torba bağlı bulunduğunu görünce merakla sorar: -Mirza Efendi bu hayvanların ağzını niçin torba ile bağladın? Sofi Mirza’nın hocayı şaşırtan cevabı şöyle olur: -Efendim, gidip geldiğimiz tarlamız biraz uzakçadır. Hayvanların ağızlarını bağlamazsam yol kenarındaki komşu tarlalarından ekin koparıp yiyerek gidiyorlar. Böylece komşumuzun ekinine mahsulüne ziyan vermiş olmakla kalmıyor, haram yiyen öküzle tarlamızı sürmüş, yine haram yiyen ineğin sütünü de içmiş oluyoruz. Bunun için öküzle ineğin ağızlarına torba bağlıyorum ki, gidip gelirken ne komşularımızın mahsulüne zarar versinler, ne de biz haram yiyen öküzle tarlamızı sürmüş, haram yiyen ineğin de sütünü içmiş duruma düşelim. Bu cevaptan sonra öğrencisi Said’in annesini çağırtan Müderris Mehmet Efendi, ona da sorar: -Nuriye Hanım anlatır mısın Said’i yetiştirme tarzınızı? Bir anne olarak yavrunuzu nasıl bir dini titizlik ve takva anlayışı içinde yetiştirip büyüttünüz? Nuriye Hanım’ın cevabı da şöyle olur: -Efendim, ben Said’e anne olacağımı hissettiğim günden itibaren abdestsiz yere basmamaya gayret ettim. Ayrıca Said dünyaya geldikten sonra da aynı dikkat ve titizliğimi devam ettirdim, ona abdestsiz hiç süt vermedim!. Gerisini beklemeye ihtiyaç duymayan Said’in hocası Nur Mehmed Efendi, yanındaki hoca arkadaşına döner: -Şimdi der, merakımı çözdüm, böyle baba ve böyle anadan böyle çocuğun dünyaya gelmesi normaldir, kalkın gidelim!. -Fatebiru ya ülil ebsar!.. Düşünün ey basiret sahibi ana babalar!.. Kendileri haram yemeyi bırak, tarlasını sürdüğü öküzüyle, sütünü içtikleri ineğin dahi haram yememesi için tedbir alıyor, kendilerini sorumlu tutuyorlar! Ahmed Şahin alıntıdır | |
Konu Sahibi EyMeN&TaLhA 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
ATAUZEM 4.sınıf 2014 bahar dönemi bütünleme... | Erzurum Atatürk İlitam | EyMeN&TaLhA | 0 | 6358 | 14 Temmuz 2015 13:14 |
ATAUZEM 4.sınıf 2014 bahar dönemi bütünleme... | Erzurum Atatürk İlitam | EyMeN&TaLhA | 0 | 4216 | 14 Temmuz 2015 13:06 |
ATAUZEM 4.sınıf 2014 bahar dönemi bütünleme DİN... | Erzurum Atatürk İlitam | EyMeN&TaLhA | 0 | 5100 | 14 Temmuz 2015 13:00 |
Ramazan-oruç ve çocuğa kazandırdıkları | Çocuk ve Aile Sağlığı | Mihrinaz | 2 | 2844 | 14 Temmuz 2015 12:23 |
çocuk eğitiminde ceza hiç mi olmamalı? | Çocuk ve Aile Sağlığı | EyMeN&TaLhA | 0 | 2541 | 14 Temmuz 2015 12:03 |
15Haziran 2014, 15:13 | Mesaj No:2 |
Cevap: Bediüzzaman’ı nasıl bir ana-baba yetiştirmiş? Bediüzzaman'ın babasına hürmeti Said Nursi hazretlerinin Van'da kaldığı dönemde babası ile yaşadığı hatıra, üstadın babasına olan saygısını gösterir... Risale-i Nur'ların müellifi Bediüzzaman Said Nursi hazretleri eserlerinde çok defa anne ve babalara hürmetin önemine işarette bulunmuş, konunun hassasiyetine dikkat çekmiştir. Talebelerine yazdığı mektuplarda, anne babaları hakkında haber istemiş, sağlık ve sıhhatleriyle alakadar olmuş; onları kendi anne babaları yerine koyarak selam ve hürmetlerini iletmiştir. 9 yaşında ayrıldığı baba ocağından zaman zaman da bahseden üstad hazretlerinin ailesine olan bağı ve onlara duyduğu hasreti satır aralarında görmek de mümkündür. Araştırmacı Yazar Ömer Faruk Paksu'nun "Bediüzzaman'la Yaşayan Öyküler" kitabından aldığımız aşağıdaki hatıra da Said Nursi hazretlerinin babasına duyduğu hürmetinde bir göstergesidir. Babasına Saygı Bediüzzaman'ın Van’da, Vali Tahir Paşa’nın konağında kaldığı günlerdi. Bir gün basit kıyafetli bir köylünün kapıda kendisini beklediğini söylediler. Kapıya koştu. Gelen babasıydı. Bir merkeple Nurs’tan kalkmış, Van’a oğlunu görmeye gelmişti. Bediüzzaman sevinç içinde babasının ellerine sarıldı. Halini hatırını sordu. Annesi ve kardeşleri hakkında bilgi aldı. Mirza Efendi, kapıda oğlunu: – Oğlum, burada benim, senin baban olduğumu sakın kimseye söyleme, diye uyardı. Bediüzzaman babasının önüne geçip ona yol gösterdi ve içeri aldı. Salona girdiler. Vali ve şehrin diğer ileri gelenleri de oradaydı. Sofi Mirza Efendi, utanarak kapının eşiğine yakın bir yere oturdu. Bediüzzaman, uyarısına rağmen babasını topluluğa iftiharla tanıttı: – İşte bu zat benim babam Sofi Mirza Efendi’dir. Ve babasını kapı ağzından alarak başköşeye, Vali Tahir Paşa’nın yanındaki sedire oturttu. Onun layık olduğu yer orasıydı. Baba, herkesin önünde ve başında olmalıydı. alıntıdır risale haber | |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Bediüzzaman’ı okumak | EyMeN&TaLhA | Risale_i Nur (Said Nursi) | 14 | 24 Nisan 2014 08:27 |
Said Nursi, Bediüzzaman ünvanını ne zaman ve nasıl aldı? | EyMeN&TaLhA | Risale_i Nur (Said Nursi) | 7 | 20 Şubat 2014 20:00 |
Mülâ’ane, mübâhele, la’net ve Bediüzzaman’ın tesbitleri | EyMeN&TaLhA | Risale_i Nur (Said Nursi) | 0 | 17 Ocak 2014 11:56 |
Bediüzzaman’ın Ramazan-ı Şerifte bir günü | EyMeN&TaLhA | Risale_i Nur (Said Nursi) | 0 | 17 Temmuz 2013 10:59 |
Bir Müslüman olarak Kur’an’la aramız nasıl? | EyMeN&TaLhA | Makale ve Köşe Yazıları | 2 | 06 Temmuz 2013 23:28 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|