|
Konu Kimliği: Konu Sahibi EyMeN&TaLhA,Açılış Tarihi: 17 Ekim 2014 (09:10), Konuya Son Cevap : 10 Temmuz 2015 (01:50). Konuya 13 Mesaj yazıldı |
![]() ![]() |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
![]() | Mesaj No:11 |
![]() Günün Risale-i Nur dersi بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ 1 Üstadımız der: benimle görüşmek isteyen aziz kardeşlerime beyan ediyorum ki: “İnsanlarla görüşmeye zaruret olmadıkça tahammülüm kalmadığından, hem şimdi tesemmümden, zâfiyetten, ihtiyarlıktan ve hasta bulunmuş olmaktan dolayı fazla konuşamıyorum. Buna mukabil, kat’iyen size haber veriyorum ki, Risale-i Nur’un herbir kitabı bir Said’dir. Siz hangi kitaba baksanız, benimle karşı karşıya görüşmekten on defa ziyade hem fâidelenir, hem hakikî bir surette benimle görüşmüş olursunuz. Ben şuna karar vermiştim ki, Allah için benimle görüşmek isteyenleri, görüşmediklerine bedel, her sabah okuduklarıma, dualarıma dahil ediyorum ve etmekte devam edeceğim.” Şimdi bir iki aydır Üstadımız bir hizmetkârıyla dahi konuşamıyor. Konuştuğu vakit bir hararet başlıyor. Bunun hikmetini bir ihtara binaen söyledi ki: “Risale-i Nur bana hiç ihtiyaç bırakmıyor. Konuşmaya lüzum kalmadı. Hem ben âciz şahsımla, binler dostlarımdan yirmi otuz dostla konuşabilirim. Yirmi adamın hatırı için binler adamın hatırını rencide etmemek için konuşmaktan men edildim ihtimali kavîdir. Hususî görüşmediğim için mâzur görsünler. Hattâ bayramda musafaha etmek ve ona bakmaya tahammül edemiyor. HAŞİYE Onun için hatırları kırılmasın.” Emirdağ Lahikası - 2 Vasiyetnamemdir. Aziz, sıddık kardeşlerim ve vârislerim; Ecel gizli olmasından, vasiyetname yazmak sünnettir. Benim metrûkâtım ve Risale-i Nur’dan olan benim hususî kitaplarım ve güzel ciltlenmiş mecmualarım ve sair şeylerimin bütününü, Gül ve Nur fabrikaların heyetine, başta Hüsrev ve Tahirî olarak o heyetten on iki 2 kahraman kardeşlerime vasiyet ediyorum. Onlara bırakıyorum ki, emr-i Hak olan ecelim geldiği zaman, benim arkamda o metrûkâtım, benim bedelime o sadık ve mübarek ellerde hizmet-i Nuriye ve imaniyede çalışsın ve istimal edilsin. Kardeşlerim, bu vasiyetten telâş etmeyiniz. Ben, teessürattan ve dokuz defa zehirlenmekten, pek çok zaif olmakla beraber gizli münafıkların desiselerle müteaddit suikastları için bu vasiyeti yazdım. Merak etmeyiniz, inayet-i Rabbaniye ve hıfz-ı İlâhî devam ediyor. 3 اَلْبَاقِى هُوَ الْبَاقِى Kardeşiniz Said Nursî Emirdağ Lahikası - 1 alıntıdır risale haber | |
![]() |
![]() | Mesaj No:12 |
![]() ![]() Ey nefsim! Bil ki, evvelki adam, kâfirdir. Veya fâsık, gafildir. Şu dünya, onun nazarında bir matemhane-i umumiyedir. Bütün zîhayat, firak ve zevâl sillesiyle ağlayan yetimlerdir. Hayvan ve insan ise, ecel pençesiyle parçalanan kimsesiz başıbozuklardır. Dağlar ve denizler gibi büyük mevcudat, ruhsuz, müthiş cenazeler hükmündedirler. Daha bunun gibi çok elîm, ezici, dehşetli evham, küfründen ve dalâletinden neş’et edip onu mânen tâzip eder. Diğer adam ise, mü’mindir. Cenâb-ı Hâlıkı tanır, tasdik eder. Onun nazarında şu dünya bir zikirhane-i Rahmân, bir talimgâh-ı beşer ve hayvan, ve bir meydan-ı imtihan-ı ins ü cândır. Bütün vefiyât-ı hayvaniye ve insaniye ise, terhisattır. Vazife-i hayatını bitirenler, bu dâr-ı fâniden, mânen mesrurâne, dağdağasız diğer bir âleme giderler ta yeni vazifedarlara yer açılsın, gelip çalışsınlar. Bütün tevellüdât-ı hayvaniye ve insaniye ise, ahz-ı askere, silâh altına, vazife başına gelmektir. Bütün zîhayat, birer muvazzaf mesrur asker, birer müstakim memnun memurlardır. Bütün sadâlar ise, ya vazife başlamasındaki zikir ve tesbih ve paydostan gelen şükür ve tefrih veya işlemek neş’esinden neş’et eden nağamattır. Bütün mevcudat, o mü’minin nazarında, Seyyid-i Kerîminin ve Mâlik-i Rahîminin birer mûnis hizmetkârı, birer dost memuru, birer şirin kitabıdır. Daha bunun gibi pek çok lâtif, ulvî ve leziz, tatlı hakikatler, imanından tecellî eder, tezahür eder. Demek iman bir mânevî tûbâ-i Cennet çekirdeğini taşıyor. Küfür ise mânevî bir zakkum-u Cehennem tohumunu saklıyor. Demek selâmet ve emniyet yalnız İslâmiyette ve imandadır. Öyle ise biz daima “Elhamdü lillâhi alâ dini’l-İslâm ve kemâli’l-îman”1 demeliyiz. İkinci Söz Lügatler : âdil : adaletli ahz-ı asker : askere alma aksetmek : yansımak bahtiyar : talihli batn : iç bedbaht : talihsiz Cenâb-ı Hâlık : Yüce Yaratıcı, Allah dağdağasız : sıkıntısız, ızdırapsız dalâlet : hak yoldan sapkınlık, inançsızlık dâr-ı fâni : geçici yer, dünya dehşetli : korkunç diğer bir âlem : âhiret, öteki dünya divane : deli ecel : ölüm vakti elîm : üzücü, acı verici evham : vehimler, kuruntular fâsık : günahkâr firak : ayrılık hakikat : gerçek halet : hal, durum intizam perver : düzeni seven işret : içkili eğlence, sefahet mânen : mânevî olarak matemhane-i umumiye : genel yas evi melik : hükümdar merhametkâr : merhametli, şefkatli mesrur : mutlu mesrurâne : mutlu olarak mevcudat : varlıklar muktedir : güçlü, iktidar sahibi mü’min : imanlı, Allah’a inanan müşfik : şefkatli nazar : bakış, dikkat nedamet etmek : pişman olmak nefis : kişinin kendisi neş’et etmek : kaynaklanmak nihayet : son raiyetperver : halkına iyi davranan sille : tokat, şamar tasdik etmek : doğruluğunu kabul etmek tâzip etmek : azap vermek terhisat : serbest bırakılmalar, salıverilmeler tevehhüm etmek : kuruntuya kapılmak, zannetmek vefiyât-ı hayvaniye ve insaniye : hayvanların ve insanların ölümleri vehim : zan, kuruntu zahir : dış zevâl : geçip gitme, kaybolma hakikat : gerçek küfür : inkâr, inançsızlık lâtif : güzel, hoş leziz : lezzetli Mâlik-i Rahîm : sonsuz şefkat ve merhamet sahibi olan herşeyin sahibi Allah mesrur : mutlu mevcudat : varlıklar mûnis : sevimli, dost muvazzaf : vazifeli, görevli mü’min : imanlı, Allah’a inanan müstakim : dosdoğru olan nağamat : nağmeler, hoş sesler nazar : bakış, dikkat neş’et etmek : doğmak, kaynaklanmak sadâ : ses selâmet : güven, esenlik Seyyid-i Kerîm : ikram ve cömertlik sahibi efendi, Allah tecellî : yansıma tefrih : ferahlama tesbih : Allah’ı kusurdan yüce tutarak şanına lâyık ifadelerle anma tezahür etmek : görünmek tûbâ-i Cennet : Cennetteki tûbâ ağacı ulvî : yüce zakkum-u Cehennem : Cehennemdeki zakkum ağacı zîhayat : canlı zikir : Allah’ı anma alıntıdır sorularla risale | |
![]() |
![]() | Mesaj No:13 |
![]() ![]() Bediüzzaman'ın Hürriyet konuşmasındaki beş tavsiye Bediüzzaman Hazretleri, 1908 yılında 'Hürriyete Hitap' yazısında bugünümüze ışık tutan, tazeliğini hala koruyan eşsiz tavsiyeler vermiştir. O mühim beş tavsiye şunlardır: "Ey mazlum ihvan-ı vatan! Gidelim dahil olalım. Birinci kapısı Şeriat dairesinde ittihad-ı kulub, ikincisi muhabbet-i milliye, üçüncüsü maarif, dördüncüsü sa’y-i insanî, beşincisi terk-i sefahettir; ötekilerini sizin zihninize havale ediyorum..." "Ey mazlum ihvan-ı vatan!.. Gidelim dâhil olalım!.." Ey kardeş olan müminler, gelin bizde bu asrın kazanımları olan müspet medeniyete dahil olalım. Bunu başarabilmek için beş kapı bulunuyor. "Birinci kapısı: İttihad-ı kulûb." Kalplerin, duygu ve düşüncelerin İslam çatısı altında birleşmesi lazım. Yoksa kavimlere, bölgelere ve sınıflara ayrılır ve birbirimize yabanileşip düşman olursak, bu medeniyet kapısı bize kapanır. Batı medeniyetin vahşi pençesinde can çekişiriz. "İkincisi: Muhabbet-i milliye." Müminler kardeştir ve buna istinaden tek bir millettir ve iman bu kardeşleri ve milleti sevmeyi emrediyor. İçimizde sevgi ve muhabbet yerine düşmanlık ve yabanilik hükmettikçe millet olamayız. Bize yıllarca Türk milliyetçiliği (Araplarda Arap milliyetçiliği) adı altında müminler yabani ve yabancı gösterildi. Birbirimizi sevemedik sevemediğimiz için millet yani ümmet olamadık. "Üçüncüsü: Maarif." Alem-i İslam'da eğitim ve öğretimin yaygınlaştırılması gerek. Maarif olmadan terakki olmaz. Eğitim ve öğretim medeniyetin en geniş ve lazım bir kapısıdır yani. "Dördüncüsü: Sa’y-i insanî." Üretmek ve çalışmak, yani tembelliğe dayanan kolay kazanç yollarını kapayıp (faiz ve memuriyetlik gibi) üretmeye ve alın terine dayanan bir sitem kurmamız gerekiyor. Bugün dünyada finans sektörü çöküyor, yerine çalışma ve üretime dayanan yeni bir düzen geliyor. “İnsana ancak çalıştığının karşılığı vardır." (Necm, 53/39) "Beşincisi: Terk-i sefahettir."(1) Günahları ve sefahatleri terk etmeden, maddi ve manevi yükselmemiz mümkün değildir. (1) bk. Divan-ı Harb-i Örfi, Hürriyete Hitap. alıntıdır Hazırlayan: Abdullah Yargı RİSALE HABER | |
![]() |
![]() | Mesaj No:14 |
![]()
Diyorlar ki: “Said Kürttür. Neden arkasına düşüyorsunuz?" Şimdi, en mühim bir hücum benim şahsımadır. Diyorlar ki: “Said Kürttür. Neden bu kadar ona hürmet ediyorsunuz, arkasına düşüyorsunuz?” İşte, bilmecburiye, böyle herifleri susturmak için, Dördüncü Desise-i Şeytaniyeyi, istemeyerek Eski Said lisanıyla zikredeceğim. DÖRDÜNCÜ DESİSE-İ ŞEYTANİYE Şeytanın telkiniyle ve ehl-i dalâletin ilkaâtıyla, bana karşı propaganda ile hücum eden ve mühim mevkileri işgal eden bazı mülhidler, kardeşlerimi aldatmak ve asabiyet-i milliyetlerini tahrik etmek için diyorlar ki: “Siz Türksünüz. Maşaallah, Türklerde her nevi ulema ve ehl-i kemal vardır. Said bir Kürttür. Milliyetinizden olmayan birisiyle teşrik-i mesai etmek hamiyet-i milliyeye münâfidir.” Elcevap: Ey bedbaht mülhid! Ben felillâhilhamd Müslümanım. Her zamanda kudsî milletimin üç yüz elli milyon efradı vardır. Böyle ebedî bir uhuvveti tesis eden ve dualarıyla bana yardım eden ve içinde Kürtlerin ekseriyet-i mutlakası bulunan üç yüz elli milyon kardeşi, unsuriyet ve menfi milliyet fikrine feda etmek ve o mübarek hadsiz kardeşlere bedel, Kürt namını taşıyan ve Kürt unsurundan addedilen mahdut birkaç dinsiz veya mezhepsiz bir mesleğe girenleri kazanmaktan yüz bin defa istiâze ediyorum. Ey mülhid! Senin gibi ahmaklar lâzım ki, Macar kâfirleri veyahut dinsiz olmuş ve frenkleşmiş birkaç Türkleri muvakkaten, dünyaca dahi faidesiz uhuvvetini kazanmak için, üç yüz elli milyon hakikî, nuranî menfaattar bir cemaatin bâki uhuvvetlerini terk etsin. Yirmi Altıncı Mektubun Üçüncü Meselesinde, delilleriyle menfi milliyetin mahiyetini ve zararlarını gösterdiğimizden, ona havale edip, yalnız o Üçüncü Meselenin âhirinde icmal edilen bir hakikati burada bir derece izah edeceğiz. Şöyle ki: O Türkçülük perdesi altına giren ve hakikaten Türk düşmanı olan hamiyetfuruş mülhidlere derim ki:.. Din-i İslâmiyet milletiyle ebedî ve hakikî bir uhuvvet ile, Türk denilen bu vatan ehl-i imanıyla şiddetli ve pek hakikî alâkadarım. Ve bin seneye yakın, Kur’ân’ın bayrağını cihanın cihât-ı sittesinin etrafında galibâne gezdiren bu vatan evlâtlarına, İslâmiyet hesabına müftehirâne ve taraftarâne muhabbettarım. Sen ise, ey hamiyetfuruş sahtekâr! Türkün mefâhir-i hakikiye-i milliyesini unutturacak bir surette mecazî ve unsurî ve muvakkat ve garazkârâne bir uhuvvetin var. Senden soruyorum: Türk milleti, yalnız yirmi ile kırk yaşı ortasındaki gafil ve heveskâr gençlerden ibaret midir? Hem onların menfaati ve onların hakkında hamiyet-i milliyenin iktiza ettiği hizmet, yalnız onların gafletini ziyadeleştiren ve ahlâksızlıklara alıştıran ve menhiyâta teşcî eden frenkmeşrebâne terbiyede midir? Ve ihtiyarlıkta onları ağlattıracak olan muvakkat bir güldürmekte midir? Eğer hamiyet-i milliye bunlardan ibaretse ve terakki ve saadet-i hayatiye bu ise, evet, sen böyle Türkçü isen ve böyle milliyetperver isen, ben o Türkçülükten kaçıyorum; sen de benden kaçabilirsin. Eğer zerre miktar hamiyet ve şuurun ve insafın varsa, şimdiki taksimata bak, cevap ver. Şöyle ki: Türk milleti denilen şu vatan evlâdı altı kısımdır. Birinci kısmı, ehl-i salâhat ve takvâdır. İkinci kısmı, musibetzede ve hastalar taifesidir. Üçüncü kısmı, ihtiyarlar sınıfıdır. Dördüncü kısmı, çocuklar taifesidir. Beşinci kısmı, fakirler ve zayıflar taifesidir. Altıncı kısmı gençlerdir. Acaba bütün evvelki beş taife Türk değiller mi? Hamiyet-i milliyeden hisseleri yok mu? Acaba altıncı taifeye sarhoşçasına bir keyif vermek yolunda o beş taifeyi incitmek, keyfini kaçırmak, tesellilerini kırmak hamiyet-i milliye midir, yoksa o millete düşmanlık mıdır? “El-hükmü li’l-ekser” sırrınca, eksere zarar dokunduran düşmandır, dost değildir. Bediüzzaman Said Nursi Mektubat - Yirmi Dokuzuncu Mektup - Altıncı Risale olan Altıncı Kısım risale haber alıntıdır | |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
![]() | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Günün Twit ve RT/si | Kara Kartal | Gündem/ Manşetler | 46 | 06 Ekim 2024 02:26 |
Günün Şiiri | Gönül_Dostu | Şiirler ve Şairler | 0 | 26Haziran 2016 11:09 |
günün sohbeti | aslıı | Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler | 9 | 25 Aralık 2012 19:39 |
Günün Dersi !! | MERVE DEMİR | Serbest Kürsü | 7 | 07 Şubat 2012 01:40 |
risale | seref | Risale_i Nur (Said Nursi) | 2 | 31 Ocak 2010 14:35 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|