|
Konu Kimliği: Konu Sahibi Medineweb,Açılış Tarihi: 27 Aralık 2013 (14:42), Konuya Son Cevap : 27 Aralık 2013 (14:42). Konuya 0 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
27 Aralık 2013, 14:42 | Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 13301 Üyelik T.:
04 Şubat 2011 | sakarya ilitam hadis 9-13.hafta özetleri sakarya ilitam hadis 9-13.hafta özetleri 9.HAFTA – ZAYIF HADİS ÇEŞİTLERİ * Mursel, Munkatı, Mu‘dal, Mu‘allak, Mudelles… MERDÛD HADÎSLER >zayıf ve mevzû’ diye ikiye ayrılırlar. 1- Zayıf Hadîs: “sahîh hadisin niteliklerini taşımayan hadistir. * Zayıf Hadîs çeşitleri > Mursel, Munkatı, Mu‘dal, Mu‘allak. a)Mursel Hadîs: * Tabiinin doğrudan >Hz.Peygamber'den naklettiği hadistir. * Bu hadisin senedinde >sahabi ravisiyle birlikte ravilerin duşmuş olma ihtimali vardır. * Hasan-ı Basri’nin mürsel rivayetleri >çok zayıf bulunurken, Said ibnu’l- Museyyeb’in bu rivayetleri makbul sayıldı. * Sahabi mürseli: Bir sahabinin başka sahabiden öğrendiği, ancak rivayet ederken bu sahabinin ismini vermeden doğrudan Hz. Peygamber’den rivayet ettiği veya Hz. Peygamber’le ilgili olup da bizzat görme ve duyma imkânı bulunmayan, dolayısıyla başka birinden öğrenmiş olması gereken bir olay hakkında naklettiği hadistir. * Bu tür hadisler >zayıf sayılmaz. Çünkü sahabelerin hepsi adildir. Bu hadislere şu örnekleri verebiliriz: *”Bize Saîd rivayet edip dedi ki, bize Huşeym, Câbir’den, o da, eş-Ş'a’bî’den (naklen rivayet etti ki), o şöyle demiş: Resûlullah şöyle buyurmuş… > Yorum: eş'Şa’bî, tâbiûndandır. Dolayısıyla bu sözü Hz.Peygamber’den duyup kendisini nakleden birileri olmalıdır. Bunu veya bunları söylemediği için hadisi murseldir. *“Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe, Ebû Kureyb ve İbn Numeyr rivayet edip dediler ki, bize İbn Fudayl, Umâre’den, o da Ebû Zur’a’dan (naklen) rivayet etti ki, o şöyle demiş: Ben Ebû Hureyre’yi şöyle derken işitmiştim; Cibrîl Hz. Peygamber’e gelip şöyle demiş… > Yorum: Bu hadis sahabi murseldir. Çünkü Ebû Hureyre Hz. Hatice’nin zamanına kavuşmamıştı. Bu haberi muhtemelen Hz. Peygamber’den ki, bu durumda, tabii olarak, şahabı murseli olmaz' veya daha önce ondan öğrenmiş olan bir sahabiden duymuştu. b)Munkatı Hadîs: * Senedinde sahabeden sonra >bir veya peş peşe olmayarak, birkaç ravi atlanmış olan hadîstir. * Senedde ismi verilmeden >“bir adam”, “bir kadın”, “bir hoca” gibi bir ifadeyle yani mubhem olarak zikredilen ravi de atlanmış sayılır. > Zikredilmeyen, atlanan bu ravi veya ravilerin durumu >bilinmediği için munkatı’ hadis zayıftır. Bu hadise şu örneği verebiliriz: * Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivayet edip (dedi ki), bize Yûnus b. Muhammed rivayet edip (dedi ki), bize Leys b. Sa’d... Bize yine Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivayet edip (dedi ki), bize Davud b. Abdillah el'Ca’ferî, Abdulaziz b. Muhammed’den, onlar (yani Leys ile Abdulaziz) birlikte Yezîd b. Abdillah b. Usâme b. el'Hâd’dan, o, el'Velîd b. Ebi’l'Velîd’den, o, Osman b. Abdillah b. Surâka el'Adevî’den, o da Ömer ibnu’l'Hattâb’dan (naklen) rivayet etti ki, o şöyle demiş: Ben Resûlullah’ı şöyle buyururken işitmiştim… > Yorum: Bu hadis munkatı’dır. Çünkü Osman b. Abdillah, ana tarafından dedesi olan Hz.Ömer’den hadis semâ etmemiştir. Dolayısıyla aralarında, bu hadisi ona nakleden en az 1 ravi olmalıdır. c)Mu‘dal Hadîs: * Senedinde peş peşe >2 veya daha fazla ravi atlanmış olan hadistir. Bu hadisin zayıflık sebebi bir önceki gibidir. Ancak bunda zayıflık daha fazladır. Bu hadislere şu örnekleri verebiliriz: * Bana Mâlik’den rivayet etti ki, ona ulaşmış ki Resûlullah şöyle buyurmuş… > Yorum: İmam Mâlik, 3. nesil olan etbâu’t'tabiînden olduğuna göre senedde en az iki ravi düşmüştür. d)Mu‘allak Hadîs: * Senedinin müellif tarafı, >bir veya birkaç ravisi atlanmış gibi eksik olan hadîstir. el'Buhârî’nin el¬Câmiu’s-Sahîhinde bu hadisler çoktur. Bu tür hadislere şu örnekleri verebiliriz: * Behz, babasından, o, dedesinden, o da Hz.Peygamber’den (naklen) demiş ki, o şöyle buyurmuş… > Yorum: el'Buhârî’nin doğum tarihi 194 olduğuna göre bu hadisi ya Behz’in hadislerinin yazılı olduğu ama kendisinin muteber bir öğrenme yoluyla elde edemediği bir kitaptan almıştı, dolayısıyla zikredebileceği başka raviler yoktur, ya da onu Behz’den kendisine gelinceye kadar rivayet eden raviler vardı ama onları, ölçülerine uymadıkları için zikretmemiştir. * Bana Mâlik’den rivayet etti ki, Muaz b. Cebel şöyle demiş: (Yemen’e görevli olarak giderken) ayağımı özengiye koyduğumda Resûlullah’ın bana tavsiye ettiği son şey şu oldu… > Yorum: Bu hadis, onu kitabına alan İmam Mâlik, hadisi kendisinden aldığı hocasını veya kitabını zikretmediği için muallakdır. Bu hadise, senedinde sahabeden sonra muhtemelen bir ravi düştüğü için munkatı’ da denebilir. e)Mudelles Hadîs: * Bir kusuru veya, hoş görülmeyen bir özelliği >gizlenerek onun bulunmadığını zannettirecek şekilde rivayet edilen hadîstir. Hadisi bu şekilde rivayet etmeye ise tedlîs denir. 9 * Tedlîsu’l¬isnâd: Gizlenmek istenen kusur, senedde >ravi atlanmış olduğu halde bunu belli etmemeye çalışmaktır. * Muteber bir yolla aldığını belirten kesin bir ifade kullanma yerine >“ falandan naklen” veya “falan şöyle dedi” gibi kapalı bir ifade kullanır. * Tedlîsu’ş-Şuyûh: Gizlenmek istenen husus, hocanın meşhurluğu veya zayıflığı ise… * Tedlîsu’l'isnad ile tedlîsu’ş-Şuyûhun çeşitleri >hoşgörüyle karşılanmış ve bunu yapanların adaleti cerh edilmemiştir. Çünkü bunu yapan, açık ifade yerine ihtimalli ifade kullanmakta, böylece yalan söylemiştir. * Tedlis yapan ravinin, sıka olsa da, >“an” ve “kale” gibi, kesinlik ifade etmeyen edâ sîgaları kullanarak yaptığı rivayetler munkatı’sayılmıştır. * Mudelles hadisin bazı çeşitleri, >senedinden ravi düşmesi veya ravisinin adalet eksikliği sebebiyle zaîftır. Örn: ...Bize Sufyân, ez'Zührî’den, o da Enes’den (naklen) rivayet etti ki, Hz.Peygamber, Safiyye’nin düğününde hurma ve kavuttan ziyafet verdi. > Yorum: Sufyan, bu rivayette tedlis yapmıştır. Bu hadisi hocası ez'Zührî’den doğrudan almamıştır. Hadisin makbul şekli şöyledir: ...Bize Sufyân rivayet edip dedi ki, bize Vâil b. Dâvûd, oğlu Bekr b. Vâil’den, o, ez-Zührî’den, o da Enes b. Mâlik’den naklen rivayet etti ki... * Bana Mâlik’den, o, Sevr b. Zeyd ed'Dîlî’den, o da Abdullah b. Abbâs’dan naklen rivayet etti ki... > Yorum: Bu senedlerde Sevr ile Abdullah arasında İkrime’nin bulunduğu, Mâlik’in onu hazfederek tedlîs¬i tesviye yaptığı söylenir. * İshak b. Râşid’den, o, ez-Zührî’den... > Yorum: İshak’ın, ez-Zührî’den rivayetlerinin vicâde yoluyla olduğu ve tedlis yaptığı söylenir. 10. HAFTA – ZAYIF HADİS ÇEŞİTLERİ * Mu‘allel-Muzdarib-Maklûb-Şâzz(Mahfûz)-Munker(Ma‘rûf)-Metrûk f)Mu‘allel Hadis: * Uzman âlimlerin >fark edebileceği ve sahihliğe zarar veren gizli bir kusuru (illeti) bulunan hadîstir. * Bu hadislerde, mevkûf olanın >merfû, munkatı’/mursel olanın muttasıl olarak veya bunların tersi şeklinde, birbiriyle karıştırılarak kusurlar bulunabilir. Buna göre illetler hem senedlerde, hem metinlerde olabilir. * Bazı alimler, bütün rivayetleri toplayıp >sened ve metinlerini karşılaştırarak incelemekle hadisin illetli olup olmadığını ortaya koymuşlardır. Ali ibnu’l-Medînî. Ahmed b. Hanbel, Dârimî, Buhârî, Ebû Hâtim er-Râzî, Tirmizî ve Dârekutnî’yi zikredebiliriz. * Hadisin muallel olması, ravisinin >zabt ve, adalet niteliklerinin eksikliğini veya yokluğunu gösterir. Bu hadise şu örneği verebiliriz: * ...Abdullah b. Mesûd demiş ki, Resûlullah sav şöyle buyurmuş: “Uğursuzluk anlayışı şirkten bir çeşittir. Bizden kimse yoktur ki (bu anlayış ona bulaşmış olmasın!). Ancak ALLAH bunu tevekkülle giderir!”. > Yorum: Bu hadisin; “Bizden hiç kimse yoktur ki...” kısmının, Hz.Peygamber’in değil, Abdullah b. Mes’ûd’un sözü olduğu söylenir. *...Musa b. Ukbe’den, o, Ebû İshak’dan, o, Ebû Burde’den, o da babasından naklen rivayet etti ki, Resûlullah sav şöyle buyurmuş... > Yorum: Bu hadisin senedi mualleldir. Ebû Burde hadisi, diğer rivayetlerinde genel olarak görülen yolun ki, buna câdde denir. Aksine, babasından değil, el-Eğar el-Muzenî’den nakleder. * Muallel hadisler konusunda eserler: 1-Kitabu’l-İlel ve Ma’rifeti’r-Ricâl, Ahmed b. Hanbel, I-II 2-Kitabu’l-İlel, İbn Ebî Hâtim er-Râzî, Mısır, 1343, I-II. 3-Şerhu İleli’t-Tirmizî, İbn Recep el-Hanbelî, Bağdad. g)Muzdarip Hadis * Birbirlerine zıt olmakla beraber birini diğerine >tercih imkânı bulunmayan hadîslerden birine verilen isimdir. * Senedde görülebilen bu tür zıtlıklardan bazısı >hadisin sahihliğine zarar vermeyebilir. Örnekler: …Şeybân'dan, o, Ebû İshak'dan, o, İkrime'den, o da İbn Abbas’dan naklen rivayet etti ki, o şöyle demiş: Ebû Bekr es-Sıddîk, Resûlullah sav demiş ki; “İhtiyarladığını görüyorum?”. Şöyle buyurmuş: “Beni Hûd, Vâkıa, Amme yetesâelûn ve İze’şş-şemsu küvviret sureleri ihtiyarlattı!” …Bize Ebu'l-Ahvas rivayet edip dedi ki, bize Ebû İshak, İkrime'den, naklen rivayet etti ki, o şöyle demiş: Ebû Bekr es-Sıddîk –ALLAH ondan razı olsun!- şöyle demiş.. > Yorum: Bu hadisin senedi muzdaribtir. Hadis birinci senede göre İbn Abbâs'ın rivayeti/musnedidir. İkinci senede göre ise, munkatı' olmasının yanında Hz. Ebû Bekr'in rivayeti/musnedidir. Birini tercih imkânı da yoktur. h)Maklûb Hadis * Sened veya metnindeki kelime veya cümlelerde >takdîm-tehîrler, başkalarıyla değiştirmeler yapılmış olan hadîstir. * Meşhur örneği, Bağdad’lı hadisçilerin >Buhârî’yi (ö.256) denemek için yaptıklarıdır. Metni maklûb hadise örnekler; ...sol elinin verdiğini sağ eli bilmeyecek kadar... > Bu hadisin makbul şekli şöyledir: ...sağ elinin verdiğini sol eli bilmeyecek kadar... ...size bir şeyi yasakladığımda ise, gücünüz yettiğince ondan uzak durun. > Maklûb olan bu hadisin makbul şekli şöyledir: ...dolayısıyla size emrettiğim şeyi gücünüz yettiğince yapın... ...size bir iş emrettiğimde ise onu gücünüz yettiğince yapın! 10 Senedi maklûb olan hadislerin bir örneği şu hadistir: ...Bize Hammâd b. Amr en-Nasîbî, el-A’meş’den, o, Ebû Sâlih’den, o da Ebû Hureyre’den naklen rivayet etti ki, o şöyle demiş... > Yorum: Bu hadisin senedi maklûbdur. Yalancı olan Hammâd b. Amr, Suheyl b. Ebî Sâlih’in yerine aynı tabakadan olan el-A’meş’i zikretmiştir. ı)Şâzz- Mahfûz Hadis * Sika bir ravinin >sika ravilere veya kendisinden daha sika olan bir raviye zıt olarak rivayet ettiği hadîstir. Mukabilindeki hadîse ise mahfûz denir. Bu ıstılah, sadece bir senedi bulunan, tek bir ravi tarafından rivayet edilen hadis için de kullanılmıştır. Bu durumda söz konusu hadis, ravisi sika değilse münker adını alıp merdûd olur. * Örnek:...Bize Abdulvahid b. Ziyâd rivayet edip dedi ki, bize el-A’meş, Ebû Sâlih’den, o da Ebû Hureyre’den naklen rivayet etti ki, o şöyle demiş: Resûlullah sav şöyle buyurmuş: Biriniz sabahın iki rekâtını kılınca sağ tarafı üzerine yan üstü yatsın! > Yorum: Bu hadis şâzzdır. Çünkü sika olan ancak el-A’meş’den yaptığı rivayetleri tenkide maruz kalan Abdulvahid b. Ziyad bu hadisi Hz.Peygamber’in sözü olarak rivayet etmektedir. Hâlbuki diğer ravileri onu Hz.Peygamber’in fiili olarak rivayet etmişlerdir. j)Munker-Ma‘rûf Hadis * Zayıf ravinin kendisinden >daha iyi durumda olan raviye aykırı bir şekilde rivayet ettiği hadîstir. Mukabilindeki hadîs ma‘rûf ismini alır. Sadece zayıf bir ravi tarafından rivayet edilen hadis de, sika ravilerin rivayetine aykırı olmasa bile, munker adını alır. * Örnek:... Hubeyyib b. Habîb, Ebû İshak’dan, o, el-Ayzâr b. Hureys’den, o, İbn Abbas’dan, o da Resûlullah sav’den naklen rivayet etti ki, o şöyle buyurmuş: “Kim namazı dosdoğru kılar, zekâtı verir, hacca gider, oruç tutar ve misafiri ağırlarsa cennete girer!” > Yorum: Bu hadis munkerdir. Çünkü bu senedle Hz.Peygamber’in sözü (merfu) olarak rivayet edilen hadis, sika raviler tarafından, yine Ebû İshak tarikinden İbn Abbas’ın sözü (mevkûf ) olarak rivayet edilmiştir. k)Metrûk Hadis * Hz. Peygamber’e yalan isnadda bulunmakla itham edilen >veya çok hata yapan (fâhışu'l-ğalat) yahut çok dalgın olan (fartu'l-gaflet) ravinin rivayet ettiği hadîse denir. * Örnek:…Kuteybe b. Sa'îd dedi ki, bize Câbir b. Merzûk, Abdullah b. Abdilazîz el-Ömerî'den, o, Ebû Tuvâle el-Ensârî'den, o da Enes b. Mâlik'den naklen rivâyet etti ki, o şöyle demiş: Resûlullah sav şöyle buyurmuş: "Kim bir günah işler de, ALLAH'ın kendisine azab etmeyi dilerse azab edeceğini, kendisini bağışlamayı dilerse bağışlayacağını bilirse ALLAH'a onu bağışlaması vacip olur!" > Yorum: Bu hadis, senedinde muttehem bir ravi olan Câbir b. Merzûk bulunduğu için metrûkdur. * Merdûd hadislerin ikinci kısmı >mevzû’ hadislerdir. 11. HAFTA – MEVZU HADİS * Söylemediği veya yapmadığı halde Hz.Peygamber’e >nispet edilen söz ve işlerle ilgili haberdir. * Medîne’ye 2 mil uzaklıkta Benû Leys kabilesine ait >bir mahalle vardı. Bir adam cahiliye döneminde onlardan kız istemiş ancak kabile vermemişti. İşte bu zat, “bu elbiseyi bana Rasûlullah (s.a.) giydirdi, mallarınız ve canlarınız hususunda hüküm vermemi emretti” dedi. Rasûlullah (s.a) şöyle buyurdu: “ALLAH’ın düşmanı yalan söylemiş!”. “Kim bilerek benim adıma yalan uydurursa cehennemdeki yerine hazırlansın” dedi. Uydurma Sebepleri 1)İslâm Düşmanlığı: * Zındıklardan birisi olan >A.Kerim b. Ebu’l-Avcâ’nın Halife Mehdî zamanında hadis uydurduğu tespit edildiği için asılmak üzereyken şöyle dediği nakledilir: “Dininizde helali haram haramı da helal göstermek üzere 4 bin hadis uydurdum” dedi. * Zındıklardan diğeri >Muhammed b. Sa‘îd el-Esedî, sapık inancını ve peygamberlik iddiasını desteklemek için Hz. Peygamber’e isnad ederek şu hadisi uydurdu: “Ben peygamberlerin sonuncusuyum, benden sonra peygamber gelmeyecektir. Ancak ALLAH dilerse o başka” dedi ve Halife Ebû Ca‘fer el-Mansûr tarafından öldürtüldü. * Beyân b. Sem‘ân el-Mehdî, Hicrî 100. yıldan sonra >Irak’ta Hz. Ali’nin Tanrı olduğunu yaymaya çalıştı. 2)Irk ve Mezhep Yanlılığı: 3)Maddi Yarar Elde Etme Hırsı: * Ahmed b. Hanbel ile Yahya b. Maîn’in başından geçen olay: Bir gün bu ikisi Bağdat’ta Rusâfe mescidinde bulunuyorlardı. Namazdan sonra kürsüye çıkan bir kıssacı va’zında Ahmed b. Hanbel ve Yahya b. Maîn’in adının geçtiği ve “Her kim ‘Lâ ilâhe illallah’ derse ALLAH bu sözün her kelimesinden gagası altından tüyü mercandan bir kuş yaratır” diye başlayan uzunca bir haber rivayet etti. * İdarecilerden dünyalık elde etmek amacıyla hadis uydurulmasına da >şu olay misal verilebilir: Gıyas b. İbrahim, Halife Mehdî’nin yanına bir iş için girdiği zaman onun güvercin uçurduğunu ve yarıştırdığını görünce şu hadisi uydurmuştur: “Ok, deve, at ve kuş yarışlarından başkası için, yarış tertip etmek suretiyle ödül alınmaz”. Halife Mehdî, bu sözden memnun olmuş ve Gıyas’a para vermiştir. 4)İslâm’a Hizmet Arzusu: Uydurma Hadisin Belirtileri 11 1)Ravideki Belirtiler: * Abdurrahman b. Mehdî, Meysere b. Abdirabbih’a; Kim şu (sureyi) okursa ona şu verilecek... Şeklindeki bu hadisleri nereden getirdin?” diye sormuş., o da; “Halkı bu (sureleri okumaya) teşvik etmek için ben uydurdum!” dedi. 2)Metindeki Belirtiler: * İbnu’l-Cevzî’nin verdiği örnek: “Kim bir gün oruç tutarsa o, bin hac ve bin umre yapan kimsenin sevabı gibi sevap alır. Ona Eyyûb sevabı da verilir!”. Hadis Uydurmaya Karşı Yapılan Mücadele * Hadis uyduran ravilerin tanınmasını >“cerh ve ta‘dîl ilmi” sağlar. Tanıtılan kimselerin tenkide uğrayan rivayetlerinden eserler: * Kitabu’l-Mecrûhîn, >İbn Hıbbân * el-Kâmil fi’d-Duafâ’, >İbn Adiyy * el-Keşfu’l-Hasîs ammen Rumiye bi-vad’i’l-Hadîs, >Burhânuddîn el-Halebî 3)Uydurma hadisleri tanıtmak. Eserler; * Kitâbu’l-Mevdûât mine’l-Ahâdîsi’l-Merfûât, >İbnu’l-Cevzî * el-Leâli’l-Masnû’a, >es-Suyûtî * Tenzîhu’ş-Şerîati’l-Merfû’a ani’l-Ahbâri’ş-Şenî’ati’l-Mevdû’a, >İbn Arrâk el-Kinânî. * el-Esrâru’l-Merfû’a, >Aliyyu’l-Karî. 12. HAFTA - METNİN ÖZELLİĞİNE GÖRE İSİMLENDİRİLEN HADİSLER 1-KUTSİ HADİS (İLAHİ-RABBANİ) * ALLAH'a, Kur’an olmayarak nispet edilen >söz ve işle ilgili hadis demektir. * Hicri 6. asırdan itibaren bu tür hadisleri ihtiva eden >kitaplar yazılmaya başlandı. * Örn: “ALLAH, şöyle buyurdu: Rahmetim gazabımı geçti. Resûlullah sav buyurmuş ki, ALLAH şöyle buyurdu. 2-MERFU HADİS * Hz. Peygamber’e >ait olduğu hadis demektir. . * Hükmen merfû hadis: Görünüşte bir sahabiye ait olduğu söylenen bir söz de, akılla bilinemeyecek bir konuyla ilgili ise, Hz.Peygamber’den öğrenilmiş sayılır. 3-MEVKUF HADİS * Sahabeye ait olduğu >söylenen hadise denir. * Horasan âlimlerinin “mevkûf” yerine >“eser kelimesini kullandılar. * Bazı âlimler, hem merfû’ hem mevkûf hadisler içeren kitaplarına >“es-Sünen ve’l-Âsâr ismi vermişlerdir. * Örn: “Ebû Zerr şöyle demiş: Ben, Hz.Peygamber’den sav duymuş olduğum bir sözü… * Mevkûf hadisleri musannaf hadis kitaplarında >bulmak mümkündür. * Ebû Hafs Ömer b. Bedr el-Mavsılî’nin >Ma’rifetu’l-Vukûf ale’l-Mevkûf isimli bir kitabı vardır. 4-MAKTU HADİS * Uydurma bir hadistir. * Tâbiûndan birine ait olduğu >söylenen hadis demektir. * İmam Şâfiî (ö.204), Humeydî, Taberânî ve Dârekutnî gibi âlimler bu ıstılahı, >“senedinden ravi düşmüş olan hadis” yani munkatı’ manasında kullanmışlardır. * Örn: Muhammed b. Sîrîn şöyle demiş: “şüphesiz bu (hadis) ilmi dindir. 5-MUHKEM HADİS * Kendisine zıt mânâda bir hadîs, >Şer’î bir delil bulunmayan hadîs demektir. 6-MUHTELİFUL-HADİS * Başka bir hadise veya dinen makbul bir delile, >görünüşte zıt manada olan hadise denir. * Hadisler ile diğer dini bilgiler arasında >zıtlık bulunmamalıdır. Varsa bunun bir izahı olmalıdır. Böyle bir durumda 4 ihtimalden biri söz konusu olabilir: Nesh, Tercîh, Te’vîl, Tevakkuf. Bu sıra hanefilerin sıralamasıdır. * Hadisçiler >te’vîl, nesh, tercîh, tevakkuf sırasını, diğerleri ise te’vîl, tercîh, nesh, tevakkuf sırasını yaparlar. a)Nesh: * Önceki şer’î bir hükmün >sonraki şer’î bir hüküm tarafından yürürlükten kaldırılması demektir. * Neshin varlığı >4 yoldan biri ile bilinebilir: aa)Hz.Peygamber’in Açıklaması: Örn: “Sizi kabirleri ziyaret etmekten menetmiştim. Artık onları ziyaret edebilirsiniz. Size kurban etlerini 3 günden fazla saklamayı da yasaklamıştım. Artık (onları da) gerekli gördüğünüz sürece (yanınızda) tutabilirsiniz. > Yorum: Bu hadiste söz konusu edilen hüküm değişikliğinin nesh olmadığını, mezkûr konularda yasak konmasına yol açan şartların ortadan kalkmasıyla yasakların kaldırıldığını söyleyen âlimler vardır. ab)Sahabenin Açıklaması: Örn: Câbir şöyle dedi: Resûlullah’dan gelen 2 uygulamanın sonuncusu, ateşte pişmiş şeyler (yemekten) dolayı abdest almanın terk edilmesidir. ac)Hadisin Vurûd Tarihinin Bilinmesi: Aralarında izahı mümkün olmayan bir zıtlık bulunan iki hadisten, vurûd tarihi sonra olanın önce olanı nesh ettiği söylenebilir. Örn-1: beddad b. Evs’den naklen rivayet etti ki, o (Mekke’nin) fethi zamanında Ramazanın 18’inde Resûlullah ile birlikte, (Resûlullah) elini tutmuş, Baki’de kan 12 aldırmakta olan bir adama rastladılar da (Hz.Peygamber): “Kan alan da, kan alınan da orucunu bozmuştur. Dedi. * Örn-2: İbn Abbas’dan naklen rivayet etti ki, Hz. Peygamber, Mekke-Medine arasında ihramlı ve oruçlu iken kan aldırdı. > Yorum: beddâd’ın bahsettiği olay Mekke’nin fethi esnasında h.8. yılda, İbn Abbas’ınki ise h.10. yılda oldu. ad)İcmanın İşareti: âlimler, zıt 2 hadisten birinin ifade ettiği hükmü almada ittifak etmişlerse bu durum, birçoklarınca, o hadisin diğerini nesh etmiş olduğunun işareti sayılmıştır. * Örn: içki içenin cezalandırılmasıyla ilgili hadislerdir: "Kim şarap içerse ona sopa vurun. Sonra tekrar içtiğinde yine ona sopa vurun. Sonra tekrar içtiğinde yine ona sopa vurun. 4. defada içtiğinde onu öldürün. b)Tercîh: Birbirine zıt manalar taşıyan hadislerden >birini, üstün görüp almak demektir. Tercîh sebepleri 4 başlıkta toplanabilir: * Senedle İlgili Sebepler: Ravilerin sayısı, ilim ve sıkalık yönünden durumları, hadisi öğrenme şekilleri ve olayla ilgileri gibi hususlar üzerinde durulur. * Metinle İlgili Sebepler: Lafzan mı, manen mi rivayet edildiği, vurûd yeri ve zamanı, sarahaten mi, hükmen mi merfû’ olduğu gibi hususlar üzerinde durulur. * Hükümle İlgili sebepler: İhtiyata elverişli olanın, haramlık ifade edenin tercihi gibi hususlar üzerinde durulur. * Haricî Sebepler: Kur’an’ın zahirine, sünnete, dinin genel kurallarına (kıyasa) uygun olanın tercihi gibi… c)Te’vîl: * Dini deliller arasındaki zıtlığı, >yorumlayarak gidermek de mümkündür. * Te’vîl yerine >cem’, te’lîf ve telfîk ıstılahları da kullanılır. * Örn: “Son sözü, ALLAH’tan başka tanrı yoktur, diyen kimseye cennet vacip olur”. d)Tevakkuf: * Aralarındaki zıtlığı giderme imkânı >bulunamayan hadislerle, çözümü bulunana kadar amel etmeyi bırakmak demektir. Bu durumda olan hadislere muzdarib denir. 13. HAFTA - SENEDİN ÖZELLİĞİNE GÖRE İSİMLENDİRİLENLER 1-MUTTASIL * Senedinde başından sonuna kadar ravi düşmesi >bulunmayan hadîs demektir. Merfu’, mevkuf ve maktu’ hadisler muttasıl olabilir. Ancak ‘maktu muttasıl’ tamlaması yerine ‘senedi muttasıl olan maktu’ ifadesi kullanılır. Çünkü ‘maktu muttasıl’ ifadesi, ‘kesik bitişik’ gibi çelişik bir mana taşır. 2-MU’AN’AN * Senedinde “an fulân: Falandan naklen...” ifadesi >bulunan hadîstir. * An’ edasını kullanan ravi, hadisi, ismini verdiği hocadan nasıl aldığını >açıkça söylemediği için bu şekildeki hadis munkatı’ sayılmak istenmiştir. Fakat çoğunluk bu hadisleri 2 şartla, yani ravinin mudellis olmaması ve hocası olarak ismini verdiği kimseyle aynı dönemde yaşamış olması şartlarıyla, muttasıl kabul etmişlerdir. * Buhârî ise el-Camiu’s-Sahih’ine aldığı bu tür hadislerde muasır olmayı >yeterli görmemiş, ravinin hocası olarak ismini vardiği kimseden hadis aldığının tespit edilmesini (subûtu’l-likayı) şart koşmuştur. * Örn: ...eş-Şa’bi’den, o, Abdullah b. Amr’dan, o da Hz.Peygamber’den naklen... > Yorum >Bu hadis mu’an’andır. Buhârî, ismi Âmir olan eş-Şa’bî’nin Abdullah b. Amr’dan likasının sabit olduğunu göstermek üzere hemen hadisin şu rivayetine dikkat çekmiştir: ...Âmir dedi ki. Ben Abdullah’ı Hz. Peygamber’den şöyle naklederken işitmiştim... 3-MUANNEN * Senedinde ‘enne fulanen kale: ...ki falan şöyle demiş’ gibi bir ifade >kullanılmış olan hadistir. * Alimlerin çoğu bunun da, >muttasıl sayılması gerektiğini söylemişlerdir. * Örn: Bana ez-Zübeydî, ez-Zührî'den rivayet etti ki, Ömer b. Abdilazîz ona haber vermiş ki, Abdullah b. Kârız kendisine haber vermiş ki… Ebu Hureyre şöyle demiş:... > Yorum >Bu hadisler, senedlerinde bulunan “…ki… Ona haber vermiş…” ifadelerinden dolayı değil, “… Ki, Ebû Hureyre şöyle demiş” ifadesinden dolayı muennen sayılır. Çünkü 1. ifadedeki “ona” aid zamiri hoca ile talebe arasında likâ bulunduğunu gösterir. 2. ifadede bu açıklık yoktur. 4-HABER-İ VAHİD ∗ "…ki falan ona haber verdi/rivayet etti" Şeklinde edâ sîgasının >fail olan isimden sonraya bırakılması 2 durumda yapılırdı: İcâzet yoluyla alınan hadisin rivayetinde ve hocanın sadece bir âlemi/ismi verildiğinde onun diğer âlemleri yani nesebi veya lakabı da verilmek istendiğinde. * Bir tabakada ravi sayısı, >mutevatir hadîsin ravi sayısına ulaşamayan hadîs demektir. * Bunlar, hadisçilere göre. >meşhûr, azîz ve ferd şeklinde 3’e ayrılır. 5-MEŞHUR * Her nesilde (tabakada) asgarî >3 ravisi olan hadîstir. * İlk Başta 1-2 kişi tarafından rivayet edilmişken sonraları >çok kimse tarafından rivayet edilen hadis; halk arasında yaygınlık kazanmış olan hadis için muştehir ıstılahı da kullanılır. * Örn: ...Bize Mâlik, Yahya b. Saîd’den, o, Muhammed b. İbrahim’den, o, Alkame b. Vakkas’dan, o da Ömer ibnu’l-Hattâb’dan naklen rivayet etti ki, o şöyle demiş: Resûlullah sav şöyle buyurdu: “Ameller niyete göredir… > Yorum >Bu hadisi, yukarıdaki senedinde olduğu gibi, Hz. Ömer’den sadece Alkame, Alkame’den sadece 13 Muhammed, Muhammed’den de sadece Yahya b. Saîd el-Ensârî rivayet ettiği halde bu sonuncu zattan pek çok kimse rivayet etmiş ve bu suretle o meşhur olmuştur. 6-AZİZ * Her nesilde asgarî >2 ravi tarafından rivayet edilen hadîstir. Ör: ...Bize el-Fadl b. Dukeyn rivayet edip dedi ki, bize Zem’a, İbn Şihab’dan, o, Salim’den, o da İbn Ömer’den naklen rivayet etti ki... ...Bize İshak b. İbrahim el-Hüseynî, Kesîr b. Abdillah el-Muzenî’den, o, babasından, naklen rivayet etti ki... > Yorum >Bu hadisin her tabakada asgari 2 ravisinin bulunduğu görülmektedir. Bu sebeple de azizdir. 7-FERD * Senedinin bir veya bir kaç yerinde ravi sayısı >1’e düşen hadistir. Ferd-i mutlak da denir. * Ferd-i nisbi: Gerçekte birden fazla ravi tarafından rivayet edilmiş olsa da, >sıka ravilerden, za’if ravilerin yanında yalnız bir sıka ravinin rivayet etmesi veya yalnız bir bölge ravilerinin rivayet etmesi gibi bir yönden teklik özelliği taşıyan hadistir. Bunun yerine garib ıstılahı da kullanılır. * Örn: “Bize Ebu Bekr b. Ebi Şeybe, Züheyr b. Harb ve İbn Numeyr, bunların hepsi rivayet etti. Bunlardan Züheyr dedi ki, bize Sufyan b. Uyeyne, Amr’dan, o, kör şair Ebu’l-Abbas’dan, o da Abdullah b. Ömer’den naklen rivayet etti ki, o şöyle demiş: Resûlullah sav Taiflileri muhasara etmiş ama onlardan bir şey elde edememişti. Bir müddet sonra; ‘(Yarın) inşALLAH geri döneceğiz!’ buyurmuştu. Ashabı; ‘Onu fethetmeden önce mi geri döneceğiz?’ demişlerdi. Bunun üzerine Resûlullah sav onlara; ‘Öyleyse yarın sabah savaşa çıkın!’ buyurmuş, onlar da sabahleyin savaşa çıkmış ve savaşta yara almışlardı. O zaman Resûlullah sav (yeniden); ‘Kesinlikle yarın dönüyoruz!’ buyurmuştu da bu onların hoşuna gitmişti. Resûlullah sav de gülmüştü. …Bize İbn Uyeyne, Amr’dan, o, Ebu’l-Abbas’dan, o da Abdullah b. Ömer’den naklen rivayet etti ki… …Bize Sufyan, Amr’dan, o, şair kör Ebu’l-Abbas’dan, o da Abdullah b. Ömer’den naklen rivayet etti ki… > Yorum >Bu hadisi, Abdullah b. Ömer’den sadece Ebu’l-Abbas, Ebu’l-Abbas’dan sadece Amr, Amr’dan da sadece Sufyân rivayet etmişlerdir. Bu sebeple bu hadis mutlak ferddir. 8-GARİP * Farklılık, gariplik gösteren hadîstir. * Garîb-i mutlak: Ravi sayısı bir tabakada bire düşerse. * Garîbu'l-hadîs: Hadis metnindeki anlaşılması zor, açıklanmasına ihtiyaç duyulan kelimedir. * Garîb-i nisbî: Hadisin, ravinin meşhur talebeleri yönünden gelmemesi veya hadisi bir raviden hep sıka raviler rivayet ederken birinde zaîf bir ravinin rivayet etmesidir. * Örn: ...İbn Ömer, kendisiyle yemek yiyecek bir yoksul getirilmedikçe yemek yemezdi... ...İbn Ömer’den naklen haber verdi ki... ...Ebû Hureyre’den naklen rivayet etti ki... ...Ebû Hureyre’den naklen rivayet etti ki... ...Câbir ve İbn Ömer’den naklen rivayet etti ki... > Yorum >Bu hadisi, görüldüğü gibi, birçok ravi İbn Ömer, Ebû Hureyre ve Câbir’den rivayet etmişlerdir. Hadis bu sahabilerin rivayeti olarak bilinmektedir. Ancak Ebû Kureyb bunu Ebû Mûsa’dan nakletmiştir: Ebû Kureyb’in bu rivayeti >nisbî garîbtir. 9-ALİ * Bir hadis metninin muhtelif senedlerinden veya metinleri farklı da olsa, >birkaç senedden ravi sayısı hakikaten veya hükmen en az olanına denir. * Ravi sayısının “hükmen az olması”ndan kastedilen, ravilerin, >sayıca fazla olsalar da, güvenilirlik bakımından daha iyi durumda olmalarıdır. * Senedin âlî olması, şüphesiz ravilerin sıka olması şartıyla, >arzu edilen bir şeydi. Bu arzu, bazı hadislerin ferd veya garib olarak rivayet edilmesine yol açtı. 10-NAZİL * Aynı metnin birkaç senedinden veya metinleri farklı da olsa >birkaç senedden, ravi sayısı diğerlerine oranla daha çok olanına denir. Âlî ve nâzile örnek: * Buhârî dedi ki, bize Süleyman b. Harb rivayet edip dedi ki, bize Şu’be, Vâsıl’dan, o da el-Ma’rûr’dan naklen rivayet etti ki, o şöyle demiş: Ben Ebû Zerr ile Rebeze’de karşılaşmıştım… * Aynı metin Müslim’de şu senedle yer almıştır: ...Ebû Hureyre’den naklen rivayet etti ki... > Yorum > Buhârî’nin senedi 5 raviden oluşmuşken, Müslim’inki 6 raviden oluşmuştur. Dolayısıyla Buhârî’nin isnâdı, Müslim’inkine göre âlîdir, Müslim’inki Buhârî’ninkine oranla nâzildir. SENED VE/VEYA METNİN ÖZELLİĞİNE GÖRE İSİMLENDİRİLENLER 1-MÜSNED * Hz.Peygamber'e kesintisiz bir senedle nispet edilen hadise >merfû’ ve muttasıl hadîs denir. * Hâkimin yaptığı bu tanım, >terimin en meşhur tanımıdır. * İbn Abdilberr, musned: Senedi ister muttasıl, ister munkatı’ olsun, Hz.Peygamber’e nisbet edilen hadistir. * Hatibu’l-Bağdadi, musned: senedinde ravi düşmesi hiç bulunmayan hadistir. 2-MÜDREC 14 * Sened veya metnine, aslında bulunmayan bir şey >eklenmiş olan hadîstir. Senedine ekleme yapılan hadise örnek: ...Bize Sufyân, Vâsıl’dan, o, Ebû Vâil’den, o, Amr b. Şurahbîl’den, o da Abdullah’dan naklen rivayet etti ki, o şöyle demiş: “Ya Resûlellah! En büyük günâh hangisidir?” dedim. Şöyle buyurdu… > Yorum >Bu hadisin senedi mudrectir. Vâsıl’n rivayetinde Amr olmamalıdır. Öyle anlaşılıyor ki, Ebû Vâil bu hadisi önceleri Abdullah’dan, Ebû Meysere Amr b. Şurahbîl vasıtasıyla rivayet ediyordu. Mansûr ve Süleyman el-A’meş hadisi ondan bu şekilde alıp rivayet etmişlerdi… * Senedinin, ravi düşmesi bulunan veya bulunmayan herhangi bir yerine ravi eklenmiş olan hadise >mudrec, senedinin sadece ravi düşmesi bulunmayan yerine ravi eklenmiş olan hadise ise mezîd fî muttasıli'l-esânîd denir. Metnin başına yapılan eklemelere örnek; Örn: ...Ebu Bekr es-Sıddık’dan, o da Hz.Peygamber’den sav naklen rivayet etti ki, şöyle buyurmuş: Ey insanlar, doğrusu siz şu ayeti okuyor ve onu ALLAH’ın istemediği şekilde anlıyorsunuz... > Yorum >Bu hadisin baş tarafı Hz. Ebu Bekir’in sözüdür… Metnin ortasına yapılan eklemelere örnek; ...Ben, bana inanıp Müslüman olan ve hicret eden kimse için cennetin çevresinde bir ev ile cennetin ortasında bir eve zaîm, (kefil) olurum... > Yorum >Metnin ortasındaki “zaîm, kefil demektir” açıklaması metnin aslında yoktur. Metnin sonuna yapılan eklemelere örnek: ...Sahipli salih kölenin 2 sevabı vardır. Canım elinde olan zata yemin olsun ki, ALLAH yolunda cihad etmek, hacca gitmek ve anneme iyilik yapmak olmasa, sahipli köle olarak ölmeyi isterdim”. * Mudrec hadis, garib kelimelerin açıklaması şeklindeki eklemeler, >hadisin sahihliğine zarar vermez. * Ziyadetu's-sıka: bir hadisi aynı hocadan rivayet eden sıka ravilerden birinin, onu, >arkadaşlarından ayrı olarak bir fazlalıkla rivayet etmesine ve rivayet ettiği bu fazlalığa denir. 3-MUSAHHAF ve MUHARREF * Musahhaf: Sened veya metninde >noktalama ve harekeleme hatası yapılan hadistir. * Muharref: harf hatası yapılan hadistir. > Örn: “2 zayıftan yani yetim ile kadından (kul borcu olmaksızın) çıkmaya bakın!”. > Yorum >Bu hadisin ilk kelimelerinde tashif yapılmıştır. Hadisin doğru şekli: > ALLAHım, gerçekten ben 2 zayıfın, yetim ile kadının hakkının (yenmesini) yasaklarım! > Hadislerde görülen bu tür yanlışlıkları düzeltmek maksadıyla özel kitaplar yazılmıştır: Islâhu’l-Ahtâ’i’l-Hadîsiyye, Hamd b. Muhammed el-Hattâbî, 4-MUTABİ * Bir hadîsin aynı sahabiden aynı veya benzer lafızlarla gelen >2. rivayetine denir. Bu rivayetler, bilhassa ferd olduğu görülen bir hadisin desteklenmesi için önemlidir. Araştırma işine i’tibâr denir. > Örn: Bize er-Rebî’ haber verip dedi ki, bize eş-Şâfiî haber verip dedi ki, bize Mâlik, Abdullah b. Dînâr’dan, o da İbn Ömer’den naklen haber verdi ki, Resûlullah sav şöyle buyurdu: > Yorum >Bu hadisi İmam Mâlik’den Abdullah b. Mesleme de rivayet etmiştir… Abdullah b. Mesleme’nin rivayeti İmam Şâfiî’nin rivayetinin mütâbi’idir. Yani Abdullah, söz konusu hadisi İmam Mâlik’den rivayet etmekle İmam Şâfiî’yi desteklemiştir. * Destekleme işine >mütâba’at denir ve hocadan başladığı, diğer bir ifadeyle sened, ikisinde de hocadan itibaren aynı olduğu için buna tam mütâbi’ denir. * Destekleme işi daha yukarıdan olursa buna da >nâkıs mütâbi’ denir. 5-ŞAHİD * Bir hadîsi mânâ bakımından >destekleyen ve başka bir sahabiden gelen hadistir. * Mütâbi’ aynı hadisin >farklı bir rivayeti, şâhid ise aynı manada söylenmiş başka bir hadistir. Bu terimler birbiri yerine de kullanılır Mütâbi’ hadise örnek verdiğimiz hadisin şahidi olarak örnek: …Bize Âdem rivayet edip dedi ki, bize Şu’be rivayet edip dedi ki, bize Muhammed b. Ziyâd rivayet edip dedi ki, ben Ebû Hureyre’yi şöyle derken işittim: Hz.Peygamber sav şöyle buyurdu: |
Konu Sahibi Medineweb 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Medinewebli önlisans İlahiyat 1.sınıf öğrencileri... | İlahiyat Öğrencileri İçin Genel Paylaşımlar | nurşen35 | 87 | 33953 | 23 Mayıs 2015 21:53 |
Gülmek isteyenler tıklasın :))) | Videolar/Slaytlar | Kara Kartal | 3 | 4091 | 10 Mayıs 2015 16:16 |
Cumartesi Anneleri’nin ahı/Can Dündar | İslami Haberler | Medineweb | 0 | 2745 | 10 Mayıs 2015 16:13 |
Ayın Üyesi ''zeynepnm'' | Ayın Üyesi | 9Esra | 13 | 9033 | 30 Nisan 2015 14:29 |
Müzemmil suresi bize ne anlatıyor | Tefsir Çalışmaları | Medineweb | 0 | 3353 | 19 Nisan 2015 15:45 |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
sakarya ilitam hadis 6. hafta | Medineweb | SAKARYA İlitam | 0 | 28 Aralık 2013 14:33 |
sakarya ilitam Hadis 5. Hafta | Medineweb | SAKARYA İlitam | 0 | 28 Aralık 2013 14:29 |
sakarya ilitam Hadis Usulü 9.Hafta | Medineweb | SAKARYA İlitam | 0 | 27 Aralık 2013 15:01 |
sakarya ilitam Hadis Usulü 8.Hafta | Medineweb | SAKARYA İlitam | 0 | 27 Aralık 2013 14:56 |
sakarya ilitam Hadis 10. Hafta | Medineweb | SAKARYA İlitam | 0 | 27 Aralık 2013 14:54 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|