Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.İLİTAM İLAHİYAT LİSANS TAMAMLAMA.::. > İLİTAM Bölümleri Ders/ Dökümanlar > SAKARYA İlitam

Konu Kimliği: Konu Sahibi Medineweb,Açılış Tarihi:  27 Aralık 2013 (15:01), Konuya Son Cevap : 27 Aralık 2013 (15:01). Konuya 0 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 27 Aralık 2013, 15:01   Mesaj No:1
Medineweb Emekdarı
Medineweb - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Medineweb isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13301
Üyelik T.: 04 Şubat 2011
Arkadaşları:5
Cinsiyet:erkek
Yaş:37
Mesaj: 4.833
Konular: 926
Beğenildi:342
Beğendi:0
Takdirleri:62
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart sakarya ilitam Hadis Usulü 9.Hafta

sakarya ilitam Hadis Usulü 9.Hafta

HADİS 9. HAFTA

MERDÛD HADÎSLER

Merdûd hadisler de zayıf ve mevzû’ diye ikiye ayrılırlar.

1. Zayıf Hadîs

sahîh hadisin tarifinde zikredilen niteliklerden birini veya birkacını tasımayan hadistir ve, tasımadığı niteliğe gore değisik isimler alır. Bunların en meshurları soyledir:

a) Mursel

Tabiinin doğrudan Hz.Peygamber'den -sallellahu aleyhi ve sellem- naklettiği hadis demektir. Hadisleri mursel olarak rivayet eden tabiunun hepsinin bu rivayetleri aynı derecede de gorulmemistir. Hasan-ı Basri’nin (o.110) mursel rivayetleri cok zayıf bulunurken Said ibnu’l- Museyyeb’in bu tur rivayetleri makbul sayılmıstır.

sahabi murseli: Bir sahabinin baska bir sahabiden oğrendiği, ancak rivayet ederken bu sahabinin ismini vermeden doğrudan Hz.Peygamber’den –sallellahu aleyhi ve sellem- rivayet ettiği veya,

Hz.Peygamber’le ilgili olup da bizzat gorme ve duyma imkanı bulunmayan, dolayısıyla baksa birinden oğrenmis olması gereken bir olay hakkında naklettiği hadise ise denir. Bu tur hadisler zayıf sayılmaz. Cunku sahabilerin hepsi adildir. Mursel kelimesi, bilhassa ilk asırlarda, senedinde bir veya birkac ravisi dusmus olan butun hadisler icin de kullanılmıstır.

Bu tur hadislere su ornekleri verebiliriz:

Bize Said rivayet edip dedi ki, bize Huseym, Cabir’den, o da, es-Sa’bi’den (naklen rivayet etti ki), o soyle demis: Resulullah –sallellahu aleyhi ve sellem- soyle buyurmus: (İnsanlar) en buyuk

serefin Muslumanlığa ait olduğunu bilsinler diye Zeyd b. Harise’yi Zeyneb bint Cahs’la evlendirdim, el-Mikdad’ı da Dubaa bint ez-Zubeyr b. Abdilmuttalib’le evlendirdim!. es-Sa’bi (o.100’den sonra), tabiun neslinden bir alimdir. Dolayısıyla bu sozu Hz.Peygamber’den duyup kendisini nakleden birileri olmalıdır. Bunu veya bunları soylemediği icin hadisi murseldir.



Bize Ebu Bekr b. Ebi Seybe, Ebu Kureyb ve İbn Numeyr rivayet edip dediler ki, bize İbn Fudayl, Umare’den, o da Ebu Zur’a’dan (naklen) rivayet etti ki, o soyle demis: Ben Ebu Hureyre’yi soyle derken isitmistim; Cibril Hz.Peygamber’e –sallellahu aleyhi ve sellem- gelip soyle demis: “Ya Resulellah! İste Hatice sana doğru gelmektedir. Yanında, icinde katık –veya, yiyecek yahut icecek- bulunan bir kap var. Sana ulastığında ona Rabb’inden –azze ve celle- ve benden selam soyle ve, kendisine Cennet’de, icinde ne gurultu patırtı, ne de yorulma ve mesakkat cekme

bulunmayan bir inci kosk verileceğini mujdele!”

Bu hadis sahabi murselidir. Cunku Ebu Hureyre Hz. Hatice’nin zamanına kavusmamıstı. Bu haberi muhtemelen Hz.Peygamber’den –ki, bu durumda, tabii olarak, sahabi murseli olmazveya,

daha once ondan oğrenmis olan bir sahabiden duymustu.

b) Munkatı

Senedinde sahabeden sonra bir veya, pespese olmayarak, birkac ravi atlanmıs olan hadise denir. Senedde ismi verilmeden “bir adam”, “bir kadın”, “bir hoca” gibi bir ifadeyle yani mubhem olarak zikredilen ravi de atlanmıs sayılır. Bu ıstılah ilk zamanlarda, senedinde ravi dusmesi bulunan her hadis icin kullanılmaktaydı. Zikredilmeyen, atlanan bu ravi veya ravilerin durumu bilinmediği icin munkatı’ hadis zayıftır. Su hadis ornek olarak zikredilebilir:



Bize Ebu Bekr b. Ebi Seybe rivayet edip (dedi ki), bize Yunus b. Muhammed rivayet edip (dedi ki), bize Leys b. Sa’d... Bize yine Ebu Bekr b. Ebi Seybe rivayet edip (dedi ki), bize Davud b. Abdillah el-Ca’feri, Abdulaziz b. Muhammed’den, onlar (yani Leys ile Abdulaziz) birlikte Yezid b. Abdillah b. Usame b. el-Had’dan, o, el-Velid b. Ebi’l-Velid’den, o, Osman b. Abdillah b. Suraka el-Adevi’den, o da Omer ibnu’l-Hattab’dan (naklen) rivayet etti ki, o soyle demis: Ben Resulullah’ı –sallellahu aleyhi ve sellem- soyle buyururken isitmistim: Kim, icinde ALLAH’ın adının anılacağı bir cami yaparsa ALLAH da onun icin Cennet’de bir ev yapar!”.

Bu hadis munkatı’dır. Cunku Osman b. Abdillah, ana tarafından dedesi olan Hz.Omer’den hadis sema etmemistir. Dolayısıyla aralarında, bu hadisi ona nakleden en az bir ravi olmalıdır.



c) Mu‘dal

Senedinde pes pese iki veya daha fazla ravi atlanmıs olan hadis demektir. Bu hadisin zayıflık sebebi bir onceki gibidir. Ancak bunda zayıflık daha fazladır. Bu tur icin su hadis ornek verilebilir:

Bana Malik’den rivayet etti ki, ona ulasmıs ki Resulullah –sallellahu aleyhi ve sellem- soyle buyurmus: “Doğrusu ben mutlaka orneklik etmem/sunnet koymam icin unuturum veya bana unutturulur!

İmam Malik (o.179) ucuncu nesil olan etbau’t-tabiinden olduğuna gore senedde en az iki ravi dusmus olmalıdır.

d) Mu‘allak

Senedinin muellif tarafı, bir veya birkac ravisi atlanmıs gibi eksik olan hadistir. Bu eksik kısımda, aslında ravi bulunup da muellif onları zikretmemis olabileceği gibi, bu kısım aslen de oyle olabilir. Birinci durumda muellif, kitabının hacmini buyutmemek veya hadisin kendi olculerine uymadığını gostermek gibi bir sebeple ravileri zikretmemistir. İkinci durumda ise hadisi muhtemelen bir kitaptan doğrudan almıstır. Her iki sekilde de senedin eksikliği (muttasıl olmaması) sebebiyle boyle bir hadis bu sekliyle zayıf sayılır. el-Buhari’nin (o.256) el-Câmiu’s-Sahîh isimli kitabında bu tur hadisler coktur. Ancak onların diğer hadis kitaplarında senedi tam olan rivayetleri bulunmaktadır. Ornek olarak su hadisleri zikredebiliriz:



Hz.Peygamber’in –sallellahu aleyhi ve sellem- su sozu: “ALLAH’ın en sevdiği din (anlayısı), hep doğruluğa/hakka donuk olan hosgorulu (din anlayısıdır!). el-Buhari bu hadisi, gorulduğu gibi, tamamen senedsiz zikretmistir, dolayısıyla muallak ismini alır.



Behz, babasından, o, dedesinden, o da Hz.Peygamber’den –sallellahu aleyhi ve sellem- (naklen) demis ki, o soyle buyurmus: “ALLAH, kendisinden utanılmaya insanlardan daha layıktır!” el-Buhari’nin doğum tarihi 194 olduğuna gore bu hadisi ya Behz’in (o.160’dan once) hadislerinin yazılı olduğu ama kendisinin muteber bir oğrenme yoluyla elde edemediği bir kitaptan almıstı, dolayısıyla zikredebileceği baska raviler yoktur, ya da onu Behz’den kendisine gelinceye kadar rivayet eden raviler vardı ama onları, olculerine uymadıkları icin zikretmemistir. Her iki durumda da hadis muallakdır.



Bana Malik’den rivayet etti ki, Muaz b. Cebel Soyle demis: (Yemen’e gorevli olarak giderken) ayağımı ozengiye koyduğumda Resulullah’ın –sallellahu aleyhi ve sellem- bana tavsiye ettiği son sey su oldu: “İnsanlara karsı ahlakını guzellestir, ey Muaz b. Cebel!”.

Bu hadis, onu kitabına alan İmam Malik10 (o.179), hadisi kendisinden aldığı hocasını veya kitabını zikretmediği icin muallakdır. Bu hadise, senedinde sahabeden sonra muhtemelen bir ravi dustuğu icin munkatı’ da denebilir.



e) Mudelles

Bir kusuru veya, ekseriya hos gorulmeyen bir ozelliği gizlenerek onun bulunmadığını zannettirecek sekilde rivayet edilmis olan hadis demektir. Hadisi bu sekilde rivayet etmeye ise tedlîs denir.

Gizlenmek istenen kusur, senedde bir ravi atlanmıs olduğu halde bunu belli etmemeye calısma seklinde olabilir. Buna tedlîsu’l-isnâd denir.

Bu tedlis cesidinde ravinin ya asıl hocasını veya kaynak kitabını yahut senedde bulunan zayıf bir raviyi gizlemeye calısması soz konusudur. Birincisi muhtelif sekillerde gorulebilmektedir.

Bunlardan birinde ravi, gercekte hocası olan bir kimseden muteber bir yolla almamıs olduğu bir hadisi, ondan muteber bir yolla almıs olduğunu zannettirecek sekilde rivayet eder. Aslında soz konusu bu hadisi ya hocasının bir oğrencisinden veya doğrudan bir kitabından almıstır ama bu durumu gizlemek istemektedir. Bunun icin muteber bir yolla aldığını belirten kesin bir ifade

kullanma yerine; falandan naklen” veya falan soyle dedi/demis” gibi kapalı bir ifade kullanır. Boylece hem yalan soylememis, hem de seneddeki bir kusuru gizlemis olur.

İkincisinde ravi, icinde zaif kimseler bulunan bir senedden bunları atarak, senedin tamamen sıka ravilerden olustuğunu gostermeye calısır

Gizlenmek istenen husus, hocanın meshurluğu veya zayıflığı ise bu duruma da tedlîsu’ssuyûh denir. Tedlisu’l-isnad ile tedlisu’s-suyuhun bazı cesitleri hosgoruyle karsılanmıs ve bunları yapanların adalet vasfı cerh edilmemistir. Cunku bunu yapan kimse acık bir ifade yerine ihtimalli bir ifade kullanmakta, boylece yalan soylemis olmamaktadır. Bu sebeple bazı meshur hadisciler de tedlis yapmıslardır. Seneddeki zayıf bir raviyi gizlemek seklindeki tedlisu’l-isnad ise siddetle kınanmıs ve bunu yapan raviler adalet yonunden cerh edilmislerdir.

Tedlis yaptığı gorulen ravinin, sıka olsa da, “an” ve “kale” gibi, kesinlik ifade etmeyen eda sigaları kullanarak yaptığı rivayetler munkatı’, dolayısıyla zaif sayılmıstır. Netice olarak mudelles hadisin bazı cesitleri, senedinden ravi dusmesi, bazı cesitleri ise, ravisinin adalet eksikliği sebebiyle zaiftır.

Ornekler:



...Bize Sufyan, ez-Zuhri’den, o da Enes’den (naklen) rivayet etti ki, Hz.Peygamber sallellahu aleyhi ve sellem- Safiyye’nin duğununde hurma ve kavuttan ziyafet verdi

Sufyan bu rivayette tedlis yapmıstır. Bu hadisi hocası ez-Zuhri’den doğrudan almamıstır.

Hadisin makbul sekli soyledir:



...Bize Sufyan rivayet edip dedi ki, bize Vail b. Davud, oğlu Bekr b. Vail’den, o, ez- Zuhri’den, o da Enes b. Malik’den naklen rivayet etti ki...

Bana Malik’den, o, Sevr b. Zeyd ed-Dili’den, o da Abdullah b. Abbas’dan naklen rivayet etti ki...

Bana Malik’den, o, Sevr b. Zeyd ed-Dili’den, o da Abdullah b. Abbas’dan naklen rivayet etti ki...

Bu senedlerde Sevr ile Abdullah arasında İkrime’nin bulunduğu, Malik’in onu hazfederek tedlîs-i tesviye yaptığı soylenmektedir

...İshak b. Rasid’den, o, ez-Zuhri’den..

...İshak b. Rasid’den, o, ez-Zuhri’den....

İshak’ın, ez-Zuhri’den rivayetlerinin vicade yoluyla olduğu, dolayısıyla bunu belirtmeyerek tedlis yaptığı soylenmektedir
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi Medineweb 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Medinewebli önlisans İlahiyat 1.sınıf öğrencileri... İlahiyat Öğrencileri İçin Genel Paylaşımlar nurşen35 87 33479 23 Mayıs 2015 21:53
Gülmek isteyenler tıklasın :))) Videolar/Slaytlar Kara Kartal 3 4075 10 Mayıs 2015 16:16
Cumartesi Anneleri’nin ahı/Can Dündar İslami Haberler Medineweb 0 2730 10 Mayıs 2015 16:13
Ayın Üyesi ''zeynepnm'' Ayın Üyesi 9Esra 13 8956 30 Nisan 2015 14:29
Müzemmil suresi bize ne anlatıyor Tefsir Çalışmaları Medineweb 0 3329 19 Nisan 2015 15:45

Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
sakarya ilitam hadis 6. hafta Medineweb SAKARYA İlitam 0 28 Aralık 2013 14:33
sakarya ilitam Hadis 5. Hafta Medineweb SAKARYA İlitam 0 28 Aralık 2013 14:29
sakarya ilitam Hadis Usulü 8.Hafta Medineweb SAKARYA İlitam 0 27 Aralık 2013 14:56
sakarya ilitam Hadis 10. Hafta Medineweb SAKARYA İlitam 0 27 Aralık 2013 14:54
sakarya ilitam Hukuk Usulü 9.Hafta Medineweb SAKARYA İlitam 0 27 Aralık 2013 14:48

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.