|
Konu Kimliği: Konu Sahibi YASEMİN ATAMAN,Açılış Tarihi: 31 Ocak 2012 (01:45), Konuya Son Cevap : 03 Şubat 2012 (11:56). Konuya 6 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
31 Ocak 2012, 01:45 | Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 11916 Üyelik T.:
02 Mart 2010 | Dertleşelim mi? Dertleşelim mi? Selamün Aleyküm arkadaşlar, bugün bir arkadaşımın daveti üzerine bir siteyi ziyaret ettim. Hatimlerin hiç durmadan okunduğunu ve ilimlerini anlatmıştı kardeşim. Bende arkadaşımın gönlü olsun diye ziyaret ettim ve Hatimlerin ardı arkası kesilmeyen kardeşlerimize bir paylaşım açtım. [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Gördüm ki, onca insan arasından bir kişi bile tek bir soruya cevap veremedi. Bunu yazdım çünkü toplumun Kur anla ne kadar tanışmadığını sizlerle paylaşmak istedim. Hatim odalarında ki bir ilim sahıbı cevap veremedi ne kadar acı!!!!! Bir hafız adayı bayan kardeşimiz not düşmüş. Kur anı çok okuduğunu 20 cüze kadar ezber yaptığını ama bu sorulara cevap veremeyeceğini mealden araştıracağını yazmış. Bu siteyi seviyorum çünkü konularımız ayetle gidiyor ve sorular karşılıklı destekli eğitimle cevaplanıyor. Toplum nereye gidiyor sayfa sayfa Kur'anlar ezberlenirken ayetler bilinmiyor? Sizler bu konuda ne düşünüyorsunuz? Meal okumamız yeterli mi? Acaba sitemizdeki meal paylaşımı bizlere faydalı oluyor mu? İnsanları Kur'ana meale daha farklı nasıl davet edebiliriz? Müslümanlarda bir yara var ve kanıyor? Gelin kanayan yaraya bir melhemde biz sürelim. Yorumlarınızı bekliyorumm.
__________________ |
Konu Sahibi YASEMİN ATAMAN 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Evrensel Tesbihat | Makale ve Köşe Yazıları | Yitiksevda | 1 | 2327 | 02 Nisan 2012 15:43 |
Kur'an'ın Tâviz ve Uzlaşmaya Bakışı | Allah(c.c) | YASEMİN ATAMAN | 0 | 2183 | 14 Mart 2012 01:18 |
Tevhid Penceresinden Günümüz ve İnsanımız | Tevhid Ve Şirk Konuları | YASEMİN ATAMAN | 0 | 1891 | 14 Mart 2012 01:09 |
Müslümanın müslümanlaşması | Muhtelif Konular | mahsun | 2 | 2248 | 14 Mart 2012 01:06 |
Dünyevileşmek. | Videolar/Slaytlar | Beytül Ahzan | 4 | 2315 | 10 Mart 2012 01:44 |
31 Ocak 2012, 16:03 | Mesaj No:2 |
Durumu: Medine No : 13301 Üyelik T.:
04 Şubat 2011 | Cevap: Dertleşelim mi?
günümüzün tipik sorunu zaten bu yasemin abla şu kadar defa hatim ettim bu kadar defa hatim ettim diyorlar hatim edince bayanları toplayıp çay pasta dağıtıyorlar ama bu ayet ne diyo diye bilmezler..araştırma ruhu çok az insanda var ne yazıkki..günümüz insanı hazıra konmayı çok seviyor..meal hatiminin benim açımdan faydası oldukça fazla hele irfan hocam ve sizin sorularla tanıma gibi açtığınız konular çok bilmediğim şey öğretti bana bundan dolayıda hep dua ediyorum sizlere..Allah razı olsun tekrardan...kur'an evde asılmak için gönderilmemiştir arkadaşlar ewet arapçasınıda okuyun okumayın demiyoruz ama ne demeye çalıştığınıda anlamaya çalışın lütfen
|
31 Ocak 2012, 17:18 | Mesaj No:3 |
Durumu: Medine No : 13966 Üyelik T.:
27Haziran 2011 | Cevap: Dertleşelim mi? Sayın ablam,ilk başta bu tür insanlara yaklaşımımız toptan red olmamalı ,kanaatimce usul bi yandan arapça okunup,bi yandanda anlamını okumak olmalıdır.Ama ilk başta kuranı neden okumamaız gerektiğini hem insanlara sorarak cevap almalıyız hemde biz neden kuranın anlaşılmasını istiyoruz,sorusuna ama biz cevap bulmalıyız ve vereceğimiz cevaba uygunda hareket etmeliyiz.ama kararlı ve devamlı olarak. ve insanlara ilk kuranı okuyanların rivayet edildiği sözlerden bahsedip ne anladıklarını ve ne anladığımızı tespit etmeliyiz. ,ibni mesud,Allah ondan razı olsun şu sözü çok manidardır,kuran insanların kendisine uyulması için indirildi,ama insanlar ise okunmasını ibadet ettiler.. ve rasulullahtan rivayet edilen bi söz ve kurandan rasulun bi hitabıyla yazımı sonlandırayım... Rasulullah ,insanlar enaz ayda bir kere kuranı okumaya gayret etsinler, furkan 30.yarabbi bu kavmim kuranı terk edilmiş halde bıraktı ben bu ayeti hükmünü rafa kaldırdılar sadece okudular ve gereği gibi yaklaşmadılar anlamında anlıyorum,rasulun ayda bir okunmaya teşviğide anlamını bilerek ve vahiynin hayattan koparılmamasına dikkat etmemizi yoksa sıradanlaşmaya doğru gidebileceğimizi vurgulamıştır diye anlıyorum... ayrıca teşekkürler bu tür kuranı dert edinip bu derdinize beni ortak ettiğiniz ve dertleşmeye çağırdığınız için...
__________________ önce yazdığım katılım yaptığım beğeni yaptığım paylaşımların arasında azda olsa kuran ve sünnete uygun olmayan düşünceler olabilir.Bunların bana sorulmadan dikkate alınmasından mesul değilim... ... |
02 Şubat 2012, 19:33 | Mesaj No:4 |
Medineweb Site Yöneticisi Durumu: Medine No : 1 Üyelik T.:
14Haziran 2007 | Cevap: Yorumlarınızı bekliyorum
yasemin hocamızın çağrısı çok yerinde ve bu çağrıya icabet farz..kuran hafızı olupda içerikten bihaber yığınlardan ne mücahit olur ne muvahhid..kuranın belağatı,hatmi,hıfzı tabii ki gerekli ve ibadettir...ama asıl amaç bu değil,içerikten haberdar(ilmel yakin) olmak,elde ettiği bilgiyi(aynel yakin) tatbikat yapmak..amenu ile we amilu salihat ayrılmaz bir bütün olduğu gibi..iman bilgi ister...bilgisiz iman taklidi,çalkantılı,sorunlu ve zıkzaklı olur..yuzde 99 müslüman denilen toplumumuzun manzarası bu sakat imanın göstergesidir..faizci,içkici,zinakar,kumarbaz,bayr amnamazcıları,ramazan müslümancılığı bunlara örnektir..bu hastalıkların,çelişkilerin kaynağı bilgisiz müslüman(ım diyenler)dir.. sağlıklı bilgi varsa sağlıklı iman olur ve amel olur..kuranın istediği takva olur. sağlıksız bilgi yada bilgisizlik kuranı cenaze kitabı,kandil musikisi,hastalıklar muskası,ölüye hediyelik olarak algılanmaya devam eder... elinde tesbih,kafasında takke,umreli,haclı 70 yaşındaki müslüman amca,CHP(cenabı hak partisi imiş)'ne oy istemeye gelmişti bana... aynı hacı amca,namazdan sonraki tesbihatların 33 ten bir fazla yada bir eksik olsa(33 kez demek farzdır),kılınan namazın iadesini ateşli bir şekilde savunur... aynı hacı amca,mukabelelerde benden çok hızlı okur,çoğu kez ben okuduğum halde fren tutmaz beni geçer..ve o hacı mukabele esnasında arada durdurur,peygamberimiz burda ne demiş izah ediverde geçelim hocam der bilgiçliğinide yapar... vs vs vs ... tüm bunlar mealsizlik,bilgisizlik,çürümüşlük,kof bir toplumun inşasıdır...
__________________ Büyükler fikirleri,Ortalar olayları,Küçükler kişileri tartışır. |
02 Şubat 2012, 22:47 | Mesaj No:5 | ||
Durumu: Medine No : 11916 Üyelik T.:
02 Mart 2010 | Cevap: Dertleşelim mi? Alıntı:
Alıntı:
Ben teşekkür ederim sizlere. Paylaşımınız değerli bilgilerinizi aktardığınız için Allah razı olsun.
__________________ | ||
02 Şubat 2012, 23:16 | Mesaj No:6 |
Durumu: Medine No : 2 Üyelik T.:
10 Nisan 2008 | Cevap: Dertleşelim mi? İlahi kaynak kendisinin nasıl okunması gerektiği hususunda en ince detayına kadar örnekler sunmuştur.. Kur'an, Mevdudi’nin ifadesiyle “yeryüzünde kendi türünde tek kitaptır” dolayısıyla kendine özgü bir yöntemle okunmalıdır. “Bilge Kral” Aliya Izzetbegoviç'in dediği gibi, “Kur'an, edebiyat değil hayattır” dolayısıyla sürekli değişen hayatın içinde(n) okunmalıdır. Dehlevinin tesbit ettiği gibi, Kur'an Rabbimizden bize gönderilen “mektuplar mecmuasıdır” dolayısıyla o, canlı ve dinamik bir gözle okunmalıdır. Kur'anın ilk inen ayeti Yaradan Rabbinin adı ile oku. Bu okuma normal bir okumadan ziyade Kainat kitabını okumak En güzel şekilde yaratılmış olan İnsanı okumak İnsi ve Cinni Şeytanlardan Rabbe şığınarak okumak,Kur'anın manasını,hükümlerini sindire sindire okumak,dosdoğru düzenli olarak okumak,dura dura anlamını kavrayarak okumak,Kur'an'ı sadece sevap kazanmak, manevi bir haz duymak, ölülerin ruhuna bağışlamak için değil yaşayan ölülerin diriltilmesi için okumak,Kur'anı kendi bütünlüğü içerisinde düşünerek anlamını idrak ederek okumak,Kur'anı ders kitabı yaparak istişare ederek birlikte düşünerek okumak. Kuran, Allah Sözü'dür, Kelamı'dır,Yaradan Rabbimizin bizlere ilahi buyruğudur, İlahi buyruğunun açıklaması insan mantığına bırakılmadan yine ilahi kaynka tarafından çeşitli örnekler ile açıklanmıştır. İmdi, Kuran okuyacağın zaman, hemen o kovulmuş şeytana karşı Allah'a sığın. (Nahl/98) Kendilerine verdiğimiz kitabı gereğince okuyanlar var ya, işte onlar ona inananlardır. Onu inkâr edenler ise hüsrana uğrayanlardır. (Bakara/121) Ey örtülere bürünen (insan)! Gece biraz ilerleyince (namaz için) kalk;gece yarısı -biraz önce ya da sonra- (kalk) ve ağır ağır, duyarak Kur'an oku. Biz sana (sorumluluğu) ağır bir mesaj tevdi edeceğiz; (ve) gerçek şu ki, gece vakti zihin daha zinde ve güçlü olur ve okuma daha da berraklaşır, (Müzemmil.1/2/3/4/5 ) (Ey Muhammed!) Sana indirdiğimiz bu kutsal ilahi kelam(da her şeyi açıkladık ki) insanlar onun mesajı üzerinde iyice düşünsünler ve akıl iz'an sahipleri ondan ders alsınlar. (Sad/29) Kur’anın en önemli özelliklerinden biri onun insanlarca anlaşılır bir biçimde gönderilmiş olmasıdır. Eğer anlaşılmaz bir özellikte olsa idi insanlardan şöyle bir itiraz olacaktı. Allah bizi anlaşılmayan bir kitaptan neden sorumlu tutuyor ? olacaktı bu itirazların olmaması adına Allah kolay ve anlaşılır olduğunu birçok ayette vurgulamıştır. Biz onu Arapça bir metin olarak indirdik ki, aklınızı kullanarak belki onu kavrayıp özümlersiniz. (Yusuf-2) O, pürüzsüz Arapça Kur'an'dır. Belki sakınırlar. (Zümer-38) Böylece (ey Peygamber!) Biz bu (ilahi kelamı) senin kendi dilinde kolay anlaşılır kıldık ki, insanlar düşünüp ondan ders alabilsinler (Duhan-58) İlahi kelamı kolaylaştırması, Resulullahın dili olan Arapçada söz konusudur yoksa bütün dillerin tercümelerinde değil. Ayette dikkat edilirse ‘’Senin Dilinde kolay anlaşılır kıldık ki’ vurgusu Arapça olarak apaçıklık, anlaşırlık, kolaylaştırılmışlık dile getirilmiştir. Kur’an ne bilmece nede anlamı kapalı veciz sözler değildir. Allah Apaçık olduğunu defalarca beyan eder. Anlamak, hidayete ermek isteyen muttaki olanlar için kolaylaştırılmıştır. Bu anlaşılma kolaylaştırma İlahi mesajın anlaşılabilmesi ve yaşanmasında güçlük çıkarmayı amaçlayan bir okuma parçası olmadığı manasındadır. Yoksa yüzeysel yapmak, ayetlerin muhtevası içerisine yerleştirilmiş bulunan hikmetli derinliği sözün i’cazını yok etmek edebi sanatları kullanmamak anlamında değildir. İşte yalnızca bu amaçla, bu (ilahi mesajı, ey Peygamber,) senin dilinde kolaylaştırdık ki Allah'a karşı sorumluluk bilinci taşıyan kimseleri onunla müjdeleyip, (boş bir) inatla direnip duranları onunla uyarasın; (Meryem-97) Kur’an indiği dönemde ona muhatap olan azımsanmayacak derecede müşrik hidayet ermemiş iken, bugün Kur’an Arapçasına ve bilgisine vakıf olan milyonlarca Arap ve Arap olmayan insanlar vardır. Asl olan mesele anlamak bilgiyi elde etmek değil, asl olan Kur’an’dan faydalanmaya meyilli olmak takva ve erdemini kuşanmaktır buda derin kavrayış sahibi olmayı gerektirir. Arapça bir kitap olan Kur’an’ı anlamak için yeryüzünde milyonların İlahi kelamın dilini bilmesi zorunlumudur diye bir soruya vereceğimiz cevap Tabiki yoktur ama Kur’an dilini bilmekte Muttaki kulların görevidir. Kısacası Kur’an Arapçasını öğrenme sadece Arap olmayan ırklar için değil günlük yaşam dilleri Arapça olanlar içinde geçerlidir. Çünkü günlük yaşam dili ile Kur’an dili arasında azımsanmayacak kadar büyük fark vardır. Kur’an Arapçası başka dile çevrilirken tam manası ile açık olan manayı veremeyebilir bunun günümüzde en büyük örneklerinden biriside Nur 31 ayet ve daha bir çok ayette geçen ‘’Başörtüsü’’teriminin farklı anlamak isteyenler tarafından istedikleri gibi yorumlanması kafidir. Bir insanın ne kadar iyi Arapça bilip bilmemesi Kur’anın anlaşılması için yeterli değildir. Çünkü Kur’an’ın okunup anlaşılmasında esas olan TAKVADIR. Vahye ilk muhatap olan Sahabelerin dahi İlahi mesajı aynı derecede anlamş değillerdir.Çünkü bu muhataplar Kur’an’ı Hidayet için Rabbani mesajı özümsemişlerdir.Bizler ile onlar arasındaki fark Mesajı ne amaçla anlamak isteğimizden kaynaklanmaktadır.Okurken ve anlarken Kalplerimize inmeyen takvaya sevk etmeyen bir anlama ve okuma Kur’an ayetlerinde şu şekilde izah edilmektedir. Tevrat'ın yükü ile onurlandırılmış iken bu yükü taşıyamamış olanların durumu, sırtına kitaplar yüklenmiş (ama onlardan habersiz bulunan) merkebin durumuna benzer. Allah'ın mesajlarını yalanlamaya şartlanmış olanların durumu ne acıdır, çünkü Allah rehberliğini böyle zalim bir halka ihsan etmez! (Cuma-5) Adeta korkuya kapılmış merkepler gibiler, (Müdessir-50) Allah'ın indirdiği vahiyden bazı kısımları gizleyenler ve bunu az bir kazanç karşılığı değiştirenlere gelince: onlar karınlarını ateşle doldurur. Ve Kıyamet Günü Allah onlarla ne konuşacak, ne de (günahlarından) onları arındıracaktır; şiddetli azap onları beklemektedir. (Bakara-174) Allah bizleri Kur’anı hidayet rehberi yaparak hayata aktaran muttaki kullar zümresinden eylesin. Daha bir çok ayeti kerimede Düşünerek anlayarak hayata yansıtarak Kur'anın gör dediği yerden bakarak okumalı anlamalı/anlatmalıyız Rabbimiz bizleri Kur'an ehlinden eylesin Ayaklarımızı hakk olan yolda sabit kılsın....
__________________ Sakın başkasının kölesi olma; çünkü ALLAH seni hür yaratmıştır . -İmam Ali- (a.s) |
03 Şubat 2012, 11:56 | Mesaj No:7 | |
Durumu: Medine No : 6340 Üyelik T.:
19 Ocak 2009 | Cevap: Dertleşelim mi? Alıntı:
Toplum olduğu yerde duruyor. Atalarından kalma bir din anlayışı muhafaza etmenin derdinde. Atalar kendilerine göre bir din argümanları oluşturmuş, bunları korumaya çalışıyorlar. Akletme,sorgulama yetilerini kaybetmişler ve asli temel kaynağa dönmeye çalışmıyorlar maalesef. Görünürde Kur'an okumaları, hatimler çok yapılıyor ama bu okumalar dirilere, yaşayanlara özellikle kendilerine değil de, ölülere, ruhlara okunuyor. Diri olanları uyarmak için gönderilen bir kitabın ölülere okunmasının ceremesini toplum çekiyor. Allah Rasulunun Veda Hutbesinde müslümanlara emanet olarak bıraktığı Kur'an'ı müslümanlar mehcur bırakmış vaziyette. Düşünün bir kere, size yabancı bir dille yazılmış bir mektup miras bırakılsa ne yapardınız?. O mektubun içinde ne var diye merak eder, onun içinde ne yazdığını öğrenmeye çalışırdınız. Bizlere emanet olunan,miras bırakılan bir kitabı biz anlamadan ,ne dediğini öğrenmeden okuyup durmaktayız. Bu kitap bizlere ne anlatıyor diye araştırmıyoruz. Hepsini araştırmayı bırakın , günde 5 vakit namazlarda kıraat ettiğimiz ayet veya surelerin bile ne dediğini anlamaktan aciz yaşıyoruz. Bizler bu şekilde bir anlamda emanet hiyanet ediyoruz. Niceliğe bakıp, niteliği hiç göz önüne almıyor. Madden Kitabı elimizle tutuyoruz ama manen /mealen anlamıyoruz. Nice hafızlar var ki ayetleri ezbere biliyor ama ne dediğini bilmiyor maalesef. Meal okumamız yeterli mi? Kur'an meali okunmalıdır,gereklidir.Toplumun meal okuma alışkanlığı, meale bakma bir alışkanlığı yok. Meal okuması tek başına yeterli olmayabilir. Bunun yanında siyer ve tefsir okuması da yapılırsa daha sağlıklı olur. Sadece mealle ahkam yürütmeye çalıştığımızda içinden çıkılmaz sorunlarla karşılaşmak mümkündür.Meal aynı zamanda meali yazan kişinin yorumudur. Ayetin aslı değildir. Tercüme ve meal farklıdır. Kur'an'ın motomat tercümesi çok zor olduğu için yapılan çevirilere meal denmiştir. Meal ile te'vil aynı kökten gelir ve bir nevi ayetin yorumudur.Kur'an güzel bir şekilde tercüme edilebilmiş olsaydı zaten yüzlerce meale gerek kalmazdı zaten. Mealin yanında bize kadar intikal eden tarihsel verilerden de faydalanılması gerekir. Tarihsel verileri tümden yok sayıcı,reddedici bir anlayışla yaklaştığımızda bir çok sorunun cevabını bulamayız ve bulamadığımız şeyleri reddetmeye başlarız ki o zaman da ne namaz ne tesettür ne oruç ne de kimi islami ritüeller kalır. Böylelikle amelsiz bir Kur'an ve din anlayışı çıkar maalesef. Bu da kimilerine göre mealcilik kimileri göre de haniflik akımını karşımıza çıkarır. Rahmetli Ercüment Özkan bir yazısında mealciliği islamın önünde en büyük engellerden birisi gördüğünü bir yazı ile ifade ediyordu. Acaba sitemizdeki meal paylaşımı bizlere faydalı oluyor mu? Faydalı olduğuna inanıyorum. Meal hatimlerinin yani insanların Kur'anla haşır neşir olması çok önemlidir. Bu meal hatimlerin de ilgimizi çeken ayet ve konuları bir yerlere not ederek çalışmak daha güzel oluyor. Bu sayede yeni çalışma ortaya çıkmış oluyor. İnsanları Kur'ana meale daha farklı nasıl davet edebiliriz? İnsanların zihnindeki öncelikle Kur'ana yaklaşılmaz, onu anlayamayız anlayışını bertaraf etmek gerekir. İnsanlar kitabı anlamak için okumalıdır. Hayatında uygulamak için çalışıp çaba göstermelidir. Meal okumadan önce ya da insanların meal okumadan önce zihinsel bir dönüşümü yapması , meal okumalarını daha anlamlı kılar. Meali bir roman okur gibi değil de "Allah bana ne diyor" anlayışıyla okumalıdır. Gündemimizi ayetler belirlemesi lazım. Evde işyerinde şurda burda okuduğumuz ayetlerin kritiğini yaparsak meal okumaları daha bir anlamlı olur. İnsanlara Kur'anı anlatırken en güzel usulü seçmeliyiz. İnsanların yapıları farklı farklıdır. Tedrici metodu seçmeliyiz. İnsanları yargılayıcı ,tekfir edici değil de onlarında hassasiyetlerini göz önüne alarak tebliği seçmeliyiz.
__________________ Selam Hidayete Tabi Olanlara Kur'an Senin Lehinde ve Aleyhinde Hüccettir(Müslim) | |