|
Konu Kimliği: Konu Sahibi Belgin,Açılış Tarihi: 28 Şubat 2008 (09:49), Konuya Son Cevap : 04 Ocak 2012 (20:13). Konuya 48 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
11 Ağustos 2008, 14:17 | Mesaj No:21 |
Durumu: Medine No : 1808 Üyelik T.:
11 Mayıs 2008 | Misafire Çeşitli Yemekler Vermek Sual: Bir çeşit yemek yemenin sünnet ve sıhhat için daha iyi olduğu söyleniyor. Misafirlere çeşitli yemek vermek israf olur mu? Cevap: Misafirlere çeşitli yemekler ikram etmek israf olmaz. Misafirperver, mürüvvet sahibi bir zat, sofraya getireceği yemek çeşitlerini yazar misafirlere arz ederdi. Bir âlim buyuruyor ki: Misafirler için sofrada çeşitli yemekler bulundurmak çok hoş olur. Çünkü her insanın tabiatı da farklıdır. Bunun gibi, Allahü teâlâ, insanların istek ve arzularına göre Cennette vereceği nimetlerden onu şöyle: 1- Manzara hayranları için (Altlarından nehirler akan Cennetler) [Talak 11] 2- Giyimi, kuşamı sevenler için (Cennetteki elbiseleri ipektir.) [Hac 23] 3- Zineti sevenler için (Orada, altın bilezikler takarlar.) [Kehf 31] 4- Et gibi yiyecekleri sevenler için (İstedikleri cinsten kuş etleri) [Vakıa 21] 5- İçecekleri, sütleri, temiz şerbetleri sevenler için (Cennette temiz su ırmakları, tadı bozulmayan süt ırmakları, içenlere zevk veren şarap ırmakları, süzme bal ırmakları vardır.) [Muhammed suresi 15], (Tertemiz şarap içerler) [İnsan 21] Kur'an-ı kerimde, Cennet ehline verilecek "Şeraben tahura" diye buyurulan "Temiz şarap" tan maksat, temiz bir içecektir. Türkçe şurup, meşrubat denebilir. Alkollü olan şarap ile bir alakası yoktur. Cehennemdeki zakkum ile dünyadaki zakkum ağacının da bir benzerliği yoktur. Sadece isimleri aynıdır. Cennetteki altın, gümüş, süt, su gibi şeylerin dünyadakilerle yalnız isim benzerliği vardır. 6- Hizmet edilmekten hoşlananlar için (Çeşitli hizmetçiler onların etrafında divan dururlar.) [Tur 24] 7- Mağfireti sevenler için (Sizi, mağfiret etmek için çağırıyor) [İbrahim 10] 8- Meyveleri sevenler için (Canlarının istediği meyveler vardır.) [Mürselat 42] 9- Allahın rızasını istiyenler için (Allahın rızası ise en büyüktür.) [Tevbe 72] 10- Arzusu Allahü teâlâyı görmek olanlar için (Güzel amel işliyen müminlere Cennet ve bir de fazlası [Allahın cemalini görmek] var.) (Yunus 26) [Şira] |
11 Ağustos 2008, 14:17 | Mesaj No:22 |
Durumu: Medine No : 1808 Üyelik T.:
11 Mayıs 2008 | Cvp: görgü kuralları (çok guzel) amin musluman dostlarım ne guzel kardeslıgımız var degıl mı eyvalllah cok saolun... |
11 Ağustos 2008, 14:18 | Mesaj No:23 |
Durumu: Medine No : 1808 Üyelik T.:
11 Mayıs 2008 | Misafirin görevleri Sual: Misafir, ev sahibine karşi nasil hareket etmelidir? Cevap: Misafirin gözetmesi gereken edeplerden bazilari şunlardir: 1- Davete geç kalmamali, erken de gitmemelidir. Giderken, biraz yiyip gitmek sünnettir. Sirf yemek için degil, ev sahibini memnun etmek için gittigi belli olmalidir! 2- Misafir, sagina soluna bakmamali, sikinti vermekten çekinmelidir. Ev sahibinden izinsiz bir başka misafire birşey ikram etmemelidir! Ev sahibinin gösterdigi yere oturmali, izinsiz nafile oruç tutmamali ve ev sahibi teklif etmeden imam olmamalidir! Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Misafir, evin başköşesine oturmasin!) [Müslim] (Misafir, ev sahibinden izinsiz [nafile] oruç tutmasin ve gösterilen yere otursun! Çünkü ev sahibi evinin âdetini daha iyi bilir.) [Ibni Asâkir] (Misafir olan bir kimse, ev sahibine imam olmasin!) [Tirmizî] 3- Sofraya edepli bir şekilde oturmali ve bu edebi sonuna kadar muhafaza etmeye çalişmalidir! Resul-i Ekrem efendimiz, yer sofrasina bazan diz çöker, bazan da sag ayagini bükerek sol ayagi üzerine oturup buyururdu ki: (Yemek yerken yaslanmam! Ben Allahin kuluyum; kul nasil yerse öyle yer, öyle otururum.) [Buhârî] Yemek yerken yaslanmak günah degildir. Başkalarinin yaninda mazeretsiz yaslanmak edebe aykiridir. 4- Gelen yemekte kusur bulmamali. Bir kusuru olsa da söylememeli. Mesela yemegin tuzu fazla veya noksan olsa, yahut yemekten hoşlanmasa, bir şey dememeli, begenmedigini belli etmemelidir! Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Misafirin, gelen yemegi begenmemesi, ona şer olarak kâfidir.) [Ibni Ebiddünyâ] 5- Misafir, arzu ettigi şeyleri istememeli, gelen ile iktifa etmeli, “Şu var mi” diye belli bir yemek istememelidir! Eğer ev sahibi, birkaç yemek ismi sayıp (Hangisini hazırlıyalım) diye sorsa, külfetten uzak, sıkıntıya sokmıyacak şekilde daima kolay, ucuz ve zahmetsiz olanını tercih etmelidir! Peygamber efendimiz, muhayyer bırakıldığı iki şeyden, daima hafifini, kolay olanını tercih ederdi. (Buhârî) Atalarımız, (Misafir umduğunu değil, bulduğunu yer.) buyurmuştur. Ekmeğe hürmet gerekir. Ekmeğe hürmet, ona katık aramamaktır. İnsanı ayakta tutan ve ibâdet etmeye imkan veren her yemek, berekettir; onu beğenmemek doğru olmaz. Sadece ekmekle sirke verilse küçümsenmemelidir! Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Bir evde ekmeğe katık olarak sirke varsa, bu ev yoksul sayılmaz.) [Tirmizî] (Ya Rabbi, sirkeye bereket ver. Sirke, ne güzel nimettir. Benden önceki enbiyanın katığı da sirke idi. Sirke olan evin, başka katığa ihtiyacı yoktur.) [İbni Mace] 6- Ev sahibinin veya oradaki diğer misafirlerin hoşuna gitmeyecek hareketlerde bulunmamalı, tiksinti verecek hareket ve sözlerden uzak durmalıdır. 7- Dinî inanışı, siyasî görüşü farklı olsa da, ev sahibini veya oradakileri üzecek sözler söylememelidir. 8-Misafir, gereği gibi ikram yapılamamış olsa da, gönül hoşluğu ile ve memnuniyetini ifade edecek şekilde ayrılmalıdır! Mesela (Çok memnun olduk, Allah razı olsun, evinizde oruçlular iftar etsin, yemeğinizi iyi insanlar yesin!) gibi duâ etmesi sünnettir. (Tirmizî) Peygamber efendimiz, kendisi ev sahibine, en güzel duâlarda bulunur ve müslümanlara da, (Ev sahibine bereketle duâ edin) buyururdu. (Beyhekî) Böyle yapmak, çok az da olsa bir iyiliği küçük görmemek güzel ahlâkın alametidir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Mümin, güzel ahlâkı ile, gündüzü oruçla, geceyi ibâdetle geçirenlerin derecesine yükselir.) [Tirmizî] 9- Ev sahibinden izinsiz veya habersiz evi terk etmemelidir! Peygamber efendimiz, böyle habersiz gitmeyi, hiç uygun görmezdi. Giderken de yine ev sahibine duâ etmelidir. 10- Yatılı olarak giden misafir, ev sahibine ağırlık vermemek için, zaruret yoksa, üç günden fazla kalmamaya, yük olmamaya gayret etmelidir! Eğer ev sahibi samimi olarak ısrar ederse, daha fazla kalınabilir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Misafirlik üç gündür. Fazlası sadakadır. Misafirin, ev sahibini sıkacak kadar çok kalması helal değildir.) [Buhârî] |
11 Ağustos 2008, 14:19 | Mesaj No:24 |
Durumu: Medine No : 1808 Üyelik T.:
11 Mayıs 2008 | Azgın misafir Sual: Ablamın dinî inanışı ve siyasî görüşü bizden farklıdır. Her yıl bize misafir olarak gelir, bir ay kadar kalır. Namazımızla, tesettürümüzle alay eder. Beyimin yanında başı ve kolları açık oturur. Beyim dinden bahsedecek olsa, söylemediğini bırakmaz. Nasıl hareket etmemiz gerekir? Cevap: Ayrı görüşteki insanların, beraber bulunması, arkadaşlık etmesi zordur. Bunun için, ablanızın size gelmemesi için, sizin onlara hiç gitmemeniz gerekir. Beyinizin, ablanızla beraber oturması da günahtır. Siyasî ve dinî tartışmalara girmesi de doğru değildir. Mektupla, telefonla, (Enişten, baldızla bir arada bulunmanın günah olduğunu söylüyor, rahatsız oluyor. Ben de birşey diyemiyorum. Senin yüzünden enişten benden ayrılabilir) gibi bir mazeret bulup, bu fitneyi önlemek gerekir. Sonra ablanızı misafir kabul edip günlerce ağırlamak mecburiyetinde değilsiniz. Beyinizi de düşünmeniz gerekir. |
11 Ağustos 2008, 14:20 | Mesaj No:25 |
Durumu: Medine No : 1808 Üyelik T.:
11 Mayıs 2008 | Fakiri Ziyaret Fakiri Ziyaret Allah rızası için müslümanı ziyaret etmek çok sevabtır. Âlimi, fakiri ve salih akrabayı ziyaret daha çok sevabtır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Zengini ziyaret eden saim ve kaim sevabı, fakiri ziyaret eden ise, fi sebilillah cihad sevabı alır, her adımı Allah yolunda atılan adıma denk olur.) [Deylemî] [Saim; oruçlu, Kaim; gece ibâdet eden. Fi sebilillah; Allah yolunda, Allah rızası için] (Âlimi ziyaret eden, beni ziyaret etmiş gibi sevab alır.) [Taberânî] (Sıla-i rahm, kendisinden kesilen akrabasını arayıp ziyaret ve iyilik etmektir.) [Tirmizî] (Rızkının bol, ömrünün uzun olmasını isteyen, sıla-i rahm etsin!) [Buharî] (Sıla-i rahm, malı çoğaltır, ailede sevgiyi artırır ve ömrü uzatır.) [Taberânî] Salih akrabayı hiç olmazsa, haftada veya ayda bir ziyaret etmeli, kırk günü geçirmemelidir! Uzak ülkede ise mektupla, telefonla gönlünü almalı, dargın ise barışmalıdır. |
11 Ağustos 2008, 14:22 | Mesaj No:26 |
Durumu: Medine No : 1808 Üyelik T.:
11 Mayıs 2008 | Müstehcen konuşmak Hayâ imandandır Sual: Bazı kimseler, müstehcen konuşuyor. Ayıp şeyler söylüyor. İnsanların ayıplıyacağı çirkin işler yapıyor. Müslüman olan kimse, böyle şeyler yapar mı? Cevap: Hadika‘da buyuruluyor ki: Fuhuş, çirkin söz demektir. Haddi aşan herşeye fâhiş denir. Buradaki anlami, çirkin olan işleri, açik kelimelerle anlatmak, müstehcen, yani edebe, ahlaka aykiri, açik saçik konuşmak demektir. Abdest bozmak ve cima için kullanilan kelimeleri söylemek böyledir. Bu kelimeleri söylemek fuhuştur. Çünkü bunlari söylemek, mürüvvete ve dindarliga uygun degildir, hayâyi giderir. Bunlari anlatmak gerekince, açik olarak söylememeli, kinaye olarak söylemelidir! Edepli olan, salih olan, fuhuş söylemeye mecbur olunca, kinaye olarak söyler. Kinaye, birşeyi, açik anlamlari başka olan kelimelerle anlatmaktir. Mesela, Allahü teâlâ, Kur’an-ı kerimde, cima için lems [dokunmak] kelimesini söylemiştir. (Nisa 43) Hadis-i şerifte, (Fuhuş söyliyene cennet haramdır.) [Ebu Nuaym] buyuruldu. Dinimizde hayânın yeri çok mühimdir. Hayâsı olan, Allahü teâlâdan utandığı için günah işlemekten çekinir. İnsanlardan utanmıyan Allahtan da utanmaz. Açıktan günah işliyen, hem insanlardan, hem de Allahtan çekinmediğini gösterir. (Allahın bildiğini kuldan ne saklıyayım) demek yanlıştır. Gizli işlediği bir günahı başkalarına açıklamak doğru değildir, hayâsızlıktır. Hadis-i şerifte, (Hayâ imandan, hayâsızlık nifaktandır.) buyuruldu. Kabahat de gizlidir İnsanlardan utanarak, günahı gizlemek de hayâdandır. Günah gizlenmezse, fâsıklar bundan cesaret alır. (Falanca günah işliyor. Ben de işlesem ne çıkar) diyebilir. Riya olmaması için nafile ibadeti gizlemek caizdir. Onun için, (Kabahat de gizli, ibadet de gizli) denmiştir. (Hayâ elbisesine bürünenin aybı görülmez. Duyulunca hoşlanılacak şeyleri yap! Kimsenin duymasını istemediğin ve duyulunca hoşlanılmayan şeylerden kaç) buyurulmuştur. Hz.Ebu Bekir, (Hayâsız kişi, halk içinde çıplak dolaşana benzer) buyurmuştur. Allahü teâlâdan utanmak, imanın kuvvetli olduğuna, hayâsızlık da, imanın zayıf olduğuna alamettir. Hayâ, imanın esasındandır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Hayâ ve az konuşmak imandan, fahiş söz ve çok söz nifaktandır.) [Tirmizî] (Kim, dünyada günahını gizlerse, Allahü teâlâ da, Kıyamette, o günahı herkesten saklar.) [Müslim] (Bir günaha düşen, Allahın örtüsünü, onun üzerinde bulundurmalıdır!) [Müslim] (Hayâ imandandır.) [Buharî] (Hayâ tamamıyla hayırdır.) [Buharî] (Hayâ, imanın nizamıdır. Nizamı bozulan şeyin, parçaları darmadağın olur.) [İbni Mace] (Hayâ, iffet, dile hakim olmak ve akıl imandandır. Cimrilik, fuhuş, çirkin sözlü olmak ise hayâsızlıktan ve münafıklıktandır.) [Beyhekî] (İman çıplaktır, süsü hayâ, elbisesi takva, sermayesi fıkıh, meyvesi ameldir.) [Deylemî] (Hayâ insan olsaydı, salih biri, fuhuş insan olsaydı, kötü biri olurdu.) [Taberânî] (Hayâsı olmıyanın dini yoktur. Hayâsız kimse Cennete giremez.) [Deylemî] (Hayâ ile iman bir aradadır. Biri giderse, öteki de durmaz.) [Hakim] (Fahiş ve çirkin sözlerden şiddetle kaçının! ) [Nesâî] (Mümin, ayıplamaz, lânet etmez, fahiş söz söylemez) [Tirmizî] (Cennet, fahiş ve çirkin söz konuşana haramdır.) [İbni Ebiddünya] (Allahü teâlâ, fahiş ve çirkin söz söyleyeni sevmez.) [İbni Ebiddünya] Hayânın iman ile, hayâsızlığın da imansızlık ile ilgisi büyüktür. Hayâsızın küfre düşmesi kolay olur. Hadis-i şerifte, (Hayânın azlığı küfürdür) (Hakim) buyuruldu. Hayâsız olan mürüvvetsiz olur. İnsanları, hayâsızların zararından sakındırmak için onların gıybetini yapmak caizdir. Hadis-i şerifte, (Hayâ örtüsünü üzerinden atanları gıybet etmek günah olmaz) (Haraiti) buyurulmaktadır. Kâfirler, müslümanların imanlarını yok etmek için, hayâlarını yok etmeye çalışıyorlar. Plajlarda, futbol oyunlarında, sporlarda avret yerlerinin açılmasına önderlik yapıyorlar. Fuhuş sözlere seks bilgisi diyorlar. Bu açıklıklara ve seks bilgilerine ilericilik ve faydalı bilgi diyerek gençleri hayâsız yapmak istiyorlar. Onların oyununa gelmemelidir! İnsanların şerefi, ilim ve edepledir. Sanmayınız ki şeref, mal, mülk ve nesepledir! Banyoda kimse yokken de, peştamalsiz yıkanmak mekruh olur. Caiz veya küçük yerde caiz olur diyen âlimler de olmuştur. Bu bakımdan peştamal ile veya dizlere kadar uzun çamaşır veya don ile yıkanmalı, omuzlarımızda bulunan meleklerden utanmalıdır. Hadis-i şerifte, (Çıplak durmaktan sakının! Hep sizinle beraber bulunan ve, yalnız cimada ve helâda ayrılan hafaza meleklerinden utanın ve onlara saygılı olun!) buyuruldu. Yıkanırken olduğu gibi, otururken, yatarken de Allahtan utanmalıdır! Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki: (Yıkanırken örtünün! Allah, hayâ sahibidir. Utanıp örtüneni sever.) (Avret yerlerinizi örtün! Yalnız iken de Allahü teâlâdan hayâ edin!) Peygamber efendimiz, yüzükoyun yatan birine, (Kalk, bu yatış, cehennem ehlinin yatışıdır) buyurdu. Yüzükoyun ve örtüsüz yatan birine de, (Bu, Allahın hiç sevmediği bir yatış şekli) buyurdu. |
11 Ağustos 2008, 14:23 | Mesaj No:27 |
Durumu: Medine No : 1808 Üyelik T.:
11 Mayıs 2008 | Latife yapmak, neşeli olmak Sual: Şaka yapmak, fıkra anlatıp insanları güldürmek iyi bir şey mi? CEVAP: Asık yüzlü, somurtkan insanların pek sevilmediğini hepimiz biliriz. Güler yüzlü insanların sattığı sirkeyi alırız da, asık suratlı insanların sattığı balı almak istemeyiz. Bu, insanların tabiatında var. Yoğun çalışmalar ve üzücü olaylar karşısında sıkılan insanın, neşeli olmaya ihtiyacı vardır. Bunun için ara sıra fıkra anlatmak, şakalaşmak iyi olur. Peygamber efendimizin de şakalaştığı, (Ben de şaka yaparım, fakat doğru konuşurum) buyurduğu hadis kitaplarında bildirilmektedir. Bir defasında, yaşlı bir kadına, (Cennete kocakarı girmez) buyurunca, kadıncağız üzülür. Bunun üzerine kadına, (Sen o zaman genç olursun) buyurur. Güler yüzlü, yumuşak ve cana yakın insanlarla konuşmak, tanışmak ve kaynaşmak kolaydır. Asık suratlı insanlar ile konuşmak, sıkıntıdır. İhtiyaç kadar konuşur, bir an önce ayrılmak isteriz. |
11 Ağustos 2008, 14:25 | Mesaj No:28 |
Durumu: Medine No : 1808 Üyelik T.:
11 Mayıs 2008 | Herkesi ziyaret uygun mu Sual: Herkesi ziyaret uygun mudur? Cevap : Fâsık olan, günah işlememize sebep olacak akrabayı ziyaret gerekmez. Fakat salih olan akrabayı ziyaret gerekir. Salih arkadaşları ziyaret de çok sevabtır. Ziyaret yalnız Allah rızası için olmalıdır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Bir kimse, köydeki arkadaşını ziyarete gider. Hak teâlâ, buna bir melek gönderir. Melek o adama der ki: - Böyle nereye gidiyorsun? - Bu köyde bir arkadaşım var. Onu ziyarete gidiyorum. - Bunun sana bir iyiliği, bir yardımı dokundu da onun için mi gidiyorsun? - Hayır, sırf Allah rızası için ziyaretine gidiyorum. - Müjdeler olsun sana! Beni Allahü teâlâ gönderdi. Hiç bir karşılık beklemeden arkadaşını ziyarete gittiğin için Allahü teâlânin sevgisine mazhar oldun.) [Hakim] Bir din kardeşini ziyaret edene bir melek, "Ne mutlu sana, Cennete girmiş oldun" der. Hak teâlâ da buyurur ki: (Benim için ziyaret eden kuluma, Cennette hoşlanacağı mükâfatlar vereceğim") [Bezzar] (Hiç bir kul yoktur ki, din kardeşini Allah için ziyaret etsin de, bir melek, "Ne iyi ettin, Cennet sana helal olsun" demesin. Allahü teâlâ da buyurur ki: "Kulum beni ziyarete geldi. Bana da onu ağırlamak düşer.) [Ebu Yala] (Din kardeşini ziyaret eden, dönene kadar, rahmet içindedir.) [Taberânî] (Cennette öyle güzel köşkler vardır ki, bunlar, birbirini Allah için ziyaret eden, Allah için sevip yardım edenler için hazırlanmıştır.) [Taberânî] (Bir mümini ziyaret için evinden çıkana, 70 bin melek, "Ey Rabbimiz; senin rızan için ziyarete giden şu kuluna rahmet et" diye duâ eder.) [E.Nuaym] (Bir müslüman, müslüman kardeşini ziyaret edince, 70 bin melek "Ey Rabbimiz, senin rızan için ziyaret eden bu kulundan razı ol" diye duâ ederler.) [Taberânî] (Din kardeşini, sırf Allah rızası için ziyaret eden cennettedir.) [Taberânî] (Din kardeşini ziyaret edene Cennette bir derece verilir.) [Ey Oğ. İlm] (Ziyaretçinize ikram edin!) [Haraiti] (Mümin kardeşini ziyaret edip müsafeha eden, ellerini ayırmadan her ikisinden Hak teâlâ razı olur. Ağaçtan yaprak dökülür gibi, günahları dökülür.) [Ey Oğ.İlm] (Ziyareti aralıklı yap ki muhabbeti artırasın!) [Bezzar] Hikmet ehli diyor ki: (Ziyareti terk etme, seni unuturlar. Pek sık da gitme senden bıkarlar.) (Arşın etrafında nurdan kürsülerde, nur gibi parlayan insanlara Peygamberler ve şehidler gıpta ederler. Bunlar, Allah için birbirini seven, Allah için buluşan, Allah için birbirini ziyaret edenlerdir.) [Nesâî] (Allahü teâlâ buyurur ki: Benim için birbirini ziyaret eden, benim için birbirini seven, benim için veren, benim için birbirine yardım eden, sevgime mazhar olur.) [Hakim] (Allah için sevdiği arkadaşının ziyaretine gidene, ardından bir melek, "Ne güzel iş yapıyorsun, Cenneti hak ettin" der.) [Tirmizî] |
11 Ağustos 2008, 14:26 | Mesaj No:29 |
Durumu: Medine No : 1808 Üyelik T.:
11 Mayıs 2008 | Sabah kalkarken Sabah kalkarken Erken yatıp erken kalkmaya çalışmalıdır! Özürsüz sabah vakti uyumak uygun değildir. Hadis-i şerifler de buyuruldu ki: (Sabah vaktindeki uyku rızka manidir.) [Beyhekî] (Günün evvelinde uyumak aklı azaltır, ortasında uyumak [kaylule yapmak] enbiya ve evliyanın ahlâkındandır. Gündüzün sonunda uyumak tenbelliktir.) [Şira] (Şu dört şeye riayet edenin kendisi ve aile efradı muhtaç duruma düşmez: 1- Sabahtan önce kalkıp namaz kılmak, 2- Vakit girmeden abdest almak, 3- Ezandan önce mescide girmek, 4- Vitir namazından sonra konuşmamak.) Her sabah kalkınca şunları yapmalıdır: 1- Kalkar kalkmaz Allahü teâlâyı anmalı! 2- Durumuna uygun şekilde giyinmeli! 3- Abdest almalı! Hep abdestli durmaya çalışmalı! 4- Namazı vaktinde ve noksansız kılmalı! 5- Rızkı Allahü teâlânın verdiğine inanıp helalden talep etmeli! 6- Allahü teâlânın taksimatına razı olmalı, verdiklerine kanaat etmeli! 7- Allahü teâlâya tam tevekkül etmek. 8- Allahü teâlânın takdirine razı olarak sabretmeli! 9- Onun verdiği bütün nimetlere şükretmeli! En büyük nimet müslüman olmaktır. 10- Helalinden kazanıp helalinden yemelidir! (T. Gafilin) Her sabah (Kendimin, aile efradımın rızkını helalden kazanıp, kimseye muhtaç olmamak, ibâdetlerimi uygun yapabilmek ve insanlığa hizmet edebilmek için işime gidiyorum.) diye niyet etmelidir! Evden çıkarken Ayet-el kürsiyi, eve girerken de İhlas-ı şerifi okumalıdır! Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Kim evinden çıkarken Ayet-el kürsi okursa, yetmiş melek, evine dönünceye kadar ona duâ ile istiğfar eder.) [Ey oğul ilmihali] (Evinden çıkarken "Bismillah, tevekkeltü alellah, La havle vela kuvvete illa billah" diyen, tehlikelerden korunur, şeytan ondan uzaklaşır.) [Tirmizî] (Eve girerken İhlas suresini okuyan, yoksulluk görmez.) [Tefsir-i Kurtubi] |
11 Ağustos 2008, 14:27 | Mesaj No:30 |
Durumu: Medine No : 1808 Üyelik T.:
11 Mayıs 2008 | Uyku adabı Sual: Uyku adabı nelerdir? CEVAP: Günümüzün ortalama üçte biri uyku ile geçmektedir. Gafletle geçmemesi için uykuyu da değerlendirmek gerekir. Müminin her hareketi şuurlu olmalıdır. Gafletle yatıp gafletle kalkmamalıdır! Rastgele yatağa girip uyumak doğru değildir. 1- Yatağa abdestli girmelidir! Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Abdestli yatanın ruhu Arşa yükselir ve gördüğü rüyalar doğru olur. Abdestsiz yatanın ruhu yükselmez, gördüğü rüyalar, karışık olur, doğru çıkmaz.) [İ.Gazali] (Abdestli yatan, gece ibâdet eden ve gündüz oruç tutan kimse gibi sevab kazanır.) [Hakim] 2- Misvaklanıp sağ yanı üzere kıbleye karşı yatmak sünnettir. Uyku, ibâdetleri kuvvetle ve sağlam yapmak niyetiyle olursa ibâdet olur. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Âlimlerin uykusu ibâdettir.) [İ.Gazali] Vasiyetini Yazmalı 3- Borçları ve önemli işleri olan kimse, vasiyetini yazmadan yatmamalıdır! Çünkü sabaha çıkacağını kimse bilemez. Eğer vasiyetsiz ölürse, Kıyamete kadar konuşamaz. Ölüler kendini ziyaret eder, onunla konuşmaya çalışırlar, fakat o cevap veremez. O zaman (Bu miskin vasiyetsiz ölmüş.) derler. Vasiyet olarak, varsa kul borçlarını, namaz ve oruç kazaları gibi Hak borçlarını yazmalı, ölümünden sonra ne yapılmasını istiyorsa bildirmelidir! 4- Günahlarına tevbe edip uyumalıdır! Herkese iyilik yapacağına, uyandığı zaman kimseye fenalık etmiyeceğine niyet ederek yatmalıdır! Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Hiç kimseye zulüm ve kin hissi duymadan yatanın günahları affolur.) [İ.Ebiddünya] 5- Yatarken, gece ibâdete kalkmaya niyet etmelidir! Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Gece ibâdet etmek niyetiyle yatan, fakat uyku galebe çalıp sabaha kadar uyanamayan, niyeti sebebiyle gece ibâdet etmiş gibi sevaba kavuşur. Uykusu da kendisine Allahü teâlânın ihsan ettiği bir sadaka olur.) [İ.Mace] 6- İyice uyku gelmeden yatmamalıdır! Kıymetli ömrü uyku ile geçirmemelidir! İhtiyaç kadar uyumalıdır! 7- Yatarken Ayet-el-kürsi, üç İhlas ve bir Fatiha, iki Kuleuzüyü okumalıdır! Salevat-ı şerife getirmelidir! "Amenerresulüyü yatsıdan sonra okumayı adet edinmelidir! Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Gece Bekara suresinin son iki ayetini okuyana, bu iki ayet, herşey için kâfidir.) [Müslim] 8- Uykunun bir nevi ölüm, uyanmanın da dirilmek olduğunu düşünmelidir! Hz. Lokman, oğluna (Oğlum, ölümden şüphen varsa, uyuma! Uyumak mecburiyetinde kaldığın gibi, ölmeye de mahkumsun. Eğer dirilmekten şüphe ediyorsan, uykudan uyanma! Uykudan uyandığın gibi öldükten sonra da dirileceksin.) buyurmuştur. 9- Yatarken yarınki hayırlı işleri yapabilmek için istirahat etmeye, sabah namazına kalkmaya ve ertesi gün hayırlı işler yapmaya niyet etmeli! Böyle niyet edenin uykusu ibâdet olur. Gece uyanınca duâ etmeyi adet haline getirmeli! Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Uykudan uyanınca, "Allahümmağfir li" derse, duâsı kabul olur.) [İ. Ebiddünya] 10- Henüz sabah namazının vakti girmeden, yani seherde kalkmaya çalışmalıdır. Seher vakti kalkmak berekettir. Hele sabah namazının vakti girdikten sonra, güneş doğana kadar uyumak rızık yönünden de zararlıdır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Sabah uykusu, rızka manidir.) [Beyhekî] İbni Abbas hazretleri, sabah vakti oğlunu uyur görünce buyurdu ki: (Oğlum, rızıkların dağıtıldığı saatte uyunur mu? Bu saatte uyumak, tembellik alametidir, unutkanlığa sebep olur.) [Şira] Yatarken Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Yatarken Fatiha ve İhlası okuyan, ölüm hariç, her şerden emin olur.) [Bezzar] (Yatarken Kâfirun suresini okuyan şirkten beri olur.) [Tirmizî] (Yatarken Mülk [Tebareke] suresini okumadan yatma! Çünkü ölürsen kabirde sana yoldaş olur.) [Ey Oğul İlmihâli] Tok Karnına Uyumak Mümkün mertebe yemeği yatarken yememelidir! Hadis-i şerifte buyuruluyor ki: (Tok karnına uyumak, kalbi katılaştırır.) [Taberânî] Yenilen yemekleri namaz kılarak veya helal kazanç yollarında eritmeye çalışmalıdır! Çok Uyumak Çok eser vermiş zatların hayatını incelerseniz, az uyuyup çok çalıştıkları görülür. Ancak zaruret veya ihtiyaç miktarı uyumalıdır! Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Annesi, Hz. Süleymana "Evladım, çok uyuma, çok uyumak, Kıyamette insanı fakir bırakır" dedi.) [İbni Mace] (Cehennemden kaçın, Cenneti isteyenin gözüne uyku girmez. Dünya, lezzet ve şehvetlerle kuşatılmıştır. Bunlar sizi ahıretten alıkoymasın.) [İ.Mende] (Ümmetim için en çok korktuğum şey, göbek büyüklüğü, uykuya devam, tembellik ve iman zayıflığıdır.) [Deylemî] Az Uyumak Az ye kalbini pakla, fazla uykuyu mezara sakla! Az uyumak nimettir, çok uyumak gaflettir. Gaflet ise zarardır, kalbimizi karartır. Fazla uykuyu at, seherde dağıtılır murat. Seher ne kadar kutludur, o vakit uyanık olan mutludur. Seherde rahmet kapıları açılır, uyanıklara nimet saçılır. Çok uyku eziyettir, az uyku meziyettir. Az ye, az uyu, çok konuşma, evliya olursan şaşma! Çünkü evliyalığa bu üç meziyetle girilir, sonra sayısız nimet verilir. Çok uyumak çok fazilet götürür, gaflet ve tembellik getirir. Az ört yorganları, çünkü uyku tembelleştirir organları. Uyku ölüme eştir, gafletle uyuyanın sonu ateştir. Arifler sehere hasrettir, onlara çok uyumak musibettir. Cenab-ı Hak her gece, buyurur şöylece: "Duâ eden yok mu, duâsını kabul edeyim, benden isteyen yok mu istediğini vereyim) [Buharî] Geceleri ne güneşler doğar, fakat gafletle yatanı zulmet boğar. Uyanıklık huzurda edeptir, çok uyku pişmanlığa sebeptir. Arif, huzurda durmaktan lezzet alır, gafiller bundan mahrum kalır. Az uyku kalbe ciladır, çok uyku ise belâdır. Sanma çok yemek kan olur. Çok uyuyan unutkan olur. Çok uyumak ayıptır, kıymetli vakitten kayıptır. Midesi boş olana uyku gelmez, az uyuyana korku gelmez. Bir talebe, bir âlimi çok seviyormuş. Sohbetinde bulunmaya can atarmış. Âlime durumu bildirmişler. Âlim de (Gece beklesin, muhakkak geleceğim) demiş. Talebe saatin zilini kurarak biraz uyumak üzere yatmış. Âlim gelince talebeyi uyur hâlde bulmuş. Saatin zilini bağlamış. Cebine biraz ceviz ve üzüm koyarak gitmiş. Talebe sabah olup uyanınca yaptığı hataya pişman olmuş, uyuyarak beklenilmeyeceğini, sevenin gözüne uyku girmeyeceğini, girmemesi gerektiğini anlamış. |
Konuyu Toplam 9 Kişi okuyor. (0 Üye ve 9 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Medineweb kuralları | Medine-web | Medineweb Yönetiminden İlan | 26 | 15Haziran 2019 11:14 |
Peygamberimizin yetiştirdiği toplum | enderhafızım | Videolar/Slaytlar | 0 | 25 Şubat 2013 00:29 |
/İslâmî Toplum mu? /Cahili Toplum mu?/ | TELMİHA | Tevhid Ve Şirk Konuları | 1 | 31 Temmuz 2012 12:28 |
Vahİy iŞiĞinda toplum ve genÇlİk | YaŞuHa | Muhtelif Konular | 0 | 23Haziran 2011 20:17 |
Kur'an'daki Toplum Ahlâkı | Verda_Naz | Tesettür Konuları | 0 | 11 Nisan 2009 00:08 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|