|
Konu Kimliği: Konu Sahibi Nesli_Nur,Açılış Tarihi: 31 Mart 2013 (16:10), Konuya Son Cevap : 07 Ekim 2021 (23:42). Konuya 1 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
31 Mart 2013, 16:10 | Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 20510 Üyelik T.:
01 Ekim 2012 | Sen de var mısın? Sen de var mısın? SEN DE VAR MISIN? Yüksek hedefleri olan bir mümin olmak için… Âli himmet sahibi insan Müslümanlık için insanlığın canlandırılması zaruridir. Minareler kadar ahlâk da korunmalıdır. Cami kubbeleri kadar iffete de göz kulak olunmalıdır. İnsanın maddi ve manevi her yönü korunmalı, canlı tutulmalıdır. İnsanlarda ‘insanlık’ ne kadarsa din de o kadar olacaktır elbette. Şahsiyeti yıpranmamış insanlar, zillete düşmemiş, Allah’ın lütfu olan benliklerini eritmemiş insanlar, her türlüsüyle cihad edebilir, ibadet yapabilir. Şeytana veya kendisi gibi insan olan ama şeytanlaşmışlara alet olmuşların üzerine İslam güneşi yansısa bile, onlardan kulluk yeşermesini bekleyemeyiz. Yıpranmış insandan mükemmel mümin beklemek, kökleri zedelenmiş filizden koca ağaç beklemek gibidir. Sadece Kur’an’ın insan onurunu korumaya yönelik ahkâmından olan gıybeti, kazfi (iftira atmayı) anlatan ayetleri bile incelense insanın bir ham madde olarak nasıl korunduğu anlaşılacaktır. İyi müslüman için onurunu korumuş, kimliği zedelenmemiş insan şarttır. Esarete alışmış bir kitleyi, bir gün Musa aleyhisselam misali bir kimse, denizleri yol yapıp karşı kıyıya geçirse dahi, onlar dik duramayacak: “Sen Rabbinle git savaş, biz burada bekleriz” diyeceklerdir. Müslümanlık, büyük düşünen, ileriye bakanların dinidir. Müslümanlık âli himmet olmaktır. Dünyaya takılıp kalmadan düşünebilmektir. Âli himmet sahibi olabilmek için Âli himmet sahibi insanın temel karakteri, dünyadan da nasibini unutmadan, ahiretini kazanmaya çalışan insan olmaktır. Onun hayatında, dünyaya esir olmadan onu elde tutmak, ibadetlerle işi çatıştırmamak, geceyi gece, gündüzü gündüz gibi yaşamak vardır. İnsana insan gibi, eşyaya eşya gibi muamele etmek, herkese hakkını vermek, tabii olmak vardır. Önünü değil, ileriyi görmeye çalışan bir insandır o. Âli himmet sahibi bir insanın yetiş(tiril)mesinde bazı temel esaslar vardır. Bunları sırasıyla inceleyecek olursak: İlim öğrenir Müslüman olarak yaşayabilmek için gereken kadar din ilmini öğrenmesi farz, daha fazlasını öğrenmesi de müstehaptır. Dünya hayatını, onurlu bir şekilde yaşayabilmesi için gerekli ilimler de farz veya müstehap tasnifine tabidir. Aslında müslüman için ilim, her durumda mübarektir. Şu kadar ki, önemli ve gerekli sıralaması yapması, basiretini gösterir. Konusu ne olursa olsun ilmi, diploma uğruna elde etmek ilme karşı saygısızlık, şahsiyet açısından kısa görüşlülüktür. İbadet ehlidir İnsanın yaratılış gayesi ibadet etmek olduğuna göre, ibadetsiz bir hayatın onurlu olması mümkün değildir. Allah’ın huzurunda secde etmemek, başkalarının önünde eğilmek olarak karşılık bulur. İbadet için iki önemli noktaya dikkat edilir: 1. İbadetlerde de farz, vacip, sünnet ayrımı vardır. Önce farzlar yerine getirilir. Sonra da vacipler ve sünnetler. 2. İbadeti namaz ve zikirden ibaret görmek yanlıştır. Allah için ve O’nun şeriatına uygun yapıldıktan sonra, uyku bile ibadete dönüşür. Çalışıp mal kazanmak bile ibadet olur. İbadeti hayat kadar geniş düşünmek durumundayız. İnsan nerede nefes alıyorsa orada imtihan halindedir. İmtihan anında her şey ibadet veya isyandır. Bunun için dinimiz, evlenip şehvetini tatmin eden bir müminin yaptığını sadaka olarak görmektedir. Bunun için, kendi doğurduğu çocuğuna satın aldığı bir ayakkabı, onun ecir hanesine yazılmaktadır. İbadette tembellik halinden sıyrılıp heyecanla ibadet eder hale gelmek, ‘kalbi mescitlere kilitlenmiş’ olmak, ibadet rengiyle renklenmektir. Allah’a davet eder Mümin iman edip cennete girmek için ibadetler yapmakla yetinemez. Kendisine nasip olan imanın bütün insanlara nasip olması için yollara düşer. Kendisinin kurtulacağını umduğu cehenneme kimsenin girmemesi için didinir. En yakınlarından başlayarak uzağa doğru açılan bir daire içinde gayret eder. Kimi zaman eliyle, kimi zaman diliyle ve kimi zaman duasıyla, Allah’a davet etmekten geri kalmaz. Sadece kendisini düşünen mümin aslında cimridir. Cimrilik üstün insanların meziyeti değildir. İnsanlıkta üstünlüğü yakalayamayanın, müslümanlıkta üstün olması zordur. Allah’a davet neyi gerektiriyorsa vazife odur. Kötülüklerle mücadele gereken yerde, davet o mücadeledir. Günahtan ateşten kaçar gibi kaçar Günahların biriktiği benlikte, güzellikler yer bulamaz. Her işlenen günah, bir nokta gibi görülse o noktaların birikiminden kararmış bir kalp ortaya çıkar. Kararmış kalplerin sahiplerinden berrak işler beklemek zorlaşır. Âli himmet olmak için hiç günah işlememiş olmak, belki şart olarak ileri sürülmez; ama günahlardan arınmak, önemli bir şarttır. Ahlâkla yükselir İslam güzel ahlâk dinidir. İnsanlık ahlâkla beraber olduğunda güzeldir. Ahlâk ibadet gibidir. Sahibini yükseltir. Güzel ahlâkı sayesinde bir mümin, Allah katında ve kulların nazarında iyilerden sayılır. Yalan, kibir, haset, hayâsızlık, kindarlık gibi illetler, şahsiyet gelişmesinin önünde ciddi engellerdir. Mubahlarda ölçülüdür Allah Teâlâ’nın emretmediği ve yasaklamadığı, bilakis kullarını serbest bıraktığı işlere “mubah” denmektedir. Namaz emredildiği için farzdır. Alkol yasaklandığı için haramdır. Ekmek yemek ise ne farzdır ne de haramdır. O serbestler arasındadır. Ancak yeri gelir, ekmek yemek farz veya haram olabilir. Değerli olup kolay olan ne var? Âli himmet olmak, öyle bir insan yetiştirmek, büyük bir arzu olduğuna göre, böyle bir arzunun gerçekleşmesi için yoğun gayret ve süreklilik muhakkak gerekecektir. Âli himmetlik, sabır ve mücahede ister. Nefis muhasebesi ister. Temiz ve salih bir çevre ister. Örnek isimleri tanımayı ister. Kuran ve hadis kaynağından sulanmayı gerektirir. İhlâslı dua ister. Engelleri tanımak şart Herkes büyük düşünmek, büyük olmak ister. Ama büyük olmak için engellerin kaldırılması önemli bir basamaktır. Çocukluk dönemindeki yanlış eğitimler, kötü ve günahkâr çevrede kalma, cemaatsiz yaşama, mübahlarda aşırılık, erteleme hastalığı, ölüm ve ahiret bilgilerini uzak tutma, nefsi azdırma, acelecilik, hakka destek olan bir faaliyette bulunmama, âli himmet olmaya engeldir. Bu engeller, bir yandan âli himmet olmayı engellerken, bir yandan da kalbin manevi hayatının ölmesine, günahlarla içiçeliğe, kuru dindarlığa, zor zamanlarda çökmeye, sabırsızlığa ve çetin bir ahiret azabına neden olmaktadır. Nefis terbiye ister Zor anlarda nefsi dizginlemek, intikam hırsını dünyevi ölçülerin üstüne taşımak, şecaat ve hikmetle donanmak, ibadet ve cihad ehli olmak, terbiyenin esasıdır. Dünyevi nedenler ve sonuçlar için kızıp kükreyen, dilini salan, nefis terbiyesinde geri kalan müslümandır. Onun âli himmet olma süreci uzundur. Âli himmet olacak bir insan göğsü geniş, sabırla mücehhez, Allah’tan beklediği kullardan beklediğinden daha büyük olan, örneklerini seleften seçen, günübirlik düşünmeyen bir insandır. Yaptığını unutan iyilik sahibi olmaya çalışmak, büyük bir eğitim malzemesidir. Mümin; kendisini ve ümmetini ilgilendirmeyen işlerden uzak, ilgi alanında kalanlar için fedakârlığa hazır, sözüyle özü arasında uyum bulunan insandır. Onu toplum yönlendirmez. Toplumun tükettiğini değil, ihtiyacı olanı tüketir. Deli bir âşık da olmaz. Sever, sevilmek ister; ama kendisini salmaz. İsteyen kaybeder! İnsanın insana muhtaç olması, ondan istemesi, şahsiyet yıpratır. Üstteki el, alt elden hayırlıdır. Başkasının verdiğine mahkûm olan ‘âli himmet’ vasfını zor yakalar. “Kul muhakkak rızka muhtaç olur, geçinmesi şarttır. Rızkını Allah’tan isterse O’na kul olur, O’na muhtaç olur. Mahlûktan isterse o mahlûka kul olur, ona muhtaç kalır.” (İbni Teymiye) Âli Bir Hedef “Cennette bir baston kadar yer, dünya ve içindekilerden daha hayırlıdır. Allah yolunda bir adım gitmek veya gelmek, dünya ve içindekilerden daha hayırlıdır.” (Buhari, Rekaik, 2.) NUREDDİN YILDIZ
__________________ Derdi dünya olanin dünya kadar derdi olur... |
Konu Sahibi Nesli_Nur 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
inşikak süresini tanıyalım.. | Sorularla Sureleri Tanıyalım | bilinmez | 7 | 2911 | 26Haziran 2015 15:55 |
muttaffifin suresini tanıyalım.. | Sorularla Sureleri Tanıyalım | bilinmez | 10 | 6078 | 24Haziran 2015 15:17 |
Kıyamet Suresini Sorularla Tanıyalım | Sorularla Sureleri Tanıyalım | bilinmez | 11 | 7197 | 28 Nisan 2015 17:18 |
Tahrim Süresini Tanıyalım | Sorularla Sureleri Tanıyalım | bilinmez | 11 | 6440 | 03 Mart 2015 07:46 |
Casiye Süresini Tanıyalım | Sorularla Sureleri Tanıyalım | bilinmez | 9 | 3301 | 28 Ekim 2014 07:36 |
07 Ekim 2021, 23:42 | Mesaj No:2 |
Durumu: Medine No : 13055 Üyelik T.:
18 Aralık 2010 | " Kul muhakkak rızka muhtaç olur, geçinmesi şarttır. Rızkını Allah’tan isterse O’na kul olur, O’na muhtaç olur. Mahlûktan isterse o mahlûka kul olur, ona muhtaç kalır.” (İbni Teymiye)
__________________ "Bir yαrım αklın kuyusundα öbür yαrım αşkın kuytusundα... Cennet ve cehennem αrαsındα.Ucu sırαttαn geçen bir uçurum kenαrındα... Â'râftα..... Ârâfın dα αrαsındα...Ar ve αf yαrαsındα..." |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
hanım mısın ? / bey misin ? açıklamaya var mısın ? | makbergülü | Anket'ler-Röportaj'lar | 77 | 03Haziran 2023 23:15 |
''Var mısın,,''Arkadaş,,, | Sükutu-Ezber | Sükutu-Ezber | 32 | 08 Ocak 2019 00:30 |
Aşık mısın? | su damlası | Muhtelif Konular | 1 | 26 Eylül 2014 21:08 |
Sen insan mısın!!!! | Beytül Ahzan | İslami Haberler | 0 | 22 Temmuz 2014 23:32 |
Kocana Yar Mısın? | mehmet akif2 | Evlilik-Nikah Konuları | 1 | 29 Mart 2014 19:31 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|