|
Konu Kimliği: Konu Sahibi İslaminesil,Açılış Tarihi: 26 Mart 2014 (23:21), Konuya Son Cevap : 26 Mart 2014 (23:21). Konuya 0 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
26 Mart 2014, 23:21 | Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 40187 Üyelik T.:
20 Mart 2014 | Yükselenler/Alçalanlar Yükselenler/Alçalanlar Bu din sadece Peygamberlerin yaşaması gereken veya belli insanların tekelinde olan bir din değildir. ALLAH (c), sadece Peygamberlerin yaşayacağı bir din inzal etmemiştir. Bir başka açıdan bakacak olursak şayet, dini yaşamakla yükümlü olmayan insanlar olsaydı onlar için uyarıcı olarak Peygamberler gönderilmesine de gerek yoktu. Yoktan var edici olan Rabbimiz, bizi Müslüman ismiyle şereflendirmiş; anlamını,yüklendiği misyonu,yapması ve yapmaması gerekenleri, sorumlu olduklarımızı ve olmadıklarımızı bir bir sıralamıştır. Kur’an-ı Kerim de Müslüman ifadesinin altı kalın çizgilerle çizilmiş, insanların beyinlerine nakşedercesine sınırlar belirlenmiştir. Ne hazindir ki, buna rağmen yaşadığımız coğrafyada ve hatta dünya üzerinde Müslüman başlığı altında bir alt başlık daha oluşmuştur ki oda yürek yakan bir olaydır. “Müslüman” gibi bir isimle taçlandırılan insan oğluna sadece bu isim yeterli gelmemiş olmalı ki, farklı arayışlara girişmiş.Yaratıcı olarak ALLAH’ı, din olarak İslam’ı, yol gösterici olarak ta Rasûlullah(s.a.v)’ı seçmiş bir insan neden bunlardan gayrı bir arayışa girer? Adı da soy adı da Müslüman olmayan bir birey Kur’anın neresinde kendine yer bulur? Hizipçilikle, kişi endeksli din telakkisiyle, vahyin şekillendirdiği Müslümanlığı sadece Peygamber ve ashabına atfedip bambaşka bir kimlik arayışıyla daha doğrusu gökler dini ile yeryüzü dini diye ayırarak nereye gidilebilir? Bu din sadece Peygamberlerin yaşaması gereken veya belli insanların tekelinde olan bir din değildir. ALLAH (c), sadece Peygamberlerin yaşayacağı bir din inzal etmemiştir. Bir başka açıdan bakacak olursak şayet, dini yaşamakla yükümlü olmayan insanlar olsaydı onlar için uyarıcı olarak Peygamberler gönderilmesine de gerek yoktu. Peygamberler, sahabi ve ALLAH’ın velileri gibi olmak,onlar gibi yaşama; bu söylem hepimizin dilinde marş olmuştur.Ama hayatımızın işleyişinde yavaş yavaş yitirmeye başladığımız bu güzide örnekler şekil değiştirerek karşımıza çıkmaktadır.Yitirdiğimiz, kaybettiğimiz bu değerler hakkında çok şeyler yazıldı, konuşuldu. Bu gerçekler kimi zaman da Müslüman olmakla beraber, akademisyen, entelektüel bakış açısıyla, bazen de yürek devletini kurmuş Muvahhid gönüllerce ortaya konulmuştur. Pratik hayatımızda ki söylemlerimiz de Peygamber gibi, ashab gibi olmaktan bahseder dururuz. Yaptıklarımızı ve yapmamız gerekirken yapmadıklarımızı, duruşumuzu, bu özlenen belki de tekrar beklenen güzide insanlarla karşılaştırıp onlarla düşünce ve eylem birlikteliğimizi yaşamaya çalışırız. Onlar gibi olmak, onlar gibi yaşamak adına ayakları havada, hayatın gerçeklerinden fersah fersah uzaklaşmış nice din adına anlayışlar ortaya koymuşuz. Kumdan kaleler yapmışız sahillerde.Ve bu sahillerin denizinde peynirden gemilerimizi yürütmüşüz habire. Belki de sadece BEN merkezli düşünmüşüz. Ben varsam herkes orada olmalı demişiz. ”Ben varsam orası en doğru yer” diyerek taraf yapmışız kendimizi. Beşeri ilişkilerimizde kendimizi kilitlemiş ,hem de çevremizde ki Muvahhid kardeşlerimizi küstürmüşüz kendimize.Onlar gibi olmak adına onların asla yapmayacağı şeyleri yapmışız sürekli. Akademik bilgiyle donanmışız. Ama salt bilgi Vahyin pratize edilmesi için yeterli değilmiş buna da şahit olmuşuz. Bilgiyi kemiğe, eylemi ete benzetirsek, ete bürünmeyen kemiğin deforme olduğunu da görmüşüz.Tüm eylemlerimizde duygu, ruh gerekliliğini, bilgilerimizin, duygularımızı harekete geçirmesinin önemini ve gerekliliğini göz ardı etmişiz. Sahabinin ALLAH’ın ayetleri okunurken gözyaşlarına hakim olamamaları hatta ayetler okunurken ölen sahabilerin varlığını okumuşuz ütopya hikaye gibi. Yine ALLAH Rasulunün “Beni Hud Suresi ihtiyarlattı” ifadesini hiç düşünüyor muyuz? Vahyin, bizi ihtiyarlatma noktasında hayatımızdaki yeri ne? Vahiy, yüreğimize, azalarımıza, duygularımıza, yaşantımıza ne kadar hükmediyor? Ne kadar etki ediyor iç dünyamıza ve eylemlerimize? Rabbimizle diyalog yolları arayarak, bu sürece girip Kur’an ile bağlarımızı kuvvetlendirseydik şayet, bireysel ve toplumsal duruşumuz değişecekti mutlaka. Kur’anı okumak, onu tefekkür etmek,yaşantıda Kur’anı konuşturup hakim kılmak, kulun Rabbi ile en güzel diyaloğudur. Oysa din adına ortaya çıkanlarda nelere şahit olduk? Kur’an seviyesine çıkanlara, (ki bunlar az evvel bahsettiğimiz Müslümanlardır) Kur’anı kendi seviyelerine indirenlere, Bir kaşık suda yüzdüğünü zannederek yüzme hocası kesilenlere, Derin okyanuslara gerek duymadan bir kaşık suda boğuluverenlere, Ticaretine dalıp mal üstüne mal yığanlara, Çalışanlarının hak,hukukuna tecavüz edenlere, Marka ve gösteriş girdabına dalanlara, Uzlaştıkça uzaklaşanlara, Velhasıl, bu dipsiz kuyuya daldıkça dalanlara.. artık kendi konumuzu belirlememizin vakti geldi. Vakti geldi artık dik bir duruş sergilememizin. Vakti geldi emrolunduğumuz gibi dosdoğru olmamızın. Vakti geldi yaşantımızı Vahiy süzgecinden geçirmemizin. Uyumamak üzere uyanmanın vakti geldi. Karar vermemizin vakti geldi Şimdi düşünmeden yoksun kafalarımızı,iki elimizin arasına alıp düşünelim. Durumumuzu,duruşumuzu,konumumuzu gözden geçirip soralım kendimize. Biz, Kur’an seviyesine yükselenlerden mi, Yoksa Kur’anı kendi seviyelerine indirenlerden miyiz..? Mükerrem BULUT
__________________ Ben sizi Allah’ın kitabına ve Resulü’nün sünnetine çağırıyorum: Gerçekten sünnet öldürülmüş ve bidat diriltilmiştir.Hz.Huseyin |
Konu Sahibi İslaminesil 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Babadan Evlada Cevap. | Makale ve Köşe Yazıları | Kara Kartal | 18 | 7368 | 13 Kasım 2017 21:19 |
Asrın Kerbelasi Filistin.. | Serbest Kürsü | Mihrinaz | 3 | 1814 | 13 Kasım 2017 18:55 |
Dūşlerim... | Makale ve Köşe Yazıları | su damlası | 2 | 1750 | 12 Kasım 2017 07:51 |
Mynmar ve Biten Muslumanligimiz... | Makale ve Köşe Yazıları | İslaminesil | 0 | 1585 | 16 Eylül 2017 22:06 |
Veyl Olsun... | Makale ve Köşe Yazıları | Mihrinaz | 3 | 1742 | 16 Eylül 2017 22:04 |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Yükselenler / Alçalanlar | enderhafızım | Makale ve Köşe Yazıları | 0 | 09 Kasım 2012 00:53 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|