|
Konu Kimliği: Konu Sahibi İslaminesil,Açılış Tarihi: 25 Nisan 2014 (00:11), Konuya Son Cevap : 25 Nisan 2014 (00:11). Konuya 0 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
25 Nisan 2014, 00:11 | Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 40187 Üyelik T.:
20 Mart 2014 | Allaha Adanmış Gençlik.. Allaha Adanmış Gençlik.. Şerrin insanların yirmi dört saatini kuşattığı bir zamanda ancak her şeyini İslam'a adamış, hareketi hizmet, durgunluğu harekete hazırlık olan insanlara ihtiyaç vardır. Düşün ki; bir kanalizasyon akıyor ve bizler o suyun içinde bulunan bir cisme dışarıdan su dökerek temizlemeye çalışıyoruz. Bugün bizimle, çevremizdeki insanların durumu bundan farklı değildir. Bizlerin dava adına yaptıkları belli saatlerle sınırlı olursa, yaptığımız hizmet pisliğin içinde bulunan cisimlere su dökmekten öteye geçmez. Bu temizlenmek istenileni temizlemeyeceği gibi, elimizde var olan temiz suyu da tüketmemize neden olur. Yıllar içerisinde bunun oluşturacağı bıkkınlık ve umutsuzluğu da unutmamak gerekir. Bizlere hidayet şükrünü eda etmek üzere Allah'a adanmış, her şeyiyle İslam'a hizmet edecek insanlar lazımdır. Yaş, güç ve hareket olarak buna gençlerden daha müsait kimse yoktur. Bu teorik olarak tartışılmayacak bir gerçek olduğu gibi, tarihin ve vakıanın da binlerce örnekle tasdik ettiği bir hakikattir. Her Müslüman gücü nispetince İslam'a hizmet etmek zorundadır. Kimi malıyla, kimi duasıyla, kimi ilmiyle, kimi sabrıyla, bir diğeri yürünecek yolları temizlemekle... Bununla beraber her şeyiyle ama her şeyiyle İslam'a hizmet edecek bir grup olmalıdır Müslümanların arasında. Hizmetin ve mücadelenin asıl, bunun dışında kalan her şeyin fer'(ikincil) olduğu bilinciyle hareket eden bir grup... Bize örnek olan ve adanmışlıkları Allah tarafından kabul edilen genç sahabiler böyleydi. Onlar her an emir bekleyen ve atacakları her adımı alabilecekleri emirlere göre hesaplayan insanlardı. Hiçbir şey onları görevden ve sorumluluktan alıkoymuyordu. Davet yapılacağı zaman rıfk ve hikmet timsali oluyor, cihad nidası Bilal'in radıyallahu anh gür sesiyle yankılandığında, cehennemî bir öfke kuşanıp ölüme koşuyorlardı. Geri döndüklerinde mescidde edebin ve tevazunun süsüyle Rasûlullah'ın sallallahu aleyhi ve sellem etrafında halka oluyorlardı. Düşmanları onlar için 'Gündüzün süvarileri, gecenin rahipleri' diyorlardı. Öyle ya süvari ibadet etmez, rahip savaşa çıkmazdı. O gençler, o güne dek bilinen tüm ölçüleri yerle bir etmişlerdi. Çünkü bu isme ve role hapsetmişlerdi kendilerini. Adanmışlardı... Ne isteniyorsa onu yapıyor, yapılması gerekeni en güzel şekilde yerine getiriyorlardı. Bugün adanmaya talip olanlarımıza yolu hazırlayıp, kolaylaştırdılar. Deneme-yanılma yoruculuğundan kurtardılar bizleri. Bize düşen onların adanmışlığını doğru okuyup, doğru tespitlerde bulunmaktır. Onlarda bulunan her özellik, Allah'a adanmanın esasıdır. Onların özelliklerinden biri: Salih Bir Çevrede Bulunuyorlardı İnsan yaşadığı ortamın renklerini üzerinde taşır. İslam'ın bireyden ziyade çevre ve ortamın ıslahına önem vermesi bundandır. İnsan, birey olarak su gibidir. Onu koruyan, güzellik veya çirkinliğini belirleyen içinde bulunduğu kaptır. Yaşadığımız toplum, bizleri kuşatan kap gibidir. Bireyin salih olması yeterli değildir. Kabının da salih olması gereklidir. Allah'a adanan ve adakları kabul edilmiş örneklerimiz salih bir ortamda yaşıyorlardı. Evlerinde, günlük işlerinde, mescidlerinde hep salah vardı. Onlar da insandı. Şehvetleri ve onları cezbeden dünyalıklar onların hayatında da mevcuttu. Ancak yaşadıkları ortam onların sabit kalmasını ve nefsani arzularını dizginlemelerine yardımcı oluyordu. İnsan her ortamda yaşayamaz. Yaşaması için çevrede belli özellikler bulunması gerekir. Kulluğun temeli olan kalplerin hayatı da böyledir. Kalpler ancak salih ortamda hayat bulur. Salahın azığı olan iman ve salih amelin nuru, sadece salih ortamda bulunur. İnsan çöplükte yaşayamayacağı gibi, kalpler de salih olmayan ortamda yaşayamaz. Yaşadığı farz edilse dahi insanı Rabbinden alıkoyan hastalıklarla yaşar. Allah'a subhanehu ve teâlâ gençliğimizi adamadan önce, adanmışlar topluluğunu bulmalıyız. Kendimize örnek alabileceğimiz, dünya ve süsü bizi çektiğinde tutunabileceğimiz salih bir çevre... Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Salih arkadaşla kötü arkadaşın misali misk taşıyıcısı ile demirci körükçüsünün misali gibidir. Misk taşıyan ya sana ondan verir veya sen satın alırsın ya da güzel kokmasından istifade edersin. Ateşi körükleyense ya elbiseni yakar veya ondan kötü koku alırsın." (Muttefekun Aleyh) Salih ortam böyledir, insan hiçbir şey yapmadan ondan istifade edebilir. Sen hiçbir çaba harcamadan o sana kendinden verir. Manevi olarak ruhun dinginliğe kavuşur. Kalbinde Allah'a subhanehu ve teâlâ ve O'nun yanında olanlara rağbet artar. Sebebini anlayamadığın bir sevgi ve irade fırtınası eser kurak gönlünde. Veya sen çabalarsın, örnek alırsın, taklit edersin. Böylece güzel kokuyu satın alan gibi olursun. Elde ettiğin hayır senin çabanla olur. İki durumdan biri gerçekleşmese dahi zarar etmezsin. Salih ortamın kokusuna aşina olursun. Elinde ölçü olur. Bugün olmasa bile bir başka gün salihlerle fasıkları ayırt edersin. Bu da ondan sana güzel bir koku sinmesidir. Ateş körükleyen ise bunun zıddıdır. Her halükarda sana zarar verir, elindekiyle elbiseni yakar. Rabbinin azabıyla senin aranda perde olan takva libasın yırtılır. Yaptıklarını yapsan onlarla aynı olur, sussan dilsiz şeytan olursun. En basit haliyle kokusu siner, haramlara karşı alışkanlık ve kanıksama olur sende. Artık haramlar yüzünü ekşitmez. İnsanın istikamet üzere olması için iki şart vardır. Biri, insanın kendiyle alakalıdır. Gönülden istikamet üzere olmayı arzulamalı ve çaba sarfetmelidir. İkincisi, müstakim bir ortamda salihlerle beraber olmalıdır. Bireysel salah başlangıç için yeterlidir. Ancak sebat ve istikrar için ortam şarttır. Temiz yağmur ancak uygun zeminde nebat bitirir. Su damlası yeterli değildir. Salih bir Müslüman takvasıyla temiz bir yağmur damlası gibidir. Düştüğü yerde istikrar bulup kök salması ve faydalı bir ağaca dönüşmesi için uygun zemin şarttır. Bu da salih ortamdan başkası değildir. Bu noktanın daha iyi anlaşılması için, şeytanın tasarruflarına bakmamız yeterlidir. Şeytan insanı yalnız bırakmak için elinden geleni yapar. Saptırmak istediği insanın salih ortamın içinden ayrılması için her hileye başvurur. Salih ortam Müslümanın korunağıdır. Müslüman tökezleyip şeytana ve masiyetlere karşı zayıfladığında ortamdan güç alır. İbni Ömer radıyallahu anh Allah Rasûlü'nden sallallahu aleyhi ve sellem şöyle rivayet etti: "Rasûlullah, Kişinin evde veya yolculukta yalnız olmasını yasakladı." (İmam Ahmed) Başka bir hadiste: "İnsanlar yalnızlığın tehlikesine dair benim bildiklerimi bilselerdi, hiç kimse tek başına yolculuk yapmazdı." (Buhari, İmam Ahmed) Alıntı
__________________ Ben sizi Allah’ın kitabına ve Resulü’nün sünnetine çağırıyorum: Gerçekten sünnet öldürülmüş ve bidat diriltilmiştir.Hz.Huseyin |
Konu Sahibi İslaminesil 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Babadan Evlada Cevap. | Makale ve Köşe Yazıları | Kara Kartal | 18 | 7427 | 13 Kasım 2017 21:19 |
Asrın Kerbelasi Filistin.. | Serbest Kürsü | Mihrinaz | 3 | 1819 | 13 Kasım 2017 18:55 |
Dūşlerim... | Makale ve Köşe Yazıları | su damlası | 2 | 1757 | 12 Kasım 2017 07:51 |
Mynmar ve Biten Muslumanligimiz... | Makale ve Köşe Yazıları | İslaminesil | 0 | 1589 | 16 Eylül 2017 22:06 |
Veyl Olsun... | Makale ve Köşe Yazıları | Mihrinaz | 3 | 1750 | 16 Eylül 2017 22:04 |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Dua, Allaha Teşekkürdür | Seher Yeli | Dua Bölümü | 1 | 31 Ocak 2023 08:56 |
Başarıya Adanmış Hayatlar Güzel Sözler | alper198 | Güzel Sözler-Deyımler-Nükteler | 0 | 12 Şubat 2015 10:53 |
Aşka adanmış ruh ölmez, kalbi yeis bilmez…/Mustafa Cilasun | Mustafa CİLASUN | Makale ve Köşe Yazıları | 0 | 28 Ağustos 2013 22:18 |
Gençlik ve Aşk | Nesli_Nur | Makale ve Köşe Yazıları | 1 | 26 Ocak 2013 22:09 |
Allaha müracaat | Abdulhamit 1 | Kur'ân-ı Kerim Genel | 3 | 08 Ağustos 2010 14:58 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|