|
Konu Kimliği: Konu Sahibi Allahın kulu_,Açılış Tarihi: 03 Ocak 2015 (23:07), Konuya Son Cevap : 03 Ocak 2015 (23:18). Konuya 1 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
03 Ocak 2015, 23:07 | Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 33478 Üyelik T.:
09 Kasım 2013 | Sohbet bir aynadır. İnsanın içini yansıtır, cevherini ortaya koyar. Sohbet bir aynadır. İnsanın içini yansıtır, cevherini ortaya koyar. SOHBET İNSANI OLGUNLAŞTIRIR Kimlerle arkadaşlık yaparsanız, kimlerle oturup kalkarsanız, onlarınahlâkından size, sizin ahlâkınızdan onlara bir şeyler geçer. İnsan, beraber bulunduğu kişilerden etkilenir.İnsanoğlunun mayasında var olan bu özelliğe, en genel manada, sohbetdeniliyor. Sohbet; bir arada bulunma, birbirinden etkilenmenin adı.İnsanlara peygamber gönderilmesinin temelinde, yaratılıştaki bu etkilenmeözelliği yatıyor. Sahabe nesli, en hayırlı nesil olma lütfuna Resul-i Ekrem s.a.v. Efendimizile beraber olmakla ulaşmıştı. Öyle bir gönül beraberliği ki bu, adeta O’nun rengine boyanmışlardı.Peki bizim gibi Saadet Asrı’ından nice asırlar sonra yaşayanlar, o nuryüzlüyü göremeyenler ne yapacak? İnsan aynı insan, ihtiyaçları aynı. İlâhi nuru bize de taşıyacak, bizim deiçimizi-dışımızı güzel kılacak beraberliğe, sohbete ihtiyacımız yok mu? Evet; bir model insan ve onun etrafında bir ışık halesi gibi beraberlikler,yani sohbetler, her yerde, her zamanda en büyük ihtiyacımız.İnsan hayatı sohbet üzere kuruludur. Sohbet, kendi cinsiyle bir olmak, ortak dille dertleşmek ve aynı hayatı paylaşmaktır. İnsan, ünsiyete muhtaçtır. Ünsiyet, birileri ile yalnızlığı gidermek, derdi dindirmek, sevgiyi paylaşmak ve muhabbet etmektir. Tek başına olmak, Yüce Allah’a mahsus bir haldir. Peygamberler bile hayatıinsanlarla paylaşmak zorundadır. Tek başına din de yaşanmaz dünya da. Onuniçin ilk insan ve ilk peygamber Hz. Adem a.s. tek başına bırakılmamıştır. Her şeyden önce hayatı paylaşacağı, muhabbet edeceği bir eş yaratılmış, Hz.Havva validemiz kendisine arkadaş yapılmıştır. Böylece, insanlık hayatı ikiinsanın muhabbet, sohbet ve beraberliği ile başlamıştır. Kıyamete kadargelecek bütün insanlar da bu usül üzere yaşayacaklardır. İKİ SOHBET, İKİ SONUÇİki türlü sohbet vardır. Birisi güzel, diğeri kötüdür. Güzel olan sohbetinedebi ve hedefi güzeldir. Sohbetin edebi helal ve harama dikkat etmektir.Hedefi ise, Allah rızası ve cennettir. Güzel sohbet, güzel arkadaş ve güzelçevre demektir. Güzel arkadaş, din ve dünya adına hiçbir zarar vermeyen,sözü ve işi ile faydalı olan kimsedir. Kötü sohbet, kötü arkadaş ve kötü çevre ile oluşur. Hedefi dünya menfaati ve boş heveslerdir. Bu beraberliğin, hedefi gibi edebi de bozuktur. Kötüsohbet, din ve dünyaya yaramayacak, boş ve nahoş konuşmalardan oluşur. O,helali bırakıp harama dalmaktır. Yalan, iftira, gıybet, alay ve dedikodudanzevk almaktır. İnsanların şeref ve namusunu zedeleyecek, kötü işlereözendirecek, güzel şeylerden nefret ettirecek bütün sözler kötü sohbettir. Bunu yapanlar kötü arkadaştır. Böyle sohbetlerin yapıldığı yerler kötümeclistir. Tevbe edilmezse böyle bir sohbet ve dostluğun sonu ahirettebirbirine düşman olmak ve ebediyyen ağlamaktır. ARKADAŞINI SÖYLE, KİM OLDUĞUNU SÖYLEYEYİMSohbet bir aynadır. İnsanın içini yansıtır, cevherini ortaya koyar. Meyil ve muhabbetini gösterir, fıtratını tanıtır. Yani, insan sevdiği ve hayatınıpaylaştığı dostları ile ölçülür, arkadaşları ile tanınır. Herkes sevdiği ile beraber olur. Bu beraberliğin aslı, sevenlerdeki ortaközelliklerdir. Aynı cinsler, benzer fıtratlar, ortak yaratılışta olanlarbirbirleri ile kolayca tanışır, sevişir ve kaynaşır. Birbirlerine aynaolurlar. “Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim” sözü bununiçin söylenmiştir. Bir hadis-i şerifte şöyle buyuruluyor:“Ruhlar, değişik sınıflara göre dizilmiş ordular gibidir. Ruhlar alemindebirbirleri ile tanışanlar (ortak özellikler taşıyanlar), dünyada kolaycatanışıp kaynaşırlar. Orada birbirlerine yabancı olanlar, burada da zıtlaşıpdururlar. ” (Buharî, Müslim, Ebu Davud)Hadis-i Şerif’te bildirildiği gibi insanların birbirleriyle tanışıpkaynaşmaları farklılık gösterir, ama insanların her zaman uyumluolabildikleri insanlarla birlikte yaşama imkanına sahip olduklarısöylenemez. Bizimle aynı meşrep, aynı mizaçtan olmayan insanlarla da yaşamak zorunda kalabiliriz. Her iki halde de, yani uyumlu ya da uyumsuz olduğumuz insanlarla birlikte yaşadığımız sürece, en temel insanî ilişkimiz sohbettir. Burada önemli olan sohbetin Allah için olmasıdır. SAMİMİYET YOKSA SOHBET OLMAZAllah için sohbetin temelinde ilâhi sevgi yatar. Bu sohbet, hakkı öğrenmek,öğretmek ve yaşamak için yapılır. Böylesine yapılan sohbet, Allah yolundadost olmanın ve bu dostlar ile güzel ahlâkı elde etmenin temelini oluşturur. İşte bu, Allah yolunda cemaat olmaktır. Bu cemaat, asıl vazifesinin iyiliğiöğretmek ve kötülükten sakındırmak olduğunun farkındadır. Ki bu vazifemüslümanlara farzdır. Her müminin bu farzı gücü nisbetinde yerine getirmesigerekir. Bu farzı yerine getirmede birinci adım, kalben iyiliği sevip kötülüktennefret etmektir. İkincisi, iyilerle beraber olup, kötülerden kaçınmak;üçüncüsü ise, insanları iyi işlere davet edip, kötü işlerden sakındırmaktır. Dördüncü ve en önemli adım ise, güzel ahlâkı bizzat yaşamak ve buna ölene kadar devam etmektir.Allah Rasulü s.a.v.: “Din nasihattan ibarettir. ” (Buharî, Müslim, Ebu Davud) buyurmuştur. Nasihatin iki manası vardır. Biri samimiyet, diğeri hayra davettir.Bu hadis-i şerif, Allah için sohbette nasihatın önemine dikkat çekmiştir. Hadisin devamında bu samimiyetin, Allah’a, kitabına, Rasulü’ne,müslümanların başındaki imama ve bütün müslümanlara karşı korunmasıgerektiği belirtilmiştir. MÜMİNİN HER HALİ SOHBETTİRBir müslümanın en başta gelen işi, kendisini ve diğer insanları Allah’a,Kur’an’a, Sünnet’e, birliğe, cemaate ve müminleri sevmeye davet etmektir. Bu daveti, sözü ve yaşantısı ile yapmalıdır. İşte buna gerçek sohbet denir. Bu sohbeti yapan gerçek bir dosttur ve onunla beraber olmak herkese rahmettir. Sohbetin zamanı olmaz, ama sohbetin faydalı olması için edep ve sevgişarttır. Gönüllerin birbirine sevgi ile açılmaları ve samimi olmalarıgerekir. Ayrıca iki taraf da Allah rızasını düşünmelidir. Bu düşünce işinbaşında olduğu gibi, sonunda da devam etmelidir. Bu niyetle kurulan her ilim ve zikir meclisi birer sohbet çeşididir. Ayrıca maddi ve manevi ihtiyaçlarını gidermek niyetiyle bir mümin kardeşininhal ve hatırını sormak, selamlaşmak, ondan dua istemek, ona hayır dua etmek,görünen bir kusurunu düzeltmek, kendisine güzel tavsiyelerde bulunmak dasohbettir. Bütün bunlar her müminin yapması gereken sohbet ve dostluk türleridir. Buna,hayırda yardımlaşma, birbirine hakkı öğretme ve sabrı tavsiye etme denir. İYİLERLE BİRLİKTE İYİYE ULAŞMAKSohbetin en kıymetlisi, salih insanlarla olanıdır. Bu sohbet, Allah dostlarıile beraber olmak ve onların nazarı altına girmektir. Buna manevi terbiyedenir. Böyle bir sohbet ve beraberlik bütün hayırların anahtarıdır. Çünkü busohbetle gönülden gönüle ilâhi sevgi akar, ruhlar feyzlenir. Allah dostlarının sözünden çok hali insanı etkiler. Onları görenler Allah’ıhatırlar, güzel ahlâka yönelir. Sahabenin Allah Rasülü s.a.v ile yaptığısohbet böyleydi. Efendimiz s.a.v.’in saadetli kalbinden aldıkları nur vesevgi ile Yüce Allah’ı tanıdılar, sevdiler. Hallerini ıslah edipgüzelleştiler ve ebedi saadete erdiler. Sahabe-i Kiram hep bu sohbet ile ayakta duruyordu. Efendimiz s.a.v.’den ayrıkaldıklarında, bunu kendi aralarında yapmaya çalışıyorlardı. Abdullah b.Revaha r.a. bazen arkadaşlarına: “Gelin, Allah için oturup meclis kuralım,bir saat imanımıza iman katalım.” derdi. Bunun ne demek olduğunu anlamayanbir sahabi, gidip durumu Hz. Peygamber’e anlattı. Efendimiz s.a.v: “Allahİbnu Revaha’ya rahmet etsin. O, meleklerin katıldığı ve övündüğü zikirmeclislerini seviyor. Sizi ona davet ediyor.” (Ahmed) buyurdu. Saadet asrından sonra böyle bir sohbet, ancak Hz. Peygamber s.a.v.’in ahlâkıile ahlâklanmış Allah dostları ile yapılabilir. Her insan böyle bir sohbetemuhtaçtır. Çünkü kalplerin ilacı ondadır. Bir edep ehlini görmeyen edebiöğrenemez. MANEVİ TERBİYE YOLU SOHBETBütün Allah dostları, kâmil insanlarla sohbet etmek üzerinde durmuşlar ve bugönül beraberliğinin manevi terbiye için şart olduğunu belirtmişlerdir. Büyük veli Şah-ı Nakşibend k.s. diyor ki: “Bizim terbiye yolumuz sohbetüzere kuruludur. Hayırlar, Allah için salih insanlarla beraber olmadadır. Onlarla sohbete devam ede ede hakiki imana kavuşmak nasip olur. ”Ömer b. Abdulaziz rh.a. ise: “Medinei’nin fakihlerinden Ubeydullah b.Abdullah ile bir mecliste bulunmak, benim için bütün dünyadan daha sevimlive daha hayırlıdır. Onun gibilerle oturup kalkmakla akıl nurlanır, kalphuzura erer, edep elde edilir.” diyor. Alimlerden Cafer b. Süleyman rh.a., salih insanlarla beraberliğin kendisinene kazandırdığını şöyle anlatır:“Kalbimde bir katılık hissettiğim zaman, kalkar hemen Muhammed b Vasi’inyanına gider, meclisine katılır, yüzüne bakardım. Böylece kalbimdeki katılıkgider, içime ibadet neşesi gelir, tembellik üzerimden kalkar ve bu neşe ilebir hafta ibadet ederdim. ” (Zehebî, Tarihu’l-İslam; Gazalî, İhya,)MUHABBETTE SADAKAT ARANIRAllah dostları ile yapılan sohbet ve beraberlik ölene kadar devam etmelidir. Çünkü insan, manevi desteğe ve salih insanlar ile Allah yolunda beraberolmaya devamlı muhtaçtır. Bu dostluk ve beraberlik özellikle ölüm anındagereklidir. Benim artık sohbete ve desteğe ihtiyacım yok, ben bana yeterimdemek son derece yanlış ve tehlikelidir.Büyük veli Ebu’l-Hasan Şazelî k.s.’nin talebelerinden birisi bir müddetsohbet ve zikir meclisinde bulunmuştu. Sonra sohbetleri terketti. Bir günHazret bu talebe ile karşılaştı. Ona: “Niçin bizden ayrıldın, sohbetlerimiziterk ettin?” diye sordu. Talebesi: “Bu zamana kadar sizden aldıklarım veöğrendiklerim bana yeter, artık size ihtiyacım kalmadı” cevabını verdi. Büyük arif bundan rahatsız oldu ve onu şöyle uyardı:“Eğer bir kimse, birisinden aldığı feyz ile yetinseydi, Hz. Ebu Bekir Sıddıkr.a.’ın, Hz. Peygamber s.a.v.’den aldığı feyz ile yetinmesi gerekirdi. Halbuki o, Allah Rasülü’nden vefat edene kadar ayrılmadı. Sen nasılayrılıyorsun?” (İbnu Acibe, el-Fütuhatü’l-İlâhiyye)Allah dostlarını bulduktan sonra onların sohbetinden ayrılan kimse, sudançıkmış balığa benzer. Kısa zamanda gücü biter, nefesi tükenir, karada ölürgider. Allah dostları ile yapılan sohbet kalbin hayatıdır. Din, böyle bir sohbetinfeyzi ile güzel yaşanır. Kalp bu sohbetle uyanır. Gönül bu sohbetle huzuraulaşır. İnsan bu sohbetle halini değiştirir, ahlâkını güzelleştirir. Sohbet,mümin için günlük bir gıdadır. Onu devamlı almalıdır. Her gün olmazsa hiçdeğilse haftada veya ayda bir sohbete katılmalıdır. Bu da olmazsa, rehberinsanların eserlerini okumalı, örnek hallerinden ibret almalıdır. Muhammed Emin GÜL SEMERKAND DERGİSİ ŞUBAT-2002
__________________ Vakit namazinizi kildiniz mi? Ebu Hüreyre'den (r.a.) rivayetle: Mü'minin durumu yeşil ekin gibidir. Rüzgar ne taraftan gelse onu eğer. Rüzgar durduğunda doğrulur. Mü'min de böyledir. O da bela ve musibetlerle eğrilir. Kafirin durumu ise çam ağacı gibidir. Allah dilediği zaman sert ve dik durur. ][Bela ve musibetlere uğramaz. |
Konu Sahibi Allahın kulu_ 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Haftanın konusu:Şiddet neden artıyor? | Hafta'nın Konusu | gün ışığı | 8 | 1569 | 26 Ağustos 2019 00:20 |
AÖF İlahiyat Arapça 2. Sınıf Vize Soruları – 2009 | Arapça 4 | Allahın kulu_ | 3 | 1616 | 23 Ocak 2019 20:40 |
Sayı ve Temyiz soruları | Arapça 4 | Allahın kulu_ | 0 | 3067 | 23 Ocak 2019 20:09 |
Arapça 3 dersleri | Arapça 3 | Allahın kulu_ | 0 | 1201 | 03 Ocak 2019 13:34 |
Arapça 3 | Çıkmış Soru Çözümleri | Arapça 3 | Allahın kulu_ | 2 | 1631 | 03 Ocak 2019 12:56 |
03 Ocak 2015, 23:18 | Mesaj No:2 |
Durumu: Medine No : 33478 Üyelik T.:
09 Kasım 2013 | Cevap: Sohbet bir aynadır. İnsanın içini yansıtır, cevherini ortaya koyar. YOLUMUZ SOHBET YOLUDUR… Cenab-ı Mevlâ, insanoğlunu bütün mahlukatın içinde en mükemmel, mümtaz vemükerrem olarak yaratmıştır. İnsan bu mükemmeliyet ve mükerremiyetini idrak edip, Allah’ın Kelâmı’na veFahr-i Alem s.a.v.’in beyanlarına kulak verir ve bunları halisane yaşamayagayret gösterirse, işte o zaman felaha erenlerden olacak. Cenab-ı ZülCelâl’in, meleklerine karşı iftihar ettiği övülmüş insanlar zümresinegirecek.Habib-i Kibriya s.a.v. Efendimiz, bütün dünyada İslâm’ın şaşırtıcı bir hızla yayılmasıyla neticelenen hizmetini, sohbetle insanları yetiştirerekbaşlatmıştı. O’nun sohbetiyle terbiye olan ve en şerefli nesil olma lütfunaeren bu insanlara Ashab-ı Kiram denilmektedir ki, bu ifadenin bir manası“sohbetle yetişenler, olgunlaşanlar”dır. Fahr-i Kainat s.a.v. Efendimiz’in sohbeti öyle bir terbiyeye vesile idi ki,insanların yırtıcılıkta vahşi hayvanları geçtiği bir ortamda Ashab-ı Kiram,bütün imkansızlıklara rağmen barışı, birlik ve beraberliği temin etmiş,insanlığın kurtuluş modeli olmuştu. Tarihin hiçbir devresinde bu şekildecennet hayatının daha dünyada iken yaşandığı görülmemiştir, görülmeyecektirde... Rabbül Alemin’in sohbetlere ayrı bir nazarı vardır. İslâm ahlâkını öğrenmek,birbirleriyle kardeşlik kurmak, ayrılığı, tefrikayı bertaraf etmek için biraraya gelip sohbet eden müminlere melekler dahi gıpta ederler. Eğer bu sohbetler iyi değerlendirilirse, insanlar süflilikten kurtulur,yüksek derecelere kanat açarlar. Sohbetin bu önemi sebebiyle büyükler, “yolumuz sohbet üzerinedir”buyurmuşlardır. Dolayısıyla, sohbeti terkeden, büyüklerin tarif ettiği yoluterk etmiş olur. Ayrıca sohbet müekked bir sünnet olduğunu da bilmemizgerekir. Burada sözü edilen sohbet, dışarıdan bakıldığında herhangi bir sohbetten çok farklı gözükmese de, önemli bazı özellikler taşır. Bu özelliklerin en başta geleni, yapılan sohbetin gayesidir. Sohbetten gaye,Cenab-ı Mevlâ’nın rızasını tahsil, kalbin ihyası, ebediyyet yolunda gerekli bilgilere ulaşmak, güzel ahlâk ve edep yolunda mesafe kat etmek, terakki etmektir. Diğer bir fark, sohbetin konularında kendini gösterir. Sohbette dünyakonuşulmaz, konuşulmamalıdır. Hatta ukbadan da bahsedilmez, siyaset, hayatpahalılığı gibi lüzumsuz işlerden bahsedilmez. Dedikodu, gıybet, malâyanilik gibi gayri meşru davranışlara asla yer verilmez, fırsat tanınmaz. İnsanın manen terakkisine vesile olan sohbetin diğer önemli bir vasfı da,kiminle sohbet yapılacağı hususudur. Büyükler bunu şu veciz sözleaçıklamışlardır:“Ya senin kendisinde yok olacağın, ya da onun sende yok olacağı biri ilesohbet et. Ya da hem senin, hem de onun Allah’da yok olacağınız biri ilesohbet et; ne sen kalasın, ne de o... ”İşte böyle bir sohbet meclisinde, anlatılanlara iyice kulak verilmeli, kalbi uyandırıcı sözlere dikkat edilmelidir. Fahr-i Kainat s.a.v. Efendimiz’in huzurlarına giren kimse, birçok faydalıbilgilerle donanmanın yanı sıra, güzel bir ahlâka bürünerek ayrılırdı. Bizler de sohbetin yukarıda bazılarını zikrettiğimiz edeblerine riayetettiğimiz takdirde arzu edilen kazancı elde etmiş oluruz. İnsanoğlunun kalbinde üç türlü sevgi yer alır. Dünya sevgisi, ukba sevgisi,Mevlâ sevgisi. Bir kimse maneviyat yolunda evrad gibi üzerine düşenvazifelerini yapmak kaydıyla tam bir ihlâs üzere manevi sohbetlere devamettiğinde, kalbinde dünya ve hatta ukba sevgisi kalmaz, sadece ve sadeceYüce Mevlâ’nın has sevgisi yer alır ki, işte önemli olan budur; gaye budur. Rabbü’l Alemin’i seven, dürüst ve istikamet ehli olur. Şuurla bilerek veşevk duyarak kulluk vecibelerini yerine getirir. Böylece mert bir insan,dürüst bir esnaf, kadirşinas bir ilim adamı, insaflı bir doktor veyamühendis, adalet ve merhamet sahibi bir mülkî amir olur. Asla soyguncu birtüccar, vurguncu bir sanayici olmaz. Helalinden kazanmaya gayret eden,dikkatli ve hürmete layık biri olur. Sohbetlerin en önemli hususiyetlerinden biri de, insanın kalbinde muhabbeti, muhabbet-i ilâhiyi ve ondan hasıl olacak bütün mahlukata muhabbeti meydana getirmesidir. Bu muhabbet tarif edilmez, edilemez. Sadece yaşanır ve yaşanarak bilinir.Gözyaşları ise muhabbetin bariz ifadelerinden sayılır.Kainat hep muhabbetin eseridir. Bir hadis-i kudside Cenab-ı Hak “Eğer senolmasaydın, felekleri (kainatı) yaratmazdım” buyuruyor. Cenab-ı RabbülAlemin’in habibi Hz. Muhammed s.a.v. Efendimiz, bütün mevcudatın yaradılışsebebi oluyor. Demek ki kainatın yaratılışında aşk var, muhabbet var, sevgivar. Muhabbetten maksat, Muhabbetullah, Muhabbet-i Rasulullah, Muhabbet-iEvliyaullah’dır. Bu muhabbet lafla olmaz; fedakârlık, sabır, mutabaat verabt-ı kalb ister. Bu aşk, tabiri caizse bir arslan ile cenkleşmek gibidir;sanıldığı kadar kolay değildir. Muhabbete talip olan kimse, çok çeşitli belalarla imtihan edilir. Kişi,malıyla, evladıyla, nefsiyle kısaca sahip olduğu her şeyiyle denenir,imtihan edilir. Tahammülü, gücü, sabrı, rızası ölçülür. Bütün bunlarınsonucunda başarılı olursa, muhabbet tacı giydirilir. İnsanın gönlünde, Allah’ın ve O’nun Habibi s.a.v.’in muhabbetini evliyaullah tutuşturur. Onlar, Cenab-ı Hakk’ın rızasını kazanmış ve murad-ı ilâhide fena bulmuş zatlardır. Kişi onları görünce Cenab-ı Mevlâ’yı hatırlar. Kendisini, dünyalık kaygı, gam ve kederlerden kurtulmuş olarak, ulvi bir alemde hissetmeye başlar. Hatta öyle bir hal almaya başlar ki, “keşke zaman dursa da, bu yüce huzurdan, manevi iklimden hiç ayrılmasam” diye dua etmeye başlar. Bu manevi huzurdan ayrılık zamanı gelince yürekler hasretle yanar,büyük bir hasretle vuslat beklenmeye başlanır. Şu unutulmamalıdır ki; evliyaullahın muhabbeti, insanı muhabbet-i Habib-iKibriya’ya; Habib-i Kibriya’nın muhabbeti de Muhabbetullah’a, yani Allah’avuslata götürür. Bu yolun temeli ise, kişinin zahirde ve batında sohbetüzere bulunmasıdır. Yüce Rabbimiz bizlere bu hadsiz muhabbeti nasip eylesin. M.Saki EROLSEMERKAND DERGİSİ
__________________ Vakit namazinizi kildiniz mi? Ebu Hüreyre'den (r.a.) rivayetle: Mü'minin durumu yeşil ekin gibidir. Rüzgar ne taraftan gelse onu eğer. Rüzgar durduğunda doğrulur. Mü'min de böyledir. O da bela ve musibetlerle eğrilir. Kafirin durumu ise çam ağacı gibidir. Allah dilediği zaman sert ve dik durur. ][Bela ve musibetlere uğramaz. |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
İnsanın hali bir muammadır | KalbinNûru | Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler | 3 | 09 Ekim 2023 19:36 |
Renk Seçimleri Karakterimizi Yansıtır mı ? | Nesli_Nur | Bilgi Dağarcığı | 9 | 06 Temmuz 2022 00:01 |
İnsan İnsanın Aynasıdır | nurşen35 | Serbest Kürsü | 1 | 13 Mayıs 2018 01:21 |
Yüreğimde yara var, ne sabır ve ne de sürur koyar…/Mustafa Cilasun | Mustafa CİLASUN | Makale ve Köşe Yazıları | 0 | 07 Ağustos 2013 17:06 |
İnsanın Kurbanla İmtihanı | Esadullah | Hacc-Umre-Kurban | 0 | 23 Ekim 2012 13:48 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|