|
Konu Kimliği: Konu Sahibi Nebevi Sevda,Açılış Tarihi: 14 Eylül 2018 (21:25), Konuya Son Cevap : 15 Eylül 2018 (23:55). Konuya 7 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
14 Eylül 2018, 21:25 | Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 59388 Üyelik T.:
05 Nisan 2018 | Bir Soru? Bir tefekkür ! Bir Soru? Bir tefekkür ! Bizleri hayra sevkedecek soru- cevap ve cevapdan sonra kendi cikarimlarimizla cevap uzerine tefekkur edecegiz. Ilk sorumuz. 1) Türkiye Kabe'nin hangi cihetine bakar? Baktığı yön üzerine hayalinizi kursanız nasil bir hayal kurar ve bizi nasil bir tefekküre sevk ederdiniz? |
Konu Sahibi Nebevi Sevda 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
KABE' DE FOTOĞRAFIN | Nebevi Sevda/Kişisel | Kara Kartal | 1 | 176 | 16 Ocak 2025 19:20 |
SUBHANALLAH çok etkileyici. | Nebevi Sevda/Kişisel | Nebevi Sevda | 1 | 49 | 10 Ocak 2025 22:57 |
Bilal Öldü derlerse sakın inanma | Nebevi Sevda/Kişisel | Nebevi Sevda | 0 | 31 | 10 Ocak 2025 11:47 |
Gassal ile meyyit -1- | Nebevi Sevda/Kişisel | Nebevi Sevda | 1 | 155 | 03 Ocak 2025 11:31 |
acbü’z-zeneb | Nebevi Sevda/Kişisel | Nebevi Sevda | 2 | 72 | 01 Ocak 2025 17:26 |
15 Eylül 2018, 12:17 | Mesaj No:3 |
Durumu: Medine No : 59388 Üyelik T.:
05 Nisan 2018 |
Allah razi olsun asaf. Evet Kâbe nin altınoluk tarafina bakıyor. Şöyle düşünüyorum Düşünün kâbe de tavaftasınız. Bolca yağmur yağıyor ve siz tavafin son sayinfadiniz. Altınoluk altına geçiyorsunuz. Uzerinize bolca rahmet yağmuru yağıyor. Yaninizda eşiniz ve çocuklarınız. Kalbiniz,gönlünüz, yüreğiniz itminan olan bir imanla dolu. Hac farizasını yerine getirdiğinde tevbeler kabul olurken sen arinmisdirsin günaha dair ne varsa sende. |
15 Eylül 2018, 15:04 | Mesaj No:4 |
TaHa 15. Ayet: "Çünkü kıyamet vakti elbette gelecektir, her nefis yaptığının karşılığını görsün diye Ben onu gizliyorum." TaHa sondan 15. ayet: "Bunun üzerine her ikisi de ondan yediler. Derhal ayıp yerleri kendilerine açılıverdi. Üzerlerini cennet yaprağıyla örtmeye çalıştılar. Adem, Rabbine asi oldu, şaşırıp kaldı. Sizce bu iki ayet birbirini hangi açılardan tamamlar? | |
15 Eylül 2018, 22:08 | Mesaj No:5 |
Durumu: Medine No : 59388 Üyelik T.:
05 Nisan 2018 |
Önemli bir soru. Bu konu üzerine uzunca bir ders yapmıştık.Bir tez hazırlığı olan çalışmayı hazırlayıp buraya atacağım inşallah. Iki ayeti birbirinin bağlamından koparmak gerek. Cennet hangi cennet konusu devreye girecek günah ve ceza kavrami kelami bir tartismaya yonlendirmeden mufessir ve muhaddislerden yola cikarak inşallah dilimiz döndükçe anlatmaya çalışacağız |
15 Eylül 2018, 23:35 | Mesaj No:6 |
Teşekkürler, okumayı isterim yazacaklarınızı lakin benim sorumun tam tersi istikametinde bir yorumda bulunmuşsunuz. Diyorsunuz ki: "Iki ayeti birbirinin bağlamından koparmak gerek." Hayır. Taha süresi belagatın muhteşem, olağanüstü bir örneğidir. Taha süresinde Rabbimiz ayetleri baştan ve sondan birbirlerine bağlamlandırmıştır. En azından benim gördüğüm budur. Dilerseniz örneklendireyim. İlk ayette Rabbimiz Kur'andaki her bir harfin önemli olduğunu öğretir bize ve hemen ardından "Maaaa enzelna" diye bir ayete başlar. Her bir harf önemli ise ve cümleye olumsuz başlıyorsa Rabbimiz bu konu üzerinde tefekkür etmeliyiz demektir. Ne diyor Rabbimiz? İndirmedik sana Kur'an'ı zorluk olsun/sıkıntı olsun/ yük olsun diye. Kuranın indirilmemiş olması üzerinde düşünelim. Sondan 2 ayet: Diyanet İşleri: Eğer biz onları o Kur’an’dan önce bir azap ile helâk etseydik mutlaka, “Ey Rabbimiz! Keşke bize bir peygamber gönderseydin de alçalıp rezil olmadan önce âyetlerine uysaydık” derlerdi. Pekala teşka nedir? İnsanın sıkıntısı, derdi nedir? Para? Hz Süleyman zengindi ve derdi en doğru yolda yürümekti. Sağlık? Hz. Süleyman dünyaya hükmederken Hz. Eyüp kendi vücuduna bile hükmedemez haldeydi ama onun da sıkıntısı, derdi doğru yolda yürümekti. İnsanın ilk duası nedir Kur'an'da? İhdinas sıratel müstakim'dir. Son ayete bakalım: Elmalılı Hamdi Yazır: De ki hep beklemekte, bekleyin bakalım çünkü yakında bileceksiniz: doğru yol sahibleri kimler? ve doğru giden kim? 3. Ayette Rabbimiz huşu duyana tezkir der. Huşu duyan kişi için her şey ayettir. Göktekiler, yerdekiler... Her şey... Huşu duyan kişinin ayete değil, tezkire/öğüde ihtiyacı vardır. Peki huşu duymayan kişiler? Sondan 3. Ayet: Diyanet İşleri: İnanmayanlar, “Doğru söylediğine dair bize Rabbinden açık bir delil (bir mucize) getirse ya!” dediler. Önceki kitaplarda olanların apaçık delili (olan Kur’an) onlara gelmedi mi? 4. Ayette Yaratıcılığından bahsediliyor Allah'ın. Bu öğüdün/tezkirin tabakalar halinde yüksek gökleri yaratandan geldiği belirtiliyor. Peki biz tabakadan tabakaya nasıl yaratıldık? Aileden değil mi. Allah bize öğüt veriyor peki biz kime öğüt vereceğiz? Sondan dördüncü ayet: Diyanet İşleri: Ailene namazı emret ve kendin de ona devam et. Senden rızık istemiyoruz. Sana da biz rızık veriyoruz. Güzel sonuç, Allah’a karşı gelmekten sakınmanındır. Hadi ileri saralım biraz: 20. Ayet: Elmalılı Hamdi Yazır: Bıraktı ne baksın o bir yılan olmuş koşuyor Sondan 20. Ayet: - Elmalılı Hamdi Yazır: Ve düşün o vaktı ki: Melâikeye «Âdem için secde edin» dedik, hemen secde ettiler, ancak İblîs dayattı 66. ayet: Elmalılı Hamdi Yazır: Haydin siz atın dedi, ne baksın onların ipleri ve sopaları sihirlerinden ona öyle tahyil olunuyor ki cidden bunlar koşuyorlar Sondan 66. ayet: Elmalılı Hamdi Yazır: Binnetice bütün sihirbazlar secdeye kapandılar, Harun ile Musânın Rabbine iyman ettik dediler Baştan ve sondan ayetler birbirini tamamlamaktadır. Ve huşu duyanlara, gönlü korkuyla dolup taşanlara öğüt verdiği bu güzel sürenin tam ortasındaki 68. ayette Rabbimiz şöyle buyurmakta: Dedik ki: «Korkma, Çünkü Sensin Üstün! Yukarıda sorduğum iki ayet ise birbirlerini şu şekilde tamamlamaktadır. Kıyamet saati insanlığın dünya hayatındaki yolculuğunun sonudur. Son duraktır. Hz. Adem ve Hz. Havva'nın ondan yedikleri an ise bizim dünya hayatındaki yolculuğumuzun başladığı, tabiri cazise biletmizin kesildiği andır. Biri yolculuğumuzun başlangıcı, diğeri bitişitidir. Velhasıl gel bu bağlamdan ayırmayalım. TaHa süresine ayrı bir güzellik ayrı bir bakış açısı katıyor. Sevgiler, selamlar. | |
15 Eylül 2018, 23:44 | Mesaj No:7 |
Durumu: Medine No : 59388 Üyelik T.:
05 Nisan 2018 |
Kısaca ifade edilmesi gerekirse Hz. Peygamber (s.a.s ) bir hadîslerinde ‚Şu üç şeyden kalem kaldırılmıştır. Unutma, hata ve zorlama‛buyurmuşlardır. Hz. Âdem de unutmuş, unutma veya hata ile yasak ağaç veya meyvaya dokunmuş, kadında bu konuda ona yardımcı olmuştur. ‚...ne var ki o ahdi unuttu, onda bir azim bulamadık‛ 101 âyetinde açıklandığı üzere yasak ağaca veya meyvaya yaklaşmak unutma neticesinde gerçekleşmiştir. Hadîste de ifade edildiği gibi nisyan/unutma halinde vuku bulan bir şeyden insan sorumlu tutulmayacaktır. Bundan dolayı söz konusu davranışa günahtan ziyade zelle denilmesi ya da hata denilmesi uygun düşmektedir. Müfessir ve mütekellimlerin çoğunluğu Hz. Âdem’in yasak ağaca yaklaşma meselesinin nübüvvetten önce vuku bulduğunu söylemişlerdir. Matürîdî ve Eş‘arîler kısmen peygamberlerin risâletten önce zelle işlemelerini nadirattan olarak ve akabinde de tevbe etmeleri şartıyla caiz görmüşlerdir. Ehl-i sünnet akâidinde peygamberlerin günahsızlığı esas olmakla beraber şu durumlarda insan olmanın bir sonucu olarak, onların da bazı hata ve zellerinin olabileceği ifade edilmiştir. Bunlar; 1. İşlenen hatanın bisetten önce olma durumu, 2. Daha uygun olanı terk (terk-i evlâ), 3. Yanılarak küçük günah işleme.1 . Bu durum, peygamber dahi olsa beşerî olarak onun kudretinin sınrlı olduğunu ve herkesin Allah’ın af ve mağfiretine muhtaç olduğunu ortaya çıkarır.2 . 4. Kerîh bir şey işlenmişse, ümmete bunun caiz olduğunu ve bu takdirde kendilerine Allah’ın kolaylık gösterdiğini açıklama gayesi. Bu durumda onlar, mubah olan bir şeyi yapmış gibi ecir kazanırlar. 5. Günah işlemekle alâkalı şartlı sîgaların kullanılması. ... /le in eşrakte... ‚İyi dikkat et! Şirke düşersen‛ 3 ifadesinde olduğu gibi şarta konu olanın mutlaka gerçekleşmiş olmasını gerektirmez.4 6. Günah fiili peygamberlere nisbet edilerek, ümmeti ve muhatabı terbiye etme, 7. Onların hata veya zellelerinde yalnız ümmetin hitaba muhatab olması. Yani kinayeli anlatım nüktesi melhuzdur.5 1 Râzî, Muhassal, s. 223. 2 Ali el-Kârî, Şerhu’l-fıkhı’l-ekber, Dâru’l-kitâbi’l-İslâmî, İstanbul 1955, s. 57. 3 Zümer 39/65. 4 Zemahşeri, el-Keşşaf, IV, 144. Sonuç Hz. Âdem ve eşine cennette her şeyden yemelerine müsade edilmiş ancak bir ağaçtan yemeleri şöyle dursun ona yaklaşmaları dahi yasaklanmıştır. Onlar da gaflet gösterip bu ağaca yaklaşmışlar ve onun meyvesinden yemişlerdir. Bizim için burada önemli olan yenilen ağacın cinsinden ziyade Allah’ın yasağının çiğnenmiş olmasıdır. Hz. Âdem ve eşi bu yasağı işledikten sonra derin pişmanlık duyup tövbe etmişlerdir. Allah da onların tövbesini kabul etmiştir. Daha sonra Allah’ın emriyle cennetten indirilip yeryüzü- ne gönderilmişlerdir(1). Yeryüzüne gönderilme kısaca, 1. Dünya hayatına düşüş, 2. Dünya hayatına düşmanlık ve adavetin girmesi, 3. Maişet meselesi, geçim derdi gibi dünyevî tarzda yaşama şekline maruz kalma olarak değerlendirilmelidir.(2) Hz. Âdem’in cennetten çıkarılmasının pekçok hikmetleri vardır. Hikmetlerin başında ‚ilahî bir görevlendirme‛ gelmektedir. Beşeriyetin bütün fikri ve manevî terakkileri ve her türlü kabiliyetlerinin gelişmesi ve insanlığın mahiyetinin Allah’ın isimlerine mükemmel bir ayna olması, o görevin sonuçlarındandır. Şayet insan cennette kalsaydı, melekler gibi makamı sabit kalırdı. Çok sayıda melek zaten vardı. Allah’ın hikmeti, dünyanın mâmur edilmesini ve nihayetsiz makamlara çıkabilecek insanın istidatlarını geliş- tirmeye elverişli bir imtihan diyarına gitmesini gerektiriyordu. Neticede öyle olmuş ancak bu bir sebebe irca edilmiştir. İkinci olarak, Hz. Âdem ve eşi’nin önce cennete konması, sonra da yeryüzün indirilmesi, insanlara ebedî ve ana yurdun cennet olduğu duygu ve düşüncesini vermesi, insanların Allah’ın emirlerine uymada teşvik unsuru olmasıdır. Diğer yandan insanların ataları gibi gaflete düşmemeleri, Allah’a ezelde verilen söze riâyet etmeleri, şeytana ve nefse uymamaları salık verilmektedir. Kısaca, cennette yasağın çiğnenmesi, Allah’ın emrinin ihlal edilmesi, insanlığın atasını ordan çıkardı ise bu dünyada ilahî emirlerin yerine getirilmemesi ve yasakların da işlenmesi, insana imtihanı kaybettirecek, onu ebedî saadet yurduna dönüşünü engelleyecektir. 1-Bakara 2/38; A‘râf 7/24; Tâhâ 20/123. 2- Bakara 2/36; A‘râf 7/24; Tâhâ 20/123. |
15 Eylül 2018, 23:55 | Mesaj No:8 |
Durumu: Medine No : 59388 Üyelik T.:
05 Nisan 2018 |
Kıymetli kardeşim insanoğlunun başlangıcı ve kıyametle yeryüzünde olan imtihan sonlanmasını güzel özetlemişsin. Mevlam razı olsun sizden. Peygamberler günah işlemeyen ismet sifatlariyla zelle'yle bizlere insanlık bilincimizi hatırlatan kullardır. Rabbim bizlerin kalplerini dini üzere kavii eylesin. Tekrar teşekkür ederim |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
.Ayet ve Tefekkür | Nebevi Sevda | Nebevi Sevda/Kişisel | 1 | 29Haziran 2023 23:53 |
Tefekkür | seydanur | Muhtelif Konular | 13 | 29Haziran 2019 15:52 |
Tefekkür.. | İslaminesil | Güzel Sözler-Deyımler-Nükteler | 2 | 04 Aralık 2018 19:13 |
TeFeKKüR | AŞK'ÜL İSLAM | İslami Kavramlar | 16 | 11 Temmuz 2016 01:52 |
Kur'an ve Tefekkür -1- | seydanur | Kur'ân-ı Kerim Genel | 4 | 09 Kasım 2008 01:19 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|