|
Konu Kimliği: Konu Sahibi ÂlâLeyl,Açılış Tarihi: 20 Eylül 2018 (12:35), Konuya Son Cevap : 20 Ağustos 2021 (22:09). Konuya 107 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
30 Mayıs 2019, 12:48 | Mesaj No:31 |
Sorum şu: Allah Kur'an'da kulunun hangi duasını reddetmiştir? Kur'an'da Allah'ın reddettiği bir dua var mı? | |
30 Mayıs 2019, 15:18 | Mesaj No:32 |
Durumu: Medine No : 6340 Üyelik T.:
19 Ocak 2009 |
KURAN’DA DUASI KABUL OLMAYANLAR 1-KAFİRLER Kafirlerin duası boşa çıkar (Rad-14) (Mümin -40) 2-KAFİRLER İÇİN YAPILAN DUA KABUL EDİLMEZ -NUHUN DUASI “Nûh, Rabbine seslendi: ‘Rabbim, dedi, oğlum benim âilemdendir. Senin va’din/sözün elbette haktır ve sen hâkimlerin hâkimisin! “Ey Nûh, dedi, o senin âilenden değildir. Çünkü o sâlih olmayan bir amelin sahibidir. Bilmediğin bir şeyi benden isteme. Sana cahillerden olmamanı öğütlerim! “Nuh; ‘Ey Rabbim! Ben bilmediğim bir şeyi istemiş olmaktan dolayı sana sığınırım. Sen beni bağışlamazsan, bana merhamet etmezsen, ben hüsrana uğrayanlardan olurum’ diye niyazda bulundu” (Hud-45-46-47) 3- PEYGAMBERİMİZİN MÜNAFIKLAR İÇİN YAPTIĞI DUA Onlar (münafıklar) için ister af dile, ister dileme, onlar için yetmiş defa af dilesen, yine Allâh onları affetmez. Böyledir, çünkü onlar, Allâh’ı ve elçisini tanımadılar/inkâr ettiler; Allah, yoldan çıkan kavmi doğru yola iletmez.” (Tevbe-80) 4- İBRAHİM A.S. ın babası için yaptığı DUA “Rabbimiz! Beni ve anne-babamı bağışla.” (İbrahim-41), “Kâfir olarak ölüp de cehennemlik oldukları kendilerine belli olduktan sonra, akraba bile olsalar, müşriklerin affedilmelerini istemek, ne Peygamberin, ne de müminlerin yapacağı bir iş değildir.”(Tevbe-113)
__________________ Selam Hidayete Tabi Olanlara Kur'an Senin Lehinde ve Aleyhinde Hüccettir(Müslim) |
30 Mayıs 2019, 16:19 | Mesaj No:33 |
Gerçek dua ancak O'nadır. O'ndan başka yalvardıkları ise onların isteklerine ancak, ağzına ulaşmayacağı halde, ulaşsın diye avuçlarını suya uzatan kimsenin isteğine suyun cevap verdiği kadar cevap verirler. Kâfirlerin duası daima boşa çıkar. وَمَا دُعَٓاءُ الْكَافِر۪ينَ اِلَّا ف۪ي ضَلَالٍ Burada boşa çıkar değil de "şaşırmış" "sapıtmış" demek daha doğru olmaz mı? ضَلَالٍ Bu kelimenin tam doğru meali nasıldır sizce? Listelediklerinizin içinde hep kafir ya da münafık olan başkaları için yapılan dualar var. Ve yukarıdaki ayetten de anladığım o ki kafirler Allah'a dua etmedikleri için dualarının şaşırmış/sapıtmış olduğu söyleniyor. Oysa Allah'a edilen bütün duaların Allah tarafından kabul edildiğine dair bir inancım var. Bunun aksini söyleyen bir ayet var mı merak ediyorum. İblis Allah'a isyan ettikten Adem'e secde etmedikten hemen sonra lanetleniyor ve kovuluyor. Allah buyuruyor: "Ve elbette lanetim ceza gününe kadar senin üzerindedir." Bunun üzerine iblis der ki: “Ey Rabbim! Öyle ise bana insanların diriltilecekleri güne kadar mühlet ver” dedi. Allah buyurur: "Haydi malum vakte kadar geri bırakılanlardansın.» İblis yeni isyan etmiştir, Allah'ın emrine karşı çıkmıştır. Buna rağmen iblis Allah'a dua eder, ondan bir istekte bulunur ve Allah o anda iblisin duasını kabul eder. Sorumu değiştirerek tekrar sorayım: Başkaları adına yapılan dualar hariç Allah'a yapılan hangi duaya Allah olumsuz yanıt vermiş/reddetmiş/geri çevirmiştir? Var mı Kur'an'da böyle bir şey? Yoksa Kur'an'da Allah kendisine edilen bütün duaları kabul eden midir? Teşekkürler FECR | |
31 Mayıs 2019, 17:50 | Mesaj No:34 | |
Durumu: Medine No : 6340 Üyelik T.:
19 Ocak 2009 | Alıntı:
Allah ayetlerinde dua ile şöyle buyurur: "Bana dua edin ki ben size icabet edeyim"( Mümin -60 ) Allah'a yapılan duaların kabul edilip edilmemesi tasarrufu Allah'a aittir. Her duanın kabulu ile Kuranda bir ayet olduğunu görmedim. Siz eğer bulduysanız buradan paylaşın buradan ayetin açılımlarına bakalım. Allah insanların yaptıkları duaları kabul edeceğini değil , dualara icabet edeceğini belirtiyor. İcabet etmek ile kabul arasında hem Türkçe olarak hem de Arapça dil olarak farklılık vardır. Eğer Allah kabul ettiğini belirtse idi TEKABBELE ifadesini kullanırdı. Namazlardan sonra müminler birbirlerine "Tekabbelallah " yani Allah (ibadetini ) kabul etsin" derler. Tekabbele ifadesi Kuranda bazı ayetlerde kullanılır. İstecabe / icabet etmek , karşılık vermek, dikkate almak demektir. Allah dua edenlerin duasını dikkate alır ama dikkate alması demek dualarını kabul edecek anlamına gelmez. İnsanoğlu kendisi için hayır yerine şer dua edebilir. Bu duanın kabul edileceği anlamına gelmez "İnsan, hayra dua ediyormuşçasına şerre de dua eder ve insan, pek acelecidir." (İsra-11) Ayrıca bazı hadislerde duası geri çevrilmeyecek kimselerden ve duası kabul edilmeyecek kimselerden de bahsedilir. Sonuç olarak Allah her duaya icabet eder, onu dikkate alır ama duaların bir kısmını kabul eder, bir kısmını kabul etmez, bu Allah'ın takdirine kalmış bir şeydir. Ama kabul edilebilmesi için duada ihlas/ samimiyet olması şartı vardır.
__________________ Selam Hidayete Tabi Olanlara Kur'an Senin Lehinde ve Aleyhinde Hüccettir(Müslim) | |
31 Mayıs 2019, 17:50 | Mesaj No:35 |
Durumu: Medine No : 6340 Üyelik T.:
19 Ocak 2009 |
Allah sizi Kuran ayetleri hakkında tefekkürünüzü , cehdinizi muvaffak kılsın. Okuyan , araştıran , sorgulayan kişilere Allah doğrularını gösterecektir , yeter ki samimiyet ve ihlas olsun.
__________________ Selam Hidayete Tabi Olanlara Kur'an Senin Lehinde ve Aleyhinde Hüccettir(Müslim) |
16Haziran 2019, 21:49 | Mesaj No:36 |
Güzel temennilerin için ve icabet konusunu hatırlattığın için teşekkürler =) Sorularıma geçersek... Ben her duayı kabul edeceğine dair bir delil ortaya koyamıyorum yalnız "Kur'an'da Allah'a iman edenlerin Allah'a dua edip de Allah'ın duayı reddettiğine rastlamadım *(başkaları adına edilen dualar hariç). Bu da ettiğim dualarda bana müthiş bir cesaret ve özgüven veriyor. Neden aksine inanayım ki? Neden müminlerin dualarını Allah'ın reddedeceğine inanayım ki? Bunu bir kesin hüküm olarak söyleyemem çünkü Allah'ın her duayı kabul edeceğine dair bir beyanı yok ama bana öğüt verdiği Kur'an'da kendisine iman eden herkesin dualarını kabul ettiğini görüyoruz (başkaları adına edilenler hariç) Yüzdeye vuralım: Allah yüzde kaçını kabul etmiş kendisine edilen duaların (başkaları adına edilenler hariç) Cevap: Yüzde yüz. Bir istisna var ise Kur'an'da lütfen söyleyin. Dediniz ki: "Sonuç olarak Allah her duaya icabet eder, onu dikkate alır ama duaların bir kısmını kabul eder, bir kısmını kabul etmez, bu Allah'ın takdirine kalmış bir şeydir." Allah'ın bir kısım duaları kabul edeceğine bir kısmını reddedeceğine neye dayanarak hükmediliyor? Bir diğer sorum: Ankebût süresinin ikinci ayetine dair iki kelimeyi soracağım: Ehasibe-nnâsu en yutrakû en yekûlû âmennâ vehum lâ yuftenûn(e) Yutraku olarak geçen kelime bizdeki terk etmek mi? Ehasibe olarak geçen kelime bizdeki hesap etmek mi? | |
17Haziran 2019, 12:30 | Mesaj No:37 |
Durumu: Medine No : 6340 Üyelik T.:
19 Ocak 2009 | Öncelikle iddia sahibi siz olduğunuz için delili sizin sunmanız gerekir. Sizin iddianız " Allah kulun yaptığı bütün duaları kabul eder" Bu bir iddiadır, iddiadan da daha öte her insanın Allah'tan bir ummasıdır. Benim bu konudaki araştırmam sonucunda ise görüşüm; "Allah bütün kullarının duasına icabet eder, onları dikkate alır ama duaların kabulu ile yetki hakkı Allaha aittir ve kabul edilip edilmemesi Allahın bileceği iştir. " Bu konuda ayet geçen "Dua edin ki icabet edeyim" cümlesinde "kabul etmek" ifadesi geçmediğini belirttim. Benim tezimi destekleyen bir ayet de buldum. Yani icabet ile kabul etmek ifadesinin farklı olduğuna dair bir ayet var. "Onu doğurduğunda, Allah onun ne doğurduğunu bilirken «Ya Rabbi! Kız doğurdum. Erkek, kız gibi değildir, ben ona Meryem adını verdim, ben onu da soyunu da, kovulmuş şeytandan Sana sığındırırım» dedi."( Âl-i İmran-36) Dikkat edin ; dua eden Hz.Meryem'dir. Allah Teala , Meryem'in duasına nasıl icabet ediyor yani karşılık veriyor: " Bunun üzerine Rabbı onu güzel bir kabul ile kabul buyurdu ve güzel bir surette yetiştirdi, Zekeriyanın himayesine verdi, Zekeriyya onun üzerine mihraba her girdikçe yanında yeni bir rızk bulur, ya Meryem! bu sana nereden? derdi, o da Allah tarafından, derdi: Şüphe yok ki Allah dilediğini hesapsız rızık verir" ( Âl-i İmran-37) Ayetin metnine bakarsanız "tekabbele " ifadesi geçer ve ifadenin sonunda mefulu mutlak olarak "husnü kabul" geçer, Yani iyi bir şekilde kabul etti, yani duasını güzelce kabul etti." Demek ki "hüsnü kabul dua " kabul edilen duadır. "Hüsnü kabul olmayan dua " ise kabul olmayan duadır. BU ayet bile konuyu anlamanıza yardımcı olur. Ayrıca sizin dediğiniz gibi düşünsek yani kişinin kendisi için yaptığı her kabul edilecek mantığına sahip olan birisinin , duasının kabul edilmediğini görünce Allah hakkında hüsnü zan değil süi zan etmesine neden olmayacak mıdır? Kişi fakir ise zengin olmayı duasında istese ve zengin olamasa Kişi hasta ise , iyileşmeyi duasında istese ama hastalıktan kurtulamasa Karı kocanın çocukları olmasa , dualarında çocuk sahibi olmayı isteseler ama çocuk sahibi olamasalar İşçi , işçilikten bıkıp patron olmayı dualarında istese ama hep işçi olarak kalsa Öğrenci , çok istediği üniversiteyi kazanmayı dualarında istese ama kazanamasa vs.vs buna benzer bir çok örnekler vermek mümkün. Duaları kabul edilmeyen bu insanların Allah'a olan inançlarında bir zayıflık / şüphe meydana getirmez mi? İkinci sorunuza daha sonra açıklayacağım inş.
__________________ Selam Hidayete Tabi Olanlara Kur'an Senin Lehinde ve Aleyhinde Hüccettir(Müslim) |
17Haziran 2019, 12:30 | Mesaj No:38 |
Durumu: Medine No : 6340 Üyelik T.:
19 Ocak 2009 | HASEBE fiili ;saymak,sayış,hesap etmek , sanmak gibi anlamlara gelir ETREKE: bırakmak,terketmek anlamına gelir.Ayette meçhulu YUTREKU ifadesi kullanılıyor. Yani bırakılmak, terk edilmek anlamına gelir.
__________________ Selam Hidayete Tabi Olanlara Kur'an Senin Lehinde ve Aleyhinde Hüccettir(Müslim) |
17Haziran 2019, 20:39 | Mesaj No:39 |
"Ayrıca sizin dediğiniz gibi düşünsek yani kişinin kendisi için yaptığı her kabul edilecek mantığına sahip olan birisinin , duasının kabul edilmediğini görünce Allah hakkında hüsnü zan değil süi zan etmesine neden olmayacak mıdır?" Bir hadis geldi aklıma hüsnü zan ve sui zandan bahsedilince: "Ben kulumun zannı üzereyim. Beni nasıl tanırsa öyle muâmele ederim." Bana öğüt verdiği kitapta hiçbir duayı reddetmemiş Rahman, beni neden reddeceğini zannedeyim? Cevaplarını temel alarak maddeleyecek olursak (kendi eklemelerimi de yaparak) şu üç maddede bu konuyu toparlayabilir miyiz? 1- Allah kendisine edilen her duaya icabet eder. 2-Dilediğini kabul edip dilediğini kabul etmeme hükmü elbette onundur. Dilerse kendisine edilen bütün duaları kabul eder, dilerse reddeder. Bu konuda kesin bir hüküm ortada yoktur. Sadece bazı zanlarda bulunuruz. Hüsnü zan veya sui zan. 3-Bize öğüt olarak verilen Kur'an'da Rahman kendisine edilen bütün duaları kabul etmiştir (başkaları/kafirler adına edilenler hariç) Bu da bizim hüsnü zannımıza cesaret vermektedir. | |
18Haziran 2019, 11:46 | Mesaj No:40 |
Durumu: Medine No : 6340 Üyelik T.:
19 Ocak 2009 | Öncelikle verdiğiniz hadise göz atalım: عنْ أبي هُريرةَ ، رضي اللَّه عنْهُ ، أنَّ رسُولَ اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم قالَ : يقُولُ اللَّه تَعالى « أَنَا عِنْدَ ظَنِّ عَبْدِي بِي ، وأنا مَعَهُ إذا ذَكَرَنِي ، فَإِنْ ذَكَرَنِي فِي نَفْسِهِ ، ذَكَرْتُهُ في نَفسِي ، وإنْ ذَكَرَني في ملإٍ ، ذكَرتُهُ في ملإٍ خَيْرٍ منْهُمْ » متَّفقٌ عليهِ . Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullahsallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Allah Teâlâ şöyle buyuruyor: Ben kulumun zannı indindeyim/ katındayım.. Beni zikrettiği zaman onunla beraberim. Eğer beni yalnız başına anarsa, ben de onu yalnız anarım. Şayet beni bir toplulukla beraber anarsa, ben de onu daha hayırlı bir topluluk içinde anarım.” (Buhârî, Tevhîd 15; Müslim, Zikir 2, 19, 50; Tevbe 1) Bu hadisi bütün olarak ele almak gerekiyor. Kul Allah’ı hatırladığı zaman, Allah’ın onun yanında olacağını ifade ediyor. Allah’ı her daim hatırda tutmanın, gerek fert olarak nefsinde , gerekse toplum içinde anması / zikir etmesi gerektiğini belirtiyor. Zikir derken burada insanların bir araya gelip de “Allah , Allah , Hu , Hu “ gibi toplu zikir ritüelleri akla gelmesin. Zikir , yaptığımız işlerde “ Bu işe Allah ne der? , Allah bu konuda bizden ne yapmamızı istiyor? “ diye düşünerek amelleri Allah’ın istediği gibi yapmaktır, helalleri işlemek , haramlardan ise sakınmak, kaçınmaktır. Kişi kumar oynarken , içki içerken veya fahşa hareketler yaparken hemen aklına Allah’ın bunu yasakladığı aklına gelip de tevbe ederse ve Allah’tan af dilerse işte o zaman Allah’ı zikretmiş olur. Yoksa kişi bankadan kredi çekerken besmele çekerek , dualar okuyarak , kendince zikir ederek / tesbih çekerek krediye imza atarsa bu kişi bırakın Allahı zikretmeyi , Allah isyan etmiştir. Bu konu hakkında daha çok şeyler söylenebilir, fazla uzatmaya gerek yok. Biz asıl soruya gelelim Öncelikle ZAN nedir, Kuran zannı nasıl tanımlıyor? Zan şu anlamlara gelir: 1-Gerçeğini bilmeden ihtimal üzerine hüküm verme, bu yolda verilen hüküm, sanı. Halbuki onların bu hususta hiç bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. Zan ise hiç şüphesiz hakikat bakımından bir şey ifade etmez. ( Necm-28) 2-Şüphe, kuruntu, işkil “Ey iman edenler! Zannın çoğundan kaçının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın...” (Hucurat -12) Zan kelimesi Arapçada “YAKİN” kelimesinin zıddıdır. Fıkıh ve fıkıh usulünde zan, “Bir şeyin mahiyeti konusunda mümkün durumlardan birinin ağır basmasıyla oluşan sübjektif kanaat” anlamına gelir. Şek, zan, vehim -farklı düzeylerde de olsa- bir şeyi tam olarak bilememe, ne olduğuna kesin karar verememe durumunu ifade eder ve çoğunlukla birbiriyle bağlantılı şekilde tanımlanmıştır. Akaid konularında ZANNIN muteber olmadığı hususunda İslâm âlimleri arasında görüş birliği vardır. Fıkhın amelî konularında ise zannın muteber kabul edildiği, bu konulardaki zann-ı gālibin yakīn mesabesinde sayılması gerektiği İslâm âlimlerince yaygın kabul görmüştür. Zan, Kuranda 26 yerde geçer. Bir kaçını yazalım: “Bunların bir de ümmî (okuma yazması olmayan) kısmı vardır, kitabı bilmezler, ancak birtakım kuruntu yığınına, boş saplantılara kapılır ve zan içinde dolaşır dururlar.” (Bakara-78) “Onlar sadece zanna uyuyorlar” ( Âl-i İmran-154) “Eğer yeryüzündekilerin çoğunluğuna uyarsan seni Allah yolundan saptırırlar. Çünkü onlar sadece "zann"a uyarlar ve saçmalarlar.” (En’am -116) “Onların birçoğu zandan başka bir şeye uymaz. Zan ise haktan hiç bir şeyin yerini tutmaz. Şüphesiz ki, Allah onların ne yaptıklarını bilir.” (Yunus-36) Daha buna benzer bir çok ayet var. Kişi “Yaptığım her dua mutlak kabul edilecek “ diye anlayışta olursa ve kabul edilmezse o zaman bazı problemli sorunlar ortaya çıkması kaçınılmaz olur. Kişi Allah’tan duasının kabul edilmesini umar , Allah’tan ister ama kabul edilip edilmeyeceğini sadece Allah bilir. İnsan , dua ettiği zaman sadece dil ile yapmaz , FİİLİ DUA yapmalıdır ki duası kabul olsun. İslam alimleri duanın kabulü için bazı şartlar ortaya koymuşlardır. Ayrıca duası kabul olacak/ ted olunmayacak kimselerden hadislerde geçmektedir. Mesela: “Oruçlunun duası” “Anne-babanın, yolcunun , mazlumun” “Çok zikreden, mazlum ve adil idareci” Bu açıklamalardan anlaşıldığına göre sizin zan hakkındaki görüşünüze katılmadığımı ifade ediyorum. Allahın her duaya icabet etmesiyle kabul etmesi aynı anlamda olmadığını tekraren belirtmem gerekiyor. Zan ile aklıma Kurandan bir örnek geldi. Yahudiler , cehennemde kalmayacaklarını ve ateşin onlara az bir süre dokunacağını söylüyorlardı da Allah onlara zanlarının yanlış olduğunu söylüyordu: “Bir de dediler ki: “Bize ateş, sayılı birkaç günden başka asla dokunmayacaktır.” Sen onlara de ki: “siz bunun için Allah’tan söz mü aldınız? –Eğer böyle ise, Allah verdiği sözden dönmez-. Yoksa Allah’a karşı bilemeyeceğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz?” Evet, kötülük işleyip suçu benliğini kaplamış (ve böylece şirke düşmüş olan kimseler var ya, işte onlar cehennemliklerdir. Onlar orada ebedi kalacaklardır”.” (Bakara (2)/80-81)
__________________ Selam Hidayete Tabi Olanlara Kur'an Senin Lehinde ve Aleyhinde Hüccettir(Müslim) |
Konuyu Toplam 8 Kişi okuyor. (0 Üye ve 8 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Sorum var | elfidamı | DHBT-Hazırlık/Notlar/Özetler | 15 | 23 Şubat 2014 10:36 |
bir sorum var | Nickübra | İlahiyat Öğrencileri İçin Genel Paylaşımlar | 1 | 02 Ağustos 2013 22:32 |
ÖNEMLİ BİR SORUM VAR.. | AŞK'ÜL İSLAM | Soru Cevap Arşivi | 16 | 12 Temmuz 2013 14:54 |
bir sorum var | erkan1975 | Soru Cevap Arşivi | 4 | 12 Eylül 2010 20:58 |
BİR SORUM VAR !.. | AŞK'ÜL İSLAM | Soru Cevap Arşivi | 30 | 19 Temmuz 2009 22:53 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|