|
Konu Kimliği: Konu Sahibi MERVE DEMİR,Açılış Tarihi: 08 Nisan 2009 (09:19), Konuya Son Cevap : 06 Mayıs 2014 (18:12). Konuya 9 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
08 Nisan 2009, 09:19 | Mesaj No:1 |
Futbol düşkünlüğü bir mümine yakışır mı? Futbol düşkünlüğü bir mümine yakışır mı? Müslümanlar'ın futbol düşkünlüğünü nasıl değerlendirirsiniz? Futbol düşkünlüğü bırakın şuurlu bir Müslüman'ı hiç bir insana yakışmıyor Bazı Müslümanlar maalesef zahiren basit gibi görünen fakat genel manada düşünüldüğünde çok büyük bir yıkıma sebeb olan futbol düşkünlüğünü kendilerine yakıştırırken şuurlu ve Müslümanları sömürmek fikrinde olanlar, bir dakikasını dahi futbola ayırmamaktadır Gerek futbol gerekse de buna benzer diğer eğlence vasıtaları, gayri İslami tv proğramları insanları düşünmekten alıkoyan, beynini uyuşturan sömürü vasıtalarıdır Çok basit bir hesapla ülkemizde bir insan ortalama kaç saatini futbola ayırır diye soracak olsak yaklaşık iki saat belki daha fazla Bu gerek fotbol izleme, gerek spor haberlerini takip, gerekse de arkadaşlar arasında futbol üzerine yapılan konuşmalar olsun Bu insanlar iki saat futbola ayırmak yerine iki saat kitap okusaydılar her halde bugün ülke olarak farklı bir yerde olurduk Dünyada kitap okuma sıralamasında maalesef çok gerilerde yer alıyoruz Yapılan araştırma sonuçlarında kitap okuma oranı olarak en fazla kitap okuyanlardan, bir Japon yılda ortalama 25 kitap okurken, en alt sıralarda yer alan ülkemizde altı Türk yılda ortalama bir kitap okuyor Bu duruma gülmek mi ağlamak mı gerekir? Dinimiz israfı yasaklamıştır İsrafın en büyüklerinden birisi de zaman israfıdır İnsanın en önemli semayesi hayatıdır Halife Hazret-i Osman zamanında Medine’de güvercin merakı alıp yürüdüğünden bahsedilince, durumu tahkik ettiren Hazret-i Osman, derhal yasak koymuş, güvercinle uğraşmayı faydasız işle faydalı zamanı imha etmek olarak izah ederek zaman israfçılarını cezalandırmıştır Futbolun dünyevi zararları çok olduğu gibi uhrevi yönden de insanı hasaret içerisinde bırakacağı kesindir Kısacık dünya hayatında faydasız boş işlerle ömrünü geçirenler sonsuz bir hayatta bu boşa geçirdikleri vakitler için çok büyük hüsran içerisinde bulunacakları muhakkaktır Asr suresinde Allah-u Teala zamana yemin etmekte ve şöyle buyurmaktadır: 1 – Ye*min ede*rim za*ma*na 2 – İn*san*lar hüs*ran*da 3 – An*cak şun*lar müs*tes*na: İman edip mak*bul ve gü*zel iş*ler ya*pan*lar, Bir de bir*bir*le*ri*ne hak*kı ve sab*rı tav*si*ye eden*ler İnsanın ömrü en kıymetli sermayesidir Ne kazanacaksa onunla kazanacaktır O ömür ise dehir (zaman)den biz cüzdür Onunla akmaktadır Hatta insan için zaman ömründen, hatta ömrünün içinde bulunduğu anından ibaret değildir Kârsız geçen her an, o güzel sermayeden heder edilen bir ziyan, bir hüsrandır Bununla beraber senelerce kaybedilen bir ömür, içinde bulunduğu son bir lahzada kendisine ebedî cenneti kazandıracak güzel bir iş yapmaya muvaffak olabilirse, geçen bütün kayıpları telafi ederek o zarardan kurtulmuş ve o insan için en şerefli şey ve bütün zaman ve lahzadan ibaret olmuş olur Bu sayede insan, ömrünün içinde bulunduğu her saniyesini fırsat bilerek, onunla geçirmiş olduğu fırsatları kaza ile telafi etmeye bir dereceye kadar imkan bulur Nitekim "Ve o, öğüt almak veya şükretmek isteyenler için gece ile gündüzü birbirlerini izler yaptı" (Furkan, 25/62) buyurulmakla ona işaret edilmiştir Böyle vaktinin kıymetini bilmek mânâsınadır ki, mutasavvıflar, "Sofî, ibnü'l-vakt (vaktin oğlu) olmalıdır, yani ömrünün ve özellikle fiilen içinde bulunduğu vaktin kıymetini bilmeli ve onunla yarın ahireti için ne kâr, ne hayır edebilmek mümkün ise onu kazanmaya çalışmalıdır, demişlerdir Nasıl ki bugünün yarını yoktur, diye ahirete inanmayanlar da tersine dünya zevkini sürerek gönüllerince kâm almak için "Gün bugündür, saat bu saattir, ne yapacaksak şimdi yapmalıyız" diyerek, ne olursa olsun vaktine uyup, çıkarını gözetme mânâsına "İbnü'z-zaman" (zamanın oğlu) olmak, zaman geçince onunla beraber geçip gitmek isterler Maksatları farklı olmakla beraber ikisi de: "Öğren rüsum-ı asrı, lisan-ı zamaneyi, Bak tab-ı nasa vakte münasip tekellüm et" "Öğren asrın âdetlerini, zamanın dilini Bak insan tabiatına, zamana uygun konuş" demekten hoşlanırlar Çünkü vakit gerek kazanmak, gerek tüketmek, gerek kâr, gerek zarar için kullanılacak iş zamanıdır İşte vakit böyle bir fırsat ve ömür bütün anlarıyla böyle kâr ve zarara maruz bir sermaye ve zaman böyle bir taraftan tükenmek, bir taraftan artmak üzere bulunan nimetlerin asıllarından bir nimet olmak hasebiyle vakit ve zamanın kadrini takdir ile ömrün kıymet ve mahiyetine dikkat nazarını çekmek için asra yemin edilmesinde mühim mânâlar vardır SİE | |
Konu Sahibi MERVE DEMİR 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN ülke tv Canlı... | Videolar/Slaytlar | Medine-web | 1 | 2913 | 23 Ağustos 2013 00:41 |
İran Emperyalizmi | Makale ve Köşe Yazıları | Medine-web | 6 | 3662 | 26 Ocak 2013 22:53 |
gerekli gereksiz bir şiir.. | Makale ve Köşe Yazıları | MERVE DEMİR | 0 | 3306 | 06 Aralık 2012 10:48 |
olmamış kayınbiradere mektup :) | Komik Paylaşımlar | Allahın kulu_ | 10 | 7878 | 03 Kasım 2012 23:19 |
İslamın kurtuluşu bilinçlenme ile mümkündür | Makale ve Köşe Yazıları | Esadullah | 11 | 7353 | 02 Ekim 2012 21:16 |
04 Mayıs 2014, 19:42 | Mesaj No:2 |
Durumu: Medine No : 40187 Üyelik T.:
20 Mart 2014 | Cevap: Futbol düşkünlüğü bir mümine yakışır mı?
Değerli bir abimiz şöyle derdi top sevdası peşinde olanlara: Bir derinin peşinde onbir deli,onbir delinin ardından milyonlarca zır deli.... bilmem ne kadar katılırsınız ama uyutma politikası en güzel çalışan futboldur..
__________________ Ben sizi Allah’ın kitabına ve Resulü’nün sünnetine çağırıyorum: Gerçekten sünnet öldürülmüş ve bidat diriltilmiştir.Hz.Huseyin |
05 Mayıs 2014, 22:24 | Mesaj No:3 |
Durumu: Medine No : 22593 Üyelik T.:
07 Aralık 2012 | Cevap: Futbol düşkünlüğü bir mümine yakışır mı? FUTBOLA MÜSLÜMANLARIN BAKIŞI NASIL OLMALIDIR ? Konuyu en azından üç yönüyle ele alıp değerlendirmek mümkündür : 1. Futbol oynamak 2. Futbol oyununu seyretmek, ya da takım tutmak 3. Futbolu bir hükümet politikası ya da bir din haline getirmek. l. Futbol oynamak: Bu konuda önce şu hadisi şerifleri hatırlamamız yararlı olur: "Üçü hariç, müslümanın her türlü eğlencesi haramdır. Hanımıyla oynaşması, atını eğitmesi ve atış yapması" (Tirmizî, fedâilü`l-cihad 11; Ibn Mâce, cihad 19; Darimî, cihad 14; Ahmed IV/l44,148; krs. Ibn Abidin IV/395.). "Melekler atıcılıktan başka hiç bir eğlencede hazır bulunmazlar" (Ibn Abidin IV/404 ) "Allah`a taattan alıkoyan her eğlence batıldır" (Buharî, istizan 52). Birinci hadisi şerife dikkat edilirse meşru eğlencede bulunması gereken üç özelliğe işaret ettiği görülür. a. Kişinin evine huzur ve neşe temin etmesi. b. Hayatla ya da düşmanla vereceği mücadele için gereç (alt yapı) tedarik etmesi c. Hazırladığı gereçleri kullanma eğitimi yaparak bu mücadeleye bizzat hazırlanması. Islam`da abesle iştigal olamayacağına göre, caiz görülebilecek spor ve eglencenin de öncelikle bu özellikleri ya da birini taşıyor olması gerekir. Diğer hadisler de bu manayı tamamlayıcıdır. Bunu futbola uygularsak o; (Eğer evde ya da tenha bir yerde beraber oynamıyorlarsa) hanımıyla oynaşmak ve mücadele araçlarının temini anlamı taşımadığına göre, geriye sadece mücadeleye hazırlanmak özelliği, yani kişinin kendisini zinde ve sağlıklı tutma gayesi kalıyor. Bir diğer ifade ile, futbol vücudun ihtiyacı olan spor gayesi ile yapılır ve başka mahzurlar da ihtiva etmezse mübah (helâl) bir eğlence sayılabilir. Başka mahzurlar şunlar olabilir : Futbolu spor ihtiyacından fazla oynayarak hem faydalı şeylerle değerlendirebileceği zaman nimetini, hem de yine yararlı işlerde kullanabileceği enerji (güç, kuvvet) nimetini israf etmek. (Bilindiği gibi, israf her çesidi ile haram kılınmıştır). Oyun sebebiyle ibadetlerini aksatmak, oyun sebebiyle dünyevi ödevlerini aksatmak ve bakmak zorunda olduğu fertlere karşı görevlerini ihmal etmek. Oynarken giyeceği elbiselerde avret sınırına riayet etmemek. Futbolu bir kazanç aracı olarak görmek ve uygulamak... Bu ve buna benzer mahzurlar futbol oynamayı, mahzur olma derecelerine göre, mekruh ya da haram hale getirmiş olurlar. böyle mahzurlar olmaksızın futbol oynamakta bir beis olmayacağı gibi bazan sevimli ve istenen (mergub) bir spor dahi olabilir. Ancak bugünkü şekliyle futbol bir spor değildir. Çünkü oynayanlar onu vücudu güçlendirmek için oynamamakta, seyredenler ise hiçbir hareket yapmamaktadırlar. 2. Futbol oyununu seyretmek ya da takım tutmak : Bu konuda da oynanmasına bağlı olarak değişik hükümler düşünülebilir. Yukarıda sözü edilen mahzurlar varsa, futbolun oynanması gibi seyredilmesi de derece derece mahzurlu olabilir. Seyretmekle spor yapmak gibi bir gaye olamayacağından seyretmenin faydalı ve güzel olma ihtimalı daha azdır. Ancak oynayan tarafların birinin yenme ya da yenilmesinden fazla etkilenmeyecek birisi için seyretmek, olsa olsa bir nebze dinlendirici olabilir ve dinlendirici olduğu ölçüde de mahzursuz olur. Herhangi bir tarafın diğerine galip gelmesini arzulamak ise, en büyük arzusu bu olmadıktan sonra, fitri bir duygudur ve bir dereceye kadar normaldır. Ne var ki, futbol seyretmekteki mahzurlar, oynamaktaki mahzurlardan genellikle daha fazladır. Futbol seyretmekteki faydalar genellikle oynamaktaki faydalardan daha azdır da diyebiliriz. Hele günümüzde futbol seyretmek, daha doğru ifadesiyle takım tutmak ve taraftar olmak (Çünkü böyle olmayan insanlar seyretmekten de zevk almazlar) bir heyecan ve tutku halini almış ve insanlardaki müteal (aşkın) heyecanların yerini işgal eder olmuştur. Bu ise dinle eşanlamlıdır. Çünkü din her hangi bir şeyi, ilah edinmedir. Ilah edinme ise, herhangi bir güce gönüllü ve kayıtsız şartsız boyun eğme demektir. Buna göre bir fert, meselâ bir futbol takımını her şeyden önde görüyor; canına, malına, aklına, ırzına, dinine gelen zarardan ziyade takımının mağlubiyetine üzülüyorsa, aksiyle; takımının başarısına diğerlerindeki salahtan çok seviniyorsa, o takım onun için bir din halini almıştır ve böyle bir insanın oluşumu, itikaden tehlikededir. Bugünde zaten futbol yeni bir dünya dini olarak görülmektedir. Adına din denmese dahi futbol bu haliyle bir fonksiyonu görmektedir. Nitekim bazı maçlarda "Haftada bir sana tapınmaya geliyoruz" ibareleri dahi duyulur olmuştur. "En büyük ABC, başka büyük yok" ibaresi tevile muhtaç bir ibaredir. Bununla nisbi bir büyüklük kastedilmiş ve "takımlar arasında en büyük" anlamında söylenmişse bunda bir mahzur olmayabilir. Ama takımına karşı duyduğu coşku ve heyecanla bunu mutlak anlamda söylüyorsa, ya da o anda takımını gerçekten tüm varlıklar içerisinde en büyük olarak hissediyorsa bu da itikaden tehlikeli bir noktadır. Coşkunun sarhoşluğu ile alel-itlak söylenmişse belki tevil edilebilir, ama Allah`ı da (c.c.) hesaba katarak söylenmişse küfür olur ve her şeyi altüst eder. 3. Futbolu bir hükümet politikası ya da bir din haline getirmek: Işin bu yönü "hükümetlerin hükümet etmeye" devam arzusuyla, hatta bazan devletin temel nizamıyla ilgili olabilir. Bu durum insanlardaki din ihtiyacını ve onun herhangi bir yolla mutlaka giderilmesi gerektiğini de anlatır. Insanların ihtiyaçları sadece fiziki değildir, manevi ihtiyaçları da vardır ve din bunların başında gelir. Fiziki ihtiyaçlardan mesela D vitamini eksikliğinde kemik hastalığı, B vitamini eksikliğinde göz hastalığı, saç dökülmesi olursa, manevî ihtiyaçların giderilmemesi halinde de bir takım ruh ve sinir hastalıkları zuhur eder. Insanlar nihilizme ve anarşiye meylederler, düzen tanımazlık ve anomi baş gösterir, bu da mevcut hükümetler, hatta rejimler için tehlikeli boyutlara varabilir. Tıpkı gerekli proteini almayan tavukların kendilerini yemeleri gibi, insanlar da birbirlerini yemeye başlarlar. Sonunda da hükümetlerin, hatta rejimlerin de başını yiyebilirler. Bu noktada Franko`nun, "Futbol sayesinde ülkeyi on beş yıldır idare ediyorum" sözü çok anlamlıdır. İşte böyle kötü sonuçlara meydan vermemek için hükümetler insanların manevi boşluklarını bu tür yapma dinlerle doldurmaya ve hükümetlerini ya da rejimlerini biraz daha sürdürmeye çalışırlar. Çünkü açlık hisseden bir bebek yalancı meme ile de bir süre oyalanabilir. Daha sonra yalancı memenin yerini bir başka oyuncak alır ve oyalama alabildiğince uzatılmak istenir. Peki neden bu ihtiyaç ana sütü yerine yalancı meme ile karşılanmaya çalışılır? Ya da manevî ihtiyaçlar fıtrat dini ile değil de yapma dinlerle giderilmek istenir ? Bu sorunun cevabı da açıktır. Her düşünce sisteminde önemli olan iktidarın başkalarına kaptırılmamasıdır. Yapma dinlerle oyalanmayıp, hiçliğe ve anarşizme kayan gençlik; kurulu sistemler için tehlike olduğu gibi, fıtrat diniyle beslenen gençler (bireyler) de tehlikedir, önemli olan, sistemin devamı olduktan sonra ona da imkân verilmemelidir. Düşünen insanlar için futbolun ve benzer etkinliklerin bu yönü, diğerlerinden daha önemlidir. Bu noktada kafa yanılırsa, devletlerin spora trilyonlar harcaması, radyo ve televizyon programlarının saatlerini ayırması kendileri açısından haklı ve zekice (akıllıca değil) bir tutum olduğu anlaşılmış olur. Kimseden futbol yerine, gerçek dinî teşvik edipte başına bela alması beklenmemelidir. Önemli olan bireylerin (fertlerin) avunuyor olması değil, sistemlerin sürmesidir. Ama ne zamana kadar ? Allah bilir. Yalancı meme ile susturulan çocuk, bir süre sonra ya baygın düşer, ya da öyle bir çığlık atar ki, kendini avutanların kulak zarlarını patlatır. Ya da, fertler veya sistemler... sorularla islamiyet alıntıdır
__________________ Allah’ım! Senden; Seni sevmeyi, Seni sevenleri sevmeyi ve Senin sevgine ulaştıracak amelleri sevmeyi dilerim. Allah’ım! Senin sevgini bana canımdan, ailemden ve soğuk sudan daha sevimli kıl! |
05 Mayıs 2014, 22:55 | Mesaj No:4 |
Cevap: Futbol düşkünlüğü bir mümine yakışır mı? Biri futbol mu dedi? Yaşasın... Şaka bir yana, futbola ben bir büyü olarak bakıyorum... Kitleleri etkisi altına alan, bazen kardeşi kardeşe düşüren, en yakın dostları bile birbirine düşman eden, maça giderken savaşa gider gibi döner bıçaklarıyla giden... Saymakla bitmez... Büyülenmeyen birisi bunların hiç birini yapmaz... Bu bir İngiliz büyüsü...
__________________ Hay'dan gelir, Hu'ya gideriz. | |
06 Mayıs 2014, 12:47 | Mesaj No:5 |
Durumu: Medine No : 42248 Üyelik T.:
28 Nisan 2014 | Cevap: Futbol düşkünlüğü bir mümine yakışır mı? Açıkçası bende futbol oynamayı ve izlemeyi çok severdim ancak geçen sene ki bir derbide olay çıkınca çok şükür kendime geldim ve çok şükür ne için yaşamam gerektiğini tekrar hatırladım ve şu anda futboldan nefret ediyorum... Maalesef günümüzde futbol amacı dışına çıkarılıp adeta bir din haline getirildi Stadlara mabed deniliyor isyan dolu marşlar yazılıyor mesela "bir tarif yok bu sevdaya sevmek değil ibadet bu adeta ne şampiyonluk umrumda ne kupa şanlı ....... senin aşkın bir başka" Ayrıca insanlar futbol yüzünden birbirine giriyor tartışmalar, kavgalar hatta ölümler oluyor o kavga edenler, birbirini yaralayanlar; sahada ki 22 adamın veya o takımın yöneticilerinin hiç umrunda bile değil bunu biliyoruz ama yine de devam ediyoruz Allah sonumuzu hayır etsin İnşAllah... saygı ve sevgilerimle
__________________ بير كون موتلاكا |
06 Mayıs 2014, 13:48 | Mesaj No:6 |
Durumu: Medine No : 6340 Üyelik T.:
19 Ocak 2009 | Cevap: Futbol düşkünlüğü bir mümine yakışır mı? Mümin bir kişiye, futbol fanatikliği,tarafgirliği yapmak Mümin bir kişiye, sigara içmek Mümin bir kişiye, dar elbiseler giymek Mümin bir kişiye, sokakta , insanların içinde lakayt olmak Mümin bir kişiye, kumar oynamak Mümin bir kişiye, insanları rahatsız etmek Mümin bir kişiye, şans oyunları oynamak Mümin bir kişiye, tesettüre riayet etmemek Mümin bir kişiye, gayri islami ortamlarda bulunmak Mümin bir kişiye, kul hakkı yemek Mümin bir kişiye, yalan söylemek Mümin bir kişiye, cahillerden olmak Mümin bir kişiye, sözünde durmamak Mümin bir kişiye, yeminlerini bozmak Mümin bir kişiye, başkalarına zulüm etmek Mümin bir kişiye, iyilik tavsiye edilince yapmamak Mümin bir kişiye, ibadetlerinde riya, gösteriş yapmak Mümin bir kişiye, tecessüs -casusluk yapmak Mümin bir kişiye, başkalarının kusurlarını araştırmak Mümin bir kişiye, böbürlenmek Mümin bir kişiye, kibirlenmek Mümin bir kişiye, yaptığı iyiliği başa kalkmak Mümin bir kişiye, yaptığı tebliğden çıkar elde etmek Mümin bir kişiye, zalimlerden taraf olmak Mümin bir kişiye, mazlumlara , fakirlere sırt çevirmek Mümin bir kişiye, Allah'ın ayetlerinden menfaat karşılığında satmak Mümin bir kişiye, Peygamberin sünnetlerini hafife almak Mümin bir kişiye, Alimlere saygısızlık etmek Mümin bir kişiye, bilmediği konularda ahkam kesmek Mümin bir kişiye, particilik, mezhepçilik, dernekçilik, vakıfçılık, grupçuluk yapmak ........ ....... YAKIŞMAZ
__________________ Selam Hidayete Tabi Olanlara Kur'an Senin Lehinde ve Aleyhinde Hüccettir(Müslim) |
06 Mayıs 2014, 13:56 | Mesaj No:7 |
Durumu: Medine No : 22593 Üyelik T.:
07 Aralık 2012 | Cevap: Futbol düşkünlüğü bir mümine yakışır mı?
Allah razı olsun Hocam bunlardan birçoğu (şans oyunları oynamak , tesettüre riayet etmemekyaptığı tebliğden çıkar elde etmek ,zalimlerden taraf olmak , mazlumlara , fakirlere sırt çevirmek.. gibi) biz müminlerin dilinden düşmezken futbol konusu pek gündeme gelmiyor oysa ki Rabbimizden uzaklaştıran herşey mümin için sakıncalı ve yasakuzgn acaba burada fanaktikliği ve bağımlılığı ele alarak futbolun da tağut kavramı içerisine girdiğini söylemek mümkün olur mu?
__________________ Allah’ım! Senden; Seni sevmeyi, Seni sevenleri sevmeyi ve Senin sevgine ulaştıracak amelleri sevmeyi dilerim. Allah’ım! Senin sevgini bana canımdan, ailemden ve soğuk sudan daha sevimli kıl! |
06 Mayıs 2014, 15:03 | Mesaj No:8 |
Durumu: Medine No : 6340 Üyelik T.:
19 Ocak 2009 | Cevap: Futbol düşkünlüğü bir mümine yakışır mı?
Futbol oynamak tuğyan, tağutluk olarak kabul edilmez. Neticede futbol bir spordur, oyundur. Futbol ne zaman harama döner? Futbol, kişiyi Allah'a ibadetten,namazdan,oruçtan vs.den alıkoyarsa Futbol, kişiler arasında çatışma olursa, kavga olursa Futbol, kişiler arasında kumar aracına dönüşürse( yani yenilen şu kadar para verecek gibi) o zaman oynamak caiz olmaz. Günümüzde futbolu sadece bir spor olarak ele almak zordur. Futbol adı altında bir çok gayri islami hadiseler cerayan ediyor. Lotosuyla-totosuyla bir kumar aracı haline gelmiştir. İnsanları uyutmanın bir yöntemi haline gelmiştir. Bu açıdan bakıldığında futbol tağut konumuna yerleşiyor. Sistem, kurum olarak tağuttur ama oyun , spor olarak tağut vasfında değildir
__________________ Selam Hidayete Tabi Olanlara Kur'an Senin Lehinde ve Aleyhinde Hüccettir(Müslim) |
06 Mayıs 2014, 15:17 | Mesaj No:9 |
Durumu: Medine No : 42248 Üyelik T.:
28 Nisan 2014 | Cevap: Futbol düşkünlüğü bir mümine yakışır mı? Futbol tağut kavramı içine giriyor mu? Aslında gerçekten bunu ciddi bir şekilde konuşmak lazım Çünkü futbol bir bakıma insanı Allah’a ibadetten alıkoyuyor, insanların beynini yıkıyor ve hatta insanları birbirine düşürüyor. futbol yüzünden zamanında maalesef saçma sapan şeyler yapmış biri olarak bunu söyleyebilirim...
__________________ بير كون موتلاكا |
06 Mayıs 2014, 18:12 | Mesaj No:10 |
Durumu: Medine No : 32854 Üyelik T.:
30 Ekim 2013 | Cevap: Futbol düşkünlüğü bir mümine yakışır mı?
Ah şu futbol,harbiden çok sıkıcı bir durum...nasıl bunu seviyorlar bu kadar anlamıyorum...ama maalesef bizim evde de fanatikler var,özellikle abim :(
__________________ Beni almadan gidiyor ömrüm... |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Kadına en çok ne yakışır? | Futbolcu | Tebessüm-Mizah Alanı | 3 | 19 Ekim 2020 16:43 |
İnsana ne yakışır? | YaŞuHa | Soru Cevap Arşivi | 19 | 04 Mayıs 2014 18:24 |
Futbol Dini... | bilinmez | Videolar/Slaytlar | 0 | 29 Ekim 2012 12:57 |
Futbol dini !.. | Arın | Serbest Kürsü | 2 | 22 Mayıs 2009 17:51 |
Arapça Futbol Terimleri:) | NUR | Genel Arapça | 4 | 19 Kasım 2008 13:37 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|