Karıncalar gibi çalışan insanlar karıncalardan kötü örnek mi alıyorlar

[MERVE DEMİR]

Karıncalar gibi çalışan insanlar karıncalardan kötü örnek mi alıyorlar

Karıncalar insanlığa kötü örnek mi oluyor ?

Açlığın, sefaletin, geri kalmışlığın nedenlerini tembellikte arayan toplum mühendislerine bir itirazımız olacak



Muhammed Said

Karınca hırsı;

Milyonlarca üyeli koloniler halinde yaşayan karıncaların insanlar üzerinde bıraktığı en büyük etki şüphesiz çalışkan olmalarıdır Çalışkanlıkları bir yana daima biriktirirler, stok yaparlar Karıncaların bu özelliğini sevemedim bir türlü! Büyük bir hırsla durmadan çalışacaksın ve sürekli depolayacaksın! Dünyadaki savaşların asıl nedeninin bu depolama ve stok sevdasından ve hırsından kaynaklandığını düşünüyorum Devletlerin büyük bir hırsla diğer devletlerin madenlerini, azıklarını sırtlayıp evlerine götürme azimlerini ve bu uğurda verdikleri mücadeleleri bakacak olursak pek de yanılmış olmayız

Koskoca insanlığın 10-20 gr ağırlığındaki küçücük karıncalardan esinlenerek “biriktirme” uğruna savaşlar başlatıp, sömürgeler oluşturması gibi akla-mantığa uygun düşmeyen bir düşünce biçiminin ikna ediciliği ne kadardır bilinmez ama bilinen ve görülen bir şey var ki; karıncaların kendilerinin bilmem kaç katı ağırlığındaki azıkları durmadan evlerine götürmeleridir İnsan ister istemez bir bağlantı kuruyor işte!

Günümüzde devletler diğer devletlerin paylarına düşeni büyük bir azimle ellerinden almaktadırlar Kendi payına düşene razı olmamakla alakalı bir durumdur bu Halbuki herkes kendi payına düşene razı olsa, kendilerine verilenle yetinse, depolamasa, stok etmese eminim bir çok engel ortadan kalkacaktır

Çözüm; tembellik

Devletlerin karınca misali malı, mülkü, madenleri, azıkları vs depolama hırsları dünyada büyük bir huzursuzluğun ortaya çıkmasına neden olmaktadır Bu durumda paylarına düşene uzanamayanların ve aç kalanların sayısı da gün geçtikçe artmaktadır Hep bu karıncalar yüzünden! Karıncalar gibi çalışma azmini ve hırsını bırakıp “tembel” olmalıyız Dostoyevski’nin demesi gibi şaka değil! Tembellik bir unvan, bir makam hatta bir gelecek vaat ediyor bizlere! Üstelik “tembellik” gibi bir ekol eklenmiş olacak felsefe literatürümüze

İnsanların tembelleştikçe, savaşların azalacağına, gelir dağılımındaki adaletsizliğin ortadan kalkacağına, açlığın, sefaletin, geri kalmışlığın ortadan kalkacağına emin olabilirsiniz Yapmanız gereken şey çok basit; çalışarak biriktirmeyi bırakacaksınız ve ayaklarınızı uzatıp yatacaksınız!( La Fontein’in Ağustos böceğiyle karıştırılmasın…)

Böylelikle karınca gibi çalışan, mal, mülk, servet edinen, stok yapan düzene karşı “yatmakla” insanlık tarihinin en büyük protestosunu gerçekleştirmiş olacaksınız

Açlığın, sefaletin, geri kalmışlığın nedenlerini tembellikte arayan toplum mühendislerine bir itirazımız olacak, bütün bunların nedeninin çok çalışanlardan kaynaklandığının bilinmesini istiyoruz Kendi paylarına düşeni razı olmayarak depolama hırsı ve sevdasına kapılarak insanların açlığa, sefalete mahkûm olmalarına neden olmuşlardır Çalışkanlığın böyle bir duruma neden olduğunun altı çizilmelidir

Yatmakta olanın sebep olacağı en fazla ne olabilir ki? Zararsız, kendi halinde, verilenle yetinen, hırsı olmayan, biriktirmeyen iyi insanlardır onlar!

Tarih bize hep çok çalışkanların erdemliliğini, tembellerinse hantal, işe yaramaz, beceriksiz olduklarını telkin etti Tembelliğin ne büyük bir saadet ve gelecek olduğu hep gözardı edildi

Çalışarak zengin olunabilir, çalışarak iktidar olunabilir, çalışan kazanır, kaybetmez vs Tembellik hep gülünç kaldı ve ayıp sayıldı

Her gün değişen, yenilenen bilgiler, üretilenler, olanla yetinmeyip daha fazla mal, mülk, servet, azık isteyen ve karınca gibi çalışanların dünyasında yaşamak durumunda bırakılmışız

Yatmanın, bu yüzyılın ne büyük bir eylemi olduğunu bilenlere selam olsun
Kaynak: fikritakip