Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.MEDİNEWEB FORUM DİNİ KONULAR.::. > Muhtelif Dini Konular > Soru Cevap Arşivi

Konu Kimliği: Konu Sahibi MERVE DEMİR,Açılış Tarihi:  09 Nisan 2009 (09:46), Konuya Son Cevap : 09 Nisan 2009 (09:46). Konuya 0 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 09 Nisan 2009, 09:46   Mesaj No:1
Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:MERVE DEMİR isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 5587
Üyelik T.: 05 Aralık 2008
Arkadaşları:14
Cinsiyet:
Memleket:İstanbul
Yaş:35
Mesaj: 2.537
Konular: 2038
Beğenildi:116
Beğendi:0
Takdirleri:270
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Evren yaratılmadan önce Allah ne yapıyordu

Evren yaratılmadan önce Allah ne yapıyordu

Bu sorunun temelinde "zaman" ve "ezel" kavramlarının yanlış değerlendirilmesi yatmaktadır İnsan zaman ve mekân içerisinde yaşadığı için her hâdise ve hakikati zaman ölçüsüne göre değerlendirmekte ve ezel kavramını da zaman içinde düşünmekle yanlış bir kıyas yapmaktadır İşte yukarıdaki soru böyle bir yanlış kıyasın mahsulüdür

"Zaman", mahlûkatın yaratılması ile başlayan ve içerisinde "olaylar zincirinin birbirini takip etmesi", "mahlûkatın birbiri ardınca akıp gitmesi" gibi hadiselerin cereyan ettiği mücerred bir kavramdır Bütün mahluklar, bu zaman nehrinin içerisinde daima hareket, seyr ve akıp gitmektedirler Mevcudatın yaratılması, değişimi, yaşlanması ve ölümü hep bu nehir içerisinde cereyan eder

"Geçmiş, şu an ve gelecek" olmak üzere üçe ayrılan zaman, bir nisbî yani göreceli bir ifadedir Yaşadığımız an, bir an öncesine göre gelecek idi, bir an sonrasında ise geçmiş olarak isimlendirilecektir Bu ve benzeri bütün nisbetler ve izafetler mahlûkata göredir Yâni, "asır, sene, gün, dün, bugün, yarın" ancak mahlûkat için söz konusudur

Ezel'e gelince, ezel zaman itibariyle bir sonsuzluk demek değildir

Ezelde "geçmiş, şu an, gelecek, mekân ve mahlûk" yoktur Zihin ezel hakkında bir zaman silsilesi tasavvur edemez Zaman "devir, asır, yıl, ay, gün, saat, saniye, an" gibi birimlere taksim edildiği halde, ezel için böyle bir taksimat yapılamaz Ezel için bir başlangıç noktası da tasavvur edilemez
Ezel, mutlak varlığın ancak mekân ve zamandan münezzeh olan Allah’a mahsus olmasından ibarettir Bu gerçeği, Peygamber Efendimiz (asm) "Allah vardı; beraberinde başka birşey yoktu"(1) hadîsi ile beyan buyurmuştur

O halde Cenâb-ı Hakk'ın ezelî olması demek, O'nun kıdemi demektir Yâni, “yegâne bir, tek bir" olan O Vâcib-ül Vücud'un “evveliyetine bir başlangıç olmadığı” manasınadır

Cenab-ı Hakk’ın ezeliyeti, devam ve bekası hâdiselerin zaman içerisinde akışı şeklinde düşünülemez O’nun kıdem ve bekâsı hakkında zaman, boyut, silsile, geçmiş zaman, şu an ve gelecek söz konusu değildir Öyleyse, zaman kavramı maziye doğru hayâlen ne kadar uzatılırsa uzatılsın Cenâb-ı Allah'ın ezeliyeti ile mukayese edilemez Zamanın başlangıcından geriye doğru hayâlen gitsek ve şu kâinat gibi milyarlarca kâinat daha yaratıldığını düşünsek bu hayâli ve vehmî zaman yine Cenâb-ı Hakk'ın ezeliyeti ile beraber olamaz ve O'nunla kıyasa girmez Zira, böyle bir mukayese, Kadîm'i (evveli olmayanı) hâdis (sonradan yaratılan) ile, mahlûku Hâlık ile, sonu olanı, sonsuzla mukayese etmek demektir

Bu açıklamalardan anlaşılacağı gibi; Cenâb-ı Hak Kadîm'dir, ezelîdir; zaman ise mevcudatın yaratılması ile başlamıştır Mevcudat yaratılmadan önce zaman yok idi ki, Allah hakkında böyle bir soru sorulabilsin

Bu soru ancak şöyle sorulabilir:
"Ezelde Allah vardı O'nunla beraber hiçbir şey yoktu O halde ezelde Allah ne yapıyordu?"

Bu soruya cevap vermeden önce şunu ifade edelim ki, ezelde bir şey yapmak Cenâb-ı Hakk'a -hâşâ- vâcib olmadığı gibi, birşey yapmamak da O'nun için bir noksanlık değildir Zira O, mahlûkatı yaratmasa da sonsuz kemâldedir Yâni, mevcudatı yaratmakla kemâlinde bir artış, yaratmamakla da bir noksanlık olmaz

Bu kısa açıklamadan sonra, söz konusu soruyu iki maddede cevaplandıralım:

1) Cenâb-ı Hak ezelde, kendi Zâtını, ulûhiyyetine mahsus izzet ve azametini, cemâl ve kemâlini bizzat müşahede ediyordu Kudsî Zâtını ulûhiyetinin şanına uygun bir surette hamd, tenzih ve takdis ediyordu

Allah’ın zâtını kemâli ile bilmek ancak O'na mahsus olduğu gibi, kendisini kemâliyle takdis ve tahmid etmek de yine O'na mahsustur

Marifetullah'ta en ileri mertebede olan Peygamber Efendimiz (asm) mi'râc mucizesi ile Allahü Azîmüşşân'ı bizzat gördüğü halde O’nu hakkıyla bilmek ve lâyıkıyla takdis ve tahmid etmekteki aczini şöyle itiraf etmiştir:

"Seni noksan sıfatlardan tenzih ederim Ben seni lâyıkı vechi ile bilemedim Sana hakkıyla şükredemedim … "(2)

Diğer bir hâdis-i şeriflerinde ise "Sen kendini sena ettiğin gibisin" buyurmuştur(3)

2) Cenâb-ı Hak mukaddes varlığına, kudsî sıfatlarına ve esmâ-i İlâhiyesine tecelligâh olacak eşyanın hakikatlarını, mahiyetlerini, plân ve programlarını, manevî miktar ve suretlerini ezelde dâire-i ilminde takdir ve müşahade etmekteydi (*)

O Zât-ı Zülcelâl, lütuf ve keremi ile dâire-i ilmindeki bu mahiyetlere harici vücud giydirmeyi irâde buyurdu Ve "kün" emrini verip mevcudatı halk etti Bu halk ve icad mahlûkat için bir ihsan, lütuf ve ikram idi Yoksa, mahlûkatı yaratmakla O Zât-ı Akdesin kemâlinde bir artış olmamaştı

Şu hususu önemle belirtelim ki, Cenâb-ı Allah'ın gerek kendi zâtını müşahede etmesi, gerekse ilmindeki eşyanın mahiyetlerini takdir ve tanzim etmesi zaman içinde değildir Yâni bunlar bir zaman silsilesi içerisinde düşünülemez Ezeldeki bu müşahede, bu takdir ve tanzimi insan aklı idrak edemez Bunun hakikatine ne bir melek-i mukarrebin, ne bir nebiyy-i mürselin idrâk ve marifeti kavuşabilir Bu hakikat, ancak Allah’ın malûmdur

(*) Merhum Elmalılı Hamdi Efendi'nin ifadesiyle, Allahü Azîmüşşân ezelde "inayet-i ezeliyesini, yani âlem-i takdir, halk ve icad fiillerini isdar ediyordu Diğer bir tabirle "kün" emrini veriyordu Âlemin yaratılması bunu takip etti Binaenaleyh halk ezelî, mahlûk zamanî oldu"

---------------------------------------
Dipnotlar:
(1) Buhârî, Megâzî, 67, 74, Bed'u'l-Halk 1, Tevhid 22; Tirmizî, Menâkıb, 3946
(2) Elmalılı Hamdi Yazır, HDKD, Cilt 2, S:405
(3) Ebu Davud, Salat 340, (1427); Tirmizi, Da'avat 123, (3561); Nesai, Kıyamu'l-Leyl 51, (3, 248-249)
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi MERVE DEMİR 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN ülke tv Canlı... Videolar/Slaytlar Medine-web 1 2894 23 Ağustos 2013 00:41
İran Emperyalizmi Makale ve Köşe Yazıları Medine-web 6 3638 26 Ocak 2013 22:53
gerekli gereksiz bir şiir.. Makale ve Köşe Yazıları MERVE DEMİR 0 3281 06 Aralık 2012 10:48
olmamış kayınbiradere mektup :) Komik Paylaşımlar Allahın kulu_ 10 7787 03 Kasım 2012 23:19
İslamın kurtuluşu bilinçlenme ile mümkündür Makale ve Köşe Yazıları Esadullah 11 7255 02 Ekim 2012 21:16

Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
8 - Kurana göre evren nasıl yok olacak Esadullah Esadullah 0 29 Eylül 2022 11:40
6-Evren Düzmü Eğrimi? Şeklini nereden biliyoruz Esadullah Esadullah 1 26 Eylül 2022 11:44
5-Kurana göre 7 Evren Vardır. Evrenler ve Şekli Esadullah Esadullah 0 23 Eylül 2022 17:01
70.Haftanın Misafiri EVREN ÖNAL Yitiksevda Hafta'nın Misafiri 19 16 Mayıs 2010 19:24
Allah en önce neyi yarattı? Muhteşem Soru Cevap Arşivi 1 22 Ağustos 2008 09:27

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.