|
Konu Kimliği: Konu Sahibi z-eynep,Açılış Tarihi: 04 Temmuz 2007 (16:18), Konuya Son Cevap : 19 Nisan 2021 (14:04). Konuya 100 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
05 Temmuz 2007, 01:55 | Mesaj No:11 |
Medineweb Site Yöneticisi Durumu: Medine No : 1 Üyelik T.:
14Haziran 2007 | RE: İslamiyette neden kadın imam olmaz denilir?
hocam nasıl isterseniz, düşünceniz sizi bağlar.şu an forumlarada sanalda klavyeler parmaklar çalışıyor.klavyenin kadını erkeği olmaz. neyse cümlenizin sonundaki önlem işareti bana bir şeyler fısıldadı diye.. |
06 Temmuz 2007, 01:43 | Mesaj No:12 |
RE: İslamiyette neden kadın imam olmaz denilir?
kadınlar imam olsun değil...neden imam olamaz sorusu yöneltildi.. admin..hayır sus demem çünkü burası konuşma ve tartışma yeridir. ayrıca benim kimseye sus deme yetkim de haddim de olamaz. bir başka konu.. kadının toplumdan dışlanması ve eve kapatılmasında dinde olmayan ama arap geleneklerinde var olan dine sıkıştırılmış bazı şeylerin olduğu sayıltısıdır. bunlar ayıklanmadığı sürece gerçek islamiyet tam olarak nedir bunu anlamaız zorlaşır. sizler din adamları ve bu konuda çalışma yapanlar olarak toplumu aydınlatmakla görevlisiniz.. bizler de öğrenmekle. hocam biz öğrenmeye hazırız. ama kadın ve erkek arasına duvar ören ve karşısındaki insandan ve düşüen bir beyni olan birisinden çok sadece cinsiyetiyle değerlendirdiğimiz sürece onun ne demek istediğiniz anlayamayız. ben her zaman düşüncenin cinsiyeti yoktur derim. şu ortamda sadece düşünen sorgulayan bir beyin ve onu aktaran klavyede yazı yazan parmaklarım.. bu ayşe fatma zeynep vs.. olmamızla alakasız birşeydir. dolayısıyla girdiğim ortamlarda da karşımdakinin düşünceleriyle ilgilenirim. kadın kendine sahip çıkar ve mesafeyi korursa sorun olmaz derim. kötü gözle bakan olursa da gözünü oyarız derim | |
18Haziran 2010, 11:40 | Mesaj No:13 |
Bir kadın erkeklere imamlık yapamazmı? Okuduğum bir yazıda kadınların erkeklere imamlık asla yapamayacağını bunun mümkün olmadığını yazıyordu, kadının erkekli kadınlı namaz kılan bir topluluğa imamlık yapamayacağı hükmünü veren düşünceyi önce yazalım ve daha sonra kur’andan faydalanarak bu düşüncenin doğruluğu konusunda birlikte düşünelim. Okuduğum yazı sonunda şöyle bir cümleyle sona ermiş. (kadının erkeklere imamlık yapabileceğini söylemek mümkün değildir.) Bunu söylemek için Rabbin bu konuda hüküm vermesi gerekir, yani bir konu eğer yasaksa bunun mümkün olmayacağının hükmünün Allah tarafından kur’anda verilmesi gerektiğini, Rabbim birçok ayetlerinde anlatır bizlere. Hatta çok önemli bir ayet vardır gelin onu hatırlayalım ve Rabbin hüküm vermediği, açıklamadığı bir konuda konuşmamızı bile haram kıldığını görelim. Araf 33. ; De ki: Rabbim ancak açık ve gizli kötülükleri, günahı ve haksız yere sınırı aşmayı, hakkında hiçbir delil indirmediği bir şeyi, Allah'a ortak koşmanızı ve Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri söylemenizi haram kılmıştır. Birde Allah söylemediği halde Allah a iftira atanlar için bakın ne diyor onuda hatırlayalım. Zümer 60: Allah'a yalan isnat edenleri, kıyamet günü yüzleri simsiyah halde görürsün. Kibirliler için cehennemde bir barınak mı yok. Yukarıdaki ayetten yola çıkalım ve bizi ilgilendiren kısmına bakalım önce isterseniz. Rahman (hakkında hiçbir delil indirmediği bir şeyi) söylememizi HARAM kıldığını söylüyor. Hatta Enam suresi 150. ayette rabbim (Allah şunu haram etmiştir diye tanıklık edip duran şahitlerinizi getirin) diye bizleri uyardıktan sonra bakın nasıl ikaz eder bizleri. (Eğer tanıklık ederlerse sakın onlarla birlikte tanıklık etme.) Sormak isterim kadının erkelere imamlık yapması mümkün değildir demek, yasaklanmış haram kılınmış demekle aynıdır. Acaba bu konudaki tanıklıkları var mıdır? Tanık gösterilecekse Rabbimden göstermeliyiz, yoksa söylenenlere inanmak, uymak mümkün olamaz. Zümer suresi 60. ayette rabbim söylemediği halde, sanki Allah katından bir emirmiş gibi Allah a yalan isnat edenlerin durumunun ne olacağını Rabbim açıkça belirtiyor bunu yapanların çok iyi düşünmesi gerektiğini hatırlatırım. Enam suresi 57. ayeti hatırlayalım bakın sizce yalnız ve yalnız hükmü Rabbim ben veririm demiyor mu? (Hüküm yalnız ve yalnız Allah'ındır. Hakkı o anlatır. Ayırt edip çözüm getirenlerin en hayırlısı O'dur.) Şimdi düşünelim, Allah kadının erkeklere namaz kıldırmasını yasakladığına dair tek bir hüküm var mı? Elbette yok, peki nasıl olurda Allahın vermediği böyle bir hükmü verip, kadının erkeğe imamlık yapmasının mümkün olmadığını söyleriz. Bu yetkiyi nereden aldık? Bu düşüncenin savunulduğu sözlere gelelim ve birlikte bu sözleri düşünelim. (Bir kadının erkeklerin önünde imamlık yapması hem onun için, hem de arkasında bulunan cemaat için huşu ya engel teşkil eder. Bu, şeytana arayıp da bulamadığı fırsatlar verir.) Bu sözler söylenerek kadının imamlığı huşuya engel gösterilmiştir. Fakat verilen örnekte çok ilginçtir hem imamlık yapan kadın için de huşu ya engel teşkil ettiğini söylüyor. Fakat her ne hikmetse günümüzde kadınlarımızın, erkek imamın arkasında namaz kılmalarına hiç ses çıkartmıyoruz. Bu nasıl bir çelişki. Bakın kadının imamlığı olursa doğacak yanlışlara başka nasıl örnekler veriliyor. (Namaz kılmakta olan kişi, doğru yolda olacağından şeytan hemen göreve başlar. Namaz kılanlar, onun kendilerine ne vesveseler verdiğini gayet iyi bilirler. Kadının imam olması halinde o, yeni vesvese imkânları elde eder. Kadında da erkekte de artık huşu kalmaz.) Gelin bu düşünceyi birlikte akıl ve kur’an süzgecinden geçirelim. Kadının imamlık yapması durumunda namazda biz erkeklerin aklına türlü türlü şeyler geleceğini ve bizlere şeytanın vesvese vereceği, böylece namazımızı huşuyla kılamayacağımızı söylüyor. Kadın sanki şeytanın işini kolaylaştıran bir olgu gibi gösterip, kendimizde, nefsimizde suçu aramak yerine, yaptıklarımız ne kadar kolaycılığa kaçmak değil mi? Ya namazdan sonra ne olacak? Kadının sesinden Allahın huzurundayken bile bu kadar etkilenen, onları gördüğünde neler yapmaz ki. Onunda kolayı var sokağa çıkarmazsın, çıkması gerekiyorsa üstünü tamamen örtersin onu görünmez yaparsın, kendini bundan da korumuş olursun. İşte biz erkeklerin korunma yöntemi? Nefsini kur’an ile terbiye etmek yerine, onu toplumdan uzaklaştırmayı seçiyoruz. Lütfen düşünelim, kendi başımıza namaz kılarken bile bazen aklımızdan beşeri hayatımız ile ilgili, neler neler geçmiyor ki. Bunu karşınızdakine itiraf etmekten belki sıkılabiliriz, ama kendimize itiraf edelim isterseniz. Demek ki namazımıza gereği gibi sarılmadığımızda kadının imamlığını bırakın, yalnız başına bile neler gelmez aklımıza. Acaba o vesveseyi şeytan mı veriyor yoksa terbiye etmediğimiz nefsimiz mi görev başında, bence bunun bilinmesi daha doğru olacaktır. Nefis, imtihanımızın asıl kaynağıdır. Eğer o kaynak saf, temiz, arındırılmış ve berrak değilse zaten şeytan a pek fazla iş düşmeyecektir. Biz namazlarımızda kendi hatamızı, dikkatimizi toplayamadığımızın kusurunu, ne yazık ki başkalarının üstüne atarak kurtulmanın yollarını arıyoruz. Bu bizim erkek egomuzun, diktamızın ürününden başka bir şey olmadığını düşünüyorum. Kadının imam olduğunda erkeklerin nasıl bir vesvese içinde olacağı, şeytanın nasıl esiri olacağını söyledikleri sözleri birlikte düşünelim. Doğrusu şeytana her zaman gerek kalmıyor, eğer bizler nefsimizi terbiye etmemiş de namazın ne olduğunu, önemini kavrayamamışsak, rabbin huzuruna durduğumuzda bırakın kadın sesini, nefsin verdiği birçok konudaki vesvese, zaten namazın özünden, dikkatinden ayrılmamızı sağlayacaktır. Namaz Rabbin huzuruna durmak ve onun ile adeta konuşmaktır. Ondan yardım istemek, onu tespih edip ona şükranlarımızı sunmaktır. Allah aşkını gönlüne tam olarak yerleştirmemiş kur’an terbiyesini vermemiş bir insan, namazlarında her türlü şeyi düşünecektir. Bundan dolayıdır ki hepimiz önce nefsimizi terbiye etmenin yolunu aramalıyız. Bunları bahane ederek Rabbin vermediği bir hükmü vermekle yaptığımız yanlışın lütfen farkına varalım. Aşk gönlün giysisidir, örtüsüdür onu giyen çevresini ne duyar nede görür. Eğer namaz kılarken kadın sesinden etkileniyor ve aklına yanlış şeyler geliyorsa, zaten o insan namazın ne olduğunu daha kavrayamamış onun hikmetinden tam olarak istifade etmiyor demektir. Âşık bir insanı düşünün, adeta çevresiyle alakası kesilmiş, düşüncelerini tek bir noktada toplamış, yakınında nelerin olup bittiğinin bile farkında olmaz. İşte bizler Allah aşkını, kur’anın nurunu kalbimize tam olarak yerleştirmediğimiz sürece, namazlarımıza bunu aksettirmemizde mümkün olmayacaktır. Söylediklerimiz bizlerin bahanelerinden başka şeyler değildir. Ne yazık ki bunu biz erkekler birçok yerde yapıyor ve kadınlarımıza hak etmediği bir yaşam sunuyoruz. Nefsimizi terbiye etmek ona hükmetmeyi denemek yerine, kadınlarımızı kendimizden uzaklaştırmanın ve bu yolla korunmanın yollarını arıyoruz. Bunu yaptığımız sürece de ne gerçek İslam ı yaşarız, nede Rabbin doğru kulları oluruz. Eğer bizler namaz kılarken Rabbin huzurunda olduğumuzun bilincinde değil de, çevremize yöneliyor dikkatimiz çok fazla dağılıyorsa boşuna çırpınmanın, suçu başka yerde aramanın faydası yok demektir. Demek ki bizler namazın kemaline ermemiş, ondan tam olarak yararlanamayan bir Müslüman olduğumuz bilincine varıp, canla başla nefsimizi terbiye etmek için çok daha fazla çalışmamız gerektiğinin bilincinde olmalıyız. Nefis terbiye edilmeden ona söz geçirmek, ona hükmetmek zaten mümkün olmayacaktır. Namazda kadın sesinden etkilenen, namazın bitiminde neler yapmaz ki? Hiç soruyor muyuz acaba kadınlarımıza, sizler namaz kılarken erkek imamın sesinden, şeytanın vesvesesine yenik düşüyor musunuz diye? Ne kadar ilginç değil mi biz erkekler etkileneceğimizi söylüyoruz. Söylediklerimiz mantıklıysa, gerçek payı varsa acaba kadınların da aynı şekilde erkek imamın sesinden etkileneceğini neden hiç düşünmüyor, aklımıza bile getirmiyoruz da, arkamızda kadınların namaz kılmasına izin veriyoruz? Eğer bunun olacağını düşünsek buna da yasak getirmekten asla geri kalmazdık. Doğrusu İslam ı erkek hükümranlığında bir din yaparak, güzelim dinimize ne kadar büyük bir kötülük yaptığımızı hatırladıkça çok üzülüyorum. Bizler kur’anın rehberliğinden pek fazla istifade etmekte özen göstermeyiz, sorulduğunda rehberimiz kur’an deriz ama her ne hikmetse beşerin rehberliği çok hoşumuza gider. Elbette beşerin güzel örneklerinden de faydalanmalıyız ama bu sözleri kur’an süzgecinden geçirmek şartıyla. Çünkü Rabbim emin olmadığınız sözlerin ardına düşmeyin, sorumlu olursunuz diye bizleri uyarır. Peygamberimizin bir hadisinden bir bölüm hatırlatmak istiyorum. Allah kur’anda özellikle hatırlatmadığı çok şeyler vardır, bunların bizler için Rahmet olduğunu bakın ne güzel söylüyor Allah resulü. (Bazı şeyleri de unutmaksızın size rahmet olması için hatırlatmamıştır, onları da araştırmayın.) Rabbim asla kadının imamlık yapamayacağını söylemediği ve bu konuda hüküm vermediği halde nasıl da bizler, kadın erkeklere imamlık yapamaz diyerek hükmümüzü bizler veriyoruz. Peki, neden yapıyoruz bunu lütfen iyice düşünelim. Kadınların imamlık yapamayacağını söyleyen yazıda, örnek bir ayet gösterip şu ayeti yazmıştı bir kardeşimiz. (“Namazlarında huşu içinde olan mü¬minler kurtuluşa ermişlerdir.” (Mu’minûn, 23/1–2) Gerçekten çok doğru acaba bu ayetin önünde ve ardındaki ayetleri de hatırlayalım ki konu daha iyi anlaşılsın. Sizce bu ayet öne sürülerek kadınlarımızın sesinin namazda huşu ya engel olacağı söylenebilir mi, yorum sizlerin. Müminun 1: Gerçekten müminler kurtuluşa ermiştir.2- Onlar ki, namazlarında huşu içindedirler. 3- Onlar ki, boş ve yararsız şeylerden yüz çevirirler. Bakar mısınız ayete lütfen. Ne diyor rabbim? İman edenler kurtuluşa ermiştir diyor, çünkü onlar namazlarını huşu içinde kılarlar yani Rabbin huzurundayken onları hiç bir şey etkilemez, çünkü onlar BOŞ VE YARARSIZ ŞEYLERDEN YÜZ ÇEVİRMİŞLERDİR. DİYEREK NEKADAR GÜZEL ANLATIYOR. Demek ki bizler daha gerçek kurtuluşa erememişiz, çünkü namazlarımızda huşu içinde olmanın ne olduğunun farkında olmadığımızdan, Rabbin huzuruna durduğumuzda gerçek huşuyla ona yakarmanın güzelliğini yakalayıp boş ve yararsız şeylerden uzaklaşmasını öğrenmediğimiz için, kadının imamlığını yaptığı bir namazda onun sesinden etkilenebileceğimizi, aklımıza kötü şeylerin gelebileceğini söyleyebiliyoruz. İşte bizler eğer namaza durduğumuzda hala boş şeylerden yüz çeviremiyorsak, kadın sesinden bile etkilenip kötü şeyler düşünüyorsak, Rabbin istediği gibi bir iman eden olmadığımızı ve daha çok çaba sarf etmemiz gerektiğinin bilince olmalıyız. Bizler Rabbin vermediği bir hükmü verdiğimizde, nasıl bir yanılgının ve günahın içinde olduğumuz bilincinde olmalıyız. Bu konuda kesin bir yargıya varıp kadın, erkeklerin olduğu bir cemaate asla namaz kıldıramaz, imamlık yapamaz demek yerine, Dünyada erkek erkil bir geleneğin hüküm sürdüğü, genelde yönetici konumunda olan erkeğin her zaman başı çektiği ve çekme arzusunda olduğu, bu görevi de geleneklere göre günümüze kadar erkeğin yaptığını ve bunu yapmanın arzusu ağır bastığını örnek gösterip, rabbin vermediği bir yasağı bizler koymadan, elbette gerektiğinde bizleri Dünyaya getiren analarımız, kadınlarımız, bacılarımız neden imamlık yapıp bizleri Rabbin huzuruna durmamızı sağlamasın dememiz gerekir. Bunu söylemek hem kadınlarımıza verdiğimiz saygının göstergesi olacak, hem de Rabbin vermediği bir hüküm karşısında bizler büyük bir yanlıştan kurtulmuş olacağız. Öyle âlim insanlardan bahsederler ve örnek verirler ki, namaz kılarken adeta kendilerinden geçip, secdede ne kadar kaldıklarının farkında bile olmazlarmış. Çevresiyle irtibatları kesilir kendilerinden geçtikleri anlatılır. Acaba böyle namaz kılan bir insan kadın sesinden etkilenir mi dersiniz? İşte bizlerinde tek amacı böyle namaz kılabilmek için çaba göstermek ve namazın ne olduğunun bilincine varmak olmalıdır. Rabbin istediği namaz budur dostlar. İnşallah bizlerde böyle namaz kılmanın şuurunu ruhumuzda, nefsimizde bir gün hissederiz de, gerçek kemale erişmiş bir iman eden oluruz. İşte o zaman kimin namaz kıldırdığının bile farkına varmadan, yalnız Rahmanı düşünerek ona zikreden, onun aşkıyla çevresinden ilişiğini kesen bir mümin oluruz. Rabbim cümlemizi böyle bir kul olmanın olgunluğuna eriştirsin inşallah. SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] | |
18Haziran 2010, 13:33 | Mesaj No:14 |
Durumu: Medine No : 6340 Üyelik T.:
19 Ocak 2009 | Haluk abi! Mütevatir sünnette veya islam tarihi boyunca kadının erkelere imamlık yaptığına dair bir rivayet var mı? Yaşanır sünnette olmayan bir uygulamayı nasıl Kur'an'a ters bir anlayış olarak görüyorsunuz? Kur'an'ın en güzel uygulayıcı olan Muhammed a.s'ın sözlerinde kadınların imamlık yapabileceğine dair en küçük de,zayıf da olsa bizim bilmediğimiz/duymadığımız bir hadis mi var? Bu konuda kendisine vahy inmiş olan Allah Rasulunun ve sahabenin uygulamalarında olmayan bir uygulamayı ortaya sunmak,kendisini "öğretmenim" diye tanımladığın kişiye saygısızlık olmaz mı? Ya da ben dini senden daha iyi bilirim demekle eş değer olmaz mı?
__________________ Selam Hidayete Tabi Olanlara Kur'an Senin Lehinde ve Aleyhinde Hüccettir(Müslim) |
18Haziran 2010, 21:17 | Mesaj No:15 |
Durumu: Medine No : 2 Üyelik T.:
10 Nisan 2008 | Allah'ın Dinine Sahip Çıkmak Erdemdir
Haluk abi sizin deyiminizle Kuran tek kaynak ve Her şey kuranda mevcut o zaman buyrun bana Kurandan bir insanın Farz namazlarda cemaate yetişemediği zaman şahsın nasıl niyet getirmesi gerektiğini ve ne şekil kılması gerektiğini izah edebilirimsiniz... Allah resulü döneminde sahabe tabiin ve günümüze kadar herhangi birisinden Kadınların namazda İmamlık yapabileceğine dair bir örnek sunabilirmisiniz. Ayeti kerimelerde böyle bir izahat varsa buyrun verinde bizde öğrenelim. Sayın abim emin olun size saygım var bunu bilin siz değil karşımda başka biri olsa idi bu kadar ılımlı yazmaz idim nedenine gelince yazılarınızı takip eden biriyim ve katıldığım çok güzel noktalar var 3-4 husus hariç hemen-hemen fikirlerimiz uyuşuyor. Peygamberimizin Helal Haram koyma yetkisi, Başörtüsü, Laiklik, Kemalizm vb hususlarda sizinle hemfikirim değilim ama bugün yazdığınız yazıda sizi eleştirmem lazım geldi. Çünkü ülkemizde HANİFLER adı altında oluşumu yakından takip etmekteyim Yaşar Nuri, Edip Yüksel, Halife Reşat gibi sapkınlardan örnekler sunacak olursak Yaşar Nuri Çıplak uyarıcı kitabındaki heva ve hevesleri uğrunda Ayetleri yorumlama, Kadınların Göğsü açık Namaz kılabilecekleri sapkınlığı,Edip Yüksel sapkınının 19 mucizesini haklı gösterme adına Tevbe suresi ayetlerini yok sayma densizliği,Allah’ın Rahmeti ve bereketi üzerine olsun Molla Sadrettinin Yiğit evladı Metin Yüksele binlerce kez kurban olsun,Halife Reşat’a gelince kendisi maceraperest 19 mucizesi projesi ile Mustafa İslamoğlu hocamında belirttiği gibi Yahudileşme temayülüne adım atmıştır.Müseyleme öldü ama Müseylemeler halen piyasada … Allah aşkına bu din bu kadar çetrefilmiki,1400 yıldır bir türlü içinden çıkılamayacak kördüğüme dönüşmüş kısır döngü tartışmalar insanların Dini yaşam noktasında bu kadar zorluklar ile karşı karşıya bırakıyorsunuz, dini kolaylaştırmak yerine dini yaşanılamaz hale getiriyorsunuz. Allah resulünden tutunda devamı olan ümmetin alimleri ve Salihlerinden herhangi biri böyle bir fikir beyan etmişmi ? Kuranda bu değinmiş olduğunuz Kadınların İmamlık yapabileceğine dair herhangi bir ayet veya işaret varmıdır işaret var ise buyrun delilinizi görelim… Kuran’ı kerimde sizden olan emir sahiplerini uyunuz emri gereği emir sahiplerinden kasıt kimlerdir Muaviye Yez it gibi zulmedenlermi yoksa Hz Ebubekir Hz Ömer İmam Alilermi? Kardeşlerimden özür dileyerek bu örneği sunacam: O zaman sizin deyiminize göre Kadınlar her safhada erkeğin yapabileceği işleri yapabiliyor ise o zaman Sünnet memurluğu yapanlar neden kadın değilde erkekler o zaman kadınlarda hayatın her safhasında erkeğin yapabildiği her sorumlulukta bulunsunlar Kuranda buna dair bir kısıtlama yok size göre… Sayın abim Allah’ın dinine bu kadarda bayağı bakmamalıyız. Müslüman’ım diyenlerin yüzde doksanı daha abdest almayı, guslün farzlarını, taklit ettiği imamları bilmiyor iken, bu tür İslam inancına ters konuları gündeme getirmeniz fayda sağlamaz. Size daha önceden de belirtmiş olduğum gibi gelin Kuran’ın tağuti rejimlere bakışını, Kapitalist olmuş Müslümanları, hakk ve adalet ölçülerini, yapılan zulümleri vb günlük hayatın içinde yaşanan her tür konuyu konuşalım ve tartışalım din yazmak ile olmaz fiili dökülmeyen imandan şüphe duyarım, zalimlerin önünde eğilen başlar Allah’ın önünde eğilmedikçe Müslümanlık naraları boş ve faydasız uğraşlardır… Selametle kalın Lütfen düşünelim artık bize bizden başkası zarar vermiyor, bizler var iken başkalarına gerek kalmıyor… MEVLÜT HÖNÜL Malazgirt
__________________ Sakın başkasının kölesi olma; çünkü ALLAH seni hür yaratmıştır . -İmam Ali- (a.s) |
18Haziran 2010, 22:26 | Mesaj No:16 |
Önce Fecr kardeşime cevap vermek istiyorum. Değerli kardeşim İslam dini yani KURAN yüzlerce yıl hatta binlerce yıl sonraki toplumların yaşamına, toplumların olgusuna ve geleneklerine göre yaşanacak şekilde gönderilmiştir bizlere. Bana şu soruyu sormuşsunuz. (Mütevatir sünnette veya İslam tarihi boyunca kadının erkelere imamlık yaptığına dair bir rivayet var mı? Yaşanır sünnette olmayan bir uygulamayı nasıl Kur'an'a ters bir anlayış olarak görüyorsunuz?) Değerli arkadaşım biz İslam ı geçmişte yaşanmış, toplumun ve o çağların gerektirdiği olgular üzerine mi yaşamalıyız? Yoksa rehber kur’anın hüküm verdiği kendi yaşadığımız çağın verdiği gelişmişlik ihtiyaçlarına uygulayarak mı yaşamalıyız? Düşünün, bırakın 1400 yıl öncesini 300 yıl önce ne araba ne uçak vardı ve teknoloji diye hiçbir olay yoktu neredeyse günümüzle karşılaştırdığımızda. Bunların günümüzde oluşuyla peygamberimizin devrinde olmayan o kadar çok değişiklik ve İslam yaşamı oluşmuştur ki bunu düşünün, hiçbirisi peygamberimiz devrinde tek örneği yoktu. Bu durumda nasıl olur da geçmişi örnek verip oradan örnek ararız? Bu normal mi sizce? Hani Rehber kur’andı, bu duruma göre rehber geçmişten gelen Mütevatir rivayetler olmuyor mu? Elbette ondanda faydalanmalıyız ama günümüz şartlarında konusu açılan ya da irdelenen bir konu varsa, geçmişte örneği yok demek yerine kur’andan hüküm aramamız gerekmez mi? Bu konuda yani geçmişte kadının imamlığı konusunda örnek verenler var fakat güvenilir bir rivayet değil diyorlar. Adı üzerinde zaten rivayet. Bizler İslam ı rivayetler üzerine inşa edemeyiz. Temel direkler kur’andan alınmalıdır. Bunlarda Rabbin hükümleridir. Peygamberimiz devrinde örneği yok demek bugün ihtiyaç duyulan bir konuya çözümsüzlük getirmek demek değildir. O günkü toplumun gelenekleri buna müsait değildir, kimse bunun konusunu bile açmamıştır. Ama daha sonra böyle bir sorunla karşılaştığımızda ona çare bulmamız bizlere engel olmamalıdır. Daha açıkçası eski devirlerde doğan ihtiyaçlar ile günümüzdeki ihtiyaçlar asla aynı olamaz. Örneğin peygamberimiz devrinde yok, onun için buna karşı gelirim mantığı sizce ne kadar doğru olur. Eğer günümüzde de ihtiyaç yoksa sorunda yok demektir, yazımı eğer iyice okuduysanız böyle bir sorun karşısında bizler hüküm vermeyelim diyorum ve Dünya günümüze kadar erkek erkil toplum etkisinde olduğundan bu önemli görevi erkekler kadınlara vermemiş bunu böyle görmeliyiz ve kadınlarımızı kırmak onları küçümsemek yerine zorunlu ve gerekli olduğunda neden olmasın diyorum demiştim. Size sormak isterim anneniz ya da nenenizin imamlığında Yüce Rabbimin huzuruna durmanız sizi üzer mi, ya da menfi bir şekilde sizi etkiler mi? Bunun olmasını istemez misiniz? Bende diyorum ki Rabbim böyle bir yasak koymamıştır, gelin bizde bunun idrakine varalım ve yasak koymadan kesinlikle olmaz demeden, neden olmasın diyelim dedim yazımda. Bunu söylemek kadınlarımızı onura edecektir. Yoksa yüzlerce yılın geleneğini değiştirecek değildir. Fakat bunu söyleyerek bir yanlışı düzeltmiş oluruz. SAYGILARIMLA Halukgta [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] | |
18Haziran 2010, 23:18 | Mesaj No:17 |
Durumu: Medine No : 2 Üyelik T.:
10 Nisan 2008 |
konunun erkek erkil toplum etkisinde kalmakla, kadının küçük görülmesi ile, veyahut kadınları onure etmeyle alakası yoktur. bir bayanla bir erkeğin bile bir ortamda bulunması caiz değil iken bir bayanın arkasında onlarca erkeğin namaz kılması nasıl açıklanır yada hangi fetvaya hangi görüşe göre uygun görülür?
__________________ Sakın başkasının kölesi olma; çünkü ALLAH seni hür yaratmıştır . -İmam Ali- (a.s) |
18Haziran 2010, 23:27 | Mesaj No:18 |
Değerli Mevlüt kardeşim ben kur’an tek kaynak sözü yerine, kur’an hüküm veren tek kaynak sözünü kullanmayı doğru bulurum. Yoksa din ve iman adına yararlanılacak sayısız kaynaklar vardır. Kur’anda mevcut olan bizlere lazım olan ana bilgiler, temel bilgiler vardır. Bizlerde bu temel bilgilerden yola çıkarak yolumuzu çizmeli ve yaşamımızı yönlendirmeliyiz. Bunu söyleyen ben değilim yüce Rabbim. Ne diyordu Allah. Sana indirdiğim kitaba sarılın sizi doğruya ilecektir. Bu kitap sizin için rehberdir. Fakat Rabbin söylediği önemli bir konu var, bunu düşünerek akılla, mantıkla bulacağımızı söylüyor. Bizler ise istiyoruz ki çarpım tablosu gibi, iki çarpı iki dört eder şeklinde yazsın istiyoruz kur’anda. O kadarda kolaycılık yok, Allah akıl vermişse birazda onu kullanın diyor. Değerli kardeşim bana sorduğunu soru çok güzel aslında, bu soru toplumun yaşamında oluşan sorunların çözümüne bir örnek, buna benzer sorunlarla birlikte düşünelim. Düşündüğümüzde bu sorunlara çözümleri toplum ayrı ayrı kendi düşünceleri doğrultusunda getirmişler. Bu sorunlara çareyi de mezhepler getirmiş. Dikkat edin her mezhebin getirdiği çareler aynı değil. Bu demek değildir ki aralarından bir doğru var. Bence hepside doğru. Kur’anın açık ayetlerine ters düşmemek şartıyla. Peki, bunun anlamı ne derseniz söyleyeyim. İnsanlar kur’andan hiç düşünmeden, anlamadan çarelerin, sorunların hepsinin açıkça kur’anda yazılmasını beklemişler. Ama Allah aklı devreye sokun dediğini göz ardı etmişler. Allah yemin billâh bu kitabı, dini sizler için kolaylaştırdım demiş durmuş, bizler her adım attığımızda ne yapacağımızın bile yazıldığı kitap aramışız. Elbette bulamamışız. Zaman ve mekânla değişecek yaşam şekline göre dinimizi yaşamamız gerektiğini anlayamamışız. O devrin giyimi kıyafeti, toplumunun bıraktığı sakalı, ikliminin şartları gereği yapılan her şeyi dinin emri gibi görmüş onu yaşamamız gerektiğini düşünmüşüz. Hâlbuki her devrin yaşamı, gerekliliği farklı olduğunu ona göre dinimizi yaşamamız gerektiği fikrine sıcak bakmamışız. Bana karşı saygınızdan bahsetmişsiniz, buna gönülden inanıyorum Allah sizden razı olsun. Düşüncelerime katılmadığınız konuları söylemişsiniz size saygı duyarım, bu bile sizin düşünerek aklınızda iman etme çabanızı gösterir. Dilerim rabbimden gönül gözünüz açık, kur’an nuruyla nurlanmış Rabbin kulları arasında olursunuz. Gerçekten hanifler adı altında o kadar yanlış düşünceler var ki anlatmak bile istemiyorum. Bu sitelerde de yazıyorum, inanır mısınız namazın Allah emri olduğunu onlara anlatmak zorunda kalacağımı hiç düşünmemiştim. İşte ortam bu kadar kötü, ama pes etmek yok sizlerde oralarda yazmalısınız diye düşünüyorum. Amaç yanlışı yok etmek ise mücadele gerekir bunun için. Değerli arkadaşım cevabınızda çok öneli bir bölüm hatırlatmak istiyorum önce. (Allah aşkına bu din bu kadar çetrefilli mi ki,1400 yıldır bir türlü içinden çıkılamayacak kördüğüme dönüşmüş kısır döngü tartışmalar insanların Dini yaşam noktasında bu kadar zorluklar ile karşı karşıya bırakıyorsunuz, dini kolaylaştırmak yerine dini yaşanılamaz hale getiriyorsunuz. ) Bu sözlerinizi çok önemsedim, çünkü düşünülmesi gereken sözler, bizler acaba neden bu batağın içinde inim inim inliyoruz çok önemli. Önce bu din bu kadar çetrefillimi sözünüzden yola çıkalım. Bakın Allah birçok kez tekrar ederek yemin ediyor ve bu kitabı sizler için kolaylaştırdım diyor. Peki, bizler ne diyoruz, hayır kur’an kolay anlaşılır bir kitap değildir. Onu her kez anlayamaz. Bakar mısınız bizler daha baştan kaybettik bile. Allah kolay diyor bizler sanki rabbimle inatlaşırcasına hayır kolay değildir diyoruz. Bu durumda bu dinin çetrefilli olmaması mümkün mü? Allah hükmü yalnız ben veririm diyor çözüm getirenlerin en hayırlısı benim diyor. Peki, bizler ne diyoruz? Peygamberimizde hüküm verme yetkisine sahipti. Hani peygamberimiz bizlere kur’an ile hükmetme görevi almıştı, hani bir kelime bile eklese onun can damarını keserim diyordu Rabbim bunları unuttuk mu? Allah şefaatçi yalnız benim diyor ama bizler o kadar çok şefaatçiler edinmişiz ki. Bu durumda nasıl işin içinden çıkalım ki, her mezhep kendince yasaklar helaller, haramlar yapmış, nasıl olur bu dinde karmaşa olmaz, mümkün mü sizce? Yine çok güzel bir soru sormuşsunuz bana. (Kuranda bu değinmiş olduğunuz Kadınların İmamlık yapabileceğine dair herhangi bir ayet veya işaret var mıdır?) Çok güzel bir soru, bende size sorsam, yapamayacağına dair bir ayet ya da emir var mı? Elbette yok. Bizler kendi koyduğumuz yasakların aksini kur’anda aramaya çalışıyoruz. Hâlbuki o kuralı koyan biziz, neden koyduğumuz kuralın çözümünü kur’anda arıyoruz. Bu sorunu çözecek yine bizler olmalıyız. Bakın harika bir örnek verip ne demişsiniz. (O zaman sizin deyiminize göre Kadınlar her safhada erkeğin yapabileceği işleri yapabiliyor ise o zaman Sünnet memurluğu yapanlar neden kadın değil de erkekler o zaman kadınlarda hayatın her safhasında erkeğin yapabildiği her sorumlulukta bulunsunlar Kuranda buna dair bir kısıtlama yok size göre…) Daha önce verdiğim örneklerden yola çıkalım, ne demiştik gelişmişlik ve çağın oluşumları bazı gerekliliklerin ihtiyacını hisseder ve bizlerde kur’anın temel kanunlarına ters düşmemek şartıyla bunu aklımız ve mantığımızla çözmeliyiz. İşte verdiğiniz örnekler deyim yerindeyse cuk oturdu. Günümüz Tıp ilmini ve doktorları düşünün her branşta kadınlı erkekli doktorlar var. Kadın doğumcu bir erkek doktora sen doğum yaptıramazsın sen kadının her hangi bir yerini ameliyat edemezsin diyor muyuz? Elbette hayır. Gelelim sünnet bölümüne esas burası çok önemli neden mi anlatayım. Değerli arkadaşım bundan 15-20 yıl öncesine kadar geleneklerimizden olan sünneti mahallemizdeki sünnetçi amcaya yaptırırdık, çünkü bu toplumda kadın sünnetçi geleneği yoktu böyle bir ihtiyaçta yoktu, ama şimdi nerede yaptırıyorlar sünneti biliyor musunuz? Hastanelerde. Burada erkek ya da kadın doktor cerrah hangisi olursa bu bir ameliyat operasyonu olarak kabul edilip, hastanede yapılıyor. Kimse doktor kadın mı erkek mi diye sormuyor bile. Çünkü hastanede eğer o ameliyatı yapacak kadın doktor varsa kadın yapıyor, yaptırmak istemeyen benim geleneğime uymuyor diyen, gidip başka doktora yaptırabilir elbette. Ama bunun yapamayacağını söyleyebilir misiniz? İşte zamanla bazı şeyler değişebiliyormuş, daha önceden bunun örneği yok demek, bunun yanlış olduğunu göstermez. Rabbin kolaylaştırdığı dini işte bizler böyle zorlaştırıp daha sonrada hayıflanıyoruz. Bunun suçunu kendimizde aramamız gerektiğini düşünüyorum. Eğer yanlışlar düzeltilmez ise yürünecek yolda mayınlı olacaktır. Yolun sonuna ulaşmak içinde o yoldaki mayınları sanırım toplamak bizi Rahmana daha kolay ulaştıracaktır. Bana karşı sabrınızdan dolayı sizlere canı gönülden teşekkür ediyor, şükranlarımı sunuyorum. Rabbim cümlemizin yardımcısı olsun. Yoksa işimiz gerçekten çok kötü, batıla saplanmış çabalayıp duruyoruz. Çabamız olmazsa kurtulmamızda mümkün olmayacaktır. SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK | |
18Haziran 2010, 23:48 | Mesaj No:19 |
Medineweb Site Yöneticisi Durumu: Medine No : 1 Üyelik T.:
14Haziran 2007 |
Sayın gümüştabak, görüşlerinize,gayretlerinize katılmamakla birlikte,hayret ve taacuple okuyorum... Birincisi ; Kuran+Sahih sünnet=tek kaynaktır.görüşündeyım ve sadece kuran yada sadece sünnet diyenleri inacım gereği kaale almıyorum. ikincisi ; Kuranda şu yoktur demek,helaldir yada haramdır demek değildir.kuranın tartışılmaz muffesiri Hz Muhammedi sav'dir.ve O'nun uygulaması bizim için En az Kuran kadar tartışılmazdır.Ve Bu Kuranca sabittir...O hevasından hevesinden konuşmaz,Konuştukları vahydir. Ayeti orda süs gibi duruyor size göre. üçüncüsü ; Kurana göre bir kadın dört erkekle evlenemez diye bir ayet yok.ima var ama sizin tabirinizle açık seçik ayet yoktur.çağımızın gerektirdiği gibi diyorsanız bu sorunuda çözmüş gibisiniz sanırım.taadüdü zevcadı kadın lehinede çevirebiliriz pek ala! kurana göre erkek doğum yapamaz diye bir ayet de yoktur. bırakın şu mantığı Allah aşkına.. dördüncüsü ; fecr hocanın sorduğu gibi,sizin düşüncenizi 1400 yıllık islam tarihi doğrulamıyor.sahih sünnet doğrulamıyor.sizin savunmanızıda okudum.sadece laf cambazlığını görüyorum.delillere bu kadar düşkün haluk bey,delil verin lütfen.delil olarak bana aklınızı sunmayınız ... beşincisi ; kadın erkeğin önünde namaz kılamaz çünkü; fıtraten aklen örfen kadının arkasında namaz kılamam.kılarsam o namaz değil başka bir şeydir benim için.size göre sorun yoksa bi şey diyemem. sonuncusu ; kuranı oyuncak yapmayın!!1400 yıllık islam geçmişimiz,asrı saadet,binlerce muctehid alim hepsi yanıldı da sizmi isabet ettiniz.!? doğru ya siz... varya siz... |
18Haziran 2010, 23:52 | Mesaj No:20 |
Durumu: Medine No : 5446 Üyelik T.:
30 Kasım 2008 | Sual:</B> Kadın, erkeklere imam olabilir mi? CEVAP Bütün fıkıh kitaplarında imam olmak için bildirilen şartlardan biri, (Erkek olmaktır. Kadın, erkeklere imam olamaz) buyuruluyor. (Halebi) Dürer’deki bir hadis-i şerif meali şöyledir: (Kadınların, [namazda imam olarak] öne geçirilmesi caiz değildir.) [Rezin] Kadın, erkeklerle birlikte cemaatle namaz kılsa, kadının sağındaki, solundaki ve arkasındaki erkeğin namazı bozulur. (Redd-ül Muhtar) ALINTI
__________________ DÜNYA mü,minin (ahiretteki ebedi nimetlere göre)zindanı Kafirin de (ahiretteki azabına göre) cennetidir. hadis |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Evlenecek Kız ve Erkeklere | FECR | Evlilik-Nikah Konuları | 2 | 21 Temmuz 2019 00:21 |
Laf Atan Erkeklere Kızların Kapak Cevapları :) | AŞK'ÜL İSLAM | Komik Paylaşımlar | 5 | 04 Mart 2017 14:29 |
Evlenecek Erkeklere Tavsiyeler... | MERVE DEMİR | Evlilik-Nikah Konuları | 25 | 01 Aralık 2014 19:33 |
Kadının mahrem soruları erkeklere sorması | Şuara | Kadın Mahrem Konular | 1 | 15 Temmuz 2014 18:41 |
sen varken nasıl başka erkeklere bakarım | seb-i aruz | Serbest Kürsü | 0 | 26 Nisan 2013 11:18 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|