|
Konu Kimliği: Konu Sahibi CaferTayar,Açılış Tarihi: 20 Ocak 2008 (11:57), Konuya Son Cevap : 28 Aralık 2008 (11:50). Konuya 2 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
20 Ocak 2008, 11:57 | Mesaj No:1 |
Günahların bağışlanabilmesi için Günahların bağışlanabilmesi için Allahü teâlâ, tevbe edenleri sever, affeder. Tevbe için, kul hakkı bulunan günahlar için, hak sahiplerine haklarını ödemek veya helal ettirmek, gıybet ettiği kimselerden af dilemek ve rızasını almak, yapmamış olduğu farzları kaza etmek de farzdır. Bunlar, tevbenin kendisi değil, şartlarıdır. Bir lirayı sahibine geri vermek, bin sene nafile ibadet yapmaktan ve yetmiş nafile hacdan daha iyidir. Günahı bir daha yaparsam tevbem bozulur diyerek, tevbe yapmamak doğru değildir, cahilliktir, şeytanın aldatmasıdır. Her günahtan sonra, hemen tevbe etmek farzdır. Tevbeyi bir saat geciktirince, günah iki kat olur. Tevbe ettim demek, tevbe olmaz. Çünkü, tevbenin sahih olması için üç şart lazımdır: 1-Hemen günahı bırakmalıdır. 2-Günah işlediğine, Allahü teâlâdan korktuğu için, utanmak ve pişman olmak lazımdır. 3-Bu günahı bir daha hiç yapmamayı gönülden söz vermektir. Allahü teâlâ şartlarına uygun olan tevbeyi kabul edeceğine söz vermiştir. Hasan-ı Basri hazretleri tevbenin şartlarına uygun olarak hem dil, hem de hâl ile yani günahları, haramı terk etmekle ve hak sahipleriyle helalleşmekle yapılması lazım olduğunu bildirmiş, şartlarına uygun olmayan tevbenin tam tevbe olmadığını belirtmek için de; "Bizim tevbemiz de tevbeye muhtaçtır" buyurmuştur. Ahmed bin Asım Antaki hazretlerine; -Günah işlendiğinde, yapılacak en faydalı iş nedir? denildiğinde cevabında: -Bir kimse bir günahı yapıp, sonra onu gözünün önüne getirip, ölünceye kadar, ben Rabbimin emrine niçin karşı geldim, niçin bu günahı işledim? diye pişman olup, bir daha, öyle bir günaha dönmemesidir buyurmuştur ki, işte bu hâl, tevbe-i nasuhtur, yani bir daha günaha dönmemek üzere yapılan tevbedir. Seyyid Ahmed-i Bedevi hazretleri, talebesinden birisinin, tevbe-i nasuhun ne olduğunu sorması üzerine; "Tevbenin hakikati, geçmiş günahlara pişman olmak, gelecekte olacağa istigfar etmek, affını istemektir. İşlenen günaha tamamen pişman ve bizar olmak, bir daha o günahı işlememeye canu gönülden azmetmek ve bu çeşit bir tevbe ile kalbi temizlemekten ibarettir” buyurmuştur. Ahmed Cami hazretlerine yirmi iki yaşında iken tevbe etmek nasip olur. O yaşa kadar arkadaşları ile zevk ü sefa içinde yiyip içer. Bir gün içki getirmek sırası kendisine gelir. Bulundukları yerde kırk küp içkileri vardır. İçki almak için gidip baktığında hiç birinde şarap bulamaz. Şaşırıp kalır. Sonra merkebi ile şarap almak için bağa gider. Oradaki şarapları merkebe yükler. Merkep yürümemekte inat eder. Hayvanı yürütmek için sertleştiği anda; " Ahmed niçin bu hayvanı incitirsin? Onu biz yürütmüyoruz. Biz irade etmeden yürümeyeceğini bilmiyor musun? Arkadaşların özrünü kabul etmezse, biz kabul ederiz" diye bir ses işitir. Hemen yere kapanır ve; "Ya Rabbi! Tevbe ettim. Bundan sonra hiç şarap içmeyeceğim. Emreyle merkep yürüsün. O insanlara mahcup olmayayım" diye yalvarır. Merkep yürümeye başlar. Arkadaşlarının yanına varıp şarabı önlerine koyduğunda, arkadaşları; -Sen de iç derler. -Ben tevbe ettim cevabını verdiği halde, arkadaşları içirmek için ısrar ederler. Tam o anda; "Ya Ahmed! Ellerinden al, iç ve içtiğin bardaktan onlara da içir" diye bir ses duyar. Bunun üzerine hemen alıp içer. Fakat şarap, Allahü teâlânın kudreti ile bal şerbetine çevrilmiştir. Orada bulunanlara da tattırır ve arkadaşları da tevbe ederler. Bayezid-i Bistami hazretleri bir gün talebeleriyle giderken, yollarının üzerinde aklen özürlü olanların tedavi edildiği bir yere rastlarlar. Talebelerden birisi, orada tedavi için bir şeyler yapmaya çalışan baştabibe yaklaşıp; -Günah hastalığı ile hasta olanlar için bir ilacınız var mıdır? diye sorar. Baştabib cevap veremeyip susunca, ayağı zincirle bağlı bir hasta, Bayezid-i Bistami hazretlerinin dua ve teveccühü ile şöyle der: -O derdin ilacı şöyledir: Tevbe kökünü istigfar yaprağıyla karıştırıp, kalb havanına koyarak, tevhid tokmağıyla iyice dövmeli. Sonra insaf eleğinden eleyip, gözyaşıyle hamur etmeli. Daha sonra Aşkullah ateşinde pişirip, muhabbet-i Muhammediyye balından katarak, gece gündüz kanaat kaşığıyla yemelidir. Ebu Bekir Kettani hazretleri buyuruyor ki: "Tevbe, şu altı şeyi ihtiva eder: Yaptığına pişman olmak. Bir daha günah işlemeyeceğine azmetmek. Kaçırdığı farzları yerine getirmek. Üzerinde olan hakları sahiplerine vermek. Haramdan hasıl olan vücuttaki fazlalıkları atmak. Bedene, günahın tadını tattığı gibi, ibadet zevkini tattırmak." Netice olarak Ebu Abdullah Seczi hazretlerinin buyurduğu gibi; "Azalarıyla ve kalbiyle günah işleyip de, sadece dili ile tevbe eden, azasını ve kalbini günahlardan uzak tutmayan kimse ne kötü kuldur." siz sevgi değer medine formunun müdavimi kardeşlerimin ve bu acizin rabbim günahlarını afffede amin | |
Konu Sahibi CaferTayar 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Hacet kapısın tıklarken | Şiirler ve Şairler | CaferTayar | 0 | 2035 | 13 Eylül 2008 11:34 |
geçmiş zaman aynası | Şiirler ve Şairler | CaferTayar | 0 | 2141 | 13 Eylül 2008 11:29 |
Cuma Günü Selevat Getirmenin Önemi: | Dua Bölümü | Seyyid | 1 | 2490 | 12 Eylül 2008 12:39 |
rahmet katrelerinde bir cuma soluğunda dua | Dua Bölümü | CaferTayar | 0 | 2366 | 12 Eylül 2008 12:31 |
Hayat ve kulluğumuz açısından Ramazan | Cuma-Bayram-Kandiller | CaferTayar | 0 | 2050 | 06 Eylül 2008 13:07 |
20 Ocak 2008, 13:27 | Mesaj No:2 |
Cvp: Günahların bağışlanabilmesi için "Tevbe kökünü istigfar yaprağıyla karıştırıp, kalb havanına koyarak, tevhid tokmağıyla iyice dövmeli. Sonra insaf eleğinden eleyip, gözyaşıyle hamur etmeli. Daha sonra Aşkullah ateşinde pişirip, muhabbet-i Muhammediyye balından katarak, gece gündüz kanaat kaşığıyla yemelidir. "
__________________ Dünyayı Güzellik Kurtaracak. Bir İnsanı sevmekle başlayacak herşey... | |
28 Aralık 2008, 11:50 | Mesaj No:3 |
Cvp: Günahların bağışlanabilmesi için Tevbe ettim demek, tevbe olmaz. Çünkü, tevbenin sahih olması için üç şart lazımdır: 1-Hemen günahı bırakmalıdır. 2-Günah işlediğine, Allahü teâlâdan korktuğu için, utanmak ve pişman olmak lazımdır. 3-Bu günahı bir daha hiç yapmamayı gönülden söz vermektir. Allahü teâlâ şartlarına uygun olan tevbeyi kabul edeceğine söz vermiştir. Allah razı olsun hocam..
__________________ EN GÜZEL AŞK: ALLAH! | |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Allah için sevenleri biz Allah için çok sevdik | GÖKCEN_AZRA | Şiirler ve Şairler | 2 | 10 Eylül 2014 13:13 |
sıkıcı olmak için sıkıcı olmamak için!!! | medinelii | Serbest Kürsü | 3 | 05 Şubat 2014 22:21 |
Mısır için Direniş, İnsanlık için Direniş Miting 24.08.2013 | enderhafızım | İslami Haberler | 0 | 22 Ağustos 2013 17:08 |
Günahların Asılları | YaŞuHa | Muhtelif Konular | 0 | 17 Kasım 2011 13:11 |
Hutbe: Kendimiz için istediklerimizi başkaları için de isteyelim | Arasat | Tebliğ-İrşad-Vaaz-Hutbe-Nasihat | 0 | 23 Mart 2009 19:32 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|