|
Konu Kimliği: Konu Sahibi cavidan_sultan,Açılış Tarihi: 16Haziran 2008 (11:30), Konuya Son Cevap : 06 Aralık 2011 (10:49). Konuya 10 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
16Haziran 2008, 11:30 | Mesaj No:1 |
saç boyama saç boyama saç boyandığı zaman gusül abdesti geçermi geçmezmi birde sizin önerilerini alayım lütfen bana yardımcı olunuz selamün aleyküm hayırlı günler | |
Konu Sahibi cavidan_sultan 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Mutlu evlilikler nereye gitti? | Evlilik-Nikah Konuları | kul | 24 | 10390 | 13 Temmuz 2008 23:09 |
kısacık bi hikaye padişah ve köle | Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler | cavidan_sultan | 0 | 1917 | 02 Temmuz 2008 23:28 |
cennetlik eş | Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler | cavidan_sultan | 0 | 1642 | 02 Temmuz 2008 23:26 |
Mevlana'nın , Yunus Emre ile Karşılaşması ..! | Tasavvuf-Tarikat | cavidan_sultan | 0 | 2202 | 02 Temmuz 2008 22:53 |
Arslanın da Şerefi Var | Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler | cavidan_sultan | 0 | 1684 | 02 Temmuz 2008 22:41 |
16Haziran 2008, 11:54 | Mesaj No:2 |
Cvp: saç boyama
Saç kremi, saç boyası gibi saça sürülen şeyler tabaka teşkil edip etmediğine göre hüküm alır. Şayet saça sürülen madde, kına gibi tabaka teşkil etmiyor da, suyun saç tellerini ıslatmasını önlemiyorsa, abdeste de mani değildir, gusle de. Eğer tırnak üzerindeki oje gibi tabaka teşkil ediyor da, altına suyun geçmesine mani oluyorsa, abdeste de mani olur, gusle de... Buna göre durumu tespit etmeye ihtiyaç vardır. Gusülde de, abdestte de saç telleri ıslanıyor mu ıslanmıyor mu? Kına gibi ıslanıyor, tabaka teşkil etmiyorsa mahzur akla gelmemelidir. Sürülen boyalar saçın ıslanmasını, yani yıkanmasını önlüyorsa elbette mesele var demektir. Tabaka teşkil etmeyeni tercih etmek gerekecektir. Ahmet Şahin
__________________ EN GÜZEL AŞK: ALLAH! | |
16Haziran 2008, 12:01 | Mesaj No:3 |
Cvp: saç boyama tesekkürler ALLAH razı olsun belgin abla sen ne düşünüyorsun bu konuda seninde önerilerini almak isterim | |
16Haziran 2008, 12:02 | Mesaj No:4 |
Cvp: saç boyama
Acaba saçın cansız oluşu bir önem arzedermi, geçirimsiz boya kafa derisine sürülmezse, sadece saça sürülürse durum ne olur?
__________________ Çağımızın en büyük tutkusu köleliktir. | |
16Haziran 2008, 12:06 | Mesaj No:6 | |
Durumu: Medine No : 7 Üyelik T.:
14Haziran 2007 | Cvp: saç boyama Alıntı:
gülçincim arkadaşlar gerekli gerekli cevapları yazmış zaten ) benden tecrübeliler )
__________________ Her insan hata eder. Hata işleyenlerin en hayırlıları tevbe edenlerdir. Tirmizî, Kıyâme, 49; İbn Mâce, Zühd, 30. | |
16Haziran 2008, 12:19 | Mesaj No:7 | |
Cvp: saç boyama Alıntı:
__________________ EN GÜZEL AŞK: ALLAH! | ||
17Haziran 2008, 01:16 | Mesaj No:8 |
Cvp: saç boyama -Ailem dergisinden konu ile ilgili alıntıdır- Saç boyası gusle engel midir? Dr. Jale Şimşek Sevgili hanımlar, biz bayanlar, çok değer verdiğimiz, dökülüp azalacak diye korkup, üzerine titrediğimiz, çeşit çeşit şekil verdiğimiz saçlarımızın rengini de zaman zaman değiştirmeyi çok seviyoruz. Fakat, son zamanlarda kına dışında saç boyalarının haram olduğu ve eczaneden alınan tüp boyaların saç telinin üzerini bir tabaka halinde sardığı, dolayısıyla bu boyaların guslü engellediği iddia edilmektedir. Saçın rengini değiştirmek yani boyatmak, dinimizde yasak değildir. Bunun delili ise şu hadisi şeriflerdir: Hz. Muhammed (sas) saçları bembeyaz olmuş bir sahabeyi görünce, “Şu beyaz saçların rengini bir şey ile (boyayıp) değiştiriniz. Fakat siyaha boyamaktan kaçınınız.” buyurmuştur. (Müslim, “Libas”79) O dönemde yaşlı, Yahudi ve Hıristiyanlar saç ve sakallarını boyamazlardı. Bunun için de Hz. Peygamber, “Yahudi ve Hıristiyanlar (saç ve sakallarını) boyamaz. Onlara muhalefet ediniz (de boyatınız).” buyurmuştur. (Müslim, “Libas”80) Ancak burada bir emirden ziyade ruhsat ve müsaade söz konusudur. Bu hadislerin ışığında İslâm bilginleri saçın siyah dışındaki renklerle boyanmasını, kına ile saç renginin değiştirilmesini kural olarak caiz görürler. Kadınların saçlarını siyaha boyatamayacağını ileri süren bir görüş varsa da bu görüşe itibar edilmemiştir. Kısaca kadınların saçlarını siyaha boyatması caiz görülmüştür. Eczaneden temin edilen tüp boyaların saçı nasıl boyadığına gelecek olursak, bu boyalar laboratuvar ürünü olup, saça sürüldüğünde bekleme süresi içinde, kimyevi bir şekilde saç tellerinin hücrelerinin rengini değiştirir. Aynen kınada olduğu gibi. Bekleme süresi bitiminde saçın bol suyla yıkanması üzerine saç telleri tamamen yabancı maddeden arınır, geride rengi değişmiş saçtan başka ne bir döküntü, ne bir örtücü madde kalır; saç telleri, rengi dışında boyanmadan önceki halini alır. Sayı:71Bölüm:Dini bilgiler
__________________ Dünyayı Güzellik Kurtaracak. Bir İnsanı sevmekle başlayacak herşey... | |
26 Kasım 2008, 02:49 | Mesaj No:9 |
Durumu: Medine No : 176 Üyelik T.:
15 Eylül 2007 | Hidab (Saç Boyama)
Fasil : ZİNET BÖLÜMÜ Konu : Hidab (Saç Boyama) Ravi : Ebu Hüreyre Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Yahudiler ve hıristiyanlar (saçlarını) boyamazlar. Siz onlara muhalefet edin." (Bu hadis Tirmizi`de "(Saçınızdaki) aklıkların rengini değiştirin, yahudilere benzemeyin!" şeklinde gelmiştir.) HadisNo : 2111 Fasil : ZİNET BÖLÜMÜ Konu : Hidab (Saç Boyama) Ravi : İbnu Abbas Hadis : (Saçlarına) kına yakmış bir adam gelmiştir. Hz. Peygamber (sav): "Bu ne güzel!" buyurup takdir etti. (Az sonra) kına ve ketem ile boyanmış biri geldi. "Bu evvelkinden de güzel!" buyurdu. Sonra (saçlarını) sarıya boyamış biri daha gelmişti ki: "Bu öbürlerinden de güzel!" buyurdu. HadisNo : 2112 Fasil : ZİNET BÖLÜMÜ Konu : Hidab (Saç Boyama) Ravi : İbnu Ömer Hadis : İbnu Ömer, rivayete göre, sakalını sufra denen sarı boya ile boyar ve derdi ki: "Ben, Resulullah (sav)`ı gördüm, sakalını bununla boyamıştı, en çok sevdiği boya da bu idi. Bununla elbisesini boyadığı da olurdu." (Buhari ve Müslim`de, Hz. Enes`ten gelen bir rivayette şöyle denir: Resulullah hiç saçını boyamadı. Çünkü ondaki beyazlar çok azdı. Başındaki akları saymak istesem sayabilirdim. Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer (ra) saçlarını kına ve ketem ile boyarlardı.) HadisNo : 2113 Fasil : ZİNET BÖLÜMÜ Konu : Hidab (Saç Boyama) Ravi : Kerime Bintu Hümam Hadis : Bir kadın, Hz. Aişe`ye kına yakma hususunda sormuştu, şu cevabı aldı: "Bunda bir beis yok (kına yakılabilir). Ancak ben bundan hoşlanmam. Çünkü sevdiğim (sav), onun kokusunu sevmezdi." HadisNo : 2114 Fasil : ZİNET BÖLÜMÜ Konu : Hidab (Saç Boyama) Ravi : Aişe Hadis : Bir kadın, perde gerisinden Resulullah (sav)`a eliyle bir mektup uzattı. Resulullah (sav) elini derhal geri çekip: "Ne bileyim, bu el kadın eli midir, erkek eli midir?" buyurdu. Kadıncağız: "Kadın elidir!" deyince Hz. Peygamber (sav): "Sen kadın olsaydın, tırnaklarının rengini değiştirirdin" buyurdu. Bununla kına yakmayı kastetmişti. HadisNo : 2115 Fasil : ZİNET BÖLÜMÜ Konu : Hidab (Saç Boyama) Ravi : Aişe Hadis : Hint Bintu Utbe, Hz. Peygamber (sav)`e: "Ey Allah`ın Resulü, bana biat ver!" diye talepte bulunmuşta. Kendisine: "Hayır, şu ellerini değiştirmedikçe senden biat almayacağım. Ellerin tıpkı vahşi hayvanların ayağı gibi!" cevabını verdi. HadisNo : 2116 Fasil : ZİNET BÖLÜMÜ Konu : Hidab (Saç Boyama) Ravi : Ebu Hüreyre Hadis : Resulullah (sav)`a el ve ayaklarına kına yakmış bir muhannes getirdiler. "Bunu niye getirdiniz, nesi var?" diye sordu. Kendisine: "Kendisini kadınlara benzetmiştir!" dediler. Bunun üzerine Efendimiz emretti ve Naki` nam mevkiye sürgün edildi. "Ey Allah`ın Resulü, onu öldürmeyelim mi?" diye soranlar olmuştu ki: "Hayır!" dedi, "ben namaz kılanları öldürmekten men edildim." HadisNo : 2117 |
04 Aralık 2011, 21:13 | Mesaj No:10 |
Durumu: Medine No : 13855 Üyelik T.:
22 Mayıs 2011 | Saç boyama İnsanlarda, enseden alna kadar başın üzerini kaplayan kıllara "saç" denir. Saçlar kafatasını sıcağa, soğuğa ve hafif darbelere karşı korur. Memeli hayvanlarda, özellikle karada yaşayanların gelişmiş olanlarının başlarında da bu çeşit koruyucu kıllar bulunur. Bunlara bulunduğu yere göre saç, perçem, yele denir. İnsanların saçları genel olarak sarı, kızıl, kahverengi veya siyah renkte olur. İnsan bedeninde saça, kana, deriye renk veren maddelere "pigment" denir. Bedende üç ana pigment vardır. 1. Melânin: Kahverengi olup, küçük tanecikler halindedir. 2. Karoten: Sarı renkte olup, bu pigment bitkilerde de bulunur. Tereyağına ve havuca bu pigment renk verir. 3. Hemoglobin: Kanın kırmızı rengini bu pigment sağlar. Pigment, güneşin ışınlarını emer. Derideki melânin de özel hücreler yapar. Bu hücrelere "melânosit" denir. Melâninin açık veya koyu renkli olmasında oksitlenmenin büyük etkisi vardır. pigmentin tanecikleri az oksitlenirse renkleri açık olur, oksitlenme çoğalınca renkleri koyu kahverengiye kadar varır. Saçlarda, tüylerde pigment oluşmasının esasları da derideki gibidir. Saç telleri dibindeki melânositler kalıtıma göre saça renk verirler. Saçlardaki renk farkları taneciklerin yayılışına, oksitlenme derecesine bağlıdır. Açık renk kızıl saçlarda melâninden başka bir demir pigment daha bulunur. Saçların rengini koruyabilmesi için, saçların bulunduğu deri tabakası gerektiği gibi beslenmelidir. Beslenme iyi olmazsa, özellikle "B" vitamini, bakır eksikliği olursa, saçlarda beyazlaşma görülür. Besin iyi ayarlanırsa, saçların yeniden normal rengini aldığı olur. Diğer yandan yaşlılıkla ilgili saç ağarmalarının besinle ilgisi yoktur; vitamin tedavisiyle ve besinle saçlar normal rengine girmez. Çünkü yaşlılıktaki ağarma melânin hücrelerinin artık işini göremez hale gelmesinden olur. Kimi zaman ruhi sıkıntı sonunda saçların birdenbire ağardığı görülmüşse de, bunun nedeni bilimce kesin olarak açıklanamamıştır. Ancak bu gibi sarsıntıların bezlerin işleyişini etkilediğinde şüphe yoktur. Saçının rengi açık olan veya saçı ağaran kimsenin bunu boyatmasının İslâm'a göre hükmünü şu şekilde belirlemek mümkündür. İslâm'ın çıkışından önce yahudi ve hıristiyanlar güzel görünme ve süslenmenin Allah'a kullukla bağdaşmayacağını düşünerek, saçı boyayıp rengini değiştirmekten kaçınırlardı. Hz. Peygamber, ashabına bağımsız bir kişilik kazandırmak için saçı ve sakalı kına veya başka bir boya maddesi ile boyayabileceklerini bildirdi. Ebû Hüreyre (r.a)'tan nakledilen bir hadiste şöyle buyurulur: "Yahudi ve Hıristiyanlar (saçlarını) boyamaz. Siz onların aksini yapınız: yani saçlarınızı boyayınız" (Buhârî, Enbiyâ, 50; Libas, 67; Müslim, Libas, 80; Ebû Dâvud, Tereccül, 18; Nesâî, Zîne, 14). Ancak hadisteki emir bağlayıcı olmayıp mendupluk bildirir. Nitekim uygulamada Hz. Ebû Bekir, Ömer, Ali, Ka'b ve Enes (r.anhüm) gibi bazı sahabeler saçlarını boyamamıştır. Diğer yandan kullanılacak boyada siyah renk tercih edilmemelidir. Çünkü saç boyası genellikle yaşlı erkeklerin beyazlaşan saçları için söz konusu olur. Siyah renk yaşlı kimseyi, olduğundan çok genç gösterir. Bu durum kınalama veya boyayı amacından saptırabilir. Nitekim Mekke'nin fethi günü Hz. Ebû Bekr'in yaşlı babası Ebû Kuhâfe'nin saçlarının ağaç çiçekleri gibi beyazlaştığını gören Rasûlüllah (s.a.s) şöyle buyurmuştur: "Bu beyaz saçı değiştiriniz ve siyahtan sakınınız" (bk. Ebû Dâvud, Tereccül, 18; Nesâî, Zîne, 15; Ahmed b. Hanbel, I,165, 356, II, 261, 499, III,160, 322). Ancak saçı beyazlaşan kimse genç olursa, onun siyaha boyamasında bir sakınca görülmemiştir. Nitekim Sa'd b. Ebî Vakkas, Ukbe b. Âmir, Hasan, Hüseyin ve Cerîr gibi sahabelerin bu rengi tercih ettikleri nakledilmiştir (Yusuf el-Kardâvî, el-Halâl vel-Harâm fil-İslâm, Terc. Mustafa Varlı, Ankara 1970, s. 102, 103). Boya malzemesi olarak Allah elçisi kınayı tavsiye etmiştir: "Saçın beyazlığını değiştirmek için kullandığınız şeylerin en iyisi kına ve keten bitkisidir" (Ebû Dâvud, Tereccül, 18; Tirmizî, Libâs, 20; Nesâî, Zîne, 16; İbn Mâce, Libâs, 32; Ahmed b. Hanbel, V, 147, 150, 154). Hz. Enes b. Mâlik, Hz. Ebû Bekr'in saçlarını kına ve ketenle, Hz. Ömer'in ise yalnız saf kına ile boyadığını nakletmiştir (el-Kardâvî, a.g.e., s. 103). Sonuç olarak erkek veya kadının beyazlaşan saçlarını sarı veya kızıl renge boyamaları müstehap görülmüş; siyaha boyamaları ise, sağlam görüşe göre, caiz görülmemiştir. Ancak genç kimsenin siyah boya kullanmasında da bir sakınca yoktur. Diğer yandan boya malzemesi olarak kına ve vesîme denilen, boya sanayiinde kullanılan bir bitkinin tercih edilmesi tavsiye edilmiştir (İbn Âbidîn, Reddül-Muhtâr, Terc. Ahmed Davudoğlu, İstanbul 1982-1988, XV, 378, XVII, 314). El, ayak veya başa sürülen kınanın katı olan malzemesi temizlendikten sonra deri veya saçlarda bıraktığı renk, suyun deriye nüfûzuna engel değildir. Bu yüzden abdest veya gusle mani olmaz (İbn Âbidin, a.g.e., I, 224). |