|
Konu Kimliği: Konu Sahibi Yitiksevda,Açılış Tarihi: 10 Ağustos 2008 (16:33), Konuya Son Cevap : 11 Ağustos 2008 (09:13). Konuya 22 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
10 Ağustos 2008, 17:16 | Mesaj No:21 |
Durumu: Medine No : 2 Üyelik T.:
10 Nisan 2008 | İNSANIN MENŞEİ (insan nereden gelmiştir? 2Bir evrim(evolution) ile mi bugünkü halini 22.İNSANIN MENŞEİ , (insan nereden gelmiştir? 2Bir evrim(evolution) ile mi bugünkü halini almıştır, yoksa başlangıçta bugünkü şekli ile fevkalbeşer bir varlık mıydı?) Biz Müslümanlara göre Cenab-ı Hakk, yeryüzünde ilk önce insan olarak, Hazret-i Âdem ile Hazret-i Havva'nın cesedlerini yaratmış, onlara ruh vermiştir. istisnâsız olarak da bütün insanlar ve milletler bu tek baba ile anadan türemişlerdir. insanın maddî varlığını teşkil eden unsurlar, ne gibi safhalar geçirirse geçirsin, insan yapısındaki insan unsurundan başka bir mahiyet taşımaz. Bu husus insanda böyle olduğu gibi sair canlılarda da böyledir. Hiç bir nevi, diğerinin mahiyet ve hususiyetini taşımamaktadır. Göklerde uçan kuşlar bile nevileri içinde ayrı bir cemaat ve hususiyet arzederler. Bu sûretle her nevi, ancak kendi nevi hususiyeti içinde tekâmül ve inkişaf eder. Binâenaleyh Müslümanlık bir canlının zamanla veya tekâmül yolu ile bambaşka bir şekil ve mâhiyet alacağını kabul etmez. Akıl ve zekası ile kâinata hakim olmağa çalışan ve bu şerefe de lâyık bulunan insan neslinin herhangi bir hayvanın tekâmülünden meydana gelmiş olduğunu farzetmek, gözlerimizin önünde cereyan edip duran tabîî kanunları, hâdiseleri, akıl ve mantığı hiçe saymak demektir. Eğer tekâmül kanunu tabiî bir kanunsa, onun da devam ve ittırâdı zarûrî idi. Halbuki bütün insanın, insan nevini; maymunun da maymun nevini üretip durduğu ve hiç birinin diğerine karışmadığı görülüp dururken, dün tekâmül kanununun insanı herhangi bir hayvandan meydana getirdiği ve sonra da her iki cinsi kendi hallerine bıraktığı akl-ı selim sahibleri için nasıl kabul edilebilir. İşte Müslümanlık bu gibi inanışları fikrî sapıklık sayar da insanı insan, hayvanı da hayvan olarak kabul eder. O halde insan, yeryüzüne insan olarak çıkmış ve çıkmakta ve insan olarak yaşamış ve yaşamakta ve insan olarak ölmüş ve ölmektedir. Bununla beraber Cenab-ı Hakk'ın bütün canlıları ve hususiyle insan nev'ini takdîr-i ezelîsi ile bedenî ve ma'nevî bir tekamül ve inkişâfa müstaid ve mazhar kıldığına da inanırız. * * *
__________________ Sakın başkasının kölesi olma; çünkü ALLAH seni hür yaratmıştır . -İmam Ali- (a.s) |
10 Ağustos 2008, 17:18 | Mesaj No:22 |
Durumu: Medine No : 2 Üyelik T.:
10 Nisan 2008 | İbadet 23. İBÂDET. (Sabit şekiller var mıdır? Ferdi düşünceler - ibâdet için muayyen zamanlar?) C E V A P : 23 Müslümanlıkta her ibadetin muayyen şekli ve muayyen zamanı vardır. Allâhu Teâlâ'nın kâfî olarak emir buyurduğu ibadetler. A) Namaz B) Oruç C) Hac D) Zekat'dır A) Namazın çeşitleri vardır. Beş vakit namazla Cuma ve cenaze namazı farz'dır. Bayram namazı ile vitir namazı vâcib'dir. Farz ve vâcib olmayarak kılınan namazlar sünnet veya müstehab olur. Namazın içinde ve dışında olmak üzere şartları ve rükünleri de vardır. Namaz muayyen usûlüne göre eda edilir. Namazın şartlarından birisi de vakittir. Beş vakit namazın edaları için zaman ta'yin buyrulmasında büyük hikmetler vardır. Hayat meydanına atılan insanların bir takım didinmelere, rekabetlere, muâmelelere daldıkça daima gafletle isyâna, günâha düşmeleri mümkündür. İnsanların bu gaflet yüzünden başlarına getirdikleri ve getirecekleri zarar ve hüsran da büyüktür. İnsanları gaflete daldıkça uyandıracak ve yaptıkları bütün işlerden dolayı bir gün sorguya çekileceklerini hatırlatacak bir vesîleye çok ihtiyaç vardır. İşte namaz, her an murâkabe altında bulunduğumuzu, sabah, öğle, ikindi, akşam, yatsı vakitlerinde yani günde beş defa bize hatırlatan bir ibadet olduğu için emir olunmuştur. 6) Her sene Ramazan'da bir ay oruç tutmak da Allâhu Teala'nın emir ettiği bir ibâdettir. Oruç, tan yeri ağarmağa başladığı zamandan güneş batıncaya kadar bir şey yememek, içmemek, orucu bozan şeylerden sakınmak suretiyle tutulur. Bunun da kullara âid maddî ma'nevî büyük menfâtlerı vardır. C) Hac ibadeti de, hali vakti yerinde olan her Müslümanın, şartları bulunduğu takdirde ömründe bir kere, muayyen zamanda muayyen mahalleri, muayyen usûlüne göre ziyaret etmektir. D) Zekat, dînen zengin sayılan Müslümanların yıldan yıla mallarının muayyen ölçüsüne göre zekatını hesaplayıp fakirlere vermeleri, dînî bir vergi olarak Allah tarafından emir olunmuş bir ibadettir. Bu ibadetlerin içtimâî hayattaki faydası ve hikmetleri herkesçe müsellemdir. İbadetlerin zaman ve şekilleri Allahu Teala tarafından tayin buyrulduğu için onlar hiç bir sûretle reforma tâbi olamazlar. Başka bir şekle ve başka bir zamana çevrilemezler. Muayyen bulunan ibadetlerin şekil ve zamanlarına aykırı olarak yürütülecek rey ve mütalaaların Müslümanlıkta yeri ve değeri yoktur.
__________________ Sakın başkasının kölesi olma; çünkü ALLAH seni hür yaratmıştır . -İmam Ali- (a.s) |
11 Ağustos 2008, 09:13 | Mesaj No:23 |
Cvp: Bir Amerikalının Müslümanlık Hakkındaki 23 Sualine CEVAPLAR
hocam allah razı olsun bir çok konuda bilgi vermişsiniz elinize saglık
__________________ her şeyin bir zamanı vardır sadece sabret.... | |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Göstergesel Müslümanlık | FECR | Serbest Kürsü | 3 | 11 Kasım 2014 15:45 |
Dijital Müslümanlık | FECR | Serbest Kürsü | 1 | 09 Kasım 2014 13:42 |
Günümüzde müslümanlık | umut628 | Serbest Kürsü | 2 | 12 Eylül 2014 18:21 |
bu müslümanlık nerede ? | Mahru | Makale ve Köşe Yazıları | 13 | 17 Şubat 2013 17:19 |
Dört Soruya Göre Müslümanlık | enderhafızım | Makale ve Köşe Yazıları | 0 | 22 Ekim 2012 13:59 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|