|
Konu Kimliği: Konu Sahibi CaferTayar,Açılış Tarihi: 03 Ekim 2007 (11:55), Konuya Son Cevap : 15 Kasım 2007 (18:26). Konuya 3 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
03 Ekim 2007, 11:55 | Mesaj No:1 |
mekândan münezzeh allahı ahi rette onu nasıl göreceğiz? mekândan münezzeh allahı ahi rette onu nasıl göreceğiz? Zamandan ve mekândan münezzeh olan Allah ahirette, zamandan ve mekândan münezzeh ve keyfiyetsiz olarak görülecektir. Kıyamet kopmadan ve ahiret âlemi kurulmadan yüce Allah’ı görme şerefi ilk ve tek olarak Peygamberimiz’e (a.s.m.) nasip olmuştur. Peygamberimiz’in (a.s.m.) diğer peygamberlerden, tüm meleklerden üstün olmasının ve “Levlâke” sırrına mazhar olmasının bir sebebi de bu mazhariyettir. Peygamber Efendimiz (a.s.m.) ise Mi'racta Arş-ı Azama çıkmış ve Kab-ı Kavseyn makamında tüm varlığı arkasına alarak Cenâb-ı Hak’la görüşmüştür. Kab-ı Kavseyn, imkân ile vücub ortasında bir makamdır. İmkân, zerreden galaksilere, yeryüzünden Arş-ı Azama ve dünyadan ahirete kadar tüm yaratılmış varlıkları kapsamaktadır. Yani, “kaf-nun” (kün/ol) tezgâhından çıkan emirle yaratılan tüm varlıklardır. Vücub ise; zatıyla, şuunatıyla, sıfatlarıyla, isimleriyle ve fiilleriyle varlığı kendinden olan, zamandan ve mekândan münezzeh olan Cenâb-ı Hakk’ın varlık mertebesidir. Cennette Cenâb-ı Hakk’ın görülmesi, rü’yeti Peygamber Efendimiz’in Kab-ı Kavseyn’de görmesi gibi ya da buna benzer bir şekilde gerçekleşecektir. Peygamber Efendimizin (a.s.m.) ifadesiyle ne göz görmüş, ne kulak işitmiş, ne de insanın kalbine hutur edilmiş olan Cennet hayatını bile dünya hayatı ile kıyaslamak mümkün değilken, Cennetteki nimetlerin en büyüğü olan rü’yetullahı anlamak insanın sınırlı aklı için imkânsız bir durumdur. Yeryüzünde varlıklar üzerinde isimlerinin tecellileriyle Cenâb-ı Hakk’ı tanımaya çalışan bir mü’min, ahirette tüm perdelerin kalkmasıyla Cenâb-ı Hakk’ı daha yakından tanıyacak ve keşfedecektir. Allah imtihan dünyasında kendi zatını; şuunatı, sıfatı ve esmasının yetmiş bin perdesiyle gizlemiştir. Esma, sıfat ve şuuûnat perdelerinden geçmeden rü’yete mazhar olmak mümkün değildir. Ahirette ise her mü’min Cennetteki derecesine göre rü’yete mazhar olacak ve huzuru en zirve noktada yaşayacaktır. Bu öyle bir mazhariyettir ki, Cennet hayatının bin senesi Cenâb-ı Hakk’ın cemalinin bir saat rü’yetine denk olmayacaktır. İnsan aklı ancak gördüğü ve bildiği şeylere bir şekil ve keyfiyet verebilir. Bunun için insan bu dünyada yüce Allah’ı “mevcud-ı meçhul” unvanı ile tanımalıdır. Yani Allah’ın tanınması, bilinmesi, marifeti hiçbir şekille, suretle ya da özelliklerle sınırlamamaktan geçmektedir. “Allahu Ekber”in hakikati de bu sırra dayanır. Yani Allah daima, bizim bildiğimizden, anladığımızdan daha büyüktür, yücedir, aşkındır. Akıl, kalp, ruh gibi varlığı kesin olarak bilindiği halde mahiyetleri bilinmeyen çok şeyler vardır. Önceki asırlarda en büyük dâhilerin bilmediklerini günümüzde çocuklar biliyor. Çünkü ilim geliştikçe akıl da gelişiyor. Dün imkânsız olan bir şey bu gün sıradan kabul ediliyor. İşte ahirette de dünyada imkânsız gibi görünen çok şeyler gerçekleşecektir ve alışılmış bir durum olacaktır. Ahiret ve bilhassa Cennet hayatı ve keyfiyeti çok farklı olacağı için bu dünyada imkânsız olan bir şey ahirette mümkün olacaktır. Cennete giren bir mü’min melekleri ve cinleri görebilecektir. Cennette her şey canlı olacağı için taşlarla, ağaçlarla ve tüm varlıklarla konuşulabilecektir. Bir anda birçok yerlerde bulunabilecek ve pek çok işi bir anda yapabilecek ama bir işi diğerine mani olmayacaktır. Böyle bir âlemde elbette dünyada imkânsız olan pek çok şey Cennetin âdî işlerinden sayılacaktır. Geniş, ebedî, nuranî ve sınırların olmadığı Cennette, insanın bedeni de hayal hızında, ruh hafifliği ve kuvvetinde olacaktır. Cennet ehlinin ruhları tam anlamıyla bedenlerine hâkim olacağından aynı anda yüz bin yerlerde bulunup, yüz bin hurilerle sohbet etmeleri ve yüz bin farklı zevki tatmaları mümkün olacaktır. İşte bu derecede gelişmiş bir beden ve ruh Cenâb-ı Hakk’ı zamandan ve mekândan münezzeh bir keyfiyetle görecek ve Cennet nimetleriyle kıyaslanmayacak ilâhî zevkleri tadacaktır. Son olarak, biz bu dünyanın dar ve maddi kalıpları ile rü’yetullahı anlayamayız, anlatamayız. Yalnız deriz: “İdrak-i meâli bu küçük akla gerekmez Zira bu terazi o kadar sıkleti çekmez.” | |
Konu Sahibi CaferTayar 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Hacet kapısın tıklarken | Şiirler ve Şairler | CaferTayar | 0 | 2014 | 13 Eylül 2008 11:34 |
geçmiş zaman aynası | Şiirler ve Şairler | CaferTayar | 0 | 2129 | 13 Eylül 2008 11:29 |
Cuma Günü Selevat Getirmenin Önemi: | Dua Bölümü | Seyyid | 1 | 2481 | 12 Eylül 2008 12:39 |
rahmet katrelerinde bir cuma soluğunda dua | Dua Bölümü | CaferTayar | 0 | 2353 | 12 Eylül 2008 12:31 |
Hayat ve kulluğumuz açısından Ramazan | Cuma-Bayram-Kandiller | CaferTayar | 0 | 2025 | 06 Eylül 2008 13:07 |
06 Kasım 2007, 13:44 | Mesaj No:2 |
Cvp: mekândan münezzeh allahı ahi rette onu nasıl göreceğiz?
EY SIRSIN HANİ, BENİM ŞOL MAHDUT AKİLİM, O'NUN HUDUTSUZLUĞUNU NASİL İDRAK İDE? ANCAK BİLİR GÖNÜLÜM, ÇÜNKÜ ODA HUDUTSUZ, YERSİZ VE MEKANSIZ, BU ÖZELLİĞİNİ ONA HAK VERMİŞTİR BİLİRİM, GÜNÜ GELİNCE DÜŞÜNDÜRTTÜĞÜ GİBİ GÖRDÜRTECEKTİR DE EMİNİM, O OL DER VE HER OLMAZ OLUR............. | |
13 Kasım 2007, 07:45 | Mesaj No:3 |
Cvp: mekândan münezzeh allahı ahi rette onu nasıl göreceğiz?
allah insanı "halk" etmiştir. içine kendi ruhundan üflemiştir. insanı neden yatarmıştır? insanlar hakkın kopyasıdır. rabbimizin sıfatları biz insanların üzerinde tecelli etmektedir. unutmayın. şeytan allahı biliyordu. fakat edeme secde etmedi.. neden mi? çünkü bilmiyordu hakkın tecellisi olduğunu. haktan bi parca olduğunu. tipe baktı. şekle baktı. üstün olduğunu sandı. işte şeytanın tanımıdır bu! ahirette rabbimizi nasıl göreceğiz. umarım gören kullardan oluruz. yaşamaktan ibadet etmekten kasıt cennetmidir. huriler saraylar köşklermidir? yunusa göre buyrun hepsi sizin olsun, yani bizim en büyük ödül rabbimizin cemalidir. ulaşan hak ile coşan kullar olmamız umudu ile... | |
15 Kasım 2007, 18:26 | Mesaj No:4 |
Cvp: mekândan münezzeh allahı ahi rette onu nasıl göreceğiz?
eyvallah sevgi değerler eyvallah zaten onu gönlümüzde bilmenin sırrı şahdamar yakınlığıdırda hiç düşündükmü o bize böylesine yakınken biz nekadar uzağız el müminü miratül mümin derya hani efendimiz as işte bu hal bir hazzın kurbiyetini hissettirir gönüllerde ve bizde bu ahvalin iz düşümünde haza muhammedi olmanın asaletiyle sanırım çözeriz ne dersiniz | |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
ALLAH TEALA yerde de gökte de değildir,mekandan münezzehtir. | vertyucek | Allah(c.c) | 0 | 06 Ağustos 2017 21:57 |
miniklerimize nasıl Allahı anlatabiliriz? | talibetün | Çocuk ve Aile Sağlığı | 0 | 04 Temmuz 2012 23:10 |
Allah’ın zamandan münezzeh olması nedir? | Belgin | Soru Cevap Arşivi | 0 | 13 Nisan 2009 11:51 |
Allah mekandan münezzehtir ayetlerde göklerdedir diyor açıklayabilirmisiniz | MERVE DEMİR | Soru Cevap Arşivi | 0 | 08 Nisan 2009 11:37 |
Çocuklarımıza Allahı Nasıl Anlatacağız? | Belgin | Çocuk ve Aile Sağlığı | 0 | 08 Nisan 2009 10:39 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|