|
Konu Kimliği: Konu Sahibi Nebevi Sevda,Açılış Tarihi: 31 Aralık 2019 (00:31), Konuya Son Cevap : 06 Ocak 2020 (16:29). Konuya 30 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
31 Aralık 2019, 00:31 | Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 59388 Üyelik T.:
05 Nisan 2018 | Bârî-Musavvir-Gaffâr Esmalarını Tanıyalım Bârî-Musavvir-Gaffâr Esmalarını Tanıyalım Bismillah Rabbim çalışmamızı bereketli eylesin inşallah El-Bârî- El-Musavvir- El-Gaffâr |
Konu Sahibi Nebevi Sevda 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Sen sesini çıkarmadıkca | Nebevi Sevda/Kişisel | Nebevi Sevda | 0 | 20 | 02 Aralık 2024 20:00 |
Bazen iyidir | Nebevi Sevda/Kişisel | Nebevi Sevda | 8 | 103 | 28 Kasım 2024 18:51 |
Bu işler hep böyledir | Nebevi Sevda/Kişisel | Vasat | 3 | 67 | 27 Kasım 2024 13:42 |
MEHMED dizisi | Nebevi Sevda/Kişisel | Nebevi Sevda | 2 | 53 | 26 Kasım 2024 11:06 |
Seni unutmadık | Nebevi Sevda/Kişisel | Nebevi Sevda | 0 | 31 | 24 Kasım 2024 22:47 |
31 Aralık 2019, 12:02 | Mesaj No:2 |
Durumu: Medine No : 59388 Üyelik T.:
05 Nisan 2018 |
Hayırlı kardeşlerim öncelikle isimleri tek tek ele alacağız O ismi tefekkür edip sonra test sorularına geçeceğiz insallah El Bari : Yaratılanları düzgün, âdeta bir kalıptan dökülmüşçesine uyumlu ve ahenk üzere yaratmaktır. Bu uyum öyle bir uyumdur ki, gök cisimlerinin hareketinin hiç şaşmaması, yörüngelerinde yüzen gezegenlerin hiçbir şekilde sapmaması, gece ve gündüzün ve dahi mevsimlerin birbirini takip etmesi hep bu uyumun birer tezahürüdür. “el-Bâri” kapsadığı bir başka konu da mahlûkatın özünün afetlerden korunmasıdır. TEFEKKÜR ; Insan kendisine bahşedilen gücü ve kuvveti, yerli yerinde, maslahata uygun bir şekilde ve Allah Teâlâ’nın emir ve yasakları doğrultusunda kullanmalıdır. Zaten Allah Teâlâ tarafından kendisine bahşedilmiş olan akıl nimeti, bunu sağlamaya yetecek bir niteliktedir. Her seri üretimde bir kalıp hazırlanır. Bu kalıba arketip (ilk örnek) veya prototip (orijinal örnek) deniyor. El-Bârî olan Allah her şeyin, önce âdemini yaratır yani; ilk örneğini eşsiz benzersiz taklit edilemeyen bir ustalıkla yaratandır. El-Hâlık ile el- Bârî arasında fark vardır. Hâlık genel yaratmayı ifade eder Bârî ise genel yaratmanın ilk örneklerini yaratan demektir. Resmin üst kısmında insanlardan bile önce yaratılmış bir kelebeğin milyonlarca yıldır gelen neslini kozanın halleri ile anlattık. El-Bârî olan yaratıcının yaptığı bu mükemmel tasarımın bir âdemi olduğunu, lafza doğru ilk haline dönen kelebek kozalarıyla vermeye çalıştık. Bu evreni ve içerisindeki her şeyi yoktan var eden bir yaratıcının varlığını, varlık; var oluşu ile haykırmaktadır. En küçük bir resim bile ressamsız olmazken nasıl olurda resimlerin en büyüğü olan koca kâinat ressamsız olabilir? Kâinatta gözümüzün gördüğü her şey Allah’a işaret eden bir ayet ve ilahi bir resim hükmündedir. Gördüğümüz her şey yüce rabbimizin eşsiz ve benzersiz yaratıcılığına delalet eder. O’nun yaratmasına bir sınırda koyamayız. Yarattığı şeylerin pek azından haberimiz bulunmaktadır. Cennet, cehennem, cin, melek ve isimlerini bilemediğimiz nice varlıklar yaratıldıkları halde gözlerimizin önünde değildir. Akıl ve idrakimizi aşan nice mahlûkattan ve varlıktan haberimiz bile yok. Dünya yaratıldığı günden bu güne hala yıldızların çoğunun ışığı bile bize ulaşamamış. İşte Allah’ın mutlak yaratıcılığını sadece bu evrenle sınırlayamayız. Allah (c.c.) mahiyetlerini bilemediğimiz nice evrenlerin de sahibidir. Allah’ın (c.c.) mülküne ve yaratmasına bir son düşünülemez. Çünkü “O, her an yaratma halindedir (Rahmân suresi, ayet 29). Etrafımız, farkında olduğumuz veya olmadığımız, sayısız varlıklar eşsiz ve benzersiz yaratıcın delilleri ile doludur. Örneğin, havadaki gazların karışımı tüm canlıların yaşamlarını sürdürebilmesi için en elverişli şekilde oranlanmıştır. İnsanlar ve hayvanlar yaşayabilmek için oksijen alır ve karbondioksit verirler. Ancak bu işlem sürekli devam ettiği halde havadaki oksijen miktarı azalıp, karbondioksit miktarı artarak mevcut dengeyi bozmaz. Çünkü bu noktada çok ince bir düzen var edilmiştir; insanların ve hayvanların tersine bitkiler, yaşamlarını sürdürürken karbondioksit alır ve oksijen verirler. Dolayısıyla insanların ve hayvanların tükettiği oksijen, bitkiler vasıtasıyla tekrar üretilir ve dünyadaki denge korunur. Bundan dolayı tıpkı aynısı olan bir ağaç yaprağına dünyada rastlanılamaz. Tabii bunun en güzel tecellisi insan yüzlerinde kendisini göstermiştir. İkizler de dâhil olmak üzere dünyada her bir insanın yüzünde, parmakların ve dna’sında ayırıcı özellikler, nitelikler bulunur. Hatta dünya tarihi boyunca ölmüş olanlar için de aynı durum söz konusudur. Allah (c.c.) her insanı farklı bir biçimde tasarlayarak yaratmıştır. Bu da büyük bir nimettir. Zira Allah El-Bari olmasaydı insanlar birbirinin aynısı olarak yaratılmış olacaklardı. Bu da hukuk düzenin altüst olmasına sebep olacaktı. Herkes birbiriyle karıştırılırdı. Bir hırsız için kesin delil asla bulunamazdı, evli eşler birbirlerini başkalarından ayıramazlardı. Güvenlik, asayiş ve neslin muhafazası imkânsızlaşırdı. Allah (c.c.) zatını duyu organlardan gizlemesine karşın eserleri ile bize Kendi’sini tanıtma yolunu seçmiştir. Allah (c.c.) sıfatlarını ve güzel isimlerini varlık âleminde tecelli ettirmiştir. Her şey O’ndan söz ederken O Kendi’sini gizlemiştir. Çünkü O, varlık âleminin ötesindedir; yaratıcıdır. Varlık âleminden yüce ve aşkındır (el-Aliyy, el-Müteâlî). Buna göre yaratılmış olan her şey Allah’ı (c.c.) bize tanıttığına göre çok değerlidir. Bu açıdan Allah’ın el-Hâlık, el-Bâri’, el-Musavvir güzel isimleri hem kulu yaratılmış olan şeylerde Allah’ı (c.c.) sıfat ve güzel isimleriyle tanımasına (tefekküre) sevk etmekte hem de kulun O’nu bu güzel isimlerle yüceltmesini gerekli kılmaktadır. İşte Allah’ın eşsiz ve benzersiz bir yaratıcı olduğunu ifade eden isimlerden biri de El-Bari ismidir. El-Bari olan Allah insanoğlunun uzuvlarını belli bir ölçüde ve uygunlukta yaratmıştır. Organlardaki bu ölçü ve uyum, Allah’ın (c.c.) varlığına ve birliğine bir işarettir. İnsanın ellerine, gözlerine, kulaklarına, diline, yüzüne bakıp da tüm bunların tesadüfen yaratıldığına inanması bozulmamış bir fıtrat açısından imkansızdır. Bunu hiçbir vicdan kabul edemez. Tüm bu organların biçimi, ölçüsü, bunları tasarlayıp yaratan bir Allah’ı (c.c.) gerekli kılmaktadır. Aynı biçim ve ölçü tüm diğer canlı varlıklarda olduğu gibi evrende yıldız ve gezegenler arasında da vardır. Dünyamızın büyüklüğü, güneşe uzaklığı, eğimi bizim yaşamımıza uygun olmak üzere çok ince hesaplarla belirlenmiştir. El-Bâri’ güzel ismi tüm canlı varlıkların türlere ayrılırken farklı biçimlerde ve özelliklerde her birinin hem cinsleri içerisinde de biri birinden farklı olarak yaratılmasında daha açık biçimde görülen bir esma’dır. Doğada her bir hayvan türü bir diğerinin besin zincirini oluştururken gerekli bütün savunma ve mücadele silahları ile donatılmış olarak yaratılmıştır. Kimisi gözlerinin keskinliğiyle, kimisi duyarlı koku almasıyla, kimisi işitmedeki üstünlüğüyle, kimisi yırtıcılığıyla, kimisi hızlı koşmasıyla, kimisi de doğurganlığı ile diğerlerinden üstün yaratılması sayesinde varlığını ve türünü korumaktadır. |
31 Aralık 2019, 12:20 | Mesaj No:3 |
Durumu: Medine No : 59388 Üyelik T.:
05 Nisan 2018 |
Kur’an-i çerçeveden biraz anlatalım: Kur’an-ı Kerimi okuyup anlamaya çalışan bir insan kur’anın bir talimi Esma kitabı olduğunu anlar. Çünkü kur’an yaratıcı ile yaratılanlar arasında kurulması gereken bağı sağlayan ilahi bir sözlerdir. Allah’ın kelamıdır. Yüce rabbimiz yüzden fazla ismini ezeli kelamında kullarına öğretir. Âdem (A.S) öz olarak öğretilen Esma-i Hüsna, sonraki süreçte tüm insanlığa kâinat kitabı ve ilahi kitap vasıtasıyla öğretilmiştir. Esmanın talim edilmesinin en büyük sebebi; sevenin sevdiğini razısını kazanmasıdır. Allah’ı razı etmenin tek yolu onu tanımaktır, onu tanımanın tek yolu onun esmasını tanımaktır, onun esmasını tanımanın tek yolu da onun ya kevni ve ya kitabi ayetlerini talimle mümkün olur. Kur’an ve Kainat-ı Kebir ile insanoğluna en geniş manada talimi esma dersi verilmiştir. Bunun bir neticesidir ki Kur’an tilavetinde bütün ilahi isimler birer parlak yıldız gibi nazar-ı dikkati celp ederler. Mesela El-Bari ismi Bakara suresinde Hazret-i Musa aleyhisselamın “hemen Bâri’e tevbe edin” hitabında da -bir cihetten- Esma talimi söz konusudur. Hazret-i Musa aleyhisselamın Esma-i Hüsna’dan Allah, Rab, Rahman, Halık gibi çok bilinen bir isim yerine fazla bilinmeyen Bâri’ ismini zikretmesinin önemli bir hikmeti olmalıdır. Dikkat çekici ayrı bir husus ise Bâri’ isminin ayette iki defa tekrar edilmesidir. Kur’an’da üç defa zikredilen Bâri’ ismi -Bakara suresinden başka- Haşir suresinin 59. ayetinde de talim edilmiştir. Surede, Bâri’ isminin Halık ve Musavvir isimlerinin ortasında yer almasının özel bir manası vardır. Allah’ın yaratıcılığını ifade eden bu üç ismin (Halık, Bâri’, Musavvir) ard arda zikredilmesinde Kur’anî bir talim-i Esma nüktesi gizlenmiştir. Hazret-i Musa aleyhisselam kavmine şöyle hitap eder: “Ey kavmim! İcl’i/buzağıyı (ilâh) edinmenizle muhakkak ki siz, kendi nefislerinize zulmettiniz. Hemen Bâri’e tevbe edin. Artık nefislerinizi öldürün. Bu Bâri’ katında sizin için daha hayırlıdır.” demişti. Böylece O tevbenizi kabul buyurdu. Muhakkak ki O Tevvab’dır ve Rahîm’dir. [Bakara 2/54]” Hazret-i Musa aleyhisselamın hitabından anlaşılmaktadır ki, İsrail oğullarının buzağı yapmak yetenekleri ile Bâri’ ismine muhatap oluşları arasında güçlü bir irtibat vardır. Belki de onları buzağı heykeli yapmaya sevk eden sanatsal yetenekleri Bâri’ isminin varlıklar üzerindeki tecellilerinin gizli kapılarını açabilecek bir anahtar mahiyetindedir. Mısır’da heykelcilik çok eski tarihlere dayanır. Mısırlılar ağaç, taş ve madenleri işleyerek ilah tanıdıkları şeylerin heykellerini yapmışlardır. Halkın heykellere kutsiyet vermeleri zaman içinde heykelciliği hem bir sanat, hem de bir ticaret metaı haline getirmiştir. Heykelciliğin İsrail oğulları arasında da geliştiği Samiri’nin altın buzağı heykeli yapmasından anlaşılmaktadır. |
31 Aralık 2019, 12:21 | Mesaj No:4 |
Durumu: Medine No : 59388 Üyelik T.:
05 Nisan 2018 |
Kur’an’da icl (altın buzağı) olayı ayrıntılı bir şekilde Tâhâ suresinin seksen beşinci ayetinden doksan sekizinci ayetine değin anlatılmıştır. Kıssanın özeti şudur: İlahi emirleri almak üzere Tur dağına çıkan Hazret-i Musa aleyhisselamın gecikmesi üzerine Samiri, kavminin Mısır’dan yüklenip getirdiği altın mücevherleri toplatır ve eriterek buzağı heykeli yapar. “Bu, sizin ve Musa’nın da ilahı, fakat o unuttu” der. Hazret-i Musa aleyhisselamın yokluğunda peygamber sıfatıyla İsrail oğullarına nasihat eden, bu durumun bir imtihan olduğunu telkin eden Hazret-i Harun aleyhisselamın sözleri tesirsiz kalır. Hazret-i Musa aleyhisselam Tur dağından döndüğünde Hazret-i Harun aleyhisselama sitem eder. Samiri’yi de kavminden uzaklaştırır, sürgüne gönderir. Altın buzağı heykelini yakıp toz haline getirerek küllerini denize atar. Samiri’nin buzağı heykeli yapması ve geçici bir süre dahi olsa kavminde rağbet görmesi İsrail oğullarının putperest, bakarperest Eski Mısır’ın batıl inançlarının etkisinden kendilerini kurtaramadıklarının bir belirtisidir. İsrailoğullarının Hazret-i Musa aleyhisselama “Biz, Allah’ı açıkça görmedikçe asla sana inanmayız. [Bakara 2/55]” ve “Ey Musa! Onların ilâhları gibi bize de ilâh yap. [ A’raf 7/138]” diyerek direnç göstermelerinin asıl sebebi de bu olsa gerektir. Heykelciliğin üç bin yıllık geçmişe dayandığı, insanlık tarihinin en meşhur heykellerinin yapıldığı ve heykellerin kutsal ruhlara birer beden olduğuna inanıldığı bir medeniyetin derin izlerini silmekte zorlanan İsrail oğullarına Hazret-i Musa aleyhisselamın Bâri’ ismini hatırlatması çok manidardır. Çünkü heykelcilik gerçek bir yaratıcılık değildir. Gerçek yaratıcı El-Bâri’ olan Allah’tır. Aslında ayette Musa’nın kavmine Bâri’ olan Allaha dönünüz demesi şunu ifade eder. İlahlık yakıştırdığınız güçler birer sahte ilahtır. Sahte ilahlara kulluk yapacağınıza yaratmada eşsiz ve benzersiz yaratıcı, yaratılan her bir varlığı diğerden farklı donatılarla yaratan, yarattıklarını hassas ayarla yaratan El- Bâri’ olan gerçek ilahınız Allah’a dönün ve O’na kulluk yapın. El- Bâri’ olan Allah varken başka yaratıcılar mı arıyorsunuz. Bu âyette ilahi esmadan diğer isimlerin de gelebileceği bir yerde BÂRÎ isminin gelmesinin sebebi; muhatabın dikkatini El- Bâri’ ismine çekmek ve yapılan eylem ile El- Bâri’ arasındaki ilişkiye dikkat çekmek içindir. Bu ismin vermek istediği mesaj şudur; “sizi tüm eksik, kusur ve ayıplardan salim olarak yaratan, size hassas yaratılış ayarları vererek sizi birbirinizden ayıran ” El- Bâri’ olan Allah dururken siz Allah’ı bırakıp, ahmaklığın sembolü ineğe tapıyorsunuz. Yine bu kıssada verilmek istenen mesajlardan biride şudur. İsaril oğulları zamanlarının harikası olan “icl” (altın buzağıya) dış görselliği karşısında kendilerini tutamayıp bulundukları dönemin harikasının kölesi oldular ve gerçek harika yaratıcı olan El- Bâri’ unuttular. |
31 Aralık 2019, 12:22 | Mesaj No:5 |
Durumu: Medine No : 59388 Üyelik T.:
05 Nisan 2018 |
Şimdi bu kıssa ile tüm zamanlardaki insanlığa şöyle bir mesaj veriliyor. “ Ey insanlık ailesi zamanınızın teknolojik harikası size gerçek yaratıcınız, yaratmada eşsiz ve benzersiz El- Bâri’ Allah’ı unutturmasın eğer böyle yaparsanız Yahudileşmiş bir mantığın kaçınılmaz sonucu olarak teknolojiye köle olursunuz. El-Bâri’ olan Allah’ı tanıyamayan hiç şüphesiz ki zamanın teknolojisine, harikasına köle olur. Bu köleliğin oluşturduğu toplumlarda hâkim olan güç bakarperstlik inancıdır. Bakarperestlik inancı ise El-Bâri’ hiçe saymaktır. İşte her esma bir sapmaya cevaptır hakikati gereğince biz diyoruz ki; El- Bâri’ esması darvizm teorisine, teknolojik köleliğe ve bakarpestliğe bir cevaptır. Bu darvizim teorisinden ve bakarperstlik inancından kurtulmanın tek yolu El- Bâri’ olan Allah’ı tanımaktır. Allah’ı tanımanın yolu da kâinat kitabından ve ilahi kitaptan geçer. İlahi kiatapta El- Bâri’ isminin tanıtan bir başka ayet haşır suresi:24. Ayettir; هُوَ اللَّهُ الْخَالِقُ الْبَارِئُ الْمُصَوِّرُ لَهُ الْأَسْمَاءُ الْحُسْنَى يُسَبِّحُ لَهُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَهُوَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ O öyle Allah’tır ki Hâliktır, Barîdir, Musavvirdir. En güzel isimler O’nundur. Haşr 59/24 Bu âyette sıra ile gelen üç vasfın dizilişinde elbette hikmetler vardır. Bu ilahi hikmetlerden biri de hiç şüphesiz dereceleme hikmetidir. Önce yaratma sonra yarattıklarına hassas ayar verme ve daha sonra ise şekillendirdiğine suret giydirme vardır. Bu ayetle verilmek istenen mesaj şudur. İlah arıyorsanız işte size ilah olmanın şartları; 1) Yaratıcı olacak 2) yaratıklarına yaratılışlarındaki ayırıcı hassas ayarı verebilecek 3) yaratıklarına şekil ve suret giydirecek. İşte ancak bunları yapabilen geçek ilah olur. Bunları yapabilecek tek güç hiç şüphesiz ki kadiri mutlak olan Allah’tır. O zaman; “ Ey insanoğlu nedir Kerim Rabbine karşı seni aldatan? O Rab ki seni yarattı (haleka-ke) ardından düzgünleştirdi (fe sevvâke) ve (âzalarını) denkleştirdi ( fe adele-ke) ve dilediği surette (fî eyyi suretin) seni terkib etti. İnfitar 82/6-7-8 |
31 Aralık 2019, 12:29 | Mesaj No:6 |
Durumu: Medine No : 59388 Üyelik T.:
05 Nisan 2018 |
Şimdi gelelim test sorularına. Kopya veriyorum arkadaşlar. Soracağımız sorular yukarıdaki yazıların içinde olacaktır. |
31 Aralık 2019, 12:41 | Mesaj No:7 |
Durumu: Medine No : 59388 Üyelik T.:
05 Nisan 2018 |
TEST SORULARI 1) Yaratılanları düzgün, âdeta bir kalıptan dökülmüşçesine uyumlu ve ahenk üzere yaratmaya EL ....... denir. A) Halık B) musavvir C) Bari D) Hepsi 2) Halık ile Bari isimlerin arasında ne fark vardır? 3) Allah (c.c.) mahiyetlerini bilemediğimiz nice evrenlerin de sahibidir. Allah’ın (c.c.) mülküne ve yaratmasına bir son düşünülemez. Çünkü “O, ........................ (Rahmân suresi, ayet 29). a) Her an yaratma halindedir b) Yaratıcıdır c) sonsuz ikram sahibidir. Sorularımız devam edecek |
31 Aralık 2019, 16:31 | Mesaj No:8 | |
Medineweb Baş Editörü Durumu: Medine No : 14593 Üyelik T.:
15 Kasım 2011 | Alıntı:
__________________ ~~~ Bilmediklerimi Ayaklarımın Altına Alsam Başım Göğe Ererdi ✒~ | |
31 Aralık 2019, 21:51 | Mesaj No:9 |
Durumu: Medine No : 59388 Üyelik T.:
05 Nisan 2018 |
Cevapları alalım doğru bilenlere +30 yanlış da olsa cevap yazana +10
|
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Er Reşîd- Es Sâdık Esmalarını Tanıyalım | Mihrinaz | Sorularla Esmaül Hüsna | 5 | 12 Kasım 2020 08:39 |
96. El-Bâki / 97. El-Vâris Esmalarını Tanıyalım | Mihrinaz | Sorularla Esmaül Hüsna | 8 | 19 Eylül 2020 13:32 |
El Hak Eş Şehid El Vekil Esmalarını Tanıyalım | Mihrinaz | Sorularla Esmaül Hüsna | 12 | 12 Nisan 2020 13:55 |
EL ADL / EL LATİF / EL HABİR Esmalarını Sorularla Tanıyalım | nurşen35 | Sorularla Esmaül Hüsna | 21 | 23 Şubat 2020 09:46 |
El-Muiz/ El -Muzil Esmalarını Tanıyalım.. | su damlası | Sorularla Esmaül Hüsna | 34 | 08 Şubat 2020 13:00 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|