|
Konu Kimliği: Konu Sahibi nurşen35,Açılış Tarihi: 01Haziran 2020 (19:07), Konuya Son Cevap : 07Haziran 2020 (17:35). Konuya 15 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
06Haziran 2020, 15:37 | Mesaj No:11 |
Durumu: Medine No : 38944 Üyelik T.:
09 Şubat 2014 |
11. Mevla ve Mevali ile aynı kökten olup çoğulu "evliya" dır. Dost anlamına gelen , seven, himaye eden, koruyup gözeten hangisidir? A. Veli B. Zahir C. Rahim D. Batın 12. Allah iman edenlerin ...........dir ki onları karanlıklardan nura çıkarır. Kafir takımının ...........ise tağut ki onları nurundan karanlıklarına götürüp bırakır. İşte bunlar Cehennem ateşinin ehlidir ve orada süresiz kalacak kimselerdendir ( Bakara 257) Ayetteki boşlukları tamamlayınız ? A. zahiri / batıni B. velisi / velisi C. velisi / batıni D. zahiri / velisi 13. O görünmeyen , yardım etme ve rızık vermede .........gizlenmeyen , varlıkların oluşumunu sağlayan .........dır Yukarıdaki boşluklara hangi esmalar gelmelidir? A. Batın / Zahir B. Zahir / Batın C. Vali / Batın D. Zahir / Vali
__________________ O (cc)’NA SIĞINMAK AYRICALIKTIR |
06Haziran 2020, 21:59 | Mesaj No:12 | |
Medineweb Baş Editörü Durumu: Medine No : 14593 Üyelik T.:
15 Kasım 2011 | Alıntı:
__________________ ~~~ Bilmediklerimi Ayaklarımın Altına Alsam Başım Göğe Ererdi ✒~ | |
07Haziran 2020, 17:03 | Mesaj No:13 |
Durumu: Medine No : 38944 Üyelik T.:
09 Şubat 2014 |
__________________ O (cc)’NA SIĞINMAK AYRICALIKTIR |
07Haziran 2020, 17:08 | Mesaj No:14 |
Durumu: Medine No : 38944 Üyelik T.:
09 Şubat 2014 |
ez-Zahir İmam Abdulaziz b. Bâz rahimehullah'a soruldu: Soru: Allah'ın ez-Zâhir isminin anlamı hakkında: 'Her şeyde zahir olan' denilmesi hakkında görüşünüz nedir? Bu söz Allah'ın kainata hulul etiği i'tikâdına dâhil midir değil midir? Cevap: [ez-Zâhir ismi hakkında yapılan] bu [tefsîr] bâtıldır. Çünkü Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in âyet-i kerîmeler hakkında yaptığı tefsîre muhâliftir. Sâbit olduğu üzere O sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: «Allah'ım sen Evvelsin, senden önce hiçbir şey yoktur. Sen Âhirsin senden sonra hiçbir şey yoktur. Sen Zâhirsin senden üstte hiçbir şey yoktur. Sen Bâtınsın senden yakın hiçbir şey yoktur. Bizden borç sıkıntısını gider. Fakirlikten kurtar, zengin et.» Bu hadisi İmam Müslim Sahîh'inde rivâyet etmiştir. [Sahîh-i Müslim, hadis no: 6827] Buna göre ez-Zâhir isminin anlamı: Bütün yaratılmışlardan üstte ve yüksekte olan demektir. Ancak O'nun varlığının, egemenliğinin ve ilminin delîlleri, göstergeleri ve işaretleri her şeydedir. O alemlerin rabbi, yaratıcısı ve rızıklandırıcısıdır. Ey insan! Sen, Allah'ın kendisine işitme, görme ve akıl duyularını, bu bedeni ve kendisiyle tuttuğun ve yürüdüğün organları verdiği bir varlık olarak bizzat O'nun alemlerin rabbi olduğuna delâlet eden âyetlerden birisin. Aynı şekilde gök ve yer, gece ve gündüz, madenler ve hayvanât ve bunlardan başka her şey ama her şey Allah subhânehu ve teâlâ'nın âyetlerindendir. O'nun varlığına, kudretine, ilmine, hikmetine ve ibadete layık olduğuna delâlet ederler. Nitekim Şair şöyle demektedir: Nasıl isyan eder İlah'a, Nasıl inkar eder, ya da Her şeyde bir delil var ya! O'nun bir ve tek olduğuna Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: «Sizin ilahınız bir-tek ilahtır. O Rahmân ve Rahîm'den başka hak ilah yoktur.» Sonra bunun arkasında şöyle buyurmuştur: «Şüphesiz ki göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün değişip durmasında, insanlara faydalı şeyler yüklü olarak denizde akan gemide, Allah'ın gökten bir su indirip de onunla yeryüzünü ölümünden sonra tekrar diriltmesinde, üzerinde debelenen her çeşit canlıyı yaymasında, rüzgarları değiştirmesinde, gök ile yer arasında emre boyun eğmiş bulutta akledecek bir topluluk için muhakkak ki âyetler vardır.» [Bakara sûresi, 164] Böylece Allah subhânehu bu âyette şu hususu izah etmiştir: Yarattıklarından pek çok şey O'nun; kendisinden başkasına ibadetin caiz olmadığı hak ilah olduğuna delâlet etmektedir. Öyleyse her bir şeyde, O'nun alemlerin rabbi olduğuna, varlığına, yaratıcı olduğuna, rızıklandırıcı olduğuna ve ibadete layık olduğuna dair bir hüccet, bir delil ve bir âyet vardır. Ancak daha önce geçen Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'den sahîh olarak rivâyet edilmiş hadiste açıklandığı gibi ez-Zâhir isminin anlamı: O, yaratılmışların tamamının yukarısında üstte ve yüksek olan demektir. Mecmû'u Fetâvâ ve Makâlât Mutenevvia
__________________ O (cc)’NA SIĞINMAK AYRICALIKTIR |
07Haziran 2020, 17:17 | Mesaj No:15 |
Durumu: Medine No : 38944 Üyelik T.:
09 Şubat 2014 |
EL BÂTIN Bir şeyin içi, gözle görülemeyen tarafı, Allah'ın isimlerinden biri. Bâtın kelimesi Kur'an'da değişik anlamlarda kullanılmıştır. Bâtın, her şeyden önce Esmau'l-Hüsna*'dan biridir: "O evvel (her şeyden önce) dir, Ahir (kendisinden sonraya hiç bir şeyin kalmayacağı son)'dur. Zâhir (varlığı aşikâr)'dır. Bâtın (gerçek mahiyeti insan için gizli) olandır. " (el-Hadîd, 57/3). Ebû Hüreyre (r.a.)'den rivayet edilen bir hadis-i şerifte de Allah Teâlâ'nın doksandokuz ismi olduğu zikredilmiş, bunlardan birinin de el-Bâtın* olduğu belirtilmiştir. (Tirmizî, Daavat, 82). Bâtın, bazı ayetlerde de gizli anlamınadır: "Günahın gizlisini (bâtın) de açığını (zâhir) da bırakın!" (el-En'âm, 6/120) " Âçık (zâhir) ve gizli (bâtın) olarak size bolca nimetler ihsan ettiğini görmez misiniz?" (Lokmân, 31/20). Râğıb el-Isfahânî, son ayette geçen zâhirî nimeti peygamberlik müessesesi; bâtınî nimeti de akıl olarak yorumlamaktadır. (el-Müfredât fî Garîbi'l-Kur'an, Mısır 1970, s. 97) Zâhirî nimeti sağlam vücûd, bâtınî nimeti güzel ahlâk olarak anlayanlar da vardır. Bâtın, hadislerde genellikle bir şeyin içi anlamında geçmektedir. Meselâ, "batınu'l-keff elin içi, "bâtınu'l-kademeyn" ayağın çukuru demektir. Hadislerde Bâtın'a, Cenâb-ı Hakk'ın adı olarak da rastlamak mümkündür. Ebû Dâvud, Edeb, 95). Bu isim, Cenâb-ı Hakk'a izafe edildiğinde "kendisini zatı itibariyle gereği gibi tanımak mümkün olmayan zat" anlamına gelir. Allah'ın "evvel" sıfatı "âhir" sıfatıyla beraber kullanıldığı gibi, "bâtın" sıfatı da "zâhir" sıfatıyla beraber kullanılır. Ayrı olarak kullanılmazlar. (Râgıp el-Isfahânî, el-Müfredât, s. 52). Allah evveldir; O'ndan evvel hiç bir varlık yoktur. O'nun öncesi mevcut değildir. Allah âhirdir; varlığının sınırı yoktur. Her şey yok olacak yalnız Yüce Allah bâkî kalacaktır. Allah zâhirdir; varlığı her şeyden aşikârdır. Çünkü kâinattaki herşey O'nun varlığına delildir. Sıfatlarının tezahürüyle, ilim ve kudretinin tecellisiyle varlığı apaçık olarak bilinmektedir. Allah "bâtındır", zâtı ve mahiyeti kavranamaz, niceliği ve nasıllığı bilinemez. Allah zatı itibariyle gizlidir. Zatının hakikatı duyu organlarıyla bilinemez. O'nun gizli oluşu, aşikâr oluşunun şiddetindendir. Hakikatı, akıl ve idrakin ihatasına sığmaktan yücedir. Zâhir ve bâtın kelimelerinin Kur'an'da geçmesi, bu iki kelimenin terim olarak yerleşmesinde etkili olmuş, özellikle fakîhlerle mutasavvıflar arasında bazı münakaşaların çıkmasına yol açmıştır. Her şeyin bir zâhiri ve bâtını bulunduğunu, ilimlerin de zâhirî ilimler ve bâtınî ilimler olmak üzere ikiye ayrıldığını ifade ederek Cibril hadisi*nde anlatılan "İslâm"ı, zâhir ve dış; "Îman"ı, bâtın ve iç olarak değerlendirmişlerdir. Zâhirî ameller, dış organlarla yapılan amellerdir ki; ibadet, taharet, namaz, oruç, hac, zekât, nikâh ve benzerleri bu gruba girer. Bâtınî ameller ise kalplerin, tasdik, yakin, îman ve ihlâs gibi amelleri, murakabe gibi halleridir. Sûfiler, ihlası târif ederken "kulun fiillerinin zâhir ve bâtında eşit olmasıdır" diyerek zâhirî amellerle bâtınî amellerin dengesine dikkat çekerler. Zâhir ve bâtın dengesinin bâtın lehine bozulması mutasavvıfları ürkütmez; fakat bu dengenin zâhir lehine bozulması mutasavvıfları rahatsız eder. Nitekim Cüneyd el-Bağdâdî'nin "Zâhirini süslemeye çalışanın bâtını haraptır" sözü bu anlamdadır. İlmin de ameller gibi zâhirî olanı ve bâtınî olanı vardır. Zâhirî amellere ve görünen şeylere aid açık bilgi ve zâhir ilmi; kalp, gönül ve keşfle ilgili bulunan ilme bâtın ilmi denir. Bu manaya göre ayetlerin de hadîslerin de bir bâtınî tarafı olduğunu düşünmek tabiîdir. Mutasavvıfların,.Hüzeyfetü'l-Yemân'ın rivayet ettiği bir hadîs-i şerîfe istinaden "Allah'ın kulunun kalbine yerleştirdiği bir sırr olarak" (Münâvî, Feyzu'l-kadir, IV, 326) nitelendirdiği "ilm-i bâtın" asla ilm-i zâhir'e muhalif olmamalıdır. Nitekim Ebû Saîd el-Harrâz'a atfedilen ve bütün mutasavvıfların ortak kanaati hâline gelen "Zâhire muhâlif her bâtın bâtıldır" (Sülemî, Tabakatu's-Süfiyye, s. 231) görüşü bunu teyid etmektedir. H. Kâmil YILMAZ
__________________ O (cc)’NA SIĞINMAK AYRICALIKTIR |
07Haziran 2020, 17:35 | Mesaj No:16 |
Durumu: Medine No : 38944 Üyelik T.:
09 Şubat 2014 |
EL -VALİ Vâlî: والي El-Vâlî: الوالي Ya Vâlî: يَا والي Vâlî ismi Arapça kökenli bir isimdir. El-Vâlî İsminin Anlamı El-Vâlî: Bütün kâinatı sevk ve idare eder. El-Vâlî: Bütün kâinatın yöneten Sabah gündoğarken, İkindi namazı sonrasında; Bu esma-i zikir, zikir gününde, zikir saatlerinde zikir adedince zikir vakitlerinde ve diğer her vakitte bu ism- i şerif ‘El-Vâlî’ – ‘Ya Vâlî’ diyerek zikredilir. El-Vâlî Esması Vâlî : Allah’u Teâla kâinatın tek sahibi, hakimi, yöneticisi ve nimetler ihsan ve ikram eden O’dur. El-Vâli – اَلـْوَالِ : Mahlukat alemini tek başına yöneten, kâinatın hakimi olan, nimetler ihsan eden, bütün kâinatı tek başına sevk ve idare eden mutlak güç ve irade kudret ve hikmet sahibi demektir. Bismillahirrahmanirrahim “Her insan için önünden arkasından takip eden melekler vardır. O’nu Allah’ın emrinden dolayı gözetirler. Şüphe yok ki Allah bir kavme verdiğini, o kavim kendisini bozup değiştirmedikçe değiştirmez. Allah bir kavme bir kötülük murat etti mi, artık onu geri çevirecek yoktur. Onlar için Allah’tan başka bir veli de bulunmaz.” Ra’d-11 Müfesirler “takipçiler” diye çevirdiğimiz muakkibât kelimesini “koruyucu melekler”olarak yorumlamışlardır. (Şevkânî, III, 78-79). Yüce Allah insanların bütün düşünce ve davranışlarını bildiği, gözetlediği ve her şeye kadir olduğu halde sünneti ve engin hikmeti gereği her insanın önünde, arkasında, sağında, solunda görev yapan, onu bazı kötülüklerden koruyan ve amellerini yazan melekler tayin etmiştir. Hz. Peygamber de insanları gece ayrı gündüz ayrı meleklerin izlediğini haber vermiştir. ( bk.Buhârî, ” Tevhid” , 23). Müfesirlere göre kişinin sağ tarafında bulunan melek iyi amellerini, sol tarafında bulunan melek ise kötü amellerini yazmaktadır. Önünde ve arkasında bulunan melekler ise onu korumakla görevlidir. ( İbn Kesîr, IV , 359). Anlatıldığına göre bir adam Hz. Ali’ye gelip: “Seni öldürmek isteyenler var, korunsan iyi olur” demiş, Hz. Ali ona şöyle cevap vermiştir: “Her insanla birlikte onu kaderinde olmayan şeylerden koruyan iki melek vardır. Fakat kader geldiğinde melekler kişi ile kaderin arasından çekilirler. Şüphesiz ki ecel sağlam bir kalkandır (yani eceli gelmeyen ölmez)” (Taberî , XIII, 119). “Bir şey murat ettiğinde, O’nun buyruğu “ol!” demekten ibarettir; hemen oluverir.” Yâsîn-82 Zemahşerî, buradaki ifadenin Allah Teâla’nın evrendeki egemenliğinin mutlak olduğunu, irade buyurduğu bir şeyi gerçekleştirmek için vasıtaya ihtiyacının bulunmadığını ve O’nun hakkında zorluk, yorgunluk gibi yaratılmışlara ait kusurların düşünülemeyeceğini vurgulayan mecazi bir anlatım olduğu kanaatindedir (III, 294). Katâde, bu âyetin tefsiriyle ilgili olarak Arap dilinde “kün” (ol) demekten daha kolay bir ifade bulunmadığını belirtir (Taberî, XXIII, 32). Şu halde “kün” kelimesinin basit yapısı da konuyu bizim zihnimize yaklaştırma amacı taşır. “O, göklerin ve yerin eşsiz-örneksiz yaratıcısıdır; bir şeyin olmasını dilediğinde ona “Ol!” der, hemen oluverir.” Bakara, 2/117 “Her şeyin egemenliği kendi elinde olan Allah bütün eksikliklerden uzaktır ve hepiniz sonunda O’na döndürüleceksiniz.” Yâsîn-83 Sûre, yüce Allah’ın mutlak ilâh ve rab olduğunun en veciz ifadesi olan bir âyette son bulmaktadır. “Egemenlik” diye çevirdiğimiz melekût kelimesi mülkiyette mübalağayı ifade eder; bununla, Allah Teâla’nın her şeyin sahibi ve mâliki olduğu, onlar üzerinde dilediği gibi hikmetine uygun olarak tasarruf gücünün bulunduğu anlatılmaktadır (Zemâhşerî, III, 294) Sonunda herkesin Allah’a döndürülmesi, genellikle mahşer günü verilecek hesap için bütün insanların O’nun huzuruna çıkarılması şeklinde açıklanır. Bazı müfessirler bu dönüşün izahı sadedinde, iman sahiplerinin 20. ayette zikri geçen mümin kişi gibi koşarak ve kendi istekleriyle Allah’a yöneleceklerini, ilâhı bağış ve ikrâma erişmek istemeyen münkirlerin ise zorla O’nun huzuruna sevkedileceklerini belirtiler. “Kuşkusuz rabbiniz, gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra da (yarattığı) arşâ hâkim olan, her işi yöneten Allah’tır. O izin vermedikçe şefaat edecek biri de yoktur. İşte bu Allah sizin rabbinizdir, öyleyse O’na kulluk edin. Bunları düşünmez misiniz!” Yûnus-3 Vâlî İsminin Geçtiği Ayetler Vâlî ismi sadece Ra’d sûresi 11. Ayette geçiyor. Bismillahirrahmanirrahim لَهُ مُعَقِّبَاتٌ مِنْ بَيْنِ يَدَيْهِ وَمِنْ خَلْفِه۪ يَحْفَظُونَهُ مِنْ اَمْرِ اللّٰهِۜ اِنَّ اللّٰهَ لَا يُغَيِّرُ مَا بِقَوْمٍ حَتّٰى يُغَيِّرُوا مَا بِاَنْفُسِهِمْۜ وَاِذَٓا اَرَادَ اللّٰهُ بِقَوْمٍ سُٓوءاً فَلَا مَرَدَّ لَهُۚ وَمَا لَهُمْ مِنْ دُونِه۪ مِنْ وَالٍ ﴿١١ “Her insan için önünden arkasından takip eden melekler vardır. O’nu Allah’ın emrinden dolayı gözetirler. Şüphe yok ki Allah bir kavme verdiğini, o kavim kendisini bozup değiştirmedikçe değiştirmez. Allah bir kavme bir kötülük murat etti mi, artık onu geri çevirecek yoktur. Onlar için Allah’tan başka bir veli de bulunmaz.” Ra’d-11 Vâlî İsmi Duası Ey kâinatı idare eden tek VÂLÎ! Sensin, bir “Ol” emriyle varlığı yokluktan çıkaran. Sensin, her şey üzerinde istediği gibi tasarrufta bulunan Sensin, kurduğu düzeni bozacak olmayan. Sensin, dünyayı döndüren, yağmuru yağdıran, baharı getiren. Sensin, gözümüzü gördüren, kalbimizi sevdiren. Kalpler Senin elinde, Sana doğru çevir kalbimizi! Ferman Senindir, dilenciyiz kapında, kovma bizi! Amin… Amin… Ecmain… Es-Selamu Aleyküm ve Rahmetullah Ebeden Daima… Dualarınızı Eksik Etmeyiniz…
__________________ O (cc)’NA SIĞINMAK AYRICALIKTIR |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
EL Cebbar - EL Mütekebbir - EL Halık Esmalarını Tanıyalım | nurşen35 | Sorularla Esmaül Hüsna | 49 | 24 Mart 2023 00:03 |
Er Reşîd- Es Sâdık Esmalarını Tanıyalım | Mihrinaz | Sorularla Esmaül Hüsna | 5 | 12 Kasım 2020 08:39 |
96. El-Bâki / 97. El-Vâris Esmalarını Tanıyalım | Mihrinaz | Sorularla Esmaül Hüsna | 8 | 19 Eylül 2020 13:32 |
El Hak Eş Şehid El Vekil Esmalarını Tanıyalım | Mihrinaz | Sorularla Esmaül Hüsna | 12 | 12 Nisan 2020 13:55 |
El-Muiz/ El -Muzil Esmalarını Tanıyalım.. | su damlası | Sorularla Esmaül Hüsna | 34 | 08 Şubat 2020 13:00 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|