|
Konu Kimliği: Konu Sahibi nurşen35,Açılış Tarihi: 13 Temmuz 2020 (14:18), Konuya Son Cevap : 22 Temmuz 2020 (15:56). Konuya 31 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
19 Temmuz 2020, 01:09 | Mesaj No:21 |
Durumu: Medine No : 38944 Üyelik T.:
09 Şubat 2014 |
21. Allahü Teâlâ kullarının isyanları karşısında sabırlıdır, onları cezalandırmakta acele etmediğini vurgulayan ayet hangisidir? A. Enam 146 B. Nahl 61 C. Nahl 53 D. Zümer 7 22. Cezayı bir vakte kadar tehir ettiğini, kâfirleri ihmal etmeyip ancak onlara süre tanıdığını vurgulayan ayet hangisidir? A. Mücadele 6 B. Hacc 22 C. Tarık 17 D. Tegabun 14 23. Sabredenler dünya ve ahiret mutluluğunu elde edip Allah ile beraber olma şerefine nail olduklarını hangi ayette anlamaktayız? A. Rad 16 B. Fatır 45 C. Ali İmran 68 D. Bakara 153 24. İbn Kayyım (Ra)'e göre Allah ile beraber olan sabrın hakikati hangisidir? A. Takdir edilenlere sabır B. Emredilenlere sabır C. Yasaklananlara sabır D. Hepsi 25. Andolsun ki bazen çetin korkularla, bazen açlık ve yoksullukla bazen de servetinizi, sağlığınızı ve ürünlerinizi elinizden alarak imtihan edeceğim................ Ayeti tamamlayınız? A. O kuvvet sahibidir B. Sabredenleri müjdele C. İmandan yüz çevirene azabı pek şiddetlidir D. Allah herşeye şahittir
__________________ O (cc)’NA SIĞINMAK AYRICALIKTIR |
19 Temmuz 2020, 18:35 | Mesaj No:22 | |
Durumu: Medine No : 38944 Üyelik T.:
09 Şubat 2014 | Alıntı:
Bakara 155
__________________ O (cc)’NA SIĞINMAK AYRICALIKTIR | |
20 Temmuz 2020, 00:20 | Mesaj No:23 |
Durumu: Medine No : 59105 Üyelik T.:
03 Şubat 2018 |
Abla bütün takdirle sana gelsinga/li/p Ömer abiyle ben tembel çıktık beğenip beğenip gidiyoruz😆🙋mihrinaz abla da yetişememiş😅 Takdir etmesem olmaz. Helal sana |
20 Temmuz 2020, 14:09 | Mesaj No:25 | |
Durumu: Medine No : 38944 Üyelik T.:
09 Şubat 2014 | Alıntı:
Konu akışını sürdürebilmek için de hem sorup hem de cevapladım Gün içerisinde kalan sorularımı paylaşacağım, bir süre sizi beklerim. Eğer yine yoğunluğunuz devam ederse cevapları vermek yine bana düşecek
__________________ O (cc)’NA SIĞINMAK AYRICALIKTIR | |
21 Temmuz 2020, 02:04 | Mesaj No:26 |
Durumu: Medine No : 38944 Üyelik T.:
09 Şubat 2014 |
26. Kur'an'ı Kerim'in 103. Süresidir. 3 ayetten oluşur. Mekke'de indirildiğine inanılan sürede kurtuluşun imana, iyi işler yapmaya hakkı ve sabrı tavsiye eden süre hangisidir? A. İhlas suresi B. Kevser suresi C. Asr suresi D. Nasr suresi 27. Hangi ayette "insanların ağzı dili yok bildikleri kâinatta çok büyük bir yer işgal eden hiçbir şeyden etkilenmez gözüken , yer ve dağların nasıl etkilendikleri ama Allah'ın nasıl sabrettiği " anlatılan ayet hangisidir , ayeti yazınız? A. Meryem 88/92 B. Bakara 153/159 C. Zümer 43/49 D. Ahzab 35/43 28. Acısını Allah'a (CC) dökmek, derdini anlatmak Sabra aykırı değildir. Ayetlerden hangileri kulun sabrı cemili olarak nitelendirilmiştir? A. Bakara 153/ Bakara 249 B. Yusuf 86/ Enbiya 83 C. Nahl 16 / İbrahim 42 D. Zümer 10/ Zümer 43 29. Kur'an'ı Kerim'de hangi ayette "Rabbimiz tebliğde sabırsızlık örneği olarak Hz.Yunus'u bize gösterir" Bu ayet hangisidir? A. Ahzab 35 B. Ali İmran 200 C. Kalem 48 D. Enbiya 146 30. Peygamberlerin hepsi davet yolunda pek çok sıkıntılara sabretmiş ve ne olursa olsun görevlerini devam ettirmişlerdir. Hangi ayet "inanç ve tevhidi muhafaza etme , tebliğde devam etme konusundaki sabr" ı bize vurgulamaktadır? A. Zümer 10 B. Ahkaf 35 C. Mearic 19 D. Nahl 110 31. "Sabredenlere hak ettikleri ödülleri hadsiz hesapsız verilecektir" Allah'ın vaadi hangi ayette geçer? A. Zümer 43 B. Bakara 154 C. Zümer 10 D. Enbiya 74
__________________ O (cc)’NA SIĞINMAK AYRICALIKTIR |
21 Temmuz 2020, 20:01 | Mesaj No:28 |
Durumu: Medine No : 38944 Üyelik T.:
09 Şubat 2014 | Hepsi doğru hocam ga/li/p Bende konuyu biraz daha pekiştirmek için ayetleri eklemek isterim 26. Andolsun zamana ki, insan gerçekten ziyan içindedir. ﴾1-2﴿ Ancak, iman edip de sâlih ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler, birbirlerine sabrı tavsiye edenler başka (Onlar ziyanda değillerdir). 27. ﴾88﴿ "Rahmân çocuk edindi" dediler. ﴾89﴿ Hakikaten çok çirkin bir iddia ortaya attınız. ﴾90﴿ Öyle ki bundan dolayı neredeyse gökler çatlayacak, yer ortasından yarılacak, dağlar yıkılıp çökecek! ﴾91﴿ Çünkü rahmâna çocuk yakıştırıyorlar. ﴾92﴿ Halbuki çocuk edinmek rahmânın şanına yakışmaz. Meryem 88/92 28. Ya‘kūb da şöyle dedi: "Ben acımı ve kederimi ancak Allah’a arzediyorum ve ben sizin bilmediklerinizi Allah'tan gelen bilgiyle biliyorum Yunus 86 Ve Hz. Eyüp, Rabbine (şöyle) nida etmişti: “Muhakkak ki, bana bir zarar isabet etti (hastalık geldi). Ve Sen, rahmet edenlerin en çok rahmet edenisin.” Enbiya 83 29. (Ey Resulüm!) Şimdi Sen, Rabbinin hükmüne sabret ve balık sahibi (Yunus) gibi (aceleci) olma; hani O, içi kahır dolu olarak (ve biraz da sabırsızlanarak Rabbine) dua edip yakarmıştı. Kalem 48 30. Azim ve kararlılık sahibi peygamberlerin sabrettikleri gibi sen de sabret. Onlar için de acele etme. Başlarına geleceği vaktiyle söylenen şeyleri gördüklerinde sanki gündüzün kısa bir süresini yaşamış gibi olacaklar. Tebliğ konusu işte budur; hiç günaha sapanlardan başkası helâk edilir mi? Ahkaf 35 31. De ki (Allah şöyle buyuruyor): "Ey inanan kullarım! Rabbinize karşı gelmekten sakının. Bu dünyada iyilik yapanlar iyilik bulacaklardır. Allah’ın arzı geniştir. Sabredenlere mükâfatları hesapsız verilecektir." Zümer 10
__________________ O (cc)’NA SIĞINMAK AYRICALIKTIR |
22 Temmuz 2020, 15:48 | Mesaj No:30 |
Durumu: Medine No : 38944 Üyelik T.:
09 Şubat 2014 |
En-Nûr (c.c.) esmasının manası : Bütün alemleri nuru ile nurlandıran, istediği gönüllere nur yağdıran, bütün varlıklara akıl, iz’an (itaat, dinleme, yürek keskinliği, inanç, anlayış, kavrayış), idrak (anlayış, akıl erdirme, yetişme, erişme, olgunlaşma, çağını bulma) veren, gönüllere hidayet (yol gösterme, doğru yola girme) ışığını yakan demektir. Açığa çıkaran;idrak ettiren;kendisiyle irşad olunan. En-Nûr : النور İçinde en Nur İsm-i şerifi geçen Kur’an ayetleri : 1-) Nur suresi 35. ayet اللَّهُ نُورُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ مَثَلُ نُورِهِ كَمِشْكَاةٍ فِيهَا مِصْبَاحٌ الْمِصْبَاحُ فِي زُجَاجَةٍ الزُّجَاجَةُ كَأَنَّهَا كَوْكَبٌ دُرِّيٌّ يُوقَدُ مِن شَجَرَةٍ مُّبَارَكَةٍ زَيْتُونِةٍ لَّا شَرْقِيَّةٍ وَلَا غَرْبِيَّةٍ يَكَادُ زَيْتُهَا يُضِيءُ وَلَوْ لَمْ تَمْسَسْهُ نَارٌ نُّورٌ عَلَى نُورٍ يَهْدِي اللَّهُ لِنُورِهِ مَن يَشَاء وَيَضْرِبُ اللَّهُ الْأَمْثَالَ لِلنَّاسِ وَاللَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ Okunuşu : Allâhu nûrus semâvâti vel ard(ardı), meselu nûrihî ke mişkâtin fîhâ mısbâhun, el mısbâhu fî zucâcetin, ez zucâcetu ke ennehâ kevkebun durriyyun, yûkadu min şeceratin mubâraketin zeytûnetin lâ şarkîyyetin ve lâ garbiyyetin, yekâdu zeytuhâ yudîu ve lev lem temseshu nâr(nârun), nûrun alâ nûr(nûrin), yehdîllâhu li nûrihî men yeşâu, ve yadribullâhul emsâle lin nâsi, vallâhu bi kulli şey’in alîm(alîmun). Anlamı : Allah, göklerin ve yerin nuru’dur. O’nun nuru, içinde misbah (lâmba) bulunan kandil (ışık saçan bir kaynak) gibidir. Misbah, sırça (cam) içindedir. Sırça (cam), inci gibi (parlayan) yıldız gibidir. Doğuda ve batıda bulunmayan mübarek bir ağacın yağından yakılır. Onun yağı, ona ateş değmese de kendi kendine ışık verir. Nur üzerine nurdur. Allah dilediğini nuruna hidayet eder (ulaştırır). Ve Allah, insanlara örnekler verir. Ve Allah, herşeyi en iyi bilendir. 2-) Enam suresi 1. ayet الْحَمْدُ لِلّهِ الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضَ وَجَعَلَ الظُّلُمَاتِ وَالنُّورَ ثُمَّ الَّذِينَ كَفَرُواْ بِرَبِّهِم يَعْدِلُونَ Okunuşu : El hamdu lillâhillezî halakas semâvâti vel arda ve cealez zulumâti ven nûr(nûra), summellezîne keferû bi rabbihim ya’dilûn(ya’dilûne). Anlamı : Hamd semaları ve arzı yaratan, zulmeti ve nuru var eden Allah’a mahsustur. Sonra da kâfirler, Rab’lerine (başka şeyleri) eş (denk, adl) tutuyorlar. 3-) Enam suresi 122. ayet أَوَ مَن كَانَ مَيْتًا فَأَحْيَيْنَاهُ وَجَعَلْنَا لَهُ نُورًا يَمْشِي بِهِ فِي النَّاسِ كَمَن مَّثَلُهُ فِي الظُّلُمَاتِ لَيْسَ بِخَارِجٍ مِّنْهَا كَذَلِكَ زُيِّنَ لِلْكَافِرِينَ مَا كَانُواْ يَعْمَلُونَ Okunuşu : E ve men kâne meyten fe ahyeynâhu ve cealnâ lehu nûran yemşî bihî fîn nâsi ke men meseluhu fîz zulumâti leyse bi hâricin minhâ, kezâlike zuyyine lil kâfirîne mâ kânû ya’melûn(ya’melûne). Anlamı : Ölü iken dirilttiğimiz ve kendisine, insanlar arasında yürüyeceği bir nur verdiğimiz kimsenin durumu, hiç, karanlıklar içinde kalmış, bir türlü ondan çıkamamış kimsenin durumu gibi olur mu? İşte kâfirlere, işlemekte oldukları çirkinlikler böyle süslü gösterilmiştir. 4-) Zümer suresi 22. ayet أَفَمَن شَرَحَ اللَّهُ صَدْرَهُ لِلْإِسْلَامِ فَهُوَ عَلَى نُورٍ مِّن رَّبِّهِ فَوَيْلٌ لِّلْقَاسِيَةِ قُلُوبُهُم مِّن ذِكْرِ اللَّهِ أُوْلَئِكَ فِي ضَلَالٍ مُبِينٍ Okunuşu : E fe men şerahallâhu sadrahu lil islâmi fe huve alâ nûrin min rabbihi, fe veylun lil kâsiyeti kulûbuhum min zikrillâhi, ulâike fî dalâlin mubîn(mubînin). Anlamı : Allah kimin göğsünü İslâm için (Allah’a teslim için) yarmışsa artık o, Rabbinden bir nur üzere olur, değil mi? Allah’ın zikrinden kalpleri kasiyet bağlayanların vay haline! İşte onlar, apaçık dalâlet içindedirler. 5-) Zümer suresi 69. ayet وَأَشْرَقَتِ الْأَرْضُ بِنُورِ رَبِّهَا وَوُضِعَ الْكِتَابُ وَجِيءَ بِالنَّبِيِّينَ وَالشُّهَدَاء وَقُضِيَ بَيْنَهُم بِالْحَقِّ وَهُمْ لَا يُظْلَمُونَ Okunuşu : Ve eşrakatil ardu bi nûri rabbihâ ve vudıal kitâbu ve cîe bin nebiyyîne veş şuhedâi ve kudıye beynehum bil hakkı ve hum lâ yuzlemûn(yuzlemûne). Anlamı : Ve Rabbinin nuru ile yeryüzü aydınlandı. Ve kitap ortaya kondu. Peygamberler ve şahitler getirildi. Ve onların aralarında onlara zulmedilmeksizin hak ile hüküm verildi. 6-) Ahzab suresi 43. ayet هُوَ الَّذِي يُصَلِّي عَلَيْكُمْ وَمَلَائِكَتُهُ لِيُخْرِجَكُم مِّنَ الظُّلُمَاتِ إِلَى النُّورِ وَكَانَ بِالْمُؤْمِنِينَ رَحِيمًا Okunuşu : Huvellezî yusallî aleykum ve melâiketuhu li yuhricekum minez zulumâti ilân nûr, ve kâne bil mu’minîne rahîmâ(rahîmen). Anlamı : Sizi (nefsinizin kalbini), karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için, üzerinize salâvât (vasıtasıyla nur) gönderen, O ve O’nun melekleridir ki O, mü’minlere Rahîm(dir). (Rahîm esmasıyla tecelli eden). 7-) Ahzab suresi 46. ayet وَدَاعِيًا إِلَى اللَّهِ بِإِذْنِهِ وَسِرَاجًا مُّنِيرًا Okunuşu : Ve dâîyen ilâllâhi bi iznihî ve sirâcen munîrâ(munîran). Anlamı : Ve O’nun (Allah’ın) izni ile Allah’a davet eden ve nurlandırıcı sirac (kandil) olarak (gönderdik). Maide suresi 15. ayet يَا أَهْلَ الْكِتَابِ قَدْ جَاءكُمْ رَسُولُنَا يُبَيِّنُ لَكُمْ كَثِيرًا مِّمَّا كُنتُمْ تُخْفُونَ مِنَ الْكِتَابِ وَيَعْفُو عَن كَثِيرٍ قَدْ جَاءكُم مِّنَ اللّهِ نُورٌ وَكِتَابٌ مُّبِينٌ Okunuşu : Yâ ehlel kitâbi kad câekum resûlunâ yubeyyinu lekum kesîran mimmâ kuntum tuhfûne minel kitâbi ve ya’fû an kesîr(kesîrin) kad câekum minallâhi nûrun ve kitâbun mubîn(mubînun). Anlamı : Ey kitap ehli! (Kitap sahipleri), Kitap’tan çoğunu gizlemiş olduğunuz ve çoğundan vazgeçtiğiniz şeyleri, size beyan eden bir Resûl’ümüz gelmiştir. Size Allah’tan bir nur ve apaçık bir kitap gelmiştir. 9-) Maide suresi 16. ayet يَهْدِي بِهِ اللّهُ مَنِ اتَّبَعَ رِضْوَانَهُ سُبُلَ السَّلاَمِ وَيُخْرِجُهُم مِّنِ الظُّلُمَاتِ إِلَى النُّورِ بِإِذْنِهِ وَيَهْدِيهِمْ إِلَى صِرَاطٍ مُّسْتَقِيمٍ Okunuşu : Yehdî bihillâhu menittebea rıdvânehu subules selâmi ve yuhricuhum minez zulumâti ilân nûri bi iznihî ve yehdîhim ilâ sırâtın mustakîm(mustakîmin). Anlamı : Allah (c.c.), rızasına tâbî olan kişiyi onunla (Resûlü ile) teslim yollarına hidayet eder. Kendi izniyle onları karanlıktan aydınlığa (zulmetten nura) çıkarıp Sırât-ı Mustakîm’e hidayet eder (ulaştırır). 10-) Hadid suresi 12. ayet يَوْمَ تَرَى الْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ يَسْعَى نُورُهُم بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَبِأَيْمَانِهِم بُشْرَاكُمُ الْيَوْمَ جَنَّاتٌ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا ذَلِكَ هُوَ الْفَوْزُ الْعَظِيمُ Okunuşu : Yevme terâl mu’minîne vel mu’minâti yes’â nûruhum beyne eydîhim ve bi eymânihim buşrâkumul yevme cennâtun tecrî min tahtihâl enhâru hâlidîne fîhâ, zâlike huvel fevzul azîm(azîmu). Anlamı : O gün, mü’min erkekleri ve mü’min kadınları, nurları önlerinde ve sağlarında koşarken görürsün. Bugün sizin müjdeniz, orada ebediyyen kalacağınız, altından nehirler akan cennetlerdir. İşte o, fevzül azîmdir (en büyük kurtuluştur). 11-) Hadid suresi 28. ayet يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اتَّقُوا اللَّهَ وَآمِنُوا بِرَسُولِهِ يُؤْتِكُمْ كِفْلَيْنِ مِن رَّحْمَتِهِ وَيَجْعَل لَّكُمْ نُورًا تَمْشُونَ بِهِ وَيَغْفِرْ لَكُمْ وَاللَّهُ غَفُورٌ رَّحِيمٌ Okunuşu : Yâ eyyuhâllezîne âmenûttekûllâhe ve âminû bi resûlihî yu’tikum kifleyni min rahmetihî ve yec’al lekum nûran temşûne bihî ve yagfir lekum, vallâhu gafûrun rahîm(rahîmun). Anlamı : Ey âmenû olanlar (ölmeden önce Allah’a ulaşmayı dileyenler), Allah’a karşı takva sahibi olun. Ve O’nun Resûl’üne îmân edin ki, size rahmetinden iki kat versin. Ve sizin için, onunla beraber yürüyeceğiniz nur kılsın (versin). Ve sizi mağfiret etsin (günahlarınızı sevaba çevirsin). Ve Allah; Gafur’dur, Rahîm’dir. 12-) Yunus suresi 5. ayet هُوَ الَّذِي جَعَلَ الشَّمْسَ ضِيَاء وَالْقَمَرَ نُورًا وَقَدَّرَهُ مَنَازِلَ لِتَعْلَمُواْ عَدَدَ السِّنِينَ وَالْحِسَابَ مَا خَلَقَ اللّهُ ذَلِكَ إِلاَّ بِالْحَقِّ يُفَصِّلُ الآيَاتِ لِقَوْمٍ يَعْلَمُونَ Okunuşu : Huvellezî cealeş şemse dıyâen vel kamere nûren ve kadderehu menâzile li ta’lemû adedes sinîne vel hisâb(hisâbe), mâ halakallâhu zâlike illâ bil hakk(hakkı), yufassılul âyâti li kavmin ya’lemûn(ya’lemûne). Anlamı : Güneş’i bir ziya, Ay’ı (kameri) bir nur kılan, O’dur. Ve senelerin adedini ve hesabını bilmeniz için ona menziller tayin etti. Allah ne yarattı ise ancak böylece hak ile yarattı. Bilen bir kavim için âyetleri ayrı ayrı açıklar. 13-) Bakara suresi 17. ayet مَثَلُهُمْ كَمَثَلِ الَّذِي اسْتَوْقَدَ نَاراً فَلَمَّا أَضَاءتْ مَا حَوْلَهُ ذَهَبَ اللّهُ بِنُورِهِمْ وَتَرَكَهُمْ فِي ظُلُمَاتٍ لاَّ يُبْصِرُونَ Okunuşu : Meseluhum ke meselillezistevkade nârâ(nâren), fe lemmâ edâet mâ havlehu zeheballâhu bi nûrihim ve terekehum fî zulumâtin lâ yubsirûn(yubsirûne). Anlamı : Onların durumu, ateş yakıp böylece çevresindeki şeyleri aydınlattığı zaman Allah’ın nurlarını giderdiği ve onları karanlıklar içinde bıraktığı kimselerin durumu gibidir. (Artık) onlar göremezler. 14-) Bakara suresi 257. ayet اللّهُ وَلِيُّ الَّذِينَ آمَنُواْ يُخْرِجُهُم مِّنَ الظُّلُمَاتِ إِلَى النُّوُرِ وَالَّذِينَ كَفَرُواْ أَوْلِيَآؤُهُمُ الطَّاغُوتُ يُخْرِجُونَهُم مِّنَ النُّورِ إِلَى الظُّلُمَاتِ أُوْلَئِكَ أَصْحَابُ النَّارِ هُمْ فِيهَا خَالِدُونَ Okunuşu : Allâhu velîyyullezîne âmenû, yuhricuhum minez zulumâti ilân nûr(nûri), vellezîne keferû evliyâuhumut tâgûtu yuhricûnehum minen nûri ilâz zulumât(zulumâti), ulâike ashâbun nâr(nâri), hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne). Anlamı : Allah, âmenû olanların (Allah’a ulaşmayı dileyenlerin) dostudur, onları (onların nefslerinin kalplerini) zulmetten nura çıkarır. Ve kâfirlerin dostları taguttur (onlar, şeytanı dost edinirler, şeytan kimseye dost olmaz), onları (onların nefslerinin kalplerini) nurdan zulmete çıkarırlar. İşte onlar, ateş ehlidir. Onlar, orada ebedî kalacak olanlardır. 15-) Nisa suresi 174. ayet يَا أَيُّهَا النَّاسُ قَدْ جَاءكُم بُرْهَانٌ مِّن رَّبِّكُمْ وَأَنزَلْنَا إِلَيْكُمْ نُورًا مُّبِينًا Okunuşu : Yâ eyyuhân nâsû kad câekum burhânun min rabbikum ve enzelnâ ileykum nûran mubîn(mubînen). Anlamı : Ey insanlar! Rabbinizden size bir burhan (kesin delil) gelmiştir. Ve size, apaçık bir nur indirdik. 16-) Tevbe suresi 32. ayet يُرِيدُونَ أَن يُطْفِؤُواْ نُورَ اللّهِ بِأَفْوَاهِهِمْ وَيَأْبَى اللّهُ إِلاَّ أَن يُتِمَّ نُورَهُ وَلَوْ كَرِهَ الْكَافِرُونَ Okunuşu : Yurîdûne en yutfîû nûrallâhi bi efvâhihim ve ye’ballâhu illâ en yutimme nûrahu ve lev kerihel kâfirûn(kâfirûne). Anlamı : (Onlar) ağızları ile Allah’ın nurunu söndürmeyi istiyorlar. Ve Allah, kâfirler kerih görseler bile nurunu tamamlamaktan başka bir şey istemez. 17-) Tahrim suresi 8. ayet يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا تُوبُوا إِلَى اللَّهِ تَوْبَةً نَّصُوحًا عَسَى رَبُّكُمْ أَن يُكَفِّرَ عَنكُمْ سَيِّئَاتِكُمْ وَيُدْخِلَكُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ يَوْمَ لَا يُخْزِي اللَّهُ النَّبِيَّ وَالَّذِينَ آمَنُوا مَعَهُ نُورُهُمْ يَسْعَى بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَبِأَيْمَانِهِمْ يَقُولُونَ رَبَّنَا أَتْمِمْ لَنَا نُورَنَا وَاغْفِرْ لَنَا إِنَّكَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ Okunuşu : Yâ eyyuhâllezîne âmenû tûbû ilâllâhi tevbeten nasûhan, asâ rabbukum en yukeffira ankum seyyiâtikum ve yudhilekum cennâtin tecrî min tahtihâl enhâru, yevme lâ yuhzîllâhun nebiyye vellezîne âmenû meahu, nûruhum yes’â beyne eydîhim ve bi eymânihim yekûlûne rabbenâ etmim lenâ nûranâ vagfir lenâ, inneke alâ kulli şey’in kadîr(kadîrun). Anlamı : Ey âmenû olanlar (Allah’a ulaşmayı dileyenler)! Allah’a Nasuh Tövbesi ile tövbe edin! Umulur ki Rabbiniz, sizin günahlarınızı örter ve sizi altından nehirler akan cennetlere koyar. O gün Allah, nebîleri ve O’nunla beraber olanları mahzun etmez. Onların nurları, önlerinde ve sağlarında koşar. “Rabbimiz, bizim nurumuzu tamamla ve bize mağfiret et (günahlarımızı sevaba çevir). Muhakkak ki Sen, herşeye kaadirsin.” derler.
__________________ O (cc)’NA SIĞINMAK AYRICALIKTIR |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
El Macid / El Vahid / Es Samed Esmalarını Sorularla Tanıyalım | nurşen35 | Sorularla Esmaül Hüsna | 17 | 17 Mayıs 2020 19:56 |
Eş Şekur / El Aliyy / El Kebir Esmalarını Sorularla Tanıyalım | nurşen35 | Sorularla Esmaül Hüsna | 26 | 07 Mart 2020 14:42 |
EL ADL / EL LATİF / EL HABİR Esmalarını Sorularla Tanıyalım | nurşen35 | Sorularla Esmaül Hüsna | 21 | 23 Şubat 2020 09:46 |
Sorularla El FETTAH - El ALİM - El KABID Esmalarını Tanıyalım | nurşen35 | Sorularla Esmaül Hüsna | 48 | 27 Ocak 2020 14:20 |
Sorularla Kahhar- Vehhâb -Rezzâk Esmâlarını Tanıyalım | Mihrinaz | Sorularla Esmaül Hüsna | 37 | 19 Ocak 2020 23:04 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|