|
Konu Kimliği: Konu Sahibi Medine-web,Açılış Tarihi: 07 Eylül 2007 (22:45), Konuya Son Cevap : 13 Aralık 2024 (23:02). Konuya 4747 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
08 Ocak 2014, 11:14 | Mesaj No:4531 | |
Durumu: Medine No : 6340 Üyelik T.:
19 Ocak 2009 | Cevap: Kuranı Kerim Hakkında Sorular Alıntı:
EN'AM suresi 70.000 melek değil de 700.000 melek diye rivayet ediliyor. "En'âm sûresi bana toplu olarak indi. 70.000 melek tesbih ve hamd sözleriyle bu sûrenin inişine eşlik etti."(İbn Kesîr, Tefsîru'l-Kur'âni'l-Azim, 3/234. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 1/352. Taberânî, el-Mu'cemü's-sağîr, 1/145.)
__________________ Selam Hidayete Tabi Olanlara Kur'an Senin Lehinde ve Aleyhinde Hüccettir(Müslim) | |
08 Ocak 2014, 15:53 | Mesaj No:4532 | |
Durumu: Medine No : 26093 Üyelik T.:
15 Şubat 2013 | Cevap: Kuranı Kerim Hakkında Sorular Alıntı:
SORU: ''HUD suresi beni ihtiyarlattı ''Buyuran Rasulullah efendimizi, HUD suresi neden ihtiyarlatmıştır.HUD suresinin özelliği nedir ? | |
08 Ocak 2014, 17:19 | Mesaj No:4533 | |
Durumu: Medine No : 6340 Üyelik T.:
19 Ocak 2009 | Cevap: Kuranı Kerim Hakkında Sorular
Evet sayı rivayette 70.000 yazıyor. Başka bir rivayette ise 50.000 diye geçiyor. Sayı önemli değil Alıntı:
Sen, beraberindeki tevbe edenlerle birlikte emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Aşırı gitmeyin, doğrusu Allah yaptıklarınızı görür. "Emrolunduğun gibi dosdoğru ol" ayeti Peygamberin üzerinde çok etki yapmıştır
__________________ Selam Hidayete Tabi Olanlara Kur'an Senin Lehinde ve Aleyhinde Hüccettir(Müslim) | |
09 Ocak 2014, 20:38 | Mesaj No:4534 | |
Durumu: Medine No : 26093 Üyelik T.:
15 Şubat 2013 | Cevap: Kuranı Kerim Hakkında Sorular Alıntı:
SORU:Enam 118,121, gibi ayetler varken Şafiiler neden Besmelenin farz ve şart değil ,mendup olduğuna hükmetmişlerdir? | |
10 Ocak 2014, 01:58 | Mesaj No:4535 |
Durumu: Medine No : 26093 Üyelik T.:
15 Şubat 2013 | Cevap: Kuranı Kerim Hakkında Sorular |
10 Ocak 2014, 15:40 | Mesaj No:4536 |
Durumu: Medine No : 6340 Üyelik T.:
19 Ocak 2009 | Cevap: Kuranı Kerim Hakkında Sorular
Öncelikle ayetlere bakalım: Allah'ın âyetlerine inanıyorsanız, üzerine O'nun adı anılarak kesilenlerden yeyin.(Enam-118) Üzerine Allah'ın adının anılmadığı kesilmiş hayvanları yemeyin, bunu yapmak Allah'ın yolundan çıkmaktır. Doğrusu şeytanlar sizinle tartışmaları için dostlarına fısıldarlar, eğer onlara itaat ederseniz şüphesiz siz müşrik olursunuz.(Enam-121) Kimi İslam alimleri bu ayetlerden kurban keserken besmeleyi lafzen söylemek farz/vacip veya şarttır demiştir. Kimileri de İmam Şafii gibiler burada kasıt kurban keserken lafzen söylemek değil de kurbanların Allah adına kesilmesidir demiştir. Cahiliyye zamanında insanlar putlar adına kurban kesiyorlardı. Kur'an, kurbanın yalnız Allah adına olması gerektiğini , başkaları adına kurban kesmenin şirk olacağını ve o hayvanların etinden yememek gerektiğini bizlere bildirmiştir. Şafii hariç diğer 3 mezhep imamı kurban keserken besmeleyi şart koşarken, İmam Şafii şart koşmayıp, onu güzel bir haslet, mendup olarak görmüştür. De ki: «Bana vahyolunanda, leş, akıtılmış kan, domuz eti ki pistir ve günah işlenerek Allah'tan başkası adına kesilen hayvandan başkasını yemenin haram olduğuna dair bir emir bulamıyorum; fakat darda kalan, başkasının payına el uzatmamak ve zaruret miktarını aşmamak üzere bunlardan da yiyebilir.» Doğrusu Rabbin bağışlar ve merhamet eder.(Enam-145) İmam Şafii; bu ayette Allah'ın harama kıldığı; 1-Leş 2-Akıtılmış kan 3-Domuz eti 4-Allah'tan başkası adına kesilen hayvandır. Bu ayette; kesilirken besmele terk edilen diye bir nehy bildirilmemiştir diyor Şafii.
__________________ Selam Hidayete Tabi Olanlara Kur'an Senin Lehinde ve Aleyhinde Hüccettir(Müslim) |
12 Ocak 2014, 11:05 | Mesaj No:4537 |
Durumu: Medine No : 6340 Üyelik T.:
19 Ocak 2009 | Cevap: Kuranı Kerim Hakkında Sorular
Kur'ani bir kavramdır Bu kavram 3 ayrı edatla 3 farklı anlam kazanır. 1-"an" edatı ile hakta direnmek 2-"ala" edatı ile bela ve sıkıntıya göğüs germek 3-"lam" ile ibadet, hak, hayır ve adalette sebat anlamına gelir. Bu kavram nedir?
__________________ Selam Hidayete Tabi Olanlara Kur'an Senin Lehinde ve Aleyhinde Hüccettir(Müslim) |
12 Ocak 2014, 16:43 | Mesaj No:4538 |
Durumu: Medine No : 33823 Üyelik T.:
14 Kasım 2013 | Cevap: Kuranı Kerim Hakkında Sorular
Islam'ın ilk emri oku,, İslam bir ilim ve irfan dinidir. Öğrenmeye, öğretmeye, incelemeye ve araştırmaya büyük önem vermiştir. Bilindiği gibi dinimizde ilk emir Oku şeklinde gelmiştir. Böylece daha başlangıçta Hz. Peygamber’e gelen ilk vahiy ile okumak emredilmiş ve insanın bilmediğini öğrenirken istifade ettiği kalemden ve öğretmekten bahsedilir. Yaratan Rabbinin adıyla Oku O, insanı alak dan yarattı. Oku Senin Rabbin en cömert olandır. O, kalemle yazmayı öğretendir, insana bilmediğini öğretendir Buyruluyor. Bu ayetler ,okumanın ve ilmin dinde ve insan hayatında ne kadar önemli olduğunu, dinin okumaya ve ilme ne kadar önem verdiğini gösteriyor. Yaratan Rabbinin adıyla oku buyrularak Hz. Peygamberin okuma faaliyetlerine veya herhangi bir işe, başka varlıkların adıyla değil, yaratın Rabbin adıyla başlaması ve O’ndan yardım dilemesi emredilmiştir. Sizin en hayırlınız kur'anı öğreneniniz ve ögreteninizdir.(Hadis-i şerif) |
12 Ocak 2014, 16:52 | Mesaj No:4539 |
Durumu: Medine No : 6340 Üyelik T.:
19 Ocak 2009 | Cevap: Kuranı Kerim Hakkında Sorular
Sorduğum soruya cevap olarak yazdıysanız cevap "oku" değildi maalesef
__________________ Selam Hidayete Tabi Olanlara Kur'an Senin Lehinde ve Aleyhinde Hüccettir(Müslim) |
12 Ocak 2014, 17:36 | Mesaj No:4540 | |
Cevap: Kuranı Kerim Hakkında Sorular Alıntı:
"Alâ" ve "lam" edatının zarar ve fayda anlamını ifade etmelerine gelince, "alâ" edatı "istila ve tasallut" anlamı ve "lam" harfi de mülk ve istihkak anlamı taşır. Bunun gerekli sonucu olarak iki tarafı ilgilendiren anlamlarda taraflardan biri yarar sağlarken öbürü zarar görür. Savaş, vuruşma, tartışma vb. gibi. Bu durumda taraflardan biri galip, öbürü ise mağlup olur. Galip tarafa (sahip olmadığı bir şeye ulaştığı için) mülk anlamı uygun düştüğü gibi mağlup tarafa da (sulta altına alındığı için) istila anlamı uygun düşer. Buna benzer durumlar da böyledir. Etkileyen ile etkilenen taraflar arasındaki etki anlamı gibi. Taahhüt eden ile taahhüt edilen taraflar arasındaki, vaat eden taraf ile vaat edilen taraf arasındaki taahhüt ve vaat anlamları ve buna benzer anlamlar gibi. Bu açıklamadan anlaşılıyor ki, "ala" edatı ile "lam" harfinin zarar ve fayda anlamlarını taşımaları kelime anlamları öyle olduğu için değil, kullanım durumlarından ileri gelem arızi bir durumdur. Tövbenin başarısı yüce Allah'ın kullarına yönelik bir vaadine dayandığı için bu ayette onu kendi üzerine borç sayarak "Allah'ın kabulünü üzerine aldığı tövbe, ancak bilgisizlikle kötülük yapanlar ve... tövbe edenler içindir." buyuruyor. Dolayısıyla kullarının tövbesini kabul etmesi yüce Allah'a farzdır. Fakat bu, başkasının onu bir şey yapmaya zorlaması veya ona bir mükellefiyet yüklemesi anlamına gelmez. Bu başkasına ister akıl, ister işin mahiyet ve gerçeği, ister pratik realite, ister hak, isterse başka bir ad verilmiş olsun fark etmez. Yüce Allah böyle bir mükellefiyetten yüce ve münezzehtir. Tam aksine O kullarına tövbe edenlerin tövbelerini kabul edeceğini vaat etmiştir ve O sözünden caymaz. İşte tövbeyi kabul etmenin Allah üzerine vacip olması bu demektir. Aynı şekilde yüce Allah üzerine yapılması vacip olan her türlü eylemin vacipliğinin anlamı da budur. Anlaşıldığı kadarıyla ayet öncelikle Allah'a ait olan tövbeyi yani Allah'ın kuluna rahmetle yönelmesini açıklamaya yöneliktir, amaç kulun tövbesini anlatmak değildir. Gerçi böylelikle kulun tövbesi kaçınılmaz şekilde anlaşılmaz oluyor. Çünkü Allah'a ait tövbenin şartları gerçekleşince kulun tövbesinin şartlarının gerçekleşmesi kaçınılmaz olur. Bu ayetin Allah'a ait tövbeyi anlatmaya yönelik olması, daha çok açıklanmaya muhtaç değildir. İkinci olarak da ayet genel anlamdaki tövbeyi açıklamaya yöneliktir. Yani hem şirkten ve küfürden dönerek iman etmek, hem de iman ettikten sonra günahlardan tövbe ederek ibadete dönmek durumlarını kapsamına almıştır. Çünkü Kur'an bunların her ikisine de tövbe adını veriyor. Yüce Allah şöyle buyuruyor: " Arşı taşıyan ve bir de onun çevresinde bulunan melekler Rablerini överek O'nu noksanlıklardan tenzih ederler. O'na iman ederler. İman edenler için mağfiret dileyerek şöyle derler: 'Ey Rabbimiz, senin rahmetin ve ilmin her şeyi kuşatmıştır. O hâlde tövbe eden ve senin yoluna girenleri bağışla." (Mü'min, 7) Burada ayetin başından anlaşıldığına göre "tövbe eden ve senin yoluna girenler"den iman edenler kastediliyor. Yani iman etmeye tövbe adı verilmiştir. Günahlardan vazgeçme anlamında ise, "Allah onlar için tövbe etti." (Tevbe, 118) buyuruluyor. alıntıdır islam kütüphanesi | ||
Konuyu Toplam 11 Kişi okuyor. (0 Üye ve 11 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Peygamberler hakkında Sorular-Medineweb çalışması | Medine-web | Peygamberler(a.s) | 209 | 15 Şubat 2024 14:44 |
Kuranı kerim ünlü hafızların sesinden/medineweb | MERVE DEMİR | Sesli-Görüntülü-Dinle | 5 | 05 Temmuz 2020 01:18 |
Medineweb Üyelerine Kuranı Kerim Kavramları Testleri | serpil | Kur’an-Kerim Bilgisi | 14 | 05 Eylül 2017 15:59 |
Kuranı Kerim | KardelenGül | Kurân-ı Kerîm | 0 | 25Haziran 2015 17:09 |
Medineweb Üyelerine Kuranı Kerim Temel Terimleri | serpil | Kur’an-Kerim Bilgisi | 0 | 28 Temmuz 2014 00:49 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|