|
Konu Kimliği: Konu Sahibi Medine-web,Açılış Tarihi: 07 Eylül 2007 (22:45), Konuya Son Cevap : 18 Ekim 2024 (13:36). Konuya 4741 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
16 Nisan 2010, 14:56 | Mesaj No:2501 |
Durumu: Medine No : 2 Üyelik T.:
10 Nisan 2008 | re: Kuranı Kerim Hakkında Sorular/Medineweb Çalışması
Kuran'ı Kur'andan Kur'an'ca Anlamak için uygulanacak Kuran'i yöntemlere örnekler ?
|
16 Nisan 2010, 16:56 | Mesaj No:2502 |
Durumu: Medine No : 5753 Üyelik T.:
20 Aralık 2008 | re: Kuranı Kerim Hakkında Sorular/Medineweb Çalışması
O’nun ayetlerini iniş zamanına göre sınıflandırabiliriz. (Mekki, Medeni) O’nun ayetlerini anlamın açık ve kapalılığına göre sınıflandırabiliriz. (Muhkem, Müteşabih) |
16 Nisan 2010, 17:07 | Mesaj No:2503 |
Durumu: Medine No : 2 Üyelik T.:
10 Nisan 2008 | re: Kuranı Kerim Hakkında Sorular/Medineweb Çalışması
Benim sorum kuran'ın okunması anlaşılması öğretilmesi hususunda kuranda ayetler ile örnek mesela tertil vb
|
16 Nisan 2010, 18:19 | Mesaj No:2504 |
Durumu: Medine No : 5753 Üyelik T.:
20 Aralık 2008 | re: Kuranı Kerim Hakkında Sorular/Medineweb Çalışması
Tilavetin Hakkını Vererek Okumak Şeytandan Allah'a Sığınarak Allah'ın Adıyla Okumak Kur'an'ı Tertil Üzere Ve En Uygun Zamanda Okumak Kur'an'ı Yavaş Yavaş, Dura Dura Kıraat Etmek Kuran'ı Yüreğinde Hissedip Yaşayarak Okumak Kuran'ı Düşüne Düşüne Okumak: Kuran'ı Kendi Bütünlüğü İçinde okumak Kur'an'ı Ekip Halinde Ders Yaparak Okumak Kur'an'ı Yaşamak İçin Okumak Kesintisiz Ve Sürekli Kur'an Okumak |
16 Nisan 2010, 18:31 | Mesaj No:2506 |
Durumu: Medine No : 5753 Üyelik T.:
20 Aralık 2008 | re: Kuranı Kerim Hakkında Sorular/Medineweb Çalışması
Tşk Kuranda mensuh ayet var mıdır? Nasih-Mensuh bilmeden Kuran anlaşılabilir mi? |
16 Nisan 2010, 18:34 | Mesaj No:2507 |
Durumu: Medine No : 2 Üyelik T.:
10 Nisan 2008 | re: Kuranı Kerim Hakkında Sorular/Medineweb Çalışması
Kuranda Nasih Mensuh ayetler hususunda farklı görüşler mevcuttur biraz detaylı bir mevzu olduğu için açıklama yapmak lazım İnşaallah bu sorunuza müsaid zamanda cevap verilecektir....
|
17 Nisan 2010, 15:27 | Mesaj No:2508 |
Durumu: Medine No : 2 Üyelik T.:
10 Nisan 2008 | re: Kuranı Kerim Hakkında Sorular/Medineweb Çalışması
A. NESH TERİMİ ve İHTİVA ETTİĞİ ANLAMLAR 1- Nesh Kelimesinin Lügat Anlamları Nesih sözcüğü "NSH" kökünden türetilen bir mastardır. Kelime, fiil olarak kullanıldığında gidermek, yok etmek, istinsah etmek, ibdal etmek manalarına gelir.[42] Söz konusu kelimeye verilen değişik anlam*lar, sadece filolojik sahada kalmamış, buradan hareketle, terim olarak farklı ifadeler kullanılmıştır. Adı geçen kelimenin taşıdığı manalardan önemli olanlarını şu şekilde belirtmemiz mümkündür. "Nakl" (aktarma) manasına gelir. Bir şeyi, bir yerden alıp, diğer bir yere veya bir halden diğer bir hale taşıma işlemine denilir.[43] Mese*lâ: "Nesahtü'l-Kitabe" denildiğinde, bir kitapta olanları aynen bir başka kitaba aktarma anlaşılmaktadır.[44] "İzâle" (giderme) manasına gelir.[45] Kur'an'da yer alan; "Senden önce hiçbir resul ve nebi göndermemiştik ki o, (bir şey) arzu ettiği zaman, şeytan onun arzusu içerisine mutlaka (dünya ile meşgul edecek bir düşünce) atmış olmasın. Fakat Allah, şeytanın attığını derhal İptal eder sonra kendi ayetlerini sağlamlaştırır. Allah bilen*dir, hikmet sahibidir."[46] ayetinin bu anlama geldiği görülür. Güneşin gölqeyi, ihtiyarlığın gençliği rüzgarın çöpleri uçurması da benzer an*lamdadır. Tebdil ve tağyir anlamına gelişi; Bir nesneyi, bir halden di*ğer bir hale değiştirmek, farklı durumiara sokmak, yerine başkasını koymak demektir.[47] Bunun misalini Kur'ân-ı Kerim'de şu ayette bula*bilmekteyiz. "Biz bir ayeti başka bir ayetle tebdil ettiğimiz zaman ki -Allah indirdiğini çok iyi bilir- şöyle dediler: Sen gerçek bir ifti*racısın, halbuki onların çoğu bilmezler. "[48] İslâm alimleri arasında de*ğişik görüşlere vesile olan nesh konusuyla ilgiîi, Kur'an ve tefsir usu*lüyle ilgili kaynaklarda geniş açıklamaların olduğu gözlenmektedir.[49] 2- İnşâ Kelimesi Ve İhtiva Ettiği Anlamlar Neshin lügat anlamı konusunda verilen bilgilere ilaveten, Nün-sihâ"[50] kelimesi hakkında bilgi verilmesi konumuzun anlaşılmasına yardımcı olacaktır. Çünkü konu işlenirken yer yer atıfta bulunulacaktır. a) "İnşâ" kelimesi, (ensâ, yünsî, İnsâen) kökünden türetilip, unut*turmak anlamındadır. Kıraat imamlarından Nâfî fö. 70/689), İbn Âmir fö. 21/641}, Asım fö. 127/744}, Hamza (ö. 80/699}, Ebû Cafer (ö 130/747} ve Yakup (ö. 205/820) söz konusu kelimeyi if al babında okumuşlardır.'[51] Ashabın önde gelenlerinden Sa'd b. Ebî Vakkas ve Ubey b. Ka'b da kelimeye aynı anlamı verdiği görülür.[52] Müfessirlerin bir çoğu benzer yorumlarda bulunurlar. Kelime bu kökten geldiğinde unutturmak anlamına geldiği anlaşılır. b) "İnşâ" kelimesini İbn Kesir fö. 45/665) ve İbn Âmir fö. 54/ 770) (nesee, yensiü, nes'en) kökünden türeterek, geri bırakmak, geciktirmek manasına geldiğini söylerler.[53] Bu şekilde okunuş, müfes-sirler arasında itibar görmez. Kelimeyi kıraat alimlerinin çoğunluğu ta*rafından eie alındığı şekilde düşünmek daha isabetli olmaktadır. Nitekim Kur'ân-ı Kerim'de, ıSana Kur'ân'ı okutacağız ve sen unutma*yacaksın. Ancak Allah'ın dilediğini unutabilirsin."[54] buyurulması. unutma aniamına delil olarak alınmaktadır. Yukarıdaki okunuş şekille*rinden hangisinden hareket edilirse edilsin, kelimenin nesih manasına geldiği gözlenmektedir. Zira Allah'ın bildiği, bizim bilmediğimiz bazı sebeplerden dolayı savaşla ilgili "sabr" tavsiye edilirken, illetin kalkma*sıyla savaşa izin verilmektedir.[55] Bunun misallerini birçok ayette gör*mek mümkündür. Bu sebeple, ikinci şıkta yer alan geri bırakmak an*lamından ziyade, birinci maddede belirtilen unutturmak veya yerine başka bir ayetin getirmesi anlamı daha makul görünmektedir.[56] 3- Neshin Terim Olarak Tanımı Hz. Peygamber'in sünnetinde ve İslâm'ın ilk dönemlerindeki kay*naklarda, neshin bugünkü gibi toplu bir tarifini bulmak mümkün de*ğildir. Fakat gerek sahabe arasında, gerekse, Hz. Peygamber'in fiili sünnetinde bunun icra edildiği bilinmektedir.[57] Bununla birlikte, ilk ta*nımının tabiilerden sonra yapıldığı sanılmaktadır. Çünkü bu döneme kadar Kur'ân ve hadis ilminin dışında müstakil bir iİmin varlığı söz ko*nusu değildir. Neshin daha sonraki dönemlerde birçok tanımı yapılmıştır. Bu ta*nımlar lafız itibariyle değişik olsa da, sonuç İtibariyle aynıdır. Bunlar*dan bazılarını şu şekilde sıralayabiliriz: a) Nesh, bir ayetin hükmünü, daha sonra nazil olan başka bir ayetle kaldırmadır. b) Şerl bîr hükmün, şer'î bir delille kaldırılmasıdır. c) Nesh şer'î bir hükmün sona erdiğini, Allah'ın kullarına bildirme*sidir.[58] d) Mukaddem tarihli bir ayetin hükmünü, muahhar tarihli bir ayet ile değiştirmektir.[59] e) İslam'ın, fıtrat dininden uzaklaşan eski İlahi dinleri eski haline döndürmesidir. Kur'ân-ı Kerim'de yer alan konuyla ilgili ayetlerden hareketle, emir ve nehiy ihtiva eden hükümlerden bazılarının, kulların faydası için kaldırıldığı veya başka ayetlerle değiştirildiği kabul edilir. Kur'an'da hükmü kaldırılan ayete mensuh, hükmü kaldırana da nâsih ismi veri*lir. Neshin, insanlığın eğitiminde ve İslâm'ın uygulanırlığı açısından, bir kolaylığı ifade ettiği kabul edilir. Neshi kabul edenler bu temel fel*sefeden" hareket etmektedirler. Bu kanaatte olanlar çoğunluktadır. Kabul etmeyenler ise, konu üe ilgili ayetlerin, Hz. Peygamberden önceki dinleri kaldırdığını, Kur'an'da böyle bir durumun olmadığını düşün*mektedirler. Tabii ki, her iki grubun kendilerine göre haklı gerekçele*ri bulmaktadır. Dikkat edilirse, temelde her iki görüşe mensup olan alimler neshin varlığını kabul ederler. Konunun anlaşılmasına yardımcı olacağı için görüşlerden önemli olanlarına işaret edilmesinin yararlı olacağını düşünmekteyim.[60] 4- Neshin Varlığı ve Delilleri a) Nakli Deliller Kur'ân-ı Kerim'de neshin varlığına işaret ettiği ileri sürülen beş ayet bulunmaktadır. Konuyla ilgili ayetlerin anlamları şöyledir: "Biz bir ayetin hükmünü kaldırır yahut unutturursak, onun daha hayırlısını, veya mislini getiririz. Bilmez misin ki Allah'ın her şeye gücü yeter."[61] "Biz bir ayeti başka bir ayetle değiştirdiğimizde ki -Allah ne in*dirdiğini bilir- 'Sen iftira ediyorsun' derler. Hayır (ama) çokları bil*miyorlar."[62] "Allah istediğini kaldırır, istediğini sabit kılar. Ana kitap onun yanındadır."[63] "... Allah şeytanın attığını derhal iptal eder. Sonra kendi ayet*lerini sağlamlaştırır. Allah bilendir, hikmet sahibidir."[64] "Sana okutacağız ve sen onu unutmayacaksın. Ancak Allah'ın dilediği müstesna. O açığı da gizliyi de bilir"[65] Yukarıya anlamlarını aldığımız ayetlere dikkat edilirse, nesih ko*nusuna işaret ettikleri görülür. Bakara Sûresi 106. ayetle, Nahl Sûresi 101. ayetlerinin nüzul sebebi, olarak, Yahudilerin sözlerine yer verilir. "Muhammed'in işine hayret etmez misin? Yanındakilere bir şeyi önce emreder sonra onu kaldırır, aksini emreder. Zira Kur'ân Muham-med'in sözüdür. Çünkü içinde birbirini tutmayan ifadeler bulunur." Yüce Allah bu iftiralar üzerine, işaret edilen ayetleri gönderdiği ileri sürülür.[66] Tefsir kaynaklarındaki yorumlarda ayetlerin iniş sebebinin nesihle alakalı olduğu nakledilir. Müfessirin büyük çoğunluğu yukarı*daki ayet ve yorumlardan hareketle, Kur'an'da neshin varlığını kabul etmektedirler.[67] Diğer taraftan, Müfessir Râzî (ö. 606/1209), Bakara Sûresi'ndeki ayette yer alan, "ondan-daha hayırlısını veya mislini ge*tiririz.." bölümünü iki madde halinde açıklar. a) îlk inen ayet daha ha*fif olanıdır. Kulların içindeki ortama göre gönderilmiştir, b) Daha fay*dalı olanı getiririz cümlesi ise sonradan nazil olan kullara faydalı olan kesin hükümdür.[68] Yüce Allah kulların içinde bulunduğu kötü alışkan*lıkları tedrici bir metod ile kaldırarak, faydalı olan hükümleri açıklamış olmaktadır. Böylelikle, insanların imanları kuvvetlenerek emirleri ka*bul etmeleri hedeflenir. Nahl Sûresi 101. ayette yer alan "Biz bir ayeti diğer bir ayetle tebdil ettiğimiz zaman" ifadesi, bir ayetin başka bir ayetle değiştiri*lebileceğini hatırlatmaktadır. Mücahid ayeti, "birincisini kaldırıp, baş*kasını yerine koymak" şeklinde açıklanmakta, Katade'de konuyu Ba*kara Sûresi 106. ayetle izah etmektedir.[69] Katade ve Mucâhid'in yo*rumlarına göre, söz konusu ayetler neshin varlığını ortaya koymaktadır. Muhammed Hamdi Yazır (ö. 1358/1947) konuyla ilgili görüşleri şu cümlelerle belirtir. 'Bir ayetin yerine diğer bir ayeti getirmek nesihtir, inanmayanlar nesih meselesiyle Hz. Peygamber'in risaleti hakkında bir şüphe düşürmek ister. Zamanımızda da benzer insanların olması mümkündür. Oysa, Bakara Sûresi'ndeki ayet onlara cevap olarak gel*miştir.'[70] Elmalıh'ya göre, Müslüman birinin neshin varlığını inkar et*mesi mümkün değildir. Yüce Allah'ın bazı ayetleri kaldırıp, yerine başkasını koyması hikmetinin gereği kabul edilmekte, bu durum zatının yüceliği ve kullarına olan merhameti şeklinde algılanmaktadır. Ayetin sonunda yer alan "çokları bilmiyorlar" ifadesi, konunun önemi*ni vurgulamaktadır. Burada üzerinde durulması gereken başka bir mesele, Kur'an'da yer alan ayet kelimesine verilen anlamdır. Lügat olarak kelime, ala*met, işaret, ibret, mucize, Kur'ân-ı Kerim'i meydana getiren cümleler, delil, kıssa ve lakap gibi anlamlara gelir.[71] Bakara Sûresi 106. ayette geçen ayet kelimesinden hareketle, Kur'an'daki geçtiği yerleri gözden geçirdiğimizde, ortalama 382 yerde zikredildiği görülür. Bu ayetİer farklı konulara işaret etmektedir. Örneğin delii,[72] mucize,[73] alamet,[74] kıssa,[75] emir ve nehiy,[76] anlamları bunlardan bazılarıdır. Terim olarak kelimenin, bir şeyi ve bir amacı açıklamak için Kuran cümlelerini ifade ettiği görülür.[77] Buna göre, nesh ayetlerinde geçen değiştirme ve yerine getirme sözcüklerinden, Kur'ân cümieleri kastedildiği anlaşılır. Kelimeye verilen anlam bunlarla sınırlı değildir. "Göklerde ve yerde nice ayet var ki, onların yanından yüzlerini çe*virerek geçerler, "[78] Ayeti, Kuran ayetleri dışındaki tabiat kuvvetleri*ne işaret etmektedir. Bu ayetler tabiat olaylarıdır.[79] b) Sünnetten Deliller Neshi varlığını ortaya koyacak ikinci deli! Hz. Peygamberin sün*netidir. Şunu hemen belirtelim ki; konuyla ilgili Hz. Peygamber'in, bir ayeti başka bir ayet nesh etti şeklinde bir hadisi bulunmaz. Bununla birlikte, fiili sünnet ve sahabelerden gelen nakillerde konuya ışık tutan misallerin olduğu gözlenir Müslim in rivayetine göre; "Kur'ân'ın bazı ayetleri birbirini nesh ettiği gibi, Hz. Peygamber de kendi sözünü nesh ederdi. "[80] denile*rek, Kur'ân ve hadiste neshin varlığına işaret edilir. Bu nakillere İs*lâm'ın İlk yıllarında karşı çıkılmadığı anlaşılır. Lâhik b. Humeyd, "Peygamberin sözleri Kur'ân'ın misali gibidir. Çünkü Kur'ân'ın bazı ayetleri, diğer bazılarını nesheder"[81] demektedir. Urve b. Zübeyr babasından gelen rivayeti şöyle anlatmaktadır. "Peygamberimiz bir söz söylüyor, bir zaman yürürlükte kaldıktan sonra Kur'an'daki nesh durumu gibi, diğer hadis onu kaldırıyor*du."[82] Kaynaklarda Hz. Ali'den bir haber nakledilir. Hz. Ali (ö. 40/660) bir gün Kûfe'nin bir mescidine uğrar. Orada Ebu Musa el-Eş'ari'nin dostu Abdurrahman b. Deebi'yi cemaate vaaz ederken görür. Kendi*lerine Kur'ân-ı Kerimdeki nâsih mensuh ayetleri bilip, bilmediğini so*rar Adı geçen şahıs bilmediğini söyleyince, ona dönerek: ''Sen hem kendini hem de dinleyenleri helak edersin. Seni bir daha vaaz eder*ken görmeyeyim."[83] der. Huzeyfe b. Yemen (ö. 36/656), hakkında şu rivayetlere yer veri*lir: O idareci olarak görevlendirdiği kişilerden, nesh konusunu bilenle*re öncelik vermiş, bu durumda olanlara vaaz etmeleri için izin vermiş, diğerlerine dini konularda konuşmayı yasaklamıştır.[84] Başka bir misal, Hz. Peygamber in ilk zamanlar kabir ziyaretleri*ni yasaklarken, daha sonraları izin vermesi,[85] Mut'a nikahı hoş karşı*lanırken, Mekke'nin fethinden sonra yasaklanması,[86] sünnetten gelen nakiller kabul edilir. Zira sünnetin, söz, fiil ve takrirden oluştuğu bilin*mektedir.[87] Sünnetin delil olması için bunlardan birinin olması yeterli görülür.[88] c) Akli Deliller Neshin varlığı akli yönden izah edilirken, birçok misal verilir. Bun-ları kaynaklarda bulmak mümkündür.[89] Kur'an'da var olduğu kabul edilen neshin, ilâhi takdir yönünü bilmemiz mümkün değildir. Allah'ın bunu bildirmesi de zorunlu değildir. Önemli olan insanın, Allah'ın kul*ların yararına olarak gönderdiği emirlere itaat etmesidir. Yoksa sınırlı bir kabiliyette yaratılan insanın, yaptığı İnceleme ve yorumlarla vara*cağı netice, Allah'ın ilmi yanında çok küçük kalacaktır. İnsan, Allah'ın verdiği akıl, ilim ve imkanlar neticesinde bir takım neticelere ulaşabi*lir. Vahiy, İlim, akıl ve tecrübe insana bu konuda yardımcı olur. Yüce Allah gönderdiği Peygamberlerine suhuf ve kitap şeklinde ilâhi emir*lerini göndermiş, bu vahiylerin içeriği de kısa ve uzun olabilmiştir. Fa*kat iman esaslarında bir değişiklik olmamıştır. İnanç bazında Hz. Adem ve Hz. Muhammed arasında gönderilen bütün Peygamberler aynı şeyleri emretmişlerdir.[90] Bu teme! prensiplerde nesih mümkün görülmemektedir. Yüce Yaratıcı'nın peygamberlere verdiği kitapların isimleri farklı, içerikleri aynıdır. Diğer taraftan bunlar bir birini tasdik etmekte[91] ve bir öncesi, sonra gelecek olanı haber vermektedir.[92] Kur'ân ise, son ilâhi mesaj olarak, diğerlerini tasdik ettiği gibi. gerekli emirleri İçerisin*de toplamaktadır.[93] Kur'ân'a göre diğerleri geçerliliğini yitirmiştir. Ki*taplar için böyle olduğu gibi, Hz. Peygamber için de aynı durum söz konusudur. O'nun gelmesiyle, önceki Peygamberlerin görevi bitmiş, şeriatleri sona ermiştir.[94] Ehl-i Kitap mensupları Hz. Peygamber ve O'na verilene inanmakla görevli kılınmıştır.[95] İslâm alimleri, Kur'an'da yer alan ayetlerin verilerinden hareketle, Kur'ân'ın diğer kutsal kitap*ları nesh ettiğini kabul etmektedirler. Bu konuda ittifak bulunmaktadır. En-Nesh fi'1-Kur'ân müellifi; akıllı bir insanın, neshin varlığını ka*bul edeceğini ve aklın neshin varlığına delil olacağını ileri sürmekte*dir.[96] Akıl konusunda iieri sürülen delillerden bazıları şöyledir. Nesh naklen ve aklen mümkün görünmektedir. Şayet mümkün ol*mamış olsaydı, başta sahabeler olmak üzere, birçok İslâm alimini buna karşı çıkması gerekirdi. Oysa, ilk dönemlerde bunun aksini savunan olmamıştır. Öte yandan, İslâm'ın diğer dinleri nesh etmesinde ittifak bulunmaktadır. Nesh olmasaydı onların da yürürlükte olması gerekirdi. Konuyla ilgili günlük hayatımızdan bazı misaller verilebilir. Dokto*run hastalarını tedavi etmek için uyguladığı prensipler,[97] annenin ço*cuğunu büyütürken yürüttüğü metodlar,[98] öğretmenin talebesini yetiş*tirirken basitten zora doğru tedrici bir yol izlemesi,[99] ileri sürülen akli deliller arasında zikredilir. Buna göre nesih hadisesi, tedrici bir metot ile insanları eğitme ve kötülükleri düzeltme olarak anlaşılmalıdır. Milhtlerin hali de böyle kabul edilir. İnsanların yaşantılarında za*man içinde ilim, eğitim ve tecrübeye dayalı bilgiler neticesinde deği*şiklikler olmaktadır. Bu değişiklikler önceki ilimlere göre nesih olarak düşünülür. Bu ilimler Allah yanında bilinmektedir. Kulların iiim ve tec*rübeleri zamanla gelişmektedir. Yüce Allah son gönderdiği kitabını yirmi üç senede göndermiş, böylece insanların daha kolay inanmala*rına ve kötü alışkanlıklarını zaman içinde terk etmelerine yardımcı ol*muştur. İnsanlar bir takım yanılgılarını zamanla düzeltmektedirler. Bu*nu yapın veya yapmayın şeklindeki helal ve haramların bir süreç için*de indirilmesi, İslâm'ın koİay ve uygulanır olduğunu ortaya koymuştur. Arada geçen bu süreç nesh .olarak düşünülmektedir. Allah kullarına muayyen bir zamanda bazı ibadetlerin yapılmasını emir buyurmakta, o vaktin gelmesiyle ibadet yapılmakta, geçmesiyle ibadet kaldırılmaktadır. Meselâ; Ramazan'da bütün Müslümanlara oruç tutulması emredilmekte, bittikten sonra İftar edileceği belirtilmektedir. Bayram günlerinde ise, oruç tutmak yasak kılınmaktadır. Bayramın gelmesiyle orucun kaldırılması nesih olarak izah edilmektedir.[100] Nesh akien mümkün olmamış olsaydı, bayramlarda da oruç tutulması gere*kirdi. Halbuki Allah kullarına kolaylık emretmektedir[101] denilmektedir. Hz.Peygamber bir rahmet peygamberidir.Bütün insanlığa gön*derilmiştir.[102] Ondan sonra peygamber.gelmeyecektir.[103] Dolayısıyla İslâm bütün insanlığın dinîdir. Tevhid'e inanan diğer milletler de Müs-lümandır. Bu durum, diğer dinlerin nesih edildiğini göstermektedir. Nesih aklen mümkün olmamış olsaydı, diğer dinlerin de yürürlükte ol*ması gerekirdi. Bunun sonucu diğer peygamberlerin risaleti devam et*miş olacaktı. Bunun ise İslâm'a uymadığı kabul edilmektedir.[104] Kur'ân-ı Kerimle ilgili yazılan eserlerde verilen nakillerden seçe*rek aldığımız bilgilere bakıldığında neshin aklen mümkün olduğu gö*rüşü ağırlık kazanmaktadır. Bu veriler ışığında Kur'an'da kısmen nes*hin var olduğu düşünülmektedir.[105] 5- Neshin Şartları Kur'ân İlimleri ve tefsir usulü kitaplarında neshin şartlarıyla ilgili bazı nakiller iieri sürülmektedir. Dolayısıyla söz konusu şartlan taşıyan ayetlerin mensuh olacağı kabul edilir. Söz konusu şartlar şunlardır: a) Nesh edilen hüküm şer'î bir hüküm olmalı[106] ve nesh edilen aye*tin ebedi olduğuna dair bir işaret bulunmamalıdır. Meselâ; Cihad hük*münün nesh edilemeyeceği ileri sürülür. Çünkü zulmedenlere karşı sa*vaşın olacağı belirtilirken, Hz. Ömer'den gelen rivayette de "Atların alınlarında kıyamete kadar hayır vardır."[107] denilerek, cihadın dün*ya durdukça var olacağına işaret edilmektedir. b) Nâsİh-Mensuh arasında zaman aşımı bakımından fark bulun*ması gerekir. İki ayet aynı zamanda naziİ olursa neshin olması müm*kün görülmez.[108] c) Neshe konu olan ayetler arasında bir zıtlığın olması gerekmek*tedir.[109] Gelen hükümlerin aynı anda veya bir arada uygulanma imka*nı varsa, nesh söz konusu olamaz. Diğer taraftan, nâsih-mensuh ayet*lerin şer'İ hükümler içermeleri gerekmektedir. d) Neshin, iyi veya kötü olduğuna dair vahiy, iiim ve akılın ittifak ettiği konularda olmaması gerekir. Ana-babaya iyilik, zulüm ve ahlak*sızlık gibi hükümlerde neshin varlığı kabul edilmez.[110] Çünkü bu gibi hasletlerin tartışılması, belirtilen hususların birinin noksanlığını akla getirmektedir.[111] B. Nesh Hakkındaki Görüşler Kur'ân-ı Kerim'in tefsirini yapmak ve ondan gerekli hükümleri çı*karabilmek için, -tefsir açısından- üzerinde durulması gereken konu*lardan biri, nesih hadisesidir. Söz konusu ilim hakkında bilgi sahibi ol*madan, neshe konu olabilecek ayetleri ve nakilleri incelemeden, yapı*lacak yorumların eksik kalacağı düşünülür. Bununla beraber, nesih hakkında farklı nakillerin olduğu bilinmektedir. Bu görüşlerin üzerinde durulması, konunun anlaşılmasına yardımcı olmaktadır.[112] 1- Neshi Red Edenler Neshi kabul etmeyenlerin başında Ehi-i Kitap alimleri gelir. Râzî (Ö. 606/1209), "Yahudilerin aksine, bize göre, nakil ve akıl açısından neshin varlığını kabul etmemiz mümkündür. Ehl-i Kitap alimlerinden bazıları neshi reddederken, kimisi de kabul etmektedirler. Müslüman alimler arasında neshin varlığını kabul etmeyenler bulunsa da, cumhur olarak kabul edilen alimler neshin caiz olduğu kanaatini taşımaktadır*lar" şeklinde görüş belirtir.[113] Bununla birlikte, Müslümanlardan Ebû Müslim el-İsfehânî fö. 322/934)'nin neshi kabul etmediği bilinmekte*dir.' O, neshi kabul edenlerin ileri sürdüğü Bakara Sûresi 106. ve Nahl Sûresi 101. ayetlerinin neshin varlığına delil olamayacağına inanmak*tadır. O'nun anladığı manada nesh, Kur'ân'ın Levh-ı Mahfuz'dan nakli ve diğer kitaplara tahvili şeklindedir.[114] Yoksa, Kur'ân-ı Kerim'in ayet*lerinin değişmesi veya ortadan kalkması anlamında değildir. Ona gö*re, Kur'an'da yer alan nesih, eski dinlerin neshidir. Yoksa, Kur'an'da yer alan ayetlerin neshi değildir. Bunun için bazı deliller ileri sürmek*tedir. a) Bakara Sûresi 106. ayeti, Kur'ân-ı Kerim ayetleri ile değil, es*ki dinierin neshiyle ilgilidir.[115] Yüce Allah, Kur'ân'ın, emriyle önce gönderilen dinlerin bozulan yönlerini aslına döndürmüştür. Bakara Süresindeki ayette yer alan değiştirme ayetin yerini değiştirmedir, nesh değildir. Ayrıca, "ayet" kelimesi risalet anlamına gelmektedir. Yüce Allah Hz. Muhammed'i göndermek suretiyle önce gönderilen nebilerin risaletini sona erdirmiş olmaktadır.[116] b) " O çok şerefli bir kitaptır. O'na, ne Önden ne de arkadan batıl yaklaşamaz. O, herkes tarafından övülen, hikmet sahibi olan Allah'tan indirilmiştir,'"[117] ayeti, Kur'an'da neshin olmadığını ortaya koymaktadır.[118] Ebû Müslim; yukarıya aldığımız delilleri ileri sürerek, Kur'ân-ı Ke*rim'de neshin mümkün olamayacağını, neshe konu olan ayetleri te'vil suretiyle, müşterek uygulanırlığını savunur. Diğer taraftan, son devir İslâm alimleri arasında yer alan Ömer Rızâ Doğrul fö. 366/1947)'un,[119] yukarıda zikredilen Ebû Müslim'in görüşlerine katılarak, benzer açıklamalarda bulunduğu gözlenir. Ra'd Sûresi'nde yer alan bu ayetin Medeni veya Mekki olduğuna dair na*killer bulunmaktadır.[120] Ona göre ayet Mekkidir. Müşrikleri konu edin*diği ve Mekki olması dolayısıyla nesihle ilgili olamayacağı ileri sürü*lür.[121] Bu alimlerin görüşlerine dikkat edilirse onlar, Kur'ân'ın diğer ki*tapları nesh ettiği kabul edilip, kendi içinde neshin olamayacağı savu*nulmaktadır. Onlara göre nesh vardır fakat Kur'ân içerisinde değildir. İslâm alimleri arasında son dönemlerde bu görüşleri kabul edenlerin çoğaldığı gözlenmektedir. Bunların iyi niyetli oldukları bilinmektedir. Neshi kabul etmekle İslâm'a zarar vereceklerini düşünülür. Oysa, İs*lam alimleri arasında nesih vardır veya yoktur görüşleri tamamen ke*limeye verilen anlamdan kaynaklanmaktadır. Neshi kabul edenler, ge*ce namazında olduğu gibi, önceleri her Müslümanın yapması gereken ibadetler, nafile şekline dönüşerek hafifletilmiş ise, bu bîr nevi neshtir. Kabul etmeyenler ise, bir ayetin nafile de olsa, uygulanma imkanı var*sa, burada nesh söz konusu değildir, görüşündedirler.76 Neshin kabul edilmesi veya reddedilmesi bu teme! felsefeye dayandırılır.[122] 2- Neshi Kabul Edenler İslâm alimleri arasıda neshin varlığını kabul edenler çoğunlukta*dır,[123] Neshi kabul edenlerin dayandıkları deliller, Kur'an'da yer alan bazı ayetler ve Hz. Peygamberin sünnetindeki uygulamalardır. Yaptı-âımız araştırmada söz konusu deliller yer yer ele alınmakla birlikte, ör*nek olması için burada bazılarına temas edilecektir. Bu delillerden bir kaçını şu şekilde ifade edebiliriz. "Biz bir ayetin hükmünü kaldırır yahut unutturursak, onun mislini veya daha hayırlısını getiririz."[124] Neshin varlığını kabul edenlerin ilk ileri sürdüğü delil bu ayettir. Söz konusu ayetin anlamında neshin varlığı açıkça ifade edilmekte*dir.[125] '. . "Biz bir ayeti başka bir ayetle tebdil ettiğimiz zaman -ki Allah İndirdiğini çok iyi bilir- şöyle dediler: Sen gerçek bir iftiracısın. Halbuki onların çoğu bilmezler."[126] Buraya alınan ayette geçen tebdil kelimesinin neshe delalet ettiği kabul edilir. "İçinizden ölüp geriye eşler bırakan (erkekler) eşlerinin (evle*rinden) çıkarılmaksızm, bir yıla kadar geçimlerinin sağlanmasını vasiyet etsinler."[127] Bu ayet "Sizden vefat edip de geriye kalan ha*nımlar, kendilerini dört ay on gün gözetsinler../'[128] ayetiyle nesih edildiği ileri sürülür.[129] "Allah istediğini kaldırır, istediğini baki kılar. Ana kitap onun yanındadır/'[130] İmam Şafiî (ö. 204/819), bu ayete mana verirken; "Allah istediği farzı İmha, istediğini baki kılar" sözleriyle açıkla*maktadır.[131] Allah kulların içinde bulundukları durumlara göre kolaylık göstermeyecek olsaydı, "İstediğimizi bırakır, istediğimizi kaldırı*rız." dememesi gerekirdi. Şüphesiz Allah, gönderdiği emir ve nehiy-ieriyle insanların hayrını ve mutluluğunu hedeflemektedir. Neshin varlığına delil getirilirken, Bakara Sûresi 141,143 ve 144. ayetleriyle Kıblenin değişmesi örnek gösterilir. Çünkü Müslümanların önce Kudüs'e doğru namaz kılmaları, daha sonra Mescid-i Haram'a yönelmeleri neshin varlığına önemli bir delil kabul edilmektedir.[132] Başka bir misal; "Eğer içinizden sabırlı yirmi kişi bulunursa, onların iki yüzüne galip gelir"[133] ayetinin "Şimdi Allah sizden yü*kü hafifletti; bildi ki sizde bir zaaf vardır. Artık sabırlı ve azimli yüz kişi olursa, onlardan İki yüz kişiyi mağlup eder...."[134] ayeüyle nesih edildiği naklidir.[135] Kaynaklarda yer alan misalleri çoğaltmamız mümkündür. Fakat verilen örnekler birbirlerine yakın nakillerdir. Kabul edenlerin temel felsefesi, aynı konuda bir çok ayetin olmasını kulların eğitimi şeklinde algılamış olmalarıdır. Yoksa ilahi emirlerdeki farklılık değildir. Ayetler arasındaki değişiklik, İlâhi takdir yetkisindedir. Kulların bir müdahale*si söz konusu değildir. Allah'ın bir emri kaldırması ve yerine yenisini göndermesi, insanlık için bir lütuf kabul edilir. Nesih hadisesinin, in*sanların yanlış inanç ve adetlerinin düzeltildiği, içinde bulundukları sı*kıntılardan kurtarıldığı ve İslâm'ın kolay kabul edilmesine yardımcı ol*duğu düşünülür.[136] Bu düşüncelerden hareket edildiğinde Kur'an'da nesh vardır sonucuna varılabilir.[137] |
17 Nisan 2010, 15:29 | Mesaj No:2509 |
Durumu: Medine No : 2 Üyelik T.:
10 Nisan 2008 | re: Kuranı Kerim Hakkında Sorular/Medineweb Çalışması
[42] Bk. Ragıp Isfahânî, el-Müfredat fî Garîbi'l-Kur'ânT İst. 1986. s. 746; Mu'cemu'l Arabi'l Esâsî, heyet, Alecso 1989. s. 1189. [43] İbn Manzur, Lisânü'l-Arap, 111/61 [44] Serahsi, Usûlü s-Serahsî, 11/53; Zerkeşî, el-Burhân fî Ulûmi'l-Kur an, 11/29; Suyûtî. el-It-kârı fî UİÛmi'l-Kur'ân, 11/27. Zerkânî. Menâhilü'l-İrfân, fî Ulümi I-Kurân. 11/173. [45] Bk. Zerkeşî. Iİ/29; Suyûtî. 11/27; Zerkânî. 11/175. [46] Kur'ân-ı Kerim. Hacc. 22/52. [47] Zerkeş, 11/29; Suyutî, 11/27. [48] Kuran-ı Kerim. Nahl, 16/101. [49] Bk: Razî. Tefsir. IV/227-228; Kurtubî. Tefsir, 11/62-63; Zerkeşî, el-Burhân fî Ulûmi'l-Kur an. 11/29; Suyûtî. el-itkân fî U!ûmi'!-Kur an, U/27; Zerkânî. Menâhilü'l-İrfân, fî Ulû-mil-Kur'ân, 11/173: Zeyd. Mustafa, en-Nesh fi'1-Kur'âni'l-Kerim. s. 59-65. Doç. Dr. Remzi Kaya, Kur'ân-ı Kerim'de Nesih, ISBN : 975-97468-1-6, Bursa Nisan 2001: 23-24. [50] Kuran-ı Kerim. Bakara. 2/106. [51] Pâlevî, Zübdetü'l-lrfân Fî Vucûhi'l-Kurân. s. 29: Muhaysin, el-Mühezzep fî Kırâati'l-Aşr. 1/69: Zencele, Huccetu I-Kıraât, s. 109. [52] Zencele. s. 109. [53] Taberi. Tefsir. 1/447: Palevî s. 29: Muhaysin a.g e.. 1/69. Zencele. a.g.e., 1/110. [54] Kur'ân-ı Kerim. Ala, 87/6-7. [55] Kurân-ı Kerim. Hacc. 22/39. [56] Doç. Dr. Remzi Kaya, Kur'ân-ı Kerim'de Nesih, ISBN : 975-97468-1-6, Bursa Nisan 2001: 24-25. [57] Bk. Müslim. Cenâiz, 105. [58] Serahsî. a.g.e.. 11/53; Cürcânî, Ta'rifât. s.163; Zerkânî. a.g.e., 11/176: İ.A. 1X/2O6. [59] Taberi. Tefsir, 1/475; Cerrahoğlu, Tefsir Usûlü. s. 122. [60] Doç. Dr. Remzi Kaya, Kur'ân-ı Kerim'de Nesih, ISBN : 975-97468-1-6, Bursa Nisan 2001: 25-26. [61] Kur'ân- Kerim, 2/106. [62] Kur'ân- Kerim. Nahl, 16/101. [63] Kur'ân- Kerim, Rad. 13/39. [64] Kurân- Kerim, Hacc, 22/52. [65] Kur'ân- Kerim. Âlâ 87/6-7. [66] Vahidî, Esbâbu n-Nüzul. s. 19; Bk. Râzî. Tefsir, IV/227-228; Kurtubî, Tefsir. 11/62: Sâ-bûnî, Tefsîru AyâtiTAhkâm Mine'l-Kur'ân, 1/94. [67] Bk. Râzî, Tefsir. 1V/227-228: Kurtubî. Tefsir, ü/62: Sâbûnî. Tefsîru Ayâti'l-Ahkâm Mi*ne'!-Kur'ân, 1/94. [68] Geniş bilgi için bk. Râzî, Tefsir. İV/228. [69] İbn-i Kesîr, Tefsîru'1-Kur'âni I-Azîm. 11/586. [70] Elmalılı, Tefsir, V/3124 [71] Bk. İbn Manzur. Usânü'l-Arab, Ayet md.; Abdurrahman Çetin, T.D.V. İslam Ansiklope*di, Ayet md. IV/242-244. [72] Bk. Kuran-ı Kerim. Bakara. 164: Rum 20-25; Enbiya 31-32. [73] Bk. Kuran-ı Kerim. Araf, 7/73. 106. Al-i İmran, 3/49, Mâide 5/114. Kasa?. 28/36, Kamer. 54/ 2. 15. [74] Bk. Kuran-ı Kerim. Rum. 30/20. [75] Bk. Kuran-ı Kerim. Meryem, 19/21. [76] Bk. Kurân-ı Kerim. Bakara. 2/178. 221. 242; Al-i Imran. 3/103. [77] Bk. T.D.V. İslâm Ansiklopedisi. IV/242 [78] Bk. Kuran-ı Kerim. Yusuf, 12/105. [79] Ayetinde işaret edildiği gibi Kur'ârı. Yüce Allah'ın sözlü bir mucizesi, tabiat olaylan ola*rak bilinen göklerde ve yerde mevcut olanlar da insanları Allah'a götüren birer işaretleri*ni oluşturmaktadır. Kuran Allah'ın varlığını ve birliğini sözlü olarak hatırlatmakta, tabiat ta eserini göstermektedir Her İkisi de insanları düşünerek Allah'a götürmektedir. Doç. Dr. Remzi Kaya, Kur'ân-ı Kerim'de Nesih, ISBN : 975-97468-1-6, Bursa Nisan 2001: 26-28. [80] Müslim, el-Camiu's-Sahih. 1/185. [81] El-Hemadânî, el-İtibâr Fi'n-Nâsih ve'1-Mensuh Mine'1-Asar, s. 16. [82] Hemâdânî. a.g.e.. s. 16. [83] Hibetullah. en-Nâsih ve'1-Mensuh, vık. 2a; İsferâînî. Kitabün-Nâsih ve'1-Mensuh, s 146. [84] Hibetullah. a g,e.. Vrk 2a; İsferâînî. a.g.e.. s. 146. [85] Bk. Müslim. Cenâiz. 105. [86] İbn-i KesiY. Tefsir. 1/474. [87] Bk. Koiğit. Talat, Hadis Usulü. s. 15. [88] Daha geniş bilgi için bk; Hemadâni. a.g.e.. s. 16. Doç. Dr. Remzi Kaya, Kur'ân-ı Kerim'de Nesih, ISBN : 975-97468-1-6, Bursa Nisan 2001: Doç. Dr. Remzi Kaya, Kur'ân-ı Kerim'de Nesih, ISBN : 975-97468-1-6, Bursa Nisan 2001: 28-29. [89] Bk. Razi Tefsir, IV/227-228. [90] Bk. Kur'ân-ı Kerim, Rum, 30/30; Nisa. 4/163-164; Şura. 42/13. [91] Bk. Kuran-ı Kerim, Şuarâ, 26/196-198. [92] Bk. Kur'ân-ı Kerim, Mâide. 5/68. [93] Bk. Kur'ân-ı Kerim, Mâide. 5/67. [94] Bk Kuran-ı Kerim. Âl-i İmran, 3/S5. [95] Bk Kur ân-ı Kerim Kasas. 23/50-54 [96] Bk. Zeyd, a.g.e., s. 221. [97] Zerkânî, 1/188; Âmidî, 111/107. [98] Zerkânî. il/189. [99] Zerkânî. 11/189. [100] Zerkânî, 11/189; Âmidî. 111/106. [101] Bk. Kuran-ı Kerim. Bakara. 2/286. [102] Bk. Kur'ân-ı Kerim, Enbiya. 21/107. [103] Kur'ân-ı Kerim. Ahzap, 33/40. [104] Zerkânî, 11/190. [105] Doç. Dr. Remzi Kaya, Kur'ân-ı Kerim'de Nesih, ISBN : 975-97468-1-6, Bursa Nisan 2001: 30-32. [106] Zerkânî. 11/180; Âmidî, 111/105; Zeyd, s. 177. [107] Buharı. Cihad. 43: Müslim. el-Hıyal, 69. [108] Zerkânî. 11/180. Âmidî. IH/105: Zeyd. s 177-178. [109] Bk. Zerkânî. 11/180. [110] Ebû Zehra. Usûlü-i-Fi Mı. s. 164. [111] Doç. Dr. Remzi Kaya, Kur'ân-ı Kerim'de Nesih, ISBN : 975-97468-1-6, Bursa Nisan 2001: 32. [112] Doç. Dr. Remzi Kaya, Kur'ân-ı Kerim'de Nesih, ISBN : 975-97468-1-6, Bursa Nisan 2001: 33. [113] Râzî, Tefsir 111/227. [114] Bk. Râzî, Tefsir, [11/229; Zerkânî, 11/207; Sâbünî. 1/101. [115] Bk. Râzî, Tefsir, 111/229; Sâbûnî, 1/101. [116] Konuyla ilgili geniş bilgi için bk. Said Şimşek, Kur'an'da Nesh Meselesi, Selçuk Ü. İ Fak.Der- 1986. say,. 2. s. 239. [117] Kur'ân-ı Kerim. Fussilet. 41/41-42. [118] Zerkânî, 11/207; Sâbünî. 1/101. [119] Doğrul. Tanrı Buyruğu Kur'ân-] Kerim'in Terceme Ve Tefsir'i. LXXXVI. Ömer Rızâ nes*hi reddederken; "Bize kalırsa bu bahsin ortaya çıkmasına sebep, Kur'ân-ı Kerimin mubkem-müteşabih kaideler dairesinde tefsirine önem verilmemesinden kaynaklan*maktadır. " sözleriyle neshin imkansızlığını vurgulamaktadır. Öte yandan, hadislerin nes*he delil olamayacağını savunur. [120] Bk. Kurtubî, Tefsir. V/278: Elmabiı, Tefsir. IV/2940. [121] Bk. Şimşek. Said. Kur'an'da Nesh Meselesi. Selçuk Ü.İ.Fak. Der. Sayı 2. s. 243. 7f> Bu konu üzerinde tekrar durulacaktır. [122] Doç. Dr. Remzi Kaya, Kur'ân-ı Kerim'de Nesih, ISBN : 975-97468-1-6, Bursa Nisan 2001: 33-34. [123] Amidî, 111/106. [124] Kur an-ı Kerim, Bakara, 2/106. [125] Bk. Râzî, Tefsir, İII/229; Amidî, III/107; Sâbûnî, 1/101. [126] Kuran-ı Kerim. Nahl, 16/101. [127] Kur'ân-ı Kerim. Bakara. 2/240. [128] Kur'ân-ı Kerim, Bakara, 2/234. [129] Râzî, Tefsir, İli/229: Sâbûnî. 1/102. [130] Kuran-, Kerim. Rad. 13/39. [131] Şafiî. Risale, s. 55. [132] Râzî, Tefsir, 111/230; Sâbûnî, 1/102. Kıblenin değişmesinin neshin varlığına delil olama*yacağı İleri sürülerek, ayetin Ehl-i Kitabın iddialarına cevap olarak indiği belirtilir. Bk. Şimşek, Said, Selçuk Ü.İ.Fak. Der. Sayı. 2; s. 242. [133] Kur an-ı Kerim, Enfal, 8/65. [134] Kur an-ı Kerim, Enfal. 8/66. [135] Râzî, Tefsir, 111/229; Sâbûnî. 1/102. Bu ayetlerle ilgili iki ve üçüncü bölümde geniş açık*lamalar yapılacaktır. [136] Daha geniş bilgi için bk. Râzî, Tefsir, 111/229-230; Amidî, 111/106-120; Sâbûnî, i/100-103. [137] Doç. Dr. Remzi Kaya, Kur'ân-ı Kerim'de Nesih, ISBN : 975-97468-1-6, Bursa Nisan 2001: 35-36. |
17 Nisan 2010, 20:41 | Mesaj No:2510 |
Durumu: Medine No : 2 Üyelik T.:
10 Nisan 2008 | re: Kuranı Kerim Hakkında Sorular/Medineweb Çalışması
Kavram olarak güzel sevap cennet demektir dört manada tefsir edilir
|
Konuyu Toplam 429 Kişi okuyor. (0 Üye ve 429 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Peygamberler hakkında Sorular-Medineweb çalışması | Medine-web | Peygamberler(a.s) | 209 | 15 Şubat 2024 14:44 |
Kuranı kerim ünlü hafızların sesinden/medineweb | MERVE DEMİR | Sesli-Görüntülü-Dinle | 5 | 05 Temmuz 2020 01:18 |
Medineweb Üyelerine Kuranı Kerim Kavramları Testleri | serpil | Kur’an-Kerim Bilgisi | 14 | 05 Eylül 2017 15:59 |
Kuranı Kerim | KardelenGül | Kurân-ı Kerîm | 0 | 25Haziran 2015 17:09 |
Medineweb Üyelerine Kuranı Kerim Temel Terimleri | serpil | Kur’an-Kerim Bilgisi | 0 | 28 Temmuz 2014 00:49 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|