Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.KUR'ÂN-I KERİM.::. > Kurân-ı Kerîm > Sürelerin Nuzul Sebepleri

Konu Kimliği: Konu Sahibi MERVE DEMİR,Açılış Tarihi:  19 Mart 2009 (10:17), Konuya Son Cevap : 19 Mart 2009 (10:17). Konuya 0 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 19 Mart 2009, 10:17   Mesaj No:1
Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:MERVE DEMİR isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 5587
Üyelik T.: 05 Aralık 2008
Arkadaşları:14
Cinsiyet:
Memleket:İstanbul
Yaş:35
Mesaj: 2.537
Konular: 2038
Beğenildi:116
Beğendi:0
Takdirleri:270
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Mumtehine Suresi İniş(Nüzul) Sebebi Rivayetleri

Mumtehine Suresi İniş(Nüzul) Sebebi Rivayetleri

Mumtehine Süresi Nüzul Sebebi

MÜMTEHİNE SÛRESİ İNİŞ SEBEBİ

Medine-i Münevvere'de ve Ahzâb Sûresinden sonra nazil olmuştur.
İbn Abbâs ve İbnu'z-Zübeyr tamamının Medine'de nazil olduğunu söyle*mişlerdir. Sûrenin baş kısmının Mekke'nin fethi günü nazil olduğunu söyleyen*ler de vardır. Mekkî ve medenînin tesbitinde nazil olduğu yeri nazarı itibara alanlara göre sûrenin baş kısmı buna göre mekkî sayılacaktır. Ancak ölçü olarak hicreti esas alanlara göre sûrenin baş kısmı fetih günü Mekke'de nazil olmuş bile olsa medenîdir. Buna göre sûre istisnasız medenî olmuş oluyor.[1]
Âyetlerinin adedi, on üçtür. [2]

1. "Ey inananlar! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları dost edinmeyin. Onlar, size gelen gerçeği inkar etmişken, onlara sevgi gösteriyorsunuz; oysa onlar, Rabbiniz olan Allah'a inandığınızdan ötürü sizi ve Peygamberi yurdunuzdan çıkarıyorlar. Eğer sizler Benim yo*lumdan savaşmak ve rızamı kazanmak için çıkmışsanız onlara nasıl sevgi gösterirsiniz? Ben, sizin gizlediğinizi de, açığa vurduğunuzu da bilirim. İçinizden onlara sevgi gösteren kimse, şüphesiz doğru yoldan sapmıştır."

Ayetin nüzul sebebi ile ilgili rivayetler:
1- Müfessirler şöyle dediler:
"Bu âyet Hatib b. Ebî Beltea hakkında indi. Ebû Amr b. Sayfî b. Haşim b. Abdi Menaf’in âzâdlı kölesi Sare Mekke'den Medine'ye (Rasulullah'a) geldi. Rasulullah (s.a.v.) da Mekke'nin fethine hazırlanıyordu. Rasulullah (s.a.v.) Sare'ye dedi ki:
"Müslüman olarak mı geldin?" O da:
"Hayır" dedi. Rasulullah (s.a.v.):
"O zaman seni getiren şey nedir?" buyurdu. O da:
"Sizinle aynı aileden, aynı aşi*retteniz ve âzâdlı köleyiz. Çok şiddetle ihtiyaçlıyım. Durumumu size arz ediyorum ki, bana bir şeyler veresiniz ve beni giydiresiniz." dedi. Rasulullah (s.a.v.) ona dedi ki:
"Senin Mekke'li gençler arasındaki yerin nedir?" -Kadın, şarkıcı idi. - O da:
"Bedir vaka*sından sonra benden bir talepte bulunulmadı" dedi. Rasulullah (s.a.v.), Abdu'l-Muttalib Oğulları ile Muttalib Oğullarını ona bir şeyler vermeye teşvik etti. Onlar da ona birşeyler verdiler, onu giydirdiler ve yolcu ettiler, Bu arada Hatıb b. Ebî Beltea o kadına geldi. Kendisine Mekkeliler'e verilmek üzere bir mektup verdi. Bu mektubun ulaştırılması karşılığında da kadına on dinar verdi. Mektupta şöyle yazıyordu:
"Allah'ın Rasulü sizi isti*yor. Ondan kendinizi koruyun."
Sare yola çıktı. Cibril (a.s.) gelip, Hatıb'ın yaptığını Rasulullah'a haber verdi. Rasulullah (s.a.v.) da Ali, Ammar, Zübeyr, Talha, Mikdat b. el-Esved ve Ebû Mersed'i kadının peşine gönderdi. Bunların hepsi atlı idiler. Ve Rasulullah (s.a.v.) onlara buyurdu ki:
"Hah bahçesine kadar gidiniz. Orada Zaine ('bir kadın) vardır. O kadında Hatıb'ın müşriklere yazdığı mektup var. Onu elinden alınız ve kendisini yoluna salıveriniz. Eğer vermezse boynunu vurunuz."
Onlar yola çıktılar ve bu mekânda ona ulaştılar. Ona dediler ki:
"Mektup ne*rede?" O da yanında mektup bulunmadığına dair yemin etti. Eşyalarını aradılar ve birşey bulamadılar. Geri dönmeye niyetlendiler. Ali (r.a.) dedi ki:
"Allah'a yemin olsun ki Rasulullah (s.a.v.) bize yalan söylemedi. Biz inkâr etmeyiz." Kılıcını çekti ve kadına:
"Mektubu çıkar, aksi halde seni soyundurur ve boynunu vururum." dedi, İşin ciddiyetini gören kadın mektubu örgüsünün arasından çıkardı. O, mektubu saçlarının arasına sak*lamıştı. Kadını yoluna saldılar. Mektupla Rasulullah'a döndüler. Rasulullah (s.a.v.) Hatıb'a adam gönderdi. Hatıb gelince mektubu gösterdi ve:
"Bunu tanıyor musun?" diye sordu. O da:
"Evet" dedi. Rasulullah (s.a.v.):
"Seni bu yaptığına zorlayan nedir?" diye sordu. O da:
"Ey Allah'ın Rasulü, vallahi ben, müslüman olduğum günden beri hiç inkâr etmedim ve ihlasımda da seni hiç aldatmadım. Müşrik akrabalanmdan ayrıldığım günden beri de onları hiç sevmedim. Fakat Muhacirler'den hiç kimse yoktur ki Mekke'de bulunan aşi*retine dokunacak bir kötülüğü men edecek kimsesi bulunmasın. Onların arasında en garibi benim. Oradaki ailem de ortada kalmıştır. Ehlimden korktum. İstedim ki onların yanında bir desteğim olsun. Ve bildim ki, Allah onların üzerine bir şiddet indirecek. Benim mektubum da onları hiçbir şekilde azaptan korumaz."
Rasulullah (s.a.v.) onu doğruladı ve özrünü kabul etti. Bunun üzerine bu âyet indirildi."
Ömer ayaklandı ve:
"Ey Allah'ın Rasulü, bırak şu münafığın boynunu vurayım" dedi. Rasulullah (s.a.v.) buyurdu ki:
"Ey Ömer ne biliyorsun? Belki de Allah Bedir Ehli'ne baktı ve onlara şöyle dedi: "İstediğinizi yapınız. Ben sizi affettim."[3]
2- Ebû Bekr Ahmed b. Hasan b. Amr, Muhammed b. Yakub'dan, o Rabi'den, o Şafiî'den, o Süfyan b. Uyeyne'den, o Amr b. Dinar'dan, o Hasan b. Muhammed (b. Ali)'den, o da Ubeydullah b. Ebî Rafi'den şunu dediğini bize haber verdi:
"Ali'nin şöyle dediğini işittim:
"Rasulullah (s.a.v.) beni, Zübeyr'i, Mikdad'ı gön*derdi ve dedi ki:
"Hah bahçesine kadar gidin. Orada yanında mektup bulunan bir kadın var."
Biz hemen yola çıktık. Atlarımızı birbiriyle yarıştırıyorduk. Bir de baktık ki ka*dına ulaşmışız. Kadına:
"Mektubu çıkar" dedik. Kadın:
"Bende mektup yok dedi. Ona mektubu kesinlikle çıkarmasını söyledik. Aksi halde elbiselerini soyacağımızı duyurduk. O da saç örgülerinin iplerinin arasından mektubu çıkardı. Biz onu Rasulullah (s.a.v.)'a getirdik. O mektupta şunlar vardı:
"Hatıb b. Ebî Beltea'dan Mekke'de bulunan müşrik*lerden bir grup insana, Rasulullah (s.a.v.)'ın bazı işlerini haber veriyor. Rasulullah (s.a.v.) buyurdu ki:
"Ey Hatıb bu nedir?" Hatıb:
"O hususta benim hakkımda acele etme. Ben Kureyş’le bitişik olan bir adamım. Ama ben onlardan değilim, Muhacirler'den her birinin Kureyş'te akrabaları var. Onlar, oradaki adamlannı koruyor. Benimse Mekke'de bir yakı*nım yoktur. İstedim ki bu yok olan imkânımla oradaki akrabalarım üzerinde bir elim bu*lunsun. Vallahi ben dinimi şikâyet eden bir fiil işlemedim. İslam'dan sonra küfre de rıza göstermedim. Rasulullah (s.a.v.) da:
"Doğru söyledi" buyurdu. Ömer dedi ki:
"Bırak beni ey Allah'ın Rasulü. Şu münafığın boynunu vurayım." Rasulullah (s.a.v.) buyurdu ki:
"O Bedir'de bulundu. Ne biliyorsun belki de Allah, Bedir Ehli'ne baktı ve onlara şöyle dedi:
"İstediğinizi yapın. Ben sizi affettim. Bunun üzerine bu âyet indi." [4]
Bu hadîsi Buhari Humeydî'den, Müslim ise Ebû Bekr b. Ebî Şeybe'den rivayet etmiştir.[5]
3- Ali'den (r.a.):Şeyhân anlattı.:
“Rasûlullah, beni, Zübeyr ve Mikdât İbni Esved'i gönderdi ve:
“Hah'ın bahçesine kadar gidin orada Zaîne (bir kadın var), onun yanında bir mektup bulunuyor onu yakalayın ve bana getirin.” buyurdu. Biz, çıktık, bahçeye geldik. Birden bire Zaîne ile birlikte oluverdik. Zaîneye:
“Mektubu çıkart.” dedik, Zaîne:
“Benim yanımda mektup yok.” dedi. Biz:
“Mektubu çıkart veya elbiselerini çıkartırız.” dedik. Saçları arasından mektubu çıkarttı, biz onu Rasûlullah'a getirdik. Bir de ne görelim Mekke'deki müşriklerden insanlara yazan Hatıb İbni Ebî Beltea'dır. Onlara Rasûlullah'ın bazı işlerini haber veriyordu. Rasûlullah:
“Ey Hâtıb bu ne?” buyurdu. Hâtıb:
“Ya Rasûlallah, benim aleyhime karar vermekte acele etme. Ben Kureyşlilere sığınan biriyim. Ben onların en ileri olanlarından değilim. Seninle birlikte bulunan ve Muhacirlerden olanların Mekke'de ehillerini ve mallarını koruyacak akrabaları var. Ben de ehlimi ve mallarımı korumayı istedim, çünkü onların içinde bana nisbet olunan ve benim yakınlarımı koruyan kimseyi yitirdim. Ben bunu küfür ve dinimdem döndüğüm için ve küfre razı olduğum için yapmadım.” dedi. Nebî Aleyhisselâm:
“Doğru söyledi.” buyurdu ve onun hakkında, Mümtehine Suresi indirildi, dedi. [6]
4- Humeydî kanalıyla Hz. Ali'den rivayette o şöyle anlatıyor:
Rasûlullah (sa) beni, Zübeyr'i Ve Mikdad ibnu'l-Esved'i gönderip:
"Ravdatu Hâh denilen yere (Medine-i Münevvere'ye 12 mil mesafede bir yerin adıdır) gidin; orada bir ka*dın bulacaksınız, yanında bir mektup var. O mektubu kadından alıp bana getiri*niz." buyurdular. Hemen atlarımıza atlayıp Ravzatu Hâh'a ulaştık. Baktık orada bir kadın var. Kadına:
"Yanındaki mektubu çıkar." dedik.
"Bende mektup filân yok." dedi. Biz:
"Ya mektubu çıkarırsın, ya da elbiselerini çıkartır, seni soya*rız." dedik. Bu tehditle kadın, saç örgülerinin arasına sakladığı mektubu çıkardı. Mektubu alıp Hz. Peygamber (sa)'e getirdik. Mektup açıldı ve okundu, görüldü ki Hâtıb ibn Ebî Beltea'dan Mekke'deki bazı müşriklere yazılmış ve Hz. Peygamber (sa)'in bazı hallerini (Mekke'yi fethetmeye çıkmak üzere hazırlık gör*düğünü) onlara haber veriyor.
Hz. Peygamber (sa):
"Bu nedir ey Hâtıb?" diye sordular. Hâtıb:
"Benim hakkımda hüküm vermede acele etme ey Allah'ın elçisi. Ben Kureyş'ten idim, fakat onlarla neseb bağım, akrabalığım yok.[7] Yanındaki muhacirlerin Mekke'dekilerle akrabalıkla*rı var. Bu akrabalıkla Mekke'deki ailelerini ve mallarını korurlar. İstedim ki neseb yoluyla kaçırdığımı onlara böyle bir iyilik yaparak telâfi edeyim de be*nimle olan akrabalık yerine geçsin. Bunu İslâm'dan sonra küfre razı olduğum*dan veya dinimden döndüğüm için yapmadım." dedi. Hz. Peygamber (sa):
"O muhakkak ki size doğruyu söylemiştir." buyurdular.
Hz. Ömer:
"Ey Allah'ın elçisi, beni bırak şunun (veya şu münafığın) boy*nunu vurayım." dediyse de Efendimiz (sa):
"O, Bedr'de bulunmuştur. Nereden bilirsin ki Allah Bedr ehline muttali olmuş ve: "Dilediğinizi işleyin, muhakkak ki sizi bağışladım." buyurmuştur." dedi. Hz. Ömer der ki: ve onun hakkında "Ey iman etmiş olanlar, benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları dost edinmeyin. Onlar size gelen Hakkı inkâr etmişken onlara sevgi gösteriyorsu*nuz..." âyet-i kerimesini indirdi.[8]
5- Vahidî'deki rivayetlerde Hâtıb ibn Ebî Beltea'nın mektubunu götüren kadının ismi Ebu Amr ibn Suheyb'in cariyesi Sârra olarak verilmiştir.[9]
6- Taberî'nin de Hz. Ali'den rivayet ettiği bir haberde Hz. Peygamber (sa)'in Mekke üzerine yürü*meye niyyetlendiğinde bunu ashabından bazılarına -ki içlerinde Hâtıb ibn Ebî Beltea da varmış- gizlice söylediği, halka ise Hayber üzerine yürüyeceklerini söylediği[10],
7- Suyûtî'nin Lübâbu'n-Nukûl'ündeki rivayette ise sadece bu âyet-i kerimenin değil Sûrenin nüzulüne sebep olduğu[11] ayrıntılarına yer verilmiştir.[12]

6. "And olsun ki, sizlerden, Allah'ı ve ahiret gününü uman kimse için, bunlarda güzel örnekler vardır. Kim yüz çevirirse kendi aleyhine olur, doğrusu Allah müstağnidir, övülmeğe layıktır."
7. Olur ki Allah, sizinle onlardan düşman olduğunla kimseler arasında ya*kında bir dostluk peyda eder. Allah Kadir 'dir ve Allah Gafur'dur, Rahim 'dır.

Ayetin nüzul sebebi ile ilgili rivayetler:
1- Mukâtil ibn Hayyân bu âyet-i kerimenin Ebu Süfyân Sahr ibn Harb hak*kında nazil olduğunu söylemiştir.
İbn Ebî Hatim'in İbn Şihâb'dan rivayetinde o şöyle diyor: Rasûlullah (sa), Ebu Süfyân ibn Harb'i Yemen'in bir kısmına gö*revli (herhalde vali) olarak göndermişti. Hz. Peygamber (sa) vefat edince Medi*ne'ye doğru yola çıktı ve yolda dinden çıkmış olan Zü'1-Hımâr'a rastlayıp onunla savaştı. Böylece mürtedlerle din yolunda savaşanların ilki oldu. İbn Şihâb der ki: O, Allah'ın, haklarında "Olur ki Allah, sizinle onlardan düşman olduğu*nuz kimseler arasında yakında bir dostluk peyda eder..." âyetini indirdiği kimse*lerdendir.[13]
2- Mukâtil de bu âyet-i kerimenin, Allah Tealâ'nın, kâfirlere düşman olunma*sını emretmesiyle müslümanlarin, kâfir oJan babalarına, çocuklarına ve bütün akrabalarına şiddetle düşman olmaları üzerine bu âyet-i kerimenin nazil oldu*ğunu söylemiştir.[14]
3- Alûsî bu âyet-i kerimenin hicretin altıncı yılında nazil olduğunu kaydeder.[15]

8. Allah sizi, din hakkında size kıtal yapmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayan kimselerden, onlara iyilik etmeniz ve kendilerine adalet yapmanızdan nehyetmez; çünkü Allah adalet yapanları sever.

Ayetin nüzul sebebi ile ilgili rivayetler:
1- Esma ve müşrik annesi ile ilgili rivayetler:
a- Allah Mü'minler'e diyor ki:
"İbrahim (a.s.) ve onunla beraber olanlarda -nebilerden ve velilerden- müşriklerden akrabası olanların uyması gereken (örnek)ler vardır."
Bu âyet indiği zaman, Mü'minler, müşrik akrabalanna düşmanlık ettiler ve onlara karşı düşmanlıklarını açığa vurup onlardan uzak durdular. Allah Teala Mü'minler'in bu husustaki düşmanlıklarını şiddetli buldu ve şu âyeti indirdi:
"Allah'ın sizinle, düş*manlık gösterdiğiniz kimseler arasında bir sevgi yaratması umulur; Allah Kadir'dir, Allah bağışlayandır, acıyandır." (Mümtehine: 60/7)
Sonra bu onlardan çoğunun müslüman olmasını sağladı. Onlarla kardeş ve dost oldular. Birbirleriyle karıştılar, birbirleriyle nikahlandılar. Rasulullah (s.a.v.) da Ebû Süfyan b. Harb'in kızı Ümm-ü Habibe ile evlendi. Ebû Süfyan onlara yumuşak davrandı. Bu du*rum (Ümm-ü Habibe ile Peygamber'in evlenişi) kendisine ulaşınca o zaman henüz müşrik olan Ebû Süfyan Rasulullah (s.a.v.) hakkında şöyle dedi:
"Bu atın burnu yere sür*tülmez." [16]
b- Ebû Salih Mansur b. Abdu'l-Vahhab el-Bezzaz, Ebû Amr Muhammed b. Ahmed el-Hîrî'den, o Ebû Ya'la'dan, o İbrahim b. el-Haccac'dan, o Abdullah b. Mübarek'ten, o Mus'ab b. Sabit'ten, o Amir b. Abdillah b. ez-Zübeyr'den, o da babasından bize şu riva*yette bulundu:
"Kuteyle b. Abdu'1-Uzza, Ebû Bekr'in kızı Esma'ya hediyeler ikrâm etti. Bunlar; keler, yağ ve peynir idi. O, bu hediyeleri kabul etmedi ve evine de onu sokmadı. Aişe bu durumu Rasulullah (s.a.v.)'a sordu". Rasulullah (s.a.v.) da şu âyeti okudu:
"Allah sizi, din hakkında sizinle savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayan kim*selere iyilik etmekten, onlara adaletli davranmaktan men etmez." Bunun üzerine Esma hediyeleri kabul etti ve onu evine soktu."[17]
Bu hadisi Hakim Ebû Abdillah, Sahih’inde, Ebu'l-Abbas es-Seyyarî'den, o Abdullah b. Gazal'dan, o İbn Şakîk'ten, o da İbn Mübarek'ten rivayet etmiştir. [18]
c- Esma Binti Ebu Bekir'den Buhârî anlattı:
“Annem beni isteyerek bana gelmişti. Ben Rasûlullah'a:
“annem asıl mıdır?” diye sordum. Aleyhisselâm:
“Evet.” buyurdu. Allahü Teâlâ onun hakkında, Mümtehine: 60/8 âyetini indirdi, dedi. [19]
d- Abdullah İbni Zübeyr'den Ahmet, Bezzâr ve Hâkim anlattı. Hâkim sahihtir dedi:
“Kuteyle, kızı Esma Binti Ebu Bekir'e geldi. Ebu Bekir onu cahiliye döneminde boşamıştı. Kızına bazı hediyeler takdim etti. Esma ondan bu hediyeleri almaktan veya onun evine girmesinden kaçındı ve Âişe'ye Rasûlullah'a sorması için birini gönderdi. Âişe, Rasûlullah'a haberi anlattı. Rasûlullah onun hediyelerini kabul etmesini ve evine girmesine izin vermesini emretti. Allahü Teâlâ, Mümtehine: 60/8 âyetini indirdi.” [20]
e- Humeydî'nin... Ebu Bekr'in kızı Esmâ'dan rivayetinde o şöyle anlatıyor: Annem, Kureyş'in Hz. Peygamber (sa)'le yapmış olduğu muahede döneminde beni arzu ederek bana gelmişti. Ona sıla-i rahimde bulunup bulunamıyacağımı ve annemi bu durumda kabul edip edemiyeceğimi Allah'ın Rasûlü (sa)'ne sor*dum da
"Evet, kabul edebilirsin." buyurdu. (Râvilerden) Süfyân der ki: Esmâ'nın annesi hakkında: "Allah, sizinle savaşmamış olanlardan Allah sizinehyetmez..." âyeti nazil oldu.[21]
f- Bu hadis İmam Ahmed'in Musned'inde şöyle tahric edilmiştir:
Abdullah kanalıyla Abdullah ibn Zubeyr'den rivayete göre Esma bint Ebî Bekr'in müşrik olan annesi Kuteyle bint Abdu'1-Uzzâ ibn Abdi Es'ad, kızı Esmâ'ya gelmiş, ona peynir, yağ gibi bazı hediyeler getirmişti. Kızı Esma onun hediyelerini kabul etmediği gibi eve de almamıştı. Aişe bu durumu Hz. Peygamber (sa)'e sordu da Allah Tealâ: "Sizinle din hususunda savaşmamış ve sizi yurtlarınızdan çıkar*mamış olanlara iyilikten ve onlara adaletle muamele etmenizden Allah sizi men etmez..." âyetini indirdi ve Allah'ın Rasûlü (sa), ona, annesinin hediyelerini ka*bul etmesini ve evine girmesine izin vermesini emretti.[22]
g- Ebu Davud et-Tayâlisi"nin kendi senediyle Abdullah ibn Zubeyr'den, onun da babasından rivayeti biraz daha detaylı olup buna göre Hz. Ebu Bekr'in cahiliye devrinde boşadığı, kızı Esmâ'nın annesi olan Kuteyle adındaki eşi, Hz. Peygamber'le Mekke müşrikleri arasında yapılan barış antlaşması sırasında Medine-i Münevvere'ye kızı Esmâ'ya gelmiş ona bir küpe ve daha başka hedi*yeler getirmiş. Esma, müşrik birisinden annesi bile olsa hediye almaktan hoşlanmayıp bunun hükmünü sormak üzere Efendimiz (sa)'e gelmiş, durumu an*latmış, bunu üzerine Allah Tealâ "Sizinle din hususunda savaşmamış ve sizi yurtlarınızdan çıkarmamış olanlara iyilikten ve onlara adaletle muamele etme*nizden Allah sizi men etmez..." âyetini indirmiştir.[23]
2- Huzâ'a ve Müdlic oğulları hakkındaki rivayet:
Îbn Abbâs der ki: Bu âyet-i kerime Huzâ'a ve Müdlic oğulları hakkında nazil olmuştur. Onlar, Hz. Peygamber (sa) ile onunla savaşmamak ve onun aleyhine başkalarına yardım etmemek üzere antlaşma yapmışlardı.[24]

10. "Ey İnananlar! "İnanmış kadınlar hicret ederek size gelirlerse onları deneyin, hicretlerinin sebebini inceleyin. Allah onların imanlarını çok iyi bilir. Onların mümin kadınlar olduklarını öğrenirseniz, inkarcı*lara geri çevirmeyin. Bu kadınlar, o inkarcılara helal değildir. Onlar da bunlara helal olmazlar. İnkarcıların bu kadınlara verdikleri mehirleri iade edin: Bu kadınların mehirlerini kendilerine verdiğiniz zaman, on*larla evlenmenizde bir engel yoktur. İnkarcı kadınları nikahınızda tut*mayın; onlara verdiğiniz mehri isteyin; inkarcı erkekler de hicret eden mümin kadınlara verdikleri mehirleri istesinler. Allah'ın hükmü budur; aranızda O hükmeder. Allah bilendir, hakimdir."

Ayetin nüzul sebebi ile ilgili rivayetler:
1- İbn Abbas dedi ki:
"Mekke müşrikleri Hudeybiye senesinde, Rasulullah (s.a.v.) ile şöyle bir anlaşma yaptılar:
"Mekke'den birisi Rasulullah (s.a.v.)'a gelirse onu geri gönderecek fakat O'nun Ashabı'ndan birisi Mekke'ye gelirse, o Mekke'de kala*cak." Böyle bir anlaşmayı yazdılar ve onu imzaladılar. Bu anlaşmadan sonra, Subey'a bint-i el-Haris el-Eslemiye Medine'ye geldi. Ardından da kâfir kocası Müsâfir el-Mahzûmî geldi. Şöyle dedi;
"Ey Muhammed hanımımı bana geri ver. Çünkü sen, bizden sana gelecek olanları geri verme şartını kabul etmiştin. Bu anlaşmanın daha mürekkebi bile kurumadı."[25]
2- Hasan b. Muhammed el-Farisî, Muhammed b. Abdillah b. el-Fadl'dan, o Ahmed b. Muhammed b. el-Hasan el-Hafiz'dan, o Muhammed b. Yahya'dan, o Hasan b. er-Rabi b. el-Haşşab'dan. o İbn İdris'ten, o Muhammed b. İshak'tan, o da ez-Zührî'den bize şunu haber verdi:
"Urve b. Zübeyr’in yanına vardım. O da Velid b. Abdulmelik'in arkadaşı İbn Huneyde'ye mektup yazıyordu ve Mümtehine: 60/10 âyetinden sual etti:
Rivayete devamla diyor ki: "Şöyle yazdı: "Rasulullah (s.a.v.) Kureyş’le Hudeybiye'de şöyle anlaştı:
"Velisinden izin almaksızın kendisine gelenleri geri çevire*cek." Kadınlar hicret edince, onların geri çevirilmesine Allah razı olmadı. Gelen kadınlar imtihan edilecekler, İslam'a rağbet ederek geldikleri anlaşılanlar geri çevrilmeyecekler. Ancak ayrıldıkları kocalarına mihirlerini verecekler. Çünkü hanımlardan ayrı düşen müslümanlara mihirleri iade edilmiyordu.
Ravi diyor ki: "Allah'ın aranızdaki hükmü budur: "Kadınları yanınızda tutmak ve erkekleri geri çevirmektir."[26]
3- Buhârî'nin Abdullah ibn Muhammed kanalıyla Misver ibn Mahrame ve Mervan'dan rivayetle Sahîh'ine aldığı uzun Hudeybiye hadisinin bir bölümünde Zührî şöyle anlatıyor:
Antlaşmayı yazma mes'elesi sona erince Rasûlullah (sa), ashabına:
"Kal*kın, kurbanlarınızı kesin, sonra da traş olun." buyurdu. Allah'a yemin olsun ki onlardan hiç kimse kalkmadı. Hz. Peygamber (sa) bunu üç kere söylediği halde onlardan hiç kimse kalkmayınca Allah'ın rasûlü (sa), Ümmü Seleme'nin yanına girdi ve ashabından gördüğü muameleyi ona nakletti. Ümmü Seleme:
"Ey Allah'ın elçisi, bunu; kurbanlarını kesip traş olmalarını istiyor musun? O halde çık, onlardan kimseyle konuşmadan kurbanını kes, berberini çağır seni traş et*sin." dedi. Hz. Peygamber (sa) de Ümmü Seleme'nin yanından çıkıp ashabından kimseyle konuşmadan kurbanlık devesine yöneldi ve onu boğazladıktan sonra berberini çağırıp traş oldu. Ashabı bunları görünce kalktılar, kurbanlarını kesti*ler ve birbirlerini traş etmeye koyuldular. Hattâ üzüntülerinden neredeyse bir yerlerini keseceklerdi. Daha sonra mü'min kadınlar Hz. Peygamber (sa)'e geldi*ler de bunun üzerine Allah Tealâ: "Kâfir kadınları nikâhınızda tutmayın."a ka*dar olmak üzere "Ey iman etmiş olanlar, mü'min kadınlar hicret ederek size gelirlerse onları imtihan edin." âyet-i kerimesini indirdi.[27]
Hz. Ömer o gün, halâ müşrik kalmakta ısrar eden iki karısını boşadı da bunlardan birisiyle Muaviye ibn Ebî Süfyân, diğeriyle de Safvân ibn Ümeyye evlendiler.[28]
4- Müsevver ve Mervân İbni Hakem'den Şeyhan anlattı:
“Rasûlullah, Hudeybiye günü Kureyş küffânndan ahid aldı. Rasûlullah'a Müminlerden kadınlar geldi. Allahü Teâlâ, Mümtehine: 60/10 âyetini indirdi.”[29]
5- Taberânî'nin sahih bir senedle Abdullah ibn Ebî Ahmed'den rivayetle tahric ettiği bir haberde o şöyle anlatıyor:
Ukbe ibn Ebî Muayt'ın kızı Ümmü Gülsüm, Hz. Peygamber (sa)'le Mekke müşrikleri arasında yapılan (Hudeybiye) barışı döneminde Medine-i Münevvere'ye hicret etmiş; peşinden kardeşleri Umara ve Velîd yola çıkıp onu geri istemek üzere Hz. Peygamber (sa)'e gelmiş*ler, onunla konuşmuşlardı. Allah'ın Rasûlü (sa) antlaşmanın mü'min kadınlarla ilgili kısmını bozdu ve iman ederek gelen mü'min kadınların müşriklere geri verilmemesini buyurdu ve işte bunun üzerine Allah Tealâ bu âyet-i kerimeyi indirdi.[30]
6- İbn Ebî Hâtim'in Yezîd ibn Ebî Habîb'den rivayetine göre ise Ebu Has*san ed-Dahdâh'nın karısı Ümeyme bint Bişr hakkında nazil olmuştur.[31]
7- Mukâtil'den rivayete göre Sayfî ibn Râhib adındaki müşriğin Saîde bintu'l-Hâris adındaki karısı, Hz. Peygamber (sa) ile müşrikler arasında varılan antlaşma döneminde Medidne-i Münevvere'ye gelmiş, kocasının ailesi onu bize geri ver, demişler ve işte bu âyet-i kerime bunun üzerine nazil olmuştur.[32]
8- Zührî'den İbnu Cerîr ve İbn Ebi Hatim anlattı:
“Ayet Saîde üzerine indirildi. Hudeybiye’nin aşağısında Rasûlullah müşriklerle antlaşma yapmıştı. Buna göre, ona kim gelirse, onlara iade edecekti. Kadınlar gelince, Mümtehine: 60/10 ayeti indirildi.” [33]
9- İbnu Abbas'tan (r.a.) Ebu Salih, Ondan Kelbî tarikından İbni Menî' anlattı:
“Ömer İbni Hattâb Müslüman oldu, hanımı müşriklerin içinde tehir etti. Allahü Teâlâ, Mümtehine: 60/10 âyetini indirdi.”[34]
10- Bu âyetin nüzul sebebiyle ilgili rivayetleri sıraladıktan sonra Kurtubî, ekser ilim ehlinin bu âyet-i kerimenin nüzul sebebinin Ukbe ibn Ebî Muayt'ın kızı Ümmü Gülsüm'ün antlaşma yapıldıktan sonra kocasından kaçıp gelmesi oldu*ğunu söyleyerek bu rivayeti tercih etmiştir.[35]

11. Eğer eşlerinizden kâfirlere bir şey geçecek olursa ve siz de galip du*rumda bulunursanız eşleri gidenlere sarfettikleri kadarını verin, inandığınız Allah'tan takva üzere olun.

İbn Ebî Hatim'in "Eğer eşlerinizden kâfirlere bir şey geçecek olursa..." âyet-i kerimesi hakkında el-Hasen'den rivayetinde o şöyle der: Ebu Süfyan'ın kızı Ümmü Hakem hakkında nazil oldu. İrtidad etmiş, kocası Abbâs ibn Temîm el-Kuraşî'yi[36] terketmiş ve onunla Sakîf’li birisi evlenmişti. Kureyş'ten olup da iman etmiş olan kadınlardan, ondan başka irtidad eden olmamıştır.[37]

12- Ey peygamber, mümin kadınlar -Allah'a hiçbir şeyi eş tutmamaları, hırsızhk yapmamaları, zina etmemeleri, evlâtlarını öldürmemeleri, elleri arasında bir iftira düzüp getirmemeleri, her hangi bir iyilik hususunda sana asi olmamalan şartıyla- sana bıatleşmeye geldikleri zaman Mallarını kabul et. Onlar için Allah'tan mağfiret isteyiver. Çünkü Allah çok yargılayıcı, esirgeyicidir.

Ayetin nüzul sebebi ile ilgili rivayetler:
1- Bu ayet Mekke'nin fethinde inmiştir. Rasulullah'a (s.a.) önce erkekler sonra da kadınlar biat etmiştir. [38]
2- Buhari'nin Urve'den rivayet ettiğine göre Hz. Aişe şöyle demiştir:
“Rasulullah (s.a.) bu ayette geçen şartlarla hicret eden kadınları imtihan ederdi. Kim bu şartları kabul ederse ona sözle "Sana biat ettim." der idi. Hayır, vallahi biat ederken Rasullah'ın eli asla bir kadının eline dokunmamıştır. Sadece sözle "Bu şartlarla sana biat ettim." der idi.” [39]
3- Sahih-i Müslim'de Hz. Aişe (r.a.)'nin şöyle dediği rivayet edilir:
“Mümin hanımlar hicret ettikleri zaman yukarıdaki ayette geçenlerden imtihana tabi tutulurlardı. Onlardan kim bu şartlan kabul ederse mihneti (zor so*rumlulukları) kabul etmiş olurdu. Onlar sözle bunları kabul edince Rasulullah (s.a.) da onlara
"Gidebilirsiniz, biatinizi kabul ettim." der idi. Hayır, vallahi Rasullah’ın eli hiçbir kadının eline asla dokunmamıştır, onlardan sadece sözle biatlerini alırdı. Hz. Aişe devamla şöyle dedi:
"Vallahi Rasulullah asla bir kadının elini tutmadı. Onlardan biat alırken sadece sözle "Si*zin biatinizi kabul ettim" der idi."
Rivayet olunduğuna göre Rasulullah (s.a.) kadınlarla biat ederken ön*lerinde bir kumaş parçası vardı, böylece onlara biat şartlarını söylerdi. [40]
4- Ahmed b. Hanbel'in Teym kabilesinden Rukayye kızı Emime'den riva*yet ettiğine göre o şöyle dedi:
“Biat etmek için bir grup kadın arasında Ra*sulullah'a gittim. Kur'an-ı Kerim'de geçen "Allah'a hiçbir şeyi eş koşmama, hırsızlık yapmama..." şartlan üzerine bizden söz aldı ve
"Gücünüz yettiği kadar, tamam mı?" dedi. Biz de
"Allah ve Rasulü bize karşı bizden daha merhametlidir." dedikten sonra
"Ey Allah'ın Rasulü! Bizimle musafaha yapmaz mısınız?" dedik. O da
"Hayır, ben kadınlarla musafaha yapmam, benim bir kadına sözüm yüz kadına sözümdür." Dedi.[41]
5- Ahmed b. Han*bel'in bir başka rivayetinde "Bizden hiçbir kadınla musafaha yapmadı." ilâ*vesi vardır.[42]

13. "Ey inananlar! Allah'ın gazabına uğramış milleti dost edinme*yin; inkarcıların kabirde bulunan kimselerden umutlarını kestikleri gibi, onlar da, ahiretten umutlarını kesmişlerdir."

Ayetin nüzul sebebi ile ilgili rivayetler:
1- Bu âyet fakir müslümanlardan bir grup hakkında inmiştir. Müslümanların haberlerini Yahudiler’e ulaştırıyorlar ve bundan dolayı onların mahsullerinden, meyvelerinden faydalanıyorlardı. Allah Teala bu ayetle onları bu işten nehyetti.[43]
2- İbnu Abbas'tan (r.a.) İkrime ve Ebu Saîd, onlardan İbnu İshâk tarikından İbnu Münzir anlattı:
“Abdullah İbni Ömer ve Zeyd İbni Haris, Yahudilerden bâzılarını severlerdi (onlarla arkadaşlık ederdi) Bunun üzerine Allah Tealâ bu âyet-i kerimeyi.indirdi.”[44]
3- Alûsî de yahudilerle dostluğu, onların meyvelerinden istifade arzusunda bulunan bazı fakir müslümanlara nisbet etmiştir.[45]
===========================
[1] Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/870.
[2] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/654.
[3] Buhari; Cihad: 3007, Megazi: 4274, Tefsir: 4890, Müslim; Fedailu's-Sahabe: 161/2494, Ebu Davud; Cihad: 2650, Tirmizi; Tefsir: 3305, Nesai; Tefsir: 605. İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 351-352. Abdulfettah El- Kâdi, Esbab-ı Nüzul, Fecr Yayınevi: 419-420; Bkz, Rûhu'l-meânî, 28/65; Kurtubî, 18/50; Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 6/401-402. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 14/388-389.
[4] Buhari; Cihad: 3007, Megazi: 4274, Tefsir: 4890, Müslim; Fedailu's-Sahabe: 161/2494, Ebu Davud; Cihad: 2650, Tirmizi; Tefsir: 3305, Nesai; Tefsir: 605. İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 352.
[5] İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 352.
[6] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/655-656.
[7] Hâtıb Yemen asıllı olup Mekke'de Zübeyr İbnu’l-Avâmm'ın kabilesi olan Esed ibn Abdü'1-Uzzâ oğullarının halîfi imiş bak: Kurtubî, age. XVIII,35. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/871.
[8] Buhârî, Tefsîru'l-Kur'ân, Mümtahine, 60/1; Meğâzî, 46; Cihâd,-141; Müslim, Fedâilü's-Sahâbe, 161; Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'ân, Mümtahine, 60/1, hadis no: 3305; Ebu Davud, Cihâd, 98, hadis no: 2650; Ahmed ibn Hanbel, Müsned, 1,79-80. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/870871.
[9] Vahidî, age. s. 301. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/871.
[10] Taberî, age. XXVIII,38. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/871.
[11] Lübâbu'n-Nukûl, II,i63. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/871.
[12] Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/871.
[13] İbn Kesîr, age. VIII, 115. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/871.
[14] Râzî, age. XXIX,302. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/872.
[15] Bak: Rûhu'l-Maânî, XXVIII,74. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/872.
[16] İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 353. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 14/395.
[17] Hakim; Müstedrek: 2/485, Heysemi; Mecmau'z-Zevaid: 7/123. İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 353. Abdulfettah El- Kâdi, Esbab-ı Nüzul, Fecr Yayınevi: 420-421.
[18] İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 353.
[19] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/657.
[20] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/657. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 14/400.
[21] Ebu Bekr Abdullah ibn ez-Zubeyr el-Humeydî, el-Musned, tah: Habîbu'r-Rahmân el-A'zamî, Beyrut tarihsiz, 1,152, hadis no: 318. Ayrıca bak: Buhârî, Hibe, 29; Cizye, 18; Edeb, 8; Müslim, Zekât, 50; Ebu Davud, Zekât, 34, hadis no: 1668; Ahmed ibn Hanbel, Müsned, VI.344. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 14/400.
[22] Ahmed ibn Hanbei, Musned, İV,4. Abdulfettah El- Kâdi, Esbab-ı Nüzul, Fecr Yayınevi: 420.
[23] Ahmed Abdurrahman el-Bennâ, Minhatu'l-Ma'bûd fî Tertibi Musnedi't-Tayâlisî Ebî Dâvûd, el-Mektebetu'1-İslâmiyye, (İkinci baskı) Beyrut 1400, 11,24-25.
[24] İbnu’l-Cevzî, age.VIII.236. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/873.
[25] Senedi yoktur: Suyuti; ed-Dürr: 6/205, Buharı; eş-Şurût: 2711, 2712. İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 354. Vahidî, age. s. 303-304; Râzî, age. XXIX,305. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/873. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 14/404.
[26] Mürsel hadistir. Suyuti; ed-Dürr: 6/206. İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 354.
[27] Buhâiî, Şurût, 15; İbn Kesîr, age. VII,334. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/873-874. Abdulfettah El- Kâdi, Esbab-ı Nüzul, Fecr Yayınevi: 421.
[28] Taberî, age. XXVIII,47; Ahmed ibn Hanbel, Müsned, IV,331. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/874.
[29] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/658-659. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 14/404.
[30] Suyûtî, Lubâbu'n-Nukûl, 11,164-165; lbnu'1-Esîr, Üsdü'1-Ğâbe, III,171. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/874. İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/659. Abdulfettah El- Kâdi, Esbab-ı Nüzul, Fecr Yayınevi: 422.
[31] Suyûtî, Lübâbu'n-Nukûl, 11,165. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/874. İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/659. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 14/404.
[32] Suyûtî, Lübâbu'n-Nukûl, 11,165; Kurtubî, age. XVIII,41. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/874. İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/659. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 14/404.
[33] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/659. Abdulfettah El- Kâdi, Esbab-ı Nüzul, Fecr Yayınevi: 421-422. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 14/404.
[34] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/659. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 14/404
[35] Bak: Kurtubî, age. XVIII,41. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/873-874.
[36] İyâz ibn Ğunm el-Kuraşî'yi, bak: Kurtubî, age. XVIII,47. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/875.
[37] Râzî, age. XXIX.3O7; Suyûtî, Lübâbu'n-Nukûl,II,165-166. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/875. İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/659-660. Abdulfettah El- Kâdi, Esbab-ı Nüzul, Fecr Yayınevi: 422. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 14/405.
[38] Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 14/414.
[39] Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 14/414.
[40] Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 14/414.
[41] Ayrıca bunu Tirmizi, Nesei, İbni Mace, İbni Cerir ve İbni Ebi Hatim de rivayet etmiştir. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 14/414.
[42] Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 14/414.
[43] Senedi yoktur. İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 355.
[44] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/660-661. Suyûtî, Lübâbu'n-Nukûl, 11,166. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/875. Abdulfettah El- Kâdi, Esbab-ı Nüzul, Fecr Yayınevi: 422. Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 14/414.
[45] Alûsî, age. XXVIII,82. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/875.
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi MERVE DEMİR 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN ülke tv Canlı... Videolar/Slaytlar Medine-web 1 2898 23 Ağustos 2013 00:41
İran Emperyalizmi Makale ve Köşe Yazıları Medine-web 6 3640 26 Ocak 2013 22:53
gerekli gereksiz bir şiir.. Makale ve Köşe Yazıları MERVE DEMİR 0 3281 06 Aralık 2012 10:48
olmamış kayınbiradere mektup :) Komik Paylaşımlar Allahın kulu_ 10 7794 03 Kasım 2012 23:19
İslamın kurtuluşu bilinçlenme ile mümkündür Makale ve Köşe Yazıları Esadullah 11 7262 02 Ekim 2012 21:16

Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
Nur Suresi İniş(Nüzul) Sebebi Rivayetleri MERVE DEMİR Sürelerin Nuzul Sebepleri 2 19 Mart 2009 11:06
Tin Suresi İniş(Nüzul) Sebebi Rivayetleri MERVE DEMİR Sürelerin Nuzul Sebepleri 0 19 Mart 2009 11:00
Asr Suresi İniş(Nüzul) Sebebi Rivayetleri MERVE DEMİR Sürelerin Nuzul Sebepleri 0 19 Mart 2009 10:53
Nuh Suresi İniş(Nüzul) Sebebi Rivayetleri MERVE DEMİR Sürelerin Nuzul Sebepleri 0 19 Mart 2009 10:24
Saf Suresi İniş(Nüzul) Sebebi Rivayetleri MERVE DEMİR Sürelerin Nuzul Sebepleri 0 19 Mart 2009 10:18

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.