|
Konu Kimliği: Konu Sahibi İqra,Açılış Tarihi: 23 Aralık 2011 (19:50), Konuya Son Cevap : 27 Aralık 2014 (09:20). Konuya 48 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
24 Aralık 2011, 19:29 | Mesaj No:41 |
Durumu: Medine No : 2 Üyelik T.:
10 Nisan 2008 | Cevap: Mürşid Mürid Ve Edepler MEHDİ geldiğinde bi zahmet söyleyin gelip çayımı içsin çay içmeden giderse darılır bana... İşin sorun olan tarafı kabul edilen görüş ile yapılan fiillerin birbirine zıt olmasıdır.Yoksa gerçek manada Kur’an’i ilkelere uyan her tür anlayış ve yöneliş başımızın tacıdır buna aykırı tutum ve davranışlar kimden gelirse gelsin hiçbir değerinin olmadığını belirtmek ile mükellefiz... Günlük 5 vakit farz namazlarımızda itina ile anlamını kalbimize işleyerek okuduğumuz ‘’Fatiha’’ suresideki ‘’Yalnız sana İbadet/Kulluk ettiğimiz için.Yalnız senden yardım dileriz’’ Ayeti kerimenin hükmünü yaşamsal alanda ne kadar gösterebilmekteyiz yada Tasavvuf/Tarikat adı altında örgütlenen cemaat leşen topluluklar bu hakikati ne kadar idrak ederek yaşama yansıtabilmektedirler... ‘’Yalnız sana İbadet/Kulluk ettiğimiz için.Yalnız senden yardım dileriz’’ Denmesine rağmen... Ölülerden Medet bekleyen dara düştüğünde ölüleri yardıma çağıran Allah’tan başka güç ve otorite tanımayız derken Şeyhlere,Ğavslara,ricalul ğayblara,efendilere,beylere,hocalara verdiğimiz güç ve otorite himmet ve yardımlar namazlarımızda okumuş olduğumuz ayetin anlamsız kılınması değilmidir? Allah ve Resulüne uyduklarını iddia eden ve iddiadan öteye gidemeyen tarikat tasavvuf ve cemaatler Kuru et yiyen bir kadının oğlu olan Allah Resulü Muhammed yerine göklerden inmeyen elmas taçlı,altın tahtlı sırma kaftanlı bir peygamber tasavvuru ile Peygamberi anlatmak ile meşkuldürler...Peygambere inanmak ve sünneti olan Canlı Kuran örnekliğini yaşamak ve anlatmak yerine bir kul gibi yaşayıp yiyip içen Peygamberden ziyade kendi hayatlarını ona uydurmak yerine onu kendi anlayışları ile ortaya çıkarmış oldukları inanç sistemlerine uydurmak ile meşgul olmaktadırlar. Tasavvufa dayanak olarak Allah resulünün Ashabım olarak tanıttığı Ebu Zerr’i takip ettiklerini iddia eden sözde Şeyhler efendiler beyler vb Kuran’i olmayan kavramlar ile kendilerine mevki makam şan şöhret elde etme yollarında kullanılması gereken isimlerin yaşamlarını esas almayanlar sadece elde etmek istedikleri rantlarına kalkan olarak kullanmaktan geri kalmazlar... Ebu Zerr’i kendilerine dayanak olarak alan efendiler neden se zulme haksızlığı kisralaşmaya babadan oğula geçen saltanatlaşmaya Kur’anın merkeze almış olduğu insanlar yerine Kulları yapma siyasetine alışmış sulta sahiplerinin mirasını devam ettirmektedirler Eğer babası Şeyh ise oğlu gelini kızı torunu torununun torunu yedi ceddi Şeyhtir ve dokunulmazdır dokunan olursa başlarına bela gelmesi an meselesidir anlayışı ile kendi tekelleşmelerine kılıf uydurmakta ve insanlara bunu dini bir inanç olarak yansıtmaktadırlar.. Kur’anın emri olan Nefis tezkiyesi,Ahlak,Zikir,Zühd vb Emirleri Bir bütün olarak almak yerine bir kavram üzerinde yoğunlaşarak İslami esasları ruhban din anlayışına hapseden anlayışlar İslamda olmayan lakin kendilerine mevki makam oluşturmak adına oluşturdukları din sınıfı alt üst tabaka ayrımı neticesinde kendilerini istedikleri makamlar ile adlandırmaya başlamışlardır... Öyleyse, artık emredildiğin yönde, yanında yer alanlarla birlikte, doğru yolu tutun ve sizden hiç biriniz gurura kapılıp da çizgiyi aşmasın: çünkü, unutmayın, yaptığınız her şeyi O görüyor. (Hud-112) İşte bunun için sen (bütün insanlığa) çağrıda bulun ve (Allah tarafından) emrolunduğun gibi dosdoğru ol! Onların heva ve heveslerine uyma ve de ki: "Ben, Allah'ın bütün vahyettiklerine inanırım. Sizin değişik görüşleriniz arasında adaleti gözetmekle emrolundum. Allah benim de, sizin de Rabbinizdir. Bizim yaptıklarımızın hesabı bize çıkacaktır, sizin yaptıklarınız da size. Bizimle sizin aranızda bir çekişme olmamalı. Allah hepimizi bir araya toplayacaktır; çünkü varış O'nadır." (Şura-15) İki ayeti kerimede Allah resulüne doğrudan bir hitap üzerinden tüm müminlere ağır bir sorumluluk yükleyen (emrolunduğun gibi dos doğru ol) ifadesi Vahiy ve takvda daha üstünü bulunmayan Allah resulüne sanki bir uyarı niteliği taşırcasına ciddiyetinin önemini ortaya koyar... Bu ayetler hususunda bizlere ulaşan rivayetlere göre Allah resulünün bu ağır ve ciddi hitap karşısında ‘’Saçlarım Ağardı’’ demesi bizler için hayati öneme haizdir. Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan kesimler Allah resulünü anlamak yerine anmak ile meşgul oldukları için ayeti kerimelerde asıl anlatılmak istenenin Vahyin esaslarına uyma ve o doğrultuda Tevhid inancını Allah resulü üzerinden tüm müminlere yüklenmiştir.. Tasavvuf adı altında yapılanmaların dayanakları delil sayılamayacak kadar boş ve mesnetsizdir.Bu oluşumların sundukları deliller eğer gerçek olsa idi bu veli ğavs ricalul gayb şeyh vb kimseler gaybı bilse idiler bereket yağdırabilse idiler insanların isteklerine cevap verebilse idiler insanlara himmet onların tekelinde olsa idi acaba şu durum ile ne kadar tezat görüşler olduğunu ispatlamaya yeterli gelir kanısındayım: Allah resulü ve Ashabım dediği kutlu şahsiyetler demek ki bu isimlerini saymış olduğum ğavs şeyh veli vb isimlerden daha düşük derecede olmaları gerekiyor çünkü Allah resulü İfk hadisesinde neden ayet inene kadar hiçbir şeyi bilemedi? Yada Uhud savaşında ağır darbeleri alacağını bilmesi gerekmezmiydi? İmam Ali kendisini Şehid edecek kişiye neden önce tahmin edemedi? Yada Halife Ömeri Şehid eden (Ebu Lülü) kişiyi neden bilemedi? Yada Allah’ın arslanı Hamza kendisini şehid edecek olan ‘’El Akilet’ül Ekbad’’ (Çiğer Yiyen kadın) Hindunun o zamanda kiralamış olduğu Vahşisinden haberi yoktu.. Vahşi Hamzaya 15 adım geride iken nasıl olduda farkedemedi? Yada İmam Hasan’ın kendisini zehirleyecek olan cariyesinin maddiyat karşılığı onu satın alan ismi lazım olmayan kişileri önceden bilmesi gerekmezmiydi? Yada İmam Hüseyinin Kerbelada şehid edileceğini ve Kufe halkının ona hainlik yapacağını önceden bilmesi gerekmezmiydi? Bu fark edilemiyen olayları buraya aktarmamdaki sebep. Tasavvufun iddia etmiş olduğu keşf ilham gizli ilimler istidrac keramet vb kavramları saymış olduğum Mübarek insanlar neden kullanamadı yoksa bu İnsanlar tasavvufun büyükleri olarak anılan insanlardan dahamı küçük makama sahiptiler? Allah açıkça üstünlüğün ırk dil kavmiyet vb hiçbir şeye bağlı olmadığını üstünlüğün ancak ve ancak TAKVA ile olduğunu açıkça beyan etmesine rağmen kendilerini soy sop vb kavramlar ile adlandırarak kendilerine mevki edinenler Allah’tan dahamı iyi bilmektedirler... Allah resulünün Ashabım hitabına mazhar olan Halife Ebubekir,Ömer,Ali,Ammar,Ebu Zerr, ve daha birçoğu İslam inancımıza göre hem sahabe hemde Allah’ın dostu/velisidirler.Lakin saymış olduğum isimler ile tasavvufta var olan RABITA anlayışı üzere nedense hiçbir kimse bunların simalarını düşünerek gözlerinin önüne getirerek Allah ile yakınlık kurma anlayışına girmemişlerdir... Günümüzde RABITA/YOGİ anlayışı ile insanlara kendi simalarını düşündürme anlayışı ile Allah’a ulaşma yakınlık kurma anlayışı hangi dinin ürünüdür...Gerçek manada eğer düşünülmesi gereken bir sima göz önüne getirilmesi gerek se idi Acaba Allah resulünden başka bir sima bu davranışa daha layık olabilirmiydi? Yada son zamanlarda piyasaya sürülen ‘’ŞEFAAT YA RESULULLAH’’ kitabını basan MENZİL grubu son sahifesinde özellikle belirttiği Peygamberden ve Velilerden vede Şeyhlerden Şefaat dilemek Allah’tan dilemektir sözü ŞİRK değilmidir veliler şeyhler vb isimler ile anılanlar ne zamandan beri Allah’ın kudretine ortak olmaya başladılar... Allah Resulü Muhammed (s.a.a) Hayatında Annem dediği iki kişiden biri olan FATIMA (a.s) şöyle öğüt veriyordu: ‘’Kızım Fatıma ! Sakın Babam Peygamber diye güvenme! ‘’hitabını yaparken kişinin ancak takvası ile Allah’a ulaşabileceğini açıkça izah etmektedir...Olayları analiz ederken başlangıç evresinden almak gerektiğine inanmaktayım ve bu nedenle her daim başlangıcından itibaren ele almaya çalışırım... Emevi arapçılığının ve zulümlerin doruk noktaya eriştiği dönemlerde ortaya çıkan Zühd hareketinin ilk temsilcilerinden biri olan HASAN EL BASRİ tarihte mevali olarak anılmaktadır.Sufi gelenek Hasan basriyi anlatır iken ona İmam Alinin hırka giydirdiğini iddia ederler lakin bu iddianın tarihi bir vesikası olmamak birlikte İmam Ali ile Hasan el basrinin görüşmüş olma ihtimalleri çok zordur. Emevi Zorbalarının insanlar üzerinde estirmeye başladıkları teröre karşı koyacak güce erişemeyen kitleler! kendilerine yeni bir hayat sistemi emeviye tepki olarak ZÜHD hayatını tercih etmişlerdir.. Sahabeler üzerinden örneklemelere devam edelim : Allah resulünün canlı kuran örnekliği terbiyesinde yetişenler hiçbir zaman herhangi birinden Şefaat yardım talebinde bulunmadıklarını orjinal kaynaklardan edindiğimiz bilgiler neticesinde bilmekteyiz.Şefaat yalnızca Allah’tan istenmiştir Allah resulüde bundan gayrisini öğütlememiştir. Bugün ise tasavvuf adı altındaki oluşumlar peygamberi kuranı devre dışı bırakan anlayışları neticesinde insanlara cennet vadetmekte şefaat etmekte ve kendilerini garantiye almış gibi başka saf insanlara şefaat edecekleri uydurmaları ile uyutmakta kendilerini rab yerine koymaktadırlar... Allah’a kul olmak için hiçbir aracıya ihtiyaç yoktur.. Allah’ın rahmet pınarlarının önünde engel olabilecek hiçbir zorba güç bekçi/kapıcı/hükümdar olamaz yoktur. Allah resulünün yaşadığı asırda var olan Müşrik sistemin teklif etmiş olduğu Dar’ün nedvenin başına geçme isteğine verdiği cevap : ‘’Bir elime ayı,bir elime güneşi verseniz yolumdan dönmem’’ diyerek kesin bir dille reddetmesinin arka planında var olan ve günümüzde bu arka planın çarkları haline gelen anlayışa net bir cevaptır... Günümüzde sözde alim olan veli olan ve takip ettikleri velilerin hayat sistemleri her daim zalim sistemlerin çarkı arasında öğütülme anlayışı hakimdir ...Allah resulü o tekliflere evet demenin onları işletmiş olduğu sistem çarklarının arasında öğütme olduğunu çok iyi bilmekte idi ve ona görede kesin cevabını vermiştir... Allah resulü Kuran merkezli eğitim süreci içerisinde hiçbir zaman günümüz anlayışlarının sunmuş olduğu şu anlayışları benimsememiş bilakis reddetmiştir...Günümüzde varolan yapılanmaların öncelikleri arasında önce tahtımı sağlamlaştırayım ekonomik durumumu düzelteyim iktidarların imkanlarını kullanayım onlara hoş görüneyim daha sonra TEVHİDİ anlatırım insanları doğru yola davet ederim anlayışı ile ne yazık ki girmiş oldukları yoldan geri dönememekte ve battıkça batmaktadırlar... Küfür sistemlerine uşaklık eden seçim dönemleri oy depoları olarak görülen Cemaatler tarikatlar vbleri Rabbani metodu ortaya koyamadıkları gibi kendilerine intisab etmiş olan kuru kalabalıklarıda satmaktadırlar...Bir dönemler Süleyman demireli kutsayan İsmi lazım olmayan cemaat Cehennem partisini iktidara taşıyanlar Anavatan Doğru Yol partilerine yardakçılık yapanlar bugünde hali hazırda var olan Siyasi yapılanmaya taşeronluk yapmaktadırlar uşaklık hizmetini en güzel şekilde yerine getirmektedirler... Allah’ın çizmiş olduğu sınırlar üzerinde sebat etmek dosdoğru istikamet üzere devam etmek çok zordurt yol alırken ifrat ve tefritten uzak durmak gerektiğinde malından canından ailesinden vatanından ayrı kalmak çok zordur...La ilahe illallah demek tüm güç ve otoritelere baş kaldırmanın adıdır yaşamsal boyutudur...Rabbimiz Allah dedikten sonra istikamet üzere olmak Müminler için zorlu yolculuğun temelidir.... Çok fazla uzatmadan temelleri asırlar öncesinden atılmış olan Kuran dışı anlayışlara ev sahipliği yapan tasavvuf vb oluşumlar asla islam olamadılar ama her daim İslam kisvesi altında zehirlerini insanlara enjekte etmeye devam ettiler şu söylemler ile: Ölülerden yardım isteme.Aracılık (Vesile ve Tevessül) Evliyanın yardımı.Şeyhlerin manevi yardımı.Birilerinin yüzü suyu hürmetine.Olağan üstü yollar ile yardım .Şirk.Şehitlerin savaşması hikayeleri.Görünmez erenler.Yüce ve Alçak Ruhlar. Şeyh ve Velilerin gaybtan haberler vermesi.Keramet.Mucize.İstidrac,Gizli İlimler.Keşf (perdelerin açılması/iki alemde yolculuk) Sezgi (feraset) İlham,Şefaat Rabıta .Allah’ın gözükmesi.Giyim ve kuşam ve kendi oluşturmuş oldukları inanç sisteminin esaslarına riayet edilmesi için evradlar vb uyuşturucu anlayışları halen ve halen insanları sömürmek için kullanmakta ve milyonları şirk batağına sürüklemektedirler
__________________ Sakın başkasının kölesi olma; çünkü ALLAH seni hür yaratmıştır . -İmam Ali- (a.s) |
24 Aralık 2011, 19:34 | Mesaj No:42 |
Durumu: Medine No : 2 Üyelik T.:
10 Nisan 2008 | Cevap: Mürşid Mürid Ve Edepler [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Mehdi bekleyenler üzülmesinler tarikat ve cemaatler arasında daha anlaşma sağlanamadığı için şu an Adnan oktar yarışmada en önde gidenlerden bu gidişle mehdiliği kimseye kaptırmayacak..
__________________ Sakın başkasının kölesi olma; çünkü ALLAH seni hür yaratmıştır . -İmam Ali- (a.s) |
24 Aralık 2011, 22:59 | Mesaj No:43 |
Durumu: Medine No : 13038 Üyelik T.:
14 Aralık 2010 | Cevap: Mürşid Mürid Ve Edepler
mevlüt aabim eline ve diline sağlık Mevlüt abim saydığınız tüm o vakaları Rasulullah (sav)ve ashabı bilemezdi çünkü onlar beşer idiler insan üstü güçleride yoktu. haşa allahın sıfatlarınıda taşımıyorlardı. Fakat bazı zatlar bu sıfatları kendilerinde gördüklerinden onların ker- amet-leri var onlar herşeyi bilirler. hatta müritlerinin gece uyurken yatağında kaç kere sağa kaç kere sola döndüğünü bilie bilirler.
__________________ Kimin Ne Dediği Değil / Allah'ın Ne Dediği Önemli. |
24 Aralık 2011, 23:14 | Mesaj No:44 | |
Cevap: Mürşid Mürid Ve Edepler Alıntı:
Tasavvufta önde gidenlere ve eser sahibi olanlara baktığınızda,istisnasız olarak kendi eserlerinin ilahi bir emirle yazdırıldığını ve vahye denk olduklarını üzerine basa basa anlatırlar. Bu konuda en dengesiz ve isyan kokan,sahibini küfre sürükleyen ifadeler Mesnevinin önsözünde görülebilir. | ||
25 Aralık 2011, 00:51 | Mesaj No:45 | |
Medineweb Site Yöneticisi Durumu: Medine No : 1 Üyelik T.:
14Haziran 2007 | Cevap: Mürşid Mürid Ve Edepler Alıntı:
Mustafa hoca bu cümleler sana hiç yakışmadı.kullandığın dil iğrenç.kusura bakmayın sizi banlamak zorundayım!
__________________ Büyükler fikirleri,Ortalar olayları,Küçükler kişileri tartışır. | |
25 Aralık 2011, 15:07 | Mesaj No:46 |
Cevap: Mürşid Mürid Ve Edepler
__________________ Yurdum insanına batıl hak gibi zulumde adelet miş gibi yutturulmuş | |
27 Aralık 2014, 01:33 | Mesaj No:47 |
Cevap: Mürşid Mürid Ve Edepler
Yada son zamanlarda piyasaya sürülen ‘’ŞEFAAT YA RESULULLAH’’ kitabını basan MENZİL grubu son sahifesinde özellikle belirttiği Peygamberden ve Velilerden vede Şeyhlerden Şefaat dilemek Allah’tan dilemektir sözü ŞİRK değilmidir veliler şeyhler vb isimler ile anılanlar ne zamandan beri Allah’ın kudretine ortak olmaya başladılar... bu sözle benim de kafam karıştı..belki anlatılmak istenen farklıdır...şeyh dediği şimdi ortalarda dolaşıp ben şeyhim diyen değildir galiba bunu duyarlarsa bide bizden şefaat parası ister bunlar aman duymasınlar... gerçek şeyhlik Allah katında Allah dostudur bu manada daha güzel anlamlar çıkabiliyor.. şefaat ya Rasulullah diyoruz acaba şefaat hakkı olanlar kimler derler ya bebeği ölen annesine şefaat edecekmiş,ya da şehitler vs...düşünceli000 | |
27 Aralık 2014, 09:15 | Mesaj No:48 |
Durumu: Medine No : 45760 Üyelik T.:
27 Ekim 2014 | Cevap: Mürşid Mürid Ve Edepler
kurandan ayrıldık sunnetten ayrıldık.bolundukte bolunduk.rabbim sonumuzu hayır etsin.bi de bu tarikatlarda diger tarikatlara karşı bi kin bi nefret neden o bizden degil.Allah hepimizi ıslah etsin.bu gidiş ile sonumuz suriye olmasa ...halbu ki efendimiz: size sımsıkı sarıldıgınız muddetce sapıtmayacagınız iki şey bıraktım:allahın kitabı ve nebinin sunneti buyurmuşlardı...
__________________ HAKKA İNAN,SA'YE SARIL ,HİKMETE RAM OL! |
27 Aralık 2014, 09:20 | Mesaj No:49 |
Durumu: Medine No : 45760 Üyelik T.:
27 Ekim 2014 | Cevap: Mürşid Mürid Ve Edepler
tarikatlarda yapılan bir çok şeyi insan evinde yapamaz mı kardeşler..okusak alim oluruz da okuyanda kalmadı.internetler tvler ayrılamıyoruz ki.gecen gittim sohbetlerine bir tarikatın 15 senedir içindelermiş.işledikleri konu imamnın mahiyeti.oldukları yerde sayıyolar.yok kendilerini bi degerli goruyolar onlar tariket ehli ya secilmişler ..hey ya rabbim aklınız nereye gitti acba sizlerin.siz o tarikatlara gitmeyin evde açın bi allah kelamı alın bir suru kitap var..bi şeyhe bu ahir zamanda aslında cokta ihtiyaç yok...kendimizi kandırıyoruz okuyalım bilinçlenelim.ilk emir oku idi çok çabuk unuttuk...maalesef seyhe ihtiyaç olmadıgı kaaatindeyim.tabi ki ilmi olanlara saygım var ama onlara kul olamam ovulecek tek insan peygamber efendimiz.cunku kuranda kainatın yaratılmasının onun yuzu suyu hurmetine oldugu belirtilir.onun nuru ile nurlanın. kul olunacak ve yardım beklenecek sadece sadece allahtır.yalnız sana kulluk eder ve senden yardım dileriz .(biz oyle yapmıyoruz diyenler seyhim himmet eyle.oy seyhime can kurban )bu cumlelri bir zahmet acıklasınlar cok duyuyoruz da..
__________________ HAKKA İNAN,SA'YE SARIL ,HİKMETE RAM OL! |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Mürid ve Mürşid ilişkisinde Rab Tecellisi | Esadullah | Tasavvuf-Tarikat | 7 | 06 Şubat 2016 09:45 |
Kamil Mürşid Kimdir?/Bedia Özdemir Tokel | Bedia Özdemir Tokel | Makale ve Köşe Yazıları | 17 | 18 Şubat 2014 18:21 |
mürşid... mürşidi kamil.... | aslıı | Tasavvuf-Tarikat | 24 | 26 Aralık 2011 23:42 |
mürid ne demektir.. | zinnureyn | Tasavvuf-Tarikat | 0 | 18 Ocak 2009 13:18 |
_Şazeli hazretlerinin dilinden mürid... | _bülbül_ | Tasavvuf-Tarikat | 2 | 29 Ağustos 2008 23:29 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|