Osmanlı ve tasavvuf

[kamer34]

Güzel abim o saydığın şeylerin hiçbiri dinden çıkaran şeyler değildir...Yani dinin asıllarından değildirler...Bir rejimin Tauğuti sistem olabilmesi için idare biçiminin insan aklına dayalı kanunlarla olması gerekir....Yani yönetim biçimini İslam dininin temel kaynakları üzere bina etmiş sistemlerde bir takım münferit olaylar yada islama göre hoş olmayan şeyler olsada o sistemi tağut yapmaz...



Birde birilerinden cevap beklemekle yanlış yapıyorsun...Onlar sana cevap vermezler...Çünkü onlar okumuyorlar...Onların yerine okuyanlar var... Onlar sadece şeyhleri yada fikir ağaları ne derse onu söylerler....Vehabi vehabi derler ama emin ol vehabiliğin ne olduğunu bilmezler...Sana birşey diyeyimmi onlar tasavvufun bile ne olduğunu bilmezler..



Çünkü o dine göre mürit araştıramaz okuyamaz soru soramaz,kısacası düşünemez...Cübbeli birs kaydında vaaz ederken hadis diye bir rivayet zikir eder...Mürit hocam o hadisin zayıf olduğunu söylüyor ne diyorsunuz demesi üzerine cübbeli küplere bindi...


...Ayen Şöyle diyordu...



“Zayıf sensin....Sanane ne hangi hadis zayıf hangi hadis sahih..Biz size ne diyorsak o”


Güzel kardeşim şimdi sen söyle böyle terbiye edilmiş bir mürit sana bana yada başkasına cevap verebilirmi...? soru sorabilirmi....? düşünebilirmi...? algılayabilrmi...? bu mümkün mü...?



Not:Osmanlıda cariye sistemi her ne kadar bozukluklar arz etsede tüm hızıyla devam etmiştir...Nikahsız olarak yazan çizen entellektüel prof.lar islmdaki cariye sistemini bilmediklerinden dolayı onları nikahsız olarak telakki ediyorlar...



Türkiye de Allah’ın hükmü ile hüküm vermeyenlerin ve bunları “rey”leri ile destekleyenleri tekfir eden bir osmanlı şeyhül islamıdır...Yukarıda makalesini verdim...Bu hükmü çözmüş bir beyin öyle basit fahiş hatalar yaparmı...?


Ve sana birşey söyleyeyimmi bra...?



İtiaat terakkiciler biz tağuti sisteme dönüyoruz bizlere ona göre oy verin demediler...Yani halka üç kağıt yaptılar...1923-1928 lı yıllardaki anayasa metnini incele yönetim biçiminin islam olacağı taahüdü vardır...



Said Nursiler falan bu işi çözemediler..Bu üçkağıdı ilk çözen Mustafa Sabridir..Yani
Osmanlının akide noktasında bir sorunu yoktur..


Selametle kal bra

[bilinmez]

yeniçerilerin,evlenmelerini yasaklamak AKLİ Bİ hüküm değil mi....

[kamer34]

Bak güzel abim..Şimdi diyelimki şuan İslami esaslara dayalı bir devlet vardır..Bu devletin yol,su,elektrik,hastahane,belediye,askeri nizam,savunma,harp,dış işleri,içişleri,vs vs ile ilgili tüm hükümler insanlar tarafından konulacaktır...



Çünkü bunlarla ilgili kuran ve sünnette belirleyici bilgi yoktur..Sadece genel çerçeveleri çizilmişti...Örneğin savaş esnasında Allah’ın sınırları olarak belirlediği çizgiler gözetilecek diğer tüm harekatlarla ilgili yasalar insanlar tarafından düzenlenecektir...Müslüman harbe çıktığı zaman,yaşlılara fiili olarak savaşmayan keşişlere hahamlara kadınlara zarar verilmeyecek..Doğaya zarar verilmeyecek vs vs...



Yine bir örnek verecek olursak: Peygamber dönemindeki devlet yapısıyla bugünkü devlet yapıları arasında milyon fark vardır...Yani insanların nufüsü artmış teknoloji değişmiş kısacası şartlar o dönem ile şimdiki arasında çok farklılaşmıştır..İşte bu faktörler göz önünde tutularak devlet yönetimi tarafından çok sayıda kanunlar yapılacak ve yürütme bu kanunlarla insanlara hüküm verecektir..



İslam dinin insana tanımış olduğu bu çerçeveye şu sınırlamayı getirmiştir...Bunları yap, ancak bu yaptığın kanunların genel hatları İslama aykırı düşmeyecektir...Adalete dayalı ve insana faydası olan bir çizgide olacaktır...

Araf 157 de ki “157- ...O onlara iyiliği emreder, kötülüğü yasaklar, temiz şeyleri helâl eder, murdar şeyleri haram kılar, omuzlarındaki ağır yükümlülükleri boyunlarındaki zincirleri kaldırır. "

İşte olay bu...İyi ve güzel şeyler...Allah bunu sınır olarak belirtmiş insanlarda yapacakları işleri bu kaide üzere yapmak zorundalar...
Başka sorun varmı kardeşim...?

Eğer bunlarla ilgili delilistersen bir konu başlığı içerisinde işleyebilirim inşallah...
Allah’a emanet ol...

[muallime]

yazdığım yazılar altına neler yazıldığını okuyorum elbette...Belki bir iki gün geçiyor ama okuyorum.Ama herkezin sizin kadar vakti olmayabilir.(iş, güç, çoluk cocuk .)
Tasavvufu bilmezler,vehhabiliği bilmezler ,bunlar müşrik, bunlar kafir, bunlar okumaz, bunlar düşünmez,lanet ediyorum,ispata davet ediyorum..(.Hele harf yanlışlarını dile dolamanız,buna rağmen arkadaşınızın facia kelime yanlışlarını görememeniz veya görmemeniz.)
-Bu hareket tavrınız ve söylem tarzınız,tebliğ metodunuz...ne kadar okumuş olursanız olun,sizi dinlenilmez ve tahammül edilmez kılıyor... siz gerçekten bir şeyler anlatmak istiyorsanız bir araya gelin hangi metodla çalışalım ?diyerek uslübunuz hakkında kafa yorun.. Çünkü insanlar kuran ayetleriyle tartışanlardan çok bezmişler hiç dikkatinizi çekmedimi..gençlerin satır aralarında var.