|
Konu Kimliği: Konu Sahibi AlimOğlu,Açılış Tarihi: 28Haziran 2012 (13:55), Konuya Son Cevap : 17 Kasım 2013 (20:27). Konuya 115 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
02 Ocak 2013, 20:19 | Mesaj No:101 |
Durumu: Medine No : 13966 Üyelik T.:
27Haziran 2011 | Cevap: Menzil tarikatı şeyhi Fevzeddin Erol MEVLANA;”VELİLER DE TANRI’NIN ÇOCUKLARIDIR” Yavrum veliler de Tanrı çocuklarıdır. Onlar ortada olsun, olmasın… Tanrı, mallarını, canlarını korur; onların ahvali...nden haberdardır. Sakın noksanlıklarını bulup aleyhlerinde gıybet etme. Onlar için kin güdenden, onların öcünü alan Tanrı’dır. Tanrı dedi ki: Bu Veliler benim çocuklarımdır. Gariplik âlemindedirler, eşleri yoktur. Ne işleri vardır, ne güçle...ri. Halkı imtihan için hor ve yetim görünürler. Fakat hakikatte dostları da benim, nedimleri de. Hepsi de benim korumama arka vermiştir. Sanki onlar, benim cüzülerimdir. Sakın, sakın! Bunlar benim hırka giyenlerimdir. Şark İslâm Klasikleri, Mesnevi, Mevlâna, M.E.B. Yayınları, İstanbul 1988 çeviren Veled İzbudak. Cilt 3 ,Beyitler-7-8, sayfa 75-80.) Mevlana Calaleddin Rumi, Mesnevi, Hazırlayan: Adnan Karaismailoğlu, Yeni Şafak Kültür Hizmeti, 2004 Cilt 1, Sayfa 289 __________________
__________________ önce yazdığım katılım yaptığım beğeni yaptığım paylaşımların arasında azda olsa kuran ve sünnete uygun olmayan düşünceler olabilir.Bunların bana sorulmadan dikkate alınmasından mesul değilim... ... |
03 Ocak 2013, 03:48 | Mesaj No:102 |
Cevap: Menzil tarikatı şeyhi Fevzeddin Erol
fil ve yavrusu hikayesi veya rubailer Onlar için kin güden, onların öcünü alan Allah’dır. Allah dedi ki : Bu veliler benim çocuklarımdır. Gariplik âlemindedirler, eşleri yoktur. Ne işleri vardır, ne güçleri. Halkı imtihan için hor ve yetim görünürler. Fakat hakikatte dostları da benim, nedimleri de. Hepsi de benim korumama arka vermiştir. Sanki onlar, benim cüzülerimdir. Sakın, sakın! Bunlar benim hırka giyenlerimdir.Binlerce kişi arasında yüz binlerce kişidirler, fakat yine de hepsi bir vücuttur.” yani tek ruh muhammedi ruh deniliyor .... diye devam eder gider .. kendinizde yazmışsınız veliler hakkında gıybet etmeyin diye : ben o yazıdan veliler Allah'ın çocuklarıdır veya gibidir i çıkaramadım .... nasıl bakarsanız öyle ...veliler Allah'ın ''sıfatları '' ile sıfatlanırlar .... onun karuması altındadırlar .. bir hadiste Kulumu bana en çok yaklaştıran şey, farz kıldığım ibâdetleri yapmasıdır. Nâfile ibadetlerle de bana o kadar yaklaşır ki, nihayet ben o kulumu severim. Sevince de artık onun duyan kulağı olurum, o benimle işitir. Gören gözü olurum, o benimle görür. Eli olurum, o benimle dokunur. Ayağı olurum, o benimle yürür, (Kalbi olurum, o benimle anlar. Söyleyen dili olurum, o benimle konuşur.) Ne dilerse onu yerine getiririm. Herhangi bir şeyden bana sığınırsa ben onu muhafaza ederim.” (Buharî. Tecrid-i sarih: 2042) | |
03 Ocak 2013, 09:29 | Mesaj No:103 | |
Durumu: Medine No : 13966 Üyelik T.:
27Haziran 2011 | Cevap: Menzil tarikatı şeyhi Fevzeddin Erol Alıntı:
O ZAMAN TASAVVUFA GÖRE İSA ALLAHIN OĞLUDURDA DİYEN HIRISTİYANLARIN BU SÖYLEYİŞLERİ DOĞRU KABUL EDiLMELi,SİZLERCE HATTA TAKVA Bİ SÖZ OLMALI,... Bakın güzel arkadaşım,ben tasavvufun içerisinde sizler gibi binlerce samimi insanların olduğuna inanıyorum,yalnız bu tasavvuf kanalı öyle sizin dediğiniz gibi TEMİZ Bİ KANAL,YOL,TARİKAT değildir,sizler gibi binlerce insanın bu samimiyetini kullanan bi din sömürüsü yapan ruhban sınıfıdır. yukardaki hadis olarak verdiğiniz hadisin tasvvufa göre anlamlndırması ve kendine delil olarak anlamlandırmasındaki anlam sahih değil batıldır..siz hadisi mevlananın VELİLER ALLAHIN ÇOCUKLARIDIRA,DESTEK olarak veriyor ve öyle anlamlandırıyorsunuz ve Allahın sıfatlarını KULLARA NİSBET EDİYORSUNUZ..HALBUKİ İSLAMA GÖRE ALLAH OĞUL EDİNMEZ, YARATTIKLARINA BENZEMEZ,böyle sözleri peygamberde kullanmamış Allah benimle bir olmuş,dememiştir,BEN ALLAHIN OĞLUYUM HİÇ DEMEMİŞTİR...
__________________ önce yazdığım katılım yaptığım beğeni yaptığım paylaşımların arasında azda olsa kuran ve sünnete uygun olmayan düşünceler olabilir.Bunların bana sorulmadan dikkate alınmasından mesul değilim... ... | |
03 Ocak 2013, 15:48 | Mesaj No:104 |
Cevap: Menzil tarikatı şeyhi Fevzeddin Erol Sizden ricam'' abdulkerim ceyli (ks) insan-ı kamil ''kitabını okuyun Allah'ın incildeki ayetinin neden hristiyanlar tarafından yanlış anladığını anlamış olursunuz .. buradaki bakış açısı farklı .... söylemek istediğim... (kitap da; dinler peygamberler semalar yerler denizler cennet ve cehennem en başta Allah'ın sıfatlarını hakkında bilgiler var kısaca miracın özeti ) Her neyse sözü uzatmaya da gerek yok sanırım ... herkes kendi inancına kendi ameline göre yaşar .. herkes kendisinden sorumludur.... ALLAH herkesi doğru yola ulaştırsın... ALLAH tüm inanananlardan razı olsun .. ( burada ALLAH razı olsun demek sadece olduğun şekilde değil ... ALLAH' ın razı olacağı nefs makamına getirmesini dilerim.... herkes için ,şahsı değil , benim içinde ... ) selam olsun üzerinize , Allah'ın selamı | |
03 Ocak 2013, 17:06 | Mesaj No:105 |
Cevap: Menzil tarikatı şeyhi Fevzeddin Erol Bu arada konunun sitedeki başlığı yarıdan sonra değişmiş teşekkür ederim .. en baştaki değişirse memnun oluruz.. çirkin bir başlık ... sitenin başka hiç bir yerini gezmedim sadece bu başlık sayfa beni buraya yönlendirdi .. , Bazı yazılarla ayetlerle hadislerle oynamak (kendi istediği gibi inanmak ) kimisinin imanına iman katar .. kimisine de inkarını çoğaltır... Bu gibi yazılarla insanların inançlarıyla oynamayalım... yaşamış insanların arkasından konuşmayalım .. , Şu anda yaşayanlarla bir sorunu olanlarında ''direk kendisiyle tartışmasını tavsiye ederim '' .. elini öpmek zorunda değilsiniz .. sorun... . sadece hangi mesleyi sormak istiyorsanız onu sorun... kapı herkese açık... buralarda yazmak yerine direk kendisiyle ( kimi hedef aldıysanız ) onunla konuşun... bombalamak isteyen de gidip konuşuyor.. gazetecide .. oraya bağlı olanlarda.. veya bir başka birisi ise kimi istanbul da kimi sivrihisarda kimi adıyamanda .. kimi urfada ... vs .. vs | |
03 Ocak 2013, 20:33 | Mesaj No:106 |
Durumu: Medine No : 13966 Üyelik T.:
27Haziran 2011 | Cevap: Menzil tarikatı şeyhi Fevzeddin Erol
Mahmuud arkadaşım sizde Allahın kitabını anlayarak ve üzerinde düşünerek okuyun,ki bu tafsiyeyi hem kendime hemde karşılaştığım herkesede yapıyorum.. Yukardaki duanız ve yaklaşımınız,uslubunuz gerçektende beni yanıltmadı ben tasavvufun içinde sizler gibi,gerçekten samimice bu yola tutunduklarını çok iyi biliyor ve şahid olmuşum ve halende oluyorum.Yalnız sizler gibi samimi insanların durumlarınada dua edip üzülüyorum,ha benim hatam eksikliklerim yokmu,tabiki var,aam ben hatamı,eksikliğimi hep kurana arz ediyorum,nedenmi çünkü kuran son peygamberin,ve diğer peygamberlerin hayatlarını anlatan kareleri bize sunar,Peygamberlerin yaşadığı toplumların nasılki şirk ve küfür,fısk üzerinde olup bu hatalı yollarınıda hep atalarının dini olarak tanımlayıp peygamberlerle mücedele edip,ve kendilerini hak görmüşlerse ATALARININ,DİN ADAMLARINININ KİTAPLARINI BIRAKMAYIP,Vahiyle bu batıl üzerinde olan atalarını ve din adamlarını,ve onların verdiği BİLGİYİ,sorgulamıyorlarsa BU GÜNDE AYNI ortamla karşılaşıyoruz.. ya sayın abim veya ablam,her bayan mısınız erkekmi onun için böyle hitap ettim,BEN SİZE BU KİTAPLARINIZI ve bu anlatılan kıssaları bi kurana arz edin bakın nasıl bi sonuç çıkar,bizler ahirette peygamberlerin sünneti olan kuran ile sorulacaz,yapmayın etmeyin,ben sizi KURANA ÇAĞIRIRKEN,SİZ YOK BU KİTAPLARIN Bİ ZAHİRİ VAR AMA BUNUN BATINİLİĞİNE BAKIN gibi yanlış bi savunmayla bunlara niye çağrı yapıp bu yanlışlara sarılıyorsunuz,gelin beraber ALLAHIN VE RASULULNUN DAVETİ OLAN KURANA SARILIP,ALLAHIN KİTABINDA İZZETİ BULUP İZZETLENELİM,GAYRİSİ REZİLLİK,KEPAZELİKTİR...
__________________ önce yazdığım katılım yaptığım beğeni yaptığım paylaşımların arasında azda olsa kuran ve sünnete uygun olmayan düşünceler olabilir.Bunların bana sorulmadan dikkate alınmasından mesul değilim... ... |
04 Ocak 2013, 06:09 | Mesaj No:107 |
Cevap: Menzil tarikatı şeyhi Fevzeddin Erol
güzel kardeşim... kur'an da nasıl namaz kılacağımız belli olsa onlar sahabeler peygamberin (as) nasıl kıldığını öğrenmek zorunda kalmazdı .. nasıl abdest alınacağı bilseler yine takip etmezlerdi .. ve bunun gibi gerekli olanları sonraki nesiller sahabelerden ,tabiinler den öğrenmek zorunda kalmazlardı .. hem ayrıca miraca çıkıncaya kadar bir çok farzları ilmleri efendimiz (as) cebrail (as) dan öğrenmiştir... miraçtan sonrada din tamamlanıncaya kadar Allah (cc) cebrail (as) ı peygamber efendimize rehber yapmıştır... . daha sonraki nesillerde 1400 sene önce yaşamış olan bu dini yayan peygamber (as)ve ashabından (ra) hangi yolla öğrenecekler .. istihareye mi yatsınlar ... elbetteki kur'anın zahiri ve batını manalarını ,hadisleri ne zaman hangi olay için söylendiğini , öğrenmek isterler .. bunun içinde değişik kaynaklara başvururlar... yoksa imamı gazalinin dediği gibi sadece secde rukü ile (ilmsiz ) kılınan namaz yorgunluktan başka bir şey vermez .. Allah aşkı olması lazım .. peygamber aşkı olması lazım .. düz mantık okunan kur'an sadece geçmişdeki olayları sıradan okumaya benzer.. Ayrıca bu yüzyılda yaşayanlara haksızlık olmaz mı ? ''kimisi diyecek ki bende o zamanda yaşasaydım bu günahları işlemezdim ..'' olay o değilki .. , bir ayette uhud ve bedir günlerinden bahseder ..ve ALLAH buyuruyorki ; o öyle günlerki bunu insanların kaplerinde çevirir dururuz ..ama insanların bir çoğu anlamaz başka bir ayette ''ama kendisine ilim verilenler dışında bir çoğu anlamaz ''... bedir günlerinde insanların kaplerinin değişmesini ,ALLAH'ın yardımının ne zaman olacağını söylemeleri ve bir imtahana tutulmalarından bahserderken , ayetin başında da belirtilen durumun bu dönemdeki yaşanyan insanların kaplerin de aynı durumu yaşatıp bu yüzyıldaki insanların kalplerini yoklar imtihan eder . . illa savaş çıkması lazım değil .. nefsini temizlemek de cihadddır... efendimiz (as) ne buyurmuş ''Şimdi küçük cihâddan büyük cihâda dönüyoruz!” yani “–Şimdi büyük cihâda (nefs cihâdına) dönüyoruz!” buyurdular. (Süyûtî, II, 73) , , Velilerin kendilerine ve kitaplarına bunun için ihtiyaç duyulur . kimisi kur'an tefsiri yapar kimisi hadis aktarır kimisi ahiret ilmi , kimisi ledün ilmi vs,, vs ,, kur'an ı daha iyi anlamak için sırlarını anlamak için .. namazın sırlarını anlamak için...orucun sırlarını anlamak için .. zekatın sırlarını anlamak için okunur öğrenmeye çaılışılır... , Düz mantık kur'an okumak bir arabayı çalıştırıp rolantide bekletmeye benzer .. 1 den 5 e kadar vitesleri var.. ağır ağır takva biçimde hareket ettir de sonuca bir bak ... şimdiki arabalarda 6 -7 vitesli ama hızlanacağı yol yok ..... yani ilm var ama amel yok !!! . zaman olmadığı içinde yazı imla felan yapamıyorum kusura bakılmasın... kimseyede kinim yok .. bana istenilen şeyler söylensin ..ama velilere söylenmesin .!! Maharet güzeli görebilmektir, sevmenin sırrına erebilmektir. Cihan, Alem herkes bilsin ki şunu; En büyük ibadet sevebilmektir. (yunus emre) Nefistir seni yolda koyan, yolda kalır nefse uyan. (yunus emre ) | |
04 Ocak 2013, 15:34 | Mesaj No:108 |
Durumu: Medine No : 15316 Üyelik T.:
18 Aralık 2011 | Cevap: Menzil tarikatı şeyhi Fevzeddin Erol
[QUOTE=AŞK'ÜL İSLAM;214837] Mistizm dinsel öğretilerin fonksiyonelliğini yok etmek üzerine kuruludur. Bizim coğrafyada ki, adı, “tasavvuftur.” Bundan dolayı, dinsel anlayışı mistik hale getirenlerin, yapmaya çalıştıkları ile "reel", uyuşamaz... Amaçları kişiyi “ruhanileştirme projesidir.” Bundan dolayı, tasavvufla uğraşanlar, matematikle, fenle uğraşmazlar. Genel öğretilerinde de, bunlar olmadığı gibi, üniversite okumak da, yoktur. Bundan dolayı, tasavvuf öğretilerini sunulduğu yerlere bakın, bilimsel ve teknik, sanayileşme adına bir şey bulamazsınız… İnancı, dünyanın dışına attılar ve tamamen “mistizm” üzerine kurdular. Her saat başı namaz, ellerinde tespih ile üç bin, beş bin zikir, (kalben anmak anlamında) vb… öğretiler. Tüm bunlar kişinin fonksiyonelliğini yok edip etmediği tartışılmaz. Ama kişi bunu yapar. Neden yaptığını da, bilmez. Öyle sunuldu, çünkü soru sormak, “edep dışı…” anlayış olarak yutturulmuştur. Tüm bunlar, kişinin ve toplumun ne işine yarar? Gibi soru aklına gelirse, şeytanın vesvesesi diye düşün, denilmiştir. Amaç aklın devre dışı bırakılmasıdır. Yani sorgulama, tükürüleni yut… (tiksinmeye bile zaman vermiyorlar.) Evvela Tasavvuf inasnın nefsin hasletleri ile kirlenmiş olan ruh, kalp ve özünü maddi ve manevi temizlenmesini gaye edinen ve bunu da başta Peygamberimizin s.a.v olmak üzere Kuranda övülmüş diğer Peygamberlerin güzel ahlaklarını öğretmeyi ve kazanmayı hedef edinen bir yoldur. Eğer siz İslam tasavvufu ve bilim adamlarını incelemiş olsaydınız tasavvuf tarihinin hemen hemen her döneminde nice tasavvufcu olupta müsbet ilim dallarında da adından söz ettiren şahsiyetleri görürdünüz. Cabir bin Hayyan, Akşemseddin, Gazali, gelin butarafa Elmalılı merhum Necip Fazıla kadar günümüze değin bir çok ilim, bilim adamı ve tasavvufcu vardır. Anlıyacağınız kardeşim bu iddianız yersiz ve de ilmi gerçeklere aykırıdır. Kaldıki günümüzde doktor, mühendis, fizikçi, psikolog vs. olupta tasavvufa bağlı binlerce insan var. Siz anlaşılan doğu mistizmini İslam tasavvufuyla aynı sananlardan ve hataya düşenlerdensiniz tasavvuf tarihini iyi inceleyin sizin gibi sözde modern ilimlere vakıf birinin bu tarihi gerçekleri bilmemesi ne kadar ilmidir acaba? Bu düşünce sistemi çok eskidir. Ne zaman bir peygamber gelse, onu, “insan olmakla suçluyorlardı.” Neden? Çünkü onların din adamları, yaratıcı ile irtibatı olan yani insanlardan “üstün” varlıklardı. Yani ruhaniydi. Yaratıcını alında, ya da kişide zuhur(kendini göstermesi) bu düşüncenin ürünüdür. Yoksa insanlar, neden? Peygamberi, “insan olduğu” için suçlasın, değil mi? Her davranışın mutlaka bir arkada bahçesi olduğu gibi, bunu da arka bahçesi budur. Bu öğretini aksine, hiçbir peygamber kimseye, ölürken ya da öbür dünyada hiçbir şey vaat etmemiştir. Ve hizmet ettikleri topluluktan da, kişisel olarak hiçbir istekleri de, olmamıştır. Toplum için, adaleti (hukuk ve paylaşımda) sağlamışlardır. Dikkatinize… Fakat o, din adamları, ölürken “iman kurtaracak”, diğer dünyada ise, “Allaha takdim“ edecekler. Sanki Allah kulunu bilmiyor… Yeryüzünde olması gereken adalet bu öğretilerin ilgi alanına girmez. İstediğiniz kadar “aç” olun, fark etmez… Tasavvuf Kuran ve Sünnet çerçevesinde olduğundan sizin beyan ettiğiniz sapkınlıklardan uzak ve Şeriata ve Sünnete ehemmiyet veren ve kişiye asla Allahtan c.c. Ve Resulünden s.a.v başka bir kurtarıcı olmadığını öğreten bir yoldur. Peygamberler zaten amaçları insanlara Allahı c.c. Anlatmak olduğundan bu görevlerini nasıl hayattayken yapıyorlarsa Alimlerde aynı şekilde devam ettirmektedireler. Nitekim Osmanlının yükseliş ve çöküş evrelerini eğer okursanız tasavvufcu ilim adamlarının etkilerini görürsünüz. Çalışmakta bir ibadettir fikrini öğreten ve ilim ve bilim müslümanın yitik malıdır gerçeğini dile getiren bir dinin insaflı tabilerinin ve bıraktıkları eserlerin görünmesine rağmen hemde bariz bir şekilde, bu kurduğunuz mantık batılı filozofların iddiaları gibi yersiz ve çürük bir tezdir buda sizin mantığınızın arka bahçesidir. … Aracılık hizmeti burada da bitmiyor. Bir şeyhe sahip değilseniz, dualarınız yaratıcıya ulaşmaz. Şeytanlar gökte duayı çevirirler. İşte gökte duanız giderken, şeytanın geri çevirmesini engellerler ve duanızı ulaştırırlar… Maalesef durum bu! Maalesef koca bir iftira durum bu, bu şekilde olaya yaklaşılması ne kadar iftira ise o kadar da bir müslüman için vebaldir. Sonra, Şu duayı, şu saatte, şu kadar tekrar edersen, Allah(c.c) kabul eder. Şu saatte yapılan dua, asla geri çevrilmez. Nereden biliyorsunuz? Öyle olsaydı, reçetede(zamanı ve miktarı) yazan duayı herkes yapar ve memlekette fakir kalmazdı, değil mi? Bu dinin Tebliğcisi öğreticisi Aleyhisselatu vesselamdan biliyoruz mesela Cuma günü yapılan dualar müstecabdır gibi ifadelerden heralde siz bu dinin Şariinden daha iyi bilici değilsiniz değimli? Lakin hadislerden cımbızla çekilip alınanlar dışında diğerlerini reddeden bir düşünce için buda ne kadar yerinde olur bunuda düşünmek lazım... … Din ise, toplumun sorunları ile uğraşır. Bu sorunları yok etmek ister ve bu dünya ile diğerini ayırmaz. Din insanın içinde ve dışındaki doğal yasalardır. İçinde olan nedir izah edermisiniz, gıybet, kin, nefret, hased vs. olgular içindemidir eğer içinde ise ki evet içinde, ozaman bunlarla mücadele etme yöntemini öğreten ahlakı güzelliği öğreten tasavufa neden münkirsiniz. Yoksa size göre bunlar az günahlardanmıdır? mücadele edilmemesi gereken şeylermidir? Yok mücadelesi gerekir diyorsanız bu tezat ve çelişki nedir? Tevhid dinin öğretileri, kişiyi “ruhanileştirmek” için değildir. Bunu oradan kaldırmak içindir. Daha açık ifade ile kişiye tapınmayı, yok etmek ve kişiyi özgürleştirmek içindir. Bundan dolayı, kurana bakarsanız, “dinde ruhban sınıfı yoktur,” der. Ruhban sınıfı, ruhani olmakla kalmaz, inancı babasını çiftliği haline getirir ve istediğini, dine alır, istediğini ise, dinden atar. İstediklerini yerine getirmeyenlerin, başlarına felaket getireceğini söyler. Buna da, inandırmışlardır. İnsanüstü güçleri var ya… Bundan dolayı korkarlar… Kuran Tevhid üzeredir evet, ama ne buyurur Allah c.c. “kad efleha men zekkâhâ” nefsini temizleyen kurtulmuş olandır. Nasıl temizlenir bu nefs ? Nedir ki bu ? İkincisi aslolan ruhmudur yoksa cesetmi ? Kişi ibadetleri ile ruhumu arındırır yoksa cesedimi ? Eğer arınan ceset ise neden çürüyüp giderki ? İnsan üstü güçler, çarpmalar, uçmalar v.s bunlar da karalamak için her sözün sonuna eklenmiş iftiralardır. Hem amacın Allah c.c. Rızası olacak hemde bunu diyeceksin yok kardeşim böyle bir mevzu... … Gerçektende insan üstü birtakım güçleri olduğuna inanan ve size empoze eden, sıfatı ne olursa olsun, kişilik varsa, buna asla inanmayınız. Bu kişilik zamanla da, değişmiyor. Bunlar “şizotipal” kişiliğe sahiptir. Bu kişiliğe sahip olanlar, kendilerinde insanüstü, büyüsel güç olduğuna inanırlar. Kısaca normal insan değillerdir. Hâlbuki öyle güçleri yoktur. Bunlara birilerini normal insan olduğuna nasıl ikna edebilir, bilemem. Amakuranı kerim “onlarda, sizin gibi kuldur”, sonra“öyle bir günden korkun ki, kimse, kimse için hiçbir şey yapamaz.” Şunu da, hatırlatalım.Fatiha suresi“din gününün(devamı olan dünya) mutlak hâkimi, Allah’tır.” diyor. Onlar bu bilgileri bile dikkate almıyor. (Not: “İnsana Tapmanın Kuranı Kerimdeki Karşılığı” isimli paylaşıma göz atınız…) Yine iftira ile süslenmiş cümleler ne kadar acı, ya biz göremedik bu güçleri Ya da sizin tezinizde eksiklik var Ya da her nereden duyduysanız artık, Kuran ve Sünnete sımsıkı sarılan bir toplumun üstün gücemi ihtiyacı var Ya da bunu görmeyemi, keramet, mucize gibi olaylar inanmayanlar içindir. İnanan bir topluma ne gösterirseniz gösterin asla şaşma olmaz inançlarında, Lakin Allah c.c. Bundanda aciz değil oda ayrı bir mevzu elbet ... …Dine istediği kuralı koyar.Daha ileri gidersek, şunu, şöyle yapmazsanız, “Allah kabul etmez,” gibi keskin ifadeler kullanabilirler. Kimsenin aklına da, “sen bunu nereden biliyorsun gibi soru sormak gelmez.“ ya da sen ”Allah’mısın be kardeşim,” demez… Ne kadar acı bana birkere bu sorular denk gelmedi inanın aklına gelecek kişilerden biriyim ama ne gariptir hiç rastgelmedim senelerdir. Demek siz ya tasavvuf diye kandırdıklarındansınız Ya da sevmediğinizden bu şekilde algıladınız, duygularınızla yaklaşıyorsunuz... Sistem, kutsal kavramı ile uyutmak üzerine kuruludur… “Rüyada yazdırılıyor” ifadesi en meşhurudur. Çünkü o kutsal kişi… Aklınız bir söz gelse, deyin ki… Bu hadistir, kaynaksa “Buharı, Müslim ya da Tilmizi”, “anında kutsala bağlayarak kabul ettirir ve uyutursunuz.” Mistizm öğretileri, kuranı kerime, taban tabana zıttır. Doğal olarak da, Mistizm, insan öldürme aracıdır… Ve toplumun da, hiçbir sorunun çözmüyor… Dindeki vesayet(tarikat ve cemaat) kavramının çıkış kaynağıdır. Bizim coğrafyada bunlardan bol miktarda bulunur. Fakirine de, denk gelmeniz mümkün değil… Tarikat ve cemaat anlamlarını bilmeyenlere helede aklı bu yoldakilerin amaçlarının aslında Allah c.c. Olduğuna basmayanlar için , dini kalıplaştırmış ve Kuranı eşsiz olmasına rağmen kalıplaştırmış, daraltmış zihniyetler elbette buna bir kulp takmak için bu tavırları sergilemek zorundalar. Oysa o işe yaramayan cemaat ve tarikatlar bugün milyonlarca insanı bataklıktan kurtarıp islama yani özlerine tekrar kzandırmışlardır. Hemde büyük bir şevkat ve sabır ile toplum içinde toplumla hemhl olmuş kişiler bunu yaparkende bir takım sözde alimcikler gibi tv karşısına gecip Tevhidden, cihaddan yalan yanlış bilgilerden bahsederek insanların akıllarını bulandırmak yerine onların içinde bulunup onları kurtarma çabasındalar. Fakirlik meselesi ise ne kadar dar bir akıldırki , müslüman = fakir anlayışıdır. Müslüman fakir ve hakir olan değildir. Elbette zengin olmalıdır aslolan bu zenginliği nasıl değerlendirdiğidir. … Siz, Hz.Peygamber’in, her saat başı namaz kılarak, elinde tespih ile bilmem kaç bin zikr çekerek, şu soruna karşı, şu duayı, bu soruna karşı, bu duayı okuyarak, toplumun sorunun çözdüğüne inanıyor musunuz? Buna inanan zaten aptaldır, ahmaktır, peygambere s.a.v iftira atandır. Biz onun vasıflarını hamd olsun çok iyi biliyoruz , en azından “o bir elçiydi, görevini yaptı gitti “ diyerek haddi aşıpta O na karşı edepsizlik etmiyoruz... Toplumun sorunu neyse, dinin sorunu “o” dur. Tevhid(Kuranı Kerim) dini, muhteşem bir vicdan oluşturmayı hedefler. Yani özeleştiri yapabilen empati kurabilen, ilkeli kişilik oluşturma sanatıdır. Buna teknik olarak günümüzde “gelişmiş(ilkeli, özbenlik) kişilik” denir. Bu içimizdeki, doğal dindir. Evet toplumun sorunlarını bırakıp bu şekilde toplumu eleştirmek te dinin neresindedir. Vicdan denen olgu nedir ? Bilmeden, şahit olmadan kişilere iftira atmakmıdır? Yoksa BEN likmidir? Gelişmiş kişilik insanları hor görmek, yalan yanlış bilgilerle ve bir iki süslü kelime ile insanları büyüemekmidir? Eğer buysa kaldırıp atmak lazım bunu çöpe, müslümanın hal ve hareketleri nasıl olması gerektiği Kuran ve Sünnet çizgisindedir. Bunuda yakalayamayan sadece gelişmiş kişilik , vicdan , özbenlik, içindeki doğal din gibi bir çok süslü kelimelerle kendisini kandırıp aslında kendi dinini oluşturan kişilerden ibarettir... Hizmetmi istiyorsunuz, islama yardımmı istiyorsunuz, bırakın cemaat, tarikat , o cu , şu cu olmayı aslolan ümmetin ittihatıdır. Bunun için gelin ümmetin sorunlarını tartışalım, müslümanların durumunu gözden geçirelim, bugün müslüman gençliğin sıkıntılarına bakalım, sorunlar neden kaynaklanıyor bunu gözden geçirelim, hala görevlerini tamamlayıp bu dünyadan göç eden , Mevlanaların, İbni Arabilierin, Teymiyyelerin etlerini yemeyelim onların yaptığı gibi amacımız Allah c.c. Olsun , tarikatla cemaatle , tekfirle, kulp takmalarla sadece islama zarar verilir. Kaş yapalım derken gözlerden olunur .... Allah c.c. Ümmete tez zamanda bir ittihat nasip etsin duamızla selam ederiz ve müslümanları Allahın c.c. Sıkça davet ettiği akletmeye, düşünmeye davet ederiz ...vesselam |
04 Ocak 2013, 17:36 | Mesaj No:109 |
Cevap: Menzil tarikatı şeyhi Fevzeddin Erol Hamd, Alemlerin Rabbi Allah'a mahsustur. Allah'ım, kalemin cari olduğu ve ilmin ihata erdiği kadar Efendimiz Muhammed Mustafa'ya rahmet eyle, salat eyle. , Ya Rabbi yarattığın varlıklar kadar şükürler olsun denizlerdeki kumların sayısınca şükürler olsun kelimelerin adetince şükürler olsun arşın ağırlığının tonlarca katı şükürler olsun.... ---------------------------------------------------------------------------------- Çok şükür Esadullah kardeşimiz veya abimiz uzun uzadıya gerçekleri anlatmış.. kısa anlatımlarla (cahil anlatımıyla ) anlatamadık... selamlar | |
13 Nisan 2013, 23:42 | Mesaj No:110 |
Cevap: Menzil tarikatı şeyhi Fevzeddin Erol'a İman Velilere Düşmanlık Etmek Tehlikelidir Veli bir kula düşmanlık göstermenin akıbetini şu hadis-i kudsî şöyle beyan etmektedir: "Her kim beni tanıyan ve ihlas ile bana ibadet eden bir kuluma düşmanlık ederse, ben de ona harp ilan ederim" (Buhari) Veli, Allah'ın emir ve rızasından ayrılmayan bir kul olduğuna göre, ona düşmanlık eden kimsenin haklı bir sebebi olamaz Burada Allah-u Zülcelal'in harbi; onu ya günahlara daldırması ya da küfür bataklığına saplamasıdır Ehl-i sünnet ve'l-cemaate göre, geçmiş ümmetlerde olduğu gibi, Hz Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)in ümmetinde de Allah'ın veli kulları vardır Velilere inanmak haktır Evliyaları kabul etmemek, Kur'an ayetlerini inkar olup, sapıklık ve küfürdür Allah-u Zülcelal'in veli kulları haktır ve veli kullara inanmak şarttır Veliler de Allah-u Zülcelal'in kullarıdır Onlarda herkes gibi insandırlar Onlar nefis ve şeytanın peşinden gitmez, Allah-u Zülcelal'in emirlerine göre hareket ederler Sur'un son nefhasına kadar Allah'ın veli kulları bulunacak ve eksik olmayacaktır Kıyamet günü, evliyaullah için ne mahzun olmak, ne kederlenmek ve ne de korku vardır Allah-u Zülcelal'in veli kulları, Allah-u Zülcelal'e olan sevgilerinin fazlalığından, kendilerine tabi olan kimseleri dünya sevgisinden koparıp Allah-u Zülcelal'in doğru yoluna bağlarlar Allah dostlarını sevenler, besledikleri muhabbetten dolayı, Allah-u Zülcelal'i de sevmiş olurlar ve böylelikle Allah-u Zülcelal'in dostluğunu kazanırlar Çünkü Allah için Allah dostlarına muhabbet, Allah-u Zülcelal'i sevmek demektir Allah dostlarının münkirliğini yapanların çoğunluğunun küfür üzere ahirete gittikleri görülmüştür Allah dostlarına yakın olmanın faydası çoktur Bu dünyada evliyalara yakın olan kimse, aynı yakınlığı ahirette de muhafaza eder Allah-u Zülcelal bir insana dost olursa, herkes ona itaat etmek mecburiyetinde kalır... hakklarında bilgi sahipi değilseniz(hele bu kişiler Allahın sadık kullarıysa)kimsenin hakkında ileri geri konuşmayınız.... | |
Konuyu Toplam 53 Kişi okuyor. (0 Üye ve 53 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Menzil Şeyhi Ş.S Abdulbaki Erol Vefat Etti | Mihrinaz | Taziye-İlan-Selamlaşma | 3 | 13 Temmuz 2023 13:55 |
ilim ve menzil cemmatini bilen varmı? | tevhid_ | Soru Cevap Arşivi | 13 | 03 Nisan 2020 01:31 |
Din Felsefesi (EROL 71) 6-7-8-9-10 -11 -12..Ünite Çalışmaları | Mihrinaz | SAKARYA İlitam | 14 | 11Haziran 2016 18:13 |
Din Felsefesi (EROL 71) 1-2-3-4-5. Ünite çalışmları | Mihrinaz | SAKARYA İlitam | 11 | 11 Şubat 2016 14:46 |
arapça 3 3. ve 4. üniteler (erol 71'e ait çalışma) | mehmet akif2 | Arapça 3 | 3 | 05 Ocak 2013 23:35 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|